Papers by Burak Yiğit
Yeryüzünde milyonlarca yıl öncesine giden geçmişimiz bir tarafa, bir nesne üzerine anlamlı işaret... more Yeryüzünde milyonlarca yıl öncesine giden geçmişimiz bir tarafa, bir nesne üzerine anlamlı işaretler, göstergeler bırakma becerimiz yaklaşık 40 bin yaşında. Sükûnet ve barış içerisinde olduğumuz halimizin geçmişine gelince; yani hâlihazırda birilerimizin bu satırları yazabildiği, bir diğerinin okuyabildiği sanki tarih öncesi dönemlerden beri hep varmış gibi hissettiğimiz ama pek te öyle olmayan halimiz; sadece 3300 yıllık. İnsanların bu savaşmama halini sağlamak, tarihsel süreç içerisinde sınırlı nüfuslarıyla ve sınırlı imkânlarıyla, yine sınırlı kaynaklarını korumak; yani hayatta kalmak yolunda gösterdikleri tutumun; onları, soyut fikirlerle düşünmeye ve bu fikirleri aktarma yolunda sınırlı bir anlatım yolunu tercih etmeye ittiği aşikârdır. İşte bu, işaretlerden ve sembollerden anlamlı düşünceler yaratma işidir. Bu sembolik düşünme, zaman içerisinde göstergelerle "baskın kültürel söylemin" nakledilmesine aracılık etmiş ve tarih boyunca, farklı coğrafyalarda evrilerek sanatın en belirgin işlevinin, aracısı olmuştur. Bir yerde bu sınırlılık, sembolik anlatım yolunda gücünü kendisinden almış yani sınırlılığını sanat ve estetikle özlülüğe evirmiştir.
and British Non-Fiction Literature"
Birinci Dünya Savaşı"nın en önemli ve şiddetli muharebeleri Avrupa cephelerinde yaşandığından sav... more Birinci Dünya Savaşı"nın en önemli ve şiddetli muharebeleri Avrupa cephelerinde yaşandığından savaş öncelikle Avrupa"ya ait bir uluslararası olgu olarak kabul edilmiş, neticesinde Osmanlı devleti gibi daha az önemli tarafların savaşa ait deneyimleri edebi ve akademik çevrede nispeten daha sınırlı bir ilgiye mazhar olmuştur. Tüm batılılaşma çabalarına rağmen, dilsel, dinsel ve kültürel temellerinin de etkisiyle Osmanlı batılı olmayan şarka ait bir İslami imparatorluk olarak görülmüş ve Batı karşılaştırmalı edebiyat, tarih ve kültür incelemeleri üçgeninin dışında bırakılmıştır. Yine Osmanlı-Türk tarihinde, Türkiye"nin ulus-devlet yapısının ve milli kültür-edebiyat anlayışının, Kurtuluş savaşı ve Cumhuriyet sonrası dönemde şekillendiği yönündeki baskın yaklaşım, Birinci Dünya Savaşı"nı belirleyici olmaktan ziyade tarihte bir ayırtı olarak görmüştür. Birinci Dünya Savaşı, bununla beraber, etkisi altına aldığı ve şekillendirdiği coğrafya neticesinde yarattığı siyasi ve toplumsal oluşumlar, milyonlarla ifade edilen kayıplar ve yarattığı psikolojik savaş ve propaganda savaşı gibi kavramlarla tarihte yerini almıştır.
Conference Presentations by Burak Yiğit
When the WWI began, all sides entered the war with the same hope of being on the winning side and... more When the WWI began, all sides entered the war with the same hope of being on the winning side and saw
it as an opportunity for gaining power in a new order. Yet, each country developed different motives and
attitude towards war. However, upon the outburst of the conflicts, any news that would promote national
or patriotic feelings of the fellow countrymen, or conversely discredit the enemy would have wide
circulation in press and literature. Accordingly, the oncoming war would be the war of disseminating
propaganda and become the main asset of public discourse so as to lead the masses to victory. All sides
operated the propaganda machine from the very beginning of harsh conflicts. The Ottoman Empire, on the
threshold of its fall, tried to reach a holistic practice during the war while building its national identity.
This paper examines the propaganda efforts of the Ottomans with special reference to the nationalistic
discourse of some Turkish writers.
Drafts by Burak Yiğit
Yeryüzünde milyonlarca yıl öncesine giden geçmişimiz bir tarafa, bir nesne üzerine anlamlı işaret... more Yeryüzünde milyonlarca yıl öncesine giden geçmişimiz bir tarafa, bir nesne üzerine anlamlı işaretler, göstergeler bırakma becerimiz yaklaşık 40 bin yaşında. Sükûnet ve barış içerisinde olduğumuz halimizin geçmişine gelince; yani hâlihazırda birilerimizin bu satırları yazabildiği, bir diğerinin okuyabildiği sanki tarih öncesi dönemlerden beri hep varmış gibi hissettiğimiz ama pek te öyle olmayan halimiz; sadece 3300 yıllık. İnsanların bu savaşmama halini sağlamak, tarihsel süreç içerisinde sınırlı nüfuslarıyla ve sınırlı imkânlarıyla, yine sınırlı kaynaklarını korumak; yani hayatta kalmak yolunda gösterdikleri tutumun; onları, soyut fikirlerle düşünmeye ve bu fikirleri aktarma yolunda sınırlı bir anlatım yolunu tercih etmeye ittiği aşikârdır. İşte bu, işaretlerden ve sembollerden anlamlı düşünceler yaratma işidir. Bu sembolik düşünme, zaman içerisinde göstergelerle "baskın kültürel söylemin" nakledilmesine aracılık etmiş ve tarih boyunca, farklı coğrafyalarda evrilerek sanatın en belirgin işlevinin, aracısı olmuştur. Bir yerde bu sınırlılık, sembolik anlatım yolunda gücünü kendisinden almış yani sınırlılığını sanat ve estetikle özlülüğe evirmiştir.
Uploads
Papers by Burak Yiğit
Conference Presentations by Burak Yiğit
it as an opportunity for gaining power in a new order. Yet, each country developed different motives and
attitude towards war. However, upon the outburst of the conflicts, any news that would promote national
or patriotic feelings of the fellow countrymen, or conversely discredit the enemy would have wide
circulation in press and literature. Accordingly, the oncoming war would be the war of disseminating
propaganda and become the main asset of public discourse so as to lead the masses to victory. All sides
operated the propaganda machine from the very beginning of harsh conflicts. The Ottoman Empire, on the
threshold of its fall, tried to reach a holistic practice during the war while building its national identity.
This paper examines the propaganda efforts of the Ottomans with special reference to the nationalistic
discourse of some Turkish writers.
Drafts by Burak Yiğit
it as an opportunity for gaining power in a new order. Yet, each country developed different motives and
attitude towards war. However, upon the outburst of the conflicts, any news that would promote national
or patriotic feelings of the fellow countrymen, or conversely discredit the enemy would have wide
circulation in press and literature. Accordingly, the oncoming war would be the war of disseminating
propaganda and become the main asset of public discourse so as to lead the masses to victory. All sides
operated the propaganda machine from the very beginning of harsh conflicts. The Ottoman Empire, on the
threshold of its fall, tried to reach a holistic practice during the war while building its national identity.
This paper examines the propaganda efforts of the Ottomans with special reference to the nationalistic
discourse of some Turkish writers.