Izmir Katip Celebi
Public Finance
Öz Sosyal güvenlik kavramı, Sanayi Devrimi'nin ardından ortaya çıkmıştır. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasında toplumların ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarını karşılayan bir araç olarak önem kazanmıştır. İzleyen dönemlerde, refah... more
Öz Sosyal güvenlik kavramı, Sanayi Devrimi'nin ardından ortaya çıkmıştır. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasında toplumların ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarını karşılayan bir araç olarak önem kazanmıştır. İzleyen dönemlerde, refah devletlerinde sosyal güvenlik sistemleri gelişmiş, sosyal güvenlik harcamaları artmıştır. Ancak 1973 Petrol Krizi'nden sonra yaşanan mali sorunlar, sosyal güvenlik harcamalarının artışını ve sosyal güvenlik sistemlerinin gelişimini sekteye uğratmıştır. Kriz, o dönemde, sosyal güvenlik sistemlerinde bir reform gerekliliğini ortaya çıkartmıştır. Bugün, devletler sosyal güvenlik reformlarına ilişkin oldukça duyarlı durumdadırlar ve toplumun tamamını kapsayan, kendi kendini finanse eden bir sosyal güvenlik sistemi geliştirme konusunda isteklidirler. Ancak, özellikle yaşlı nüfusun genç nüfustan fazla olması, aşırı boyutlardaki kayıt dışı ekonomi vb. sorunlar gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde sosyal güvenlik sistemlerinin geliştirilmesi ve sağlıklı sürdürülmesi açısından güçlüklere neden olmaktadır. Çalışmada gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde sosyal güvenlik harcamaları, ülkeler arasındaki sosyal güvenlik harcamaları farklılıkları ve sosyal güvenlik sistemlerine ilişkin sorunlar üzerinde durulmaktadır. Anahtar Kelimeler: sosyal güvenlik, sosyal güvenlik harcamaları, refah, nüfus yapısı, ekonomi A Reflection on Social Security and Social Security Expenditures Abstract The term social security has emerged after the Industrial Revolution and it has become an important tool in providing the social and economic needs of societies following the second world war. In the postwar period, social security systems have further developed and social security expenditures have notably increased. Nevertheless, the financial problems that arose just after the 1973 Oil Shock have interrupted the boosting of social security expenditures and the evolution of social security systems. The subsequent depression has rendered a social security reform essential. Today, states address social security reforms in a sensitive way and they are more than willing to develop a social security system that encompasses the entire
Sustainable development is a development approach that aims to meet the needs of today’s generation without jeopardizing the ability of future generations to meet their own needs. Sustainability is a holistic approach with economic,... more
Sustainable development is a development approach that aims to meet the needs of today’s generation without jeopardizing the ability of future generations to meet their own needs. Sustainability is a holistic approach with economic, environmental and social dimensions that requires planning and programming to establish a balance between needs of human life and the availability of natural resources that is compatible with. The application of a sustainable development model to economic growth and development may be effective if regional resources and elements support it.
With this paradigm shift, the understanding of regional development, which is increasing in importance in the World, could become functional in Turkey only from the second half of the year 2000 and since 2006, regional development agencies have been established as new actors in public financial management. Development agencies, in addition to their economic and social functions, play a specific role in sustainable development and support the process through various means.
The purpose of this study is to analyze policy making processes and Project supports to ensure sustainable development of development agencies. To this end, the rate of support for projects involving regional policy texts, sustainable development and related issues, and the total amount of funding provided by financial support programs has addressed.
The evaluation has based on the example of the Izmir Development Agency because it is the first development agency in Turkey.
As a result of the study, the effectiveness of development agencies in achieving sustainable development has assessed. Following this assessment, the source of effectiveness/inefficiency addresses in terms of policy making process of development agencies.
With this paradigm shift, the understanding of regional development, which is increasing in importance in the World, could become functional in Turkey only from the second half of the year 2000 and since 2006, regional development agencies have been established as new actors in public financial management. Development agencies, in addition to their economic and social functions, play a specific role in sustainable development and support the process through various means.
The purpose of this study is to analyze policy making processes and Project supports to ensure sustainable development of development agencies. To this end, the rate of support for projects involving regional policy texts, sustainable development and related issues, and the total amount of funding provided by financial support programs has addressed.
