Partizan (silahlı kuvvetler)

Partizan, yabancı bir güç veya bir ordu işgali ya da idaresi altında bulunan bir bölgenin kontrolüne direnmek için teşekkül etmiş düzensiz askerî kuvvetlerin üyesi.

Bu terime İspanya İç Savaşı'nda monarşiye karşı cumhuriyetçilerin direnişi, II.Dünya Savaşı'nda İtalya'da Benito Mussolini'yi devirmeye çalışan komünistlerin mücadelesi ve yine II. Dünya Savaşı'nda özellikle Doğu Avrupa'da Alman ve İtalyan işgalindeki ülkelerdeki direniş hareketleri örnek olarak gösterilebilir.

Tarihçe

değiştir

12. yüzyıl başlarında Avrupa'da savaşçı birlik ve onların ana askeri birimden ayrılmış akıncı kolları sıklıkla düşmanın kaynaklarını ele geçirmek veya yok etmek amacıyla baskınlar yapardı. Partizan terimi 17nci yüzyılda savaşçı birliğin önderini tanımlamak için kullanılırdı. Partizan savaşının teknikleri Johann von Ewald’ın 1789 yılında yazdığı Partizan Savaşı Üzerine İnceleme (Almanca:Abhandlung über den kleinen Krieg) kitabında tanıtılmıştır.[1] Partizan savaşının amacı savaş bölgesindeki yerel ahaliden kurulu düzensiz birliklerle veya bazı durumlarda resmi orduya bağlı olmayan düzenli kuvvetlerle düşmanı zayıflatmaktı. Bu silahlı güçler, düşman hattı gerisinde iletişimi kesecek, ileri harekâta temel olan devriyeleri veya köyleri ele geçirecek, konvoylara pusu kuracak, zorla savaş vergisi ve katkı toplayacak, lojistik stokları yağma ederek düşman kuvvetlerin ana operasyonlarını engelleyerek onları güç ayırmaya mecbur etmekti. Amerikan İç Savaşı’nın “partizan korucuları” (İngilizce: partisan rangers) partizan savaşı kavramını oluşturdu. Bu çatışmada John S. Mosby gibi konfederasyonun partisan önderleri von Ewald'ın ana hatlarını tarif ettiği şekilde ordularına görev gördürdü. Daha sonra ünlü savaş sanatı uzmanları Antoine-Henri Jomini ve Carl von Clausewitz tarafından da partizan savaşı yöntemleri tarif edildi.

19ncu yüzyıl ortalarındaki partizanlar esasen baskıncı süvarilerden veya organize olmayan ya da yarı organize gerilla kuvvetlerinden bir hayli farklıydı. Rus partizanlar Napolyon'un yenilmesinde çok önemli rol oynamıştı. Onların şiddetli direnişleri ve ısrarlı baskınları 1812 senesinde Fransız imparatorunun Rusya'dan kaçmak zorunda kalmasına sebep olmuştu.

 
Alman Fallschirmjäger tarafından sorguya çekilen Sovyet partizanları, Ukrayna 1943

Partizan terimi çağdaş tanımında, II. Dünya Savaşı'nda örnekleri görülen saldıran ve işgal eden kuvvete karşı gelen baskın gayri nizami kuvvet anlamını aldı. Naziler işgal amaçlarına en az Kızıl Ordu kadar engel olan partizan direnişine karşı acımasızca davrandılar ve özellikle Polonya, Romanya ve Ukrayna'da Sovyetlerin vatan haini ilan ettiği işbirlikçilerin ihbarlarına ve yardımlarına gerek duydular. Hainlerin işbirliğiyle yakalanan binlerce partizanı idam ettiler. Ama gene de özellikle Belarus'ta faal olan Sovyet partizanları Alman askerlerini taciz etmeye ve onların bölgelerindeki operasyonlarını aksatmaya muktedir oldular. Hatta buralarda partizanlar için ekin yetiştiren ve canlı hayvan besleyen kolhozlar bile vardı. Neticede partizan direnişi Alman işgalindeki toprakların kurtarılmasında ve Sovyet hakimiyetinin tekrar kurulmasında çok etkili oldu. Komünist Yugoslav partizanlar da Yugoslav Halkın Kurtuluşu Savaşı'nda memleketlerini kurtaran önder kuvvet idi.

Her ne kadar işgalci güç tarafından çoğu zaman "terörist" olarak adlandırılabilse de partizanlar savaş hukuku açısından yine de uluslarını yabancı saldırgandan kurtarmak için savaşan, ulusal ordunun üniformalı üyeleri olarak kabul edilir. Bu nedenle savaş hukukunda meşruiyete sahiptir.

Ayrıca bakınız

değiştir

Kaynakça

değiştir
  1. ^ Ewald, Johann von (1789). Treatise on Partisan Warfare. Greenwood Press. ISBN 0-313-27350-2.