Papers by Zeynep Akarslan
Gazi Türkiyat , 2024
Azerbaijan, whose lands were divided into two as north and south with the Treaty of Turkmenchay s... more Azerbaijan, whose lands were divided into two as north and south with the Treaty of Turkmenchay signed in 1828, continued its existence under the rule of Tsarist Russia from this date until 1918. The Bolshevik revolution that took place in Tsarist Russia in 1917 was a beacon of hope for the independence of the nations that had been under Russian rule for many years. In this period, one of the names who struggled for the independence of Azerbaijan was Fethali Khan Khoyski. Fethali Han Hoyski, who is from the generation of Cafer Kulu Khan, received his education in Moscow and went to II. He represented Azerbaijan in the Russian State Duma, then in the Transcaucasian Seym he first dealt with educational affairs and then served as the Minister of Justice. Fethali Khan, who has been a defender of the concepts of equality of rights, freedom and justice since the first day he started his political career as a lawyer, is the first Prime Minister, Minister of
Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi , 2022
Rusya’da 1917 yılında yaşanan gelişmeler, Kafkasya halklarının bağımsızlık tarihi açısından dönüm... more Rusya’da 1917 yılında yaşanan gelişmeler, Kafkasya halklarının bağımsızlık tarihi açısından dönüm noktası olması bakımından önemlidir. Siyasi atmosferin hızla değiştiği bu dönemde önce Transkafkasya Seymi çatısı altında birleşen Kafkasya halkları bu birliğin kısa sürede dağılmasından sonra kendi bağımsız cumhuriyetlerini kurdu. Bu dönemde kurulan ve Azerbaycan Türklerinin tarihi açısından bir ilki teşkil eden bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti hem siyasi hem de sosyal birçok gelişmeyi bir arada yaşadı. Azerbaycan’ın bağımsızlığı için mücadele eden isimler 1918-1920 yılları arasındaki kısa bağımsızlık döneminde Azerbaycan tarihindeki yerlerini alırken bu isimlerden biri olan Ahmed Bey Pepinov hakkında yapılan çalışmalar ise oldukça kısıtlıdır. Köklü bir aileden gelen Pepinov, iyi bir eğitim görmüş, sosyalist yönelimiyle hem Transkafkasya Seyminde hem de Azerbaycan Milli Meclisinde yer almıştır. Azerbaycan tarihi açısından önemli sayılabilecek görüşme, antlaşma ve konferanslarda Azerbaycan’ı temsil etmiş olan Pepinov hakkında Azerbaycan’da yapılan çalışmalar onu tanımamıza yardımcı olurken Türkiye’de bu konuda yapılmış müstakil bir çalışma bulunmamaktadır. Bu çalışmanın amacı, ekseriyeti Azerbaycan’da yazılmış olan kaynaklara dayanarak Ahmed Bey Pepinov’un Azerbaycan siyasi tarihindeki öneminin anlaşılmasını sağlamaktır.
Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi , 2022
