Academia.eduAcademia.edu

Ankebut

2019, 6

Örümcek

2019 erol erol quantum [ANKEBUT] https://www.youtube.com/watch?v=qjBCmltbJ8U Ankebut (örümcek) Sabah olmuştu. Diğer akrabaları gibi avlarını ağ örmeden yakalıyordu ve bu sebeple belirli bir yeri yoktu. Her nasılsa bu sefer kendine sabit bir yer bulmuştu. Uzun süre bu yerdeydi. Ancak ne zaman gelmişti neyse bunun bir önemi yoktu. Nadir de olsa çevrede gezinen ufak böceklerle hayatta kalabiliyor, hareketsiz beklediği o uzun zaman dilimlerinde anne ve babasını düşünüyor, zaman zaman hüzünleniyordu. Elinde değildi. Açlığı giderek artıyordu çünkü avladığı böcekler, sinekler ve diğerleri son derece azalmıştı. Uzun süre aç kalmaya dirençli olmasına rağmen şimdi bu duygusunu bastıramıyordu. Demek oluyor ki beslenmeyeli bir hayli zaman olmuştu. Radikal bir karar vermesi gerekiyordu. Artık bulunduğu yerden çıkma vaktiydi. Diğer taraftan korkuyordu çünkü evin sahipleri onun olduğu yerden dışarı çıkarak odalarda gezinmesini yasaklamışlardı. Ancak bu sefer son derece farklı idi. Hayatta kalması gerekiyordu ve bunun için ne gerekiyorsa yapacaktı. A noiseless, patient spider, I mark’d, where, on a little promontory, it stood, isolated; Mark’d how, to explore the vacant, vast surrounding, It launch’d forth filament, filament, filament, out of itself; Ever unreeling them—ever tirelessly speeding them. And you, O my Soul, where you stand, Surrounded, surrounded, in measureless oceans of space, Ceaselessly musing, venturing, throwing,—seeking the spheres, to connect them; Till the bridge you will need, be form’d—till the ductile anchor hold; Till the gossamer thread you fling, catch somewhere, O my Soul. A Noiseless Patient Spider Walt Whitman Güneş evin pencerelerinden yavaş yavaş değil son derece hızlı bir şekilde kayboldu. Mutfak, güneş ışınlarına ev sahipliği yapmadığında insanın içini ürperten bir soğukluğa bürünüyordu. Mezarlıkla arasındaki fark mutfakta yaşayan insanların olmasıydı. Öylesine soğuktu. Örümcek fayansların üzerinde gezerken cüssenin hiç te küçük olmadığının farkına vardı. Gürültü yapmaması gerekiyordu. Tabana indi ve yavaş yavaş ilerlemeye başladı. Artık avlanma zamanıydı. İşte ufak bir tırtıl yakalamıştı bile. Tırtılın işini bitirmesi fazla uzun sürmemişti. Açtı, hem de fazlasıyla. İleri baktığında ise karşı tarafında yer alan oda kapısının yavaşça açıldığını gördü. İçeriden çıkına gözükmemek için son derece çevik bir hareketle masanın altına doğru ilerledi. Bir taraftanda odadan çıkan insanı merak ediyordu. Çünkü yasağı çiğnemişti. Ancak bu eninde sonunda olacak diye düşündü. Biraz zaman sonra odadan çıkanın insan olmadığını gördü. Çıkan şey kendisinden daha da büyük, gözleri sanki makyaj yapılmış gibi ışıltılı, son derece tüylü bir örümcekti. Yo hayır bunun karşısında duramazdı. İri örümcek yavaşça mutfak penceresini açtı ve pencereye sırtını döndü. Evet anlamıştı. İri örümcek kendisine yol veriyordu. Bu şansı iyi kullanmalıydı. Son derece dikkatli bir şekilde iri örümceğin arkasına geçti ve açık pencereden dışarıya süzüldü, hiç ses çıkarmadan. Özgür müy dü? Zamanın ete kemiğe büründerecek bir cevaptı bu. Başka bir ev, başka bir köşe bulma. Evin duvarlarından yavaş yavaş toprağa doğru ilerlerken pencerenin yavaş kapanma sesini ancak kendisi gibi kulakları iyi işitenler duyabilirdi. Bulutsuz olan gökyüzünde ay tek başına asılı durmaktaydı. Ön bacaklarını havaya kaldırdı ve ne kadar mutlu olduğunun farkına vardı. Güneş doğmadan gecenin siyahı birlikte olan evliliği devam ederken yeni bir yer bulmalıydı. İri örümcek tekrar odasına geri döndü. Ördüğü beyaz ağlarda gecenin siyahlığı pırıl pırıl parlıyordu. Bu cüce örümcek için yaptığı şey ile gurur duydu. Umarım dedi geri gelmez. Böyle düşünerek ağlarının arasına yayıldıkça yayıldı ve hareketsiz kaldı.