Bu çalışmada Kültepe'de 1990 yılı kazılarında bulunan İkūppī-Aššur'a ait arşiv ve daha önce yayın... more Bu çalışmada Kültepe'de 1990 yılı kazılarında bulunan İkūppī-Aššur'a ait arşiv ve daha önce yayınlanmamış üç tablet tanıtılmıştır. Muhtemelen 1989'da bulunan aynı kişiye ait arşivin devamı niteliğindeki 94 tablette kayıtlı şahıs adları tablo olarak, tabletlerin içeriği ise özet şeklinde burada sunulmuştur. İlk defa burada yayınlanan tabletlerden 437 ve 439 alıcısı İkūppī-Aššur olan mektuplardır. 432 ise şahıs adları içermeyen, muhtemelen bir mektubun ya da şahitler huzurunda verilmiş ifadelerin kaydedildiği bir belgenin devamıdır.
Öz Kültepe ören yerinde açığa çıkarılmış Asurlu tüccarların özel arşivlerindeki tabletlerden, eko... more Öz Kültepe ören yerinde açığa çıkarılmış Asurlu tüccarların özel arşivlerindeki tabletlerden, ekonomik ve sosyal hayatları ile ilgili detaylı bilgiler elde edilmektedir. Bu tabletler sayesinde dönemin ticarî işleyişi hakkında da bilgi sahibi olunmaktadır. Burada ele alınan üç belge, 1988 yılı Kültepe kazısında ele geçen Aššur-rē'ī ve oğlu Pilah-İštar'ın arşivine aittir ve kefile başvurmayla ilgilidir. Belirli bir kalıbı olan ve şahitler huzurunda düzenlenen bu belgeler bir tür celp niteliğindedir. Borçlu kimse ödemeyi vaktinde yapmadığı takdirde alacaklı, kefile müracaat etmekte ve bu müracaat kayıt altına alınmaktadır. Çalışmada bu üç yeni tabletin incelenmesinin dışında Kültepe metinlerinde ve 1988 yılı arşivindeki kefillik ve "kefile verme (ana ša qātātim tadānu)" ile ilgili bilgiler sunulmuştur.
Öz Çoğunlukla ticari içerikli olan Kültepe metinlerinde çocukların bakımı ve yetiştirilmesiyle il... more Öz Çoğunlukla ticari içerikli olan Kültepe metinlerinde çocukların bakımı ve yetiştirilmesiyle ilgili kısmi bilgiler de bulunmaktadır. Bu metinlerdeki geçişler, söz konusu dönemde çocuk bakıcısı ve sütannelik gibi kadın mesleklerinin var olduğunu göstermektedir. Burada yayınladığımız iki metin ēmiqtum "bakıcı, ev hizmetçisi" ile ilgilidir ve kelime ile ilgili yeni değerlendirmeler yapmayı sağlayan bilgiler içermektedir. Bu çalışmada çocuk bakımıyla ve yetiştirilmesiyle alakalı kelimeler incelenerek genel bir değerlendirme yapılmıştır.