XIX. yüzyıl, 1299-1876 yılları arasında mutlak monarşi ile yönetilen ve geniş sınırlara sahip ola... more XIX. yüzyıl, 1299-1876 yılları arasında mutlak monarşi ile yönetilen ve geniş sınırlara sahip olan Osmanlı Devleti’nde devletin bekası için bir takım siyasi adımlar atmak zorunda kalınan tarihi bir dönemdir. XVIII. yüzyıldan itibaren tüm dünyada yaşanmaya başlayan değişim ve dönüşümler Osmanlı Devleti’nde de hem siyasi hem de sosyal alanda kendini göstermiştir. Bu değişimlere bağlı olarak ortaya çıkan ve Osmanlı siyasi tarihindeki önemli olaylardan biri olan I. ve II. Meşrutiyet, Osmanlı-Avrupa ilişkilerinin en yüksek seviyede olduğu dönemlerden biridir. Bu yakınlık, Avrupa kültürünün Osmanlı coğrafyasında hızla yayılmasına sebep olurken İstanbul’da bulunan “sefalethane”ler söz konusu yayılmanın en çarpıcı örneği olarak karşımıza çıkmaktadır. II. Meşrutiyet döneminde yaşamış, eserleri ile Osmanlı Devleti’nin toplumsal ve kültürel hayatına ışık tutmuş olan İbnü’l Hakkı Mehmed Tahir, kadın hakları konusundaki hassasiyeti ve ahlâk anlayışı ile şöhret bulmuş isimlerden biridir. Doğumu, hayatı ve ölümü konusunda kaynaklarda kesin bilgi bulunmayan İbnü’l Hakkı Mehmed Tahir, Bursalı Mehmed Tahir ile karıştırılmaktadır. Sosyal, ahlâkî ve kültürel değerlere ait konulardaki bazı kitapçıklar yayınlayan İbnü’l Hakkı Mehmed Tahir aynı zamanda Osmanlı döneminde yayınlanan en uzun ömürlü kadın dergisi Hanımlara Mahsus Gazete ve Çocuklara Mahsus Gazete’nin sahibidir. Yazar, İstanbul’daki para karşılığında gayrimeşru ilişkilerin kurulduğu mekânlardan yola çıkarak kötü alışkanlıkların aile ve toplum hayatına etkilerini anlattığı Sefalethaneler adlı eserinde Türk toplumuna ders vermeyi amaçlamıştır. Sefalethaneler adlı eserinden ve eserlerinin ekseriyetinden yola çıkılarak İbnü’l Hakkı Mehmed Tahir’in ahlâk, toplumsal değişim ve kadın meselelerine önem verdiği anlaşılmaktadır. Bu çalışmada İbnü’l Hakkı Mehmed Tahir’in söz konusu eserinden yola çıkarak dönemin siyasi ve toplumsal çehresi anlaşılmaya çalışılmış, Osmanlı toplumuna kötü alışkanlıkları üzerinden verilen öğütler yorumlanmıştır.
Toplum nezdinde Avrupa kültürüyle tanışmaya bağlı olarak hızla artan kötü alışkanlıkları yalnızca “sefalethaneler” ile sınırlamak mümkün değildir. İstanbul gibi dönemin en önemli merkezlerinden olan büyük ve önemli bir ticaret şehrinde her dönem sosyal hayatın bir parçası olarak ortaya çıkan fuhuş, sefalethaneler ile bir bütün olarak değerlendirilmiştir. II. Meşrutiyet’e kadar ahlâki bir “sorun” olarak gündeme gelen fuhuş, XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren genel ahlâk anlayışına yönelik bir “tehdit” olarak algılanmaya başlanmıştır. Ancak bu dönemde Osmanlı toplumu arasında yozlaşmaya sebep olan tek tehdit sefalethaneler değildir. Avrupa ile artan ikili ilişkilerin toplumun günlük hayatından yaşam tarzına, alkol tüketiminden tütün kullanımının artmasına kadar birçok farklı etkisi ve sonucu olmuştur. Bu sebeple çalışma boyunca Osmanlı Devleti’nin Avrupa ile temasları ve halk arasında artan alkol kullanımı ile devletin bu konuda almış olduğu tedbirlere de değinilerek II. Meşrutiyet döneminin toplum üzerindeki etkileri İstanbul merkezli olarak incelenmeye çalışılmıştır. Buna bağlı olarak metnin sonunda eserin günümüz harflerine aktarılmış şekline yer verilmiştir.
