XVI. Yüzyılda Kütahya Sancağı’nda Yörükler
Yard. Doç. Dr. Sadullah Gülten
Ordu Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü, e-mail. sadullah-gulten@hotmail.com
Özet: Batı Anadolu Yörükleri arasında bulunan Kütahya Yörükleri hem kalabalık nüfusları hem de dağıldıkları
sahanın genişliği ile önemli bir yere sahipti. Sancakta yaşayan Yörükler Osmanlı Devleti tarafından Akkoyunlu,
Akkeçili, Kayı, Çobanlar, Kılcan, Bozguş, Müselleman-ı Toplu ve Avşar taifeleri şeklinde teşkilatlandırılmışlardı.
Bunlardan başka herhangi bir taifeye tabi olmayıp da Kütahya, Gediz, Uşak, Kula, Honaz, Simav, Selendi, Lazıkıyye
gibi sancağın çeşitli kazalarına dağılmış şekilde yaşayan Yörükler de mevcuttu. Bu cümleden olarak, bu çalışmanın
amacı Kütahya Yörükleri’nin dağıldıkları sahaları, idari, mali ve nüfus yapılarını ortaya koymaktır.
Anahtar kelimeler. Kütahya Sancağı, Yörükler, Konar-göçerler.
The Yoruks of Kütahya Sanjak (XVI. Century)
Abstract: nKütahya nomadic which is the part of West Anatolian nomadic has important with both crowded
population and where lives large land. Nomad groups where lived in Sanjak that had been organized by the Otoman
State like Akkoyunlu, Akkeçili, Kayı, Çobans, Kılcan, Bozguş, Müselleman-ı Toplu and Avşar. That other, some
nomadic non-members of any group lived scattered in the land where Kütahya, Gediz, Uşak, Kula, Honaz, Simav,
Selendi, Lazıkıyye. Briefly, the purpose of this article searches about Kütahya Nomadic where scattered in the land
economically, administrative and population structure.
Keywords: Kütahya sanjak, Yoruks, Nomands.
GİRİŞ
Osmanlı Devleti’nde konar-göçerler Yörük ve Türkmen olarak iki farklı şekilde isimlendirilmişlerdi. Onların Yörük
veya Türkmen olarak isimlendirilmelerinde yaşadıkları coğrafya ve siyasi mirasları etkili olmuştu. Buna göre,
Kızılırmak yayından güneye doğru çekilecek bir çizginin batısında kalan bölgede yaşayan konar-göçerlere Yörük,
belirtilen çizginin doğusunda kalanlar ise Türkmen olarak adlandırılmışlardı (Sümer, 1950: 520). Bununla birlikte,
Yörük ve Türkmenleri coğrafi saha itibariyle birbirinden kesin çizgilerle ayırmak güçtür. Zira bu tabirler, aynı
bölgede, aynı göçebe grubunu ifade etmek için zaman zaman birbirinin yerine kullanılmıştır. Öte yandan, Batı
Anadolu bölgesine ait tahrir defterinin hiç birinde konar-göçerleri tarif etmek amacıyla Türkmen ismine rastlanmaz.
Şu halde, aynı gruplar için hem Türkmen hem de Yörük isminin kullanılması, Batı Anadolu bölgesi için söz konusu
değildir (Gülten, 2008: 21-22). Dolayısıyla burada konar-göçerler için Yörük adının kullanılması kesin bir kabul
görmüştür. Gündüz’e göre (2005: 19), bu durumu onların siyasi miraslarında aramak gerekmektedir. Ona göre,
Osmanlı siyasi literatüründe Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri ile Ramazanoğlu, Dulkadiroğlu, Karamanoğlu
beylikleri Türkmen kökenli olarak bilinmekte olup, Osmanlı hanedanı Türkmen kökenli olmasına rağmen, Türklüğü
temsil etmekte ve Türk tabirini merkezi konuma yerleştirmektedir. Türkmen tabirini ise daha çok yukarıda belirtilen
devlet ve beyliklerin etnik kimliği olarak tanımlamaktadır. Sonradan Osmanlı hakimiyetine geçen bu devlet ve
beyliklerinin konar-göçer gruplarını ifade etmek için Türkmen tabiri kullanılmıştır.
Konar-göçerlerin Yörük ve Türkmen olarak isimlendirilmelerindeki bu farklılık onların iktisadi faaliyet sahalarında
da görülmektedir. Bu bağlamda, Yörükler daha çok belli bir sancağın sınırları dahilinde kendilerine tahsis edilmiş
yaylak ve kışlaklar arasında konar-göçerlik etmişlerdir. Dar alanda yapılan hayvancılık, tarım alanlarına yakın bir
ekonomik faaliyeti gerektirdiğinden, Yörükler yerleşik hayata daha yatkındır. Bundan dolayı, onların yerleşik hayata
geçişleri hızlıdır. Öte yandan, Türkmenlerin yaylak ve kışlak sahaları birbirinden oldukça uzaktır. Bu yüzden, onların
zirai faaliyetleri sınırlı olup, her ne kadar yerleşik hayata geçen cemaatler söz konusu da olsa bunların sayıları çok
fazla değildir (Gündüz, 2003: 358). Dar alanda ziraatla uğraşmanın sonucunda, Yörükler ilerleyen dönemlerde yarıyerleşik bir karakter kazanarak zirai faaliyetlerle daha çok uğraşmışlar ve bunun sonucunda da yerleşik hayata erken
dönemlerde geçmişlerdir (Gülten, 2008: 23 vd).
171
XVI. Yüzyılda Kütahya Sancağı’nda Yörükler
Yard. Doç. Dr Sadullah Gülten
.
Kütahya bölgesi barındırdığı konar-göçer nüfus itibariyle dikkat çekicidir. Anadolu’nun fethini takip eden süreçte
Batı Anadolu bölgesi Türklerle dolmuştu. Özellikle, XIII. yüzyıla gelindiğinde Anadolu’nun idaresinin Moğolların
eline geçmesi ve Moğol baskısının Orta Anadolu’da şiddetli bir şekilde hissedilmesi, burada konar-göçer hayat süren
pek çok kimsenin kitleler halinde Anadolu’nun batısına göç etmesine neden olmuştu. Coğrafyacı İbn Said’in XIII.
yüzyılın ikinci yarısında Denizli bölgesinde 200.000, Kütahya bölgesinde ise 30.000 çadır göçebe halkın yaşadığını
belirtmesi (Turan, 1997: 304), Batı Anadolu’nun ne denli bir nüfus yoğunluğuna ulaştığını ve bölgedeki nüfus
hareketliliğini göstermesi bakımından mühimdir. Bu haliyle Batı Anadolu’nun bir “Türkmen Ülkesi” durumuna
geldiği söylenebilir (Togan, 1981: 257). Nüfus yoğunlunun etkisiyle, bölgede irili ufaklı pek çok Türkmen beyliği
kurulmuştu. Konar-göçerler bir müddet beyliklerin bünyesinde yaşadıktan sonra, beyliklerin Osmanlı Devleti
tarafından ilhak edilmesi sonucunda, Osmanlı hakimiyetine girmişlerdi. Kütahya, Denizli ve Uşak’ı içine alan
bölgede yaşayan konar-göçerler de bu cümleden olup, onlar Osmanlı hakimiyetine geçtikten sonra, farklı taifeler
halinde yeniden yapılandırılmışlardı.
Kütahya Yörükleri hakkında çeşitli arşiv vesikalarında pek çok malumat bulunmakla beraber, yaşadıkları yerler, mali
ve idari yapıları, yerleşik hayata geçişleri, nüfusları, taifeleri oluşturan cemaatler ve müstakil gruplara ait detaylı
bilgilere tahrir defterlerinden ulaşılabilmektedir. Kütahya sancağına ait dört adet mufassal tahrir defteri
bulunmaktadır. Bunlar TD 45, TD 49 ve iki ciltten oluşan TD 47 ve TD 48 numaralı defterlerdir. TD 45 numaralı
defterin tarihi tam olarak tespit edilememiş olmakla birlikte, tahririn II. Bayezid (1481-1512) döneminde yapılmış
olduğu kabul edilmektedir. TD 49 numaralı defter 1520, TD 47 ve TD 48 numaralı defterler ise 1571 tarihlidir
(Gökçe, 2000: 4-7). Çalışmada mufassal tahrir defterlerinden başka icmal ve vakıf defterleri de kullanılmıştır. TD
438 numaralı icmal defteri 1530 tarihlidir. Bu defterin hazırlanmasında kullanılan mufassal defterin mevcut
olmamasından dolayı, bahsedilen icmal defteri son derece kıymetlidir. Vakıf defterlerinin ilki Maliyeden Müdevver
Defterler arasında bulunan MAD 262 numaralı defterdir. Defter 1512 tarihlidir. İkincisi TD 369 numaralı olup, 15201530 tarihleri arasında hazırlanmıştır. TD 560 numaralı son defter ise 1571 tarihlidir (Gökçen, 2000: 7-11). TD 47,
TD 48 ve TD 560 numaralı defterler Kuyud-ı Kadime Arşivi’nde, diğerleri ise Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde
muhafaza edilmektedir.
Kütahya sancağına ait tahrirler defterleri diğerlerine nazaran bazı hususlarda farklılık göstermektedir. Buna göre, Batı
Anadolu bölgesine ait tahrir defterlerinde koyun sahibi olan neferler “ayın” işareti ile gösterilmişken (Gülten, 2008:
3), Kütahya sancağına ait TD 45 ve TD 49 numaralı tahrir defterlerinde “göçer” (TD 49; 888), 1512 tarihli vakıf
defterinde ise “Yörük” olarak belirtilmiştir (MAD 262: 151). Hamid sancağına ait tahrir defterlerinde de neferlerin
bazılarının altına yine “Yörük” olarak not düşülmüştür (TD 994). Bu şekilde kaydedilen kişilerin, muhtemelen hiçbir
zirai faaliyetle ilgilenmedikleri vurgulanmak istenmiştir (Arıkan, 1998: 85). Ayrıca, TD 45 ve TD 49 numaralı
defterlerde Yörüklerin statüleri (çift, mücerred, göçer, bennak vs.) yazılmışken, TD 47 ve TD 48 numaralı defterlerde
bu statülere yer verilmemiş, sadece nefer sayıları belirtilmiştir.
