boz-
boz-
(boz'-)fiil geçişli -i hâli bozar (bo'zaɾ)
1. kırmak radyoyu bozmak
2. karışıklık yaratmak ders ortamını bozmak
3. zarar vermek Yemek midesini bozmuş.
4. fesih anlaşmayı bozmak
5. parçalara ayırmak para bozmak
6. paraya çevirmek Bir çeyrek altın bozdurdu.
7. düşkün olmak kafayı sporla bozmak
Kernerman English Multilingual Dictionary © 2006-2013 K Dictionaries Ltd.