Medical Ethics

Türkiye'de verem savaş derneklerinin tüberküloz mücadelesindeki yeri İnsanlık tarihi kadar eski bir hastalık olan ve insanoğlunun yaşamını her alanda etkileyen tüberküloza karşı verilen mücadele dünyada sivil toplum örgütleri tarafından başlatılmış ve bu mücadele ikinci dünya savaşı sonrasında başarıya ulaşmıştır. Tüm dünyada olduğu gibi Anadolu'da da tüberkülozla mücadele tıp çevrelerinde önde gelen isimlerin girişimleriy

With recent widespread advances in laparoscopy, providing education on this subject has become a significant challenge. The aim of this study was to determine the degree of contribution made by surgeons to laparoscopic education through an educational video. A total of 40 volunteer general surgery residents and specialists participated in our study. Before watching the approximately six-minute educational video prepared for laparoscopic appendectomy, the participants were asked to fill out participant information forms and information measurement questionnaire forms. After the video, the participants were asked to fill out the information measurement questionnaire forms a second time; additionally, attitude evaluation forms and education evaluation questionnaire forms were presented to the participants for completion, and statistical analysis was performed. Furthermore, the total watching duration and the number of times the video was paused were recorded. A total of 40 surgeons par...

PURPOSE Circumcision is one of the historical surgical procedures. Some sources throughout the history contain various definitions about different circumcision methods. we described the details of the method, and aimed to remind the possibility of contemporary usage. MATERIALS AND METHODS We compared circumcision chapters of Sabuncuoglu and Zahrawi to explain the historical origin of Sabuncuoglu's favorite circumcision method. RESULTS We found a method which might be summarized as "knotting with rope technique" in one of historical textbooks named as Cerrahiyyetul Haniyye (Imperial Surgery) written by Serefeddin Sabuncuoglu (1385-1468?) in 1465. CONCLUSION This circumcision method is not used currently. In addition this method has not been defined in the history of medical literature yet.

Hastane ortamının yabancılığı ve yalnızlığı, tanımadığı kişilerle iletişim kurma zorunluluğu, hekimlerin kullandığı anlaşılması zor tıbbi dil, daha önceden aynı konuda bireysel deneyiminin olmaması, bilgi noksanlığı, eksik ve/veya yanlış duyumlar ve dahası beden bütünlüğünün bozulma kaygısı gibi nedenlerden dolayı herhangi bir girişimsel işlem uygulanması planlanan hastaların işlem öncesinde anksiyete düzeyleri yüksektir. Hiç kuşku yok ki bu yüksek kaygı düzeyi, hastaların motivasyonlarını, yapılacak işleme ve/veya tedaviye özgürce karar verme iradelerini ve işlem ve/veya tedaviye uyumlarını olumsuz etkilemektedir. Gerek Türkçe gerekse İngilizce literatürde göğüs hastalıkları alanında invaziv girişim olarak çok sık kullanılan ve hastalarda önemli derecede anksiyeteye neden olan bronkoskopi işlemi hakkında video bilgilendirmenin hastanın aydınlatılması ve anksiyetesi üzerine olan etkisini araştıran bir çalışmanın olmaması nedeni ile bu araştırma medikal literatürdeki eksikliği gidermeye yönelik olarak yapıldı. Yöntem: Çalışma bünyesinde araştırmaya katılmayı kabul eden hastalar "zarf çekme" yöntemine göre Yazılı ve Sözlü Bilgilendirme Grubu, Yazılı, Sözlü ve Video Bilgilendirme Grubu ve Video Bilgilendirme Grubu olarak üç gruba randomize edildi. Araştırma verileri hastaların sosyodemografik bilgileri, bilgilendirme öncesi ve sonrası bronkoskopi bilgi anketleri, bilgilendirme öncesi ve sonrası Durumluk Kaygı Ölçeği (STAI), bronkoskopi öncesi ve sırasındaki vital bulguları, bronkoskopi sonrası hekim ve hasta değerlendirme formlarından elde edildi. Bulgular: Yapılan analizlerde bronkoskopi işleminin hastalarda kaygı ve korkuya yol açtığı, video bilgilendirme yönteminin yazılı-sözlü bilgilendirme yöntemine kıyasla bu kaygı ve korkuları daha çok azalttığı; özellikle acı konusunda hastalarda gelişen hatalı algı ve korkuları düzeltme açısından diğer yönteme kıyasla anlamlı oranda başarılı olduğu; benzer biçimde video bilgilendirme yönteminin hastaların anksiyete puanlarını anlamlı oranda azalttığı, onları endişe-heyecandan kurtardığı ve bu nedenle bronkoskopi işlemi esnası ve sonrasında otonom sinir sistemi yanıtlarının neden olacağı taşikardi, takipne ve hipertansiyon gibi istenmeyen etkilerden koruduğu ve hastaları daha çok soru sorma ve sorgulamaya yönelttiği saptanmıştır. Tartışma ve Sonuç: Video bilgilendirme yöntemi, bronkoskopinin neden olduğu anksiyeteyi azaltmada ve hastayı onam açısından bilgilendirmede yazılı-sözlü bilgilendirmeden anlamlı olarak daha üstündür.