İDARİ VE MALİ YAPI
Osmanlı Devleti zamanında konar-göçerler devletin merkeziyetçi idare tarzı ile daima kontrol altında tutulmuş,
sancak veya kaza statüsünde ya da belli bir sancağın sınırları dahilinde tımar veya has ünitesi içinde olmak üzere idari
ve mali bir teşkilat çerçevesinde yapılandırılmışlardı (Şahin, 2006: 187). Bu idari ve mali organizasyon içindeki
büyük gruplar Bozulus, Yeniil, Halep, Şam, Dulkadirli, Danişmendli, Atçeken, Karaulus Türkmenleri; Ulu Yörük,
Karaca Koyunlu, Kütahya, Ankara, Bolu, Menteşe Yörükleri gibi hususi adlarla bilinmekteydi. Bu isimler, konargöçerlere genellikle merkezi idare tarafından verilmiş olmasına rağmen, bunlar gelişi güzel isimler değildi. Onların
isimlendirilmesinde yaşadıkları coğrafi saha, Osmanlı döneminden önce mensup oldukları Türkmen beylikleri ile
önceki idari ve sosyal teşkilatın izlerini taşıyan “il” veya “ulus” gibi tabirler büyük rol oynamıştı (Orhonlu, 1987: 16;
Şahin, 2006: 61). İl ya da ulus ismi altında gruplandırılan konar-göçer halk sırasıyla boy (taife), kabile, cemaat,
oymak, mahalle, oba ve aile şeklinde bölümlere ayrılmıştı (Şahin, 1997: 256).
Kütahya sancağında yaşayan Yörükler genel olarak Kütahya Yörükleri olarak isimlendirilmekle beraber (Sümer,
1950: 515), sancakta bulunan Yörükler yakından incelendikleri zaman onların birbirinden farklı taifeler şeklinde
teşkilatlandırıldıkları görülmektedir. Taifeleri oluşturan cemaatlerden başka her hangi bir taifeye tabi olmayıp da
müstakil olarak hareket eden pek çok cemaat sancağın hemen hemen bütün kazalarına dağılmıştı. Akkeçili, Kılcan,
Bozguş ve Müselleman-ı Toplu taifeleri Kütahya kazasında, Akkoyunlu ve Avşar taifeleri Uşak kazasında, Kayı ve
172
XVI. Yüzyılda Kütahya Sancağı’nda Yörükler
Yard. Doç. Dr Sadullah Gülten
.
Çobanlar taifeleri ise Lazıkıyye kazasında tespit olunmaktadır. Kütahya sancağında bulunan taifelerden bazılarının
devlet müdahalesi sonucunda oluşturulduğu anlaşılmaktadır (Emecen, 2001: 181). Bu tür düzenlemeler dağılmakta
olan veya vergi kontrolü sağlamakta güçlük çekilen cemaatleri belli bir idari statüye bağlamak amacını taşımaktaydı
(Gündüz, 2003: 25). Bu bağlamda, Avşar ve Çobanlar taifelerinin 1530 tarihinden sonra, Müselleman-ı Toplu
taifesinin ise sadece son tahrirde görülmesi bu iddiayı kuvvetlendirmektedir. Bu yüzden, bahsedilen taifeleri
tahrirlerin tamamında tespit etmek mümkün değildir. II. Bayezid döneminde hazırlanan tahrir defterinde taifelerin hiç
birine ait bilgi yoktur. Avşar taifesi ilk olarak 1530 tarihinde görülmektedir. Keza, Müselleman-ı Toplu taifesi sadece
1571 tarihli defterde yer almaktadır. Akkeçili taifesi ise 1530 ve 1571 tarihli defterlerde görülmektedir. Yine,
Çobanlar isimli cemaatlere 1520 tarihinde rastlanılmakla birlikte, taife 1530 tarihinde teşkil edilmiştir. Kayı,
Akkoyunlu, Kılcan ve Bozguş taifeleri ise 1520 tarihli tahrirden itibaren tespit edilebilmektedir.
Türkmen teşekküllerinde boylar; boyu oluşturan cemaatlerin önde gelen ailelerinden, bey unvanı taşıyan birisinin
idaresi altında bulunmaktaydı. Fakat, Yörük teşekküllerinde boy beylerine rastlanılmamaktadır. Yörüklerin yerleşik
bir karakter göstermesi; yaylak ve kışlak mahallerinin dar alanda olması sebebiyle devlet kontrolünün sıkı bir şekilde
sağlanması; genel itibariyle has ve vakıf reayası olmalarından dolayı has eminleri ve vakıf zabitlerinin sıkı kontrolleri
altında bulunmaları boy beylerinin olmamasının sebepleri arasında belirtilebilir. Bununla birlikte, taifelerin sonradan
bir araya getirilen cemaatler tarafından oluşturulmuş olmasına da bunun nedenleri arasında sayılabilir. Yukarıda
belirtildiği üzere, boy beyleri taifeyi oluşturan cemaatlerin önde gelen aileleri arasından seçilmekteydi. Sonradan ve
suni bir şekilde bir araya getirilen cemaatlerin birinden bütün cemaatlerin kabul edebileceği bir bey çıkarmanın
zorluğu ortadadır. Diğer taraftan, Yörük taifelerinin idaresinde cemaatlerin yönetiminde etkili olan kethüdaların ön
plana çıktıkları düşünülebilir. Nitekim, 1520 tarihinde Ölçekçiler cemaatinin Yörükan-ı Bozguş’a kethüdalık yapmış
kişilerin akrabaları olduğu yönündeki bilgi dikkat çekicidir. Bu bilgiden hareketle, bahsedilen kethüdaların Bozguş
taifesinden sorumlu olduğu anlamı çıkartılabilirse de (TD 49: 70), bunun başka kaynaklarla da desteklenmesi
gerekmektedir.
Osmanlı Devleti konar-göçerlerin yönetiminde etkili bir rol oynamak için büyük grupları sancak veya kaza idaresi
şeklinde teşkilatlandırmıştı. Konar-göçerlerin kaza haline getirilmesi için, taifelerin önemli bir nüfus oranına ulaşması
gerekmekteydi. Kaza statüsünün en belirgin özelliği ise belli bir merkezi olmaksızın, ya aşiretin yaşadığı bölgenin
ismini ya da aşiretin ismini alan kazada konar-göçerlerin hukuki işlerine bakması için müstakil bir kadı tayin
edilmesiydi (Şahin, 2006: 198). Kütahya sancağında da bahsedilen taifelerden bazıları kaza itibar olunmuştu. Bu
cümleden olarak Bozguş, Akkeçili ve Kılcan isimleriyle Yörük kazalarının teşkil edildiği, kadılarına yollanan
emirlerden anlaşılmaktadır. 1604 tarihli bir belgeden anlaşıldığı kadarıyla Bozguş ve Kılcan, Kütahya kazasından
ifraz edilerek müstakil birer kadılık haline getirilmişti. Belgeye göre, toprak kadıları yerleşik Yörüklerin davalarına
kendilerinin bakması gerektiği gerekçesiyle Bozguş ve Kılcan kadılarıyla anlaşmazlığa düşmüşler, bunun üzerine
Bozguş ve Kılcan kadıları onları merkezi hükümete şikayet etmişlerdi. Gelen emirde toprak kadılarının Yörüklerin
davalarına bakamayacakları belirtilerek, onların hukuki davalarının kendi kadıları tarafından görülmesi gerektiği
belirtilmişti (Gökçen, 1946: 72). 29 Aralık 1648 tarihinde Bozguş kadısına yollanan başka bir belgeden ise kazaya
mensup 100 hanelik bir nüfusun perakende olarak dağıldıkları ve perişan oldukları anlaşılmaktadır (MAD. 2773: 22).
Yine, 11 Ocak 1649 tarihinde Akkeçili kadısına yollanan bir belgeye rastlanılmaktadır. Belgeye göre, Akkeçili
Yörüklerinin avarız vergileri Akkeçili kadısı tarafından toplanmaktayken, bu sefer onların dağıldıkları kazaların
kadıları tarafından toplanmak istenmişti. Akkeçili kadısı bu durumu merkezi hükümete bildirmekteydi (MAD 2773:
25; Ayrıca bkz. MAD 2773: 102; MD 41: 67/145; MAD 2940: 15).
Kütahya sancağında yaşayan taifelerin gelirleri has, zeamet ve tımar olarak tasarruf edilmişti. Ayrıca, vakıf reayası
olan gruplar da söz konusuydu. Taifelerin has reayası olarak tercih edilmelerinin en önemli sebebi vergilerinin
yüksek olmasıydı (Şahin, 2006; 187). Bu cümleden olarak, Akkeçili taifesinin geliri 1530 tarihinde padişah hassı,
1571 tarihinde şehzade hassı olarak tasarruf edilmişti (TD 438: 22; TD 47: 392b). Yine, Kayılar 1530 tarihinde
sancak beyine gelir olarak kaydedilmişken, 1571 tarihinde padişah haslarına dahil edilmişti (TD 438: 123; TD 47:
324b). Çobanlar taifesinin geliri 1520 tarihinde Kütahya sancağı mir-livası ile Anadolu beylerbeyi arasında
paylaşılmaktaydı. 1571 tarihinde ise padişah hassı ve tımar olarak iki eşit parçaya bölünmüştü (TD 49: 766; TD 48:
156b). Müselleman-ı Toplu taifesi ile Şeyhli kazasında bulunan Ali Haddad ve ona bağlı olan Hoca Fakihli
cemaatleri de padişah hasları arasındaydı (TD 47: 368a; TD 48: 262b-263b). Bozguş taifesinin geliri sancak beyine
bırakılmıştı (TD 49: 51; TD 438: 18; TD 47: 331b). Akkoyunlu taifesi 1520 ve 1530 tarihlerinde sancak beyine gelir
kaydedilmişti. Fakat, 1571 tarihinde padişah hassı haline getirilmişti (TD 49: 36; TD 438: 64; TD 47: 314b). Taşil,
173
XVI. Yüzyılda Kütahya Sancağı’nda Yörükler
Yard. Doç. Dr Sadullah Gülten
.
Harhır, Çivril, Bağırsa, Vasallı, Burusa, Homa, Bayad, Köpek Oğlanları, Engerek cemaatlerinin gelirleri ise zeamet
olarak ayrılmıştı (TD 438: 17; TD 45: 250, 278, 305, 306, 310, 367-377).
