Papers by İbrahim Kolunsağ
KÜLTÜRK Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Dergisi, 2023
Prof. Dr. M. Fatih Köksal öncülüğünde, 2011 yılında başlayan Şiir Mecmualarının Sistematik Tasnif... more Prof. Dr. M. Fatih Köksal öncülüğünde, 2011 yılında başlayan Şiir Mecmualarının Sistematik Tasnifi Projesi (MESTAP), günümüzde önemli sayılabilecek bir olgunluğa ulaşmıştır. Projenin hedefi, şiir mecmualarının içerik dökümünü yapmak ve bunları bir veri tabanında toplayıp araştırmacıların istifadesine sunmaktır. Gelişimine paralel olarak
proje kapsamında yapılan çalışmalarda birlik sağlanabilmesi amacıyla 2012 ve 2017 yıllarında Ankara’da iki çalıştay düzenlenmiştir. Bu çalıştayların ardından, giderek artan çalışmalarda görülen eksikliklerin tespiti ve giderilmesi amacıyla 15 Haziran 2023 tarihinde, İstanbul Kültür Üniversitesi’nde 3. MESTAP Çalıştayı gerçekleşmiştir. İlgili çalıştayda sözlü bildiri olarak sunulan ve gözden geçirilerek yayıma hazırlanan bu makalede MESTAP tablolarındaki açıklamalar kısmına odaklanılmıştır. Makalede,
lisansüstü tezlerle sınırlı olmak üzere, açıklamalarda görülen ortak yaklaşımlar tespit edilmiş, bunlara dair değerlendirmeler yapılmıştır. Sonuç olarak da açıklamalar/notlar kısmında yalnızca şiir başlıklarının yazılmaması, şiir ve şair tespitlerinde sistemli bir yol takip edilmesi, şiirlerin şekil özellikleri ile ilgili hususlara yer verilmesi, şiirler üzerindeki olası ipuçlarının yorumlanması gerektiği belirtilmiştir.
Eski Türk Edebiyatı Araştırmaları Dergisi, 2023
Bir 19. yüzyıl şairi olan Mehmed Bahâeddîn Ferîd Efendi (ö. 1838), Osmanlı şeyhülislamlarından Âş... more Bir 19. yüzyıl şairi olan Mehmed Bahâeddîn Ferîd Efendi (ö. 1838), Osmanlı şeyhülislamlarından Âşir Efendi’nin (ö. 1804) oğludur. Kaynaklarda yalnızca bir gazeline yer verilen, herhangi bir eserinden ya da şairliğinden bahsedilmeyen Ferîd Efendi’nin İstanbul Üniversitesi, Nadir Eserler Kütüphanesi, Türkçe Yazmalar Bölümü 11101 numarada kayıtlı bir eseri mevcuttur. Kütüphane kataloğuna “Mecmua-i Eş'ar” başlığıyla kaydedilen ancak Ferîd Efendi’nin koyduğu başlıkla isminin Mecmua-i Muhabbet olduğu anlaşılan bu eserde, sekiz farklı nazım şekliyle kalema alınmış ve neredeyse tamamı Ferîd Efendi’ye ait olan altmış iki adet manzume bulunmaktadır. Klasik şiir geleneğinin son temsilcilerinden birini daha tanıtmak ve onun eserini yayımlayarak mevcut literatüre katkı sağlamak amacıyla hazırlanan bu makalede öncelikle Ferîd Efendi’nin hayatı ile ilgili bilgiler kaynaklardan aktarılmış ve eserinden yapılan çıkarımlarla bu bilgiler genişletilmeye çalışılmıştır. Makaleye konu olan yazma eserin tavsifinin ardından şekil özellikleri başlığı altında nazım şekilleri ve vezinle ilgili bilgilere yer verilmiş, Mecmua-i Muhabbet’in muhtevasından hareketle şairin edebî kişiliği hakkındaki tespitler sıralanmış ve eser, çeviri yazı alfabesine aktarılarak neşredilmiştir. Sonuç olarak Ferîd Efendi’nin bir nazire şairi olduğu, yazdığı hasret temalı şiirleriyle bir gurbet şairi olarak da anılabileceği, klasik üslup zemininde yazdığı şiirlerinde mahallî söyleyişlere, dinî-tasavvufi düşüncelere ve buna bağlı olarak da hikmetli ifadelere yer verdiği ve nazım tekniği bakımından da kuvvetli bir şair olarak nitelenebileceği belirtilmiştir.
