Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2021, DergiPark (Istanbul University)
…
10 pages
1 file
Yirminci yüzyılın başlarında yazın hayatına başladığı bilinen Premçand, Hindī ve Urdu edebiyatında modern öykünün ve toplumcu gerçekçiliğin en önemli temsilcilerinden biri olması sebebiyle Hindistan başta olmak üzere dünya genelinde pek çok akademik çalışmaya konu olmuştur. Onun bütün öyküleri Mānsarovar adlı sekiz ciltlik öykü derlemesinde toplanmıştır. Premçand'ın öyküleri üzerinden Hint kültürünü anlamaya yönelik olan bu çalışmanın temel amacı öykülerde geçen beylik motifleri gün yüzüne çıkarmaktır. Edebiyatta "motif" çalışması metin incelemelerinde kullanılan en yaygın edebȋ tekniklerden biridir. Edebȋ eserlerde yinelenen motifler eserin kurgusunu güçlendirmek amacıyla yazarlar tarafından bilinçli bir şekilde kullanılmaktadır. Bu çalışmada Aytaç'ın "beylik motif" tanımı üzerinden ve Richard ve Leavis'in "pratik eleştiri" düşüncesinden hareketle ortaya çıkan "yakın okuma" yöntemi kullanılmıştır. Premçand'ın öyküleri incelendiğinde onun bir öyküsünün bile birden fazla motif içerdiği görülebilir. Aynı zamanda bu çalışmada Premçand'ın öyküleri karşılaştırmalı olarak incelenmiş ve beylik motif bağlamında birtakım benzer noktalara da değinilmiştir. Premçand öykülerinde genellikle geleneksel aile motifine yer vermiştir. Bu geleneksel ailede kadın karakterler nezaketli, hoşgörülü, mütevazı, kocasına ve ailesine hizmet eden; fedakâr ve vefakâr karakterler olarak resmedilmiştir. Öykülerinde içinde yaşadığı toplumun özelliklerini ustaca aktaran Premçand'ın öyküleri bu makalede özellikle başlık parası, geniş aile, gelin-kaynana ya da gelin-kayınbirader çatışması ve istenmeyen kız çocuğu beylik motifleri çerçevesinde ele alınmıştır.
DOĞU KÜTÜPHANESİ, 2024
2017
Alevi-Bektasi geleneginden onemli zatlarin kerametlerinin, anlatildigi eserlere velâyetnâme denilmektedir. Ejderha ise mitolojik bir varliktir. Cok kulturlu bir konumu olsa da, agirlik merkezi kadim dogu ve Orta Asya olan ejderha; doguda ustun, kutsi vasiflara sahip, uzayin ve doganin simgesiyken; batida kotulugu, dusmanligi cagristirmaktadir. Degisik toplumlarda ejderhanin dis gorunusunde de farkliliklar mevcuttur. Kimi zaman yilanken, kimi zaman dort bacakli, bazense cok basli olarak tasvir edilir. Ejderha psikanaliz acisindan cesitli anlamlara sahiptir ve arketipsel yaklasimda golge arketipi konumundadir. Kahraman arketipi acisindan ejderha, karakter erginlenmesinin bir asamasi durumunda onem arz eder. Kahraman, bir ejderha ile dovusur ve olgunlasir. Turk kulturunde de dikkate deger bir figur olarak karsimiza cikar. 13. yuzyilda Anadolu’ya gelen Yesevi dervislerinin kerametleri arasinda daglari yurutmek ve ejderha oldurmek vardir. Alevi-Bektasi velâyetnâmelerinin icinde de bu va...
