Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
39 pages
1 file
Sinematografi
İdil Sanat Dergisi, 2023
Fotoğraf ve sinematografinin uzun süreli ilişkisi sadece biçimsel ve teknik bir altyapıya dayanmamaktadır. Her ikisinin sahip olduğu öz nitelikler sayesinde, ilerleyen süreç içerisinde hem sanatın kuramsal gelişiminin etkisiyle hem de çağdaş anlatım biçimlerinin ortaya çıkması ve disiplinlerin iç içe kaynaşmasıyla, birbirleri ile alışveriş halinde olmuşlardır. Optik ve kimyasal yol ile başlayan bu ortaklık daha sonrasında hikâye anlatımı seviyesinde bir kesişim kümesi oluşturmuş, ardından bu hikâyeyi belirli bir dizge halinde anlatma çabası kurgu meselesini gündeme getirmiştir. Kurgu, sadece sinematografik anlatımın bir unsuru değildir. Kurgu, sanat tarihinde birçok farklı ifade biçiminin anlatısını aktarmasında vazgeçilmez bir araçtır. Art arda gelen olayların, bir anlam bütünü oluşturacak şekilde dizilmesi, hem aktarılmak istenen öyküyü rafine eder hem de aktarmak istediğimiz düşünceyi açık ve anlaşılır bir hale getirme özelliği vardır. Sinema alanındaki kurgu mantığı ile fotoğraf alanındaki kurgu mantığı birbirinden farklıdır. Sinemada farklı çekilmiş parçaların bir araya getirilmesi şeklinde tanımlanabilecek olgu, fotoğrafta ise sahneyi düzenlemek anlamına gelmektedir. Ancak daha önce de belirtildiği gibi, bazı durumlarda, fotoğraf sanatı tarihinde de sinematografiye daha çok yaklaşarak onun biçimsel ve kuramsal öz niteliklerinden faydalanarak anlatısına yeni bir bakış açısı katmak isteyen sanatçılar da önemli bir yer tutar. Sinemanın tanımladığı anlamda kurguyu ele alan sanatçılar, bir seri fotoğrafı anlamlı bir bütün halinde sunma çabasında “foto-sekans” olarak adlandırılan biçimsel üslubu eserlerine taşırlar. Bu üslup fotoğrafın sinema ile optik ve kimyasal ilişkisinin de ötesinde, kurgu anlamında bir ilişki kurmasını sağlar. Art arda gelen durağan fotoğrafların, yeni bir anlam oluşturacak şekilde düzenlenmesi ile ortaya çıkan bu üslup, sadece biçimsel değil aynı zamanda kuramsal açıdan sinematografik kurgudan derin biçimde etkilenmiştir. Anahtar Kelimeler: Sinematografi, kurgu, foto-sekans, fotoğraf, çağdaş sanat The long-term relationship between photography and cinematography is not only based on a formal and technical infrastructure. Thanks to the characteristics they both have, they have been in exchange with each other, both with the effect of the theoretical development of art and with the emergence of contemporary expression forms and the fusion of disciplines. This partnership, which started with the optical and chemical path, later formed an intersection cluster at the level of storytelling, and then the effort to tell this story in a certain sequence brought up the issue of fiction. Editing is not just an element of cinematographic narration. Fiction is an indispensable tool in conveying the narrative of many different forms of expression in art history. Arranging the successive events in a way that creates a whole of meaning not only refines the story to be conveyed, but also makes the thought we want to convey clear and understandable. The logic of editing in the field of cinema and the logic of editing in the field of photography are different from each other. The phenomenon, which can be defined as bringing together the pieces shot differently in cinema, means arranging the scene in photography. However, as mentioned before, in some cases, artists who want to add a new perspective to their narratives by taking advantage of its formal and theoretical qualities by approaching cinematography, also occupy an important place in the history of photography. Artists, who deal with editing in the sense defined by cinema, bring the formal style called "photo-sequence" into their works to present a series of photographs as a meaningful whole. This style allows photography to establish a relationship in terms of fiction, beyond its optical and chemical relationship with cinema. This style, which emerged with the arrangement of successive still photographs to create a new meaning, was deeply influenced by cinematographic editing, not only formally but also theoretically. Keywords: Cinematography, Editing, Photo-Sequence, Photography, Contemporary Art
2007
