Ben hala ölen babamın yasını tutarken ve onu hayatımda bir daha asla göremeyeceğimi düşünürken, f... more Ben hala ölen babamın yasını tutarken ve onu hayatımda bir daha asla göremeyeceğimi düşünürken, festivalde gösterilen iki belgesel bize "durun her şey bitmedi" der gibiydi. "Eternal You" ve "Love Machina" yapay zeka ve ölümden sonraki yaşam arasındaki bağlantıyı inceleyen iki belgesel film.
Bugün yerli dizilerdeki sinirli kadın arketipi üzerine yazmak için bilgisayarın başına geçtim. Ya... more Bugün yerli dizilerdeki sinirli kadın arketipi üzerine yazmak için bilgisayarın başına geçtim. Yazıyı yazdım da. Yazıya "Feminizm, güçlü erkekleri gördüğümüz bağlamlara daha fazla kadın yerleştirmek değildir" diye bir spot eklemek istedim. Ekledim de. Ama yazı o kadar uzun oldu ki, sanırım onun paylaşılma yeri bir Pazar gazetesi için artık uygun değildi.
Bahar dizisi yeni başladı. Çok konuşuldu üzerine. Yeni başlayan ve tutan her dizi bütün sorunları... more Bahar dizisi yeni başladı. Çok konuşuldu üzerine. Yeni başlayan ve tutan her dizi bütün sorunlarımızı çözmeye gelmiş gibi bir hava yaratıyoruz gibi geliyor bana zaman zaman. Diziyi izledim, jenerik giriyor ve biz baharın dallanıp budaklandığını, çiçeklendiğini görüyoruz. İlk sahneden, içimize umut kırıntıları ekiliyor. Bahar geliyor. Bahar, rengarenk giyinen ama hayatının renkleri solmuş bir kadın. Yeni bir hayat kurmayı başarırsa, silkinip oturduğu yerden kalkarsa bize de umut aşılayacak gibi duruyor. Öyle ya, biz ayağa kalkıp yapamıyorsak o zaman birisi ekranlarda bizim için yapmalı bunu.
Bir Düşüşün Anatomisi bir kadın yönetmenin, Justine Triet'nin filmi. Uzundur farkettiğim bir dönü... more Bir Düşüşün Anatomisi bir kadın yönetmenin, Justine Triet'nin filmi. Uzundur farkettiğim bir dönüşümden nasibini alan karmaşık karakterleri ve bu dönüşümle kadının kurban, mağdur, cani ya da en iyi ihtimalle anne, ev kadını, cinsel obje gibi değil, kendisi gibi temsil edildiği bir yönetmenin filmi. Başladığı andan itibaren izleyene sorulan sorduran film, izleyicileri ve ailenin oğlu Daniel'ı aynı noktaya yerleştiriyor. Neler olup bittiğini anlamak için Daniel ile beraber bir o tarafa, bir bu tarafa savruluyoruz. Ama nafile. Çünkü gerçek dediğimiz şey aslında yok.
Melodram anlatılarının temel izleği hiç kuşkusuz imkansız aşktır. İmkansız aşk teması adının öner... more Melodram anlatılarının temel izleği hiç kuşkusuz imkansız aşktır. İmkansız aşk teması adının önerdiği imkansızlıktan uzak bir deneyim sunar izleyene. Aşk imkansızdır ama aynı zamanda tam da imkansız değildir. Onu imkansız yapan koşulları pekala değiştirebiliriz. Yeşilçam'dan el alan yerli dizilerde bu izlek tekrarlanır ama her daim bir umudu da içinde barındırarak. Ortada bir çatışma vardır ama her an her şey de değişebilir hani. Bu öyle güçlü bir anlatı izleğidir ki, her tarihi sosyal arka plana uyar. 50'li 60'lı yıllarda kötü kalpli köy ağası, iyi yürekli maraba ve yoksul kız üçgenine harika olur mesela. 60'ların zengin kız fakir ama yürekli oğlan masalına cuk oturur. 70'lerin işçi sınıfı döneminde burjuva kadının ayartmaya çalıştığı yakışıklı işçi hikayesine biçilmiş kaftandır. 80'lerin disko anlatıları artık ekonomik özgürlüğünü elde eden kadının ya yozlaşmasını ya varoluşsal bunalımını anlatır. Böyle durumlarda aile değerlerini bize anlatacak bir erkek kahramana ve bir de yine bir imkansız aşka ihtiyaç vardır. 90'larda o eski köy ağaları kente gelmiş ve biraz da yoksullaşmış olurlar. Ancak mahallenin kabadayılara ihtiyacı vardır. İzleyicinin de imkansız aşka. 2000'lerle beraber Anadolu kaplanları dönemi de başlar. Görüntüde özgür kadınlar ister ressamlığı seçsin ister Amerika'da okusun, ister gezgin olsun, Seymen'e aşık olup onun dizinin dibinde oturuverir. Çünkü ne demiştik? Ah min-el aşk! Aşk öyle uludur ki, o her şeyi affeder. Öyle büyüktür ki her yol ona çıkar. O varsa bütün dertler ötelenir, herkes kendini ona teslim eder.
