Academia.eduAcademia.edu

ALİ YETİMİ'NİN HAYATI VE ŞİİRLERİNİN BİÇİM, İÇERİK, ÜSLUP BAKIMINDAN DEGERLENDİRİLMESİ

MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI Editör: Doç. Dr. Yunus Emre TANSÜ MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI Editör Doç. Dr. Yunus Emre TANSÜ Ankara 2021 Copyright © 2021 by iksad publishing house All rights reserved. No part of this publication may be reproduced, distributed or transmitted in any form or by any means, including photocopying, recording or other electronic or mechanical methods, without the prior written permission of the publisher, except in the case of brief quotations embodied in critical reviews and certain other noncommercial uses permitted by copyright law. Institution of Economic Development and Social Researches Publications® (The Licence Number of Publicator: 2014/31220) TURKEY TR: +90 342 606 06 75 USA: +1 631 685 0 853 E mail: iksadyayinevi@gmail.com www.iksadyayinevi.com It is responsibility of the author to abide by the publishing ethics rules. Iksad Publications – 2021© ISBN: 978-625-8007-10-7 Cover Design: İbrahim KAYA September / 2021 Ankara / Turkey Size = 16x24 cm MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI | i MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI EDİTÖR Doç. Dr. Yunus Emre Tansü YAZARLAR Bölüm 1: Doç. Dr. Yunus Emre Tansü & Sevgi Çoşansel Bölüm 2: Prof. Dr. Füsun Kara Bölüm 3: Khalaev Zahid Alievich Bölüm 4: Doç Dr. Fatma İnce Bölüm 5: Doç. Dr. Taner Yıldırım Bölüm 6: Dr. Öğr. Ü. Ayşegül Doğrucan Bölüm 7: Dr. Öğr. Ü. Lazzat Urakova Yanç Bölüm 8: İsmail Berktaş Bölüm 9: Dr. İsmail Şenesen Bölüm 10: Dr. İsmail Şenesen Bölüm 11: Dr. Öğr. Ü. M. Salih Erpolat Bölüm 12: Dr. Öğr. Ü. M. Ali Türkmenoğlu Bölüm 13: Dr. Öğr. Ü. H. Kamil Biçici Bölüm 14: Prof. Dr. Selçuk Ural Bölüm 15: Doç. Dr.Yunus Emre Karakaya & Doç. Dr. Taner Yıldırım & Arş. Gör. Aykut Şahin Bölüm:16: Dr. Recep Şehitoğlu Bölüm 17: Elvin Abdurahmanlı Bölüm 18: Elvin Abdurahmanlı Bölüm 19: Celil Gözek & Doç. Dr. Fikret Alıncak Bölüm 20: İlker İbrahim Avşar ii | MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI Editörün Notu Bu kitapta yer alan bölümler sosyal bilimlerin tüm disiplinlerini içermektedir. Bölümlerde kullanılan kaynakların, görüşlerin, bulguların, sonuçların, tablo, şekil, resim ve her türlü içeriğin sorumluluğu yazar veya yazarlarına ait olup ulusal ve uluslararası telif haklarına konu olabilecek mali ve hukuki sorumluluğu yazarlara aittir. MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI | iii Bu eseri Dr. Baymirza Hayıt’ın Aziz hatırasına ithaf ediyorum... iv | MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI | v EDİTÖRDEN Mustafa Çokay Türkistan’ın bağımsızlık mücadelesi denince ilk akla gelen isimlerdendir. Kazakistan sınırları içerisinde günümüz Kızılorda bölgesinde yer alan Akmescid şehrinde 7 Ocak 1890 tarihinde dünyaya geldi. Modern Kazak Türkleri tarihinin en önemli isimlerinden biri olan Mustafa Çokay, özellikle Çarlık Rusyası ve Sovyet işgali altında bulunan Türk halklarının birliğini savunması ile tanınır. Bu fikrin temsilcisi Alaş Orda hükümetinin üyesi, gazeteci ve yazardır. Petersburg Üniversitesi’nde hukuk eğitimi alan Çokay, öğrencilik yıllarında siyasetle yakından ilgilendi. Öğrencilik yıllarında Türk gençlerinin yanında olan Mustafa Çokay, “Müslüman Öğrencileri Merkezi Komitesi” gibi kuruluşlarda aktif görev aldı. Siyasete olan yeteneği ile Kazak aydınlarının desteğini sağladı. Rusya Devlet Duması’nda Müslüman Fraksiyonunda Büro görevlisi olarak çalıştı. Orta Asya Türk halkının sorunlarını, Rusya Duması’na iletilmesini sağladı. Çarlık Rus idaresinin Şubat 1917 ihtilali ile son bulmasının ardından, demokrat siyasetçilerle birlikte Rusya’nın yeniden yapılandırılması çalışmalarına katıldı. Alaş lideri Aliyan Bokeyhanov, Alaş harekâtının temsilcisi olarak gönderdiği Mustafa Çokay ve arkadaşlarının faaliyetleriyle güneyde bulunan Hokand şehrinde Kazak-Özbek siyasi teşekkülü neticesinde Türkistan Muhtariyeti ilan edildi. Türkistan halkının milli çıkarlarını korumak için ortaya çıkan ve dönemin çağdaş programını uygulayan ilk parti Alaş partisidir. Kurultayın ilerleyen günlerinde 13 Aralık 1917 tarihinde Demokratik Rusya önderliğinde Alaş- Orda Milli Muhtar Hükümeti kuruldu ve başkenti Alaş seçildi, hükümet başkanı ise Alihan Bokeyhan oldu. Dış işler bakanı ise Mustafa Çokay olmuştur. Mustafa Çokay uzlaşmacı ve pratik zekası ile Türkistan’ın coğrafi bütünlüğünü, parti ve boylar arasındaki uyumsuzluğu gidermek, ayrı muhtariyetler ayrı kimlik taşımak yerine Türkistan coğrafyasında bulunan tüm Türk kavmini bir çatı altında toplamak için çaba sarf etti. Fakat daha sonra Türkistan Muhtariyeti, 18 Şubat 1918 de Bolşevik Rus Ordusu tarafından yıkıma uğradı ve Mustafa Çokay, hakkında gıyabi idam kararı verildi. Bu durum karşısında Çokay, 5-10 gün civar köylerde saklanmak zorunda kaldı, daha sonra Türkistan’ın bağımsızlık davasını tüm dünya kamuoyuna duyurmak gayesiyle kılık kıyafetini değiştirerek yola koyuldu. Bakü, Tiflis, İstanbul güzergâhından vi | MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI Fransa’ya giderek Paris’e yerleşmek istedi. Mustafa Çokay Paris’te çok zor şartlar altında hayat sürdürdü. 