Amaç: Eylül 2014-Mart 2015 tarihleri arasında acil servise başvuran ve preoperatif klinik ve radyolojik olarak akut apandisit tanısı konan hastalarda uygulanan cerrahi prosedürün yaşam kalitesi üzerine etkisini araştırmak.. Yöntem: Bu çalışma Eylül 2014-Mart 2015 tarihleri arasında acil servise başvuran ve preoperatif klinik ve radyolojik olarak akut apandisit tanısı konan 53 hastaya laparoskopik ya da açık apendektomi yapıldıktan sonra postoperatif 1. gün ve 1. aylarda SF 36 anketleri uygulanarak yapılmıştır. Bulgular: Çalışmaya 53 hasta katıldı. 33'ü(%62,3) kadın, 20'si (%37,7) erkek olup 21'ine (%39,6) açık, 32'sine (%60,4) laparoskopik prosedür uygulandı. Postoperatif analjezik ihtiyaçlarına bakıldığında her 2 grup arasında 0-1 ve 2. saatler arasında anlamlı fark saptanmazken postoperatif 3. saatte 2. grubun analjezik ihtiyacının giderek azaldığı gözlendi. SF 36 anketlerinin değerlendirilmesinde; postoperatif 1. günlere bakıldığında ruh sağlığı, fiziksel fonksiyon, fiziksel rol ve sosyal fonksiyon açısından gruplar arasında istatistiksel farklılık saptanmazken,ağrı,genel sağlık algısı,canlılık, emosyonel rol, fiziksel bileşen özet ve mental bileşen özetleri açısından laparoskopik apendektominin açık apendektomiye göre istatistiksel olarak anlamlı olduğu görüldü. 1. ay anketlerinde ise sosyal fonksiyon açısından istatistiksel olarak anlamsız bulunurken,fiziksel fonksiyon, fiziksel rol, ağrı, genel sağlık algısı, canlılık, emosyonel rol, ruh sağlığı, fiziksel bileşen özet ve mental bileşen özetleri açısından laparoskopik apendektomi puanları açık apendektomiye göre istatistiksel olarak anlamlı bulundu. (Sakarya Tıp Dergisi 2016, 6(2):67-72) Sonuç: Yaşam kalitesi üzerine erken ve geç dönemde olumlu etkisi olan laparoskopik prosedür açık yönteme göre daha iyi sf-36 sonuçları elde etmiştir

History is a discipline that studies processes. One of the methods it uses is collecting data on a line that goes to the past beginning from the present or "right now". As in paleoanthropology or developmental psychology, the branch of genetics can be said to benefit from the use of similar methods. No doubt, to trace the fingerprints of any disease in any society needs a comprehensive and interdisciplinary study.

Aim. Laparoscopic cholecystectomy (LC) is one of the most commonly performed operations in surgical practice. Reports on surgical outcomes of this operation are in excess in the literature. However, studies designed to understand perceptions of patients, and vital points of informed consent about this operation are still lacking. We aimed to analyze the knowledge and perception of patients about LC in order to understand the topics that should be emphasized before surgery. Methods. Patients admitted to outpatient clinic for gallbladder disease requiring surgery were considered for enrollment. Individuals consenting to participate were given a questionnaire about demographics, and basic measures of LC. Each statement had a 4 point scale. They were also asked the source of information, type of operation they would prefer to undergo, and their reasons for that. Results. Our patients had adequate knowledge regarding the technical equipment, surgical education, and experience required for LC compared to open cholecystectomy (71%, 45%, and 59%, respectively). A significant number of participants had knowledge on pain, hospitalization period, and infection, (64%, 74%, 63.7%, respectively). Expense of the operation, postoperative adhesion and hernia formation were significantly unknown among participants (36.7%, 47%, and 47.7%, respectively). Eighty percent of participants preferred to undergo laparoscopic surgery. However, 17.3% percent of those had no preference on the type of surgery. The main reasons given for preferring LC were less pain and shorter incision (53.3% and 31%, respectively). Source of information was family and relatives in more than half of the cases and these sources were more common among primary educated. One fourth of our patients (24.7%) thought that LC is done only for stone removal, and almost half of participants (46%) had no idea on gallbladder or stone removal. Patients obtaining information from the Internet had a better knowledge compared to others. Conclusion. We conclude that, a) effects of LC on postoperative adhesion, and hernia formation are significantly unknown among patients, b) patients obtaining information from family or relatives, and those with low education level think that LC, apart from conventional OC offers the possibility of removing stones only, and leaving the gallbladder in situ, and c) informed consent for LC should be personalized, emphasizing postoperative adhesion, hernia formation, and gallbladder removal.