Bir Düşüşün Anatomisi bir kadın yönetmenin, Justine Triet'nin filmi. Uzundur farkettiğim bir dönü... more Bir Düşüşün Anatomisi bir kadın yönetmenin, Justine Triet'nin filmi. Uzundur farkettiğim bir dönüşümden nasibini alan karmaşık karakterleri ve bu dönüşümle kadının kurban, mağdur, cani ya da en iyi ihtimalle anne, ev kadını, cinsel obje gibi değil, kendisi gibi temsil edildiği bir yönetmenin filmi. Başladığı andan itibaren izleyene sorulan sorduran film, izleyicileri ve ailenin oğlu Daniel'ı aynı noktaya yerleştiriyor. Neler olup bittiğini anlamak için Daniel ile beraber bir o tarafa, bir bu tarafa savruluyoruz. Ama nafile. Çünkü gerçek dediğimiz şey aslında yok.
Türkiye dizi ihracatında dünyada ikinci sırada. Gazeteler, sosyal medya dizi haberleri ile dolu. ... more Türkiye dizi ihracatında dünyada ikinci sırada. Gazeteler, sosyal medya dizi haberleri ile dolu. Dizi oyuncuları, yabancı ülkelerde büyük organizasyonlarla karşılanıyor. Pasta büyüyor gibi görünüyor ve aynı zamanda büyüyen bu pasta da ara ara da olsa kadına şiddetin konu edildiğini, kadın dayanışmasının vurgulandığını görüyorum. Ya da görmek istiyorum. Dizilerin toplumsal bir sorumluluğu var mı konusuna da girebiliriz, belki başka bir yazıda. Ben şimdilik olmasını arzu ettiğim için, faydasının olabileceğini düşündüğüm için, bu konuda yazacağım.
The volume looks at the relation between contemporary Turkish film and television discourses and ... more The volume looks at the relation between contemporary Turkish film and television discourses and religion, in relation to the traditions and rituals of Islam, the representation of Muslim women, an ...
ABSTRACT Family centered and melodramatic television serials recall the image of the melodramas o... more ABSTRACT Family centered and melodramatic television serials recall the image of the melodramas of the period we call Yesilcam. There is an intertextual relation between Yesilcam movie and television serials' narrative discourses. These serials are connected to the past as well as to the present. The experience of watching the Yesilcam films and the contemporary television serials are more similar than one might think, and this is one of the reasons of the intertextual relation. First of all, the habit of moviegoers in Turkey in 1960's included family chatter, soft drinks and dried fruits & seeds, and their coming and leaving as they wished. So, it was more similar to family viewing at home than theatre viewing, when compared to today. Watching television serials is not only a matter of watching television but it is also a matter of being a part of those years. Keywords: Social memory, cinemagoing experience, habit of watching tele-novelas, Yesilcam, television serials OZET Yesilcam filmleri ile gunumuz yerli dramalari arasindaki anlati ve anlatim benzerlikleri aciktir. Bu iki anlati, birbirinden ayrildigi noktalar olsa da karakter kurulumu, olay orgusu, estetik ozellikler bakimindan birbirlerine oldukca yakindir. Sinema ve televizyon birbirinden ne kadar farkli deneyimler olsalar da bu iki anlati turunun izleyici zihninde ve begenisinde ortak bir tat birakmasinin bir cok nedeni bulunmaktadir. Bu nedenlerden biri de film ve televizyon izleme deneyimlerinin benzesmesidir. Sinemanin "ev disi", televizyonun ise "ev ici" ozelligi olmasina ragmen, makalede one surulen iki deneyimin toplumsal hafiza baglaminda ortak noktasi olacaktir. Anahtar Sozcukler: Toplumsal hafiza, film izleme pratigi, dizi izleme pratigi, Yesilcam, yerli dramalar 1. Giris Arzulari baski altina alinanlarin kendisini ana karakterin yerine