Öz Burada sunacağımız dört adet Eski Asurca metin Kültepe'de 1988 yılında yapılan kazılarda ele g... more Öz Burada sunacağımız dört adet Eski Asurca metin Kültepe'de 1988 yılında yapılan kazılarda ele geçen arşive aittir. Arşiv Asurlu tüccar Aššur-rē'ī ve oğlu Pilah-İštar'a ait tabletlerden oluşmaktadır. Arşivde mektup, borç senedi, toplu kayıt belgeleri, hukuki belgeler, kervan kayıtları gibi çeşitli metinler yer almaktadır. Aššur-rē'ī'ye ait tabletler "Kültepe Tabletleri VII-a, Aššur-rē'ī Ailesinin Arşivi I. Cilt: Aššur-rē'ī'nin Kendi Metinleri" adıyla Türk Tarih Kurumu tarafından 2014 yılında yayınlanmıştır. Pilah-İštar'ın metinleri ise yayına hazırlanma aşamasındadır. Pilah-İštar'ın kervan refakatçisi olan Aššur-mālik'in oğlu Aššur-idī ve Nūr-kī-ilī ile ilişkili metinler bu çalışmada ele alınacaktır. Söz konusu belgeler Pilah-İštar ile Aššur-idī ve Nūr-kī-ilī arasındaki ticari ilişkiler hakkında bilgi sunmaktadır. Kt 88/k 294 numaralı metin Pilah-İštar ve Aššur-idī'nin yaptıkları iş anlaşmasıyla ilgili bazı problemler yaşadığını göstermektedir. Kt 88/k 320 ise Pilah-İštar'ın Aššur-idī ve Nūr-kī-ilī'ye hisseleri olarak verdiği ticari mallarla ilgilidir. Pilah-İštar'ın iki paketini Nūr-kī-ilī'nin Tawiniya'ya götürdüğü bilgisi, Kt 88/k 964 numaralı metinde yer almaktadır. Kt 88/k 678'de ise Aššur-imittī'nin muhtemelen Pilah-İštar'a olan borcu kayıtlıdır.
Öz Eski Mezopotamya yazılı kaynaklarında geçen ve başa takılan ya da giyilen nesneleri ve fonksiy... more Öz Eski Mezopotamya yazılı kaynaklarında geçen ve başa takılan ya da giyilen nesneleri ve fonksiyonlarını ele alacağımız bu çalışmada ağırlıklı olarak Sumerce ve Akadca sözlüklerden faydalanarak başörtüsü ile bağdaştırılabilecek kelimeler üzerinde durulacaktır. Daha önce yapılmış çalışmalarda öne sürülmüş olan görüşler dikkate alınarak kutsal fahişe karşılığı da verilen din kadınları sınıfının başörtüsü kullandığına dair iddialar araştırılacaktır. Ayrıca konuyla bağlantılı çalışmalar yapmış uzmanların yayınlarındaki görüşlere yer verilerek başörtüsü ile ilgili tespit ve önerilere değinilecektir. Konumuzla alakalı bilgilerin yer aldığı Orta Asur Kanunu'nun ilgili maddeleri ve diğer dönemlerden başörtüsü ile bağlantılı olan bazı ilgili ifadeler incelenecek, okuyuculara alanımız kapsamına giren konuyla ilgili gerçek bilgiler sunulmaya çalışılacaktır.
Öz Eski Mezopotamya toplumunun inançları hakkında bilgi veren birincil kaynaklar çivi yazılı belg... more Öz Eski Mezopotamya toplumunun inançları hakkında bilgi veren birincil kaynaklar çivi yazılı belgelerdir. Bu belgeler, III. Binyıl'dan I. Binyıl'a kadar farklı dönemlerde Sumerce ve Akadca olarak yazılmışlar ve Mezopotamya'daki farklı yerleşim yerlerinden çıkarılmışlardır. Konumuzla ilgili bilgi veren kaynaklar içerisinde hem edebî ve mitolojik metinler hem de tarihî metinler/mektuplar bulunmaktadır. Eski Mezopotamya kaynaklarında geçen rüyalar hakkında daha önceki yayınlarda çeşitli ralamaflınıs yapılmıştır. Burada söz konusu çalışmalar da dikkate alınarak çivi yazılı belgelerdeki rüya kayıtları incelenecek ve bu rüyaların mevcut türlerden hangisine girdiği tespit edilmeye çalışılacaktır. Ayrıca bu rüyaların içerikleri hakkında bilgi sunulacaktır.