Osmanlı Mirası Araştırmaları Dergisi, 2023
Bu makalenin çıkış noktası, İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesinde kayıtlı bir yazma ... more Bu makalenin çıkış noktası, İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesinde kayıtlı bir yazma eserdir. Kütüphane kataloğunda, Divan ve Mecmua-i Eş’âr başlıklarıyla iki bölüm olarak kaydedilen ve müellifinin XVI. yüzyıl şairlerinden İbrahim Tulûî olduğu belirtilen bu yazma, aslında XVIII. yüzyıl şairi olduğu anlaşılan başka bir Tulûî’nin eseridir. Üzerindeki karalamalar ve düzeltmelerle müellif hattı bir divan taslağı / müsveddesi görünümündeki bu eserde çoğunluğu oluşturan Tulûî’ye ait gazeller yanında şairle ilgili kişisel kayıtlar, farklı şairlerin şiirlerinden oluşan mecmua niteliğinde bir bölüm ve şairin Bağdatlı Rûhî’nin terkîb-bendine yazdığı bir naziresi mevcuttur. Hem bilinmeyen bir XVIII. yüzyıl şairini ve eserini tanıtmak hem de Rûhî’nin şiirine yazılmış nazirelere bir yenisini daha eklemek amacıyla bu makalede Tulûî’nin hayatı ve edebî kişiliği hakkında eserinden elde edilen veriler sıralanmış, naziresi şekil ve muhteva yönüyle incelenerek yayımlanmıştır. Genelde şiirlerinden ve özelde terkîb-bendinden hareketle yapılan değerlendirmelerde Tulûî’nin kendi üslubunu bulma çabasındaki bir şair olduğu, terkîb-bendinin de “usta şair izinde yazılmış bir nazire” seviyesinde olduğu sonucu vurgulanmış, ekinde ilgili nazirenin dijital görüntüleri verilerek makale tamamlanmıştır.
Korkut Ata Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2023
Klasik Türk şiirinin temel konusu olarak değerlendirilebilecek aşk geleneksel bir anlatımla işlen... more Klasik Türk şiirinin temel konusu olarak değerlendirilebilecek aşk geleneksel bir anlatımla işlenir. Âşığın sevgiliye kavuşma yolundaki çabalarının, bu yolda çektiklerinin, önüne çıkan engellerin, vuslat ihtimali belirse bile iradesinin elden gidip buna muktedir olamamasının ön planda olduğu bu anlatımda, ayrılık ve vuslat arasındaki çözümsüzlükten kaynaklanan gerilimin şiiri beslediği söylenebilir. Hem beşerî hem de ilahi aşk yorumlamalarına açık olan bu şiirlerde âşığın sevgiliye kavuşması ancak/çoğunlukla onun toprak olması yani ölmesi ile gerçekleşebilir. Divan tahlilleri/incelemelerine bakıldığında toprak kavramının birçok yönden şiire konu olduğu görülebilir. Varlığı oluşturan dört unsurdan (anasır-ı erbaa) biri olarak su, hava ve ateşle tenasüp zemininde ele alınması, diğer unsurlara göre daha aşağıda olması sebebiyle hakir ve zelil olarak nitelenmesi ve tevazu sembolü oluşu, hayatın kaynağı olarak değerlendirilmesi, insanın ondan yaratılması ve tekrar ona dönmesi bu bağlamda anılabilir. Bunlarla yakından ilgili ve klasik Türk şiiri sanat anlayışının bir sonucu olarak, toprak kavramının vuslatla ilişkilendirilmesi şiirlerde dikkat çeken bir özellik olarak belirtilebilir. Bu çalışmada, bahsi geçen ilişkinin çeşitli yönleriyle ortaya konulması amaçlanmıştır. Bunun için konunun genel çerçevesini veren bir girişten sonra benzerlerini temsil edebilecek örnek beyitlerden hareketle bir tasnif yapılmış, sonuç olarak da toprak-vuslat ilişkisinin klasik Türk şiiri geleneğinde takip edilebilir, belirgin bir tema olduğu gösterilmeye çalışılmıştır.
Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi, 2022
Klasik Türk edebiyatı alanının en belirgin çalışma konularından biri olan şiir mecmuaları, yaygın... more Klasik Türk edebiyatı alanının en belirgin çalışma konularından biri olan şiir mecmuaları, yaygınlıkları ile doğru orantılı olarak farklı şekillerde tasnif edilmiştir. Mecmular arasında “belli bir şahıs için tertip edilenler” yapılan tasniflerdeki gruplardan biridir. Bir Osmanlı şeyhülislamı için kaleme alınmış manzumeleri barındıran ve bu makalenin konusu olan mecmua birbirine bağlı iki amaca bağlı olarak incelenmiştir. Bunlardan ilki mecmua çalışmaları ile ilgili literatüre katkı sağlamaktır. İkincisi ise muhtevadan hareketle mecmuanın edebiyat tarihine katkılarını örneklerken bir yandan da Şerif Efendi etrafında oluşan edebî çevreye, himaye sistemine dair bir çerçeve çizmeye çalışmaktır. Bunun için, Şerif Efendi’nin kısa biyografisi verildikten sonra mecmua şekil ve muhteva yönünden incelenmiştir. Sonuçta, elde edilen verilerden hareketle, mecmuanın diğer kaynaklarla birlikte yardımcı kaynak olarak da değerlendirilebileceği vurgulanmış, Şiir Mecmualarının Sistematik Tasnifi Projesi (MESTAP) kapsamında tablo oluşturularak çalışma tamamlanmıştır.