Zeki Velidî Togan’ın 1928-1932 Yılları Arasında Yayınlanan Bazı Makaleleri Üzerine İncelemeler, 2022
Tarihçi, Türkolog ve siyaset adamı olan Zeki Velidî Togan, eğitimli bir aileden gelmektedir. Fiki... more Tarihçi, Türkolog ve siyaset adamı olan Zeki Velidî Togan, eğitimli bir aileden gelmektedir. Fikirleriyle Türk Dünyasının önemli bir kesimine etki eden Togan, Rusya’nın birbiri ardına ihtilal dalgalarıyla boğuştuğu XX. yüzyılın başında siyasi sahnede önemli bir rol sahibi idi. Velidî, bir dönem Ufa Müslümanlarının Rus Devlet Dumasındaki temsilcisi görevini yürüttü. Bu sırada patlak veren Bolşevik Devrimi sırasında doğduğu topraklar olan Başkurdistan’ın bağımsızlık mücadelesindeki lider isimlerden biri olan Togan, Başkırt Özerk hükümetinin önce harp bakanı sonrasında ise hükümet başkanı oldu. Başkırt hareketinin istenen sonuca ulaşamaması üzerine Türkistan topraklarına geçerek Basmacı hareketine dâhil olan Togan, Türkistan Millî Birliği’nin başına getirildi. Ancak Bolşeviklerin güçlerini toplayarak her türlü bağımsızlık hareketine karşı başarı kazandığı bu dönemde Türkistan’dan ayrılarak İran’a gitti. Togan’ın hayatının bundan sonraki evresi Hamdullah Suphi Tanrıöver tarafından Türkiye’ye davet edileceği döneme kadar sürekli yer değiştirmeyle geçti. İran’dan Afganistan’a ardından Türkiye’ye buradan da Avrupa’ya geçen Togan, bu dönemde ilmî araştırmalarına hız kesmeden devam etti. 1925 yılında resmî davetle Türkiye’ye gelen Togan, aynı yıl Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oldu. 1927 yılında ise İstanbul Darülfünunu tarih kürsüsünde göreve başladı. Togan, 1915 yılında St. Petersburg’da bulunduğu sırada tanıştığı ve kendisini askere gitmekten kurtaran Rus şarkiyatçı Barthold’un Türkiye’ye getirilmesinde önemli rol oynadı ve onun İstanbul’da gerçekleştirdiği konferanslarda tercümanlığını yaptı. 1930 yılında hazırlanan Türk Tarih Kitabı’na getirdiği eleştirilerden dolayı Türkiye’yi terk eden Togan Viyana’ya gitti. Belirli bir süre Almanya üniversitelerinde çalışan Togan, sonrasında Türkiye’ye dönmüş ve siyasi kimliğinden dolayı bir dönem hüküm giymiştir. Hayatta kaldığı süre boyunca siyasi kimliği ile ilim adamı kimliğini bir arada yürütmek zorunda kalan Togan, sayısız eser kaleme almıştır. Gittiği her ülkede gerçekleştirdiği kütüphane çalışmaları sırasında birçok önemli eserin gün yüzüne çıkmasına katkı sağlayan Togan, Türk tarihi açısından önemli birçok eser hazırlamıştır. Bu eserlerden Tarihte Usul metodolojik açıdan, Umumi Türk Tarihine Giriş Türk tarihini İslamiyet öncesi ve sonrasını derinlemesine ele alması açısından, Bugünkü Türkili Türkistan ve Yakın Tarihi ise Türkistan tarihi hakkındaki en önemli kaynak eser olması açısından günümüzde hâlâ başucu kitabı olarak kullanılmaktadır. Zeki Velidî Togan’ın birbiri ardına gerçekleştirdiği tüm seyahatlerinde yanında Abdülkadir İnan bulunmaktaydı. Togan, Türkiye’de bulunduğu dönemde Abdülkadir İnan ile birlikte Yeni Türkistan dergisini çıkarmış ve burada birçok makale yayınlamıştır. Togan’ın 1928-1932 yılları arasında kaleme aldığı sayısız yazısı olmakla birlikte bu çalışmada; Türkistan Mecmuası, Yeni Türkistan ve Atsız Mecmua dergilerinde yayınlanan yazılarının örneklerine yer verilmiştir. Çalışmada bahsi geçen makaleler Osmanlı Türkçesinden transkript edilmiş, kronolojik olarak sıralanmış ve Togan’ın 1928-1932 yılları arasındaki fikri dünyası bu yazılar üzerinden ortaya koyulmaya çalışılmıştır.
HUMANITAS, 2022
Tarih boyunca birçok devletin egemenliği altında yaşayan Azerbaycan, bir cumhuriyet olarak ilk ba... more Tarih boyunca birçok devletin egemenliği altında yaşayan Azerbaycan, bir cumhuriyet olarak ilk bağımsızlık deneyimini 1918-1920 yılları arasında yaşamıştır. Azerbaycan'ın bu bağımsızlık döneminde devletin bekası için çalışan aydınlar sınıfı içinde sosyalist bir isim olarak ön plana çıkan kişilerden biri de Aslan Bey Sefikürdski'dir. Küçük yaşta babasını kaybeden Aslan Bey, ilk eğitimini Gence'de aldıktan sonra Hukuk Fakültesi'ne devam etmiş ve ilk siyasi faaliyetlerine üniversite eğitimi sırasında başlamıştır. Aslan Bey Sefikürdski, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin üçüncü hükümetinin Posta ve Telgraf Bakanı, dördüncü hükümetinin ise Adalet ve Emek Bakanıdır. Sefikürdski hakkında Azerbaycan'da yapılan çalışmalar onun hayatını öğrenmemiz açısından yeterli seviyede olmakla birlikte Türkiye'de Sefikürdski hakkında yapılan müstakil bir çalışma bulunmamaktadır. Bu çalışmanın amacı Azerbaycan siyasi tarihinde önemli bir yere sahip olan Aslan Bey Sefikürdski'nin tanıtılması ve faaliyetlerinin anlaşılmasını sağlamaktır.
