İstanbul'da bugün yapılacak ne var?

Kırtasiye ürünlerine, bilhassa kaliteli kalemlere meraklıysanız, Kasım ayında Çırağan Sarayı’nda beşincisi gerçekleşecek olan PenFest’i kaçırmayın. Dünyaca ünlü prestijli markalara ait kalemlerin ve ilgili aksesuarların görücüye çıktığı festivalde, ilginç atölyeler de sizleri bekliyor. Kalemleri büyüleyici görünümlere kavuşturan micro art’a dair festivalde bilgi edinebilir, ayrıca günlük hazırlama atölyelerine katılabilirsiniz. Üreticileri, kalem koleksiyoncularını, kalem ucu ustalarını ve kalem tamircilerini bir araya getiren festival, vintage kalem ürünlerine de ev sahipliği yapacak.

İstanbul’un ilk art nouveau yapısı Casa Botter, Levent Çalıkoğlu küratörlüğünde gerçekleşen ‘Botter Sergileri’ serisinin üçüncüsü olan ‘Solo Botter: Komet’ sergisine ev sahipliği yapıyor. Sergi, 2022’de kaybettiğimiz sıra dışı sanatçının 1960’lı yıllardaki erken dönem eserlerinden ‘alto modern’ adını verdiği beyaz fonlu kavramsal minimalist resimlerine uzanan özel bir seçki sunuyor. Sergi 18 Eylül-12 Ocak tarihleri Casa Botter’de.

İBB Miras’ın restorasyonuyla yenilenen Yerebatan Sarnıcı’nda yeraltı, gerçeklik algısı ve yansımalar kavramlarıyla şekillenen bir sergi bekliyor sizleri. ‘Yeraltının Kapıları – Geçiş ve Yansıma ile Mekana Dokunma; Vlastimil Beránek’ başlıklı görkemli sergi, çağdaş Çek heykeltıraşlar Vlastimil Beránek ve Jaroslav Prosek’in eserlerini 1500 yıllık tarihi yapıda bir araya getiriyor. Serginin küratörlüğünü Dr. Mahir Polat ile Miroslav Kroupa üstleniyor. Sergide suyun içine yerleştirilen kristal heykellere hayat veren cam, saydamlığı ve katılığıyla Yerebatan Sarnıcı’ndaki iki temel malzemeyle, su ve taşla diyalog kuruyor. Sergi, İstanbul’da gerçekleşen en büyük uluslararası kristal heykel sergisi olmasıyla da önemli. Sergi 1 Ağustos-30 Kasım tarihlerinde Yerebatan Sarnıcı’nda.

Anna Laudel, Ardan Özmenoğlu'nun ‘What Trees Whisper’ adlı kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. Özmenoğlu, üç boyutlu yapıtlarında kullandığı ağaç figürüne bakışını daha da yakınlaştırarak ağaçların hücre yapısına iniyor. Peter Wohlleben ‘Ağaçların Gizli Yaşamı’ kitabında, “Ağaçlar birbirine bakan yaşlı bir çift gibi bağ kurabilirler. Ağaçlar ilişkiler geliştirir ve birbirlerine bakabilirler,” der. Özmenoğlu da yeni serisinde ağaçların birbirleriyle kurdukları iletişime ve doğanın sessiz huzurunda saklı fısıldaşmalara kulak vermeye izleyicileri davet veriyor. Ağaçların sesine odaklanan sergi, sizi doğanın uyumundaki sevginin peşine düşmeye davet ediyor. Sergi 20 Eylül-10 Kasım tarihlerinde Anna Laudel’de.

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM), yeni sanat sezonunda çağdaş sanatın önde gelen isimlerinden Alman ressam, baskı sanatçısı ve heykeltıraş Georg Baselitz’in eserlerine ev sahipliği yapıyor. Sanatçının yakın geçmişte ürettiği yüze yakın büyük boyutlu resim ve heykelden oluşan ‘Georg Baselitz: Son On Yıl’ başlıklı sergi, SSM’nin tüm galeri alanlarında ve bahçesinde görülebilir. Eserler, sanatçının çalışmalarında yıllar içinde belirginleşen, kararlı motifleri ve benzersiz üslubunu gözler önüne seriyor. İkinci Dünya Savaşı’na tepki olarak kendine özgü bir sanatsal üslup geliştiren ve 20. yüzyılın ikinci yarısında Alman sanatında önemli etkiye sahip olan Baselitz, 1969’dan beri kompozisyonlarını baş aşağı resmediyor. Sanatçı, bu yaklaşımla biçimi içerikten arındırmayı ve soyutlama ile figürasyon arasında bir yerde durmayı başarıyor. Serginin küratörlüğünü üstlenen isim ise sanatçının eserleri konusunda uzman olan Sir Norman Rosenthal. SSM’de gerçekleşen serginin yanı sıra sanatçının gravür çalışmalarından kapsamlı bir seçkinin eş zamanlı olarak Akbank Sanat’ta sanatseverlerle buluştuğunu da ekleyelim. Sergi 13 Eylül-2 Şubat tarihlerinde Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde.