The evaluation has based on the example of the Izmir Development Agency because it is the first development agency in Turkey.
As a result of the study, the effectiveness of development agencies in achieving sustainable development has assessed. Following this assessment, the source of effectiveness/inefficiency addresses in terms of policy making process of development agencies.
Özet Amaç: Araştırmada, obezite vergilerinin teorik temelleri üzerinde durularak obezite vergisini uygulayan ülkelerden örnekler ile obezite vergisinin uygulanabilirliği tartışılmaktadır. Yöntem: Obezite vergileri teorik temelde ele... more
Özet Amaç: Araştırmada, obezite vergilerinin teorik temelleri üzerinde durularak obezite vergisini uygulayan ülkelerden örnekler ile obezite vergisinin uygulanabilirliği tartışılmaktadır.
Yöntem: Obezite vergileri teorik temelde ele alınarak ülke uygulamaları üzerinde durulmaktadır.
Bulgular: Dünyadaki obezite vergisi uygulamalarına bakıldığında, son yıllarda obezite vergileri uygulayan ülke sayısı artmıştır. Birçok ülkede obezite vergilerinin pozitif etki yaratmasından dolayı dünya genelinde 22 ülke, obezite vergilerini bölgesel veya ulusal düzeyde çeşitli şekillerde uygulamakta veya uygulanmasını planlamaktadır. Anahtar kelimeler: Kamu müdahalesi, obezite vergisi, dışsal maliyetler, piyasa başarısızlığı. Bilgilendirme: Bu çalışma, Melih Kabayel tarafından, Alper Doğan danışmanlığında yazılmış, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde 2017 yılında savunulmuş, " Türkiye ve Seçilmiş Ülkelerde Obezite Vergilerinin Uygulanabilirliği " adlı yüksek lisans tezinden türetilmiştir.
Abstract
Objectives: In the study, aims to focus on the theoretical bases of obesity taxation, the feasibility of obesity taxation is discussed with samples from implementing countries of obesity taxation. Methods: Obesity taxes are considered on the theoretical basis and country practices are emphasized.
Results: Considering the practices of obesity tax in the world, obesity has increased the number of countries applying taxes in recent years. Due to the positive impact of obesity taxes in many countries, 22 countries around the world are planning to implement or carry out obesity taxes at various regional or national levels.
Yöntem: Obezite vergileri teorik temelde ele alınarak ülke uygulamaları üzerinde durulmaktadır.
Bulgular: Dünyadaki obezite vergisi uygulamalarına bakıldığında, son yıllarda obezite vergileri uygulayan ülke sayısı artmıştır. Birçok ülkede obezite vergilerinin pozitif etki yaratmasından dolayı dünya genelinde 22 ülke, obezite vergilerini bölgesel veya ulusal düzeyde çeşitli şekillerde uygulamakta veya uygulanmasını planlamaktadır. Anahtar kelimeler: Kamu müdahalesi, obezite vergisi, dışsal maliyetler, piyasa başarısızlığı. Bilgilendirme: Bu çalışma, Melih Kabayel tarafından, Alper Doğan danışmanlığında yazılmış, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde 2017 yılında savunulmuş, " Türkiye ve Seçilmiş Ülkelerde Obezite Vergilerinin Uygulanabilirliği " adlı yüksek lisans tezinden türetilmiştir.
Abstract
Objectives: In the study, aims to focus on the theoretical bases of obesity taxation, the feasibility of obesity taxation is discussed with samples from implementing countries of obesity taxation. Methods: Obesity taxes are considered on the theoretical basis and country practices are emphasized.
Results: Considering the practices of obesity tax in the world, obesity has increased the number of countries applying taxes in recent years. Due to the positive impact of obesity taxes in many countries, 22 countries around the world are planning to implement or carry out obesity taxes at various regional or national levels.
- by Melih KABAYEL and +1
- •
- Obesity, Tax Policy, Public Health, Externalities
Today, the relationship between tax administrations and taxpayers has developed and they have started to gain a dimension that is taxpayer-oriented in terms of administration and helping the administration in terms of taxpayer. The tax... more
Today, the relationship between tax
administrations and taxpayers has developed
and they have started to gain a dimension that is
taxpayer-oriented in terms of administration and
helping the administration in terms of taxpayer.