Tecvîd; د" و "ج kökünden tef'îl babında mastar olup "bir işi çok iyi ve güzel yapmak, bir şeyi süslemek (İbn-i Manzûr, t.y., s. 731), bir sözü iyi söylemek, bir şeyi düzgün hale getirmek" (Şabân Abdulâtî vd., 1425(Şabân Abdulâtî vd., /2004) gibi anlamlara gelmektedir. Terim olarak ise tecvîd hakkında -aynı manalara gelebilecek-pek çok tarifin yapıldığını görmekteyiz (Karaçam, 1991, s. 167-169). Kur'ân-ı Kerîm'i güzel, hatasız ve hakkıyla okumaya yardımcı olan tecvîd ilmini uzmanlar genel anlamda; اعطاء احلروف حقها و مستحقها من كل صفاة (sıfatları açısından her harfin hakkını ve layık olduğu özelliğini vermektir) (İbn-i Cezerî, t.y., vr. 2b; Zekeriyya el-Ensârî, t.y., s. 15-16) şeklinde tarif etmektedir. Mar'âşî (2001, s. 109), tecvîdi; "harflerin mahreç ve sıfatlarını konu eden ilim" şeklinde tarif etmekte ve eserinde başka tariflere de yer vermektedir. Kırâat uzmanları ise tecvîd için "Kur'ân'ın (okumanın) süsü" (İbn-i Cezerî, t.y. vr. 2b-3a) Öz: Genelde İslam Edebiyatı özelde ise Türk İslam Edebiyatı sahasında, şairliğin verdiği kabiliyet ya da okumaezberleme kolaylığı gibi çeşitli nedenlerden dolayı dinî konuların manzûm anlatımı; bir gelenek haline geldiği gibi bu konuların öğretilmesinde önemli bir rol de oynamıştır. Nitekim fetvâ, ferâiz, akâid, ilm-i hâl gibi dinî konular manzûm olarak telif edilmiş ve bu konuların ezberlenmesi ya da uygulanmasında bir kolaylık sağlanmıştır. Bu bağlamda manzûm tarzda kaleme alınan bir diğer tür de manzûm tecvîdlerdir. Kur'ân-ı Kerîm'in güzel ve usulüne uygun bir şekilde okunmasını sağlayan bu ilim, Kur'ân merkezli yaşayan bir toplumda daima gündemde olmuş ve toplum Kur'ân'ı tecvîdle okumaya az ya da çok gayret göstermiştir. Bu ilimde uzmanlaşmış (hâfız-şeyhülkurrâ gibi) kişiler mensur eserler telif ettikleri gibi, aralarında şairlik vasfı olanlar tecvîd konularını nazma aktarmıştır. Özellikle Arapça manzûm tecvîd ve kırâat eserleri hakkında çalışmalar yapılmış olmasına rağmen, araştırmalar sonucu Türkçe eserler hakkında gözle görülür bir çalışma yapılmamıştır. Bundan dolayı çalışmanın amacı; Türk Edebiyatındaki manzûm tecvîd türü ile ilgili bir literatür oluşturmak, manzûm Türkçe tecvîd eserlerini-yazarlarını tanıtmak, tecvîd ilmi ve konularının manzûm olarak nasıl işlendiğini (dil-üslup-şekil-muhteva vb.) genel çerçevede tahlil etmek, din, eğitim, kültür ve edebiyat dünyamızda bu geleneğin izlerini sürmektir.
Erdem 78, 2020
İlk baskısı Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2011 yılında yapılan Kitâbü’s-Saydana Fi’t-Tıbb adlı eser, 2019 yılında Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı tarafından gözden geçirilip yeniden düzenlenmiş hâliyle yayımlandı. Çeşitli alanlarda yaptığı ilmî çalışmalar ve verdiği eserleriyle XI. yüzyılın öne çıkan büyük isimlerinden olan Beyrûnî/Birûnî’nin yaşlılık döneminde yazdığı son eseri olan Saydana, eczacılık ve tıp alanlarında daha çok ilaç yapımı ve tıbbi tedaviler için kullanılan çeşitli bitkisel, madenî, hayvanî terimler hakkında bilgiler veren, Arap alfabesine göre sıralanmış ve bir sözlük mantığında hazırlanmış önemli bir kaynak eserdir. Kitap, Beyrûnî’nin hayatı ve eserleri hakkında bilgiler veren bir Giriş bölümünün ardından gelen Bibliyografya ve Sözlük bölümün ardından gelen Dizin bölümlerinden oluşuyor. 16x24 ebadında basılan eser, XXII+450 sayfadan ibarettir. Bu yazıda çoğunlukla bu kaynak eserden faydalanılarak Beyrûnî’nin hayatı, eserleri ve özel olarak da Kitâbü’s-Saydana Fi’t-Tıbb hakkında bilgiler verilmiştir