Korkut Ata Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2022
Tulûî, tezkire ve diğer biyografik kaynaklarda adı geçmeyen bir 17. yüzyıl divan şairidir. Paşa-n... more Tulûî, tezkire ve diğer biyografik kaynaklarda adı geçmeyen bir 17. yüzyıl divan şairidir. Paşa-nâme isimli tarihî mesnevisi, Sultan IV. Murad’ın Bağdat Fethi’ni işleyen Pesendîde-nâme adlı kasidesi ve yine aynı sultanın atlarını övmek amacıyla kaleme aldığı rahşiyye türündeki kasidesi şairin literatürde bilinen eserleri ve hayatına dair yapılan çıkarımların dayanaklarıdır. İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi’nde şairin şiirlerini içeren ve daha önce üzerinde herhangi bir çalışma yapılmamış bir yazma, Tulûî’nin bilinen eserlerine bir yenisini ekleme ve bu eserlerden yapılan biyografik çıkarımlara katkı sağlama imkânıyla bu makaleye konu olmuştur. Makalede, Tulûî’nin hayatı, eserleri ve şairliği hakkında bilgiler aktarılmış, bahsi geçen yazma tanıtılmış, şiirlerin şekil özellikleri belirtilmiş, muhtevaya dair tespitler örnek beyitler eşliğinde sıralanmış ve şairin bilinmeyen şiirleri yayımlanmıştır. Sonuçta, kendisini sultanın meddahı olarak niteleyen Tulûî’nin Sultan IV. Murad’dan sonra Sultan İbrahim’e intisap etme süreci Osmanlı himaye sisteminin şiirlere yansıyan örnekleri olarak vurgulanmış, övgü içerikli şiirlerinden hareketle şair hakkında daha detaylı bir biyografiye ulaşılmaya çalışılmıştır.
Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Dergisi, 2021
ÖZET
Müftî-zâde Burhân Mehmed Reşid Efendi 18. yüzyıl sonu ile 19. yüzyıl başlarında yaşamış bir... more ÖZET
Müftî-zâde Burhân Mehmed Reşid Efendi 18. yüzyıl sonu ile 19. yüzyıl başlarında yaşamış bir divan şairidir. Burhân’ın şiirleriyle ilgili Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde kayıtlı bir nüshadan hareketle bir yüksek lisans tezi hazırlanmıştır. İlgili teze konu olmayan ve Süleymaniye Kütüphanesi’nde mecmua başlığıyla kayıtlı başka bir yazma daha mevcuttur. Yalnızca Burhân’ın şiirlerini içeren ve şiirler üzerindeki çeşitli karalamalar, düzeltmeler ve derkenar notlarla bir divan taslağı niteliğinde olan bu yazma, iki nüsha arasındaki farklara değinme imkânı oluşturarak bu makaleye zemin hazırlamıştır. Yazmanın içerdiği ilk elden verilerden hareketle Burhân’ın şiir yazım süreçlerini incelemeyi ve bu yolla bir divan şairinin, şiirini yazarken nasıl bir yol izleyebileceğine dair fikir vermeyi amaçlayan bu makalede, Burhân’ın kısa biyografisi verildikten sonra ilgili nüsha tavsifleri ve nüshalar arasında görülen farklara dair tespit ve değerlendirmeler yapılmıştır. Sonuçta, Burhân’ın, şiirleri üzerindeki tasarruflarıyla klasik şiir geleneğinin kabulleri arasındaki paralellikler ve taslak mahiyetinde olan benzer nüshaların tenkitli neşir çalışmalarına önemli katkılar sağlayacağı vurgulanmış, makale Topkapı nüshasına yansımamış şiirlerin başka bir ifadeyle Burhân’ın bilinmeyen şiirlerinin yayımıyla tamamlanmıştır.
Anahtar kelimeler: Burhân, divan, mecmua, nüsha.
ABSTRACT
Müftî-zâde Burhân Mehmed Reşid Efendi is a divan poet who lived in the late 18th and early 19th centuries. A master thesis was prepared based on a manuscript registered in Topkapı Palace Museum Library about Burhân’s poems. There is another manuscript that is registered in the Süleymaniye Library with the title mecmua and is not the subject of the thesis. This manuscript, which contains only Burhân’s poems and have the characteristics of a divan draft with various scribbles, corrections and notes on the poems, has set the ground for this article by providing the opportunity to mention the differences between the two copies. The purpose of this article is to examine Burhân’s poetry writing processes based on the original data contained in his manuscript and thus to give an idea what stages a tradition poet went through while writing poetry. For this purpose, after the short biography of Burhân was given, two manuscripts were described and the differences between them were identified and evaluated. As a result, it was emphasized that the similarity between Burhân's arrangements on his poems and the acceptances of the classical poetry tradition. It has also been stated that similar copies, which are in draft form, will provide important contributions to critical manuscript studies. The article was completed with the publication of the poems that were not reflected in the Topkapı copy, in other words, the unknown poems of Burhân.
Keywords: Burhân, divan, mecmua, copy.
