attırmak

Turkish

Etymology

Intrusive form of atmak.

Verb

attırmak (third-person singular simple present attırır)

1. To find somebody to beat.

   Kazadan sonra kalbi durunca defibrilatör bir süre attırdı.

   When [his/her/its] heart stopped beating after the crash, the defibrillator made it beating for a time.

2. To find somebody to throw.

   Bunun üzerine adamı işten attırdılar.

   After this, they found somebody to threw the man suck him. (literally and colloquially: "...to throw him out.")

Conjugation

Conjugation of attırmak (aorist in -V⁴r)

Note: Actual conjugations can be more complex than tables below. Compound forms with the auxiliary olmak not shown. See also Appendix:Turkish suffixes#Verbs.

Positive declarative
infinitive			attırmak
impersonal participle	imperfective		attıran
	perfective		attırmış
	prospective		attıracak
personal participle	non-prospective		attırdığım	attırdığın	attırdığı	attırdığımız	attırdığınız	attırdıkları
	prospective		attıracağım	attıracağın	attıracağı	attıracağımız	attıracağınız	attıracakları
verbal noun			attırma
way of doing			attırış
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	atırırım	atırırsın	atırır	atırırız	atırırsınız	atırırlar
		imperfective	attırıyorum	attırıyorsun	attırıyor	attırıyoruz	attırıyorsunuz	attırıyorlar
	past	perfective	attırdım	attırdın	attırdı	attırdık	attırdınız	attırdılar
		imperfective	attırıyordum	attırıyordun	attırıyordu	attırıyorduk	attırıyordunuz	attırıyorlardı (or attırıyordular)
	future		attıracağım	attıracaksın	attıracak	attıracağız	attıracaksınız	attıracaklar
inferential	perfective		attırmışım	attırmışsın	attırmış	attırmışız	attırmışsınız	attırmışlar
	aorist		atırırmışım	atırırmışsın	atırırmış	atırırmışız	atırırmışsınız	atırırlarmış (or atırırmışlar)
	imperfective		attırıyormuşum	attırıyormuşsun	attırıyormuş	attırıyormuşuz	attırıyormuşsunuz	attırıyorlarmış
conditional	simple		attırsam	attırsan	attırsa	attırsak	attırsanız	attırsalar
	perfective		attırsaydım	attırsaydın	attırsaydı	attırsaydık	attırsaydınız	attırsaydılar
optative			attırayım	attırasın	attıra	attıralım	attırasınız	attıralar
progressive			attırmaktayım	attırmaktasın	attırmakta	attırmaktayız	attırmaktasınız	attırmaktalar
necessitative			attırmalıyım	attırmalısın	attırmalı	attırmalıyız	attırmalısınız	attırmalılar
imperative				attır	attırsın		attırın	attırsınlar
Positive interrogative
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	atırır mıyım?	atırır mısın?	atırır mı?	atırır mıyız?	atırır mısınız?	atırırlar mı?
		imperfective	attırıyor muyum?	attırıyor musun?	attırıyor mu?	attırıyor muyuz?	attırıyor musunuz?	attırıyorlar mı?
	past	perfective	attırdım mı?	attırdın mı?	attırdı mı?	attırdık mı?	attırdınız mı?	attırdılar mı?
		imperfective	attırıyor muydum?	attırıyor muydun?	attırıyor muydu?	attırıyor muyduk?	attırıyor muydunuz?	attırıyorlar mıydı?
	future		attıracak mıyım?	attıracak mısın?	attıracak mı?	attıracak mıyız?	attıracak mısınız?	attıracaklar mı?
inferential	perfective		attırmış mıyım?	attırmış mısın?	attırmış mı?	attırmış mıyız?	attırmış mısınız?	attırmışlar mı?
	aorist		atırır mıymışım?	atırır mıymışsın?	atırır mıymış?	atırır mıymışız?	atırır mıymışsınız?	atırırlar mıymış?
	imperfective		attırıyor muymuşum?	attırıyor muymuşsun?	attırıyor muymuş?	attırıyor muymuşuz?	attırıyor muymuşsunuz?	attırıyorlar mıymış?
conditional	simple		attırsam mı?	attırsan mı?	attırsa mı?	attırsak mı?	attırsanız mı?	attırsalar mı?
	perfective		attırsa mıydım?	attırsa mıydın?	attırsa mıydı?	attırsa mıydık?	attırsa mıydınız?	attırsalar mıydı?
progressive			attırmakta mıyım?	attırmakta mısın?	attırmakta mı?	attırmakta mıyız?	attırmakta mısınız?	attırmaktalar mı?