The tax administration aims to increase tax
effort by reducing tax losses and fugitives. As
a way of administrative solution, “application
of invitation to elucidation “ emerges as a new
application in Turkish Tax Law. This practice
allows the taxpayers to get rid of the heavy
tax penalty, and the benefit does not delay the
collection of the receivables without increasing
the tax cost. Explanations and evaluations
related to application of invitation to elucidation
will be made in the study.
administrations and taxpayers has developed
and they have started to gain a dimension that is
taxpayer-oriented in terms of administration and
helping the administration in terms of taxpayer.
The tax administration aims to increase tax
effort by reducing tax losses and fugitives. As
a way of administrative solution, “application
of invitation to elucidation “ emerges as a new
application in Turkish Tax Law. This practice
allows the taxpayers to get rid of the heavy
tax penalty, and the benefit does not delay the
collection of the receivables without increasing
the tax cost. Explanations and evaluations
related to application of invitation to elucidation
will be made in the study.
- by Melih KABAYEL and +1
- •
- Tax Law, Taxation
Increasing obesity, which is increasingly seen in modern societies due to increased sedentary lifestyle and irregular nutrition, is a disease that threatens the health of individuals. Nowadays, increasing incidence of obesity in developed... more
Increasing obesity, which is increasingly seen in modern societies due to increased sedentary lifestyle and irregular nutrition,
is a disease that threatens the health of individuals. Nowadays, increasing incidence of obesity in developed and developing
countries threatens many age groups from children to old age. Nonetheless, this disease, which has become one of the most
dangerous diseases of our age, is responsible for the economic cost of trillions of dollars worldwide. The increasing number of
obese individuals in the society is the result, social productivity is decreasing and health costs are increasing. Because of the
obesity of these people, cardiovascular diseases, cancer and similar diseases are also increasing the likelihood of getting caught.
Obesity-related diseases such as these can increase health expenditures. In addition, as a result of being overweight individuals
also decreased work productivity. The result of the decrease in productivity of the working population is decreasing economic
efficiency. All of these economic costs of obesity are defined as external costs.
External costs of obesity, creating a burden on the economies of countries emerges as a factor that distorts economic activity.
Therefore, stopping and reducing this cost increase is very important for increasing economic efficiency. Even achieving a
certain level of obesity in the country saves in the long term in the country's economy. For this reason, it is very important for
economic efficiency to determine the economic costs of obesity and to develop policy related it. The aim of this study is to
reveal the economic costs of obesity in the direction of academic studies. In line with this direction, global cost and external
costs of obesity in the various countries are discussed.
is a disease that threatens the health of individuals. Nowadays, increasing incidence of obesity in developed and developing
countries threatens many age groups from children to old age. Nonetheless, this disease, which has become one of the most
dangerous diseases of our age, is responsible for the economic cost of trillions of dollars worldwide. The increasing number of
obese individuals in the society is the result, social productivity is decreasing and health costs are increasing. Because of the
obesity of these people, cardiovascular diseases, cancer and similar diseases are also increasing the likelihood of getting caught.
Obesity-related diseases such as these can increase health expenditures. In addition, as a result of being overweight individuals
also decreased work productivity. The result of the decrease in productivity of the working population is decreasing economic
efficiency. All of these economic costs of obesity are defined as external costs.
External costs of obesity, creating a burden on the economies of countries emerges as a factor that distorts economic activity.
Therefore, stopping and reducing this cost increase is very important for increasing economic efficiency. Even achieving a
certain level of obesity in the country saves in the long term in the country's economy. For this reason, it is very important for
economic efficiency to determine the economic costs of obesity and to develop policy related it. The aim of this study is to
reveal the economic costs of obesity in the direction of academic studies. In line with this direction, global cost and external
costs of obesity in the various countries are discussed.