Kültür Araştırmaları , 2022
Uzun yıllar Çarlık Rusya’nın egemenliği altında kalmış olan Azerbaycan’da 19. yüzyılın başından i... more Uzun yıllar Çarlık Rusya’nın egemenliği altında kalmış olan Azerbaycan’da 19. yüzyılın başından itibaren yaşanan gelişmeler Azerbaycan’ın milli uyanışının ilk adımı
olmuştur. Rusya’da ardı ardına patlak veren ihtilal hareketleri ve hemen akabinde
yaşanan basın özgürlüğü Azerbaycan Türkleri arasında bağımsızlık fikrinin hızla yayılmasını sağlamıştır. İlk kısa bağımsızlık deneyimini 1918-1920 yılları arasında yaşayan Azerbaycan’da bu dönemde birçok önemli siyasi figür tarih sahnesindeki yerini almıştır. Bu isimlerden biri olan Abbas Bey Atamalıbeyov, Rusya’da eğitim görmüş, 1917 İhtilali’nin patlak vermesi üzerine Azerbaycan’a geri dönmüştür. Transkafkasya Seyminin üyelerinden biri olan Atamalıbeyov, Azerbaycan’ın bağımsızlığını kazanmasından sonra parlamentoda görev almıştır. Ali Merdan Topçubaşı ile birlikte Paris Konferansına gönderilen heyetin üyelerinden biri olan Abbas Bey, Azerbaycan’ın Kızıl Ordu işgaline uğramasından sonra muhaceret hayatı yaşamıştır. Bu çalışma, Azerbaycan’ın bağımsızlık tarihinde yer alan Abbas Bey Atamalıbeyov’un hatıralarından yola çıkarak hayatı ve faaliyetleri hakkında bilgi vermek üzere hazırlanmıştır. Atamalıbeyov’un 20. yüzyılın başlarında Azerbaycan’ın siyasi tarihi üzerine etkileri, Azerbaycan’ın bağımsız bir devlete dönüşmesindeki rolü üzerinde durulmuştur.
Yazılı kaynaklarda adı geçen en eski Türk kavimlerinden biri olan Kırgızlar, Orta Asya tarihinde ... more Yazılı kaynaklarda adı geçen en eski Türk kavimlerinden biri olan Kırgızlar, Orta Asya tarihinde önemli bir yere sahiptir. Haklarındaki ilk bilgilere Çin kaynaklarında rastladığımız Kırgızların geniş bir coğrafyada yaşadıkları ve kendi tarihlerini yazmadıkları anlaşılmaktadır. Kırgızlar, Cengiz Han'a itaat eden ilk Türk kavmidir. Günümüzde Kırgızistan olarak anılan ve neredeyse tamamı dağlık bir coğrafya olan Kırgızistan'a göçün IX-X. yüzyıllarda başladığı düşünülmektedir. Bu sebepten Kırgızların tarih yazıcılığının tarih sahnelerine çıkmaları göz önüne alınarak bir hayli geç başladığı kanaatindeyiz. Kırgızistan'da Sovyetler Birliği döneminde Marksist-Leninist çizgide yazılan ilk eserlerin konusu genellikle insanlığın evrensel gelişimi, sınıf mücadelesi, halk ayaklanmaları, ilerici ve gerici güçler çerçevesinde şekillenmiştir. Kırgızistan'ın 31 Ağustos 1991'de bağımsızlığını ilan etmesinden sonra ise tarih yazıcılığında daha serbest olan yeni bir dönemin başladığı söylenebilir. Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra Kırgızistan'ın tarih yazımında dört konu başlığının ön plana çıktığı görülmektedir. Bu konu başlıklarını tarihi kişiler, Kırgızların kökeni, özel günler ve kutlamalar ile sözlü gelenek olarak sıralayabiliriz. Bu çalışmada bağımsızlığından itibaren günümüze kadar olan süreçte Kırgız tarihi yazımı üzerinde durulacaktır. Çalışmamızın kaynaklarını Kırgızistan tarihi hakkında yazılan araştırma eserler oluşturmaktadır.