Sancakta bulunan Yörükler arasında önemli miktarda vakıf reayası da bulunmaktaydı. Nitekim, 1512 tarihinde 361
neferden oluşan bir nüfus vakıf reayası olarak tespit edilmişken (MAD 262: 122, 141, 158, 241, 410, 451), bu sayı
1520-1530 tarihleri arasında hazırlanan tahrir kayıtlarında 1462 nefer olarak tespit olunmuştur. Evkaf defterinden
anlaşıldığı üzere, Yörüklerin gelirleri büyük oranda Germiyan Oğlu Süleyman Şah (Cevdet Evkaf, 21706) ile Sultan
Selim vakıflarına aitti. Gediz kazasına bağlı Alınçsu, Sazanos nahiyesine tabi Hisar, Simav kazasına bağlı Yenice
karyelerinde yaşayan Yörüklerle Altıntaş nahiyesinde bulunan Handal ve Gölve cemaatlerinin gelirleri Germiyan
Oğlu Süleyman Şah evkafına; Honaz kazasına tabi Kamuk (?), Selendi kazasına tabi Kuru Orman, Kula kazasına tabi
Söke, Çayırca ve Kara Halil, Küre kazasına tabi Keklik, Uşak kazasına tabi Ulu Köpek (?) karyelerinde yaşayan
Yörükler ile Uşak kazasında bulunan Toğuçlu ve Ak Koyunlu cemaatleri Sultan Selim evkafına bağlıydı (TD 369:
195, 196, 201, 202, 236, 251, 319, 326, 329, 338, 339, 340 ve muhtelif sayfalar).
Cemaatlerin has veya vakıf reayası olarak kaydedilmiş olması, onların lehine bir uygulamaydı. Böylece bu gruplar
dışarıdan gelebilecek saldırılara karşı koruma altına alınmışlardı (Şahin, 2006: 188). Fakat, bu tür tedbirlere rağmen
devlet görevlileri ile Yörükler arasındaki sorunların önüne geçildiği söylenemez. Vergilerin toplanması sırasında
emin ve amillerle cemaat üyeleri arasında sık sık çatışmalar yaşanmıştı. Cemaatlerden vergi toplamaya gelen emin ve
amillerin ellerinde daha önceden hazırlanmış sayımlarla ilgili belgeler olurdu. Fakat, vergilerin sağlıklı
toplanabilmesi için yeni bir sayımın yapılması şarttı. Böylelikle, vergiye esas teşkil eden nüfusun ve hayvanların
sayıları tespit edilirdi. Sayımdan sonra cemaat üyelerinin ve vergi tahsildarlarının yapılan sayım üzerinde anlaşmaları
gerekiyordu. Bazen, her iki taraftan birinin itirazları sonucunda aralarında anlaşmazlık çıkabiliyordu (Hikari-Şahin
2007: 42). Kütahya Yörükleri ve devlet görevlileri arasında vergi toplanması sırasında yaşanan pek çok olay
mühimme ve ahkam kayıtlarına yansımıştır. Örneğin Pazarganlı, Akçe Koyunlu ve Arıklı cemaatleri kendilerinden
fazla vergi almak isteyen emin ve amillerini şikayet etmişlerdi. Merkezi hükümet onların itirazlarını değerlendirerek
haksız yere vergi toplamaya çalışan görevlileri sert bir şekilde uyarmıştı (MD 41: 2/4; MD 41: 475/1019; MAD 2947:
83).
SOSYAL YAPI
Yukarıda bahsedilen taifelerden başka Gediz, Uşak, Geyikler, Şeyhli, Kula, Simav, Selendi, Lazıkıyye, Kütahya,
Küre, Eğrigöz, Honaz ve Gököyük kazalarında da Yörükler tespit olunmaktadır. Bu cümleden olarak Köseler,
Günişe, Yumrutaş, Hisar Yakası cemaatleri Gediz kazasında; Homa, Bayad, Harhır, Engerek, Gözsüzler, Geyikler,
Karaca Şeyhli, Köpek Oğlanları, Kelef, Malar, Tuzcuyan, Has, Yakup Ece cemaatleri Geyikler kazasında; Köpekli
(?), Deli Kara, Divane Kara, Çevik cemaatleri Kula kazasında; Taşil, Küre, Bosna cemaatleri Selendi kazasında;
Sivaslı, Ak Keçili, Bağırsa, Alayundlu, Avşar cemaatleri Uşak kazasında; Ali Haddad, Çivril, Vasallı, Harhır, Kızıl
Depe, Burusa, Poladlı, Budak, Hoca Fakihli cemaatleri Şeyhli kazasında; Beymişli, Hızır Haddad, Temlili cemaatleri
Honaz kazasında; Aydos, Akıncı, Seyyid Ebu’l-Vefa cemaatleri ise Lazıkıyye kazasında yaşamaktaydı.
Taifelerin bulunduğu kazalar itibara alınmazsa, kazalar içinde en fazla Yörük nüfusu 1457 neferle Kula kazasında
tespit edilmektedir. Buna mukabil Eğrigöz, Honaz ve Gököyük kazalarında Yörük nüfusu oldukça azdı. Kazalarda
yaşayan Yörükler genel itibariyle yerleşik hayata geçmişlerdi. Örneğin, Kula kazasında bulunan Yörüklerin 1291’i
1571 tarihi itibariyle çeşitli köylerde sakindi. Bilindiği gibi, XVI. yüzyılda Batı Anadolu Yörükleri arasında yerleşme
oranı oldukça fazlaydı. Örneğin, Aydın sancağında bulunan Karaca Koyunlu taifesinin %50’si, Saruhan ve Karasi
sancaklarında yaşayan Yörüklerin ise %80’i yerleşik hayata geçmişti (Gülten, 2008: 115, 118, 119).
Kütahya Yörükleri arasında özellikle Kayı taifesine tabi cemaatler ile kazalarda müstakil olarak yaşayan Yörükler
arasında yerleşme oranı oldukça fazlaydı. Bununla birlikte, yerleşik hayata geçen grupların sürekli Yörük olarak
zikredilmeleri dikkat çekicidir. Yerleşik hayata geçtikleri açıkça kaydedilen cemaatler için dahi bu husus söz
konusuydu. Mesela, Geyikler kazasında bulunan Boz Samed cemaati yerleşik hayata geçmiş ve cemaat üyeleri toprak
tasarruf etmeye başlamış olmasına rağmen, hala Yörük olarak yazılmaya devam edilmişti (TD 45: 401; TD 49: 948;
TD 48: 217b). Gelirleri has olarak tasarruf edilen cemaatlerin yerleşik hayata geçmelerine rağmen, Yörük
olduklarının vurgulanmasının altında yatan sebep has gelirlerinin azalmamasıydı (Gülten, 2008: 29). Fakat, müstakil
grupların yerleşik hayata geçmelerine rağmen, Yörük olduklarının vurgulanması onların geçmişlerine dair yapılan bir
174
XVI. Yüzyılda Kütahya Sancağı’nda Yörükler
Yard. Doç. Dr Sadullah Gülten
.
atıftan ibaret olmalıdır. Ayrıca, bu durumu Osmanlı Devleti’nin toplum düzenini korumaya yönelik anlayışının bir
ürünü olarak da yorumlamak mümkündür (Genç, 2000: 48-49).
Yerleşik hayata geçen Yörüklerin yeni köyler teşkil etmek yerine hali hazırda bulunan köylere yerleştikleri
anlaşılmaktadır. Bu itibarla, Yörükler reaya ile birlikte aynı köyleri paylaşmışlardı. Bundan dolayı, özellikle 1530
tarihli tahrirde, köylerde yaşayan Yörüklerin nüfusları bazen ayrıca verilmemiş, reaya ile birlikte kaydedilmişti. Keza,
bu durum vergileri için de söz konusuydu. Nüfusun ve vergilerin ayrı ayrı verilmemesinin sebebi her iki hayat tarzı
arasında belirgin bir farkın olmamasından ileri gelmiş olmalıdır. Her iki grup da ekonomik faaliyet olarak hem
ziraatla hem de hayvancılıkla meşgul olmuşlardı. Köy arazisi içinde bulunan yaylaklara her iki grup da koyunlarını
çıkartmakta, yine köy arazisi her iki grup tarafında da tasarruf edilmekteydi. “Resm-i zemin-i Yörükan” başlığı altında
kaydedilen vergiler Yörüklerin de köy arazisi içinde ziraatla uğraştıklarını göstermektedir. Örneğin, Kula kazasının
Manendli köyünde bulunan Yörükler ile Gököyük kazasının Güllü köyündeki Yörükler zemin vergisi ödemişlerdi
(TD 48: 53a ve 86a).
Zirai faaliyetlerde bulunmak sadece yerleşik hayata geçmiş Yörüklere mahsus bir özellik değildi. Konar-göçer
cemaatler arasında da çift, nim çift ve zemin tasarruf eden kişiler vardı. Mesela, Şeyhli kazasına tabi Harhır cemaati
1571 tarihinde resm-i zemin ödemişti (TD 48: 252b). Ayrıca, cemaatin koyunları olmadığı için Şeyhli ovasında
ziraatla uğraştıkları kaydedilmişti (TD 45: 306; TD 49: 888). Yine, Vasallı cemaatine mensup neferler çift, nim çift
ve bennak (TD 45: 305), Kızıl Depe cemaatine mensup neferler çift vergisi ödemişlerdi (TD 45: 319). Uşak
kazasında bulunan Akkeçili cemaati üyeleri buğday, arpa ve bostan ürünleri yetiştirmişlerdi (TD 49: 637). Bu haliyle,
yerleşik ve konar-göçer hayatın iç içe geçmiş olduğu ifade edilebilir. Özellikle, aynı grupların farklı tahrirlerde karye
ve cemaat olarak kaydedilmiş olması bu tespitimizi kuvvetlendirmektedir. Örneğin, Kayı taifesine tabi İğdeli, Kulaş,
Karaca Kaya, Karacalu, Güricen (Gürcen), Kürekçiler ilk tahrirlerinde karye olarak kaydedilmişken, son tahrirde
İğdeli, Kulaş, Karaca Kaya, Karacalu, Gürcen ve Kürekçi cemaat olarak karşımıza çıkmaktadır (TD 49: 123-135; TD
438: 49-50; TD 47: 324b-330b). Yine, Gediz kazasında bulunan Yumrutaş ilk tahrirde cemaat, sonraki tahrirde ise
karye olarak kaydedilmişti (TD 45: 92; TD 47: 287b). Cemaatlerin farklı tahrirlerde bu şekilde kaydedilmiş olması
onların kendi isimleriyle köyler teşkil ettikleri, fakat zamanla köylerini terk ederek konar-göçer hayata döndükleri
şeklinde izah edilebilir. Bu durum sadece Kütahya Yörükleri ile de sınırlı değildi. Bu şekildeki geri dönüşler Menteşe
sancağı Yörükleri ile Karaca Koyunlu Yörüklerinde de görülmekteydi (Gülten, 2008: 112).
