Papers by Özlem Sarı Fidan
Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2024
Son yıllarda ülkemizde yaşanan enflasyon kira sözleşmelerini önemli ölçüde et-kilemiş ve kira bed... more Son yıllarda ülkemizde yaşanan enflasyon kira sözleşmelerini önemli ölçüde et-kilemiş ve kira bedellerinde kısa sürede büyük artışlar yaşanmıştır. Konut kira-sı sözleşmelerindeki mevcut kiracıları bu artıştan koruyabilmek adına geçici bir düzenlemeyle yıllık artış %25 ile sınırlandırılmıştır. Bu sınırlamanın kati bir şe-kilde uygulanması ise emsal kira bedelleri ile mevcut kira bedelleri arasında bü-yük bir uçurumun oluşmasına sebep olmuştur. TBK m. 344/III uyarınca kira tes-pit davası ile emsal kira bedelinin belirlenebildiği hâllerde bu sorun çözülebil-mektedir; fakat tespit davası 5 yıllık sürede açılabildiğinden, daha öncesinde ya-şanan sorunlarda etkili değildir. Kira sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıkların zorunlu arabuluculuğa tabi tutulması da bu uyuşmazlıkları bir ölçüde giderebil-mektedir. Zira tarafların anlaşması şartıyla arabulucu kira artışını farklı bir oranda belirleyebilmektedir. Fakat arabuluculuğa rağmen anlaşmazlığın çözü-lememesi de olasıdır. Böyle bir durumda taraflar arasında bozulan edim denge-sinin sağlanabilmesi adına uyarlama davasına başvurulması akla gelmektedir. Bu çalışma ile mevcut hukuki düzenlemeler karşısında TBK m. 138’in uygulanıp uygulanamayacağı hususunda kapsamlı bir değerlendirme yapılması amaçlan-mıştır.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Yıldırım Beyazıt Hukuk Dergisi
Konut ve çatılı işyeri kiralarında sözleşme belirli bir süre için yapılmış olsa dahi kararlaştırı... more Konut ve çatılı işyeri kiralarında sözleşme belirli bir süre için yapılmış olsa dahi kararlaştırı- lan sürenin dolması kira sözleşmesini kendiliğinden sona erdirmemektedir. Öyle ki kiracı aksine bir bildirimde bulunmadıkça sözleşmenin aynı koşullarla uzatılmış sayıldığı kabul edilmektedir. Fakat bunun istisnasını kira bedeli oluşturmaktadır. Zira kira bedeli enflasyondan etkilendiği için zaman içerisinde kira bedelinin artırılması gerekmektedir. Bu ise taraflar arasında kira bede- linin belirlenmesi sorununu ortaya çıkarmaktadır. Türk Borçlar Kanunu’nun kira bedelinin belir- lenmesine ilişkin hükmü olan m.344, ülkemizde görülen yüksek enflasyon oranlarından kiracı- ların korunması amacıyla Kanun’un yürürlüğe girdiği tarih olan 01.07.2012’den bu yana çeşitli değişikliklere uğramıştır. Bu değişiklikler neticesinde ise belirli istisnalar dışında kira bedelinin yabancı para ile belirlenmesi yasaklanmış ve yeni kira dönemlerinde, kiraya verenin en fazla Tüketici Fiyat Endeksi artış oranı...
Bookmarks Related papers MentionsView impact
ÖZET Miras ortaklığında geçerli olan elbirliği ile hareket ilkesi ve mirasçıların mirasbırakanın ... more ÖZET Miras ortaklığında geçerli olan elbirliği ile hareket ilkesi ve mirasçıların mirasbırakanın borçlarından müteselsil ve şahsi olarak sorumlu olmaları, miras ortaklığında yer alacak kişilerin öncelikle tespit edilmesini gerektirmektedir. Özellikle mirasçılık sıfatını kaybeden kimselerin mirasbırakanın borçlarından sorumlu olup olmayacaklarının, sorumlu olacaklar ise de bunun ne ölçüde olacağının belirlenmesi önem arz etmektedir. Bu çalışmada mirasçılık sıfatının yitirildiği hâller olarak kabul edilen mirasçılıktan çıkarma, mirastan yoksunluk, mirastan feragat ve mirası ret durumlarının miras ortaklığına etkisi incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Mirasçılık sıfatının kaybı, miras ortaklığı, mirasçılıktan çıkarma, mirastan yoksunluk, mirastan feragat, mirası ret THE RELATIONSHIPS OF THE HEIRS WHO LOSE THEIR INHERITANCE RIGHTS WITH THE COMMUNITY OF HEIRS ABSTRACT The principle of joint action and the principle of heirs' joint and several liability with their entire properties for ...
