Papers by Zeynep Özaltın
The short introduction part of my presentation as an independent scholar at the 17th ICTA congres... more The short introduction part of my presentation as an independent scholar at the 17th ICTA congress at the University of Warsaw in September 2023, Poland.
Hacettepe University , 2019
ICTA 16 (International Congress of Turkish Art, Congress Book -
Art Critisism History in Turkey ... more ICTA 16 (International Congress of Turkish Art, Congress Book -
Art Critisism History in Turkey (with the support of Max van Berchem Foundation, Switzerland, Geneva)
K24 , 2018
https://t24.com.tr/k24/yazarlar/zeynep-ozaltin
Tüm dünyadan araştırmacıları katlanan sayılarla a... more https://t24.com.tr/k24/yazarlar/zeynep-ozaltin
Tüm dünyadan araştırmacıları katlanan sayılarla ağırlamaya hazırlanan Göbekli Tepe'yi yakından izleyebilme fırsatı, insanlık üzerine düşünceleri de epey besleyecek görünüyor... ZEYNEP ÖZALTIN 26 Temmuz 2018 Göbekli Tepe'nin kazıldıkça artan önemi, bölgeye ilgiyi arttırırken, kazılar, arkeolojik teknik veriler, ulaşım ve ziyaret hakkındaki bilgileri en hızlı şekilde ulaşılır kılıyor. Yine de hatırlayacak olursak, 12 bin yıl öncesine tarihlenen Göbekli Tepe, ilk kez 1963 yılında fark edilmiş, 1994'ten itibaren araştırılıp kazılmaya başlanmıştı. Bu yıl (2018) ise UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne alındı. Özellikle son 10 yılda, arkeologların, ulusal ve uluslararası kurumların, bakanlıkların, üniversitelerin sistematik ve özverili çalışmalarının sonucunda, durağan tarih bilgisini sarsarak, geçmişi algılayışımızda kemikleşmiş unsurları kırıp, yepyeni bir iskelet kurulması gerekliliğini ortaya koydu[1] Zaman, mekân ve arkeologlar Arkeologlar, kimi zaman ufak, hafif bir figürini, minik bir taş boncuğu, kimi zaman devasa boyutlu piramitleri, heykeller ile tonlarca ağırlıktaki yapıları ortaya çıkarıp tanımlarken, bunları ilk sahiplerinden sonra ikinci kez zaman ve mekâna yerleştirip insanın geçmişini anlama çabasında taşları yerine koyarlar. Göbekli Tepe keşfiyle bir anlamda yerinden oynayan taşlar, şimdi bir kez daha yeryüzüne dizilmek zorunda.
Eleştirel Kültür Dergisi, 2017
https://www.ekdergi.com/freud-michelangelo-ve-sanat-elestirisi/
Art Unlimited, 2017
https://www.unlimitedrag.com/post/huxley-unesco-ve-edebiyat
Türkiye 1945'ten beri UNESCO üyesi. ... more https://www.unlimitedrag.com/post/huxley-unesco-ve-edebiyat
Türkiye 1945'ten beri UNESCO üyesi. 2. Dünya Savaşı yavaş yavaş sona ererken, 16 Kasım'da Türkiye, birliğin kurucu antlaşmasını yirmi ülke ile birlikte imzalamıştı. Peki hangi uluslararası değerleri kabul etmişti? Sanat ve edebiyat bu gelişmeyle nasıl bir etkileşimdeydi? UNESCO'da 72* yıl: Kuruluş notları Barış, BM ve UNESCO Birleşmiş Milletler (BM), 1914-1945 arasında, 30 yıl içerisinde yaşanmış iki Dünya Savaşı ardından gerekli görülen bir birlik. Savaşlar, ulusların birbirleriyle ilişki içinde nasıl hayatta kalabileceklerini sorgulamalarına sebep olmuş, milletlerarası görüşmeler, yapılan antlaşmalar ardından henüz savaşta olan İngiltere'nin, Londra şehrinde 1941'de St. James' Sarayı Deklarasyonu ile süreç başlamıştı. Amerika'da Kuzey Kaliforniya San Francisco'da 26 Haziran 1945'te imzalanan antlaşmanın ardından, 24 Ekim 1945'te Birleşmiş Milletler, resmi olarak kurulup faaliyete geçer.