Öz Eski Mezopotamyalılar ölümden sonra yaşamın devam ettiğine inanmaktaydı. Bir kimse öldüğünde o... more Öz Eski Mezopotamyalılar ölümden sonra yaşamın devam ettiğine inanmaktaydı. Bir kimse öldüğünde onun için çeşitli ritüellerin yapıldığı bir cenaze töreni düzenlenir ve ardından gömülürdü. Ölen kimsenin bedeninden ayrılarak öteki dünyaya gitmiş olan varlığa eṭemmu (GIDIM) "ruh" denilmekteydi. Eski Mezopotamya yazılı kaynaklarında öteki dünya, genellikle kasvetli ve dünyadan daha kötü bir yer olarak tasvir edilmektedir. Ölüler diyarına gitmiş bir ruh için yakınları tarafından yiyecek ve içecek sunuları yapılması gerekmekteydi. Ölü sunularından sorumlu kimse ilk olarak ölenin büyük erkek çocuğuydu. Eğer erkek evladı yoksa kızı ya da evlatlığı bu sorumluluğu yerine getirebilirdi. Ölen kimse için cenaze ritüeli gerçekleştirilmez ya da bu sunular yapılmazsa ruhların başta yakınları olmak üzere insanlara saldırdıklarına inanılmaktaydı. Çalışmamızda Kültepe'de bulunmuş Asurlulara ait metinlerdeki ruhlarla ilgili bilgiler incelenecek ve Mezopotamya'dan Anadolu'ya ticaret yapmak maksadıyla gelen Asurlu tüccarların benzer inançlara sahip olduğu görülecektir.
Abstract
Ancient Mesopotamians had believed in life after death. When a person died, he was buried after the funeral in which performed several rituals. The being, called eṭemmu (GIDIM) "spirit", departed from the body of a dead person and went to the netherworld according to their beliefs. In written sources of ancient Mesopotamia, the netherworld has generally depicted as a place in bad condition and gloomy. Funerary offerings should had been performed by relatives for spirits reaching to the other world. Firstly, the eldest son of a decedent was responsible for funerary offerings. Daughter or adoptee of a decedent could carry out this duty in absence of a son. It was believed that if funerary rituals and offerings did not fulfill for a decedent, its spirits may attack to family members or the others. In this study, the related Kültepe texts belonged to Assyrians, will be examined and it will be seen that Assyrian traders who came from Mesopotamia to Anatolia for trading and settled in the several Anatolian cities, had similar beliefs to ancient Mesopotamians.
Eski Mezopotamyalılar, öldükten sonra her insanın yer altında olduğunu düşündükleri ölüler diyarı... more Eski Mezopotamyalılar, öldükten sonra her insanın yer altında olduğunu düşündükleri ölüler diyarına gideceğine inanmaktaydı. Bir kimse öldüğü zaman bir takım cenaze ritüellerinin yerine getirilmesiyle öteki dünyaya gidebilirdi. Bu çalışma Nergal, Ereškigal, Ningišzida ve Dumuzi gibi birçok tanrının hüküm sürdüğü ölüler diyarının Sumerce metinlerde ne şekilde betimlendiğini ve bu metinlere göre insan ruhunun orada ne durumda olduğunu ortaya koymayı amaçlamaktadır. Konumuzla ilgili bilgilere çoğu Eski Babil Dönemi'ne tarihlenen Sumerce edebi ve mitolojik metinlerden ulaşmaktayız. Bu kaynaklardan elde edilen bilgilerle Eski Mezopotamyalıların öteki dünya hakkındaki inançlarını ortaya koymaya çalışacağız.
The Ancient Mesopotamians believed that after death, every human would go to the nether world which was thought to be underground. When a person died, he could go to the other world after some certain funeral rites. This paper aims to reveal how the nether world where many gods such as Nergal, Ereškigal, Ningišzida, Dumuzi ruled is depicted and to represent the conditions of the human spirits. Information about the subject is reached from Sumerian literal and mythological texts most of which dates to Old Babylonian Period. We will try to describe the other world beliefs of Mesopotamians via informations from these sources.
The meaning of the phrase " to drink the god " has been a long debate among the scholars. Some as... more The meaning of the phrase " to drink the god " has been a long debate among the scholars. Some assume that "to drink the cup of a god" has the same meaning with the "to drink a god". The clause "He will drink the cup of their god" which reflects how an Anatolian takes an oath in a Kültepe text (KT VII-a 294/t) is evaluated here. In order to understand this phrase better, not only the Old Assyrian sources but also the studies about “to drink a god” in Hittitology are reviewed in detail. Both, the practices of “drinking the god” and oath taking by pouring out of a cup are attested in the Old Assyrian and
Hittite texts.