ÖZET Kamusal mallar teorisi, 1954 yılında Paul A. Samuelson tarafından maliye literatürüne kazandırıldıktan sonra özellikle küreselleşme olgusu ile birlikte çeşitli dallar kazanan bir teori haline gelmiştir. Ancak, bazı malların... more
ÖZET Kamusal mallar teorisi, 1954 yılında Paul A. Samuelson tarafından maliye literatürüne kazandırıldıktan sonra özellikle küreselleşme olgusu ile birlikte çeşitli dallar kazanan bir teori haline gelmiştir. Ancak, bazı malların dışsallıklarının küresel/uluslararası düzeye ulaşması ve etkisinin gelecek nesillere yansıması nedeniyle günümüzde sunum ve koruma sorunu ortaya çıkmıştır. Literatürde bu sorun "Ortakların Trajedisi" olarak adlandırılmaktadır. Fakat tüketimde rekabetin olduğu ama tüketimden dışlamanın mümkün olmadığı mallar konusunda yaşanan bu sorun dışında bir trajedi daha mevcuttur. Literatürde fazla söz edilmeyen bu sorun "Ortak Olmayanların Trajedisi" olarak adlandırılmaktadır. Son dönemlerde özel mülkiyet ve özellikle fikri mülkiyet haklarının artması bunun sonucunda insanlığın ortak faydasını artıracak alanlarda elde edilen girişimlerin çıktılarının paylaşılmaması ve tüketimden dışlama durumu "Ortak Olmayanların Trajedisi" olarak tanımlanmaktadır. Ortak olmayanların trajedisi birçok alanda (sağlık, çevre, bilişim vb.) mevcut olup çalışmada çeşitleri ile birlikte ortaya konulacaktır. Anahtar kelimeler: Kamusal mallar teorisi, ortak mallar, ortakların trajedisi, ortak olmayanların trajedisi. Jel kodu: H41, H49, H80, H87.
Amac: Arastirmada, obezite vergilerinin teorik temelleri uzerinde durularak obezite vergisini uygulayan ulkelerden ornekler ile obezite vergisinin uygulanabilirligi tartisilmaktadir. Yontem: Obezite vergileri teorik temelde ele alinarak... more
Amac: Arastirmada, obezite vergilerinin teorik temelleri uzerinde durularak obezite vergisini uygulayan ulkelerden ornekler ile obezite vergisinin uygulanabilirligi tartisilmaktadir. Yontem: Obezite vergileri teorik temelde ele alinarak ulke uygulamalari uzerinde durulmaktadir. Bulgular: Dunyadaki obezite vergisi uygulamalarina bakildiginda, son yillarda obezite vergileri uygulayan ulke sayisi artmistir. Bircok ulkede obezite vergilerinin pozitif etki yaratmasindan dolayi dunya genelinde 22 ulke, obezite vergilerini bolgesel veya ulusal duzeyde cesitli sekillerde uygulamakta veya uygulanmasini planlamaktadir.
- by Melih KABAYEL
- •
Sosyal guvenlik kavrami, Sanayi Devrimi’nin ardindan ortaya cikmistir. Ozellikle Ikinci Dunya Savasi sonrasinda toplumlarin ekonomik ve sosyal ihtiyaclarini karsilayan bir arac olarak onem kazanmistir. Izleyen donemlerde, refah... more
Sosyal guvenlik kavrami, Sanayi Devrimi’nin ardindan ortaya cikmistir. Ozellikle Ikinci Dunya Savasi sonrasinda toplumlarin ekonomik ve sosyal ihtiyaclarini karsilayan bir arac olarak onem kazanmistir. Izleyen donemlerde, refah devletlerinde sosyal guvenlik sistemleri gelismis, sosyal guvenlik harcamalari artmistir. Ancak 1973 Petrol Krizi’nden sonra yasanan mali sorunlar, sosyal guvenlik harcamalarinin artisini ve sosyal guvenlik sistemlerinin gelisimini sekteye ugratmistir. Kriz, o donemde, sosyal guvenlik sistemlerinde bir reform gerekliligini ortaya cikartmistir. Bugun, devletler sosyal guvenlik reformlarina iliskin oldukca duyarli durumdadirlar ve toplumun tamamini kapsayan, kendi kendini finanse eden bir sosyal guvenlik sistemi gelistirme konusunda isteklidirler. Ancak, ozellikle yasli nufusun genc nufustan fazla olmasi, asiri boyutlardaki kayit disi ekonomi vb. sorunlar gelismis ve gelismekte olan ulkelerde sosyal guvenlik sistemlerinin gelistirilmesi ve saglikli surdurulmesi...