[i] BM'nin amacı ulusların barış içinde yaşamasıdır. Söz konusu barış yalnızca savaşların sonlandırılması anlamına gelmez; barışı sürdürecek, savaş sebeplerini ortadan kaldıracak her faaliyet ve işbirliğine açık olmak esastır. Bunun için barış, iktisadi, siyasi ve kültürel birliğin bütün olarak sürdürülmesi anlamına gelir. BM'nin oluşturduğu organizasyon, kurum ve fonlar, kapsamlı ve çok katılımlı bütünsel barış amacını korumak ve geliştirmek için çalışır. Bu kurumlardan biri de UNESCO'dur. United Nations of Educational Scientific and Cultural Organization (UNESCO) birliğinin kurulma fikri, 2. Dünya Savaşı sürecinde ortaya çıkar. Savaşın, birbirlerinin hayatlarını tanımayan ve anlayamayan toplumlar arasında çıktığı, entelektüel ve manevi dayanışmanın barışı korumaktaki birincil önemi organizasyon tarafından vurgulanır. 1942'de Birleşik Krallık'ta CAME (Conference of Allied Ministers of Education) için toplanan, Nazi Almanyası ve müttefiklerinin karşısında duran devletler, barış sağlandığında eğitim sisteminin yeniden yapılandırılması üzerinde duruyordu.[ii] Bu toplantıdaki teklif ve fikirler üzerine, 1-16 Kasım 1945'te Londra'da, Educational and Cultural Organization (ECO) konferansı sonunda yani 16 Kasım'da UNESCO'nun kurucu antlaşması (convention créant) imzalandı.[iii] Savaşların önce insanların fikirlerinde çıktığını bu sebeple barış güçlerinin insan zihninde kurulması gerektiğini savunan UNESCO ve üye devletler, "Building peace in the minds of men and women" sloganı ile barışın manevi inşasını görev edinir.[iv] Eğitim alanında fırsat eşitliğini, bilimde yeni araştırmaları ve tüm insanların yararını, kültürlerin karşılıklı diyalogla anlayış içerisinde yaşamasını destekler.
Art Unlimited, 2017
https://www.unlimitedrag.com/post/suutkemalyetkiniziyaret
Talks by Zeynep Özaltın
About Suut Kemal, 2019
Belgeselde, Suut Kemal Yetkin'in eleştirmen kimliğine yönelik verdiğim röportaj.
Orijinal tanı... more Belgeselde, Suut Kemal Yetkin'in eleştirmen kimliğine yönelik verdiğim röportaj.
Orijinal tanıtım metninden:
"Yönetmen: Kerime Senyücel
16. Uluslararası Türk Sanatları Kongresi kapsamında 2019'da hazırlanmış Suut Kemal Yetkin ile ilgili bir belgesel .
Belgeselde 60 yıl önce 1959'da ilk kongreyi Ankara’da yapan Suut Kemal’in sanat tarihçi, estetikçi, şair, eleştirmen, deneme yazarı kimliği ele alınıyor."
(Doküman yalnızca belgesel görseli içerir.)
Belgeselin tamamı aşağıdaki linkten izlenebilir:
https://www.youtube.com/watch?v=Df5oaTHypvM
Conference Presentations by Zeynep Özaltın
The short introduction part of my presentation as an independent scholar at the 17th ICTA congres... more The short introduction part of my presentation as an independent scholar at the 17th ICTA congress at the University of Warsaw in September 2023, Poland.
Thesis Chapters by Zeynep Özaltın
This study aims to investigate the emergence and the historical course of the art criticism in Tu... more This study aims to investigate the emergence and the historical course of the art criticism in Turkey, containing its turning points and the main sources, primarily, the progress of the art criticism culture, as main subject. This thesis evaluates the events between the years 1880-1980 in the context of the progress of the art criticism culture with a historical perspective and also includes information about the cultural environment, writers, critics, art evenements, art magazines, art asssociations and the contributions of international institutions like AICA and UNESCO. Furthermore, this thesis analyses the role of the art criticism in the art history and the discussions based on this matter and aims to bring an academic approach to the progress of the art criticism in Turkey based on the the relation of the art and the criticism.
