Academia.eduAcademia.edu

şeker fabrikaları.docx

2019, şeker fabrikaları özelleştirme

şeker fabrikaları özelleştirme

TÜRKİYE’DE ÖZELLEŞTİRME SÜRECİ İÇERİSİNDE ŞEKER FABRİKALARININ YERİ : EKONOMETRİK ANALİZ İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM - GİRİŞ Problem Durumu Amaç ve Önem Problem Cümlesi Sınırlılıklar Varsayımlar Tanımlar İKİNCİ BÖLÜM – Türkiye’de Şeker Fabrikalarının Tarihçesi ve Politikaları 2.1. Şeker Fabrikalarının Tarihçesi 2.2. Şeker Fabrikalarının Kurulmasındaki Amaçlar 2.3. Fabrikaların kuruldukları bölgeler ve arazilerin değerlendirilmesi 2.4. Şeker pancarı Üretiminin Önemi ÜÇÜNCÜ BÖLÜM – Devletin Küçülmesi, Özelleştirme ve Şeker Endüstrisinde Özelleştirme Faaliyetleri 3.1. Devletçilik Kavramı ve Türk Ekonomi Politikalarındaki Yeri 3.2. Devletin Küçülmesi Kavramı ve Ekonomi/Kamu Hayatına Etkileri 3.3. Özelleştirme Kavramı ve Özelleştirmeden Beklenen Faydalar 3.4. Şeker Endüstrisinde Özelleştirme Politikaları 3.4.1. Şeker Fabrikalarının Özelleştirilme Nedenleri 3.4.2. Fabrikaların Makine, Teçhizat, Altyapı değerlendirilmesi 3.4.3. Şeker Pancarı Üretimi ile Şeker Fabrikalarının Üretimlerinin Mukayesesi 3.4.4 Şeker Fabrikalarında Üretilen Şeker ve Diğer Yan Ürünlerin Ekonomiye katkıları 3.4.5. Şeker Fabrikalarının Özelleştirilmesinin Fayda ve Zararları 3.4.6 Şeker Fabrikalarının Özelleştirilmesine Halkın Bakış Açısı 3.5. Şeker Fabrikalarının Ekonomik Açıdan Değerlendirilmesi 3.6. Şeker Fabrikalarının Modernizasyonun Maliyeti ve Sonuçları DÖRDÜNCÜ BÖLÜM – Şeker Fabrikalarının Karlılığının Ekonometrik Analizi 4.1. Veri ve Yöntem Tanımlaması 4.2. Uygulama ve Bulgular 4.2.1. ARIMA Modeli 4.2.2. Dickey-Fuller Testi SONUÇ ve DEĞERLENDİRME BİRİNCİ BÖLÜM GİRİŞ 1.1. Problem Durumu Türkiye’de fabrikalaşma ve yerli sermaye ile yapılan ilk girişimler arasında olan Şeker Fabrikalarının 2008 yılından itibaren özelleştirme sürecine girdiği görülmektedir. Devletin küçülme politikası doğrultusunda gerçekleştirilen özelleştirme faaliyetleri serbest piyasa ekonomisinin ülkelere ve idarecilere dayattığı bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Özelleştirme sanayide devlet faktörünün tamamen ortadan kalkarak tüzel kişiliklerin veya çok ortaklı organizasyonların hâkim duruma geçmesi esasına dayanmaktadır. Neo-liberalist düşüncenin ekonomiye hâkim olmaya başladığı 70’li yıllardan itibaren tüm dünya genelinde özelleştirme faaliyetlerine rastlanmaktadır. Türkiye ise 90’lı yıllarda geçiş yaptığı serbest piyasa ekonomisine adaptasyon sürecini sancılı geçirmiş, izlenen yanlış ekonomik programlar nedeniyle sanayileşmesini tam olarak tamamlayamadan geçmişten getirdiği ithal ikameci politikalar doğrultusunda bu süreci tamamlamaya çalışmıştır. Bir yandan yüksek enflasyonist ortam, bir yandan cari açık, diğer yandan ihracatta karşılaşılan gümrük tarifelerinin yarattığı zorluklar ülkenin süreci daha da zor geçirmesine neden olmuştur. Türkiye’nin sanayileşmedeki belki de en büyük problemi olan ithal ikame politikalarının azalması beklenirken her geçen gün daha da artan bir ivme göstermiş, bu yüzden de merkez ülkelere ve onların ekonomilerine dayalı gelişime muhtaç bir ülke görünümüne bürünmüştür. 2000’li yıllarla birlikte hızlanan özelleştirme sürecinde devlet kamuya ait olan ancak karlılık oranları düşük ya da zarar eden işletmeleri ihale yoluyla tüzel kişilere veya şirketlere satmaktadır. Özelleştirmeden Türkiye Şeker Fabrikaları da payını almış ve 2001 yılından itibaren özelleştirilme çalışmalarına başlanmıştır. 2018 yılı içerisinde TürkşekerA.