He reads in Sociology, Psychology, Agricultural Engineering, Political Science, Public Administration and History. Phone: +90 505 420 61 59 Address: Ankara, Ankara, Turkey
Türkiye, bulunduğu coğrafi bölgeden kaynaklı dış etkenler ve neredeyse yarım asra yaklaşan ve tük... more Türkiye, bulunduğu coğrafi bölgeden kaynaklı dış etkenler ve neredeyse yarım asra yaklaşan ve tüketilmekte olan iç enerji ile birlikte başlama olasılığını kendi içinde barındıran duygusal kopuşları tetikleyecek iç etkenler dolayısıyla uzun süreli hükümet, siyasi ya da sistem krizlerini kaldırabilecek bir durumda değildir. Yönetimsel sistem krizlerinin doğuracağı sonuçlar, devlet olarak adlandırılan aygıtın bir ayağını oluşturan toplumu doğrudan etkilemektedir. Bu bağlamda, siyasi bir örgütlenme olan devletin nötr olması gereken yapısının siyasallaştırma gömleği giydirilerek herhangi bir hükümet gibi bir yöne meyletmesi tasavvur edilebilecek bir durum değildir. Siyasi iradenin değişmesi her zaman olası iken kendi siyasal kültüründen gelen " Devlet Ebedmüddettir " 1 anlayışıyla birlikte var olacak ve olması gereken yapının değişmezliği esastır. Devleti oluşturan unsurlardan en çok tartışılan konu, egemenlik kavramında yer bulan yönetim kudretinin kim tarafından yerine getirileceğidir. Yani kimin kimi nasıl yöneteceğine dair tartışmalar, topluluktan toplum kavramına geçişten itibaren süregelen bir durumdur. Türkiye açısından son dönemlerde sıklıkla tartışılan başkanlık sistemi de yürütüm erkinin kim tarafından kullanılacağına dairdir. Tartışmaya varsayımsal gerçeklik ya da mevcut durum boyutundan bakıldığında başlangıç noktası olan anayasal değişiklikle birlikte yürütmenin görünümü itibariyle iki başlı bir yapı arz etmesinden kaynaklanmaktadır. Fiili durum göz önüne alındığında sorun, yürütmenin her iki kanadının da halk tarafından seçilmiş olmasının sonucu olarak eşit kuvvete ve eşit meşruiyete sahip olmanın getirdiği iki başlılıktır. Bu sorun, çoğu parlamenter sistemde Cumhurbaşkanının sembolik hale getirilmesi ile bir nebze çözümlenmiştir. Ancak Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin mevcut durumda beş yıl, milletvekili genel seçimlerinin Anayasa'da belirlendiği şekliyle dört yılda bir tekrarlanmasıyla farklı görüşteki yürütmelerin görevde olması muhtemeldir. Güçlü iktidar hükümetlerinin çıkmadığı seçim sonuçlarında yaşanan koalisyon krizlerinde sorun yeni bir seçimle çözülebilirken güçlü iktidar hükümeti ve güçlü Cumhurbaşkanı krizini çözebilecek mekanizma henüz mevcut değildir. Bu, aynı zamanda farklı görüş olan hükümet ile Anayasal yetkileri nedeniyle hükümetten daha fazla yetkiye sahip Cumhurbaşkanın çatışması dolayısıyla şeklen görünecek olan, devlet ve onun içinden çıkan siyasal olarak sorumlu hükümetin çatışmasına dönüşecektir.
Türkiye, bulunduğu coğrafi bölgeden kaynaklı dış etkenler ve neredeyse yarım asra yaklaşan ve tük... more Türkiye, bulunduğu coğrafi bölgeden kaynaklı dış etkenler ve neredeyse yarım asra yaklaşan ve tüketilmekte olan iç enerji ile birlikte başlama olasılığını kendi içinde barındıran duygusal kopuşları tetikleyecek iç etkenler dolayısıyla uzun süreli hükümet, siyasi ya da sistem krizlerini kaldırabilecek bir durumda değildir. Yönetimsel sistem krizlerinin doğuracağı sonuçlar, devlet olarak adlandırılan aygıtın bir ayağını oluşturan toplumu doğrudan etkilemektedir. Bu bağlamda, siyasi bir örgütlenme olan devletin nötr olması gereken yapısının siyasallaştırma gömleği giydirilerek herhangi bir hükümet gibi bir yöne meyletmesi tasavvur edilebilecek bir durum değildir. Siyasi iradenin değişmesi her zaman olası iken kendi siyasal kültüründen gelen " Devlet Ebedmüddettir " 1 anlayışıyla birlikte var olacak ve olması gereken yapının değişmezliği esastır. Devleti oluşturan unsurlardan en çok tartışılan konu, egemenlik kavramında yer bulan yönetim kudretinin kim tarafından yerine getirileceğidir. Yani kimin kimi nasıl yöneteceğine dair tartışmalar, topluluktan toplum kavramına geçişten itibaren süregelen bir durumdur. Türkiye açısından son dönemlerde sıklıkla tartışılan başkanlık sistemi de yürütüm erkinin kim tarafından kullanılacağına dairdir. Tartışmaya varsayımsal gerçeklik ya da mevcut durum boyutundan bakıldığında başlangıç noktası olan anayasal değişiklikle birlikte yürütmenin görünümü itibariyle iki başlı bir yapı arz etmesinden kaynaklanmaktadır. Fiili durum göz önüne alındığında sorun, yürütmenin her iki kanadının da halk tarafından seçilmiş olmasının sonucu olarak eşit kuvvete ve eşit meşruiyete sahip olmanın getirdiği iki başlılıktır. Bu sorun, çoğu parlamenter sistemde Cumhurbaşkanının sembolik hale getirilmesi ile bir nebze çözümlenmiştir. Ancak Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin mevcut durumda beş yıl, milletvekili genel seçimlerinin Anayasa'da belirlendiği şekliyle dört yılda bir tekrarlanmasıyla farklı görüşteki yürütmelerin görevde olması muhtemeldir. Güçlü iktidar hükümetlerinin çıkmadığı seçim sonuçlarında yaşanan koalisyon krizlerinde sorun yeni bir seçimle çözülebilirken güçlü iktidar hükümeti ve güçlü Cumhurbaşkanı krizini çözebilecek mekanizma henüz mevcut değildir. Bu, aynı zamanda farklı görüş olan hükümet ile Anayasal yetkileri nedeniyle hükümetten daha fazla yetkiye sahip Cumhurbaşkanın çatışması dolayısıyla şeklen görünecek olan, devlet ve onun içinden çıkan siyasal olarak sorumlu hükümetin çatışmasına dönüşecektir.
Uploads
Papers by Yüksel BOZOĞLU