1929 yılında Berlin’de 117 sayı yayımlanan “Yaş Türkistan” dergisini çıkarttı. Bu dergi, Çokay’a göre Türkistan’ın bağımsızlığı yolundaki mücadelenin bayrağı olmuştur. Derginin hedefleri arasında, Türk dünyasında kültür ve dil birliği de yer aldı. Bunun yanı sıra Türkistan’ı ve Türklüğü tanıtmak, derginin içeriğini oluşturdu. Çokay, gençlere duyduğu güvenden dolayı dergiye “Yaş (Genç) Türkistan” adını koydu. Bu konuda şunları söylemiştir: “Biz bağımsız Türkistan’ımız için gerekli bütün unsurları genç nesilden ümit etmekteyiz.” Nazi Almanya’sı Fransa’yı işgal ettikten bir yıl sonra Mustafa Çokay tutuklandı ve 15 gün boyunca esir kampında tutuldu. Esir kamplarından Türk soyluları kurtarmak için elinden geleni yapmaya çalıştı, aralarında Baymirza Hayit’in de olduğu bir çok kişinin kurtulmasını sağladı. Mustafa Çokay 27 Aralık 1941 tarihinde saat 18: 00 de Tifo rahatsızlığından vefat etti. Bazı araştırmacılar ve eşi, onun Naziler tarafından öldürüldüğünü ileri sürmüşlerdir. Mezarı, Berlin Türk Şehitliği’ndedir. Mustafa Çokay, birçok kez Sovyet Rusya’nın Türkistan halkına uyguladığı şiddeti bir çok ulusun hakkına tecavüz ederek siyasi yaşamını sürdürdüğünü, haklı direniş ve isyanını her defasında gerek kamuoyu gerekse katılmış olduğu davetlerde dile getirmiştir. Bu tutumu, Mustafa Çokay’ın Türkistan’ı Ruslardan ayırmak istemesi Bolşevikler tarafından “Çokaycılık” kavramının doğmasına sebep olmuştur. Mustafa Çokay sadece Rus rejimleriyle değil, aynı zamanda kendilerini ulema yerine koyan tutucu ve gerici yapılarlarla da mücadele etmiştir. Bu sebeple çoğu zaman onların saldırısına uğramıştır. Mustafa Çokay, bağımsızlık döneminin tarihi simgesi ve bağımsızlık sevdalısıdır aynı zamanda “Cedidcilik” akımı ve “Türkçülük” akımı etkisiyle fikri hayatını şekillendirmiştir. Türk devletleri arasında kültürel birliğin korunması düşüncesini savunmaktadır. Mustafa Çokay hem yaşamış olduğu Türkistan topraklarında hem de gurbet ellerinde son nefesine kadar Türkistan ve Türklük için hayatını adamıştır. Çarlık rejimi ve Bolşevik hükûmetleri döneminde Türk azınlığın nasıl ezildiğini ve ellerinden mallarının ve yurtlarının nasıl alındığına yakından tanık olmuş, milletinin acısını, çocukken ailesiyle evlerinden MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI | vii iki defa atıldığında tatmıştır. Rus rejimleri değişse de Rus olmayanlara yönelik baskı ve zulmün son bulmayacağını gören Çokay, ilk önce özerklik mücadelesi vermiş, daha sonra bağımsız bir Türkistan hayali ile yaşamıştır. Bu doğrultuda Türkçülük sevdasını son nefesine kadar yaşatmıştır. Mustafa Çokay Anısına Türkiye ve Türk Dünyası Araştırmaları-XI başlıklı bu kitap vesilesiyle Mustafa Çokay ve yol arkadaşlarını saygı, rahmet ve minnnetle anıyoruz. Çalışmamızda emek katkı ve desteklerini esirgemeyen saygıdeğer akademisyenlerimize, doktora öğrencim Semra Çerkezoğlu’na ve değerli öğrencilerimize teşekkürlerimi sunarım. Kitabımızın yayınlanma aşamasında, bizden emek ve desteklerini esirgemeyen İktisadi Kalkınma ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü Başkanı Sayın Mustafa Latif Emek’e, İktisadi Kalkınma ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü Başdanışmanı Sayın Sefa Salih Bildirici ve Sayın İbrahim Kaya’ya sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Doç. Dr. Yunus Emre TANSÜ viii | MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI | ix İÇİNDEKİLER Editörün Notu ..................................................................................... ii EDİTÖRDEN ...................................................................................... v İÇİNDEKİLER .................................................................................. ix BÖLÜM 1 .......................................................................................... 13 MUSTAFA ÇOKAYOĞLU HAKKINDA Doç. Dr. Yunus Emre TANSÜ, Sevgi COŞANSEL BÖLÜM 2 .......................................................................................... 27 XVIII. YÜZYILA KADAR KIRGIZ TÜRKLERİNİN TARİHİ Prof. Dr. Füsun KARA BÖLÜM 3 .......................................................................................... 43 DAĞİSTAN VE CAR–BALAKEN BÖLGESİNDE İSLAMIN YAYILIŞ TARİHİNE GENEL BİR BAKIŞ Khalaev Zahid ALİEVİCH BÖLÜM 4 ........................................................................................ 65 NUREDDİN MAHMUD B. ZENGİ’NİN DIMAŞK POLİTİKASI (1150-1154) Doç. Dr. Fatma İNCE BÖLÜM 5 .......................................................................................... 85 İLK KURULUŞ YILLARINDA BAĞDAT ŞEHRİNİN FİZİKİ COĞRAFYASI Doç. Dr. Taner YILDIRIM BÖLÜM 6 ........................................................................................ 107 MÜBAHAT TÜRKER KÜYEL, Dr. Öğr. Üy. Ayşegül DOĞRUCAN x | MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI BÖLÜM 7 ........................................................................................ 149 AKINLAR AYTISININ GELİŞİMİNDE JAMBIL’IN AYTISLARININ ÖNEMİ Dr. Öğr. Üyesi Lazzat URAKOVA YANÇ BÖLÜM 8 ........................................................................................ 183 DOĞU VE BATI KİLİSELERİNİN HAÇLI SEFERLERİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ İsmail BERKTAŞ BÖLÜM 9 ........................................................................................ 221 ALİ YETİMÎ’NİN HAYATI VE ŞİİRLERİNİN BİÇİM, İÇERİK, ÜSLUP BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. İsmail ŞENESEN BÖLÜM 10 ...................................................................................... 257 HOROZ DÖVÜŞLERİ: GELENEKSEL BİR HALK EĞLENCESİ ÖRNEĞİ VE İŞLEVLERİ Dr. İsmail ŞENESEN BÖLÜM 11 ...................................................................................... 291 ELEŞKİRD, ŞELVE, DİYADİN, OVACIK VE BAYEZİD KAL‘ASI SANCAKLARININ (AĞRI İLİNİN) XVI. YÜZYILDAKİ DEMOGRAFİK YAPISI VE YER ADLARI Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Salih ERPOLAT BÖLÜM 12 ...................................................................................... 377 GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE URFA VAKIFLARI: AMAÇLARI VE İŞLEYİŞLERİ AÇISINDAN BİR KARŞILAŞTIRMA DENEMESİ (HALİLU’R-RAHMAN VAKIFLARI VE ŞURKAV ÖRNEĞİ) Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Ali TÜRKMENOĞLU MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI | xi BÖLÜM 13 ...................................................................................... 397 ADIYAMAN KAB CAMİSİ VE ŞANLIURFA HASAN PADİŞAH CAMİSİ SAATLERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME Dr. Öğr. Üyesi H. Kamil BİÇİCİ BÖLÜM 14 ...................................................................................... 427 KARS’TA 1961 SEÇİMLERİ Prof. Dr. Selçuk URAL BÖLÜM 15 ...................................................................................... 