Ş.’ye ait 14 fabrikanın özelleştirilmesi tamamlanmıştır. Özelleştirme; bir rekabet politikası aracı olarak ele alınıp devam ettirilebilirse piyasada etkinlik sağlanabilir. Ancak Türkiye’de şeker fabrikalarının özelleştirilme süreçlerinde alıcıların sürdürülebilirlikten ziyade gayrimenkul ve kâr odaklı hareket ettikleri görülmektedir. Dolayısıyla özelleştirmenin asıl amaç ve gayesinin göz ardı edildiği sonuçlar doğmaktadır. Şeker fabrikalarının özelleştirilmelerinin nedenleri olarak; Şeker sanayisinde verimliliğin arttırılması, Uluslararası rekabet gücünün maksimizasyonu, Çağa uygun makine, teçhizat ve teknolojilerin adaptasyonu ile devamlılığın arttırılması, Fabrikaların tam kapasite ile çalışarak ürün ve yan ürün üretimlerinin arttırılması hedeflenmektedir. Tüm bu hedeflere ulaşmak uğruna özelleştirme yapma politikası nedeniyle neredeyse çeyrek yüz yıldır yatırımları kısıtlanmış ve verimliliği düşmüş şeker endüstrisinin devlet sırtına bir yük gibi gösterilmesi ise gerçek verilerle örtüşmemektedir. Verilerin analizi ile gerçek duruma ulaşmak büyük önem arz etmektedir. Özelleştirme kararının alınmasında en büyük etken olarak gösterilen fabrikaların zarar etmesinin en büyük nedenleri olarak girdi, işlem ve çıktı sürecinin yavaş ve kısıtlı olması görülmektedir. Bunda en önemli faktör makine ve teçhizatların gelişen teknolojiye ayak uyduramaması ve eski olmasıdır. Yapılacak Ar-Ge faaliyetleri ile modern bir yapıya büründürülebilecek fabrikaların ısrarla özelleştirilme çabası ile karşı karşıya olmaları büyük bir ironidir. Bir şeker fabrikasının modernizasyonu için ayrılması gereken kaynak ve bunun sonucunda sistemden beklenen hâsıla ile ilgili bir incelemeye çalışmamızda yer vereceğiz. Bütün bu süreçlerin yanı sıra Türkiye şeker tarım ve endüstrisinin önünde bir büyük engel daha bulunmaktadır. Dünyanın artan nüfusu ve buna bağlı ortaya çıkan gıda ihtiyacının karşılanması için geliştirilen genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) şeker üretimine de sıçramış ve nişasta bazlı şeker üretimi dünya genelinde kabul görmeye başlamıştır. Türkiye’de 4 Nisan 2001 tarihinde çıkarılan 4634 sayılı “Şeker Kanunu” ile devlet 2002-2003 üretim döneminden itibaren fiyat açıklamayacak ve özel sektör ağırlıklı oluşturulan bir kurul tarafından bu karar alınacaktı. Ve ayrıca bu kurul şekerpancarı üretimine de kota getirebilecekti ki nitekim de getirdi. Bütün bu alınan kararlardaki amaç şekerpancarı üretimini azaltmak ve çiftçiyi hem düşük fiyat hem de kota ile şekerpancarı üretiminden soğutmaktı. Bir tarım ülkesi olan Türkiye –ki 1929 ekonomik buhranında ithal ettiği mallar karşılığında buğday, şekerpancarı, arpa, yulaf gibi tarımsal gıdalar vererek bu süreci atlatmıştır.- verimli arazileri üzerinde büyük kar marjına sahip şeker üretiminden uzaklaşıyordu. Merkez ülkelere bağımlı ithal ikameci politikaların sonucu sadece sanayileşme değil tarımsal faaliyetlerimizde sekteye uğramaya başlamıştır. Bütün bu olumsuz gelişmeler karşısında birer kamu iktisadi kuruluşu (KİT) olan şeker fabrikalarının da verimliliklerinde büyük azalma meydana gelmiş ve her geçen yıl daha da büyük zararlara girmeye başlamışlardır. Bu çalışmada ana probleme analitik bir yaklaşımla; özelleştirmenin önünü açan ve değerlerinden çok daha ucuz bir fiyat karşılığında özel sektöre devredilen şeker fabrikalarının yaşadığı bu süreç; şeker fabrikalarının üretim kapasiteleri, girdi, çıktı, şekerpancarı yetiştirme oranları, uygulanan fiyat politikaları gibi etmenler dâhilinde incelenerek reel veriler elde edilmeye gayret edilecektir. 