necessitative			attırmalı mıyım?	attırmalı mısın?	attırmalı mı?	attırmalı mıyız?	attırmalı mısınız?	attırmalılar mı?
Negative declarative
infinitive			attırmamak
impersonal participle	imperfective		attırmayan
	perfective		attırmamış
	prospective		attırmayacak
personal participle	non-prospective		attırmadığım	attırmadığın	attırmadığı	attırmadığımız	attırmadığınız	attırmadıkları
	prospective		attırmayacağım	attırmayacağın	attırmayacağı	attırmayacağımız	attırmayacağınız	attırmayacakları
verbal noun			attırmama
way of doing			attırmayış
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	attırmam	attırmazsın	attırmaz	attırmayız	attırmazsınız	attırmazlar
		imperfective	attırmıyorum	attırmıyorsun	attırmıyor	attırmıyoruz	attırmıyorsunuz	attırmıyorlar
	past	perfective	attırmadım	attırmadın	attırmadı	attırmadık	attırmadınız	attırmadılar
		imperfective	attırmıyordum	attırmıyordun	attırmıyordu	attırmıyorduk	attırmıyordunuz	attırmıyorlardı
	future		attırmayacağım	attırmayacaksın	attırmayacak	attırmayacağız	attırmayacaksınız	attırmayacaklar
inferential	perfective		attırmamışım	attırmamışsın	attırmamış	attırmamışız	attırmamışsınız	attırmamışlar
	aorist		attırmazmışım	attırmazmışsın	attırmazmış	attırmazmışız	attırmazmışsınız	attırmazlarmış
	imperfective		attırmıyormuşum	attırmıyormuşsun	attırmıyormuş	attırmıyormuşuz	attırmıyormuşsunuz	attırmıyorlarmış
conditional	simple		attırmasam	attırmasan	attırmasa	attırmasak	attırmasanız	attırmasalar
	perfective		attırmasaydım	attırmasaydın	attırmasaydı	attırmasaydık	attırmasaydınız	attırmasaydılar
optative			attırmayayım	attırmayasın	attırmaya	attırmayalım	attırmayasınız	attırmayalar
progressive			attırmamaktayım	attırmamaktasın	attırmamakta	attırmamaktayız	attırmamaktasınız	attırmamaktalar
necessitative			attırmamalıyım	attırmamalısın	attırmamalı	attırmamalıyız	attırmamalısınız	attırmamalılar
imperative				attırma	attırmasın		attırmayın	attırmasınlar
Negative interrogative
			singular			plural
			1st person	2nd person	3rd person	1st person	2nd person	3rd person
			ben	sen	o	biz	siz	onlar
indicative	present	aorist	attırmaz mıyım?	attırmaz mısın?	attırmaz mı?	attırmaz mıyız?	attırmaz mısınız?	attırmazlar mı?
		imperfective	attırmıyor muyum?	attırmıyor musun?	attırmıyor mu?	attırmıyor muyuz?	attırmıyor musunuz?	attırmıyorlar mı?
	past	perfective	attırmadım mı?	attırmadın mı?	attırmadı mı?	attırmadık mı?	attırmadınız mı?	attırmadılar mı?
		imperfective	attırmıyor muydum?	attırmıyor muydun?	attırmıyor muydu?	attırmıyor muyduk?	attırmıyor muydunuz?	attırmıyorlar mıydı?
	future		attırmayacak mıyım?	attırmayacak mısın?	attırmayacak mı?	attırmayacak mıyız?	attırmayacak mısınız?	attırmayacaklar mı?
inferential	perfective		attırmamış mıyım?	attırmamış mısın?	attırmamış mı?	attırmamış mıyız?	attırmamış mısınız?	attırmamışlar mı?
	aorist		attırmaz mıymışım?	attırmaz mıymışsın?	attırmaz mıymış?	attırmaz mıymışız?	attırmaz mıymışsınız?	attırmazlar mıymış?
	imperfective		attırmıyor muymuşum?	attırmıyor muymuşsun?	attırmıyor muymuş?	attırmıyor muymuşuz?	attırmıyor muymuşsunuz?	attırmıyorlar mıymış?
conditional	simple		attırmasam mı?	attırmasan mı?	attırmasa mı?	attırmasak mı?	attırmasanız mı?	attırmasalar mı?
	perfective		attırmasa mıydım?	attırmasa mıydın?	attırmasa mıydı?	attırmasa mıydık?	attırmasa mıydınız?	attırmasalar mıydı?
progressive			attırmamakta mıyım?	attırmamakta mısın?	attırmamakta mı?	attırmamakta mıyız?	attırmamakta mısınız?	attırmamaktalar mı?
necessitative			attırmamalı mıyım?	attırmamalı mısın?	attırmamalı mı?	attırmamalı mıyız?	attırmamalı mısınız?	attırmamalılar mı?

Derived terms

• attırtmak