Osmanlı Mirası Araştırmaları Dergisi, 2018
Öz: Derviş Hâfız Abdülkadir’in Galebe-i Sultân-ı Aşk isimli eseri İranlı meşhur şair Hâfız-ı Şîrâ... more Öz: Derviş Hâfız Abdülkadir’in Galebe-i Sultân-ı Aşk isimli eseri İranlı meşhur şair Hâfız-ı Şîrâzî’nin bir gazeline yazılmış şerh metnidir. Beyit veya gazel düzeyindeki birkaç şerh hariç tutulursa Hâfız’la ilgili şerh çalışmaları Osmanlı şerh geleneği içinde Sürûrî, Şem’î, Sûdî ve Mehmed Vehbi Efendi sıralamasıyla yapılagelmiştir. Bu eserlerin hepsi Hâfız Divanı’nın tamamına yazılan şerhlerdir. Derviş Abdülkadir’in bir gazelin şerhinden yola
çıkarak kitap boyutunda bir eser ortaya koyması orijinal bir çalışma olarak nitelenebilir. Ayrıca eserin 1339/1920-21 yılında basıldığı göz önüne alındığında klasik şerh geleneğinin hemen hemen benzer bir çizgide Osmanlı’nın son zamanlarına kadar varlığını sürdürdüğüne dair bir fikir de elde edilebilir. Bu makalede, Derviş Abdülkadir’in
ulaşılabilen biyografik bilgileri ve eserlerine değinildikten sonra Galebe-i Sultân-ı Aşk adlı şerhi tanıtılıp bu şerhin kaynakları ve metodu hakkında değerlendirmeler yapılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Derviş Hâfız Abdülkadir, Galebe-i Sultân-ı Aşk, Hâfız-ı Şîrâzî, Şerh
Abstract: Derviş Hâfız Abdülkadir’s book titled Galebe-i Sultân-ı Aşk is a work of commentary (şerh) based on an ode (gazel) of the famous Iranian poet Hâfız-ı Şîrâzî. With the exception of a few couplets (beyit) and odes, the commentary studies under the influence of the Ottoman commentary tradition were done by Sürûrî, Şem’î, Sûdî and Mehmet Vehbi Efendi respectively. All of these works were written for the Hâfız Divan in its entirety. One can think of Derviş Abdülkadir’s work to be a unique one because of its considerable length on only a single ode. Considering the fact that the work was published in 1339/1920-21, it can be assumed that the classical commentary tradition proceeded the same way throughout the Ottoman period. In this article, after the available biographical information and works of Derviş Abdulkadir are mentioned. Galebe-i Sultan-i Aşk will be introduced, and evaluations about the sources and method of this commentary will be made.
Keywords: Derviş Hâfız Abdulkadir, Galebe-i Sultân-ı Aşk, Hâfız-ı Şîrâzî, Şerh (Commentary)
Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi, 2017
Özet
Eski Türk edebiyatı alanında yapılan bilimsel çalışmaların temelini oluşturan edebî eserleri... more Özet
Eski Türk edebiyatı alanında yapılan bilimsel çalışmaların temelini oluşturan edebî eserlerin (konumuz gereği divanların) tespit ve neşrinde günümüzde önemli mesafeler alınmıştır. Ancak, her geçen gün kaynaklarda yer almamış şairlerin ve dolayısıyla eserlerinin ortaya çıkarılması alandaki mevcut birikime yeni katkılar sağlamaktadır. Serâyî, II. Bayezid Dönemi şairlerindendir. Bu dönem, 16. yüzyılda klasik hüviyetini kazandığı kabul edilen divan şiirini hazırlaması açısından bir “geçiş dönemi” olarak kabul edilir. Yüzyılın Şeyhî, Ahmet Paşa ve Necâtî gibi büyük şairlerinin eserleri öncülüğünde böyle bir dönemi daha iyi anlamayı sağlayacak metinler -özellikle müellifinin elinden çıkmış olanlar- kendi başına sahip oldukları değerin yanında sonraki yüzyıllara göre eldeki eser sayısı bakımından daha nadir olmaları dolayısıyla da kıymetlidir. Bu makalede, şairin yaşadığı dönemin divan şiiri açısından genel özellikleri kısaca belirtildikten sonra Serâyî’nin hayatına dair bilgiler divanından elde edilen verilerle ortaya konmuştur. Viyana Millî Kütüphanesi Mixt. 1446 numarada kayıtlı müellif hattı divan tanıtımının ardından yine eserden hareketle Serâyî’nin şiiri/şairliğine dair beyitleri, dil ve üslup özellikleri, dönem şairleriyle olan benzerlikleri örneklendirilmeye çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler
Serâyî, Şeyhî, Ahmet Paşa, Necâtî, Divan, 15. yüzyıl, II. Bayezid.
Abstract
There has been considerable development in the study and evaluation of literary works in the field of Classical Turkish Literature. But with each passing day, the discovery of previously unknown poets and their poems contribute new information to the already available accumulated knowledge. Serâyî is a poet of the Bayezid II period. This period is regarded as a “transitional period” in which the Divan poem earned its classical identity in the 16th century. The texts of the century authored by poets Şeyhî, Ahmet Paşa and Necatî make it possible for us to conceive this period better – the ones that were registered by the authenthic authors in particular – are valuable on their own besides being valuable because of how rare they are compared to the next century. In this article, having mentioned the general characteristics of the Divan poetry during which the poet lived, information about Serâyî’s life obtained from his works is presented. Using the Vienna National Library Mixt. 1446 records, the Divan of the poet is introduced. Based on his canon, Serâyî’s couplets on poetry and poems, his language and style is exemplified, as well as his similarities with the other poets of his period.