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi hukuk fakültesi dergisi, Apr 15, 2022
Kiraya verenin, kiralananın sözleşme süresince kiracının kullanımına elverişli bir şekilde bulund... more Kiraya verenin, kiralananın sözleşme süresince kiracının kullanımına elverişli bir şekilde bulundurulmasına ilişkin asli yükümlülüğü, kira sözleşmesinin taraflar arasında sürekli borç ilişkisi oluşturmasına sebep olmaktadır. Ancak kira sözleşmesinin sürekli borç ilişkisi niteliğinde olmasından, sözleşme sona erinceye kadar, hiçbir değişikliğe uğramadan ve kurulduğu hâliyle devam etmesi gerektiği anlamı çıkarılmamalıdır. Elbette sözleşme devam ederken kira sözleşmesinde bazı değişiklikler meydana gelebilir. Bu değişikliklerden biri de sözleşmenin taraflarında yaşanan değişikliktir. Kira sözleşmesi kurulduktan sonra, çeşitli sebeplerle, sözleşmeyi akdeden tarafların değişmesi ve yerine üçüncü kişilerin sözleşme ilişkisine dahil olması mümkündür. Kira sözleşmesinin taraflarında yaşanan değişiklikler ise çeşitli hukuki sonuçları beraberinde getirmektedir. Bu sonuçlardan biri de mevcut teminatlara ilişkindir. Fakat kira sözleşmesinde görülebilecek tüm taraf değişikliği hâllerinde ve mevcut tüm teminatlar hakkında uygulanabilir tek bir hüküm mevcut değildir. Taraf değişikliğinin hangi tarafta gerçekleştiğine ve teminatın türüne göre değişikliğe bağlanan sonuçlar da değişmektedir. Anahtar Kelimeler: Kira sözleşmesi, taraf değişikliği, teminat, sözleşmenin devri, kanuni halefiyet
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Depremde Kaybolanların Hukuki Durumlarının Gaiplik ve Ölüm Karinesi Yönünden Ele Alınması, 2023
Öz 06.02.2023 tarihinde ülkemizde yaşanan Kahramanmaraş merkezli olup çok sayıda ili etkisi altın... more Öz 06.02.2023 tarihinde ülkemizde yaşanan Kahramanmaraş merkezli olup çok sayıda ili etkisi altına alan iki büyük deprem felaketi neticesinde binlerce vatandaşımız hayatını kaybetmiş ve maddi ve manevi büyük zararlar ortaya çıkmıştır. Yaşanan bu felakette pek çok kimsenin göçük altından kurtarıldığı ya da cesedine ulaşıldığı görülse de deprem anında bu bölgede olduğu bilinmesine rağmen sağ ya da ölü olarak bulunamayan da çok fazla kişi olmuştur. Bunun yanı sıra depremden sonra görülen ancak daha sonra kendisinden hiçbir haber alınamayan kişilerin sayısı da azımsanamayacak kadar fazladır. Yaşanan bu olaylar, söz konusu kişilerin hukuki durumlarının tespit edilmesi ihtiyacını doğurmuştur. Nitekim bu kişiler hakkında verilecek kararlar, özellikle yasal mirasçılarını çeşitli açılardan etkileyebilecek niteliktedir. Öyle ki mirasın açılması neticesinde hakların ve borçların mirasçılara geçmesi, sağ kalan eşe ve çocuklara ölüm aylığının bağlanması, mevcut evliliğin sona erdirilmesi, söz konusu kişinin sigortalı olduğu bir hayat sigortası varsa bunun işleme konulması gibi hususlar hep ölüm olayına bağlıdır. Bu çalışma ile depremden sonra kendilerinden haber alınamayan kişilerin durumları çeşitli açılardan ele alınıp, bu kişiler hakkında ölüm karinesi ve gaiplik kararından hangisinin uygulanması gerektiğine ilişkin kapsamlı bir değerlendirme yapılacaktır.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Karşılaştırmalı Hukuk Perspektifinden Babalık Karinesi, 2023