Birçok Eskiçağ toplumu gibi Eski Mezopotamyalılar da ruhun varlığına ve ölümden sonra hayatın far... more Birçok Eskiçağ toplumu gibi Eski Mezopotamyalılar da ruhun varlığına ve ölümden sonra hayatın farklı bir âlemde devam ettiğine inanmaktaydılar. Bir kimse öldükten sonra cenaze âyinleri gerçekleştirilerek ruhunun öteki dünyaya, diğer tabirle ölüler diyarına gitmesi sağlanırdı. Bu çalışmada ölülerin ruhlarının nerede ikamet ettikleri üzerinde durulacaktır. Bu hususun aydınlatılabilmesi için öteki dünyanın yeri hakkında bilgi veren Sumerce kaynaklar ile uzmanların konu hakkındaki düşünceleri gözden geçirilecektir.
Eski Asur Devri metinlerinde anlamı henüz tespit edilememiş veya şüpheli olan birçok kelime bulun... more Eski Asur Devri metinlerinde anlamı henüz tespit edilememiş veya şüpheli olan birçok kelime bulunmaktadır. Şimdiye kadar birkaç metinde geçmiş olan himtum kelimesinin anlamı üzerinde yeni belgelerden de elde edilen bilgiler doğrultusunda bir değerlendirme yapıldığında; kelimenin gıdalarla kullanılan ṣimdu hacim ölçüsü ile geçmesi, sıklıkla yağlarla birlikte anılan bal ile birlikte kaydedilmesi, "kötü kaliteli" anlamındaki bīšu sıfatı ile nitelenmesi, CCT VI, 6d numaralı metinde himtum ile birlikte sadece yağ çeşitlerinden bahsedilmesi ve makalede değinilen bazı kelimelerin yazılışları arasındaki farklılıkların himtum-himetum ile kıyaslanabilir olması gibi hususlar tespit edilmekte ve daha önceden İ. Albayrak tarafından belirtilen bu iki kelime arasındaki ilişkisinin doğru olduğu sonucuna ulaşmaktayız. Kısaca, himtum, "saf tereyağı" anlamı verilen ve lügatlerde himētum telâffuzu ile kaydedilen himetum'un Eski Asurcadaki yazılışı olmalıdır.
Bu çalışmada Kültepe'de 1990 yılı kazılarında bulunan İkūppī-Aššur'a ait arşiv ve daha önce yayın... more Bu çalışmada Kültepe'de 1990 yılı kazılarında bulunan İkūppī-Aššur'a ait arşiv ve daha önce yayınlanmamış üç tablet tanıtılmıştır. Muhtemelen 1989'da bulunan aynı kişiye ait arşivin devamı niteliğindeki 94 tablette kayıtlı şahıs adları tablo olarak, tabletlerin içeriği ise özet şeklinde burada sunulmuştur. İlk defa burada yayınlanan tabletlerden 437 ve 439 alıcısı İkūppī-Aššur olan mektuplardır. 432 ise şahıs adları içermeyen, muhtemelen bir mektubun ya da şahitler huzurunda verilmiş ifadelerin kaydedildiği bir belgenin devamıdır.
Öz Kültepe ören yerinde açığa çıkarılmış Asurlu tüccarların özel arşivlerindeki tabletlerden, eko... more Öz Kültepe ören yerinde açığa çıkarılmış Asurlu tüccarların özel arşivlerindeki tabletlerden, ekonomik ve sosyal hayatları ile ilgili detaylı bilgiler elde edilmektedir. Bu tabletler sayesinde dönemin ticarî işleyişi hakkında da bilgi sahibi olunmaktadır. Burada ele alınan üç belge, 1988 yılı Kültepe kazısında ele geçen Aššur-rē'ī ve oğlu Pilah-İštar'ın arşivine aittir ve kefile başvurmayla ilgilidir. Belirli bir kalıbı olan ve şahitler huzurunda düzenlenen bu belgeler bir tür celp niteliğindedir. Borçlu kimse ödemeyi vaktinde yapmadığı takdirde alacaklı, kefile müracaat etmekte ve bu müracaat kayıt altına alınmaktadır. Çalışmada bu üç yeni tabletin incelenmesinin dışında Kültepe metinlerinde ve 1988 yılı arşivindeki kefillik ve "kefile verme (ana ša qātātim tadānu)" ile ilgili bilgiler sunulmuştur.