koyarak sinemasal temsillerin macerasina ciktigi kip olan melodram sinemasinin sosyallestirici bir islevi de bulunmaktadir. Birlikte aglayip, birlikte gulunen filmlerin yani sira bu filmler bilincaltimizdaki kolektif bir boslugu doldurur. Filmleri seyrederken sosyallesmek donemin acik hava sinemalarinda cekirdek yiyip gazoz icerek vakti eglenerek harcamak, biri eski biri yeni sezon filmlerin arka arkaya gosterildigi kuruyemis citlatilan localar hem kadina ev disinda bir is yukler hem de arkadaslari ile fikir telakkisinde bulunabilecegi bir mecra saglar. Istanbul'da kent yasaminda bos zaman gecirmek icin sinemaya gitmek cazip bir aktivite olmus ve halk sinemayi cok benimsemistir. Halkin sinemaya olan ilgisini farkeden yapimcilar, onlara cabuk tuketebilecekleri filmler uretmeye baslamistir. Bu yillarda Misir ve Hollywood yapimlarindan etkilenen Turk Sinemasi dunyanin en cok film ureten ulkelerinden biri olmustur. Sinema salonlari ailelerle dolup tasmis, biri eski sezon biri yeni sezon olmak uzere Turk Filmleri gazozlu, cekirdekli salonlarda kitlelerle bulusmustur. 1960'li yillarin ortalarindan itibaren alt gelir gruplarindan insanlari ruya alemlerine goturecek, Batili burjuva hayat tarzini ozendirecek ve bir bakima kentli ust orta siniflarin temsilini olusturacak filmlerin yapim sureci hizlanmistir. Bu filmlerde alt siniftan gelen kisiler bile kisa zamanda paraya kavusacak ancak paraya kavustugu olcude de mutsuz olacaktir. Ornegin Daglar Kizi Reyhan filminde onceleri sofor olan Kemal bir intikam ugruna zenginlesmis, ancak parada aradigi mutlulugu bulamamistir. Doneme ait bircok filmde gecekondu insaninin fakirlik duygusunu gidermek icin -gerceklikten uzak bir anlatim tarzi ile- asil mutlulugun yoksul mahallelerde oldugu yinelenecektir. Bu filmleri sinemada izleyen kusak yillar sonra televizyonda benzer anlatilari bulmus ve bu "yeni" formu gundelik hayati icine kolayca alabilmistir. Zira Yesilcam filmleri ile aile merkezli melodramatik televizyon dizileri arasindaki metinlerarasi bag aciktir. Bu metinlerarasi akisin bir cok nedeni bulunmaktadir. …
Video activism is among the predominant forms of contemporary digital activism. In networked cult... more Video activism is among the predominant forms of contemporary digital activism. In networked cultures dominated by social media platforms, video activism has seen various transformations. This paper investigates the role of video activism within the feminist movements in Turkey in the context of digital culture. In-depth interviews have been conducted to explore the tactics of feminist video activists. In particular, the tactics of feminist video activists have been analysed at four levels: video production, video distribution, video ethics and video archiving. The results show how networked video activism contributes to the feminist movements at three levels: the creation of feminist media as an alternative to patriarchal narratives, the organisation of affect and solidarity among women and finally, self-reflexivity and subjectification for activists.
Denize baktığımda Louis Armstrong "What a Wonderful World" şarkısını söyler ve ben yeniden on bir... more Denize baktığımda Louis Armstrong "What a Wonderful World" şarkısını söyler ve ben yeniden on bir yaşımda olurum. Denize atlamaktan, diplere dalmaktan yaz boyu geçmek bilmeyen bir kulak enfeksiyonu... Yeniden su kaçmasını önlemek için taktığım tıkaçlar her şeyi derinden duymama sebep olur. Bir çocuk havuza atlar, kuşlar uçar, manolya ağacının yanındaki adam eşiyle konuşur, bir uçak geçer. Hepsinin sesi uzaklardan gelir.