451 GELENEKSEL SPOR GAZETECİLİĞİNİN TARİHSEL SÜRECİ Doç. Dr. Yunus Emre KARAKAYA, Doç. Dr. Taner YILDIRIM Arş. Gör. Aykut ŞAHİN BÖLÜM 16 ...................................................................................... 475 BAŞKANLIK SİSTEMİ KARŞILAŞTIRMASI: AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ VE MEKSİKA ÖRNEĞİ Dr. Recep ŞEHİTOĞLU BÖLÜM 17 ...................................................................................... 510 TÜRKİYE’NİN 2002’DEN 2020 YILINA KADAR DIŞ POLİTİKASINDA MEYDANA GELEN DEĞİŞİMLERİ VE DÖNEME DAMGASINI VURAN OLAYLAR Elvin ABDURAHMANLI BÖLÜM 18 ...................................................................................... 534 DOĞA DURUMU VE DEVLET- SİVİL TOPLUM İLİŞKİLERİ Elvin ABDURAHMANLI BÖLÜM 19 ...................................................................................... 550 GÜVENLİK GÜÇLERİNİN İNTERNET KULLANIM DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ Celil GÖZEK, Doç. Dr. Fikret ALINCAK xii | MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI BÖLÜM 20 ...................................................................................... 578 YEŞİL LOJİSTİKTE EĞİLİMLER ............................................ 578 İlker İbrahim AVŞAR ................................................................... 578 MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI | 221 BÖLÜM 9 ALİ YETİMÎ’NİN HAYATI VE ŞİİRLERİNİN BİÇİM, İÇERİK, ÜSLUP BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. İsmail ŞENESEN Çukurova Üniversitesi, Rektörlük Türk Dili Bölümü, Adana, Türkiye isenesen@cu.edu.tr, orcid.org/0000-0002-9603-3047 222 | MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI | 223 GİRİŞ Çukurova Âşıklık geleneği, Anadolu Âşıklık geleneği içinde önemli bir yere sahiptir. Âşık Ali Yetimî de geleneğin bölgedeki değerli temsilcilerinden birisidir. O, şiirlerinde hem âşık edebiyatının klasik özelliklerine yer vermiş hem dinî-tasavvufî edebiyatın konularından beslenmiştir. Âşık Ali Yetimî’nin kendi el yazısıyla yazdığı defterindeki şiirlerden 46 tanesini bu çalışmaya esas olarak alınmıştır. Şiirler, biçim, üslup ve içerik olarak incelenmiş, şiirlerden örnekler verilmiştir. Âşık Ali Yetimî gibi Adana çevresinde tanınan bir sanatçının tanıtımıyla, Türkiye Âşıklık geleneğini besleyen ana geleneğe katkı sağlanması amaçlanmıştır. Anadolu âşıklık geleneğinde saz çalarak şiirler okuyan, halk hikâyeleri anlatan gezgin şairlere âşık adı verilmiştir. Âşıklar kervansaray, panayır, konak, kışla, saray, kahvehane gibi yerlerde kırsal yörelerde köy odalarında, düğünlerde, toplantılarda, derneklerde sazlarıyla usta malı ve doğaçlama şiirler söylerler. “Âşıklık geleneği, Türk kültür tarihinin İslam öncesi dönemden bugüne geçirdiği dinî, coğrafi ve sosyo-ekonomik aşamalarda şekillenmiştir. Bu süreç, geleneğin sanatçı tipolojisine bağlı olarak edebî ve estetik üretim tarzlarını da etkilemiştir. Türk sözel kültüründe süreklilik açısından âşıklık geleneğine mensup sanatçı tipolojisi önemli roller üstlenirken, ortaya konulan eserler de toplumsal bellek işlevi görmüştür.” (Avcı, 2021: 46). Âşık edebiyatı, bağımsız bir sosyo-kültürel kurum kimliğiyle ortaya çıktığı 16. yüzyıldan günümüze kadar, Türk kültür yaşamı içinde yer alan bütün ögeleri içine alır. Âşık edebiyatı, Türk kültürünün bütün 224 | MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI katmanlarınca özümsenmiş ve çağlar boyu toplumun ortak kültür kodlarını oluşturan önemli bir kurum olmuştur. Türk sosyo-kültürel yapısı içinde oluşan serbest ve zorunlu kültür değişmeleri toplumsal dokuyu şekillendirmiş, yapısal ve işlevsel yönden âşıklık geleneğine önemli kaynak olmuştur (Çobanoğlu, 1999: 54). Bu çalışmada Adanalı Âşıklık geleneğinin günümüzdeki temsilcilerinden birisi olan Ali Yetimî’nin hayatı, âşıklığa başlaması, şiirlerinin tahlilinden yola çıkılarak âşıklık geleneği içindeki yerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Çalışmada, alan araştırmasının gözlem ve görüşme teknikleri kullanılmış, şiirler ise metin tahlilleri yöntemine göre değerlendirilmiştir. Âşık Ali Yetimî’nin kendi el yazısıyla yazdığı defterindeki şiirlerden 46’sı bu çalışmaya esas olarak alınmıştır. Çalışma iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde; Âşık Ali Yetimî’nin hayatı, nasıl âşık olduğu, gelenek kurallarına uyup uymadığı incelenmiştir. İkinci bölümde ise; Âşık Ali Yetimî’nin şiirlerinin incelenmesi yer almaktadır. Birçok şiir içinden geleneği yansıttığı düşünülen 46 şiiri, biçim, üslup ve içerik özelliklerine göre incelenmeye çalışılmıştır. Biçim incelemeleri için, her şiirin birinci dörtlüğündeki ayak dizesine, dizin sıralamasını esas alınmıştır. Sıralamada ilk dörtlüğün dördüncü dizesinin son harfinden geriye giderek alfabetik sıralama yapılmış, incelemede kullanmak için şiirler numaralandırılmıştır. İncelemelerde, parantez içinde verilen numaralardan birincisi şiirin, ikincisi dörtlüğün numarasıdır. MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI | 225 1. ȂŞIKLIK GELENEĞİ VE ALİ YETİMÎ’NİN ÂŞIKLIĞA BAŞLAMASI Âşıklar, halkın anlayacağı dille yazar, daha çok hece ölçüsü kullanır ve saz çalarak diyar diyar gezerler. Kalem şairlerinden, divan şairlerinden farklı ürünler ortaya koyarlar. Âşığı belirlemek için araştırmacılar; âşıkta doğaçlama söyleme yeteneği olup olmadığı, saz çalıp çalamadığı, atışma yapıp yapamadığı, bade içip içmediği gibi kriterler ararlar. Gerek şiirlerindeki şekil ve öz, gerek yetiştikleri veya mensup oldukları sosyal çevre, gerekse âşıklık hakkında değer yargıları farklı olan âşıkların ayrı ayrı adlandırılmaları gerekli iken âşıklar için aynı anlama gelen onlarca terim kullanılmaktadır (Sakaoğlu, 1986:247). Köprülü “âşık tarzı” terimini kullanarak âşık edebiyatını belli kurallara, kalıplara, belli ideolojilere bağlı, özel, zengin bir edebiyat olarak niteler (Köprülü, 1962:30). Boratav, âşık şiiri teriminin içine din ve tarikat konularını işlemiş âşıkların girmemesi gerektiğini