Getting involved in crime in children is classified as a risktaking behaviour. Risk-taking behaviour is defined as a behaviour that creates proportionately the possibility of undesirable consequences. According to many studies, risk-taking behaviour and crime statistics reaches a peak during late adolescence and early adulthood. In our study, we aimed to search the prevalence of the crime behaviour and related factors in young adults dragged into the crime but somehow managed to receive university education. Method: 706 university students from 1 st and 4 th grades were involved into this study. Results: 15.3% of the participants state that they have committed a crime at least once; moreover, male gender is more frequently observed in children who are dragged into crime. The probability of being abused (physicalemotional-negligence) and self-harming behaviour are more common in children dragged into the crime. Conclusions: The reason why most of the children dragged into crime are male; thus can be explained such factors as taking part of males ones in work and social life more, controlling and protection of females' spending time out of home. The frequency of getting involved into crime by those evaluating their income as inadequate is higher than the other group. Children living in a poor family, environment and privation may cause children to lead criminal and problematic behaviours. Self-harming behaviour is more common in children dragged into crime. Self-harming behaviour in lower-income people and in certain social groups has been observed more commonly; furthermore, it may be thought that what children dragged into crime live is related to the social environment and the levels of their income. As a result, it was found that children dragged into crime are the ones who are often males, belonging to the lower income group, having frequently self-harming behaviour; moreover, they are the children whose families have criminal past and they are the children who experience abuse more frequently. Child abuse, child neglecting and selfharming behaviour should be searched in all children who dragged into the crime.

Ozet Amac. Hekimlerin mesleki uygulamalari sirasinda meydana gelen tibbi uygulama hatalari ile ilgili ozel bir duzenleme ulkemizde henuz yururlukte bulunmamaktadir. 5237 Sayili yeni Turk Ceza Kanunu hekimlerin tibbi uygulama hatalarindan dolayi sorumluluklarini tanimlayan ozel kavramlari icinde barindirmaktadir. Turk Ceza Kanunu'nda ki "Bilincli taksir" ve "olasi kast" gibi yeni kavramlar tip meslegi baglaminda belirsizliklere yol acmakta ve hekimlerin bu konuda kaygi hissetmelerine neden olmaktadir. Bu calismada hekimlerin tibbi uygulama hatalari ile ilgili bilgi ve tutumlarini, konu ile ilgili olarak ulkemizde yargi sisteminde yururlukte olan duzenlemeler hakkindaki bilgi duzeylerini ve mesleki mali sorumluluk sigortasi hakkindaki tutumlarini tespit etmeyi amacladik. Yontem. Tokat Il merkezinde hizmet veren Universite Uygulama ve Arastirma Hastanesi, Devlet Hastaneleri ve Saglik Ocaklarinda calisan 540 hekimden tabakali orneklemle 135 (% 25) hekim calismaya...