Küçük kız, arabanın arka koltuğunda oturuyor. Saçları örülü. Pencereden gördükleri ona hep yeni. ... more Küçük kız, arabanın arka koltuğunda oturuyor. Saçları örülü. Pencereden gördükleri ona hep yeni. Ağaçların hastalandığını düşünüyor. Dünyası küçücük. O pencereden ne görüyorsa hepsi o. O yüzden de biz, bir çerçeveden izliyoruz bu sahneyi. Arabaya binen kadın, bu hangisi diye soruyor, küçük kızı kastederek. Küçük kızın saçları örülü, güneş yüzünü aydınlatıyor. Kamerayı aşağıya yerleştiriyor yönetmen. İzlediğimiz karakter ile kamera arasına da mutlaka mesafe giriyor. Olan biteni, odanın dışından, masanın arkasından izliyoruz. Cáit'in duygu dünyasını, bakış açısını ancak mesafelerle anlayabiliriz. Duyduğu her şeyi anlamıyor, gördüklerini kapı aralıklarından görüyor, kesik kesik parçalar halinde görüyor, yattığında sesler duyuyor çünkü Cáit daha dokuz yaşında.
The volume looks at the relation between contemporary Turkish film and television discourses and ... more The volume looks at the relation between contemporary Turkish film and television discourses and religion, in relation to the traditions and rituals of Islam, the representation of Muslim women, an ...
Ben hala ölen babamın yasını tutarken ve onu hayatımda bir daha asla göremeyeceğimi düşünürken, f... more Ben hala ölen babamın yasını tutarken ve onu hayatımda bir daha asla göremeyeceğimi düşünürken, festivalde gösterilen iki belgesel bize "durun her şey bitmedi" der gibiydi. "Eternal You" ve "Love Machina" yapay zeka ve ölümden sonraki yaşam arasındaki bağlantıyı inceleyen iki belgesel film.
Bugün yerli dizilerdeki sinirli kadın arketipi üzerine yazmak için bilgisayarın başına geçtim. Ya... more Bugün yerli dizilerdeki sinirli kadın arketipi üzerine yazmak için bilgisayarın başına geçtim. Yazıyı yazdım da. Yazıya "Feminizm, güçlü erkekleri gördüğümüz bağlamlara daha fazla kadın yerleştirmek değildir" diye bir spot eklemek istedim. Ekledim de. Ama yazı o kadar uzun oldu ki, sanırım onun paylaşılma yeri bir Pazar gazetesi için artık uygun değildi.
Bahar dizisi yeni başladı. Çok konuşuldu üzerine. Yeni başlayan ve tutan her dizi bütün sorunları... more Bahar dizisi yeni başladı. Çok konuşuldu üzerine. Yeni başlayan ve tutan her dizi bütün sorunlarımızı çözmeye gelmiş gibi bir hava yaratıyoruz gibi geliyor bana zaman zaman. Diziyi izledim, jenerik giriyor ve biz baharın dallanıp budaklandığını, çiçeklendiğini görüyoruz. İlk sahneden, içimize umut kırıntıları ekiliyor. Bahar geliyor. Bahar, rengarenk giyinen ama hayatının renkleri solmuş bir kadın. Yeni bir hayat kurmayı başarırsa, silkinip oturduğu yerden kalkarsa bize de umut aşılayacak gibi duruyor. Öyle ya, biz ayağa kalkıp yapamıyorsak o zaman birisi ekranlarda bizim için yapmalı bunu.
Bir Düşüşün Anatomisi bir kadın yönetmenin, Justine Triet'nin filmi. Uzundur farkettiğim bir dönü... more Bir Düşüşün Anatomisi bir kadın yönetmenin, Justine Triet'nin filmi. Uzundur farkettiğim bir dönüşümden nasibini alan karmaşık karakterleri ve bu dönüşümle kadının kurban, mağdur, cani ya da en iyi ihtimalle anne, ev kadını, cinsel obje gibi değil, kendisi gibi temsil edildiği bir yönetmenin filmi. Başladığı andan itibaren izleyene sorulan sorduran film, izleyicileri ve ailenin oğlu Daniel'ı aynı noktaya yerleştiriyor. Neler olup bittiğini anlamak için Daniel ile beraber bir o tarafa, bir bu tarafa savruluyoruz. Ama nafile. Çünkü gerçek dediğimiz şey aslında yok.