Araştırmada, obezite vergilerinin teorik temelleri üzerinde durularak obezite vergisini uygulayan ülkelerden örnekler ile obezite vergisinin uygulanabilirliği tartışılmaktadır. Yöntem: Obezite vergileri teorik temelde ele alınarak ülke... more
Araştırmada, obezite vergilerinin teorik temelleri üzerinde durularak obezite vergisini uygulayan ülkelerden örnekler ile obezite vergisinin uygulanabilirliği tartışılmaktadır. Yöntem: Obezite vergileri teorik temelde ele alınarak ülke uygulamaları üzerinde durulmaktadır. Bulgular: Dünyadaki obezite vergisi uygulamalarına bakıldığında, son yıllarda obezite vergileri uygulayan ülke sayısı artmıştır. Birçok ülkede obezite vergilerinin pozitif etki yaratmasından dolayı dünya genelinde 22 ülke, obezite vergilerini bölgesel veya ulusal düzeyde çeşitli şekillerde uygulamakta veya uygulanmasını planlamaktadır.
Küreselleşme ve dünya ekonomisinin bütünleşmesi, birçok alanı etkilemiştir. Bu etkileşim sürecinde, vergi politikalarının etkileri, ulusal düzeyden küresel boyuta taşınmış ve ülkelerin birbirlerinin vergi politikalarından etkilenmesine... more
Küreselleşme ve dünya ekonomisinin bütünleşmesi, birçok alanı etkilemiştir. Bu etkileşim sürecinde, vergi politikalarının etkileri, ulusal düzeyden küresel boyuta taşınmış ve ülkelerin birbirlerinin vergi politikalarından etkilenmesine yol açmıştır. Bazı ülkelerin sunduğu vergi avantajları sayesinde vergilendirme, ülke sınırlarının ötesine yayılmış ve kişi ve kurumların üzerlerindeki Öz Vergi rekabeti, teknolojik gelişmelerin hızlı bir şekilde artması ile birlikte, küresel boyutta önemli bir rekabet aracı haline gelmiştir. Devletin egemenlik yetkisinin en büyük göstergesi olan vergi politikası da küresel etkilere açık hale gelmiştir. Bir ülkenin vergi politikaları, diğer ülkelerin vergi politikalarını etkileyebileceği gibi, diğer ülkelerin vergi politikalarından da etkilenebilmektedir. Bununla beraber dolaşım hızı yüksek olan üretim faktörlerinin vergilendirmesi konusunda ülkelerin vergi politikaları bir rekabet içerisindedir. Bu rekabetin amacı ise, vergilendirme konusunda cazibe ortamı yaratmak ve doğrudan ve dolaylı yatırımları egemenlik sahası içine çekebilmektir. Fakat bu rekabetçi ortam, bilinçli bir şekilde zararlı vergi rekabeti uygulamaları kullanan ülke veya bölgeler tarafından aksatılabilmektedir.
Sosyal güvenlik kavramı, Sanayi Devrimi'nin ardından ortaya çıkmıştır. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasında toplumların ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarını karşılayan bir araç olarak önem kazanmıştır. İzleyen dönemlerde, refah... more
Sosyal güvenlik kavramı, Sanayi Devrimi'nin ardından ortaya çıkmıştır. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasında toplumların ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarını karşılayan bir araç olarak önem kazanmıştır. İzleyen dönemlerde, refah devletlerinde sosyal güvenlik sistemleri gelişmiş, sosyal güvenlik harcamaları artmıştır. Ancak 1973 Petrol Krizi'nden sonra yaşanan mali sorunlar, sosyal güvenlik harcamalarının artışını ve sosyal güvenlik sistemlerinin gelişimini sekteye uğratmıştır. Kriz, o dönemde, sosyal güvenlik sistemlerinde bir reform gerekliliğini ortaya çıkartmıştır. Bugün, devletler sosyal güvenlik reformlarına ilişkin oldukça duyarlı durumdadırlar ve toplumun tamamını kapsayan, kendi kendini finanse eden bir sosyal güvenlik sistemi geliştirme konusunda isteklidirler. Ancak, özellikle yaşlı nüfusun genç nüfustan fazla olması, aşırı boyutlardaki kayıt dışı ekonomi vb. sorunlar gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde sosyal güvenlik sistemlerinin geliştirilmesi ve sağlıklı sürdürülmesi açısından güçlüklere neden olmaktadır. Çalışmada gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde sosyal güvenlik harcamaları, ülkeler arasındaki sosyal güvenlik harcamaları farklılıkları ve sosyal güvenlik sistemlerine ilişkin sorunlar üzerinde durulmaktadır.