Keywords
Serâyî, Şeyhî, Ahmet Paşa, Necâtî, Divan, 15th Century, II. Bayezid.
Books by İbrahim Kolunsağ
Türk Dil Kurumu Yayınları, 2019
Kesit Yayınları, 2018
Sen bana gelmek ba'îd ü ben sana varmak muhâl Kim Hümâ inmez yire konmaz kebûter Ka'be'ye ..
Conference Presentations by İbrahim Kolunsağ
Halk Kültüründe Sağlık, 2021
Müntehab-ı Âliye, Seyit Ali Rızâ Bey tarafından XVIII. yüzyılda tertip edilmiş bir tıp eseridir. ... more Müntehab-ı Âliye, Seyit Ali Rızâ Bey tarafından XVIII. yüzyılda tertip edilmiş bir tıp eseridir. Bu bildiride, tıp yazmalarıyla ilgili araştırmalara katkı sağlamak amacıyla daha önce üzerinde bir çalışma yapılmamış olan bu eser tanıtılmıştır. Bunun için Türkçe tıp metinleri ile ilgili kısa bir giriş yapılmış, Rızâ Bey’in biyografisi ve eserin tespit edilebilen nüshalarıyla ilgili bilgiler verilmiş ardından da eser, muhtevası yönünden incelenmiştir. İncelemede eserin başında yer alan kasidenin şekli ve türü ile ilgili bilgiler verilmiş, ardından eserdeki ilaç terkiplerinin neler olduğu, faydaları ve kompozisyonu belirtilmiş ve eserin sonunda yer alan halk hekimliği ve halk inanışlarına dair kültürel içerikler örneklenmiştir. Sonuçta, Müntehab-ı Âliye’nin kaynaklarının çeşitliliği, tıp ve eczalık tarihine katkı sağlayabileceği ve Türk dili, edebiyatı ve kültürü açısından da değerlendirilebilecek bir eser olduğu vurgulanmıştır.
Uploads
Papers by İbrahim Kolunsağ
proje kapsamında yapılan çalışmalarda birlik sağlanabilmesi amacıyla 2012 ve 2017 yıllarında Ankara’da iki çalıştay düzenlenmiştir. Bu çalıştayların ardından, giderek artan çalışmalarda görülen eksikliklerin tespiti ve giderilmesi amacıyla 15 Haziran 2023 tarihinde, İstanbul Kültür Üniversitesi’nde 3. MESTAP Çalıştayı gerçekleşmiştir. İlgili çalıştayda sözlü bildiri olarak sunulan ve gözden geçirilerek yayıma hazırlanan bu makalede MESTAP tablolarındaki açıklamalar kısmına odaklanılmıştır. Makalede,
lisansüstü tezlerle sınırlı olmak üzere, açıklamalarda görülen ortak yaklaşımlar tespit edilmiş, bunlara dair değerlendirmeler yapılmıştır. Sonuç olarak da açıklamalar/notlar kısmında yalnızca şiir başlıklarının yazılmaması, şiir ve şair tespitlerinde sistemli bir yol takip edilmesi, şiirlerin şekil özellikleri ile ilgili hususlara yer verilmesi, şiirler üzerindeki olası ipuçlarının yorumlanması gerektiği belirtilmiştir.
Müftî-zâde Burhân Mehmed Reşid Efendi 18. yüzyıl sonu ile 19. yüzyıl başlarında yaşamış bir divan şairidir. Burhân’ın şiirleriyle ilgili Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde kayıtlı bir nüshadan hareketle bir yüksek lisans tezi hazırlanmıştır. İlgili teze konu olmayan ve Süleymaniye Kütüphanesi’nde mecmua başlığıyla kayıtlı başka bir yazma daha mevcuttur. Yalnızca Burhân’ın şiirlerini içeren ve şiirler üzerindeki çeşitli karalamalar, düzeltmeler ve derkenar notlarla bir divan taslağı niteliğinde olan bu yazma, iki nüsha arasındaki farklara değinme imkânı oluşturarak bu makaleye zemin hazırlamıştır. Yazmanın içerdiği ilk elden verilerden hareketle Burhân’ın şiir yazım süreçlerini incelemeyi ve bu yolla bir divan şairinin, şiirini yazarken nasıl bir yol izleyebileceğine dair fikir vermeyi amaçlayan bu makalede, Burhân’ın kısa biyografisi verildikten sonra ilgili nüsha tavsifleri ve nüshalar arasında görülen farklara dair tespit ve değerlendirmeler yapılmıştır. Sonuçta, Burhân’ın, şiirleri üzerindeki tasarruflarıyla klasik şiir geleneğinin kabulleri arasındaki paralellikler ve taslak mahiyetinde olan benzer nüshaların tenkitli neşir çalışmalarına önemli katkılar sağlayacağı vurgulanmış, makale Topkapı nüshasına yansımamış şiirlerin başka bir ifadeyle Burhân’ın bilinmeyen şiirlerinin yayımıyla tamamlanmıştır.