Azerbaycan'da Kültürel Uyanış ve Basın , 2019
Özet Rusya, Kafkasya'yı işgal politikası sonucunda Azerbaycan'da hakimiyet kurmasıyla Azerbaycan ... more Özet Rusya, Kafkasya'yı işgal politikası sonucunda Azerbaycan'da hakimiyet kurmasıyla Azerbaycan toplumu üzerinde bir baskı siyaseti takip etmeye başladı. Rusya'nın bölge halkını aldığı kararlardan haberdar etmek için resmi bir yayın organı olarak kullandığı ilk gazete olan Tiflisskie Vedomosti (Tiflis Haberleri) basın konusunda Rusya tarafından atılmış bir adımdı. Azerbaycan'da başlayan kültür hareketleri sonucundaki ilk milli adım ise Hasan Melikzade Zerdabi tarafından çıkarılan Ekinci gazetesi oldu. Ekinci'den sonra çıkmaya başlayan Ziya, Ziya-yı Kafkasiyye, Keşkül, Şark-ı Rus ve İrşad gazeteleri Azerbaycan basın tarihi için bir dönüm noktası teşkil etti. Rusya tarafından 1905'e kadar sıkı bir takibat ve sansüre uğrayan, bu yüzden uzun ömürlü olamayan Azerbaycan basını için kırılma noktası 1905 Rus Devrimi oldu. Bu tarihten sonra 1920 yılındaki Rus işgaline kadar geçen süre içinde Azerbaycan basını gözle görülür bir canlanma yaşadı. 1920 işgalinden sonra ise 1980'e kadar geçen süreçte basın yeni bir takibat ve sansüre uğrarken kontrollü olarak çıkan gazeteler devletin resmi yayın organı haline geldi. Azerbaycan basını konusunda bilgi vermek amacıyla gerçekleştirilen bu çalışmanın amacı dönemin önde gelen gazete, dergi ve fikir adamlarını incelemektir.
Uploads
Papers by Zeynep Akarslan
Toplum nezdinde Avrupa kültürüyle tanışmaya bağlı olarak hızla artan kötü alışkanlıkları yalnızca “sefalethaneler” ile sınırlamak mümkün değildir. İstanbul gibi dönemin en önemli merkezlerinden olan büyük ve önemli bir ticaret şehrinde her dönem sosyal hayatın bir parçası olarak ortaya çıkan fuhuş, sefalethaneler ile bir bütün olarak değerlendirilmiştir. II. Meşrutiyet’e kadar ahlâki bir “sorun” olarak gündeme gelen fuhuş, XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren genel ahlâk anlayışına yönelik bir “tehdit” olarak algılanmaya başlanmıştır. Ancak bu dönemde Osmanlı toplumu arasında yozlaşmaya sebep olan tek tehdit sefalethaneler değildir. Avrupa ile artan ikili ilişkilerin toplumun günlük hayatından yaşam tarzına, alkol tüketiminden tütün kullanımının artmasına kadar birçok farklı etkisi ve sonucu olmuştur. Bu sebeple çalışma boyunca Osmanlı Devleti’nin Avrupa ile temasları ve halk arasında artan alkol kullanımı ile devletin bu konuda almış olduğu tedbirlere de değinilerek II. Meşrutiyet döneminin toplum üzerindeki etkileri İstanbul merkezli olarak incelenmeye çalışılmıştır. Buna bağlı olarak metnin sonunda eserin günümüz harflerine aktarılmış şekline yer verilmiştir.