TAİFELER VE MÜSTAKİL GRUPLAR
TAİFELER
Kütahya sancağında Kayı, Avşar, Müselleman-ı Toplu, Akkoyunlu, Akkeçili, Çobanlar, Kılcan ve Bozguş taifeleri
bulunmaktaydı. Bahsedilen taifelere tabi cemaatler ile bunların nüfusları ve vergileri şu şekildeydi:
Kayılar
Kütahya sancağında Oğuz boy isimli taife ve cemaatlere rastlanılmaktadır. Bölgede Kayı ve Avşar taifelerinden
başka Alayundlu ve Bayad isimli cemaatler de görülmektedir. Kütahya sancağından başka Menteşe sancağında da
Kayı isimli bir taife bulunmaktaydı (TD 61: 24; TD 110: 29a). Kayıların daha çok Batı Anadolu’da Yörükler arasında
temsil olunmaları onların Anadolu’nun ilk fetihlerinden itibaren Anadolu’ya geldiklerini ve bölgenin iskanında
önemli bir rol oynadıklarını göstermektedir (Gündüz, 2009: 33). Kayı taifesi genel olarak Lazıkıyye kazasının Aydos,
Kaşı Yenice ve Alaşehir nahiyelerine dağılmıştı. Taifenin bazı kolları ise Kula, Şeyhli ve Uşak kazalarındaydı. Kayı
taifesinin önemli bir kısmı yerleşik hayata geçmişti. Fakat, Kayıların sakin oldukları köylerin zamanla farklılaştıkları
görülmektedir. Mesela, Sırt Sarayı, Çakırlar, Mansurlu, Leşkeri, Aydos, Manendli, Ortakçı, Manaz, Köprücük, Çuka,
Emirli, Gögezler, Yazırlı, İlyalar gibi pek çok karye tahrirlerde sadece bir kez geçmektedir. Bu durum bahsedilen
karyelerde bulunan Kayı nüfusunun azlığı ile bağlantılı olmalıdır. Nitekim, Çakırlar, Çuka, Hayreddinli, Leşkeri,
Manaz, Ortakçı, Sığırtmaçlı, Yazır gibi köylerde Kayı nüfusu oldukça azdı. Zamanla burada yaşayan Yörüklerin
ortadan kalkması sonucunda Kayılardan söz edilmemiş olabilir. Zira, Hamid sancağının Balçıklar karyesinde yaşayan
1 neferin ölmesi üzerine burada Yörük nüfusunun kalmadığı belirtilmişti (TD 994: 245). Taife içinde Köpek (?),
Bahar, Boz Kaya, Temlili, Toğullu, Girmir, Göller, Kürekçi, Sir Kaya, Şeyh Davudlu, İğdeli, İshaklar, Hacı İvazlar,
Gürcen (Güricen), Kulaş, Karacalı, Karaca Kaya ile Alaşehir, Uşak ve Kula kazalarında perakende olarak kaydedilen
175
XVI. Yüzyılda Kütahya Sancağı’nda Yörükler
Yard. Doç. Dr Sadullah Gülten
.
cemaatler bulunmaktaydı. Taifenin nüfusu 1520 tarihinde 994, 1530 tarihinde 1342 ve 1571 tarihinde 1030 neferdi.
Nüfustaki bu değişmenin sebebi cemaatlerin tahrirlere göre farklılaşmasından ileri gelmekteydi. Cemaatlerin 1530 ve
1571 tarihlerinde toplam geliri ise 42.000 akçeydi (TD 49: 123-135; TD 438: 49-50; TD 47: 324b-330b).
Cemaat Adı
Köpek
Bahar
Boz Kaya
Temlili
Toğullu
Girmir
Kayı
Göller
Kayı
Kürekçi
Sir Kaya
Şeyh Davuldu
-
Sakin olduğu yer
Karaca Kaya
Sendellü (ve Sufi Ramazanlı)
Sırt Sarayı
Çakırlar
Mansurlu
Leşkeri
Aydos
Manendli
Ortakçı
Manaz
Şeyhler
Köprücük
Kara Yakub
Sarı Mihmadlı
Kavalaş/ Kulaş
Çuka
Kürekçi
Emirli
Baharlar
Beşirli
Yanıklar
Güney
Azizler
Gögezler
İğdeli
Yazır
Şeyhli kadılığında mütemekkinlerdir.
Kara Kaya
İlyalar
Kelef (Alanı)
Karacalı
Güricen
Müstecablı
176
1520
23
5
18
2
7
3
18
4
1
19
17
41
132
18
6
61
22
24
20
25
51
24
32
6
2
60
31
10
14
9
14
6
60
73
-
1530
7
19
58
189
29
27
83
9
52
51
61
1571
160
17
78
55
-
37
-
11
67
46
81
3
22
29
24
78
26
6
-
XVI. Yüzyılda Kütahya Sancağı’nda Yörükler
Yard. Doç. Dr Sadullah Gülten
.
Kayı elmüteferrik
Yörükan
Yörükan
Yörükan
Perakende-i
Kayı
Hacı İvazlar
İğdeli
İshaklar
Gürcen
Kulaş
Karacalı
Karaca Kaya
Perakende-i
Alaşehir
Perakende-i
Kayı
Perakende-i
Kayı
Toplam
Güllü
Bahadırlı ve Gökçe Taş
Hayreddinli
Gümar (Yörükan-ı Perakende. Liva-i
Aydın)
Köseler
-
-
15
15
6
11
6
-
-
9
39
-
Sarılar
Şeyhli
Uşak nahiyesi
Kula kazası
Karye-i Yörükan-ı Uşak
Kara Yunak
Sığırtmaçlı
Alaşehir
-
54
40
17
28
20
32
6
12
91
-
Karaca Ömer
Şeyhli kazası
-
99
-
130
-
20
96
22
53
20
19
4
83
12
Kara Boyalık
-
-
-
123
29
-
-
-
24
Turali
994
40
1342
8
1030
Avşarlar
Avşar taifesi ise Kayı taifesine nazaran oldukça küçüktü. Yörükler arasında Avşar isimli başka bir cemaate ise Aydın
Yörükleri arasında rastlanılmaktaydı (TD 166: 470). Uşak kazasında II. Bayezid dönemine ait tahrir ile 1520 tarihli
tahrirde rastlanan Avşarlar henüz bir taife olarak kaydedilmemişti. İlk olarak 1530 tarihinde tespit edilen taife 4
cemaatten ibaretti. Taifeyi oluşturan cemaatler Avşar, Musacalar, Öksüzler ve Hoca Fakih isimlerini taşımaktaydı.
Cemaatlerin tamamı konar-göçer hayata devam etmekte olup, taifenin nüfusu 1530 tarihinde 269, 1571 tarihinde 278
neferdi. Taifenin geliri ise 1530 tarihinde 6892, 1571 tarihinde 6800 akçeydi (TD 438: 65; TD 48: 326a-327a).
Cemaat
Avşar
Musacalar
Öküzler
Hoca Fakih
Toplam
1530
85
57
63
64
269
1571
66
56
102
54
278
177
XVI. Yüzyılda Kütahya Sancağı’nda Yörükler
Yard. Doç. Dr Sadullah Gülten
.
Müselleman-ı Toplu
Bu taifenin top çekmek, yol açmak, zahire nakletmek türünden görevleri yerine getiren müsellemlerle (Sertoğlu,
1986: 234), ilgili olup olmadığına dair tahrir defterlerinde herhangi bir bilgiye tesadüf edilmemiştir. Bununla birlikte,
isimlerinden hareketle taifenin müsellem grupları arasında bulunması kuvvetle muhtemeldir. Keza, Manisa
sancağında Ellici adıyla bilinen pek çok Yörük cemaati bu tür hizmetleri yerine getirmekle mükellefti (TD 125: 70b153a). Yukarıda da belirtildiği üzere, adı geçen taife sadece son tahrirde karşımıza çıkmaktadır. Bundan dolayı,
taifenin 1530 tarihinden sonra bölgede bulunan cemaatlerin bir araya getirilmesi sonucunda devlet müdahalesiyle
oluşturulduğu söylenebilir. Özellikle, taifeyi oluşturan cemaatlerden pek çoğunun diğer taifeler arasında bulunması
bu iddiayı kuvvetlendirmektedir. Müselleman-ı Toplu taifesine tabi cemaatlerin tamamı konar-göçer olarak
kaydedilmişti. 1571 tarihi itibariyle taifenin nüfusu 1338 nefer olup, hasılı ise 40.000 akçeydi (TD 47: 368b-376a).
Cemaat Adı
Öksüzler
Lekdere
Darıcı
Karalar
Satılmış
Kara Çöplü
Kara Kasım
Köseler
Seydi Obası
Eyvili
Mamıtlar
İsrailler (?)
Amedler
Denizli
Perakende-i Müselman-ı Toplu
Yahyalı
Sirmedler (?)
Gökçeler
Gök Musa
Bektaşlar
Sarı Ömer
Çomar
Kara Bahşi
Kobaş
Erneli
Ekçiler
Yenice Bayram Beyler
Toplam
1571
121
102
22
53
20
51
38
41
25
62
9
50
9
7
14
82
10
3
56
6
28
76
145
176
30
13
89
1338
Akkoyunlu
Konar-göçerler arasında Akkoyunlu ismini taşıyan pek çok cemaat bulunmaktaydı. Muhtemelen, bu isim onlara
besledikleri koyunların renginden dolayı verilmişti (Halaçoğlu, 2003: 103; Çay, 1990). Akkoyunlu isimli cemaatlere
Karahisar-ı Sahip, Aydın ve Sultanönü sancaklarında da rastlanılmaktadır (TD 147: 387-391; TD 8: 613; TD 145:
41a). Akkoyunlu taifesini oluşturan cemaatler genel itibariyle aynı kalmış olup, tamamı konar-göçer hayata devam
etmiştir. Taifenin nüfusu 1520 tarihinde 1425, 1530 tarihinde 1597 ve 1571 tarihinde 1760 neferdir. Nüfusun son
tahrirde artmış olmasında taifeye Ali Fakih, Öksüzler ve Alayundlu cemaatlerinin dahil edilmesi etkili olmuştur.