Öz Çoğunlukla ticari içerikli olan Kültepe metinlerinde çocukların bakımı ve yetiştirilmesiyle il... more Öz Çoğunlukla ticari içerikli olan Kültepe metinlerinde çocukların bakımı ve yetiştirilmesiyle ilgili kısmi bilgiler de bulunmaktadır. Bu metinlerdeki geçişler, söz konusu dönemde çocuk bakıcısı ve sütannelik gibi kadın mesleklerinin var olduğunu göstermektedir. Burada yayınladığımız iki metin ēmiqtum "bakıcı, ev hizmetçisi" ile ilgilidir ve kelime ile ilgili yeni değerlendirmeler yapmayı sağlayan bilgiler içermektedir. Bu çalışmada çocuk bakımıyla ve yetiştirilmesiyle alakalı kelimeler incelenerek genel bir değerlendirme yapılmıştır.
Öz Burada sunacağımız dört adet Eski Asurca metin Kültepe'de 1988 yılında yapılan kazılarda ele g... more Öz Burada sunacağımız dört adet Eski Asurca metin Kültepe'de 1988 yılında yapılan kazılarda ele geçen arşive aittir. Arşiv Asurlu tüccar Aššur-rē'ī ve oğlu Pilah-İštar'a ait tabletlerden oluşmaktadır. Arşivde mektup, borç senedi, toplu kayıt belgeleri, hukuki belgeler, kervan kayıtları gibi çeşitli metinler yer almaktadır. Aššur-rē'ī'ye ait tabletler "Kültepe Tabletleri VII-a, Aššur-rē'ī Ailesinin Arşivi I. Cilt: Aššur-rē'ī'nin Kendi Metinleri" adıyla Türk Tarih Kurumu tarafından 2014 yılında yayınlanmıştır. Pilah-İštar'ın metinleri ise yayına hazırlanma aşamasındadır. Pilah-İštar'ın kervan refakatçisi olan Aššur-mālik'in oğlu Aššur-idī ve Nūr-kī-ilī ile ilişkili metinler bu çalışmada ele alınacaktır. Söz konusu belgeler Pilah-İštar ile Aššur-idī ve Nūr-kī-ilī arasındaki ticari ilişkiler hakkında bilgi sunmaktadır. Kt 88/k 294 numaralı metin Pilah-İštar ve Aššur-idī'nin yaptıkları iş anlaşmasıyla ilgili bazı problemler yaşadığını göstermektedir. Kt 88/k 320 ise Pilah-İštar'ın Aššur-idī ve Nūr-kī-ilī'ye hisseleri olarak verdiği ticari mallarla ilgilidir. Pilah-İštar'ın iki paketini Nūr-kī-ilī'nin Tawiniya'ya götürdüğü bilgisi, Kt 88/k 964 numaralı metinde yer almaktadır. Kt 88/k 678'de ise Aššur-imittī'nin muhtemelen Pilah-İštar'a olan borcu kayıtlıdır.
Öz Eski Mezopotamya yazılı kaynaklarında geçen ve başa takılan ya da giyilen nesneleri ve fonksiy... more Öz Eski Mezopotamya yazılı kaynaklarında geçen ve başa takılan ya da giyilen nesneleri ve fonksiyonlarını ele alacağımız bu çalışmada ağırlıklı olarak Sumerce ve Akadca sözlüklerden faydalanarak başörtüsü ile bağdaştırılabilecek kelimeler üzerinde durulacaktır. Daha önce yapılmış çalışmalarda öne sürülmüş olan görüşler dikkate alınarak kutsal fahişe karşılığı da verilen din kadınları sınıfının başörtüsü kullandığına dair iddialar araştırılacaktır. Ayrıca konuyla bağlantılı çalışmalar yapmış uzmanların yayınlarındaki görüşlere yer verilerek başörtüsü ile ilgili tespit ve önerilere değinilecektir. Konumuzla alakalı bilgilerin yer aldığı Orta Asur Kanunu'nun ilgili maddeleri ve diğer dönemlerden başörtüsü ile bağlantılı olan bazı ilgili ifadeler incelenecek, okuyuculara alanımız kapsamına giren konuyla ilgili gerçek bilgiler sunulmaya çalışılacaktır.
