Books by Ebru Ugurel Ozdemir
Papers by Ebru Ugurel Ozdemir
KADEM Kadın Araştırmaları Dergisi, 2024
Erkek egemen toplumlarda hayatta kalabilmek adına çok az seçeneği olan kadının, bilinçaltına işle... more Erkek egemen toplumlarda hayatta kalabilmek adına çok az seçeneği olan kadının, bilinçaltına işlenmiş kader algısını yıkmak kolay olmamıştır. Kadın, çoğu zaman utandırıldığı bedeni ile var olabilmek, bu beden yazgısında varlık gösterebilmek için bazı ideolojik silahların hedefi olmuştur: erken dönem Freudyen psikanaliz ve kapitalizmin birbirini besleyen güçleriyle dayattıkları pek çok asılsız söylem, kadın bedenini ve aklını uysallaştırmaya çalışmaktadır. Bir nevi yatırım olarak görülen beden, onu en kusursuz hale getirmek için kadına bir sorumluluk olarak yüklenmektedir. Bu çalışmanın amacı, kadının ve kadın bedeninin ideolojik güçlere karşı savunmasızlığını, psikolojik ve fiziksel olarak maruz kaldığı baskıyı, görsel bakımdan çok daha etkili bir örneklendirme sağlaması niyetiyle Şeytan Marka Giyer filmiyle yorumlamaktır. Söz konusu film, tanınmak ve var olabilmek için kendisinin yaratmadığı kategori, kavram ve adlara bağlanmak zorunda kalan kadının, her türlü ideolojik oyuna tabi olmak durumunda kalmasını etkili biçimde örneklendirmektedir. Bu çalışmada, kadın bedeninin tarih boyunca taşıdığı anlamlar özetlenecek olup; kadın psikolojisini olumsuz yönde etkileyen bilinçaltı ve ideoloji ilişkisi açıklanacaktır. Kapitalist sistemin ataerkil düzenle birlikte kadın bedenine karşı açtığı savaş, Foucault’nun ileri sürdüğü iktidar anlayışıyla bağdaştırılacak; ‘uysal bedenler’ ve ‘panoptikon’ kavramları çerçevesinde sınıflandırılacaktır. Bu münasebetle, Şeytan Marka Giyer filmindeki iki kadın karakterin eylemleri ve yaşadıkları olaylar sözü geçen kavramlar bazında ele alınacaktır. Tüketim ideolojisinin ve popüler kültürün bir yansıması niteliğinde olan Şeytan Marka Giyer filmi aracılığıyla medyanın kadını sömüren rolü ve etkisi de örneklerle açıklanacaktır.
Theatre has always been considered one of the mirrors that reflect the traditions and practices o... more Theatre has always been considered one of the mirrors that reflect the traditions and practices of societies. Through the performances of the characters on stage, the real life of humans, the ideological meanings, the power relations, and the resistance that individuals within a society put up against the system are unfolded. Feminine and masculine roles and rules coded for each sex are also transmitted through the attributed acts of the characters. Accordingly, in this paper, the ideological stance of women is discussed with regards to the expression of power both in Renaissance drama and Turkish Republican drama. The challenging attitude that female characters adopt against the masculine authority is examined through incorporating dissidence in interpretation with the aim of social change in many fields such as religion and femininity. To achieve this aim, the plays The Tragedy of Mariam by Elizabeth Cary and Kurban by Güngör Dilmen are analyzed with reference to the principles of cultural materialism as the textual analysis of the plays in question demonstrates dissident reading in the form of negation of the dominant structures of each society.
The patriarchal ideology determines woman's existence as silent, passive, and obedient; however, ... more The patriarchal ideology determines woman's existence as silent, passive, and obedient; however, the gender roles which are imposed upon women by phallocratic societies are possible to be reversed by enabling women to experience "the return of the repressed". The sophistication of Ibsen's drama is based on his ability to ensure harmony between psychoanalysis and literature. Because the construction of gender and the performance of stereotype sex roles are considered the production of the unconscious, Ibsen, within A Dollhouse, does expose the subversive aspect of gender codes through the uncanny effect Nora exemplifies through disregarding her gender roles as a submissive wife and a devoted mother after awakening to the reality that her husband has regarded her just as a toy; as a doll without her own reason, decisions, and pleasures. As a consequence of the return of the repressed, Nora turns out to be a danger and a threat for the patriarchal power.
Ancient Greek myths, as the architect of the patriarchal ideology, serve as a panorama of the rea... more Ancient Greek myths, as the architect of the patriarchal ideology, serve as a panorama of the reality, which women in all ages around the world face and are forced to experience. Based on the fossilized ideas of the archaic philosophy, the mythological narratives are at the center of a canon which reveals, internalizes and legitimates the binary oppositions between the sexes. Although myths are set in the past and thus seem to be bygone, the events and characters still mirror the modern age: nothing seems to have changed concerning the negative perception of womanhood. This essay does echo the feminist writer Cixous's challenge to awaken all women to discover their own power by not yielding to man-made stories but writing their own realities. In this direction in this study, the classical myths are reimagined within the concept of "feminine writing" with the purpose of subverting the dynamics of patriarchy and phallocentrism.
Uploads
Books by Ebru Ugurel Ozdemir
Papers by Ebru Ugurel Ozdemir