Anahtar kelimeler: Burhân, divan, mecmua, nüsha.
ABSTRACT
Müftî-zâde Burhân Mehmed Reşid Efendi is a divan poet who lived in the late 18th and early 19th centuries. A master thesis was prepared based on a manuscript registered in Topkapı Palace Museum Library about Burhân’s poems. There is another manuscript that is registered in the Süleymaniye Library with the title mecmua and is not the subject of the thesis. This manuscript, which contains only Burhân’s poems and have the characteristics of a divan draft with various scribbles, corrections and notes on the poems, has set the ground for this article by providing the opportunity to mention the differences between the two copies. The purpose of this article is to examine Burhân’s poetry writing processes based on the original data contained in his manuscript and thus to give an idea what stages a tradition poet went through while writing poetry. For this purpose, after the short biography of Burhân was given, two manuscripts were described and the differences between them were identified and evaluated. As a result, it was emphasized that the similarity between Burhân's arrangements on his poems and the acceptances of the classical poetry tradition. It has also been stated that similar copies, which are in draft form, will provide important contributions to critical manuscript studies. The article was completed with the publication of the poems that were not reflected in the Topkapı copy, in other words, the unknown poems of Burhân.
Keywords: Burhân, divan, mecmua, copy.
çıkarak kitap boyutunda bir eser ortaya koyması orijinal bir çalışma olarak nitelenebilir. Ayrıca eserin 1339/1920-21 yılında basıldığı göz önüne alındığında klasik şerh geleneğinin hemen hemen benzer bir çizgide Osmanlı’nın son zamanlarına kadar varlığını sürdürdüğüne dair bir fikir de elde edilebilir. Bu makalede, Derviş Abdülkadir’in
ulaşılabilen biyografik bilgileri ve eserlerine değinildikten sonra Galebe-i Sultân-ı Aşk adlı şerhi tanıtılıp bu şerhin kaynakları ve metodu hakkında değerlendirmeler yapılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Derviş Hâfız Abdülkadir, Galebe-i Sultân-ı Aşk, Hâfız-ı Şîrâzî, Şerh
Abstract: Derviş Hâfız Abdülkadir’s book titled Galebe-i Sultân-ı Aşk is a work of commentary (şerh) based on an ode (gazel) of the famous Iranian poet Hâfız-ı Şîrâzî. With the exception of a few couplets (beyit) and odes, the commentary studies under the influence of the Ottoman commentary tradition were done by Sürûrî, Şem’î, Sûdî and Mehmet Vehbi Efendi respectively. All of these works were written for the Hâfız Divan in its entirety. One can think of Derviş Abdülkadir’s work to be a unique one because of its considerable length on only a single ode. Considering the fact that the work was published in 1339/1920-21, it can be assumed that the classical commentary tradition proceeded the same way throughout the Ottoman period. In this article, after the available biographical information and works of Derviş Abdulkadir are mentioned. Galebe-i Sultan-i Aşk will be introduced, and evaluations about the sources and method of this commentary will be made.
Keywords: Derviş Hâfız Abdulkadir, Galebe-i Sultân-ı Aşk, Hâfız-ı Şîrâzî, Şerh (Commentary)
Eski Türk edebiyatı alanında yapılan bilimsel çalışmaların temelini oluşturan edebî eserlerin (konumuz gereği divanların) tespit ve neşrinde günümüzde önemli mesafeler alınmıştır. Ancak, her geçen gün kaynaklarda yer almamış şairlerin ve dolayısıyla eserlerinin ortaya çıkarılması alandaki mevcut birikime yeni katkılar sağlamaktadır. Serâyî, II. Bayezid Dönemi şairlerindendir. Bu dönem, 16. yüzyılda klasik hüviyetini kazandığı kabul edilen divan şiirini hazırlaması açısından bir “geçiş dönemi” olarak kabul edilir. Yüzyılın Şeyhî, Ahmet Paşa ve Necâtî gibi büyük şairlerinin eserleri öncülüğünde böyle bir dönemi daha iyi anlamayı sağlayacak metinler -özellikle müellifinin elinden çıkmış olanlar- kendi başına sahip oldukları değerin yanında sonraki yüzyıllara göre eldeki eser sayısı bakımından daha nadir olmaları dolayısıyla da kıymetlidir. Bu makalede, şairin yaşadığı dönemin divan şiiri açısından genel özellikleri kısaca belirtildikten sonra Serâyî’nin hayatına dair bilgiler divanından elde edilen verilerle ortaya konmuştur. Viyana Millî Kütüphanesi Mixt. 1446 numarada kayıtlı müellif hattı divan tanıtımının ardından yine eserden hareketle Serâyî’nin şiiri/şairliğine dair beyitleri, dil ve üslup özellikleri, dönem şairleriyle olan benzerlikleri örneklendirilmeye çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler
Serâyî, Şeyhî, Ahmet Paşa, Necâtî, Divan, 15. yüzyıl, II. Bayezid.