Öz Eski Mezopotamya toplumunun inançları hakkında bilgi veren birincil kaynaklar çivi yazılı belg... more Öz Eski Mezopotamya toplumunun inançları hakkında bilgi veren birincil kaynaklar çivi yazılı belgelerdir. Bu belgeler, III. Binyıl'dan I. Binyıl'a kadar farklı dönemlerde Sumerce ve Akadca olarak yazılmışlar ve Mezopotamya'daki farklı yerleşim yerlerinden çıkarılmışlardır. Konumuzla ilgili bilgi veren kaynaklar içerisinde hem edebî ve mitolojik metinler hem de tarihî metinler/mektuplar bulunmaktadır. Eski Mezopotamya kaynaklarında geçen rüyalar hakkında daha önceki yayınlarda çeşitli ralamaflınıs yapılmıştır. Burada söz konusu çalışmalar da dikkate alınarak çivi yazılı belgelerdeki rüya kayıtları incelenecek ve bu rüyaların mevcut türlerden hangisine girdiği tespit edilmeye çalışılacaktır. Ayrıca bu rüyaların içerikleri hakkında bilgi sunulacaktır.
Öz Eski Mezopotamyalılar ölümden sonra yaşamın devam ettiğine inanmaktaydı. Bir kimse öldüğünde o... more Öz Eski Mezopotamyalılar ölümden sonra yaşamın devam ettiğine inanmaktaydı. Bir kimse öldüğünde onun için çeşitli ritüellerin yapıldığı bir cenaze töreni düzenlenir ve ardından gömülürdü. Ölen kimsenin bedeninden ayrılarak öteki dünyaya gitmiş olan varlığa eṭemmu (GIDIM) "ruh" denilmekteydi. Eski Mezopotamya yazılı kaynaklarında öteki dünya, genellikle kasvetli ve dünyadan daha kötü bir yer olarak tasvir edilmektedir. Ölüler diyarına gitmiş bir ruh için yakınları tarafından yiyecek ve içecek sunuları yapılması gerekmekteydi. Ölü sunularından sorumlu kimse ilk olarak ölenin büyük erkek çocuğuydu. Eğer erkek evladı yoksa kızı ya da evlatlığı bu sorumluluğu yerine getirebilirdi. Ölen kimse için cenaze ritüeli gerçekleştirilmez ya da bu sunular yapılmazsa ruhların başta yakınları olmak üzere insanlara saldırdıklarına inanılmaktaydı. Çalışmamızda Kültepe'de bulunmuş Asurlulara ait metinlerdeki ruhlarla ilgili bilgiler incelenecek ve Mezopotamya'dan Anadolu'ya ticaret yapmak maksadıyla gelen Asurlu tüccarların benzer inançlara sahip olduğu görülecektir.
Abstract
Ancient Mesopotamians had believed in life after death. When a person died, he was buried after the funeral in which performed several rituals. The being, called eṭemmu (GIDIM) "spirit", departed from the body of a dead person and went to the netherworld according to their beliefs. In written sources of ancient Mesopotamia, the netherworld has generally depicted as a place in bad condition and gloomy. Funerary offerings should had been performed by relatives for spirits reaching to the other world. Firstly, the eldest son of a decedent was responsible for funerary offerings. Daughter or adoptee of a decedent could carry out this duty in absence of a son. It was believed that if funerary rituals and offerings did not fulfill for a decedent, its spirits may attack to family members or the others. In this study, the related Kültepe texts belonged to Assyrians, will be examined and it will be seen that Assyrian traders who came from Mesopotamia to Anatolia for trading and settled in the several Anatolian cities, had similar beliefs to ancient Mesopotamians.