Purpose-The purpose of this study is to investigate the effects of tourism and public fiscal mechanisms on economic growth by using panel data of 41 countries which are classified as Upper and Lower Middle-Income Countries by World Bank... more
Purpose-The purpose of this study is to investigate the effects of tourism and public fiscal mechanisms on economic growth by using panel data of 41 countries which are classified as Upper and Lower Middle-Income Countries by World Bank from 1996 to 2014. Methodology-In order to accomplish this objective, we utilize both the static panel data approach and dynamic generalized method of moments (GMM) techniques to examine the impacts of explanatory variables on the dependent variable. Findings-Our findings indicate that specialization in tourism per se or relying just on the public expenditure may have a significant negative effect on GDP per capita growth in developing countries. On the other hand, our study strongly supports the positive effects of openness and female workforce. But growing population and labor force participation rate-which are also statistically significant-, led per capita growth through to the undesired risky levels in the economy. Conclusion-Contrary to consensus and expectations, our estimation results reveal the need for some structural changes or reforms both in public spending and tourism-led growth strategies in the long run. TURİZM ODAKLI BÜYÜME VE KAMU KESİMİ HARCAMA STRATEJİLERİ UZUN DÖNEMDE BAŞARISIZ MI: GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER ÜZERİNE AMPİRİK BİR ANALİZ ÖZET Amaç-Bu çalışmada Dünya Bankası'nın Üst ve Alt Orta Gelir Düzeyi tanımlaması içerisinde yer alan 41 ülke 1996 ile 2014 dönem aralığı için ele alınmış ve turizm ile mali araçların ekonomik büyüme üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Yöntem-Çalışmanın hedefine ulaşabilmek bakımından analizlerde çeşitli kıstaslar göz önünde bulundurulmuş, statik ve dinamik panel veri yaklaşımlarının bir bileşkesinden yararlanılmasında karar kılınmıştır. Bulgular-Ampirik sonuçlar göstermektedir ki öncelikli düzeyde turizm ya da kamu harcamalarına dayanan bir iktisadi sistem kurmak gelişmekte olan ülkelerde arzu edilen olumlu etkiyi yaratmayacaktır. Diğer taraftan, dışa açıklık ve kadın işgücü ise kişi başına büyüme değerleri üzerinde pozitif yönde etkiye neden olmaktadır. Ancak, artan nüfus ve toplam istihdam düzeyleri-ki çalışmamızda istatistiksel olarak anlamlı değerler almıştır-, kişi başına büyümeyi ekonomide istenmeyen noktalara götürme riskini de beraberinde getirmektedir. Sonuç-Genel uzlaşı ve beklentilerin aksine, tahminciler vasıtasıyla elde edilen sonuçlar en azından uzun dönemde kamu harcama türlerinde ve turizme dayanan büyüme stratejilerinde bazı reform ya da yapısal değişiklikler yapılması gerektiğine işaret etmektedir. Anahtar Kelimeler: Turizm, kamu harcamaları, maliye politikası, ekonomik büyüme, panel veri analizi
- by Çağrı Esener and +1
- •
- Public Finance, Economic Growth, Fiscal policy, Tourism
The purpose of this study is to investigate the steps that are necessary for sustainable public procurement (SPP) to achieve success and whether these steps are followed in the selected countries that follow the SPP policy. As a result of... more
The purpose of this study is to investigate the steps that are necessary for sustainable public procurement (SPP) to achieve success and whether these steps are followed in the selected countries that follow the SPP policy. As a result of our research, we have found 5 European countries in which the SPP approach is applied integrally. We have examined whether these countries take into account the steps are set by the UNEP approach to SPP. As a result, in European countries that take the SPP approach into account, there are shortcomings in the implementation phase according to specified criteria.