Abstract
There has been considerable development in the study and evaluation of literary works in the field of Classical Turkish Literature. But with each passing day, the discovery of previously unknown poets and their poems contribute new information to the already available accumulated knowledge. Serâyî is a poet of the Bayezid II period. This period is regarded as a “transitional period” in which the Divan poem earned its classical identity in the 16th century. The texts of the century authored by poets Şeyhî, Ahmet Paşa and Necatî make it possible for us to conceive this period better – the ones that were registered by the authenthic authors in particular – are valuable on their own besides being valuable because of how rare they are compared to the next century. In this article, having mentioned the general characteristics of the Divan poetry during which the poet lived, information about Serâyî’s life obtained from his works is presented. Using the Vienna National Library Mixt. 1446 records, the Divan of the poet is introduced. Based on his canon, Serâyî’s couplets on poetry and poems, his language and style is exemplified, as well as his similarities with the other poets of his period.
Keywords
Serâyî, Şeyhî, Ahmet Paşa, Necâtî, Divan, 15th Century, II. Bayezid.
Books by İbrahim Kolunsağ
Conference Presentations by İbrahim Kolunsağ
proje kapsamında yapılan çalışmalarda birlik sağlanabilmesi amacıyla 2012 ve 2017 yıllarında Ankara’da iki çalıştay düzenlenmiştir. Bu çalıştayların ardından, giderek artan çalışmalarda görülen eksikliklerin tespiti ve giderilmesi amacıyla 15 Haziran 2023 tarihinde, İstanbul Kültür Üniversitesi’nde 3. MESTAP Çalıştayı gerçekleşmiştir. İlgili çalıştayda sözlü bildiri olarak sunulan ve gözden geçirilerek yayıma hazırlanan bu makalede MESTAP tablolarındaki açıklamalar kısmına odaklanılmıştır. Makalede,
lisansüstü tezlerle sınırlı olmak üzere, açıklamalarda görülen ortak yaklaşımlar tespit edilmiş, bunlara dair değerlendirmeler yapılmıştır. Sonuç olarak da açıklamalar/notlar kısmında yalnızca şiir başlıklarının yazılmaması, şiir ve şair tespitlerinde sistemli bir yol takip edilmesi, şiirlerin şekil özellikleri ile ilgili hususlara yer verilmesi, şiirler üzerindeki olası ipuçlarının yorumlanması gerektiği belirtilmiştir.
Müftî-zâde Burhân Mehmed Reşid Efendi 18. yüzyıl sonu ile 19. yüzyıl başlarında yaşamış bir divan şairidir. Burhân’ın şiirleriyle ilgili Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde kayıtlı bir nüshadan hareketle bir yüksek lisans tezi hazırlanmıştır. İlgili teze konu olmayan ve Süleymaniye Kütüphanesi’nde mecmua başlığıyla kayıtlı başka bir yazma daha mevcuttur. Yalnızca Burhân’ın şiirlerini içeren ve şiirler üzerindeki çeşitli karalamalar, düzeltmeler ve derkenar notlarla bir divan taslağı niteliğinde olan bu yazma, iki nüsha arasındaki farklara değinme imkânı oluşturarak bu makaleye zemin hazırlamıştır. Yazmanın içerdiği ilk elden verilerden hareketle Burhân’ın şiir yazım süreçlerini incelemeyi ve bu yolla bir divan şairinin, şiirini yazarken nasıl bir yol izleyebileceğine dair fikir vermeyi amaçlayan bu makalede, Burhân’ın kısa biyografisi verildikten sonra ilgili nüsha tavsifleri ve nüshalar arasında görülen farklara dair tespit ve değerlendirmeler yapılmıştır. Sonuçta, Burhân’ın, şiirleri üzerindeki tasarruflarıyla klasik şiir geleneğinin kabulleri arasındaki paralellikler ve taslak mahiyetinde olan benzer nüshaların tenkitli neşir çalışmalarına önemli katkılar sağlayacağı vurgulanmış, makale Topkapı nüshasına yansımamış şiirlerin başka bir ifadeyle Burhân’ın bilinmeyen şiirlerinin yayımıyla tamamlanmıştır.
Anahtar kelimeler: Burhân, divan, mecmua, nüsha.
ABSTRACT
Müftî-zâde Burhân Mehmed Reşid Efendi is a divan poet who lived in the late 18th and early 19th centuries. A master thesis was prepared based on a manuscript registered in Topkapı Palace Museum Library about Burhân’s poems. There is another manuscript that is registered in the Süleymaniye Library with the title mecmua and is not the subject of the thesis. This manuscript, which contains only Burhân’s poems and have the characteristics of a divan draft with various scribbles, corrections and notes on the poems, has set the ground for this article by providing the opportunity to mention the differences between the two copies. The purpose of this article is to examine Burhân’s poetry writing processes based on the original data contained in his manuscript and thus to give an idea what stages a tradition poet went through while writing poetry. For this purpose, after the short biography of Burhân was given, two manuscripts were described and the differences between them were identified and evaluated. As a result, it was emphasized that the similarity between Burhân's arrangements on his poems and the acceptances of the classical poetry tradition. It has also been stated that similar copies, which are in draft form, will provide important contributions to critical manuscript studies. The article was completed with the publication of the poems that were not reflected in the Topkapı copy, in other words, the unknown poems of Burhân.