178
XVI. Yüzyılda Kütahya Sancağı’nda Yörükler
Yard. Doç. Dr Sadullah Gülten
.
Taifenin geliri ise 1520 tarihinde 61.000, 1530 ve 1571 tarihlerinde 68.000 akçeydi (TD 49: 36-49; TD 438: 64; TD
47: 314a-323b).
Cemaat Adı
Veled-i Gökez
Zinetler
Bey Timurlu
Selmanlu
Sarı Danişmendli
Elsizler
Şeyh Çalabvermiş
Hızır Fakih
Kesmikler
Güzeller
Sülekler
Ahmedli (TD 47'de Devlethan cemaatiyle kaydedilmiş
olmasına rağmen, nüfusları belirtilmiştir.)
Durud Alisi
Turgud Fakih
Deli Musalı
Çalabvermiş
Veled-i Devlethan
Sevinçler
İlyaslı
Ali Fakih
Öksüzler
Perakende-i Alayundlu
Toplam
1520
41
76
87
26
37
148
89
84
139
30
48
37
1530
45
65
107
27
41
188
86
91
172
38
49
43
1571
91
83
120
40
49
57
89
78
287
43
58
91
50
26
165
58
51
116
117
1425
44
27
165
64
55
173
117
1597
58
20
185
55
29
21
50
42
201
13
1760
Akkeçili
Akkoyunlu ismi gibi Akkeçili ismi de, muhtemelen onların besledikleri keçilerin renginden dolayı kullanılmıştı
(Halaçoğlu, 2003: 103; Çay, 1990). Akkeçili isimli cemaatler Aydın sancağında bulunan Yenişehir Yörükleri
arasında da tespit olunmaktadır (TD 148: 662-663; TD 144: 30b-312a). Taifeyi oluşturan cemaatler tahrirlerde
farklılık göstermektedir. Özellikle, 1571 tarihinde pek çok cemaat Akkeçili taifesine dahil edilmişti. Akkeçililer de
konar-göçer hayata devam etmekte olup, yerleşik hayata geçen cemaat yoktu. Akkeçili cemaatleri içerisinde bulunan
Yapağılar, Esedullah Baba’nın yakınlarıydı. Bahsedilen kişinin “Baba” olarak zikredilmesinden hareketle onun
bölgenin İslamlaştırılmasında rol oynayan bir derviş olduğu söylenebilir (Barkan, 1942). Taifenin nüfusu 1530
tarihinde 2951 ve 1571 tarihinde 2923 neferdi. Taifenin geliri ise 1530 tarihinde 22.000, 1571 tarihinde 61.711
akçeydi (TD 438: 22-23; TD 47: 392b-408a). 1573 tarihli bir belgeye göre, Akkeçili cemaatlerine mensup bazı kişiler
Banaz nahiyesinde bir hamamı basmışlardı. Bunların yakalanarak Kıbrıs’a sürülmesi emredilmişti (MD 19: 169/353).
Cemaat Adı
Ağaççıyan
1530
213
1571
296
Arablar
117
88
Açıklama
TD 47'de 22 nefer Tetimme-i Ağaççıyan
olarak kaydedilmiştir.
-
179
XVI. Yüzyılda Kütahya Sancağı’nda Yörükler
Yard. Doç. Dr Sadullah Gülten
.
Irılganlı
Eslemez
Yoğurtçular
Çoğa
Çöpler
Kaya Beyli
Hayırban (?)
Köleler
Kör Sinan
Çivril
Kiçi Hızır
Mihmad
Darı Yemez
Gök Sevindik
Dua Timur
Divane Hoca
Divane Timur
Sarı Hacılar
Badırğa
Sağırlar
Danişmend Oğlanları
Kumarı
Kendirekçiler
Dere Viran
Hallaç Timur
Karaca Ömer
Ayucalar
İstemiler
Bargir
Perakende-i Kaza-i Uşak
İlçi
Yapağılar
65
59
222
75
133
220
75
71
35
60
40
39
64
67
37
48
46
40
46
40
17
72
128
78
42
24
183
43
68
16
38
35
101
50
215
74
57
22
66
82
52
78
44
57
26
34
80
68
97
34
41
67
25
25
24
Mürsellü
Sığırcılar
Yapağılar
28
30
67
98
Kapak
142
-
Karacalı
Pazarganlı
Perakende-i Ak Keçili
Yarşehir
Kutlu Beyli
Gencü Hızır
47
81
-
183
49
79
106
33
TD 47'de Tetimme-i Yapağılar olarak
kaydedilmiştir.
Esedullah Baba’nın taallukatıdır deyi
kaydolunmuş.
Çelebi defterinde hariç kalıp amma Mevlana
Sarı Seydi defterinde Yörükan-ı Manavgat
deyi kaydolmuş. Şimdiki halde Cemaati
Akkeçili ile hass-ı padişahiye zapt olur imiş.
180
XVI. Yüzyılda Kütahya Sancağı’nda Yörükler
Yard. Doç. Dr Sadullah Gülten
.
Gök Güvendik
Çarman
Güneli
Koz Viran
Sak
Köseler
Sarı İvazlı
Karasiler
Dimal
Toplam
2951
80
16
79
14
256
47
63
5
12
2923
-
Çobanlar
Kütahya sancağında bulunan bir diğer taife ise Çobanlar’dı. Çobanlar isimli cemaatlere Saruhan ve Menteşe
sancaklarında da rastlanılmaktadır (TD 165: 567, 701; TD 61: 111). Ayrıca, Karaca Koyunlu Yörükleri arasında
Çobansalar isimli bir cemaat mevcuttu (Gülten, 2009: 203). Çobanlar 1520 tarihinde iki cemaat olarak görülmektedir.
Tahrir defterlerinde Kaşı Yenice nahiyesine tabi cemaatlerden birinin Saruhan sancağında bulunduğu belirtilmişti.
Diğer cemaat ise Alaşehir’de sakindi. Kayı ve Çobanların aynı bölgede bulunmaları dikkat çekici bulunmuştur.
Emecen’e göre (2001: 181) Kayı ve Çobanların aynı bölgede bulunmaları Kayı boyundan geldiği kabul edilen
Osmanlı beyliğinin kuruluşunda onların Çobanoğulları’na bağlı olarak uç bölgelerde faaliyet göstermiş oldukları
iddiasının tarihi bir delildir. Bu açıklamadan hareketle, Çobanlar isimli cemaatlerle Çobanoğulları arasında bağlantı
kurulmasını sağlayacak her hangi bir belge olmamakla birlikte, Çobanlar isimli cemaatlerin Çobanoğulları’nın
bakiyeleri olması ihtimal dahilindedir. Taifenin nüfusu 1520 tarihinde 225, 1530 tarihinde 418 ve 1571 tarihinde 452
neferdi. 1520 tarihinde nüfusun az olmasının sebebi taifenin henüz teşkil edilmemiş olmasıdır. Taifenin hasılı ise
1530 tarihinde 8.350, 1571 tarihinde 16.000 akçeydi. (TD 49: 766,767; TD 438: 53; TD 47: 154b-156b).
Cemaat Adı
Çobanlar
Çobanlar
Aslancıklar
Eymirler
İri bıyıklı
Yol Beyli
Umurlu
Davudlar
Toplam
Nam Diğeri
Çobanlar
ve
Akbayır
-
Açıklama
Alaşehir'de sakinlerdir.
1520
161
1530
14
1571
9
Liva-i Saruhan'da olur.
-
64
225
67
96
57
32
66
40
46
418
76
109
51
25
80
61
41
452
Kılcan
Kütahya sancağında bir diğer önemli Yörük taifesi Kılcan’dı. Yörükler arasında Kılcan isimli cemaatlere Hamid ve
Teke sancaklarında da rastlanılmaktadır. Ayrıca Uşak kazasında Kılcan isimli bir köy mevcuttu (TD 30: 55; TD 50:
50b; TD 45: 227). Bahsedilen köyün Kılcan cemaatleri tarafından kurulmuş olması kuvvetle muhtemeldir (Özdeğer,
2001: 332). Taifenin nüfusu 1520 tarihinde 1978, 1530 tarihinde 1874 ve 1571 tarihinde 2245 neferdir. 1571
tarihinde taifenin nüfusunun artmasında ilk tahrirde yer almayan pek çok cemaatin zamanla taifeye dahil edilmesi
yatmaktadır. Bu durum cemaatlerin tahrir sırasında tespit edilememesi veya taifeye sonradan dahil edilmeleriyle ilgili
olmalıdır. Hüseyin Beyli, Ak Çamaş, Avunduklar, Küçük Çakırlar cemaatlerine tabi grupların görülmesi ise nüfus
artışı nedeniyle cemaatlerin parçalandıkları şeklinde izah edilebilir. Taifenin hasılı 1530 ve 1571 tarihlerinde 125.000
akçeydi (TD 49: 100-121; TD 438: 19-20; TD 47: 377b-391b)
181
XVI. Yüzyılda Kütahya Sancağı’nda Yörükler
Yard. Doç. Dr Sadullah Gülten
.
Cemaat Adı
Çakırlar
1520
314
1530
-
1571
-
Kaya Bayadlar
Yörük Özü
Ürkürden
Saka(r)lar ma'a
Mürselli
Buğday
Kaya Beyli
Kebeler
Kara Koçlar
Kotaklar
Poladlı
Kobaş
Çamaş
Kara Çamaş
Hüseyin Beyli
Kara Hızırlı ma'a
Kısacıklar
17
16
102
82
24
83
30
120
-
45
37
25
30
16
47
45
144
73
122
25
91
15
44
38
22
62
140
64
140
25
17
17
82
117
55
37
40
62
95
83
49
58
41
56
Kara Hızırlı cemaati TD 49’da müstakil
olarak kaydedilmişken, TD 438 ve TD
47’de Kısacıklar cemaatiyle birlikte kay
dedilmiştir.
