"Eserde Temas Edilen Başlıca Konular ve Yazarın Şîa'ya Yönelttiği Eleştiriler" başlığını taşımakt... more "Eserde Temas Edilen Başlıca Konular ve Yazarın Şîa'ya Yönelttiği Eleştiriler" başlığını taşımaktadır. Bu başlık altında tevhid, nübüvvet, kaza - kader, hilâfet - imâmet, Ehl-i Beyt ve Sahabe, lânet gibi konuların yanında, islâm mezhepleri tarihinde sıkça tartışılan Yetmiş Üç Fırka ile ilgili değerlendirmeler işlendi. Çorûmî, eserinde sadece bu konulara temas etmekle kalmayıp, furuât dediğimiz, inancı ilgilendirmeyip ibâdet ve muamelatla ilgili pek çok konuya da temas etmektedir. Bunlar içerisinde Şîa ve Ehl-i Sünnet arasında ihtilaflı olmayan hususlar olduğu gibi, mut'a nikahı gibi üzerinde ciddi görüş ayrılığı bulunan hususlar da vardır. Müstakil bir çalışma konusu olabilecek genişlikte ele aldığı bu hususa, çalışmamızda temas etmedik. Eserde bulunup da, bizim ele almadığımız konulardan bazıları şunlardır: Abdest, namaz, nikah, haml müddeti, tavşan eti ve satranç oyunu. Bunları bu çalışmamızda ele almamız, çalışmamızın hacmini çok genişletecekti. Ayrıca maksadımız Ehl-i Sünnet ve Şîa arasında bulunan ciddi görüş ayrılığı olan ana temel konulardı ki, bunları vermeğe çalıştık.
Osmanlı ulu çınarının tam olarak neşv ü nemâ bulduğu dönemlerin fıkıh yani İslâm Hukukunda, tasav... more Osmanlı ulu çınarının tam olarak neşv ü nemâ bulduğu dönemlerin fıkıh yani İslâm Hukukunda, tasavvufta, kelâmda, İslâm Felsefesinde ve en önemlisi de ilmiye teşkilâtının idaresinde önemli isimlerinden biri ve belki de birincisi de İbn-i Kemal'dir. İbn-i Kemal, Osmanlı Kanunnâmelerini tedvîn eden bir kanunşinâsdır. Karaman ve Rumeli Eyâleti gibi mühim eyâletleri tahrir eyleyen muharrir yani il yazıcısıdır; kendisinden sonra gelen tarihçilere temel kaynak olan Osmanlı Tarihinin müellifi bir tarihçidir; yaklaşık 40 küsur Risâleleri yani konuyla alakalı monografileri ile Osmanlı düşünce tarihine yön veren bir kelâmcı ve mütefekkirdir; Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Selim'in güçlü bir Şeyhülislamıdır; senelerce ilmiye teşkilatının başında fiilen görev yapmış Rumeli Kazaskeri ve kısaca tam bir müfti's-sakaleyn yani cin ve insin müftüsüdür.
İnsanlar tarih boyunca yüce bir yaratıcıya inana gelmişlerdir. Ancak, bu inancın şekilleri arasın... more İnsanlar tarih boyunca yüce bir yaratıcıya inana gelmişlerdir. Ancak, bu inancın şekilleri arasında bazı farklılıklar bulunmaktadır. Özellikle Tanrı’nın bir şekli olup olmadığı, bir şekli var ise neye benzediği hep merak konusu olmuştur. Allah’ın Kur’ân’da hiçbir şeye benzemediği ifade edilirken, geçmişte ve günümüzde farklı bir kısım din mensupları O’nu müşahhaslaştırma yönüne gitmişlerdir. Bu cisimleştirme içinde özellikle ön plana çıkan şekil hiç şüphesiz insanın en çok aşina olduğu kendi şeklidir. Yani Tanrı’yı herhangi bir şekilde somutlaştırmak isteyenlerin çoğunluğu insan şeklini tercih etmişlerdir. Bu itibarla yapılan tanrı figürlerinin pek çoğu insan şeklinde resmedilmiş ve yontulmuştur. Bu kitapta insanoğlunun Allah’ı bırakıp bir takım objeleri tanrılaştırmasının tarihçesini bulacaksınız.