ÖZET Baslangıcından günümüze kadar sinemanın gelişme süreci,gerek estetik gerekse teknolojik alanlarda fotograf ile benzerlikler gösterir.Kimyasal olarak ilk görüntü sabitlendiğinden beri, perde'nin de keşfiyle, insanoğlu görüntüleri daha yüksek hızlarda kaydetme ugrasısı içinde olmustur.Hızın kaydı konusundaki tüm bu gelişmelerde, insanlığın endüstri devrimi ile yaşadığı gelişmeler etkili olmuştur. Hızın kaydı sonucu ortaya çıkan birtakım mekanik gerçekler bilim , sanat ve felsefe adamlarının yaşamı daha farklı sorgulamasına yol açmış, bu sorgulamalar sonucunda elde edilen veriler hem klasik sanat anlayışının hem de sinemanın ve onu var eden teknolojinin gelişmesine yol açmıştır. Gelişim süreci içinde sinemaya,sanatsal kaygılar ve fotoğraf kadar, toplumsal olaylar ve savaşlar da etki etmiştir. Estetik arayışların ortaya çıkardığı ve geliştirdiği “aydınlatma” hem teknolojiden hem de toplumsal düşünce değişimlerinin sinemaya yansıtılması kaygısından etkilenmiştir.Toplum hayatı değiştikçe birtakım tarzlar gelişmiş , onların ifadesi için teknolojik yöntemler ilerletilmiştir. Tabi sinemayı sinema yapanın, “kurgu” öğesi olduğu asla unutulmamalıdır.Ancak yine de kurgu sonucunda ortaya izlenebilir bir görüntüler topluluğu çıkabilmesi için ışığı, kamera devinimi, kompozisyonu tam görüntüler elde etmek gerekir.Aynı zamanda fotoğraf ile sinemanın kesiştiği öyle noktalar vardır ki, nerdeyse artık sinematografi tamamen fotoğraf makinası ile oluşturulur. Final bölümünde ise fotoğraftan en çok faydalandığına inandığımız kendisi de başarılı bir fotoğrafçı olan Alman yönetmen Wim Wenders'in “Paris-Texas” filmine değinmek, tüm bu işbirliğini nereye dayandırmak istediğimizi, daha doğrusu bu iki teknolojinin nasıl dayanışmaya devam ettiğini açıklamak için iyi bir örnek oldu. ANAHTAR KELİMELER:Sinematografi,Görüntü Yönetmeni, Yeni Dalga, Yeni Gerçekçilik,Alman dışavurumcu Sineması, WimWenders, Kara Film, Fotoğrafi SUMMARY From the beginning of their invention until today, there's always been similarities, between photographic and cinematographic progress in both aestethic and technological issues. From the day which first chemical photographic prodress has been done, there has always been progress in the issue of speed which photographers took its care by the invention of the shutter. There's another effective issue on the thought of speed which named “Industrial Revolution”. And with the results of “catching the speed of movement” there appears a lot of facts that influenced the thoughts of scientists, artists and philosophers about the daily life.After the questioning about the daily life , there has been extremely radical changes in classic art, science and social life which basis of cinematographic progress has been aranged on. Cinematographic process ,effected by social life and by the wars, as much as aestethical and tecnological issues in its duration. Also the issue of “illumination” effected by the change of social life , that came with facts of war which also made changes on aestethic concerns. It must be never forgotten that cinematoraphy owed its existence to “editing”. But there has never been a film which observed “good editing but bad photography”. If there's no good photography there will never be good editing after the film has been shot. In the final , I have tried to prove my thesis with the best example which I ever thought.German director Wim Wender's film “Paris-Texas” is the best example which we can ever find, when we try to look for a analogy between the photography and cinematography. KEYWORDS:Cinematography, Cinematographer, New Wave,Neo Realismo,German Expressionist Cinema, Wim Wenders, Film Noir, Photography
SENARYO, SENARYO KURGUSU VE SENARYO YAZARLIĞI , 2021
SENARYO VE SENARYO YAZARLIĞI DERS NOTLARI
Edebiyat ve sinema ilişkisinin birden fazla bilimsel araştırmaya konu olduğu bilinmektedir. İmgenin her iki sanat dalıyla olan bağı göz önüne alınarak, bu çalışmada imge tanımları, kavramları ve sanatlararası ilişkileri üzerinde durulmuştur. Edebiyat metinlerinin sinemaya aktarılması bağlamından şiir ve sinema ilişkisi ele alınmıştır. İkinci Yeni şiirinde şairlerin imge dünyasındaki benzerlikleri sinema izlekleri üzerinden incelenmiştir. İkinci Yeni şiirinde sinematografik imge çalışırken yedinci sanat olarak kabul edilen sinemanın teknik kaynaklarından yararlanılmıştır. Sinema sanatı, şiiri şekillendiren bir anlayış olarak metin incelemelerinde yer almıştır. Metin incelemelerinde sinema ve şiir ilişkisi kurularak göstergebilim/ göstergelerarasılık yönteminden istifade edilmiştir. Çalışmamız bu yönüyle disiplinlerarası bir araştırma olma özelliği göstermektedir.