Dünyadaki pek çok hukuk düzeninde olduğu gibi Türk hukukunda da baba ile çocuk arasındaki soybağı... more Dünyadaki pek çok hukuk düzeninde olduğu gibi Türk hukukunda da baba ile çocuk arasındaki soybağının kurulması hususunda çeşitli düzenlemelere yer verilmiş ve hukuki soybağı, doğrudan biyolojik/genetik soybağı ile ilişkilendirilmemiştir. Her ne kadar baba ile çocuk arasındaki soybağının kurulması, doğrudan biyolojik soybağına dayandırılmasa da bu konudaki düzenlemelere bakıldığında, hukuki anlamda baba olarak kabul edilen kişinin, biyolojik olarak da baba olduğu düşüncesinden hareket edildiği görülmektedir. Özellikle babalık karinesi olarak da ifade edilen düzenleme bu şekildedir. Eşlerin sadakat yükümlülüklerinin evlilik sona erinceye kadar devam ettiği düşünüldüğünde bu karine gerçekten makuldür ve biyolojik babanın, hukuki olarak da baba olarak nitelendirilmesini sağlar. Ancak günümüzde boşanma sürecinin oldukça uzadığı ve evlilik kurumuna olan hassasiyetin giderek azaldığı
göz önünde bulundurulduğunda, karinenin kanunda ifade edildiği şekilde kabulü, gerçek baba ile çocuk arasındaki soybağının kurulmasını güçleştirmektedir. Zira evlât edinme bir kenara bırakılacak olursa,
hukukumuzda çocuk ile yalnızca bir erkek arasında soybağı ilişkisi kurulabilmektedir. Dolayısıyla daha önce çocuk ile başka bir erkek arasında böyle bir ilişki kurulmuşsa, bu ilişki soybağının reddi davası ile sona
erdirilmedikçe, biyolojik baba ile çocuk arasında soybağı ilişkisi kurulamamaktadır. Baba ile çocuk arasındaki soybağının sorunsuz bir şekilde kurulması adına, pek çok ülkenin babalık karinesi düzenlemesini oldukça sınırlandırdığı ve belirli şartlar altında biyolojik babaya soybağının tespiti hususunda yetkiler tanıdığı görülmektedir. Bu çalışma ile çeşitli ülkelerdeki babalık karinesine ilişkin düzenlemeler incelenerek, Türk hukukundaki düzenlemenin günümüz şartlarına uygunluğu hususunda bir
değerlendirme yapılmak istenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Soybağı, Soybağının Kurulması, Babalık Karinesi, Babalığın Tespiti, Soybağının Reddi
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Mirasçılık Sıfatını Kaybedenlerin Miras Ortaklığı İle İlişkileri, 2015
Miras ortaklığında geçerli olan elbirliği ile hareket ilkesi ve mirasçıların mirasbırakanın borçl... more Miras ortaklığında geçerli olan elbirliği ile hareket ilkesi ve mirasçıların mirasbırakanın borçlarından müteselsil ve şahsi olarak sorumlu olmaları, miras ortaklığında yer alacak kişilerin öncelikle tespit edilmesini gerektirmektedir. Özellikle mirasçılık sıfatını kaybeden kimselerin mirasbırakanın borçlarından sorumlu olup olmayacaklarının, sorumlu olacaklar ise de bunun ne ölçüde olacağının belirlenmesi önem arz etmektedir. Bu çalışmada mirasçılık sıfatının yitirildiği hâller olarak kabul edilen mirasçılıktan çıkarma, mirastan yoksunluk, mirastan feragat ve mirası ret durumlarının miras ortaklığına etkisi incelenmiştir.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Konut ve Çatılı İşyeri Kiralarında Kira Bedeli Artış Oranının Belirlenmesine İlişkin Sınırlamaların Değerlendirilmesi, 2023
Konut ve çatılı işyeri kiralarında sözleşme belirli bir süre için yapılmış olsa dahi kararlaştırı... more Konut ve çatılı işyeri kiralarında sözleşme belirli bir süre için yapılmış olsa dahi kararlaştırılan sürenin dolması kira sözleşmesini kendiliğinden sona erdirmemektedir. Öyle ki kiracı aksine bir bildirimde bulunmadıkça sözleşmenin aynı koşullarla uzatılmış sayıldığı kabul edilmektedir. Fakat bunun istisnasını kira bedeli oluşturmaktadır. Zira kira bedeli enflasyondan etkilendiği için zaman içerisinde kira bedelinin artırılması gerekmektedir. Bu ise taraflar arasında kira bedelinin belirlenmesi sorununu ortaya çıkarmaktadır. Türk Borçlar Kanunu'nun kira bedelinin belirlenmesine ilişkin hükmü olan m.344, ülkemizde görülen yüksek enflasyon oranlarından kiracıların korunması amacıyla Kanun'un yürürlüğe girdiği tarih