belirterek, halk şiiri teriminin anonim ürünler için kullanılmasını öngörmektedir (Boratav, 1982:25). Anadolu halk edebiyatı, ozan-baksı geleneğinin geniş anlamda değişen zaman, zemin, inanç sistemi, dünya görüşü ve yaşama biçiminin değişmesiyle oluşmuştur (Günay,1988:101). Âşıklık geleneği yeni coğrafyada yeni bir bakışa, yeni bir hayat anlayışına ve zevkine cevap verecek bir biçim ve öz kazanmıştır. Tasavvuf diğer edebiyatları olduğu gibi Anadolu’da oluşan âşık edebiyatını şekillendiren bir yol, bir yaşama biçimi olmuştur. Anadolu’da ozan-baksı geleneği yerini yeni kültürle oluşan yeni bir sanatçı tipine ve bu kültürün beğenisine cevap 226 | MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI verecek “âşık şiiri” olarak adlandırılan bir geleneğe bırakmıştır (Artun,1996:11). Âşık şiirini, 13. yüzyıldan itibaren Anadolu derviş edebiyatından gelme motifler etkilemeye başlamıştır. Âşığın olağanüstü güçlerle donatılması, onun sanatını hazırlayan dolu içme törenlerinin yapısı, bizi Orta Asya inanç sistemlerine kadar götürür. Âşık tipi, Allah’la mistik birlik arayan tekke âşığından ve dans müzik eşliğinde yarı sihirbaz şaman ozan tipinden ayrılır. Âşık, kutsal olmayan yerlerde, kahvehanelerde, hanlarda, düğün evlerinde halkı eğlendirmekle görevli, bir güzele bağlılık gibi din dışı konuları işleyen bir sanatçı tipi olmuştur (Başgöz,1977:254). Âşık edebiyatı, Orta Asya edebiyat geleneklerinden, İslâmiyet’ten, yerleşik uygarlıktan etkilenmiş, Arap-Fars uygarlığı içerisinde gelişmiş ve şekillenmiştir. Âşık edebiyatı büyük ölçüde divan edebiyatı kaynaklarından yararlanmıştır. Bunlar arasında Kur’an ve hadisler, peygamber ve evliya menkıbeleri, tasavvuf ve tarikatlarla ilgili yazılı ve sözlü kaynak ve kabuller, İran ve Arap edebiyatlarından tercüme edilen eserler, yerli ve millî malzemenin içinde sözlü kültürde korunan destanlar, atasözleri, deyimler, bilmeceler, masal, fıkra ve hikâyeler, mani, türkü, ağıt gibi manzum eserler, tarihî hatıralar yanında divan edebiyatı başta olmak üzere dinî ve diğer yazılı kaynaklar yer almaktadır (Günay,1992:5). Epik şiir, nasıl ki göçebe bir toplumun ürünü ise, âşık şiiri de yerleşik düzenin şiiri olmuştur. Epik şiir kaybolurken âşık şiiri ortaya çıkmıştır. Sosyal yapıdaki bu değişimden sonra ozanlar artık görünmez olmuş ve MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI | 227 onların yerini âşık almıştır. Yerleşik hayatın düzeni içinde âşık, 15.yy’da ortaya çıkar. Epik şiir kaybolurken âşık şiiri belirmeye başlar. Denilebilir ki âşık tipi, yeni kültür ve edebiyat anlayışının getirdiği bir gereksinimden doğmuştur (Başgöz, 1977:254). Âşıklık geleneğinin sözlü kültür yoluyla yayılması ve gelişmesi, onu sürekli canlı ve değişken kılmaktadır. Bölgelere göre farklı gelişen âşıklık geleneğinin zengin bir terminolojisi vardır. Türkiye âşıklık geleneği şemsiyesi altında bütün âşıklar toplanamadığı için terminolojide farklılıkların olması doğaldır. Türkiye âşıklık geleneğiyle ilgili çalışmalar tamamlandığında bu sorun çözülecektir (Artun, 2009:19). Âşıklar günümüzde sazı, hece ölçüsünü ve âşık edebiyatı nazım biçimlerini koruyorlar. Âşık şiirinin beslenme kaynaklarının değişmesi, yeni çevrede, yeni insan tipinin beklentilerini karşılayacak bir yöne yönelmeye başlamıştır. Somut sorunlar şiire konu olmağa başlamıştır. Hatta barış temi, insan sevgisi, birlik, kardeşlik vd. konularına çağdaş âşıklardan daha duyarlıdırlar. Dar çevrelerin temsilcileri olan âşıklar uygarlığın köy yaşamına girmesi sonucu toplumun geneline açılarak halkın sanatçısı olma yolunu tuttu. Âşıklık geleneği çevresinden kopuş beraberinde birçok sorunu da getirdi. Âşık şiiri doğal ortamından uzaklaşıp, halk kültürü kaynağından yeterince beslenemez oldu. Günümüzde geleneği öğrenemeyen, geleneği yaşamadan kulaktan dolma âşık şiiri bilgileriyle şiir söyleyen âşıklar ortaya çıktı. Âşık seslendiği kitlenin gerisinde kaldı. Sanatçı seslendiği kitlenin bir adım önünde olmak zorundadır. Âşık şiiri statik, durağan bir gelenek 228 | MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI değildir. Onun da değişime uğraması doğası gereğidir (Artun, 2009:244). 1.1. Âşık Ali Yetimî’nin Hayatı Aşığın asıl adı Ali, soyadı Çelik’tir. 15.04.1966 tarihinde Adana’da doğmuştur. Ȃşık olduktan sonra Yetimî mahlasını almıştır. Ali Yetimî’nin anne ve babası, köklerini, Orta Asya’dan gelen Yörükler’e dayandırmaktadır. Ataları, Orta Asya’dan gelip Adana’nın Aladağ İlçesine yerleşmiştir Kurtuluş Savaşı sırasında İngilizler’in Aladağ civarını işgal etmeye çalıştığı dönemde, Ali Yetimî ’nin dedesi ve arkadaşları büyük direniş göstererek mücadele etmişler, onlara karşı gelerek işgalci güçlerin yollarını kesmişlerdir Bu olayda kalçasından vurulan Ali Yetimî’nin dedesine “Kurşunlu” , ailesine de “Kurşunlular” denmiştir. Bu sebeple Ali Yetimî’nin ailesi Aladağ’da Kurşunlular olarak bilinir. Ali Yetimî, ortaokulu bitirmiş; ancak lise öğrenimini yarıda bırakmıştır. Âşık, askerlik görevini acemi birliği İzmir Menemen, usta birliği de Kırklareli’de yapmıştır. Ali Yetimî, Âşıklık geleneği icrasından hayatını kazanmakta ve evinde yaptığı sazları satarak geçimine katkı sağlamaktadır. Âşık, evlidir ve Hatice, Ferhat, Saadet ve Pınar adında 4 çocuk sahibidir. 1.2. Âşıklığa Başlaması Ali Yetimî, 1990 yılında Çukurova Radyosu’nda girdiği bir yarışmada derece kazanmış ve bu vesileyle Âşıklık sanatına profesyonel olarak MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI | 229 başlamıştır. Ali Yetimî, Kara Memet, Şıhlıoğlu, Feymanî gibi âşıklara çıraklık yapmış, onların yanında yetişmiştir. Yetimî’nin köyünde uzun yıllar önce salgın bir hastalık ortaya çıkmıştır. Hastalığa yakalanan köylüye devlet tarafından hiçbir yardım gelmemiştir. Bu sebeple köy halkı kendisine “Yetimler” demiştir. Ali Yetimî, irticalen okuduğu bir türküde köyünün bu ismini kullanmıştır. Bağlama hocası Cemil Şençalar, bu ismi çok beğenmiş ve Ali Çelik’e “Yetimî ” mahlasını uygun görmüştür. Ali Yetimî, saz çalan bir âşıktır. O aynı zamanda bu sazları kendisi imal eder. Ali Yetimî, badeli âşık değildir, rüya görmemiştir. Ali Yetimî, ustaları vasıtasıyla geleneği öğrenmiş ve çırak yetiştirecek güce gelmiştir. Pala, Mekânsız, İsmail Bedir gibi isimlere ustalık yapmıştır. Ali Yetimî, Adana bölgesinde diğer âşıklar tarafından oldukça iyi bilinmekte ve tanınmaktadır. 