- by Elif Ayşe ŞAHİN and +1
- •
ÖZET 1999-2014 yılları arası dönemde Türkiye dâhil 36 gelişmekte olan ülkeyi ele alan bu çalışmanın amacı; orta gelir seviyesindeki ülkelerde kamu harcamaları, doğrudan yabancı sermaye yatırımları ve dışa açıklık seviyesinin sabit sermaye... more
ÖZET 1999-2014 yılları arası dönemde Türkiye dâhil 36 gelişmekte olan ülkeyi ele alan bu çalışmanın amacı; orta gelir seviyesindeki ülkelerde kamu harcamaları, doğrudan yabancı sermaye yatırımları ve dışa açıklık seviyesinin sabit sermaye oluşumu üzerindeki olası etkilerini araştırmaktır. Bu doğrultuda gerçekleştirilen statik ve dinamik panel veri analizleri neticesinde sabit sermaye oluşumunu etkileyen başlıca bağımsız değişkenlerin kamu kesimi harcamaları, doğrudan yabancı sermaye yatırımları ve nüfus artış hızı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca, yapılan analizlerin tümünde olmasa da dışa açıklık ve enerji tüketimi değişkenleri ile sabit sermaye oluşumu arasında da pozitif yönlü ve istatistiksel olarak anlamlı sonuçlara ulaşılmıştır. Toplu bir değerlendirmeyle modele dâhil edilen gelişmekte olan ülkeler açısından, kamu kesimince yapılacak tüketim eğilimli harcamalara bağımlı bir sermaye artış sürecinin sürdürülebilir olmayacağı düşünülebilir. Buna karşın, doğrudan yabancı sermaye yatırımları ile beslenen iktisadi ve mali politikaların ise toplam fiziki sermaye üzerinde olumlu etkileri olacağı çalışmadan çıkan bir diğer önemli sonuçtur.
Bu çalışmanın amacı, seçilmiş ülkeler ile Türkiye’deki yerel yönetimlerin sosyal harcama alanındaki durumlarını incelemek ve farklılıklarını ortaya koymaktır. Bu kapsamda Türkiye ile birlikte seçilen İsveç, İngiltere, Almanya ve... more
Bu çalışmanın amacı, seçilmiş ülkeler ile Türkiye’deki yerel yönetimlerin sosyal harcama alanındaki durumlarını incelemek ve farklılıklarını ortaya koymaktır. Bu kapsamda Türkiye ile birlikte seçilen İsveç, İngiltere, Almanya ve İtalya’daki yerel yönetimlerin sosyal harcama alanındaki mevcut durumları araştırılmıştır. İlgili ülkelerdeki yerel yönetimler incelenirken sosyal politika alanındaki sorumlulukları, gelir ve harcama yetkileri, merkezi yönetim-yerel yönetimler arasında mali ve idari bölüşümler gibi unsurlar dikkate alınmıştır. Çalışmanın sonucunda seçilmiş ülkelerdeki yerel yönetimlerin eğitim, sağlık ve sosyal hizmet alanında Türkiye’ye nazaran daha yüksek oranda sosyal harcama yaptığı görülmüştür. Türkiye’de ise sosyal harcama alanında merkeziyetçi anlayışın baskın olduğu, merkezi-yerel ve yerel yönetim kademeleri arasında görev bölüşümü olmadığı; ayrıca merkezi yönetim gelirlerine bağımlığın yüksek olduğu tespit edilmiştir.
