Selamican İnal
Namık Kemal University, Tekirdag
less
Related Authors
Osman Murat Deniz
Canakkale Onsekiz Mart University
Caner Taslaman
Yildiz Technical University
Emre Erşen
Marmara University
Ömer Faik ANLI
Ankara University
Mehmet Bulgen
Marmara University
Çağatay Edgücan Şahin
ORDU UNIVERSITY
Ertan Efegil
Sakarya University
Hakan Gunes
Istanbul University
Muammer İskenderoğlu
Abant Izzet Baysal University, Bolu, Turkey
Mustafa Işık
Sakarya University
Uploads
Papers by Selamican İnal
Öncelikle Türkiye'deki eğitim sistemini global bir perspektifte değerlendirmemiz mühim bir husustur. Dünya'nın en iyi binalarını yapsak, altın kaplamalı yapılar inşa edip bunların içinde iyi bir eğitim modeli geliştirip uygulayamadıktan sonra bu husus, eğitim için çok da önemli bir durumu göstermez. Burada önemli olan şey; öğrenciye elini uzatan, onun hayatına dokunan, geleceğini şekillendiren bir öğretmendir.
Her millet kurucu liderlerine büyük bir saygı gösterir. Onlara gösterilen bu saygı ve minnetin temel özelliği ise, dönemsel değil daimilik ve kalıcılık arz etmesinde yatmaktadır. Mustafa Kemal Atatürk'ü diğer milletlerin kurucu liderlerinden ayıran özelliği ise, 21. Yüzyılda değerini ve güncelliğini koruyan özellikleri üzerine düşünülmesinde yatmaktadır.
Türkiye 2010’ların birinci ve ikinci yarısında çok sayıda seçim geçirmiştir.
1980 öncesi dünyada var olan ve etkisini tüm ülkelere gösteren Finans Egemen Kapitalizm, bazı neoliberal politikalar ve ABD hegemonyası etkisini tüm dünya ülkelerine gösteriyordu.
Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin mevcut işgücü piyasalarına eklemlenme
biçimi, bir esnekleşme üzerinden ortaya çıkmış ve devam etmiştir. Ortaya çıkan bu esnekleşme ile beraber de güvencesiz ve kayıt dışı istihdam normalleşmiş ve sonrasında da işgücü ve istihdam alanında emek kayırıcılığı başlamıştır.
Gurbetçiler büyük umutlarla Almanya’ya gidiyor ancak daha sonraki
zamanlarda zorluklarla başa çıkmaya zorlanıyordu ve ‘başa çıkma stratejisini iyi yürütemiyorlardı. Bunlar var olan koşulların kabullenilmesi ve uyum sağlanmasını içeriyordu. Yani giden gurbetçi, bir zaman sonra bilişsel ve duygusal alanlardaki zorluklarla karşılaşıyor ve genellikle bu zorlukları aşamıyordu. Bu durum ise aynı zamanda Türkiye’ye geri dönüş eğilimini de belirlemiş bulunuyordu.
Günümüzde akademide tartışılan ve yıllardan beri de özellikle tarihçiler arasında bir düşün çatışması yaratan; uluslararası sistemde Doğu’nun mu, yoksa Batı’nın mı bir parçası olarak sorgulanmanın aktörü olan Rusya Federasyonu, kendisini konumlandırırken de yine kendi içinde süregelen çatışmalar yaşamıştır. Rusya Federasyonu’nun ele alınacağı bu çalışmada; işbu ülkenin egemenliğini elde ettiği tarihten (25 Aralık 1991) bugüne kadarki siyasi tarihçesi, iç siyasal ortamı, toplumsal ve ekonomik yapısı, uluslararası sistemdeki yeri, rolü ve etkisi ve son olarak da Türkiye ile olan ilişkileri incelenecektir.