Melodram anlatılarının temel izleği hiç kuşkusuz imkansız aşktır. İmkansız aşk teması adının öner... more Melodram anlatılarının temel izleği hiç kuşkusuz imkansız aşktır. İmkansız aşk teması adının önerdiği imkansızlıktan uzak bir deneyim sunar izleyene. Aşk imkansızdır ama aynı zamanda tam da imkansız değildir. Onu imkansız yapan koşulları pekala değiştirebiliriz. Yeşilçam'dan el alan yerli dizilerde bu izlek tekrarlanır ama her daim bir umudu da içinde barındırarak. Ortada bir çatışma vardır ama her an her şey de değişebilir hani. Bu öyle güçlü bir anlatı izleğidir ki, her tarihi sosyal arka plana uyar. 50'li 60'lı yıllarda kötü kalpli köy ağası, iyi yürekli maraba ve yoksul kız üçgenine harika olur mesela. 60'ların zengin kız fakir ama yürekli oğlan masalına cuk oturur. 70'lerin işçi sınıfı döneminde burjuva kadının ayartmaya çalıştığı yakışıklı işçi hikayesine biçilmiş kaftandır. 80'lerin disko anlatıları artık ekonomik özgürlüğünü elde eden kadının ya yozlaşmasını ya varoluşsal bunalımını anlatır. Böyle durumlarda aile değerlerini bize anlatacak bir erkek kahramana ve bir de yine bir imkansız aşka ihtiyaç vardır. 90'larda o eski köy ağaları kente gelmiş ve biraz da yoksullaşmış olurlar. Ancak mahallenin kabadayılara ihtiyacı vardır. İzleyicinin de imkansız aşka. 2000'lerle beraber Anadolu kaplanları dönemi de başlar. Görüntüde özgür kadınlar ister ressamlığı seçsin ister Amerika'da okusun, ister gezgin olsun, Seymen'e aşık olup onun dizinin dibinde oturuverir. Çünkü ne demiştik? Ah min-el aşk! Aşk öyle uludur ki, o her şeyi affeder. Öyle büyüktür ki her yol ona çıkar. O varsa bütün dertler ötelenir, herkes kendini ona teslim eder.
Bir Düşüşün Anatomisi bir kadın yönetmenin, Justine Triet'nin filmi. Uzundur farkettiğim bir dönü... more Bir Düşüşün Anatomisi bir kadın yönetmenin, Justine Triet'nin filmi. Uzundur farkettiğim bir dönüşümden nasibini alan karmaşık karakterleri ve bu dönüşümle kadının kurban, mağdur, cani ya da en iyi ihtimalle anne, ev kadını, cinsel obje gibi değil, kendisi gibi temsil edildiği bir yönetmenin filmi. Başladığı andan itibaren izleyene sorulan sorduran film, izleyicileri ve ailenin oğlu Daniel'ı aynı noktaya yerleştiriyor. Neler olup bittiğini anlamak için Daniel ile beraber bir o tarafa, bir bu tarafa savruluyoruz. Ama nafile. Çünkü gerçek dediğimiz şey aslında yok.
Türkiye dizi ihracatında dünyada ikinci sırada. Gazeteler, sosyal medya dizi haberleri ile dolu. ... more Türkiye dizi ihracatında dünyada ikinci sırada. Gazeteler, sosyal medya dizi haberleri ile dolu. Dizi oyuncuları, yabancı ülkelerde büyük organizasyonlarla karşılanıyor. Pasta büyüyor gibi görünüyor ve aynı zamanda büyüyen bu pasta da ara ara da olsa kadına şiddetin konu edildiğini, kadın dayanışmasının vurgulandığını görüyorum. Ya da görmek istiyorum. Dizilerin toplumsal bir sorumluluğu var mı konusuna da girebiliriz, belki başka bir yazıda. Ben şimdilik olmasını arzu ettiğim için, faydasının olabileceğini düşündüğüm için, bu konuda yazacağım.