Bu çalışmanın amacı, yerel yönetimlerde sosyal harcamaların düzeyini etkileyen kritik faktörler çerçevesinde Türkiye'deki seçilmiş büyükşehir belediyelerinin değerlendirilmesi ve sosyal harcamaların, nitelik ile niceliğini arttıracak... more
Bu çalışmanın amacı, yerel yönetimlerde sosyal harcamaların düzeyini etkileyen kritik faktörler çerçevesinde Türkiye'deki seçilmiş büyükşehir belediyelerinin değerlendirilmesi ve sosyal harcamaların, nitelik ile niceliğini arttıracak önerilerin sunulmasıdır. Bu amaçla farklı sosyo-ekonomik göstergelere sahip Adana, Ankara, İzmir ve Mersin büyükşehir belediyelerinin 2010-2017 yılları arasındaki sosyal harcamalarına ilişkin verileri incelenmiştir. Sosyal harcamaların izlenmesinde büyükşehir belediyelerinin stratejik planları, performans programları, faaliyet raporları ve kesin hesap planlarından yararlanılmıştır. Sosyal harcamalar, gelirlerin birleşimi ve gelirlerin giderleri karşılama oranı ile birlikte analiz edilmiştir. Sosyal harcamaları etkileyen mali olanaklara ek olarak merkezi-yerel ilişkiler, idari teşkilatın yapısı ve diğer faktörler de değerlendirmeye alınmıştır. Sonuç olarak seçilmiş belediyelerin çoğunluğunda sosyal harcamaların düzeyi, bütçe dengesinden veya bütçe büyüklüğünden etkilenmektedir. Yine aynı belediyelerde, öz gelirlerin payının bütçe gelirleri içerisinde yüksek oranlı olması kesin olarak sosyal harcama düzeyini arttırmamaktadır. Ayrıca politik kararların veya değişimlerin, planlamanın, idare ve organizasyon yapısının da sosyal harcamaları farklılaştırdığı görülmüştür.
Bu çalışma, Dünya Bankası'nın Dünya Kalkınma Göstergeleri tanımı çerçevesinde 2000-2017 dönem aralığı için üst ve alt-orta gelir seviyesindeki 47 gelişmekte olan ülkede bir yarı kamusal mal ve hizmet olarak kamu kesimi sağlık... more
Bu çalışma, Dünya Bankası'nın Dünya Kalkınma Göstergeleri tanımı çerçevesinde 2000-2017 dönem aralığı için üst ve alt-orta gelir seviyesindeki 47 gelişmekte olan ülkede bir yarı kamusal mal ve hizmet olarak kamu kesimi sağlık harcamalarının makro düzlemdeki belirleyicilerini tespit etmeyi amaçlamaktadır. Bilindiği üzere, sağlık harcamaları bir ülkede beşeri sermayenin kalitesini eğitim ile birlikte artıran en önemli unsurdur. Günümüzde ülkelerin önemli bir kısmında söz konusu hizmet, büyük ölçekte, devletler tarafından ifa edilmeye devam etmektedir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde yüksek teknolojik maliyetleri de içermesi nedeniyle gerekli düzeylerde sağlanamadığına şahit olunan sağlık harcamaları, devletin devlet olma vasfı sonucu üstlenmesi gereği yanı sıra bilim çevrelerince kamusal yarar sağlaması yönüyle de sık sık vurgulanmaktadır. Eğitilmiş üretici gücünü, istihdamı koruyan ve sürdürülebilir olmasını sağlayan bu harcamalar, zamanın ruhuna göre değişmekle birlikte, sosyal devlet anlayışı çerçevesinde ele alınmaya devam etmektedir. Gerek koruyucu gerekse de tedavi edici yönüyle özellikle içinde bulunduğumuz küresel salgın döneminde de bu harcamaların her alanda tekrar incelenmesi ihtiyacı doğduğu gözlemlenmektedir. Bu çerçevede bu çalışma da söz konusu bilim havuzuna katkı yapmak amacıyla hazırlanmıştır. Çalışmada, panel veri analizinin statik ve dinamik yöntemlerinden yararlanılan istatistiksel değerlendirmelerde, sağlık harcamalarını açıklayıcı değişkenler olarak; gayrisafi yurtiçi hâsıla hâsıladaki yıllık değişim, dışa açıklık seviyesi, enflasyon, sabit sermaye oluşumu, doğrudan yabancı yatırımlar ve demografik kontrol değişkeni olarak şehirleşme düzeyini gösteren kentsel nüfus değişimleri kullanılmıştır. İlgili ülkeler için tekrarlanarak yapılan söz konusu ampirik sınamalarda, gayrisafi yurtiçi hâsıla yüzde değişimlerinin ve enflasyon düzeylerinin kamu sağlık harcamalarını negatif; gayri safi sabit sermaye oluşum yüzdelerinin ise pozitif yönde ve tutarlı biçimde etkilediği, bu çerçevede açıklayıcı oldukları sonucuna ulaşılmıştır.