Keywords: Criticism, Art Criticism, Turkish Art, Culture, Art.
Bu çalışma sanat eleştirisinin ortaya çıkışını, tarihsel süreçlerini, dönüm noktaları ve ana kaynakları ile incelerken, esas olarak Türkiye'de sanat eleştirisi kültürünün gelişimini konu almaktadır. Tez 1880-1980 yılları arasındaki yüz yıllık dönem zarfında yaşananları sanat eleştirisi kültürünün gelişmesi bağlamında değerlendirmekte, tarihsel sürece uygun olarak konuyu kültürel çevre, yazarlar, eleştirmenler, sanat etkinlikleri, sanat dergileri ve sanat kurumları ile AICA ve UNESCO gibi uluslararası yapıların katkılarına da yer vermektedir. Ayrıca sanat tarihi içinde sanat eleştirisinin yeri ve beraberinde getirdiği tartışmaları da içeren bu tez çalışması sanat ve eleştiri ilişkisi üzerinden, eleştiri kültürünün Türkiye‟deki gelişimini, akademik bir zeminde ortaya koyma amacını taşımaktadır.
Anahtar Kelimeler: Eleştiri, Sanat Eleştirisi, Türk Sanatı, Kültür, Sanat.
Uploads
Papers by Zeynep Özaltın
Art Critisism History in Turkey (with the support of Max van Berchem Foundation, Switzerland, Geneva)
Tüm dünyadan araştırmacıları katlanan sayılarla ağırlamaya hazırlanan Göbekli Tepe'yi yakından izleyebilme fırsatı, insanlık üzerine düşünceleri de epey besleyecek görünüyor... ZEYNEP ÖZALTIN 26 Temmuz 2018 Göbekli Tepe'nin kazıldıkça artan önemi, bölgeye ilgiyi arttırırken, kazılar, arkeolojik teknik veriler, ulaşım ve ziyaret hakkındaki bilgileri en hızlı şekilde ulaşılır kılıyor. Yine de hatırlayacak olursak, 12 bin yıl öncesine tarihlenen Göbekli Tepe, ilk kez 1963 yılında fark edilmiş, 1994'ten itibaren araştırılıp kazılmaya başlanmıştı. Bu yıl (2018) ise UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne alındı. Özellikle son 10 yılda, arkeologların, ulusal ve uluslararası kurumların, bakanlıkların, üniversitelerin sistematik ve özverili çalışmalarının sonucunda, durağan tarih bilgisini sarsarak, geçmişi algılayışımızda kemikleşmiş unsurları kırıp, yepyeni bir iskelet kurulması gerekliliğini ortaya koydu[1] Zaman, mekân ve arkeologlar Arkeologlar, kimi zaman ufak, hafif bir figürini, minik bir taş boncuğu, kimi zaman devasa boyutlu piramitleri, heykeller ile tonlarca ağırlıktaki yapıları ortaya çıkarıp tanımlarken, bunları ilk sahiplerinden sonra ikinci kez zaman ve mekâna yerleştirip insanın geçmişini anlama çabasında taşları yerine koyarlar. Göbekli Tepe keşfiyle bir anlamda yerinden oynayan taşlar, şimdi bir kez daha yeryüzüne dizilmek zorunda.
15. İstanbul Bienali, sanat eserleri, sergi mekanları ile İstanbul'un, sanat-şehir ilişkisi içerisinde değerlendirilmesi.