The volume looks at the relation between contemporary Turkish film and television discourses and ... more The volume looks at the relation between contemporary Turkish film and television discourses and religion, in relation to the traditions and rituals of Islam, the representation of Muslim women, an ...
ABSTRACT Family centered and melodramatic television serials recall the image of the melodramas o... more ABSTRACT Family centered and melodramatic television serials recall the image of the melodramas of the period we call Yesilcam. There is an intertextual relation between Yesilcam movie and television serials' narrative discourses. These serials are connected to the past as well as to the present. The experience of watching the Yesilcam films and the contemporary television serials are more similar than one might think, and this is one of the reasons of the intertextual relation. First of all, the habit of moviegoers in Turkey in 1960's included family chatter, soft drinks and dried fruits & seeds, and their coming and leaving as they wished. So, it was more similar to family viewing at home than theatre viewing, when compared to today. Watching television serials is not only a matter of watching television but it is also a matter of being a part of those years. Keywords: Social memory, cinemagoing experience, habit of watching tele-novelas, Yesilcam, television serials OZET Yesilcam filmleri ile gunumuz yerli dramalari arasindaki anlati ve anlatim benzerlikleri aciktir. Bu iki anlati, birbirinden ayrildigi noktalar olsa da karakter kurulumu, olay orgusu, estetik ozellikler bakimindan birbirlerine oldukca yakindir. Sinema ve televizyon birbirinden ne kadar farkli deneyimler olsalar da bu iki anlati turunun izleyici zihninde ve begenisinde ortak bir tat birakmasinin bir cok nedeni bulunmaktadir. Bu nedenlerden biri de film ve televizyon izleme deneyimlerinin benzesmesidir. Sinemanin "ev disi", televizyonun ise "ev ici" ozelligi olmasina ragmen, makalede one surulen iki deneyimin toplumsal hafiza baglaminda ortak noktasi olacaktir. Anahtar Sozcukler: Toplumsal hafiza, film izleme pratigi, dizi izleme pratigi, Yesilcam, yerli dramalar 1. Giris Arzulari baski altina alinanlarin kendisini ana karakterin yerine koyarak sinemasal temsillerin macerasina ciktigi kip olan melodram sinemasinin sosyallestirici bir islevi de bulunmaktadir. Birlikte aglayip, birlikte gulunen filmlerin yani sira bu filmler bilincaltimizdaki kolektif bir boslugu doldurur. Filmleri seyrederken sosyallesmek donemin acik hava sinemalarinda cekirdek yiyip gazoz icerek vakti eglenerek harcamak, biri eski biri yeni sezon filmlerin arka arkaya gosterildigi kuruyemis citlatilan localar hem kadina ev disinda bir is yukler hem de arkadaslari ile fikir telakkisinde bulunabilecegi bir mecra saglar. Istanbul'da kent yasaminda bos zaman gecirmek icin sinemaya gitmek cazip bir aktivite olmus ve halk sinemayi cok benimsemistir. Halkin sinemaya olan ilgisini farkeden yapimcilar, onlara cabuk tuketebilecekleri filmler uretmeye baslamistir. Bu yillarda Misir ve Hollywood yapimlarindan etkilenen Turk Sinemasi dunyanin en cok film ureten ulkelerinden biri olmustur. Sinema salonlari ailelerle dolup tasmis, biri eski sezon biri yeni sezon olmak uzere Turk Filmleri gazozlu, cekirdekli salonlarda kitlelerle bulusmustur. 1960'li yillarin ortalarindan itibaren alt gelir gruplarindan insanlari ruya alemlerine goturecek, Batili burjuva hayat tarzini ozendirecek ve bir bakima kentli ust orta siniflarin temsilini olusturacak filmlerin yapim sureci hizlanmistir. Bu filmlerde alt siniftan gelen kisiler bile kisa zamanda paraya kavusacak ancak paraya kavustugu olcude de mutsuz olacaktir. Ornegin Daglar Kizi Reyhan filminde onceleri sofor olan Kemal bir intikam ugruna zenginlesmis, ancak parada aradigi mutlulugu bulamamistir. Doneme ait bircok filmde gecekondu insaninin fakirlik duygusunu gidermek icin -gerceklikten uzak bir anlatim tarzi ile- asil mutlulugun yoksul mahallelerde oldugu yinelenecektir. Bu filmleri sinemada izleyen kusak yillar sonra televizyonda benzer anlatilari bulmus ve bu "yeni" formu gundelik hayati icine kolayca alabilmistir. Zira Yesilcam filmleri ile aile merkezli melodramatik televizyon dizileri arasindaki metinlerarasi bag aciktir. Bu metinlerarasi akisin bir cok nedeni bulunmaktadir. …
Video activism is among the predominant forms of contemporary digital activism. In networked cult... more Video activism is among the predominant forms of contemporary digital activism. In networked cultures dominated by social media platforms, video activism has seen various transformations. This paper investigates the role of video activism within the feminist movements in Turkey in the context of digital culture. In-depth interviews have been conducted to explore the tactics of feminist video activists. In particular, the tactics of feminist video activists have been analysed at four levels: video production, video distribution, video ethics and video archiving. The results show how networked video activism contributes to the feminist movements at three levels: the creation of feminist media as an alternative to patriarchal narratives, the organisation of affect and solidarity among women and finally, self-reflexivity and subjectification for activists.