-
58
27
27
-
22
16
41
23
32
9
28
40
49
25
23
31
-
12
38
31
25
12
82
110
19
-
18
15
82
98
186
101
67
24
29
79
25
131
196
131
Perakende-i Osmanili
Perakende-i Osmanili
Perakende-i Osmanili
-
Kısacıklar
Kı(r)zıl Umur
Çakırlar
Dündarlı
Arıklar ma'a Sarı
Nuri
Karacalar ma'a
Kayalar
Dolaklı
Bektaşlar
Avunduklu
Evhadlar ma'a
Hallaç Timur
Mürselli
Tatar
Kemanine
Sarı Ömer
Ağsak Nasuhlar
Şehidli
Çomar
Kara Bahşiler
Ak Çamaş
Küçük Çakır
Büyük Çakır
Açıklama
TD 49’da iki tane Çakırlar cemaati
var. Bunlar sonraki defterlerde
Küçük ve Büyük Çakırlar olarak
karşımıza çıkmaktadır.
-
182
XVI. Yüzyılda Kütahya Sancağı’nda Yörükler
Yard. Doç. Dr Sadullah Gülten
.
Hayran
Koca Beyli
Boz Turgud
Ağsaklar
Solaklar
Soranlar
Mezidli
Samurlar
Gök Musa elmeşhur Babasalar/
Turaklar
Kapanlı
Halil
Ali Fakih
Köse Nasuh
Hacı Behşayiş
Budaklar
Müteferrika
Hacı Yakub
Kaşıncı ma'a
Nuriler
Sağırlar
Köseler
Beyler
Sarı Mühim
Otaklar (?)
Kara Kamış/ Seydi
Obası
Sarı Osman
Gedikli
Yunuslar
Korucular
Hoca Beyli
Eymekler
Yancıklı (?)
Rum Beyi
Çomar ma'a Eğri
Musa
Toplam
16
-
89
11
28
16
16
14
28
59
32
144
25
8
19
31
Büyük Çakır’a tabi.
-
16
19
31
42
31
21
19
5
20
-
15
29
74
-
-
-
51
37
37
38
15
24
Hüseyin Beyli’ye tabi.
Ak Çamaş’a tabi
Ak Çamaş’a tabi.
-
-
-
9
16
31
18
17
30
24
83
Avunduklar’a tabi.
Küçük Çakır’a tabi.
-
1978
1874
2245
Bozguş
Son olarak, Bozguş taifesine değinilecek olunursa, konar-göçerler arasında bu isimle başka bir grup tespit
edilememiştir (Halaçoğlu, 2009: 389). Bu durumda, Bozguş isminin Germiyanlı toplulukları içinde Selçuklu Sultanı
Mesud’a karşı savaşan Bozguş Bahadır ile bağlantılı olması kuvvetle muhtemeldir (Emecen, 2001: 181). Bozguş
taifesinin içinde Osmanili perakendeleri de mevcut olup, taife en fazla cemaate 1571 tarihinde ulaşmıştır. Dolayısıyla,
taifenin nüfusu 6506 nefer nüfusla 1571 tarihinde en yüksek seviyesindedir. Cemaatler arasında Cabuğa gibi Moğolca
isim taşıyan cemaatler de vardı. Ancak, bu cemaatlerin Moğol kökenli mi yoksa Anadolu’da İlhanlı hakimiyeti
183
XVI. Yüzyılda Kütahya Sancağı’nda Yörükler
Yard. Doç. Dr Sadullah Gülten
.
döneminde vergilerini Moğol beylerine ödedikleri için mi bu isimleri taşıdıkları tespit edilememiştir (Gündüz, 2005:
22). Taifenin hasılıysa her üç tahrirde de 300.000 akçe gibi oldukça yüksek bir meblağ idi (TD 49: 51-99; TD 438:
18-19; TD 47: 331b-363b).
Cemaat Adı
Oğlakçı
Saruca
Haymane-i Dilki
Ali
Aslanlar
Kazdaklar
Aykarlar (?)
Boyarlar
Öksüzler
Arpalı
Cabuğalar
Ölçekçiler
Şervinler
Hamza Fakih
1520
273
278
201
1530
291
268
274
1571
630
378
521
431
204
114
114
122
191
271
35
109
32
547
132
91
196
41
98
-
77
118
51
88
128
-
Hacı Tur Bey/
Sarılar
Bağnak
Poladlı
Malüller (?)
Kanmaklar (?)
Bayralar
Bağırsa (?)
Hacı Hızır
Kayralar (?)
Badırğa
37
31
47
388
63
161
321
57
78
66
23
189
467
63
124
97
271
74
131
24
22
Ömer Beyli
Kızılca Musa
Çullu
Göl Beşir
Başı Büyük
Çanakçı
Şeyh Kulağuz
Kara Güvendik
Gönç
Kara Başmakçılar
Güzeller
Musa Hacılar
Dolmuşlar
Karasiler
Doğancılar
125
132
193
91
102
120
116
49
44
21
24
34
40
157
133
230
112
80
160
46
64
53
38
63
25
-
255
98
454
77
84
123
35
51
61
42
25
-
Açıklama
TD 47'de cemaatin ismi Haymane-i Dilki
Uluç şeklindedir.
Ecilden vakf olagelmişlerdir. Ol-vakit
raiyyet hükm olundu deyi mesturdur.
Osmanili
Cabuğa’ya tabi.
An-muhafaza-i köprü altı kemer. DerKarahisar-ı Sahip
Osmanili
-
184
XVI. Yüzyılda Kütahya Sancağı’nda Yörükler
Yard. Doç. Dr Sadullah Gülten
.
Tonular (?)
Gözü Büyük
Şeyh Ahmedli
Doğancılar
Ballıca
Perakende-i
Osmanili
Perakende-i
Osmanili
Tal Beyi/ Taz Beyi
(?)
6
4
13
8
55
22
145
-
7
53
-
Osmanili
Perakende-i Osmanili
Perakende-i Osmanili
-
29
-
-
Şervinler’e tabi.
14
0
-
Dolmuşlar
Kara Saylad
Paşalı Beyli
Mürselli
Çoğa
Sakal
Elsizler
Sayad (?)
Kazıkçılar
Yörükan
Manal
Hazma Fakih
Oğlanları
Karagöz Sevindik
Moğan
87
-
36
187
64
312
82
149
20
264
21
187
38
14
126
40
389
73
295
32
TD 438'de cemaatin nüfusu kaydedilmemişt
ir. Ayrıca, cemaat her iki defterde
de taifeden farklı yerlerde kayıtlıdır.
Der- karye-i Kara Yakublu.
-
-
53
211
350
Uzuncalar
Cengiz
Kıncılar
Kara Aliler
…
-
19
19
11
-
40
28
8
15
198
Berkaya
Kara Danişmendli
Ögüncüler
Tokmaklı
Hüseyinler
Kara Başmakçılar
Dolmuşlar
Esadlar
Başı Sonlu
Koruklar
Badınca
Bakayık (?)
44
34
-
64
63
-
115
20
42
26
12
31
42
67
416
7
25
334
Osmanili
TD 47 numaralı defterde cemaatin adı
Moğuk şeklinde de okunabilmektedir.
Osmanili
Osmanili
Osmanili
Kara Güvendik’e tabi.
Baş tarafı eksik. Bu yüzden cemaatin ismi
tespit edilemedi.
-
185
XVI. Yüzyılda Kütahya Sancağı’nda Yörükler
Yard. Doç. Dr Sadullah Gülten
.
Torumlar
Kara Güvendik
Kıncılar
Toplam
5143
6119
40
67
6506
Osmanili
-
MÜSTAKİL GRUPLAR
Kütahya sancağında taifelere tabi cemaatlerden başka her hangi bir taifeye tabi olmayan pek çok Yörük grubu
bulunmaktaydı. Bunlar yaşadıkları kazalar göz önünde bulundurularak tablolar halinde aşağıda gösterilmiştir.
Kütahya Kazası
Kütahya kazasında Akkeçili, Kılcan, Bozguş ve Müselleman-ı Toplu taifelerinden başka bir miktar Yörük nüfusu
daha yaşamaktaydı. Bunlar kazanın çeşitli nahiyelerine dağılmışlardı. Ak Çamaş ve Yalak cemaatleri dışındakiler
yerleşik hayata geçmişti. Gökçe Öyük ve Salur 1520 tarihinde cemaat olarak kaydedilmişken, sonraki tahrirlerde
karye olarak kaydedilmişti. Bu bağlamda, cemaatin zamanla yerleşik hayata geçtiği söylenebilir.
Nahiye
Altıntaş
Aslanapa
Aslanapa
Yalak
Yalak
Yalak
Aslanapa
Altıntaş
Sazanos
Kavak
Kavak
Kavak
Toplam
Cemaat Adı
Gökçe Öyük ve
Salur
Yalak
Güdeler
Ak Çamaş
-
Sakin olduğu yer
-
1520
52
1530
-
1571
-
Ala İnek
Salur ve Gökçe Öyük
Çal
Kızılca Viran
Toruz
Çukur Viran
Ebiye
Şeyhler
Kiçi Kavak/ Bahçecik
Kuz
Sorgun
52
14
51
11
31
?∗
20
42
20
189
11
60
23
21
6
26
9
8
67
5
21
257
Uşak Kazası
Uşak kazasında Akkoyunlu ve Avşar taifelerinden başka Sivaslı, Akkeçili, Bağırsa, Alayundlu cemaatleri de
bulunmaktaydı. Ayrıca, 1571 tarihli tahrirde Avşar taifesine tabi olan Avşar cemaatinden başka Tetimme-i Avşar
isimli bir cemaat bulunmaktaydı. Bu grup, muhtemelen ana gruptan kopmuş bir parçaydı (TD 438: 65-69; TD 48:
327b-384a).
∗
TD 438 numaralı defterde köylerde sakin olan Yörüklerin nüfusları reaya ile birlikte kaydedilmiştir. Bu yüzden,
Yörük nüfusunun tespit edilemediği yerlere (?) işareti konulmuştur.
186
XVI. Yüzyılda Kütahya Sancağı’nda Yörükler
Yard. Doç. Dr Sadullah Gülten
.
Cemaat
Avşar
Sivaslı
Ak Keçili
Ak Keçili
Bağırsa
Alayundlu
(Okunamadı) tabii Alayundlu
Tetimme-i Avşar
Toplam
Sakin olduğu yer
Kara Ağaç
Kedi Öyüğü
Ak Kilise
Göçer
Kuyucak
Kuru Kara Ağaç
Mesud Eğini
Ortalı
Çorum Pınarı
Kızılca Şehir
-
II. Bayezid
148
54
11
12
69
164
-
1520
209
68
25
16
70
-
1530
23
48
12
86
50
56
25
26
27
52
27
59
13
10
164
36
1571
86
77
11
39
52
36
12
46
54
18
169
-
Ürütlü (?)