Edebî metinlerin anlamlı en küçük unsurlarını ifade eden motifler, anlatma esasına dayalı metinlerde; sıradışı, olağanüstü, geleneksel veya evrensel, mütekerrir, ayrıştırılamaz vasıfları haiz yapı taşlarını oluştururlar. Motifler, sözlü kültür ürünlerinden yazılı kültür eserlerine kadar geniş bir yayılım alanına sahiptir. İlk anlatılar olarak kabul edilen destanlardaki motifler; masallar, halk hikâyeleri, mesnevîler ve hatta günümüzdeki modern anlatı türlerine kadar intikal etmiş ve etmekte olan unsurlar olarak dikkat çekmektedir. Bununla birlikte, çeşitli eserlerde karşılaştığımız motiflerin bir kısmının, varlıklarını destan öncesi zamanlardan aldığı fark edilmektedir. Metinler geriye doğru takip edildikçe motiflerin dinî ve tarihî kökenlerini görmek mümkün olur. Özellikle peygamberler tarihine kadar uzanan, kutsal metinlerde yer alan bazı motiflerin varlığı, divan edebiyatının anlatma esasına dayalı eserlerinde çeşitli şekillerde karşımıza çıkar. Bazı motiflerin ise dünyevî sınırların dahi üstünde oldukları, arketipsel nitelik taşıdıklarını ispat etmektedir. Motiflerin kaynaklandıkları dinî ve tarihî kökenler, onların çeşitli türlerdeki varlıklarının nedenini oluşturur. Divan edebiyatının önemli anlatı kaynakları olan mesnevîlere intikal etmiş bu motifler, mesnevîlerin destan öncesi devirlerden gelen metinlerarası bağlamdaki yerine ışık tutar. Divan edebiyatında Leylâ vü Mecnûn mesnevîleri, söz konusu eserlerden biri olarak öne çıkmaktadır. Bu makalede, tarih öncesi devirlerden mesnevîlere, özelde ise Leylâ vü Mecnûn mesnevîlerine intikal etmiş bazı motiflerin dinî ve tarihî kökenleri üzerinde durulacaktır.
MEVLEVÎ MENKIBELERİ’NDE İSLAM ÖNCESİ İNANÇ MOTİFLERİ/PRE ISLAMIC BELIEF MOTIFS FROM MAWLAWI LEGENDS, 2018
Toplumların din değiştirmeleri, tarih boyunca inananların uygulamalarında bir etkileşim meydana getirmiş, din değiştirenler eski inançlarını bir anda terk edememiştir. Tarih sahnesine çıktıkları ilk andan itibaren farklı kültür bölgelerinde yaşayarak birçok farklı din ve kültürle komşuluk ilişkisi kurmuş olan Türkler için de durum bu şekildedir. İslamiyet’i kabul eden Türkler, eski inançlarını yeni dinlerinin içinde de kısmen yaşatmaya çalışmış ve bir kısım inançlarını da İslamî forma büründürerek uygulamaya devam etmiştir. İslam dininin arka planında yaşatılmaya başlanan bu eski inanç örnekleri, zamanla İslamiyet’e aitmiş gibi algılanmaya başlamıştır. İslam öncesi inanç motifleri, toplumsal hayata etki ettiği gibi tasavvuf cereyanı içerisindeki tarikatları da etkilemiş ve bu tarikatlar çevresinden kaleme alınan eserlere de tesir etmiştir. Bu çalışmada Ahmet Eflâkî’nin Âriflerin Menkıbeleri adlı menakıpnamesi Şamanizm, Türk mitolojisi, Uzak Doğu; Kitab-ı Mukaddes ve İncil kaynaklı İslam öncesi inanç motifleri açısından incelenecek ve eski Türk inançlarının izleri sürülecektir. ////////////////// The religions of societies have created an interaction in the practice of believers throughout history, and the societies that change their religion have not easily abandoned their old beliefs. This is the case for Turks who have been in a neighborhood relationship with many different religions and cultures living in different cultural regions from the first moment they entered the stage of history. The Turks, who accepted Islam, tried to partially live their old beliefs in their new religions and continued to practice some of their beliefs by adopting the Islamic form. These old examples of faith, which were started to be kept alive in the background of Islam, began to be perceived as belonging to Islam in time. The pre-Islamic belief motifs, as well as the social life, influenced the sects within the Sufism, and these sects influenced the works written around them. In this study, Ahmet Eflâkî's book "Ariflerin Menkıbeleri" is will be examined in terms of shamanism, Turkish mythology, Far East religions, Bible, Old Treatment and pre-Islamic belief motifs and traces of old Turkish beliefs.