Denize baktığımda Louis Armstrong "What a Wonderful World" şarkısını söyler ve ben yeniden on bir... more Denize baktığımda Louis Armstrong "What a Wonderful World" şarkısını söyler ve ben yeniden on bir yaşımda olurum. Denize atlamaktan, diplere dalmaktan yaz boyu geçmek bilmeyen bir kulak enfeksiyonu... Yeniden su kaçmasını önlemek için taktığım tıkaçlar her şeyi derinden duymama sebep olur. Bir çocuk havuza atlar, kuşlar uçar, manolya ağacının yanındaki adam eşiyle konuşur, bir uçak geçer. Hepsinin sesi uzaklardan gelir.
Küçük kız, arabanın arka koltuğunda oturuyor. Saçları örülü. Pencereden gördükleri ona hep yeni. ... more Küçük kız, arabanın arka koltuğunda oturuyor. Saçları örülü. Pencereden gördükleri ona hep yeni. Ağaçların hastalandığını düşünüyor. Dünyası küçücük. O pencereden ne görüyorsa hepsi o. O yüzden de biz, bir çerçeveden izliyoruz bu sahneyi. Arabaya binen kadın, bu hangisi diye soruyor, küçük kızı kastederek. Küçük kızın saçları örülü, güneş yüzünü aydınlatıyor. Kamerayı aşağıya yerleştiriyor yönetmen. İzlediğimiz karakter ile kamera arasına da mutlaka mesafe giriyor. Olan biteni, odanın dışından, masanın arkasından izliyoruz. Cáit'in duygu dünyasını, bakış açısını ancak mesafelerle anlayabiliriz. Duyduğu her şeyi anlamıyor, gördüklerini kapı aralıklarından görüyor, kesik kesik parçalar halinde görüyor, yattığında sesler duyuyor çünkü Cáit daha dokuz yaşında.
The volume looks at the relation between contemporary Turkish film and television discourses and ... more The volume looks at the relation between contemporary Turkish film and television discourses and religion, in relation to the traditions and rituals of Islam, the representation of Muslim women, an ...