-
458
388
714
35
65
700
Lazıkıyye Kazası
Lazıkıyye kazasında Kayı ve Çobanlar taifelerine tabi cemaatlerden başka Aydos, Akıncı ve Seyyid Ebu’l-Vefa isimli
cemaatler de yaşamaktaydı. Bunlar arasında özellikle Seyyid Ebu’l-Vefa cemaati dikkat çekicidir. Bahsedilen cemaat
Seyyid Velayet bin Seyyid Ahmed bin Seyyid el-Vefa’ya bağlıydı. Osmanlı Devleti’nin kuruluşu sırasında önemli bir
rol oynayan Şeyh Edebalı’nın da Vefai şeyhi olduğu bilinmektedir (Ocak, 2000: 170). Bu isimle anılan bir cemaatin
Kayılarla aynı coğrafi bölgede olması geçmişte bir arada yaşamalarının bir tezahürü olmalıdır (Şahin, 2006: 64; TD
438: 49-53; TD 47: 324b-330b; TD 48: 154b-167b).
Cemaat Adı
Aydos
Akıncı
Seyyid Ebu'l-Vefa
Toplam
Sakin olduğu yer
1520
277
159
215
37
15
703
Göynük
Kara Ayd
Güllü
Donuz Pınarı
187
1530
426
173
204
78
?
115
46
1042
1571
462
137
248
39
12
120
1018
XVI. Yüzyılda Kütahya Sancağı’nda Yörükler
Yard. Doç. Dr Sadullah Gülten
.
Kula Kazası
Kula kazası Kütahya, Uşak ve Lazıkıyye kazalarından sonra en fazla Yörük nüfusunu barındırmaktaydı. Köpekli,
Deli Kara, Divane Kara, Çevik ve Bin (?) cemaatleri haricindekiler yerleşik hayata geçmişlerdi. 1530 tarihli defterde
yerleşik Yörüklerin pek çoğunun nüfusuna ulaşılamamaktadır. Bundan dolayı, 1530 tarihi itibariyle 1473 nefer olarak
tespit edilen nüfus miktarı daha fazla olmalıdır (TD 438: 87-91; TD 48: 32b-80a).
Cemaat Adı
Köpekli (?)
Deli Kara
Divane Kara
Çevik
Sakin olduğu yer
Kavacık
Manendli
Eymir Han
Gök Bayır
Gökçe Pınarı
Çavuş
Burgazi
Fındıcak
Kara Fatma
Yer Depecik
Kurucak
Ala Viran
Kara Öz
Köseler
İslüce
Seki Özü
Kara Keçili
… Kıran
Bey
Eşme
Sapaca Kavağı
Saraycık
İğde
Niyyet Oğlu
Şeyh Yemliha
Mercan
Karaca Viran
İncek ve Boyancık
Yağmur Darı
Böğürtlencik
Sarı Yar
Akçe
Kıraç Viran
Bin (?)
Güney Viran
Toplam
II. Bayezid
187
239
426
188
1520
155
335
490
1530
324
64
352
21
?
?
?
69
?
?
?
?
?
?
231
6
?
8
43
?
?
?
?
?
15
?
23
?
?
?
45
?
206
?
1473
1571
308
40
137
7
7
23
50
45
25
5
13
4
6
3
218
6
6
10
21
81
23
4
22
4
14
36
13
36
18
7
11
166
88
1457
XVI. Yüzyılda Kütahya Sancağı’nda Yörükler
Yard. Doç. Dr Sadullah Gülten
.
Geyikler Kazası
Geyikler kazasında bulunan cemaatlerin tamamına yakını konar-göçer hayata devam etmişlerdi. Bunlar arasında Boz
Samed cemaati aynı isimle bir köy teşkil etmesine rağmen, yine Yörük olarak zikredilmekteydi. Tuzcuyan isimli
Yörük grubu ise muhtemelen develeriyle tuz taşımacılığı yaptığı için bu ismi almıştı. Keza, XVI. yüzyıl itibariyle,
Batı Anadolu Yörükleri arasında tuz taşımacılığı yapan cemaatlere sıkça rastlanılmaktaydı (Gülten, 2008: 58; TD
438: 93; TD 48: 194b-230a).
Cemaat Adı
Homa
Bayad
Harhır
(Okunamadı)
Engerek
Köpek Oğlanları ve Beyli Oğlu
Karaca Şeyhli
Gözsüzler
Geyikler
Boz Samed
Kelef
Has/Başmakçı tabi-i Geyikler
Yakub Ece tabi-i Geyikler
Malar
Turhan
Yatıplı
Tuzcuyan
Toplam
II. Bayezid
13
53
29
25
34
24
103
43
172
25
521
1520
21
52
33
60
24
157
35
218
17
55
66
44
29
129
940
1530
17
51
34
34
63
31
179
40
231
23
61
159
48
157
162
1290
1571
55
36
66
60
49
213
26
349
24
90
124
50
42
207
1391
Şeyhli Kazası
Şeyhli kazasında bulunan Yörükler de Geyikler kazasında bulunanlar gibi konar-göçerliğe devam etmekteydi. Vasallı
ve Budak cemaatleri tahrirlerde sadece birer kez geçmişti. Burusa cemaatinin bulundukları yerler Bursa’ya kadar
uzandığı için muhtemelen bu ismi almışlardı (İlhan, 2006: 64; TD 438: 59-62; TD 48: 252b-309a).
Cemaat Adı
Ali Haddad
Çivril
Vasallı
Harhır
Burusa
Kızıl Depe
Kara Polad
Budak
Poladlı
Hoca Fakihli tabi-i Ali Haddad
Toplam
II. Bayezid
162
27
24
102
206
27
12
22
582
189
1520
206
29
142
267
45
19
708
1530
67
32
180
302
64
22
178
845
1571
135
39
224
359
76
22
109
964
XVI. Yüzyılda Kütahya Sancağı’nda Yörükler
Yard. Doç. Dr Sadullah Gülten
.
Selendi Kazası
Selendi kazasında yaşayan Yörüklerden Taşil, Küre ve Bosna cemaatleri konar-göçer hayata devam etmekteyken,
diğerleri yerleşik hayata geçmişlerdi. 1520 tarihinde bunlardan sadece Taşil cemaati tespit edilmişti (TD 438: 17, 8485; TD 48: 13b-28b).
Cemaat Adı
Taşil
Küre
Bosna
Yörükan
Toplam
Sakin olduğu yer
Pirnaz
Konaklı
Dere Viran
Dibek
Kumartaş
Kurtulmuş
Bağas
Çartak
Dere Viran
1520
518
518
1530
606
?
?
?
?
?
?
?
173
779
1571
429
5
7
64
26
87
2
55
149
11
21
856
Gediz Kazası
Gediz kazasında Köseler, Günişe, Yumrutaş ve Hisar Yakası isimli cemaatler konar-göçer hayata devam ederken,
diğer Yörük grupları yerleşik hayata geçmişlerdi. Öte yandan, bahsedilen cemaatler arasında bulunan Yumrutaş
cemaati de kendi ismi ile anılan bir köy kurarak yerleşik hayata geçmişti. Sancağın ilk iki tahririnde köylerde sakin
olan cemaatler hakkında bilgilere ulaşılmazken, 1530 ve 1571 tarihli tahrirlerde önemli bilgiler bulunmaktaydı.
Bununla birlikte, 1530 tarihli defterde köylerde kalan Yörüklerden bazılarının nüfusları tam olarak verilmemiştir (TD
438: 35-39; TD 47: 267a-296a).
190
XVI. Yüzyılda Kütahya Sancağı’nda Yörükler
Yard. Doç. Dr Sadullah Gülten
.
Cemaat Adı
Köseler
Günişe
Yumrutaş
Hisar Yakası
Toplam
Sakin olduğu yer
Viran
Çarık
Yumrutaş
Erdoğmuş
(Okunamadı) ve
Mihdan
Çelikçi
Çukur Viran
Gürleyik
Salih ve Kızıl Üzüm
Ordu
Kuz
Kiçi Kavak
Sorgun
Tecükler
Bey
Kab
II. Bayezid
74
82
28
-
1520
153
160
18
34
-
1530
231
206
50
45
6
47
13
4
1571
166
193
103
18
5
26
26
7
184
365
13
?
?
?
?
?
54
?
2
671
8
17
4
42
6
4
5
25
655
Simav Kazası
Simav kazasında yaşayan Yörüklere son iki tahrirde rastlanılmakta olup, bunların tamamı yerleşik hayata geçmişlerdi
(TD 438: 76-78; TD 47: 236a-255a).
Sakin olduğu yer
Değirmen
Efirli
Gölçekler
İnanşa
Ayağı Büyük
Derem
Turum/ Torum
Özü
Toplam
1530
?
?
?
11
?
15
26
1571
19
52
21
42
16
26
176
Küre Kazası
Küre kazasında yaşayan Yörüklere ilk olarak 1530’dan itibaren rastlanılmakta olup, bunların tamamı yerleşikti. Kaza
merkezine bağlı Cami mahallesinde de Yörüklerin yaşadığı anlaşılmakla birlikte, bunların nüfusu tespit edilememiştir
(TD 438: 83-84; TD 48: 4b-8b).
191
XVI. Yüzyılda Kütahya Sancağı’nda Yörükler
Yard. Doç. Dr Sadullah Gülten
.
Sakin olduğu yer
Cami mahallesi ma’a Yörükan
Yörük
Kırgallı
Kürekçi
Aktaş ve Beyler Han
Bozbük
Toplam
1530
?
14
69
19
?
102
1571
46
19
64
13
142
Eğrigöz, Honaz ve Gököyük kazaları
Bahsedilen kazaların tamamında oldukça az bir Yörük nüfusu yaşamaktaydı. Bunlardan Honaz kazasında bulunan
Beymişli ve Hızır Haddad cemaatleri konar-göçerken, diğerleri yerleşik hayata geçmişlerdi (TD 438: 72-74; TD 47:
179b, 212b)
Kaza
Eğrigöz
Eğrigöz
Eğrigöz
Gököyük
Honaz
Honaz
Honaz
Toplam
Cemaat Adı
Beymişli
Temlili/Alaylı
Hızır Haddad
Sakin olduğu yer
(Okunamadı)
Konuş
Yiğitili
Donuz Pınarı
Belücek
-
1520
161
28
160
349
1530
?