İnsanlar tarih boyunca bir yaratıcıya inanmışlardır, ancak, bu inancın şekilleri arasında bazı fa... more İnsanlar tarih boyunca bir yaratıcıya inanmışlardır, ancak, bu inancın şekilleri arasında bazı farklılıklar bulunmaktadır.Tanrı'nın bir şekli olup olmadığı, bir şekli varsa neye benzediği ise hep merak konusu olmuştur.Allah'ın, Kur'an'da hiçbir şeye benzemediği ifade edilirken, farklı bir kısım din mensupları O'nu müşahhaslaştırma yönüne gitmişlerdir.Bu cisimleştirme içinde özellikle ön plana çıkan şekil hiç şüphesiz insanın en çok aşina olduğu kendi şeklidir.Yani Tanrı'yı herhangi bir şekilde somutlaştırmak isteyenlerin çoğunluğu insan şeklini tercih etmişlerdir.Bu itibarla yapılan tanrı figürlerinin pek çoğu insan şeklinde resmedilmiş ve yontulmuştur.
"Eserde Temas Edilen Başlıca Konular ve Yazarın Şîa'ya Yönelttiği Eleştiriler" başlığını taşımakt... more "Eserde Temas Edilen Başlıca Konular ve Yazarın Şîa'ya Yönelttiği Eleştiriler" başlığını taşımaktadır. Bu başlık altında tevhid, nübüvvet, kaza - kader, hilâfet - imâmet, Ehl-i Beyt ve Sahabe, lânet gibi konuların yanında, islâm mezhepleri tarihinde sıkça tartışılan Yetmiş Üç Fırka ile ilgili değerlendirmeler işlendi. Çorûmî, eserinde sadece bu konulara temas etmekle kalmayıp, furuât dediğimiz, inancı ilgilendirmeyip ibâdet ve muamelatla ilgili pek çok konuya da temas etmektedir. Bunlar içerisinde Şîa ve Ehl-i Sünnet arasında ihtilaflı olmayan hususlar olduğu gibi, mut'a nikahı gibi üzerinde ciddi görüş ayrılığı bulunan hususlar da vardır. Müstakil bir çalışma konusu olabilecek genişlikte ele aldığı bu hususa, çalışmamızda temas etmedik. Eserde bulunup da, bizim ele almadığımız konulardan bazıları şunlardır: Abdest, namaz, nikah, haml müddeti, tavşan eti ve satranç oyunu. Bunları bu çalışmamızda ele almamız, çalışmamızın hacmini çok genişletecekti. Ayrıca maksadımız Ehl-i Sünnet ve Şîa arasında bulunan ciddi görüş ayrılığı olan ana temel konulardı ki, bunları vermeğe çalıştık.
Osmanlı ulu çınarının tam olarak neşv ü nemâ bulduğu dönemlerin fıkıh yani İslâm Hukukunda, tasav... more Osmanlı ulu çınarının tam olarak neşv ü nemâ bulduğu dönemlerin fıkıh yani İslâm Hukukunda, tasavvufta, kelâmda, İslâm Felsefesinde ve en önemlisi de ilmiye teşkilâtının idaresinde önemli isimlerinden biri ve belki de birincisi de İbn-i Kemal'dir. İbn-i Kemal, Osmanlı Kanunnâmelerini tedvîn eden bir kanunşinâsdır. Karaman ve Rumeli Eyâleti gibi mühim eyâletleri tahrir eyleyen muharrir yani il yazıcısıdır; kendisinden sonra gelen tarihçilere temel kaynak olan Osmanlı Tarihinin müellifi bir tarihçidir; yaklaşık 40 küsur Risâleleri yani konuyla alakalı monografileri ile Osmanlı düşünce tarihine yön veren bir kelâmcı ve mütefekkirdir; Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Selim'in güçlü bir Şeyhülislamıdır; senelerce ilmiye teşkilatının başında fiilen görev yapmış Rumeli Kazaskeri ve kısaca tam bir müfti's-sakaleyn yani cin ve insin müftüsüdür.