2020
Bölümü'nde yer alır. Şehir, Balıkesir iline bağlı Sındırgı ilçesi sınırları içinde 7 mahalleden oluşmaktadır. Kuzeyinde Bigadiç, kuzeybatıda Altıeylül, kuzeydoğuda Dursunbey ve doğuda Kütahya'nın Simav ilçeleri ile komşudur. Güneyde ise Manisa'nın Demirci, Gördes, Akhisar ve Kırkağaç ilçeleri ile çevrilidir. Sındırgı şehri çevresinde 15. yüzyıldan itibaren irili ufaklı yerleşmeler görülmektedir. 1800'lü yıllara kadar ise Sındırgı küçük kırsal bir yerleşmeydi. 1913 yılında ilçe merkezi olan Sındırgı, merkezden çevreye ışınsal uzanan ana caddeleri, üç cami etrafında gelişmesi, konutların şehir içindeki dağılışı ile karakteristik bir Türk-İslam şehri formundadır. Ayrıca cadde ve sokakların araçtan çok yayaların ulaşımına uygun olması, bahçeli veya avlulu evlerin varlığı bu fikri güçlendirmiştir. Sındırgı Ovası üzerinde şehir için yakın çevresinde gerçekleştirilen tarım ve hayvancılık faaliyetleri her zaman önemli bir gelir kaynağı olmuştur. Ancak çalışan nüfusun sektörel dağılımı incelendiğinde son dönemdeki şehirleşme hareketlerine bağlı olarak hizmet sektörünün öne çıktığı görülmektedir. Üretilen hammaddeleri mamul maddeye dönüştürecek tesis sayısının azlığı sanayi sektörünün geri planda kalmasına, hizmet sektörü ve ticari faaliyetlerin ön plana çıkmasına neden olmuştur. Şehir köyleri ile birlikte tüm ilçenin ticaret merkezidir. Tarım ve hayvancılık, çalışan nüfusun ekonomik faaliyet kollarına dağılımında hizmet sektöründen sonra en önemli ekonomik kaynaktır. Besi ve kümes hayvancılığına verilen doğrudan gelir desteklerinin artması tarım ile birlikte hayvancılığın da önem kazanmasını sağlamıştır. Şehrin büyüme yönü kuzeydoğuda Yağcıbedir Mahallesi ve güneybatıda Kocakonak Mahallesi'dir. Yağcıbedir Mahallesi, kuzey ve kuzeydoğu yönlerine doğru alanını genişletmektedir. Bu nedenle şehir Kocakonak Mahallesi güneybatısında bulunan Mandıra Mahallesi'ne doğru saçaklanmaktadır. Şehrin kuzeydoğu ve güneybatı yönlerine doğru alanını genişletmesinde yerel yönetimlerin aldığı tarım alanlarının imara açılmamasına ilişkin karar etkili olmuştur.
PhD. Thesis , Dokuz Eylül University ,Institute of Fine Arts, 2008
Minimalism that occured in the '60s, has important place in the art history as a latest effective attack of Modernist movements. After Second World War, art was influenced fundemental revolutions in social structure, thus Minimalism takes place in the art area as a alternative attitude against to Abstract Expressionist movement. At first, Minimalism was strongly criticized and resisted but later accepted by the critics and audience. Ceramics get rid of its traditional roots during Modernism and takes a contemporary aspect, with the own special qualities both formal and conceptial . The study aims to investigate Minimalism in the historical context and the reflections on the Contemporary Ceramic Art. 1960’lı yıllarda ortaya çıkan ve Modernist hareketin son etkili hamlesi olarak ele alabileceğimiz Minimalizm, sanat tarihinde önemli bir yere sahiptir. II. Dünya Savaşı sonrasında Amerika’da toplumsal yapıda yaşanan köklü değişimler sanatı etkilemiş, bunun sonucunda Minimalizm, Soyut Dışavurumcu harekete karşı, alternatif bir söylem olarak sanat alanında kendini göstermiştir. Başta ciddi eleştiri ve direnişe maruz kalan Minimal Sanat, zaman içinde eleştirmenler ve izleyici gözünde kabul görmüş ve güçlü bir yapıya kavuşmuştur. Modernizmle birlikte geleneksel köklerinden kurtulup, bir çağdaşlaşma süreci yaşayan seramik, malzemenin kendine özgü kimliğiyle hem formal hem de kavramsal açıdan yeni anlatım biçimlerine kavuşmuştur. Bu çağdaşlaşma ve değişim sürecinde etkili olan temel dinamikleri irdeleyen bu çalışmanın amacı, Minimalizm’in tarihsel süreç içinde yapılanmasını ve günümüz seramik sanatına etkilerini incelemektir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
International Journal of Innovative Research in Engineering & Management (IJIREM), 2023
Iran and the Caucasus, 2023
Ius et Praxis, 2013
International Journal for Research in Applied Science and Engineering Technology, 2023
International journal of zoology and animal biology, 2022
Neuropsychology Review
Salsabila Wulansih, 2025
Obesity Research, 2005
Rezeki Putra Gulo, Nikarni Zai, 2023