Türk Dönem Dizilerinde Kullanılan Tarihsel Motiflerin Payitaht “Abdülhamid” Üzerinden İncelenmesi, 2021
Medya, günümüzde bilgiye ulaşmak isteyen bireylerin başvurduğu mecralardan biri haline gelmiştir. Medya araçları içerisinde olan televizyon, birçok konuda olduğu gibi tarih alanında da izleyicileri bilgilendirmeye başlamıştır. Televizyon ve sinema gibi görsel işitsel mecralara konu olan tarih, bu sayede her eve girme fırsatı bulmuş ve araştırma yollarına girmeden herkesin tarih hakkında bilgi sahibi olmasının yolları açılmıştır. Yoruma açık olan tarih, medyanın amacına hizmet edecek biçimde bir propaganda unsuru haline gelmiş, bu durum kurgusal gerçeklik ile olgusal gerçekliğin yer değiştirip değiştirmediği sorusunu akıllara getirmiştir. Bu araştırmada, TRT ekranlarında yayınlanan Payitaht "Abdülhamid" adlı dizideki tarihsel göstergeler, temsil ve gerçeklik ilişkisi açısından incelenmiştir. Çalışmada, Payitaht "Abdülhamid" dizisindeki göstergeler Stuart Hall'ın temsil kavramı çerçevesinde ele alınarak yansıtıcı, inşacı ve kasıtlı yaklaşımlar çerçevesinde değerlendirilmiştir. Media has become one of the channels used by individuals who want to access information today. Television, which is among the media tools, has started to inform the audience in the field of history as well as in many subjects. History, which is the subject of audio-visual media such as television and cinema, has thus found the opportunity to enter every home. In this way, ways have been opened for everyone to have information about history without entering the research routes. History, which is open to interpretation, has become an element of propaganda in a way that serves the purpose of the media, which brings to mind the question of whether fictional reality and factual reality have been replaced. In this research, the historical indicators in the TV series Payitaht “Abdülhamid” broadcasted on TRT screens were analyzed in terms of representation and reality. In the study, the indicators in the series “Payitaht Abdülhamid” were evaluated within the framework of Stuart Hall’s concept of reflective, contructor and deliberate approaches.
Klasik Türk edebiyatı eserlerinde, toplumun inançlarına, geleneklerine, kıyafet ve yemek kültürüne, iş hayatına, eğlence unsur ve mekânlarına, mimarî yapılarına, yaşam alanlarına kısacası sosyal hayatına dair bilgilere ulaşmak mümkündür. Özellikle şehirler, şehrengizler gibi müstakil eserler yanında divanlarda ve mesnevilerde beyitler içerisine serpiştirilerek tüm güzellikleri ve değerleriyle tavsif edilmişlerdir.
e-Makalat Mezhep Araştırmaları Dergisi, 2020
Gnostisizm tarih boyunca birçok dinî ve felsefi akımı etkilemiştir. Gnostik anlayışa göre Tanrısal bilgi bir tür bireysel tecrübe aracılığıyla elde edilebilir. Bu bilgi aklî delillere başvurmadan doğrudan Tanrı tarafından insan kalbine yerleştirilen bir bilgidir. İslam düşüncesinde Şia’dan, Sufiliğe kadar farklı kesimlerde etkisini hissettirmiş ve adeta alternatif bir epistemoloji olarak varlık bulmuş Gnostik düşüncenin kökleri İslamiyet, hatta Hıristiyanlık öncesine dayanan kadim kültürler kadar geriye gider. Aşkın Tanrı anlayışı, düalist alem tasavvuru, kurtarıcı bilgi, dini metinlerin batıni yorumu gibi hususlar gnostik düşüncede öne çıkan hususlardır. İslam tarihinde Gnostisizmin ilk tezahürleri Şii Gulat fırkalarda ortaya çıkmıştır. Ancak bu tezahürler çok sistemli bir karakter arzetmeyip aynı zamanda bütüncül bir değerlendirmeye imkan tanımaz. Bunun en temel nedenlerinden biri tarihsel olarak çok erken döneme ait olmaları sebebiyle yeterince verinin olmaması ve makalat yazarla...
Music Research Annual, 2023
The British Journal of Sociology, 2018
Geological Society of America Memoirs, 2007
TrAC Trends in Analytical Chemistry, 2015
isara solutions, 2023
Melayu: Jurnal Antarabangsa Dunia Melayu, 2019
Comptes Rendus Palevol, 2021
Deleted Journal, 2022
PloS one, 2014
Archives of Biological Sciences, 2010
The Great Lakes Entomologist
International Journal of Electronics and Electrical Engineering, 2016
The American Journal of Gastroenterology, 2018