olan 01.07.2012'den bu yana çeşitli değişikliklere uğramıştır. Bu değişiklikler neticesinde ise belirli istisnalar dışında kira bedelinin yabancı para ile belirlenmesi yasaklanmış ve yeni kira dönemlerinde, kiraya verenin en fazla Tüketici Fiyat Endeksi artış oranı kadar ve geçici bir süre için yüzde yirmi beşi aşmayacak şekilde kira bedelini artırabileceği kabul edilmiştir. Bu durum ise tarafların kira bedelinin belirlenmesine ilişkin iradelerinin önemli ölçüde kısıtlanmasına sebep olmuştur. Bu çalışma ile kira bedeline ilişkin söz konusu sınırlandırmalar, çeşitli açılardan; özellikle de sözleşme özgürlüğü ilkesi çerçevesinde değerlendirilmiştir.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Yargıtay Kararları Işığında Boşanma Davası Açıldıktan Sonra Eşlerin Sadakat Yükümlülüğünün Değerlendirilmesi, 2022
Eşlerin evlilik birliğinden doğan en temel yükümlülüklerinden biri olan sadakat yükümlülüğü, en g... more Eşlerin evlilik birliğinden doğan en temel yükümlülüklerinden biri olan sadakat yükümlülüğü, en geniş anlamıyla, eşlerin hem birbirleri ile hem de üçüncü kişilerle olan ilişkilerinde, evlilik birliğini tehlikeye atabilecek her türlü davranıştan kaçınmalarını ifade etmektedir. Sadakat yükümlülüğü esas olarak cinsel sadakati ifade etmekle birlikte, yalnızca cinsel sadakatten ibaret olmayıp, duygusal ve ekonomik sadakati de kapsamaktadır. Tüm yönleriyle birlikte değerlendirildiğinde, sadakat yükümlülüğü, evlilik ve boşanma davası sürecinde kapsam olarak farklılık göstermektedir. Ayrıca Yargıtay’ın boşanma sürecindeki eşlerin özellikle cinsel sadakat yükümlülüğüne ilişkin son yıllarda vermiş olduğu birbirinden
farklı kararlar, bu aşamada sadakat yükümlülüğünün bulunup
bulunmayacağına ve söz konusu yükümlülüğe aykırılığın mevcut davada dikkate alınıp alınmayacağına ilişkin farklı düşüncelerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bu çalışma ile Yargıtay kararları da dikkate alınarak, eşlerin boşanma aşamasındaki sadakat yükümlülükleri tüm yönleriyle
değerlendirilmeye çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Sadakat Yükümlülüğü, Boşanma
Davası, Cinsel Sadakat, Duygusal Sadakat, Ekonomik Sadakat.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Kira Sözleşmesinde Taraf Değişikliğinin Mevcut Teminatlara Etkisi , 2022
Kiraya verenin, kiralananın sözleşme süresince kiracının kullanımına elverişli bir
şekilde bulun... more Kiraya verenin, kiralananın sözleşme süresince kiracının kullanımına elverişli bir
şekilde bulundurulmasına ilişkin asli yükümlülüğü, kira sözleşmesinin taraflar
arasında sürekli borç ilişkisi oluşturmasına sebep olmaktadır. Ancak kira
sözleşmesinin sürekli borç ilişkisi niteliğinde olmasından, sözleşme sona erinceye
kadar, hiçbir değişikliğe uğramadan ve kurulduğu hâliyle devam etmesi gerektiği
anlamı çıkarılmamalıdır. Elbette sözleşme devam ederken kira sözleşmesinde bazı
değişiklikler meydana gelebilir. Bu değişikliklerden biri de sözleşmenin taraflarında
yaşanan değişikliktir. Kira sözleşmesi kurulduktan sonra, çeşitli sebeplerle,
sözleşmeyi akdeden tarafların değişmesi ve yerine üçüncü kişilerin sözleşme
ilişkisine dahil olması mümkündür. Kira sözleşmesinin taraflarında yaşanan
değişiklikler ise çeşitli hukuki sonuçları beraberinde getirmektedir. Bu sonuçlardan
biri de mevcut teminatlara ilişkindir. Fakat kira sözleşmesinde görülebilecek tüm
taraf değişikliği hâllerinde ve mevcut tüm teminatlar hakkında uygulanabilir tek bir
hüküm mevcut değildir. Taraf değişikliğinin hangi tarafta gerçekleştiğine ve
teminatın türüne göre değişikliğe bağlanan sonuçlar da değişmektedir.