Keywords: Burhân, divan, mecmua, copy.
çıkarak kitap boyutunda bir eser ortaya koyması orijinal bir çalışma olarak nitelenebilir. Ayrıca eserin 1339/1920-21 yılında basıldığı göz önüne alındığında klasik şerh geleneğinin hemen hemen benzer bir çizgide Osmanlı’nın son zamanlarına kadar varlığını sürdürdüğüne dair bir fikir de elde edilebilir. Bu makalede, Derviş Abdülkadir’in
ulaşılabilen biyografik bilgileri ve eserlerine değinildikten sonra Galebe-i Sultân-ı Aşk adlı şerhi tanıtılıp bu şerhin kaynakları ve metodu hakkında değerlendirmeler yapılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Derviş Hâfız Abdülkadir, Galebe-i Sultân-ı Aşk, Hâfız-ı Şîrâzî, Şerh
Abstract: Derviş Hâfız Abdülkadir’s book titled Galebe-i Sultân-ı Aşk is a work of commentary (şerh) based on an ode (gazel) of the famous Iranian poet Hâfız-ı Şîrâzî. With the exception of a few couplets (beyit) and odes, the commentary studies under the influence of the Ottoman commentary tradition were done by Sürûrî, Şem’î, Sûdî and Mehmet Vehbi Efendi respectively. All of these works were written for the Hâfız Divan in its entirety. One can think of Derviş Abdülkadir’s work to be a unique one because of its considerable length on only a single ode. Considering the fact that the work was published in 1339/1920-21, it can be assumed that the classical commentary tradition proceeded the same way throughout the Ottoman period. In this article, after the available biographical information and works of Derviş Abdulkadir are mentioned. Galebe-i Sultan-i Aşk will be introduced, and evaluations about the sources and method of this commentary will be made.
Keywords: Derviş Hâfız Abdulkadir, Galebe-i Sultân-ı Aşk, Hâfız-ı Şîrâzî, Şerh (Commentary)
Eski Türk edebiyatı alanında yapılan bilimsel çalışmaların temelini oluşturan edebî eserlerin (konumuz gereği divanların) tespit ve neşrinde günümüzde önemli mesafeler alınmıştır. Ancak, her geçen gün kaynaklarda yer almamış şairlerin ve dolayısıyla eserlerinin ortaya çıkarılması alandaki mevcut birikime yeni katkılar sağlamaktadır. Serâyî, II. Bayezid Dönemi şairlerindendir. Bu dönem, 16. yüzyılda klasik hüviyetini kazandığı kabul edilen divan şiirini hazırlaması açısından bir “geçiş dönemi” olarak kabul edilir. Yüzyılın Şeyhî, Ahmet Paşa ve Necâtî gibi büyük şairlerinin eserleri öncülüğünde böyle bir dönemi daha iyi anlamayı sağlayacak metinler -özellikle müellifinin elinden çıkmış olanlar- kendi başına sahip oldukları değerin yanında sonraki yüzyıllara göre eldeki eser sayısı bakımından daha nadir olmaları dolayısıyla da kıymetlidir. Bu makalede, şairin yaşadığı dönemin divan şiiri açısından genel özellikleri kısaca belirtildikten sonra Serâyî’nin hayatına dair bilgiler divanından elde edilen verilerle ortaya konmuştur. Viyana Millî Kütüphanesi Mixt. 1446 numarada kayıtlı müellif hattı divan tanıtımının ardından yine eserden hareketle Serâyî’nin şiiri/şairliğine dair beyitleri, dil ve üslup özellikleri, dönem şairleriyle olan benzerlikleri örneklendirilmeye çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler
Serâyî, Şeyhî, Ahmet Paşa, Necâtî, Divan, 15. yüzyıl, II. Bayezid.
Abstract
There has been considerable development in the study and evaluation of literary works in the field of Classical Turkish Literature. But with each passing day, the discovery of previously unknown poets and their poems contribute new information to the already available accumulated knowledge. Serâyî is a poet of the Bayezid II period. This period is regarded as a “transitional period” in which the Divan poem earned its classical identity in the 16th century. The texts of the century authored by poets Şeyhî, Ahmet Paşa and Necatî make it possible for us to conceive this period better – the ones that were registered by the authenthic authors in particular – are valuable on their own besides being valuable because of how rare they are compared to the next century. In this article, having mentioned the general characteristics of the Divan poetry during which the poet lived, information about Serâyî’s life obtained from his works is presented. Using the Vienna National Library Mixt. 1446 records, the Divan of the poet is introduced. Based on his canon, Serâyî’s couplets on poetry and poems, his language and style is exemplified, as well as his similarities with the other poets of his period.
Keywords
Serâyî, Şeyhî, Ahmet Paşa, Necâtî, Divan, 15th Century, II. Bayezid.