Melodram anlatılarının temel izleği hiç kuşkusuz imkansız aşktır. İmkansız aşk teması adının öner... more Melodram anlatılarının temel izleği hiç kuşkusuz imkansız aşktır. İmkansız aşk teması adının önerdiği imkansızlıktan uzak bir deneyim sunar izleyene. Aşk imkansızdır ama aynı zamanda tam da imkansız değildir. Onu imkansız yapan koşulları pekala değiştirebiliriz. Yeşilçam'dan el alan yerli dizilerde bu izlek tekrarlanır ama her daim bir umudu da içinde barındırarak. Ortada bir çatışma vardır ama her an her şey de değişebilir hani. Bu öyle güçlü bir anlatı izleğidir ki, her tarihi sosyal arka plana uyar. 50'li 60'lı yıllarda kötü kalpli köy ağası, iyi yürekli maraba ve yoksul kız üçgenine harika olur mesela. 60'ların zengin kız fakir ama yürekli oğlan masalına cuk oturur. 70'lerin işçi sınıfı döneminde burjuva kadının ayartmaya çalıştığı yakışıklı işçi hikayesine biçilmiş kaftandır. 80'lerin disko anlatıları artık ekonomik özgürlüğünü elde eden kadının ya yozlaşmasını ya varoluşsal bunalımını anlatır. Böyle durumlarda aile değerlerini bize anlatacak bir erkek kahramana ve bir de yine bir imkansız aşka ihtiyaç vardır. 90'larda o eski köy ağaları kente gelmiş ve biraz da yoksullaşmış olurlar. Ancak mahallenin kabadayılara ihtiyacı vardır. İzleyicinin de imkansız aşka. 2000'lerle beraber Anadolu kaplanları dönemi de başlar. Görüntüde özgür kadınlar ister ressamlığı seçsin ister Amerika'da okusun, ister gezgin olsun, Seymen'e aşık olup onun dizinin dibinde oturuverir. Çünkü ne demiştik? Ah min-el aşk! Aşk öyle uludur ki, o her şeyi affeder. Öyle büyüktür ki her yol ona çıkar. O varsa bütün dertler ötelenir, herkes kendini ona teslim eder.
We insist on living! In order to understand this video shared by "Karşı Mahalle/ Opposite Neighbo... more We insist on living! In order to understand this video shared by "Karşı Mahalle/ Opposite Neighborhood," you may need to initially look at what the Istanbul Convention is. Because this video is a recording of the demonstration to protest the non-implementation of the Istanbul Convention. The Istanbul Convention, which entered into force in 2014, requires the states parties to this treaty of the Council of Europe to refrain from engaging in violence against women and to "take the necessary parliamentary and other measures to exercise due diligence to prevent, investigate, punish and provide reparation for" violence against women. Turkey is studying the possibility of violence from the Council of Europe Convention on preventing and fighting violence against women and domestic violence, commonly known as the Istanbul Convention, and is not implementing the convention either. Women filled the streets to protest the withdrawal from the treaty. And due to the pandemic, they demonstrated with their masks. The masks may also have been a protective shield for feminist video activists who mostly avoided close-ups, as well as making it easier to focus on the eyes that reflect the anger and pain. Nonetheless, this video is not just about the "Istanbul Convention." To understand what the video is about we need to look at the day before the protests. That is also the best way to understand the language of the video.
Dijitalleşme, bütün diğer yeni toplumsal hareketlerde olduğu gibi feminist hareketler ve eylem bi... more Dijitalleşme, bütün diğer yeni toplumsal hareketlerde olduğu gibi feminist hareketler ve eylem biçimlerinde de çeşitli dönüşümlere yol açtı. Bu dönüşümleri anlamlandırabilmek ve iyi yorumlayabilmek için sosyolojiden psikolojiye, iletişim bilimlerinden siyaset bilimine kadar uzanan geniş spektrumlu bir disiplinlerarası bakışa ihtiyaç vardır. Bu kitap öncelikle böylesi geniş bir disiplinlerarası bakışın ışığında hazırlandı. Feminist mücadelenin önemli araçlarından ve alanlarından biri olan dijital medyada, feminist mesajların üretimi ve yönetimi, takipçilerle etkileşim, hashtag kampanyaları, ifşa hareketleri, video aktivizm, veri aktivizmi, sokak protestolarının örgütlenmesi, kadınlar arası dayanışmanın güçlendirilmesi ve küresel feminist hareketlerle dayanışma gibi çeşitli feminist taktikler geliştiriliyor. Bu kitap, feminist hareketler, feminist medya, kadın emeği, kadına yönelik şiddet ve ifşa gibi konularda dijital medyanın rolünü inceleyen yazılardan oluşuyor. Kitapta aynı zamanda, feminizm ve iletişimin dijitalleşmesi arasındaki etkileşimle ilgili yeni kavramları tartışabilmek ve ortaya yeni sorular atabilmek için bir perspektif sunulmaya çalışılıyor.
Uploads
Papers by Aslı Kotaman
Kitapta aynı zamanda, feminizm ve iletişimin dijitalleşmesi arasındaki etkileşimle ilgili yeni kavramları tartışabilmek ve ortaya yeni sorular atabilmek için bir perspektif sunulmaya çalışılıyor.