Fransız Kültür Merkezi, 212 Photography Festival kapsamında, Fransız fotoğrafçı Véronique Vial’in ‘Before 10 a.m’ sergisini ağırlıyor. Merkezin sergi salonunda gerçekleşen sergide, APA ve World Press Award sahibi Véronique Vial’in ünlü isimlerin sabah rutinlerini, gündelik hayattaki hallerini naif ve samimi bir şekilde yakaladığı kareler ziyaretçilerle buluşuyor. Sergi 28 Eylül-10 Kasım tarihlerinde Fransız Kültür Merkezi’nde.

Lennart Brede’nin 212 Photography Festival kapsamında gerçekleşen sergisi, izleyicilere geçmiş, kökler ve kimlik üzerine düşünme fırsatı sunuyor. Kişisel deneyimlerinden ve yetiştiği kuzey Almanya'da yetiştirildiği kültürel ortamdan ilham alan Brede, kimlik, çevre ve miras arasındaki karmaşık ilişkileri derinlemesine araştırıyor ve “Nereden geliyoruz? Nereye gidiyoruz?” gibi sorulara odaklanıyor. Sergide fotoğraflar, üç kanallı film enstalasyonları, heykeller ve ses kolajları yer alıyor. Sergi 20 Eylül-10 Kasım tarihlerinde Anna Laudel’de.

‘Contact’, Peter Zimmermann’ın dijital şablonları temel alarak ürettiği yağlı boya resimlerden oluşuyor. Geleneksel resmi yeniden yorumlayan Zimmermann, taranmış fotoğraflar, film kareleri ve diyagramlar gibi buluntu görselleri grafik algoritmalarla işleyerek tanınmaz hale getiriyor ve ardından tuvale aktarıyor. Sanatçının 2019-2024 yıllarında ürettiği dijital tabanlı yağlı boya eserleri bir araya getiren ‘Contact’, fırça veya parmak darbeleriyle yaratılan yüzeylerle izleyiciyi dijital çağda görme ve dokunma duyusu arasındaki bağlantıları keşfetmeye çağırıyor. Sergi 24 Ekim-24 Kasım tarihlerinde Dirimart Dolapdere’de.

‘Farz Et Ki Sen Yoksun’, sergilenen eser ve nesnelerin çeşitliliği kadar, kapsadığı mecralar ve ilişki kurduğu temalar bakımından da geniş bir yelpazeye yayılıyor. Ömer Hayyam’ın Rubailer’inde yer alan bir dizeden esinle isimlendirilen ve farklı dönemlerde üretilmiş 600’ün üzerinde sanat yapıtı, işlevsel nesne, nadide eser, mobilya ve kitaptan oluşan sergi, bir koleksiyonun doğurabileceği bağları keşfe çıkıyor. Ömer Koç Koleksiyonu’ndan seçilen eserlerle oluşturulan sergide Ara Güler, CANAN, Şakir Gökçebağ, Erin Wozniak, Daphne Wright gibi isimlerin eserleri var. Sergi 19 Ocak-29 Aralık tarihlerinde Arter’de.

Maaria Wirkkala’nın 2007 yılında 52. Venedik Bienali’nde sergilenen ve aynı yıl Arter Koleksiyonu’na dahil edilen ‘Karaya Çıkmak Yasaktır’ başlıklı yerleştirmesi, İstanbul’da ilk kez Arter’in 1. kat galerisinde izleyiciyle buluşuyor. Küratörlüğünü Nilüfer Şaşmazer’in üstlendiği ve yerleştirmeyle aynı adı taşıyan sergi, sanatçının pratiğine derinlikli bir bakış sunuyor. Çocukluğunu Helsinki, Laponya ve Venedik arasında geçiren sanatçı, bu coğrafyaların daimi bir değişkenlik içinde olan su, hava ve ışık gibi unsurlarını üretiminin merkezinde konumlandırıyor. Sergi 19 Eylül 2024-23 Şubat 2025 tarihlerinde Arter’de.