hal
hal
(haːl)ad hali (haː'li)
1. vaziyet gaz halindeki maddeler
Komşuya uğrayıp hal hatır sorduk.
Komşuya uğrayıp hal hatır sorduk.
2. tavır Bu haliyle işini kaybeder.
3. güç Hastalıktan sonra hiç hali kalmadı.
hal
(hal)ad halli (hal'li)
1. sonuçlandırma davanın halli
2. karar bağlama meselenin halli
hal
Verfassungпадеж (hal)ad hali (hali)
toplanan besin ürünlerinin geldiği satış noktası sebze hali
Kernerman English Multilingual Dictionary © 2006-2013 K Dictionaries Ltd.