Eski Mezopotamyalılar, öldükten sonra her insanın yer altında olduğunu düşündükleri ölüler diyarı... more Eski Mezopotamyalılar, öldükten sonra her insanın yer altında olduğunu düşündükleri ölüler diyarına gideceğine inanmaktaydı. Bir kimse öldüğü zaman bir takım cenaze ritüellerinin yerine getirilmesiyle öteki dünyaya gidebilirdi. Bu çalışma Nergal, Ereškigal, Ningišzida ve Dumuzi gibi birçok tanrının hüküm sürdüğü ölüler diyarının Sumerce metinlerde ne şekilde betimlendiğini ve bu metinlere göre insan ruhunun orada ne durumda olduğunu ortaya koymayı amaçlamaktadır. Konumuzla ilgili bilgilere çoğu Eski Babil Dönemi'ne tarihlenen Sumerce edebi ve mitolojik metinlerden ulaşmaktayız. Bu kaynaklardan elde edilen bilgilerle Eski Mezopotamyalıların öteki dünya hakkındaki inançlarını ortaya koymaya çalışacağız.
The Ancient Mesopotamians believed that after death, every human would go to the nether world which was thought to be underground. When a person died, he could go to the other world after some certain funeral rites. This paper aims to reveal how the nether world where many gods such as Nergal, Ereškigal, Ningišzida, Dumuzi ruled is depicted and to represent the conditions of the human spirits. Information about the subject is reached from Sumerian literal and mythological texts most of which dates to Old Babylonian Period. We will try to describe the other world beliefs of Mesopotamians via informations from these sources.
The meaning of the phrase " to drink the god " has been a long debate among the scholars. Some as... more The meaning of the phrase " to drink the god " has been a long debate among the scholars. Some assume that "to drink the cup of a god" has the same meaning with the "to drink a god". The clause "He will drink the cup of their god" which reflects how an Anatolian takes an oath in a Kültepe text (KT VII-a 294/t) is evaluated here. In order to understand this phrase better, not only the Old Assyrian sources but also the studies about “to drink a god” in Hittitology are reviewed in detail. Both, the practices of “drinking the god” and oath taking by pouring out of a cup are attested in the Old Assyrian and
Hittite texts.
Birçok Eskiçağ toplumu gibi Eski Mezopotamyalılar da ruhun varlığına ve ölümden sonra hayatın far... more Birçok Eskiçağ toplumu gibi Eski Mezopotamyalılar da ruhun varlığına ve ölümden sonra hayatın farklı bir âlemde devam ettiğine inanmaktaydılar. Bir kimse öldükten sonra cenaze âyinleri gerçekleştirilerek ruhunun öteki dünyaya, diğer tabirle ölüler diyarına gitmesi sağlanırdı. Bu çalışmada ölülerin ruhlarının nerede ikamet ettikleri üzerinde durulacaktır. Bu hususun aydınlatılabilmesi için öteki dünyanın yeri hakkında bilgi veren Sumerce kaynaklar ile uzmanların konu hakkındaki düşünceleri gözden geçirilecektir.
Eski Asur Devri metinlerinde anlamı henüz tespit edilememiş veya şüpheli olan birçok kelime bulun... more Eski Asur Devri metinlerinde anlamı henüz tespit edilememiş veya şüpheli olan birçok kelime bulunmaktadır. Şimdiye kadar birkaç metinde geçmiş olan himtum kelimesinin anlamı üzerinde yeni belgelerden de elde edilen bilgiler doğrultusunda bir değerlendirme yapıldığında; kelimenin gıdalarla kullanılan ṣimdu hacim ölçüsü ile geçmesi, sıklıkla yağlarla birlikte anılan bal ile birlikte kaydedilmesi, "kötü kaliteli" anlamındaki bīšu sıfatı ile nitelenmesi, CCT VI, 6d numaralı metinde himtum ile birlikte sadece yağ çeşitlerinden bahsedilmesi ve makalede değinilen bazı kelimelerin yazılışları arasındaki farklılıkların himtum-himetum ile kıyaslanabilir olması gibi hususlar tespit edilmekte ve daha önceden İ. Albayrak tarafından belirtilen bu iki kelime arasındaki ilişkisinin doğru olduğu sonucuna ulaşmaktayız. Kısaca, himtum, "saf tereyağı" anlamı verilen ve lügatlerde himētum telâffuzu ile kaydedilen himetum'un Eski Asurcadaki yazılışı olmalıdır.