2. ȂŞIK ALİ YETİMÎ’NİN ŞİİRLERİNİN BİÇİM, ÜSLUP VE İÇERİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ 2.1. Âşık Ali Yetimî’nin Şiirlerinde Biçim 2.1.1. Ölçü, Durak Âşık Ali Yetimî, 46 şiirinin 10’unu (4+4) ölçüsüyle, 1’ini (5+3) ölçüsüyle, 35’ini (6+5) ölçüsüyle yazmıştır. 11’li hece ölçüsüyle 35 şiir yazmıştır. (3, 4, 6,7, 8,9, 10, 11, 12, 13, 14, 16, 17, 18, 19, 21, 23, 25, 26, 27, 28, 30, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 40, 41, 43, 44, 45, 46) 230 | MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI 8’li hece ölçüsüyle 11 şiir yazmıştır. (5+3) duraklı bir şiir yazmıştır. (2). (4+4) duraklı 10 şiir yazmıştır. (1, 5, 15, 20, 22, 24, 29, 31, 39, 42) 2.1.2. Kafiye Âşık Ali Yetimî şiirlerinin tümünde nazım birimi olarak dörtlük kullanmış ve incelediğmiz 46 şiirinin 35’ini abab, cccb şemasıyla 10’unu abcb, dddb şemasıyla;1’ini de aaab, cccb şemasıyla yazmıştır. Yarım Kafiye kullandığı 26 şiir yazmıştır. (7, 8, 9, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 25, 27, 28, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 43, 44, 46) Tam Kafiye kullandığı 7 şiir yazmıştır. (1, 2, 4, 5, 6, 22, 32) Zengin kafiye kullandığı 7 şiir yazmıştır. (3, 10, 23, 26, 33, 34, 41) İsim köküyle isim kökü fiil köküyle fiil kökü arasında kafiye kuralına uymadan yapılan kafiye Seyyah olup âlem âlem gezene Dinleyene, okuyana, yazana Yetimî gibi bir garip ozana En güzel kılavuz kitaplarımız (45/4) Mısra halinde redifler (nakarat) Âşık, konu bütünlüğünü sağlamak anlamı şiir boyunca sürdürmek amacıyla abab, dddb şemasıyla koşma kafiye örgüsünü seçmiştir. Dördüncü dizeyi mısra halinde redif olarak kullanarak ahenk ve konu bütünlüğü sağlamıştır. MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI | 231 İnsanlığın emelini Öğret bana öğretmenim Adaletin temelini Öğret bana öğretmenim (24/1) 2.2. Âşık Ali Yetimî’de Üslup 2.2.1. Kelime Kadrosu (Maddi Aşk, İlahi Aşk... vs) Âşık Ali Yetimî’nin şiirleri kelime kadrosu açısından incelendiğinde, üslupta bazı kelimelerin daha vurgulu ve sıklık oranlarının daha yüksek olduğu görülür. Bunları şöyle sıralayabiliriz: Maddi Aşkın İşlendiği Şiirler Gönül, gülün dalı, diken, nazlıcan, kalp, güzel, sevgi, nazlı dilber, yürek, bakış, hilal kaşlar, sevdiğim, deli, özge yar, kader, hayırsız yârim, canımsın, cananım, maralın gözleri, güzel aşkım, felek, baykuş, ceylan gözlüm, Ferhat, Şirin, gül, Mecnun, maralım, tatlı söz, kara sevda, kara gözlüm, yar, kaşlar keman, gözler karalı, benler sıralı, dilber, gönce gül, gönül kapısı, sevgi sarayı, gönül bahçesi, gül yüzlü neşelim, baykuş ve zülf. İlahi Aşkın İşlendiği Şiirler Hak emri, Peygamber, Kadir Mevlam, sonsuz rüya, hak eşiği, yüce Hakk Muhammed’in sünneti, tövbekâr, namaz, şeytan, Kur’an, yaradan, Azrail, cennet, pir ve dolu. 232 | MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI Nasihat Konulu Şiirler Unutma geçmişi, haddini bil, diyarını gör, nefsini teslim al, doğruyu söyle doğruyu konuş, bilmediğini bilene danış, cahille muhabbet etme, dostunun sırrını yad ele satma, nefsine aldanma, gafletten gözlerini aç, ikrarından cayma, yaşayıp gör meyil etme beynamaza, dostunu seç iyi tanı, geçmişini düşün yarınını gör, hayrını dile, çağa uy, güçlü, lafı uzatma, elin namusuna meyletme, sabret, şükret ve nefsini tanı. 2.2.2. Adlar Kişi Adları Fatma (13/3), Elif (13/3), Fadime (40/3), Kemal (40/4) Yakın Çevre ile İlgili Adlar Toroslar (37/2), Seyhan Nehri (37/3), Büyük Saat (37/3), Taşköprü (37/3), Ulu Cami (37/4) Türk ve İslam Kültüründen Alınan Adlar Aslı-Kerem (11/5), Ferhat-Şirin (17/2), Atam (18/8 ), Muhammet (22/1) Atatürk (24/6), Mecnun (25/1), Kur’an (29/2), Leyla-Mecnun (46/3) 2.2.3. Anlatım Şekilleri Nasihat ve Hitap Yoluyla Anlatım Cahille oturup muhabbet etme Dostuyun sırrını yat ele satma Nefsine aldanıp sözünü tutma MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI | 233 Kalırsın perişan hallar içinde (19/2) Çürük yapı erken göçer Cahil olan kalır naçar Herkes ekdiğini biçer Öğret bana öğretmenim (24/5) Doğrudan Anlatım Belki sayıklarım diye adını Ayrı odalarda yatdım sevdiğim Bu tolda yitirdim ağız tadımı Eski huylarımı atdım sevdiğim (6/1) Hiç kimse demesin keramet bende Âleme huzuru saçan şehitler Sorgu sual mizan yoktur onlara Cennet kapısını açan şehitler (8/l) Karşılıklı Soru-Cevap Seviyorum derdin yalanmış sözün Beni hakir gördün hayırsız yârim Bilmem bir başkasında mıdır gözün Kime gönül verdin hayırsız yârim (10/l) Bilemedim Âşık aslın nereli Kimliğini bana bildir öyle gel Gurur kibir edip durma aralı Benliği aradan kaldır öyle gel (46/1) 234 | MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI 2.2.4. Anlatım Kalıpları Tekrir (yineleme) Yoluyla Anlatım Mihman etdi beni bu koca hana Mimarına, yapısına meftunum Rehber verdi yol gösterdi yan yana Eşiğinde, kapısında meftunum (3/1) İlim vuslatında yola giderken En güzel kılavuz kitaplarımız Kamil meclisinde sohbet ederken En güzel kılavuz kitaplarımız (45/l) 2.2.5. Âşık Ali Yetimî’de Anlam ve Söz Sanatlarıyla Anlatım Gönlüm durmayan bir arı Her çiçekten bal istiyor Anlamıyor yoğu varı Benden iyi hal istiyor (l/l) (Âşık, burada gönlünü arıya benzetmiş. Teşbih sanatı yapılmış. Benzeyen gönül, kendisine benzetilen arıdır.) Karuş guruş gördüm düşler Gizli saklı vurdun taşlar Seven yüze hilal kaşlar Çatılır mı nazlı dilber (5/3) (Kaşlar hilale benzetilmiş ve teşbih sanatı yapılmıştır. Çatılır mı nazlı dilber derken istifham sanatı yapılmıştır.) Kadir Mevla’m zalimlerin elinden Ömür boyu ceza çektirme bana MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI | 235 Böyle yaşamaksa zormuş ölümden Genç yaşta belimi büktürme bana (14/1) (Burada yaşam, ölüm; yaş ve beli bükülmek sözcükleri arasında tezat sanatı