Anahtar Kelimeler: Kira sözleşmesi, taraf değişikliği, teminat, sözleşmenin devri,
kanuni halefiyet
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Mirasın açıldığı anda birden fazla mirasçı bulunması hâlinde, mirasçılar arasında, mirasın geçmes... more Mirasın açıldığı anda birden fazla mirasçı bulunması hâlinde, mirasçılar arasında, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Bu ortaklık Türk Medenî Kanunu'nda miras ortaklığı olarak ifade edilmiştir. Mirasın paylaşılmasına kadar süren bu ortaklık rejiminin tüzel kişiliği yoktur ve mirasçılar tereke üzerinde elbirliği ile hak sahibi olurlar. Elbirliği ile hak sahipliği ilkesinin sonucu olarak mirasçılar, sözleşme veya kanundan doğan istisnalar saklı kalmak üzere, terekeye ilişkin tüm kararları oybirliği ile alırlar ve terekeye ait bütün haklar üzerinde ancak birlikte tasarruf edebilirler. Tereke borçlarından sorumluluk konusunda ise elbirliği ilkesinden ayrılınmış ve bu borçlardan mirasçıların kişisel ve müteselsil olarak sorumlu oldukları kabul edilmiştir. Buna göre tereke alacaklıları bu alacaklarının tazmini için diledikleri mirasçı ya da mirasçılara başvurabilir ve mirasçılar da terekeden edindikleri m...
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Uploads
Papers by Özlem Sarı Fidan
göz önünde bulundurulduğunda, karinenin kanunda ifade edildiği şekilde kabulü, gerçek baba ile çocuk arasındaki soybağının kurulmasını güçleştirmektedir. Zira evlât edinme bir kenara bırakılacak olursa,
hukukumuzda çocuk ile yalnızca bir erkek arasında soybağı ilişkisi kurulabilmektedir. Dolayısıyla daha önce çocuk ile başka bir erkek arasında böyle bir ilişki kurulmuşsa, bu ilişki soybağının reddi davası ile sona
erdirilmedikçe, biyolojik baba ile çocuk arasında soybağı ilişkisi kurulamamaktadır. Baba ile çocuk arasındaki soybağının sorunsuz bir şekilde kurulması adına, pek çok ülkenin babalık karinesi düzenlemesini oldukça sınırlandırdığı ve belirli şartlar altında biyolojik babaya soybağının tespiti hususunda yetkiler tanıdığı görülmektedir. Bu çalışma ile çeşitli ülkelerdeki babalık karinesine ilişkin düzenlemeler incelenerek, Türk hukukundaki düzenlemenin günümüz şartlarına uygunluğu hususunda bir
değerlendirme yapılmak istenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Soybağı, Soybağının Kurulması, Babalık Karinesi, Babalığın Tespiti, Soybağının Reddi
farklı kararlar, bu aşamada sadakat yükümlülüğünün bulunup
bulunmayacağına ve söz konusu yükümlülüğe aykırılığın mevcut davada dikkate alınıp alınmayacağına ilişkin farklı düşüncelerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bu çalışma ile Yargıtay kararları da dikkate alınarak, eşlerin boşanma aşamasındaki sadakat yükümlülükleri tüm yönleriyle
değerlendirilmeye çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Sadakat Yükümlülüğü, Boşanma
Davası, Cinsel Sadakat, Duygusal Sadakat, Ekonomik Sadakat.