Art, which is one of the most important activities of human beings, is also in a position to make... more Art, which is one of the most important activities of human beings, is also in a position to make sense of human life, direct it and help humans better perceive it. Sculpture, which is one of the oldest branches of plastic arts, is directly involved in human life with its threedimensional structure and may even oftentimes intervene in it. It is necessary to make room in our world and in the places where we live for art. This intervention is usually shaped with durable and solid materials. However, artists have developed and continue to develop these suggestions with very different forms, meanings, methods and materials. The human body is one of them. In this study, shaping methods in art and especially in sculpture are discussed, which is
Uploads
Papers by Ömer Kahya
Abstract
Ancient Mesopotamians had believed in life after death. When a person died, he was buried after the funeral in which performed several rituals. The being, called eṭemmu (GIDIM) "spirit", departed from the body of a dead person and went to the netherworld according to their beliefs. In written sources of ancient Mesopotamia, the netherworld has generally depicted as a place in bad condition and gloomy. Funerary offerings should had been performed by relatives for spirits reaching to the other world. Firstly, the eldest son of a decedent was responsible for funerary offerings. Daughter or adoptee of a decedent could carry out this duty in absence of a son. It was believed that if funerary rituals and offerings did not fulfill for a decedent, its spirits may attack to family members or the others. In this study, the related Kültepe texts belonged to Assyrians, will be examined and it will be seen that Assyrian traders who came from Mesopotamia to Anatolia for trading and settled in the several Anatolian cities, had similar beliefs to ancient Mesopotamians.
The Ancient Mesopotamians believed that after death, every human would go to the nether world which was thought to be underground. When a person died, he could go to the other world after some certain funeral rites. This paper aims to reveal how the nether world where many gods such as Nergal, Ereškigal, Ningišzida, Dumuzi ruled is depicted and to represent the conditions of the human spirits. Information about the subject is reached from Sumerian literal and mythological texts most of which dates to Old Babylonian Period. We will try to describe the other world beliefs of Mesopotamians via informations from these sources.
Hittite texts.
Books by Ömer Kahya
Abstract
Ancient Mesopotamians had believed in life after death. When a person died, he was buried after the funeral in which performed several rituals. The being, called eṭemmu (GIDIM) "spirit", departed from the body of a dead person and went to the netherworld according to their beliefs. In written sources of ancient Mesopotamia, the netherworld has generally depicted as a place in bad condition and gloomy. Funerary offerings should had been performed by relatives for spirits reaching to the other world. Firstly, the eldest son of a decedent was responsible for funerary offerings. Daughter or adoptee of a decedent could carry out this duty in absence of a son. It was believed that if funerary rituals and offerings did not fulfill for a decedent, its spirits may attack to family members or the others. In this study, the related Kültepe texts belonged to Assyrians, will be examined and it will be seen that Assyrian traders who came from Mesopotamia to Anatolia for trading and settled in the several Anatolian cities, had similar beliefs to ancient Mesopotamians.
The Ancient Mesopotamians believed that after death, every human would go to the nether world which was thought to be underground. When a person died, he could go to the other world after some certain funeral rites. This paper aims to reveal how the nether world where many gods such as Nergal, Ereškigal, Ningišzida, Dumuzi ruled is depicted and to represent the conditions of the human spirits. Information about the subject is reached from Sumerian literal and mythological texts most of which dates to Old Babylonian Period. We will try to describe the other world beliefs of Mesopotamians via informations from these sources.
Hittite texts.