Türkiye 1945'ten beri UNESCO üyesi. 2. Dünya Savaşı yavaş yavaş sona ererken, 16 Kasım'da Türkiye, birliğin kurucu antlaşmasını yirmi ülke ile birlikte imzalamıştı. Peki hangi uluslararası değerleri kabul etmişti? Sanat ve edebiyat bu gelişmeyle nasıl bir etkileşimdeydi? UNESCO'da 72* yıl: Kuruluş notları Barış, BM ve UNESCO Birleşmiş Milletler (BM), 1914-1945 arasında, 30 yıl içerisinde yaşanmış iki Dünya Savaşı ardından gerekli görülen bir birlik. Savaşlar, ulusların birbirleriyle ilişki içinde nasıl hayatta kalabileceklerini sorgulamalarına sebep olmuş, milletlerarası görüşmeler, yapılan antlaşmalar ardından henüz savaşta olan İngiltere'nin, Londra şehrinde 1941'de St. James' Sarayı Deklarasyonu ile süreç başlamıştı. Amerika'da Kuzey Kaliforniya San Francisco'da 26 Haziran 1945'te imzalanan antlaşmanın ardından, 24 Ekim 1945'te Birleşmiş Milletler, resmi olarak kurulup faaliyete geçer.[i] BM'nin amacı ulusların barış içinde yaşamasıdır. Söz konusu barış yalnızca savaşların sonlandırılması anlamına gelmez; barışı sürdürecek, savaş sebeplerini ortadan kaldıracak her faaliyet ve işbirliğine açık olmak esastır. Bunun için barış, iktisadi, siyasi ve kültürel birliğin bütün olarak sürdürülmesi anlamına gelir. BM'nin oluşturduğu organizasyon, kurum ve fonlar, kapsamlı ve çok katılımlı bütünsel barış amacını korumak ve geliştirmek için çalışır. Bu kurumlardan biri de UNESCO'dur. United Nations of Educational Scientific and Cultural Organization (UNESCO) birliğinin kurulma fikri, 2. Dünya Savaşı sürecinde ortaya çıkar. Savaşın, birbirlerinin hayatlarını tanımayan ve anlayamayan toplumlar arasında çıktığı, entelektüel ve manevi dayanışmanın barışı korumaktaki birincil önemi organizasyon tarafından vurgulanır. 1942'de Birleşik Krallık'ta CAME (Conference of Allied Ministers of Education) için toplanan, Nazi Almanyası ve müttefiklerinin karşısında duran devletler, barış sağlandığında eğitim sisteminin yeniden yapılandırılması üzerinde duruyordu.[ii] Bu toplantıdaki teklif ve fikirler üzerine, 1-16 Kasım 1945'te Londra'da, Educational and Cultural Organization (ECO) konferansı sonunda yani 16 Kasım'da UNESCO'nun kurucu antlaşması (convention créant) imzalandı.[iii] Savaşların önce insanların fikirlerinde çıktığını bu sebeple barış güçlerinin insan zihninde kurulması gerektiğini savunan UNESCO ve üye devletler, "Building peace in the minds of men and women" sloganı ile barışın manevi inşasını görev edinir.[iv] Eğitim alanında fırsat eşitliğini, bilimde yeni araştırmaları ve tüm insanların yararını, kültürlerin karşılıklı diyalogla anlayış içerisinde yaşamasını destekler.
Talks by Zeynep Özaltın
Orijinal tanıtım metninden:
"Yönetmen: Kerime Senyücel
16. Uluslararası Türk Sanatları Kongresi kapsamında 2019'da hazırlanmış Suut Kemal Yetkin ile ilgili bir belgesel .
Belgeselde 60 yıl önce 1959'da ilk kongreyi Ankara’da yapan Suut Kemal’in sanat tarihçi, estetikçi, şair, eleştirmen, deneme yazarı kimliği ele alınıyor."
(Doküman yalnızca belgesel görseli içerir.)
Belgeselin tamamı aşağıdaki linkten izlenebilir:
https://www.youtube.com/watch?v=Df5oaTHypvM
Conference Presentations by Zeynep Özaltın
Thesis Chapters by Zeynep Özaltın
Keywords: Criticism, Art Criticism, Turkish Art, Culture, Art.