İnsanlar tarih boyunca yüce bir yaratıcıya inana gelmişlerdir. Ancak, bu inancın şekilleri arasın... more İnsanlar tarih boyunca yüce bir yaratıcıya inana gelmişlerdir. Ancak, bu inancın şekilleri arasında bazı farklılıklar bulunmaktadır. Özellikle Tanrı’nın bir şekli olup olmadığı, bir şekli var ise neye benzediği hep merak konusu olmuştur. Allah’ın Kur’ân’da hiçbir şeye benzemediği ifade edilirken, geçmişte ve günümüzde farklı bir kısım din mensupları O’nu müşahhaslaştırma yönüne gitmişlerdir. Bu cisimleştirme içinde özellikle ön plana çıkan şekil hiç şüphesiz insanın en çok aşina olduğu kendi şeklidir. Yani Tanrı’yı herhangi bir şekilde somutlaştırmak isteyenlerin çoğunluğu insan şeklini tercih etmişlerdir. Bu itibarla yapılan tanrı figürlerinin pek çoğu insan şeklinde resmedilmiş ve yontulmuştur. Bu kitapta insanoğlunun Allah’ı bırakıp bir takım objeleri tanrılaştırmasının tarihçesini bulacaksınız.
İnsanlar tarih boyunca bir yaratıcıya inanmışlardır, ancak, bu inancın şekilleri arasında bazı fa... more İnsanlar tarih boyunca bir yaratıcıya inanmışlardır, ancak, bu inancın şekilleri arasında bazı farklılıklar bulunmaktadır.Tanrı'nın bir şekli olup olmadığı, bir şekli varsa neye benzediği ise hep merak konusu olmuştur.Allah'ın, Kur'an'da hiçbir şeye benzemediği ifade edilirken, farklı bir kısım din mensupları O'nu müşahhaslaştırma yönüne gitmişlerdir.Bu cisimleştirme içinde özellikle ön plana çıkan şekil hiç şüphesiz insanın en çok aşina olduğu kendi şeklidir.Yani Tanrı'yı herhangi bir şekilde somutlaştırmak isteyenlerin çoğunluğu insan şeklini tercih etmişlerdir.Bu itibarla yapılan tanrı figürlerinin pek çoğu insan şeklinde resmedilmiş ve yontulmuştur.
Uploads
Books by SAYIN DALKIRAN
Allah’ın Kur’ân’da hiçbir şeye benzemediği ifade edilirken, geçmişte ve günümüzde farklı bir kısım din mensupları O’nu müşahhaslaştırma yönüne gitmişlerdir. Bu cisimleştirme içinde özellikle ön plana çıkan şekil hiç şüphesiz insanın en çok aşina olduğu kendi şeklidir. Yani Tanrı’yı herhangi bir şekilde somutlaştırmak isteyenlerin çoğunluğu insan şeklini tercih etmişlerdir. Bu itibarla yapılan tanrı figürlerinin pek çoğu insan şeklinde resmedilmiş ve yontulmuştur.
Bu kitapta insanoğlunun Allah’ı bırakıp bir takım objeleri tanrılaştırmasının tarihçesini bulacaksınız.
Allah’ın Kur’ân’da hiçbir şeye benzemediği ifade edilirken, geçmişte ve günümüzde farklı bir kısım din mensupları O’nu müşahhaslaştırma yönüne gitmişlerdir. Bu cisimleştirme içinde özellikle ön plana çıkan şekil hiç şüphesiz insanın en çok aşina olduğu kendi şeklidir. Yani Tanrı’yı herhangi bir şekilde somutlaştırmak isteyenlerin çoğunluğu insan şeklini tercih etmişlerdir. Bu itibarla yapılan tanrı figürlerinin pek çoğu insan şeklinde resmedilmiş ve yontulmuştur.
Bu kitapta insanoğlunun Allah’ı bırakıp bir takım objeleri tanrılaştırmasının tarihçesini bulacaksınız.