ABSTRACT:
Today, it has been discussed in the academy and has created a conflict of ideas especially among historians for years; The Russian Federation, which is the actor of questioning whether it is a part of the East or the West in the international system, has also experienced ongoing conflicts within itself while positioning itself. In this study, which will deal with the Russian Federation; This country's political history, domestic political environment, social and economic structure, its place in the international system, its role and influence, and finally its relations with Turkey, from the date of its sovereignty (25 December 1991) to the present, will be examined.
Öncelikle Türkiye'deki eğitim sistemini global bir perspektifte değerlendirmemiz mühim bir husustur. Dünya'nın en iyi binalarını yapsak, altın kaplamalı yapılar inşa edip bunların içinde iyi bir eğitim modeli geliştirip uygulayamadıktan sonra bu husus, eğitim için çok da önemli bir durumu göstermez. Burada önemli olan şey; öğrenciye elini uzatan, onun hayatına dokunan, geleceğini şekillendiren bir öğretmendir.
Her millet kurucu liderlerine büyük bir saygı gösterir. Onlara gösterilen bu saygı ve minnetin temel özelliği ise, dönemsel değil daimilik ve kalıcılık arz etmesinde yatmaktadır. Mustafa Kemal Atatürk'ü diğer milletlerin kurucu liderlerinden ayıran özelliği ise, 21. Yüzyılda değerini ve güncelliğini koruyan özellikleri üzerine düşünülmesinde yatmaktadır.
Türkiye 2010’ların birinci ve ikinci yarısında çok sayıda seçim geçirmiştir.
1980 öncesi dünyada var olan ve etkisini tüm ülkelere gösteren Finans Egemen Kapitalizm, bazı neoliberal politikalar ve ABD hegemonyası etkisini tüm dünya ülkelerine gösteriyordu.
Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin mevcut işgücü piyasalarına eklemlenme
biçimi, bir esnekleşme üzerinden ortaya çıkmış ve devam etmiştir. Ortaya çıkan bu esnekleşme ile beraber de güvencesiz ve kayıt dışı istihdam normalleşmiş ve sonrasında da işgücü ve istihdam alanında emek kayırıcılığı başlamıştır.
Gurbetçiler büyük umutlarla Almanya’ya gidiyor ancak daha sonraki
zamanlarda zorluklarla başa çıkmaya zorlanıyordu ve ‘başa çıkma stratejisini iyi yürütemiyorlardı. Bunlar var olan koşulların kabullenilmesi ve uyum sağlanmasını içeriyordu. Yani giden gurbetçi, bir zaman sonra bilişsel ve duygusal alanlardaki zorluklarla karşılaşıyor ve genellikle bu zorlukları aşamıyordu. Bu durum ise aynı zamanda Türkiye’ye geri dönüş eğilimini de belirlemiş bulunuyordu.
Günümüzde akademide tartışılan ve yıllardan beri de özellikle tarihçiler arasında bir düşün çatışması yaratan; uluslararası sistemde Doğu’nun mu, yoksa Batı’nın mı bir parçası olarak sorgulanmanın aktörü olan Rusya Federasyonu, kendisini konumlandırırken de yine kendi içinde süregelen çatışmalar yaşamıştır. Rusya Federasyonu’nun ele alınacağı bu çalışmada; işbu ülkenin egemenliğini elde ettiği tarihten (25 Aralık 1991) bugüne kadarki siyasi tarihçesi, iç siyasal ortamı, toplumsal ve ekonomik yapısı, uluslararası sistemdeki yeri, rolü ve etkisi ve son olarak da Türkiye ile olan ilişkileri incelenecektir.
ABSTRACT:
Today, it has been discussed in the academy and has created a conflict of ideas especially among historians for years; The Russian Federation, which is the actor of questioning whether it is a part of the East or the West in the international system, has also experienced ongoing conflicts within itself while positioning itself. In this study, which will deal with the Russian Federation; This country's political history, domestic political environment, social and economic structure, its place in the international system, its role and influence, and finally its relations with Turkey, from the date of its sovereignty (25 December 1991) to the present, will be examined.