1.2. Amaç ve Önem Şeker fabrikalarının özelleştirilme süreci 2000’li yılların başından beri kamuoyunu meşgul etmekle birlikte, 2018 yılı içerisinde ilk somut adımların atılması ile özelleştirmenin başlandığı görülmektedir. Şeker fabrikalarının özel sektöre devrinin gerekliliğinin ortaya konulması amacıyla yapacağımız çalışmada hem tarihsel süreç içerisinde şeker endüstrisinin gelişimini hem de şeker fabrikalarının ekonomik analizleri doğrultusunda özelleştirme kararlarının doğru ya da yanlışlığını ortaya koymaya çalışacağız. Özelleştirme sürecinin sancılı bir şekilde sürdüğü şeker sektöründe karşılaşılması muhtemel problem sahalarının ortaya konulması, gelecekte karşılaşılabilecek sorunların belirlenmesi, devletin küçülmesinin gerekliliğinin irdelenmesi ve şeker üreticilerinin karışılacağı durumların ortaya konulması açısından çalışma önem arz etmektedir. Çalışmanın hem anket hem de Ekonometrik analizle desteklenecek olması daha gerçekçi verilere ulaşılmasına imkân sağlayacak ve çalışmanın önemini bir kat daha arttıracaktır. 1.3. Problem Cümlesi Çalışmamızın üzerinde yoğunlaşacağı ana problem “şeker fabrikalarının özelleştirilmesi gerçekten gerekli midir?” olacaktır. Bu sorunun cevabını ortaya koyabilmek için literatür taraması yapılacak, bunun yanında şeker fabrikalarının tarihsel süreci ve bu süreç içerisindeki ekonomik göstergeleri ortaya konulacak ve Ekonometrik analiz yardımıyla iktisadi değerlendirilmesi yapılacaktır. Problem cümlesine katkı sağlayacak devletçilik kavramı, devletin küçülmesi, özelleştirme, tarım politikaları gibi hususlarda destekleyici alt problemler olarak ele alınacaktır. Tüm bu değerlendirilmeler neticesinde problem cümlesinin cevabına ulaşılması hedeflenmektedir. Problem cümlesine ait alt problem cümleleri olarak ise; Özelleştirme sürecinde yurt içi arz talep dengesi göz önünde bulundurulmuş mudur? Stratejik bir ürün olan şekerin üretiminin sınırlandırılması ithal ikameci politikalara destek olacak mıdır? Dünya şeker üretiminde ilk on iki ülke arasında yer alan Türkiye özelleştirme sonucu bu konumunu koruyabilecek midir? Fabrikaların özelleştirilmesinin istihdam açısından sonuçları neler olacaktır? Fabrikaların özelleştirilmek yerine yeniden yapılandırılması ile elde edilecek kar veya zararın getiri ya da götürüleri nelerdir?belirlenmiştir. 1.4. Sınırlılıklar Çalışmamızda gerçekleştireceğimiz anket, örnekleme usulü ile seçilecek çeşitli yaş, eğitim, kültür gruplarından oluşan küçük bir grup üzerinde yapılacak ve sonuçlar bu doğrultuda değerlendirilecektir. Şeker üretimi ve şeker fabrikalarının verimliliğinin değerlendirilmesine esas Türkiye İstatistik Kurumu ve Tarım Bakanlığı veri tabanlarından elde edilecek veriler doğrultusunda gerçekleştirilecektir. Şeker Fabrikalarının istihdam sayıları, makine ve teçhizat bilgileri ve bunların değerleri ile ilgili bilgiler piyasa araştırması ile belirnecektir. 1.5. Varsayımlar Türkiye’de şekerpancarı üretiminin en fazla yapıldığı bölgeler olan İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgeleri araştırma verileri için belirleyici kabul edilmiştir. 1.6. Tanımlar Devletçilik: Türk toplumunun ve devletinin ekonomik ve sosyal kalkınmasını gerçekleştirmek için devlet işletmeciliği ile özel sektör işletmeciliğinin birlikte ve uyum içinde çalışmasıdır. Özelleştirme: Milli ekonomi içerisinde, kamunun rolünün asgariye indirilmesi veya tamamen kaldırılmasıdır. Ekonometri: Ekonometri, ekonomik olayların ekonomik teori,matematik ve istatistiksel çıkarımaraçlarıyla analiz edildiği bir sosyal bilimdir. Nişasta Bazlı Şeker: nişasta bazlı şekerler; şeker pancarı ve şeker kamışından üretilen şekerlerin (sakaroz) dışında, nişasta bazlı hammaddelerden (mısır, buğday, patates) çeşitli kimyasal yollarla üretilen genel olarak glikoz, izoglikoz, früktoz ve türevlerinden oluşan bileşiğe verilen isimdir. İKİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE’DE ŞEKER FABRİKALARININ TARİHÇESİ VE POLİTİKALARI 2.1. Şeker Fabrikalarının Tarihçesi 2.2. Şeker Fabrikalarının Kurulmasındaki Amaçlar 2.3. Fabrikaların kuruldukları bölgeler ve arazilerin değerlendirilmesi 2.4. Şeker pancarı Üretiminin Önemi