vardır.) Görünmeyen sırdır yaram derinde Melhemini bulmuş Ferhat Şirin’de İkrar verip birde gavil yerinde Bekletip gelmeyen yâri neyleyim(17/2) (Burada Ferhat ve Şirin hikâyesine telmih vardır. Ayrıca bekletip gelmeyen yâri neyleyim derken istifham sanatı yapılmıştır.) Yetimî engel aşıp da Menziline ulaşıp da Nefsi ile güleşip de Tuşlayana selam olsun (22/4) (Burada Âşık nefsi kişileştirmiş ve teşhis sanatı yapmıştır) İlla beni kendi yönüne çeker Bu cahil gönlümü kandıramadım Engini görmüyor yükseğe uçar Mecnun ‘un çölüne konduramadım (25/1) (Cahillik insana özgü bir özelliktir. Burada bu özellik gönüle yüklenerek kişileştirilmiş ve teşhis sanatı yapılmıştır. Engin ve yüksek sözcükleri arasında tezat sanatı vardır. Ayrıca, Mecnun’un çölüne telmih vardır.) Senelerde, ayda, haftada, günde Atide, bugünde, mazide, dünde Bilimde, teknikte hemi de fende En güzel kılavuz kitaplarımız (45/2) (Ati, mazi, bugün, dün sözcükleri arasında tezat sanatı vardır. Bilim, teknik, fen sözcükleri arasında da tenasüh sanatı yapılmıştır.) 236 | MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI Gönül Mecnun olmuş Leylasın arar Eylenip bir yerde eylemez karar Sohbet bilen dilden gelmezmiş zarar Sevgini kalbime doldur öyle gel (46/3) (Leyla, Mecnun hikâyesine telmih yapılmıştır.) Atasözleri Çıkmadık canlardan umut kesilmez (27/6) Deyimler Ektiğini biçmek(l/3) Gönül çalmak (5/2) Diri diri mezara girmek (6/2) Kan kusmak (8/3) Yerden yere vurmak (10/3) Kalp kırmak (10/2) Feleğe küsmek (12/l) Gelinlik kız gibi çıkmak (13/4) Yolunu bağlamak (15/4) Yüreği sızlamak (26/4) Yüreği yanmak (34/2) Yüzüne vurmak (43/3) Nefsi öldürmek (46/5) MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI | 237 2.2.6. Âşık Ali Yetimî’de Halk Söyleşileri ve Yerel Dille Anlatım Bu kaçıncı kandırışın Kayrı inanmam nazlıcan Aşkımızı söndürüşün Kavrulup yanmam nazlıcan (2/1) Bakışların gönül çalar Beni dertten derde çalar Bişmiş aşa savuk sular Katılır mı nazlı dilber (5/2) Bu gönlüm sendedir aşk ile coşar Bent boşanmış selin akışı gibi Seni görür görmez tepkilim goşar Gözlerin maralın bakışı gibi (11/1) Çok aradım vefalı dost bulmadım Tuşa geldim düştüm güçki kalmadım Ali Yetimî’yim murad olmadım Yerinerek ele baktırma bana (14/3) Ömür geldi sonbahara Katlandım bunca bahara Benzedim köre sahara Öldüm çaresiz çaresiz (15/3) Canımın cananı ey nazlı dilber Sana bir çift sözüm var Meğer seni ne çok sevmişim Yüz yüze gelip de yar diyemedim (27/l) Pirimin elinden içtim doluyu 238 | MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI Bilmez oldum akıllıyı, deliyi Dosta engel olan karaçalıyı Tikeni batmadan yoldur üstadım (46/4) 2.3. Âşık Ali Yetimî’de İçerik 2.3.1. Âşık Ali Yetimî’nin Şiirlerinde Konu Güzellemeler 27 şiirde güzelleme türü kullanılmıştır. (2, 3, 5, 6, 7, 9, 10, 11, 13, 16, 17, 18, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 32, 33, 34, 37, 38, 39, 40, 41, 44) Nasihatler 6 şiirde nasihat türü kullanılmıştır. (19, 21, 30, 36, 43, 45) Taşlamalar 4 şiirde taşlama türü kullanılmıştır. (14, 20, 31, 42) Koçaklamalar 3 şiirde koçaklama türü kullanılmıştır. (8, 29, 35) Atışma 1 şiirde atışma yapılmıştır. (46) Ağıt 1 şiir ağıt türündedir. (12) MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI | 239 2.3.2. Âşık Ali Yetimî’nin Şiirlerinde Temalar Aşk Aşk (11,12), sevda (16,26), aşk ateşi (25,10), sevgi çarşısı (25), kara sevda (27), gönül bahçesi (34) Örnekler Bu gönlüm şendedir aşk ile coşar (11) Aşkını kalbime ildim, dokudum (11) Yetimî aşk ile yanar sızlanır (12) Sevdasını nakış nakış ördüğüm (16) Sevdanı çekiyom bunu bil gayrı (26) Aşk ateşini söndüremedim (25) Aşk ataşım bastı yanık bağrına (10) Sevgi çarşısına Pazar kuruldum (25) Bu bir kara sevda çekmeyen bilmez (27) Gönül bahçesinde açan gülleri (34) Sevgili Nazlıcan (2), nazlı dilber (5,27), sevdiğim (6,23,33,34), hayırsız yârim (10), ceylan gözlüm (16), yâr (17,20,27,28,33), maralım (26), nazlı yar (27) kara gözlüm (28), dilber(33), gül yüzlü (38), güzel (32,39) Sevgilinin Fiziksel Özellikleri İçin Kullanılan Kavramlar Kaş: Hilal kaşlar (5), kaşlar keman (32) Göz: Ela göz (27), kara göz (28,32), göz (11) Ben: Benler sıralı (32) 240 | MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI Ter: (11) Güzellik: (16, 28, 39, 44) Erişilmez Güzel Sevgiliye Özlem Teması Anla beni güzel aşkım çok derin Başka yer olamaz gönlümde yerin Yanağından sızan akan şu terin Sanki miski amber kokusu gibi (11/3) Zamandan, Dünya’dan, Felekten, Yakınma Teması Yetimî dünyanın malı el kiri İnsanın gönülde olmalı yeri Teslim al nefsini olma esiri O zaman alırsın işin karını (4/4) Zalim ve Vefasız Sevgili Teması Âşık Ali Yetimî pek çok şiirinde güzellerin zalim ve vefasız olmasından yakınır: Yetimî şanssızım kaderden yana Çaresizlik zulüm değil mi bana Bilmeyerek daldım ben bu ummana Aşkın deryasında batdım sevdiğim (6/3) Sevgilinin Huylarıyla İlgili Kavramlar İnat (2), havalı (5), tatlı dilli (11), kadir kıymet bilmiyor (14), gülmüyor (17), ağlatıyor (20), nazlı (26), kararsız (28), tatlı sözü yok (26) MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI | 241 Sevgiliden Ayrılıkla İlgili Kavramlar Gidiyom, dönmem (2,33), can tenden ayrı (16), yolunu gözlerim (20), ayrılığa pilan etdin (23), gönül Mecnun oldu (27,46), kavuşmak istiyor (28), yabancı ettin (33) Aşkın mapusu (34) Doğa ile İlgili Kavramlar Bitkiler ve Ağaçlar Gül (1, 9, 11, 13, 16, 20, 21, 33, 34 ), diken (1, 46), yaban gülü (7), mormenekşe ( 7, 13, 40), fidan (9), lale (13), sümbül (13,40), ağaç (21), ağaç dalı (21) Çalı (21), nergiz (40) Hayvanlar Arı (1), keklik (7, 13, 40), geyik (7), koyun (7, 18, 40), bülbül (11, 39), turna (13) baykuş (14, 16, 38,39), sığır (18), deve (18), yılan (23, 29), çakal (27, 36), aslan (27, 36), turaç kuş (37), şahin (40), kuzu (40) Örnekler Gönlüm durmayan bir arı (1) Kayasında keklikleri ötüşür (7) Boz geyiği birbirine katışır (7) Bülbülü şeydayım gülde şakıdım (11) Mevsimler, Belli Zamanlar Kış (13, 37), yaz (13, 44), bahar (13,44), sonbahar (15), ilkbahar (37) 242 | MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI Örnekler Kış gelince gelinliğin giyinir (13) Yaz gelince Yörük yaylana göçer (13) Ömür geldi sonbahara (15) İlkbaharı andıracak kışın var (37) Akarsular, Göller, Denizler, Çöller, Ovalar Çöl (11, 32), ova (29) Örnekler Mecnun ‘un gezdiği çöle döndürdün (11) Mezardır ovası, dağı (29) Mısır ellerinin çölü gibiyim (32) Dağlar, Tepeler, Mağaralar Dağlar (7,13,18,27, 40), Toros dağları (7, 37), Aladağ (13) Örnekler Dağlar dostumsunuz anla halimi (7) Toros dağlarını duman bürümüş (7) Hep gelenler sana bakar Aladağ (13) Dağlardan aşardı yolumuz bizim (18) MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI | 243 Kahramanlıkla İlgili Şiirler Vatan bekler şehitlerim Öldü sanma ölmez onlar Can verdi mücahitlerim Öldü sanma ölmez onlar (29/1) Millet için sevgimiz hep derinde Subayında, çavuşunda, erinde Manevra yaparken talim yerinde Uzanıp sipere yatarken bir gör (35/2) Toplumsal ve Kişisel Eleştiri (Taşlama) Örtülü anamız, bacımız vardı Düşmana hırsımız öcümüz vardı O günler imanda gücümüz vardı Şimdi nice oldu halımız bizim (18/6) Ağaç da güzeldir ağacın dalı İncitirsen kurur olur bir çalı Yetimî böyledir dünyanın hah Seversin güzeli el alır gider (21/3) Yalvarırım yüce Mevla’m Canımı al bitsin bu gam Bir gün olsun sürmedim dem Gelen vurdu giden vurdu (42/3) 244 | MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI Yaşamın Dönemleri Göçmek (1), genç yaş (14), ölmek (15, 20), ömrünü yemek (31), ömrü kemaline yetişmek (38), ömrünü bitirmek (41) Örnekler Dostan bade içeceğim Ektiğimi biçeceğim Vakit gelse göçeceğim Gitme burada kal istiyor (1/3) Ömür geldi sonbahara Katlandım bunca kahara Benzedim köre sahara Öldüm çaresiz çaresiz (15/3) 2.4. Âşık Ali Yetimî’nin Dinî-Tasavvufî Şiirleri 2.4.1. Din Kültürüyle İlgili Kavramlar Tanrının Adları: Yüce Hak (22) İslam ve İmanın Şartları: Hac (4), namaz (22), Arafat’taki şeytan (22) Cennet ve Cehennem ile İlgili Kavramlar: Cennet (1) İslam Ahlakı ile İlgili Kavramlar: Göçmek (1), dünya malı (4), nefsini teslim almak (4), sonsuz rüya (15), şeytan taşlamak (22) MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI | 245 2.4.2. Tasavvuf Kültürüyle İlgili Kavramlar Dünya Yetimî dünyanın malı el kiri İnsanın gönülde olmalı yeri Teslim al nefsini olma esiri O zaman alırsın işin karını (4/4) Erken geldim bu dünyaya Tutuldum sonsuz rüyaya Yolumun sonu buraya Geldim çaresiz çaresiz (15/1) Tekkede Bulunan Kişiler Dost (22) Aşk ve Gönül Gönlüm durmayan bir arı Her çiçekten bal istiyor Anlamıyor yoğu varı Benden iyi hal istiyor (1/1) Tarikat Adabı ve İlahi Aşk Yoluyla İlgili Kavramlar Dosttan bade içeceğim Ektiğimi biçeceğim Vakit gelse göçeceğim Gitme burada kal istiyor (1/3) 246 | MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI SONUÇ Çukurova Âşıklık geleneği, Anadolu âşıklık geleneği içinde önemli bir yere sahiptir. Adanalı Âşıklar, geleneğin başladığı 16. Yüzyıldan günümüze Karacaoğlan şiir geleneğinin takipçisi durumundadırlar. Geçmişten bugüne sayısız sanatçı yetiştiren bölge, âşıklık geleneğini halen canlı olarak sürdüren birkaç bölgeden birisidir. Âşık Ali Yetimî de geleneğin bölgedeki değerli temsilcilerinden birisidir. O, şiirlerinde hem Âşıkane tarzın klasik özelliklerine yer vermiş hem dini-tasavvufi edebiyatın konularından beslenmiştir. Aşığın gelenek çerçevesinde kaleme alıp icra ettiği şiirlerinde, biçim, üslup ve içerik yönüyle tam bir geleneksel duruş klasik tavır göze çarpar. Bu yönüyle sanatçı, bölgede, geleneğin günümüzde yaşayan iyi temsilcilerinden birisi olarak dikkati çeker. Dini-tasavvufi konulara yer verdiği az sayıdaki şiiri de yine gelenek çerçevesinde kaleme alınmıştır. Âşık Ali Yetimî gibi ünü bölge sınırlarının dışına çıkmamış sanatçıların tanıtımıyla, Türkiye Âşıklık geleneğini oluşturan, besleyen ana geleneğe katkı sağlanması amaçlanmıştır. ŞİİRLERDEN ÖRNEKLER Şiir 03 Mihman etti beni bu koca hana Mimarına, yapısına meftunum Rehber verdi yol gösterdi yan yana Eşiğinde kapısında meftunum Kalbim, gönlüm ayrılamaz güzel Yollarına koyulmuşum tez elden MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI | 247 Tam yerinde ikrar verdim ezelden Değişmeyen tapusuna meftunum Ali Yetimî‘yim sözümden geçmem İçim sevgi dolu özümden geçmem İnsanı insandan ayırıp seçmem Ondan gelen hepisine meftunum Şiir 04 Aslını yitiren haramzadedir Unutma geçmişi düşün yarını Kendine hayırlı bir evlat dedir Haddini bil kararın ayarını Aşkın şarabını içen ayılır Sırrını söyleyen yiğit soyulur Sılaya uğramak Hac’dan sayılır Arada sırada gör diyarını Güneşten ziyade olsan sönersin Arşa çıksan arza geri inersin Altın olsan dahi pula dönersin Eyer yitirirsen itibarını Yetimî dünyanın malı el kiri İnsanın gönülde olmalı yeri Teslim al nefsini olma esiri O zaman alırsın işin karını 248 | MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI Şiir 07 Dağlar dostumsunuz anla halimi Gizli sırlarımı açmaya geldim Altın çiçeyinle, yaban gülünü Gönül orağımla biçmeye geldim Çıktım acımana içtim suyunu Hiç atmamış kış gününün huyunu Güzel yaylayımış aldım payımı Yedi gözden banıp içmeye geldim Toros dağlarını duman bürümüş Erimiş karların suyu yürümüş Derdimin dermanı burda var imiş Acı suyu şifa seçmeye geldim Kayasında keklikleri ötüşür Yamacında mor menekşe yetişir Boz geyiği birbirine katışır Ardından koşarak uçmaya geldim Ali Yetimî’yim azdır ne derssem Çimenler içinde koyun güdersen Beni bir misafir kabul edersen Çadır açıp konup göçmeye geldim Şiir 08 Hiç kimse demesin keramet bende Ȃleme huzuru saçan şehitler Sorgu sual mizan yoktur onlara MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI | 249 Cennet kapısını açan şehitler Yürüyüşü hakikatin yolundan Tekbir sedasın düşürmez dilinden Hak emriyle Peygamber’in elinden Şahadet şerbeti içen şehitler Düşman bayrağını açmasın diye Aziz milletim kan kusmasın diye Vatan, bayrak, ezan susmasın diye Allah deyip serden geçen şehitler Şiir 16 Yüzünü görmeden duramıyorum Boşanır gözümden sel ceylan gözlüm Sensiz hiçbir işe yaramıyorum Canım olduğunu bil