Modern tıp yaşamı uzatmakla birlikte hekimler ölmekte olan bireyin tedavi ve bakım uygulamalarında etik ikilemler yaşamaktadırlar. Bu araştırmada amaç etik eğitiminin tıp fakültesi öğrencilerinin yaşamın sonuyla ilgili tutumları üzerine etkisini belirlemektir. Gereç ve Yöntem: Klinik deneyimi olmayan ve daha önce yaşamın sonuyla ilgili etik eğitimi almamış 97 tıp fakültesi öğrencisine anket uygulanmıştır. Bir yıllık klinik eğitim süreci sonunda yapılan etik eğitimi sonrası anket ikinci kez uygulanmıştır. İstatistiksel değerlendirmede McNemar testi ve yüzdelik dağılım kullanılmıştır. Bulgular: "Tedavisi mümkün olmayan ileri evreye ulaşmış kanser olduğu hastaya anlatılmalı" ifadesine etik dersi alanlarda katılım %78,4, almayanlarda %60,8'dir (p=0,009). "Hekim ve hastanın ventilasyon cihazına bağlanmaması yönündeki ortak kararını aile kabul etmez ise hasta cihaza bağlanmalı" ifadesine olumlu görüş bildirme oranı etik eğitimi almayanlarda %72,2, alanlarda %43,3 (p=0,000). "Doktorun hastayı ventilasyon cihazına bağlamak istemesine rağmen hasta ve ailenin isteği doğrultusunda hastanın cihaza bağlanmaması" ile ilgili ifadeye eğitim almayanların %39,2'si eğitim alanların %62,9'u katılmıştır (p=0,002). "Hastanın acılarını sonlandıracak ve ölümüne neden olacak miktarda ağrı kesici ilaç istediği, ancak doktorun hastayı sadece bir kez gördüğü durumda; aile aşırı doz ilaç verilmesini kabul ederse doktor ilacı vermelidir" ifadesine katılanların oranı eğitim almayanlarda %33, eğitim alanlarda %63,9 (p=0,000). Sonuç: Yaşamın sonuyla ilgili kararlarda hasta özerkliğine saygının etik eğitimi sonrasında artığı, ancak hastanın ölümüne neden olacak uygulamalarda özerkliğin istendik düzeyde olmadığı ve hekimin hastayla ilişki süresinin karar verme sürecine etki ettiği görülmüştür.

Anadolu’da inşa edilen ve varlığını ancak yazılı kaynaklardan öğrendiğimiz hastanelerden birisi Nusaybin’de tesis edilmiştir. Aḥmed ʿĪsā Beg Tārīḫu’l-Bīmāristānāt fī’l-İslām adlı eserinde İbn Baṭṭūta Seyahatnamesi’ni referans göstererek Bīmāristān-ı Naṣībīn başlığı altında XIV. yüzyılda Nusaybin’de bir hastane bulunduğunu haber vermektedir ve literatürdeki pek çok çalışmada da Nusaybin hastanesiyle ilgili olarak yalnızca bu bilgiye atıf yapılmaktadır. Araştırmalarımız sırasında karşılaşılan bazı yeni bilgiler ışığında Naṣībīn/Nusaybin Bīmāristānı tarihi hakkında Türk tıp tarihi literatüründe yer alan bilgileri tamamlayıcı bir değerlendirmenin yapılması bu çalışmanın amacıdır. Bu araştırmada Naṣībīn/Nusaybin Bīmāristānı hakkında bilgi içeren birincil kaynaklar saptanmış, bu kaynakların incelenmesi ile elde edilen Naṣībīn/Nusaybin Bīmāristānı ile ilgili bilgiler yazının “bulgular” bölümünde verilmiş ve sonra literatür eşliğinde tartışılmıştır. Naṣībīn/Nusaybin Bīmāristānı Büyük Selçuk...

Sanayi devrimi ile birlikte uluslararasi ticaretin, gelisen teknoloji ile yaygin ve hizli hale gelmesi ve yeni sehir yasami, bulasici hastaliklarin yikiciliginin ciddi boyuta ulasmasina neden olmustur. Insanoglunun salgin hastaliklarla mucadelesi, modernizm acisindan savas metaforuyla anlatilmaktadir. Bu bakis acisi modern devletin bulasici hastaliklari bir dusman olarak algilamasina ve ona karsi sert onlemler almasina neden olmustur. Bu donemde Osmanli Imparatorlugu’nda Batili ulkelerin baskisi, modernlik gostergesi ve Misir ile yasanan siyasi rekabetin sonucunda, ulkenin saglik sinirlarini kontrol etmek amaciyla karantina teskilati olusturulmustur. Bu baglamda Istanbul’dan sonra Ocak 1840’da kurulan Izmir karanti- na organizasyonu, tasrada kurulmak istenen orgutlenmeye bir model olarak tasarlanmistir. Izmir bolgesine gelen ticari ve hac yolcularinin karantina islemleri bu organizasyon tarafindan yurutulmustur. Klazo menai-Urla karantinasi olarak tanimladigimiz organizasyonun, Enve...