şekilde bulundurulmasına ilişkin asli yükümlülüğü, kira sözleşmesinin taraflar
arasında sürekli borç ilişkisi oluşturmasına sebep olmaktadır. Ancak kira
sözleşmesinin sürekli borç ilişkisi niteliğinde olmasından, sözleşme sona erinceye
kadar, hiçbir değişikliğe uğramadan ve kurulduğu hâliyle devam etmesi gerektiği
anlamı çıkarılmamalıdır. Elbette sözleşme devam ederken kira sözleşmesinde bazı
değişiklikler meydana gelebilir. Bu değişikliklerden biri de sözleşmenin taraflarında
yaşanan değişikliktir. Kira sözleşmesi kurulduktan sonra, çeşitli sebeplerle,
sözleşmeyi akdeden tarafların değişmesi ve yerine üçüncü kişilerin sözleşme
ilişkisine dahil olması mümkündür. Kira sözleşmesinin taraflarında yaşanan
değişiklikler ise çeşitli hukuki sonuçları beraberinde getirmektedir. Bu sonuçlardan
biri de mevcut teminatlara ilişkindir. Fakat kira sözleşmesinde görülebilecek tüm
taraf değişikliği hâllerinde ve mevcut tüm teminatlar hakkında uygulanabilir tek bir
hüküm mevcut değildir. Taraf değişikliğinin hangi tarafta gerçekleştiğine ve
teminatın türüne göre değişikliğe bağlanan sonuçlar da değişmektedir.
Anahtar Kelimeler: Kira sözleşmesi, taraf değişikliği, teminat, sözleşmenin devri,
kanuni halefiyet
göz önünde bulundurulduğunda, karinenin kanunda ifade edildiği şekilde kabulü, gerçek baba ile çocuk arasındaki soybağının kurulmasını güçleştirmektedir. Zira evlât edinme bir kenara bırakılacak olursa,
hukukumuzda çocuk ile yalnızca bir erkek arasında soybağı ilişkisi kurulabilmektedir. Dolayısıyla daha önce çocuk ile başka bir erkek arasında böyle bir ilişki kurulmuşsa, bu ilişki soybağının reddi davası ile sona
erdirilmedikçe, biyolojik baba ile çocuk arasında soybağı ilişkisi kurulamamaktadır. Baba ile çocuk arasındaki soybağının sorunsuz bir şekilde kurulması adına, pek çok ülkenin babalık karinesi düzenlemesini oldukça sınırlandırdığı ve belirli şartlar altında biyolojik babaya soybağının tespiti hususunda yetkiler tanıdığı görülmektedir. Bu çalışma ile çeşitli ülkelerdeki babalık karinesine ilişkin düzenlemeler incelenerek, Türk hukukundaki düzenlemenin günümüz şartlarına uygunluğu hususunda bir
değerlendirme yapılmak istenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Soybağı, Soybağının Kurulması, Babalık Karinesi, Babalığın Tespiti, Soybağının Reddi
farklı kararlar, bu aşamada sadakat yükümlülüğünün bulunup
bulunmayacağına ve söz konusu yükümlülüğe aykırılığın mevcut davada dikkate alınıp alınmayacağına ilişkin farklı düşüncelerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bu çalışma ile Yargıtay kararları da dikkate alınarak, eşlerin boşanma aşamasındaki sadakat yükümlülükleri tüm yönleriyle
değerlendirilmeye çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Sadakat Yükümlülüğü, Boşanma
Davası, Cinsel Sadakat, Duygusal Sadakat, Ekonomik Sadakat.
şekilde bulundurulmasına ilişkin asli yükümlülüğü, kira sözleşmesinin taraflar
arasında sürekli borç ilişkisi oluşturmasına sebep olmaktadır. Ancak kira
sözleşmesinin sürekli borç ilişkisi niteliğinde olmasından, sözleşme sona erinceye
kadar, hiçbir değişikliğe uğramadan ve kurulduğu hâliyle devam etmesi gerektiği
anlamı çıkarılmamalıdır. Elbette sözleşme devam ederken kira sözleşmesinde bazı
değişiklikler meydana gelebilir. Bu değişikliklerden biri de sözleşmenin taraflarında
yaşanan değişikliktir. Kira sözleşmesi kurulduktan sonra, çeşitli sebeplerle,
sözleşmeyi akdeden tarafların değişmesi ve yerine üçüncü kişilerin sözleşme
ilişkisine dahil olması mümkündür. Kira sözleşmesinin taraflarında yaşanan
değişiklikler ise çeşitli hukuki sonuçları beraberinde getirmektedir. Bu sonuçlardan
biri de mevcut teminatlara ilişkindir. Fakat kira sözleşmesinde görülebilecek tüm
taraf değişikliği hâllerinde ve mevcut tüm teminatlar hakkında uygulanabilir tek bir
hüküm mevcut değildir. Taraf değişikliğinin hangi tarafta gerçekleştiğine ve
teminatın türüne göre değişikliğe bağlanan sonuçlar da değişmektedir.
Anahtar Kelimeler: Kira sözleşmesi, taraf değişikliği, teminat, sözleşmenin devri,
kanuni halefiyet