Bu çalışma sanat eleştirisinin ortaya çıkışını, tarihsel süreçlerini, dönüm noktaları ve ana kaynakları ile incelerken, esas olarak Türkiye'de sanat eleştirisi kültürünün gelişimini konu almaktadır. Tez 1880-1980 yılları arasındaki yüz yıllık dönem zarfında yaşananları sanat eleştirisi kültürünün gelişmesi bağlamında değerlendirmekte, tarihsel sürece uygun olarak konuyu kültürel çevre, yazarlar, eleştirmenler, sanat etkinlikleri, sanat dergileri ve sanat kurumları ile AICA ve UNESCO gibi uluslararası yapıların katkılarına da yer vermektedir. Ayrıca sanat tarihi içinde sanat eleştirisinin yeri ve beraberinde getirdiği tartışmaları da içeren bu tez çalışması sanat ve eleştiri ilişkisi üzerinden, eleştiri kültürünün Türkiye‟deki gelişimini, akademik bir zeminde ortaya koyma amacını taşımaktadır.
Anahtar Kelimeler: Eleştiri, Sanat Eleştirisi, Türk Sanatı, Kültür, Sanat.
Art Critisism History in Turkey (with the support of Max van Berchem Foundation, Switzerland, Geneva)
Tüm dünyadan araştırmacıları katlanan sayılarla ağırlamaya hazırlanan Göbekli Tepe'yi yakından izleyebilme fırsatı, insanlık üzerine düşünceleri de epey besleyecek görünüyor... ZEYNEP ÖZALTIN 26 Temmuz 2018 Göbekli Tepe'nin kazıldıkça artan önemi, bölgeye ilgiyi arttırırken, kazılar, arkeolojik teknik veriler, ulaşım ve ziyaret hakkındaki bilgileri en hızlı şekilde ulaşılır kılıyor. Yine de hatırlayacak olursak, 12 bin yıl öncesine tarihlenen Göbekli Tepe, ilk kez 1963 yılında fark edilmiş, 1994'ten itibaren araştırılıp kazılmaya başlanmıştı. Bu yıl (2018) ise UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne alındı. Özellikle son 10 yılda, arkeologların, ulusal ve uluslararası kurumların, bakanlıkların, üniversitelerin sistematik ve özverili çalışmalarının sonucunda, durağan tarih bilgisini sarsarak, geçmişi algılayışımızda kemikleşmiş unsurları kırıp, yepyeni bir iskelet kurulması gerekliliğini ortaya koydu[1] Zaman, mekân ve arkeologlar Arkeologlar, kimi zaman ufak, hafif bir figürini, minik bir taş boncuğu, kimi zaman devasa boyutlu piramitleri, heykeller ile tonlarca ağırlıktaki yapıları ortaya çıkarıp tanımlarken, bunları ilk sahiplerinden sonra ikinci kez zaman ve mekâna yerleştirip insanın geçmişini anlama çabasında taşları yerine koyarlar. Göbekli Tepe keşfiyle bir anlamda yerinden oynayan taşlar, şimdi bir kez daha yeryüzüne dizilmek zorunda.
15. İstanbul Bienali, sanat eserleri, sergi mekanları ile İstanbul'un, sanat-şehir ilişkisi içerisinde değerlendirilmesi.
Türkiye 1945'ten beri UNESCO üyesi. 2. Dünya Savaşı yavaş yavaş sona ererken, 16 Kasım'da Türkiye, birliğin kurucu antlaşmasını yirmi ülke ile birlikte imzalamıştı. Peki hangi uluslararası değerleri kabul etmişti? Sanat ve edebiyat bu gelişmeyle nasıl bir etkileşimdeydi? UNESCO'da 72* yıl: Kuruluş notları Barış, BM ve UNESCO Birleşmiş Milletler (BM), 1914-1945 arasında, 30 yıl içerisinde yaşanmış iki Dünya Savaşı ardından gerekli görülen bir birlik. Savaşlar, ulusların birbirleriyle ilişki içinde nasıl hayatta kalabileceklerini sorgulamalarına sebep olmuş, milletlerarası görüşmeler, yapılan antlaşmalar ardından henüz savaşta olan İngiltere'nin, Londra şehrinde 1941'de St. James' Sarayı Deklarasyonu ile süreç başlamıştı. Amerika'da Kuzey Kaliforniya San Francisco'da 26 Haziran 1945'te imzalanan antlaşmanın ardından, 24 Ekim 1945'te Birleşmiş Milletler, resmi olarak kurulup faaliyete geçer.[i] BM'nin amacı ulusların barış içinde yaşamasıdır. Söz konusu barış yalnızca savaşların sonlandırılması anlamına gelmez; barışı sürdürecek, savaş sebeplerini ortadan kaldıracak her faaliyet ve işbirliğine açık olmak esastır. Bunun için barış, iktisadi, siyasi ve kültürel birliğin bütün olarak sürdürülmesi anlamına gelir. BM'nin oluşturduğu organizasyon, kurum ve fonlar, kapsamlı ve çok katılımlı bütünsel barış amacını korumak ve geliştirmek için çalışır. Bu kurumlardan biri de UNESCO'dur. United Nations of Educational Scientific and Cultural Organization (UNESCO) birliğinin kurulma fikri, 2. Dünya Savaşı sürecinde ortaya çıkar. Savaşın, birbirlerinin hayatlarını tanımayan ve anlayamayan toplumlar arasında çıktığı, entelektüel ve manevi dayanışmanın barışı korumaktaki birincil önemi organizasyon tarafından vurgulanır. 1942'de Birleşik Krallık'ta CAME (Conference of Allied Ministers of Education) için toplanan, Nazi Almanyası ve müttefiklerinin karşısında duran devletler, barış sağlandığında eğitim sisteminin yeniden yapılandırılması üzerinde duruyordu.[ii] Bu toplantıdaki teklif ve fikirler üzerine, 1-16 Kasım 1945'te Londra'da, Educational and Cultural Organization (ECO) konferansı sonunda yani 16 Kasım'da UNESCO'nun kurucu antlaşması (convention créant) imzalandı.[iii] Savaşların önce insanların fikirlerinde çıktığını bu sebeple barış güçlerinin insan zihninde kurulması gerektiğini savunan UNESCO ve üye devletler, "Building peace in the minds of men and women" sloganı ile barışın manevi inşasını görev edinir.[iv] Eğitim alanında fırsat eşitliğini, bilimde yeni araştırmaları ve tüm insanların yararını, kültürlerin karşılıklı diyalogla anlayış içerisinde yaşamasını destekler.
Orijinal tanıtım metninden:
"Yönetmen: Kerime Senyücel
16. Uluslararası Türk Sanatları Kongresi kapsamında 2019'da hazırlanmış Suut Kemal Yetkin ile ilgili bir belgesel .
Belgeselde 60 yıl önce 1959'da ilk kongreyi Ankara’da yapan Suut Kemal’in sanat tarihçi, estetikçi, şair, eleştirmen, deneme yazarı kimliği ele alınıyor."
(Doküman yalnızca belgesel görseli içerir.)
Belgeselin tamamı aşağıdaki linkten izlenebilir:
https://www.youtube.com/watch?v=Df5oaTHypvM
Keywords: Criticism, Art Criticism, Turkish Art, Culture, Art.
Bu çalışma sanat eleştirisinin ortaya çıkışını, tarihsel süreçlerini, dönüm noktaları ve ana kaynakları ile incelerken, esas olarak Türkiye'de sanat eleştirisi kültürünün gelişimini konu almaktadır. Tez 1880-1980 yılları arasındaki yüz yıllık dönem zarfında yaşananları sanat eleştirisi kültürünün gelişmesi bağlamında değerlendirmekte, tarihsel sürece uygun olarak konuyu kültürel çevre, yazarlar, eleştirmenler, sanat etkinlikleri, sanat dergileri ve sanat kurumları ile AICA ve UNESCO gibi uluslararası yapıların katkılarına da yer vermektedir. Ayrıca sanat tarihi içinde sanat eleştirisinin yeri ve beraberinde getirdiği tartışmaları da içeren bu tez çalışması sanat ve eleştiri ilişkisi üzerinden, eleştiri kültürünün Türkiye‟deki gelişimini, akademik bir zeminde ortaya koyma amacını taşımaktadır.
Anahtar Kelimeler: Eleştiri, Sanat Eleştirisi, Türk Sanatı, Kültür, Sanat.