olmuştur. Rusya’da ardı ardına patlak veren ihtilal hareketleri ve hemen akabinde
yaşanan basın özgürlüğü Azerbaycan Türkleri arasında bağımsızlık fikrinin hızla yayılmasını sağlamıştır. İlk kısa bağımsızlık deneyimini 1918-1920 yılları arasında yaşayan Azerbaycan’da bu dönemde birçok önemli siyasi figür tarih sahnesindeki yerini almıştır. Bu isimlerden biri olan Abbas Bey Atamalıbeyov, Rusya’da eğitim görmüş, 1917 İhtilali’nin patlak vermesi üzerine Azerbaycan’a geri dönmüştür. Transkafkasya Seyminin üyelerinden biri olan Atamalıbeyov, Azerbaycan’ın bağımsızlığını kazanmasından sonra parlamentoda görev almıştır. Ali Merdan Topçubaşı ile birlikte Paris Konferansına gönderilen heyetin üyelerinden biri olan Abbas Bey, Azerbaycan’ın Kızıl Ordu işgaline uğramasından sonra muhaceret hayatı yaşamıştır. Bu çalışma, Azerbaycan’ın bağımsızlık tarihinde yer alan Abbas Bey Atamalıbeyov’un hatıralarından yola çıkarak hayatı ve faaliyetleri hakkında bilgi vermek üzere hazırlanmıştır. Atamalıbeyov’un 20. yüzyılın başlarında Azerbaycan’ın siyasi tarihi üzerine etkileri, Azerbaycan’ın bağımsız bir devlete dönüşmesindeki rolü üzerinde durulmuştur.
Toplum nezdinde Avrupa kültürüyle tanışmaya bağlı olarak hızla artan kötü alışkanlıkları yalnızca “sefalethaneler” ile sınırlamak mümkün değildir. İstanbul gibi dönemin en önemli merkezlerinden olan büyük ve önemli bir ticaret şehrinde her dönem sosyal hayatın bir parçası olarak ortaya çıkan fuhuş, sefalethaneler ile bir bütün olarak değerlendirilmiştir. II. Meşrutiyet’e kadar ahlâki bir “sorun” olarak gündeme gelen fuhuş, XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren genel ahlâk anlayışına yönelik bir “tehdit” olarak algılanmaya başlanmıştır. Ancak bu dönemde Osmanlı toplumu arasında yozlaşmaya sebep olan tek tehdit sefalethaneler değildir. Avrupa ile artan ikili ilişkilerin toplumun günlük hayatından yaşam tarzına, alkol tüketiminden tütün kullanımının artmasına kadar birçok farklı etkisi ve sonucu olmuştur. Bu sebeple çalışma boyunca Osmanlı Devleti’nin Avrupa ile temasları ve halk arasında artan alkol kullanımı ile devletin bu konuda almış olduğu tedbirlere de değinilerek II. Meşrutiyet döneminin toplum üzerindeki etkileri İstanbul merkezli olarak incelenmeye çalışılmıştır. Buna bağlı olarak metnin sonunda eserin günümüz harflerine aktarılmış şekline yer verilmiştir.
olmuştur. Rusya’da ardı ardına patlak veren ihtilal hareketleri ve hemen akabinde
yaşanan basın özgürlüğü Azerbaycan Türkleri arasında bağımsızlık fikrinin hızla yayılmasını sağlamıştır. İlk kısa bağımsızlık deneyimini 1918-1920 yılları arasında yaşayan Azerbaycan’da bu dönemde birçok önemli siyasi figür tarih sahnesindeki yerini almıştır. Bu isimlerden biri olan Abbas Bey Atamalıbeyov, Rusya’da eğitim görmüş, 1917 İhtilali’nin patlak vermesi üzerine Azerbaycan’a geri dönmüştür. Transkafkasya Seyminin üyelerinden biri olan Atamalıbeyov, Azerbaycan’ın bağımsızlığını kazanmasından sonra parlamentoda görev almıştır. Ali Merdan Topçubaşı ile birlikte Paris Konferansına gönderilen heyetin üyelerinden biri olan Abbas Bey, Azerbaycan’ın Kızıl Ordu işgaline uğramasından sonra muhaceret hayatı yaşamıştır. Bu çalışma, Azerbaycan’ın bağımsızlık tarihinde yer alan Abbas Bey Atamalıbeyov’un hatıralarından yola çıkarak hayatı ve faaliyetleri hakkında bilgi vermek üzere hazırlanmıştır. Atamalıbeyov’un 20. yüzyılın başlarında Azerbaycan’ın siyasi tarihi üzerine etkileri, Azerbaycan’ın bağımsız bir devlete dönüşmesindeki rolü üzerinde durulmuştur.