2
36
191
86
207
522
1571
13
27
38
171
249
TAHMİNİ NÜFUSLARI
Yörüklere ait tahrir defterleri incelendiğinde Yörüklerin hane, bennak, mücerred şeklinde tıpkı yerleşik ziraatçı
reayanın yazımında takip edilen usule göre kaydolunduğu görülmektedir. Bu cümleden olarak, bir Yörük vergi
hanesinin kaç kişiden ibaret olduğu ya da en azından tahmini nüfus hesaplamasında nasıl bir yol takip edileceği
önemli bir müşkülat olarak karşımıza çıkmaktadır. Tahmini nüfus hesaplamalarında kullanılmak üzere pek çok
araştırmacı tarafından farklı formüller ileri sürülmüştür. Fakat, nüfus hesaplamalarında hangi formül kullanılırsa
kullanılsın, bulunan bütün rakamların bir tahminden öteye gitmediği ve bunun ortaya çıkan rakamları büyütmekten
başka bir işe yaramadığı malumdur. Bundan dolayı çalışmamızda sadece defterlerde geçen nefer nüfus esas almıştır.
II. Bayezid döneminde düzenlenen tahrir ile 1520, 1520-1530 ve 1530 tarihli tahrirlerin Kütahya Yörükleri’nin
nüfusunu sağlıklı bir şekilde verdikleri söylenemez. Yukarıda belirtildiği gibi, II. Bayezid dönemine ait tahrirde
taifelerin hiç birine ait bilgi yoktur. 1520 tarihli tahrir, yine taifelerin bazılarına ait bilgilerden yoksundur. Ayrıca,
eksik olduğu için bölgedeki Yörüklerin tamamına ait bilgiler mevcut değildir. 1520-1530 tarihleri arasında
düzenlenen defter her şeyden evvel evkaf defteri olduğu için sadece vakıf reayası olan Yörükler kaydedilmiştir. 1530
tarihli icmal defteri köylerde sakin olan Yörüklerin bazılarının nüfuslarını ayrıca vermemektedir. 1571 tarihli defter
hem sancağa tabi bütün kazaları hem de taifelerin tamamını ihtiva etmesi bakımından müstesna bir özelliğe sahiptir.
Ayrıca, bu tarihe ait evkaf defterinin de bulunması bahsedilen tahrirden elde edilen bilgileri tamamlamaktadır. Fakat,
1571 tarihli evkaf defterinin 1520-1530 tarihleri arasında hazırlanmış evkaf defterine nazaran eksik olduğu da ifade
edilmelidir.
Buna göre, II. Bayezid döneminde hazırlanan tahrir defterinde 2013, 1520 tarihli mufassal ve evkaf defterlerinde
7745, 1520-1530 tarihli evkaf defterinde 1462, 1530 tarihli icmal defterinde 25750 ve son olarak 1571 tarihli
mufassal ve evkaf defterlerinde 25317 nefer nüfus tespit edilmiştir. 1571 tarihli mufassal defter göz önünde
bulundurularak yapılan hesaplamaya göre Yörüklerin %53’ü Kütahya, %11’i Uşak, %10’u Lazıkıyye, %6’sı Kula,
192
XVI. Yüzyılda Kütahya Sancağı’nda Yörükler
Yard. Doç. Dr Sadullah Gülten
.
%6’sı Geyikler, %4’ü Şeyhli, %4’ü Selendi, %3’ü Gediz ve %3’ü ise Honaz, Küre, Simav, Eğrigöz ve Gököyük
kazalarında bulunmaktaydı. Kütahya kazası diğer bütün kazalarda bulunan Yörük nüfusunun toplamından daha
fazlasını barındırmaktaydı. Uşak ve Lazıkıyye kazalarında yaşayan Yörüklerin toplamı dahi Kütahya kazasında
yaşayanların yarısına ulaşamamaktaydı.
SONUÇ
Kütahya bölgesi Türklerin Anadolu’ya gelmesinden itibaren önemli bir konar-göçer nüfusu barındırmaktaydı.
Bölgede bulunan cemaatler Osmanlı döneminde Akkeçili, Kılcan, Bozguş, Müselleman-ı Toplu, Akkoyunlu, Avşar,
Kayı ve Çobanlar isimli taifeler şeklinde teşkilatlandırılmıştı. Ayrıca Kütahya, Gediz, Uşak, Geyikler, Şeyhli, Kula,
Simav, Selendi, Küre, Eğrigöz, Honaz ve Gököyük kazalarında da müstakil olarak hareket eden Yörük grupları
yaşamaktaydı. Bahsedilen taifelerin pek çoğu devlet müdahalesi sonucunda bir araya getirilmişti. Taifeler boy beyleri
tarafından değil, muhtemelen cemaatlerin yönetiminde yetkili olan öne çıkmış bir kethüda tarafından
yönetilmekteydi. Taifelerin gelirleri genel itibariyle padişah hassı ve zeamet olarak tasarruf edilmişti. Yörüklerin bir
kısmının geliri ise Germiyan Oğlu Süleyman Şah ve Sultan Selim evkafına aitti. Nüfusu fazla olan taifeler ise kaza
itibar olunarak, müstakil kadılar tayin edilmişti. Kılcan, Bozguş ve Akkeçili taifeleri bu cümledendi. Taifeler arasında
bulunan Kayılar ve kazalarda yaşayan Yörükler arasında yerleşik hayata geçmiş gruplar bir hayli fazlaydı. Bununla
birlikte, yerleşiklik ve konar-göçer hayat arasında büyük bir fark yoktu. Her iki hayat tarzı arasında geçişler
mümkündü. Son olarak, Kütahya Yörükleri 1530 tarihinde 25750 ve 1571 tarihinde 25317 nefer nüfusa sahipti. Bu
nüfusun %50’sinden fazla bir kısmı ise Kütahya kazasında yaşamaktaydı.
KAYNAKÇA
I. Arşiv Vesikaları
1. Başbakanlık Osmanlı Arşivleri
Tahrir Defterleri (TD): 8, 30, 45, 49, 61, 147, 148, 165, 166, 176, 337, 369, 438, 994.
Maliyeden Müdevver Defterler (MAD): 262, 2940, 2947, 2773.
Mühimme Defterleri (MD): 19, 41.
Cevdet Tasnifi: Evkaf 21706.
2.Kuyud-ı Kadime Arşivi Tahrir Defterleri (TD): 47, 48, 50, 110, 125, 144, 145, 560.
II. İnceleme ve Araştırmalar
Arıkan, Z. (1998), XV-XVI. Yüzyıllarda Hamit Sancağı, İzmir.
Barkan, Ö. L. (1942), “Osmanlı İmparatorluğunda Bir İskan ve Kolonizasyon Metodu Olarak Vakıflar ve Temlikler;
İstila Devirlerinin Kolonizatör Türk Dervişleri ve Zaviyeler”, Vakıflar Dergisi, II.
Çay, Abdulhaluk M. (1990). Türk Milli Kültüründe Hayvan Motifleri I, Ankara.
Egawa, H.-Şahin, İ. (2007). Yağcı Bedir Yörükleri, İstanbul.
Emecen, F. (2001). İlk Osmanlılar ve Batı Anadolu Beylikler Dünyası, İstanbul.
Genç, M. (2000), Osmanlı İmparatorluğu’nda Devlet ve Ekonomi, İstanbul.
Gökçe, T. (2000). XVI ve XVII. Yüzyıllarda Lazıkıyye Kazası, Ankara.
Gökçen, İ. (1946). 16. ve 17. Asır Sicillerine Göre Saruhan’da Yörük ve Türkmenler, İstanbul.
Gülten, S. (2008). XVI. Yüzyılda Batı Anadolu’da Yörükler, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış
Doktora Tezi, Ankara.
Gülten, S. (2009). “Batı Anadolu’da Bir Yörük Grubu: XVI. Yüzyılda Karaca Koyunlular”, Balıkesir Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C. 12, S. 22, Aralık.
Gündüz, T. (2005). XVII. ve XVIII. Yüzyıllarda Danişmedli Türkmenleri, İstanbul.
Gündüz, T. (2003). “Osmanlı Ekonomisi İçinde Konar-Göçerler”, Kazım Yaşar Kopraman’a Armağan, Ankara.
Gündüz, T. (2009). Türkmenler Üzerine Makaleler Bozkırın Efendileri, İstanbul.
Halaoğlu, Y. (2009). Anadolu’da Aşiretler, Cemaatler, Oymaklar (1453-1650), Ankara.
Halaçoğlu, Y. (2003). “Anadolu’da Türk Aşiretleri ve Karakeçililer”, Tarihten Günümüze Karakeçililer, Ed. İ.
Özçelik, Kırıkkale.
Ocak, A. Y. (2000). Babailer İsyanı, İstanbul.
Orhonlu, C. (1987). Osmanlı İmparatorluğu’nda Aşiretlerin İskânı, İstanbul.
Özdeğer, M. (2001). 15-16. Yüzyıl Arşiv Kaynaklarına Göre Uşak Kazasının Sosyal ve Ekonomik Tarihi,
İstanbul.
Sertoğlu, M. (1986). Osmanlı Tarih Lûgatı, İstanbul.
193
XVI. Yüzyılda Kütahya Sancağı’nda Yörükler
Yard. Doç. Dr Sadullah Gülten
.
Şahin, İ. (2006). Osmanlı Döneminde Konar-Göçerler, İstanbul.
Şahin, İ. (1997). “XVI. Yüzyılda Osmanlı Anadolu’su Göçebelerinin İdarî ve Sosyal Yapısı”, Tarih Enstitüsü
Dergisi, Münir Aktepe’ye Armağan, İstanbul.
Sümer, F. (1950), “Anadolu, Suriye ve Irak’ta Yaşayan Türk Aşiretlerine Umumî Bir Bakış”, İstanbul Üniversitesi
İktisat Fakültesi Mecmuası, İstanbul.
Togan, Z. V. (1981), Umumî Türk Tarihine Giriş, C. I, İstanbul.
Turan, O. (1997), Selçuklular Tarihi ve Türk-İslam Medeniyeti, İstanbul.
Uzunçarşılı, İ. H. (2003), Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri, Ankara.
194