ceylan gözlüm Gülmüyor bu yüzüm kaşlarım ayrı Hiç olur mu can tenden ayrı Yeter bunca zaman hasretim gayrı Bekletme yolunu gel ceylan gözlüm Dünyada tek güzel sensin gördüğüm Sevdasını nakış nakış ördüğüm Aşkın çözülmeyen oldu kördüğüm Buna erken çözüm bul ceylan gözlüm Ali Yetimî’nin bak şu haline Baykuşu kondurma gönül gülüne Düşürürsen beni âlem diline Sonra kınar bizi el ceylan gözlüm 250 | MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI Şiir 22 Yüce Hakk’ın rızasını Düşleyene selam olsun Muhammet’ in sünnetini İşleyene selam olsun Meyil etme beynamaza Yoksa karışın kamaza Tövbekâr olup namaza Başlayana selam olsun Dostunu seç iyi tanı İlminden ona pay tanı Arafat‘taki şeytanı Taşlayana selam olsun Yetimî engel aşıp da Menziline ulalıp da Nefsi ile güleşip de Tuşlayana selam olsun Şiir 30 İnsanlara akıl, fikir vermiş yaradan Geçmişini düşün yarınını gör. Arınmak gerekir kirden karadan Geçmişini düşün yarınını gör Ne yaparsan Hakk’tan hayrını dile Her canlı bir şeyden çekmiştir çile Dikkat edip yürümeli menzile MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI | 251 Geçmişini düşün yarınını gör Düşünmek her insanın yapısında var Bir yan İrem bağı bir yanı da mor Zarar etmeyip de edeceksek kar Geçmişini düşün yarınını gör Yetimî der dünya yokuşlu düzlü Bir görür nesneyi her iki gözlü Bilinmez ki bunda ne sırlar gizli Geçmişini düşün yarınını gör Şiir 31 Sen geldin neşemiz kaçtı Yokluk benden ötede dur Dostlarım arayı açtı Yokluk benden ötede dur Davetsiz mihman buyurdun Ağayı, beyi kayırdın Nazlı yârimden ayırdın Yokluk benden ötede dur İtibarımı koymadın Hatır, gönül hiç saymadın Ömrümü yedin doymadın Yokluk benden ötede dur Yetimî’yi güldürmedin Yere vurdun kaldırmadın Süründürdün, öldürmedin Yokluk benden ötede dur 252 | MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI Şiir 37 Toprağın verimli mahsulün boldur Malın Avrupa ‘ya yeter Adana Pamuk, portakalın belli semboldür Bulur pazarını satar Adana İlkbaharı andıracak kışın var Toroslar ‘a dayalıdır başın var Kendine özgedir turaç kuşun var O da dertli dertli öter Adana Seyhan nehri ortasından akıyor Büyük saat Taşköprü ‘ye bakıyor Ecdadımın hatırası kokuyor Her yanında tarih yatar Adana Ulu Cami ‘sini bekler bir ulu Dört yanı yeşillik, güzellik dolu Nasıl özlemişim bu güzel ili Yetimî gözüme tüter Adana Şiir 40 Boran çökmüş karlı dağın başına Bölük bölük duman tüter yaylada Şahin konar sarp kayanın taşına Keklikler, palazlar öter yaylada Bahar ayı her aylara baş olur Mevsimler değişir hava hoş olur Zehmeri ayında çetin kış olur MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI | 253 Namlı namlı karlar yatar yaylada Geriden geriye seyran ederken Fadime’yi gördüm kuzu güderken Tesdileri almış suya doyulur Genç kızlar el ele tutar yaylada Yeşil çayırlarda koyun yayılır Yanık yanık Kemal sesi duyulur Sovuk pınarlarda suya doyulur Nergizler, keklikler yeter yaylada Menekşesi sümbülleri kokuşur Koparıp güzeller zülfe takışır Cennet desem bu dağlara yakışır Yetimî dertlerim biter yaylada Şiir 41 Dokuz ay karnında taşıdın beni Bu cani dünyaya getirdin anam Üşümesin diye sardın bekledin Koynuna alıp da yatırdın anam Anam ninnilerin ile uyurdum Yemedin yedirdin beni doyurdun Gençlik yıllarını bana ayırdın Feda edip ömrün bitirdin anam Ağlar idim gözyaşımı dindirdin Uykuların böldün kalkıp emdirdin Elbisemi yudun hem de çimdirdin İşte bu günlere yetirdin anam 254 | MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI Şiir 45 İlim vuslatında yola giderken En güzel kılavuz kitaplarımız Kamil meclisinde sohbet ederken En güzel kılavuz kitaplarımız Senelerde, ayda, haftada, günde Atide, bu günde, mazide, dünde Bilimde, teknikte hemi de fende En güzel kılavuz kitaplarımız Seyyah olup âlem âlem gezene Dinleyene, okuyana, yazana Yetimî gibi bir garip ozana En güzel kılavuz kitaplarımız Şiir 46 Atışma Şıhlıoğlu: Bilemedim âşık aslın nereli Kimliğini bana bildir öyle gel Gurur kibir edip durma aralı Benliği aradan kaldır öyle gel Ali Yetimî: Gurur kibir bilmem mütevazıyım Sen benim yüzümü güldür üstadım Sevgiliye giden yolun iziyim Sohbeti derine daldır üstadım MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI | 255 Şıhlıoğlu: Gönül Mecnun olmuş Leylasın arar Eylenip bir yerde eylemez karar Sohbet bilen dilden gelmezmiş zarar Sevgini kalbime doldur öyle gel Ali Yetimî: Pirimin elinden içtim doluyu Bilmez oldum akıllıyı, deliyi Dosta engel olan karaçalıyı Tikeni batmadan yoldur üstadım Şıhlıoğlu: Şıhlıoğlu’yum derki nedir bu şaşman Tut benim sözümü olmazsın pişman Nefis denen nesne en büyük düşman Evvelce nefsini öldür öyle gel Ali Yetimî: Yetimî’yim yeni bildin halımdan Anlatayım sözlerimden, telimden Seni mürşit bildim gel tut elimden Bana doğru yolu buldur üstadım 256 | MUSTAFA ÇOKAY ANISINA TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI-XI KAYNAKÇA Artun, Erman (2009). Âşıklık Geleneği ve Âşık Edebiyatı, İstanbul: Kitabevi Yayınları. Artun, Erman (1996). Günümüzde Adana Âşıklık Geleneği (1966-1996) ve Âşık Feymani, Adana: Hakan Ofset. Avcı, Cevdet (2021). Âşıklık Geleneğinin Güncellenmesi Bağlamında Ozan Ali Dağcı. Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Dergisi, 6 (1), 45-69. Başgöz, İlhan (1977). “Halk Edebiyatı ve Folklor” Milliyet Sanat Dergisi, , İstanbul, ss. 216. Boratav, (Pertev Naili). (1982)“ Folklor, Halk Edebiyatı ve Âşık Edebiyatı”, Folklor ve Edebiyat, İstanbul: Adam Yayınları. Çobanoğlu, Özkul (1999) “Osmanlı Devletinde Türk Halk Kültürünün Değişim ve Dönüşüm Dinamikleri” Osmanlı, Kültür ve Sanat, C.9, Ankara: Yeni Türkiye Yayınları. Günay, Umay (l988). “Âşık Tarzı Edebiyat Hakkında Düşünceler” Mehmet Kaplan İçin, Ankara. Günay, Umay (1992). Türkiye’de Âşık Tarzı Şiir Geleneği ve Rüya Motifi, Ankara: Akçağ Yayınları. Köprülü, Fuad (1962). Türk Saz Şairleri, Ankara: Güven Basımevi: Sakaoğlu, Saim (1986). ” Ozan, Âşık Saz Şairi ve Halk Şiiri Kuramları Üzerine”, III. Milletlerarası Türk FolklorKongresi Bildirileri, C.I, Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları.