Sibel Ercan
I work as a Turkish Language Lecturer at the University of Namık Kemal, in Turkey. I worked at the University of Istanbul Bilgi, the University of Yeditepe and the University of Maltepe before, and gave lectures such as Turkish Language, Creative Writing and Research Methods. I have a Ph.D. degree in Communication Sciences at the University of Marmara, in Istanbul. I was a visiting Ph.D. researcher in the summer of 2017 in Media Studies, at the University of Western Ontario, in Canada. However, I studied at the Department of Turkish Language Literature (BA) at the University of Yeditepe, in Istanbul. Afterwards, I completed my masters degree in the Programme of Comparative Literature at the University of Yeditepe. I studied on modern Turkish literature, immigration, semiology, linguistics, Turkish and European cinema, public space, comparative literature and culturel studies, communication theories. Besides, my Ph.D. dissertation is about Turkish popular music and its title is "Pop and Rock Music As a Means of Social Communication in Turkey after 1980".
[Yeditepe Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde (ÖSYM burslu) lisans eğitimi aldıktan sonra, Yeditepe Üniversitesi Karşılaştırmalı Edebiyat Programı’nda (burslu) yüksek lisansımı 2006'da tamamladım. Marmara Üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü'ne bağlı İletişim Bilimleri Bilim Dalı'ndan doktora derecemi aldım. 2017 yaz döneminde Kanada'daki Western Üniversitesi Medya Çalışmaları Bölümü'nde misafir doktora öğrencisi olarak bulundum. Edebiyatın yanı sıra Türk ve dünya sineması, kamusal alan, dilbilim, göstergebilim, göç sosyolojisi, kültürel çalışmalar ve iletişim kuramları gibi alanlarla ilgili çalıştım. Doktora tezimde Türkiye'de popüler müzik üzerine yoğunlaşarak "Türkiye'de 1980'den Sonra Toplumsal İletişim Bağlamında Pop ve Rock Müzik" başlıklı doktora tezimi tamamladım.
Öğrenim sürecime devam ederken 2004-2007 yılları arasında Yeditepe Üniversitesi’nde Türk Dili, Araştırma Yöntemleri ve Yaratıcı Yazarlık derslerini verdim. 2006-2007 eğitim-öğretim yılında bir kolejde Türkçe öğretmenliği yaptıktan sonra, 2007 ila 2011 yıllarında İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde Türk Dili derslerini yürüttüm. Bir süre serbest zamanlı redaktörlük de yaptım ve şu anda Namık Kemal Üniversitesi’nde Türk Dili dersleri veriyorum.)
Supervisors: Prof. Dr. Nedret Kuran-Burçoğlu, Doç. Dr. Bilge Gürsoy, Dr. Matt Stahl, and Dr. Norma Coates
[Yeditepe Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde (ÖSYM burslu) lisans eğitimi aldıktan sonra, Yeditepe Üniversitesi Karşılaştırmalı Edebiyat Programı’nda (burslu) yüksek lisansımı 2006'da tamamladım. Marmara Üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü'ne bağlı İletişim Bilimleri Bilim Dalı'ndan doktora derecemi aldım. 2017 yaz döneminde Kanada'daki Western Üniversitesi Medya Çalışmaları Bölümü'nde misafir doktora öğrencisi olarak bulundum. Edebiyatın yanı sıra Türk ve dünya sineması, kamusal alan, dilbilim, göstergebilim, göç sosyolojisi, kültürel çalışmalar ve iletişim kuramları gibi alanlarla ilgili çalıştım. Doktora tezimde Türkiye'de popüler müzik üzerine yoğunlaşarak "Türkiye'de 1980'den Sonra Toplumsal İletişim Bağlamında Pop ve Rock Müzik" başlıklı doktora tezimi tamamladım.
Öğrenim sürecime devam ederken 2004-2007 yılları arasında Yeditepe Üniversitesi’nde Türk Dili, Araştırma Yöntemleri ve Yaratıcı Yazarlık derslerini verdim. 2006-2007 eğitim-öğretim yılında bir kolejde Türkçe öğretmenliği yaptıktan sonra, 2007 ila 2011 yıllarında İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde Türk Dili derslerini yürüttüm. Bir süre serbest zamanlı redaktörlük de yaptım ve şu anda Namık Kemal Üniversitesi’nde Türk Dili dersleri veriyorum.)
Supervisors: Prof. Dr. Nedret Kuran-Burçoğlu, Doç. Dr. Bilge Gürsoy, Dr. Matt Stahl, and Dr. Norma Coates
less
Related Authors
Sarah Pink
Monash University
Derek B Scott
University of Leeds
David Sorfa
University of Edinburgh
Iain Robert Smith
King's College London
Pavlos Pantazis
Aristotle University of Thessaloniki
Joanna Page
University of Cambridge
Sebastiaan Faber
Oberlin College
Massimo Leone
Università degli Studi di Torino
Travis Linnemann
Kansas State University
Aaron Gerow
Yale University
InterestsView All (79)
Uploads
Papers by Sibel Ercan
(In this study, the place of MTV in music industry, its global strategies, its expansion policy and in this respect the establishment of MTV Turkey, its broadcast principles and its relationship with the music industry have been examined.)
Bu çalışmada Türkiye ile Yunanistan arasındaki 1923 Lozan Nüfus Mübadelesi’nin, gerçeklik – edebiyat ilişkisi bağlamında seçilen örnek metinlere nasıl yansıdığı analiz edilmiştir. Yaptığımız karşılaştırmada öncelikle Kemal Yalçın’ın Emanet Çeyiz (1998) adlı metni ele alınmıştır. Bu eser merkeze yerleştirilerek Yaşar Kemal’in Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana (1998) ve Sabâ Altınsay’ın Kritimu, Girit’im Benim (2004) adlı romanlarıyla karşılaştırılmıştır. Bu eserlerin tarihî bir gerçeklik olarak Lozan Nüfus Mübadelesi’nin nasıl işlediği, kurmaca unsurları ne ölçüde kullandığı saptanmış ve aynı zamanda eserlerin belgesel nitelikleri araştırılmıştır. Bu çalışmada Emanet Çeyiz adlı anlatının seçilmesinin nedeni, eserin belgesel roman niteliği taşımasıdır. Bu nedenle gerçeklik - edebiyat ilişkisini sorgulayabilmek için elverişli bir eserdir. Minoğlu, Mübadele sırasında kızlarının çeyizini Kemal Yalçın’ın dedesine emanet eder ve anlatıda yazarın emanet çeyizin sahiplerini bulma süreci aktarılır. Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana adlı romanda ise böyle tarihsel veriler bulunmaz. Mübadele’den sonraki yıllarda Rum Vasili ile Türk Poyraz Musa’nın Karınca Adası’nda birlikte yaşamayı başarmaları anlatılır. Kritimu, Girit’im Benim adlı romanda Girit’ten Çanakkale’ye göç eden İbrahim ve ailesinin Mübadele öncesindeki yaşamı ve Hıristiyan komşularıyla ilişkileri işlenir. Bu roman da kurgusaldır ama tarihî gerçekliklere Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana romanına kıyasla daha sadık kalınmıştır. Bu üç metin aracılığıyla gerçekliğin, edebi metinlerde farklı biçimlerde nasıl kurgulandığı yansıtılmıştır.
Conference Presentations by Sibel Ercan
Thesis Chapters by Sibel Ercan
Batı endüstriyel popüler müziği, medya ve müzik teknolojileri kanalıyla küreselleşmiş ve yerel müzikleri etkilemiştir. Küreselleşen pop ve rock müzikle birlikte homojen bir gençlik kültürü oluşmuştur. Pop ve rock müziğin popülerleşmesinde, radyo ve müzik televizyonunun da rolü vardır. Türkiye’de müziğin endüstrileşmesi ve Batı popüler müziğinin toplumda yayılması için Batılılaşmanın dışında liberalleşme, kapitalistleşme ve kentleşmenin yaşanması gerekmiştir. Bu süreçte Türk popüler müziği dönüşmüştür. 1980’lerden sonra neo-liberalleşme, toplumda tüketimi, popülizmi ve benmerkezciliği tetiklemiştir. Türkiye’de müzik teknolojilerinin ve özel kanalların yaygınlaştığı neo-liberalleşme sürecinde pop ve rock müzik anaakım türlere dönüşmüştür. Bunun yanında 1990’larda pop müzikte başlayan sığlaşma ve yüzeyselleşme, zamanla müzik sektörüne hâkim olmuştur.
2000’lerde müziğin dijitalleşmesiyle birlikte Türk müzik sektörünü de etkileyen küresel bir paradigma değişimi yaşanmıştır. Dijital dönemde yeni yaşam biçimleri oluşmuş, popüler müzik buna göre şekillenmiştir. Müziğe internetten ücretsiz ulaşılması, albüm satışlarını düşürmüş ve ekonomik kriz ortaya çıkmıştır. Dijital müziğin yasal kullanımının artıp lisanslanması ve farklı endüstrilerle işbirliği, 2010’ların ortasından itibaren gelirleri yeniden yükseltmiştir. Bu dönemde Türk müzik sektöründe sermayenin dağılımı değişmiş ve yeni yapıya uyum sağlayan şirketler güçlenmiştir. 2000’lerde küresel popüler müzikte yayılan tektipleşme, Türkiye’de müzik sektörüne de yansımıştır.
(In this study, the place of MTV in music industry, its global strategies, its expansion policy and in this respect the establishment of MTV Turkey, its broadcast principles and its relationship with the music industry have been examined.)
Bu çalışmada Türkiye ile Yunanistan arasındaki 1923 Lozan Nüfus Mübadelesi’nin, gerçeklik – edebiyat ilişkisi bağlamında seçilen örnek metinlere nasıl yansıdığı analiz edilmiştir. Yaptığımız karşılaştırmada öncelikle Kemal Yalçın’ın Emanet Çeyiz (1998) adlı metni ele alınmıştır. Bu eser merkeze yerleştirilerek Yaşar Kemal’in Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana (1998) ve Sabâ Altınsay’ın Kritimu, Girit’im Benim (2004) adlı romanlarıyla karşılaştırılmıştır. Bu eserlerin tarihî bir gerçeklik olarak Lozan Nüfus Mübadelesi’nin nasıl işlediği, kurmaca unsurları ne ölçüde kullandığı saptanmış ve aynı zamanda eserlerin belgesel nitelikleri araştırılmıştır. Bu çalışmada Emanet Çeyiz adlı anlatının seçilmesinin nedeni, eserin belgesel roman niteliği taşımasıdır. Bu nedenle gerçeklik - edebiyat ilişkisini sorgulayabilmek için elverişli bir eserdir. Minoğlu, Mübadele sırasında kızlarının çeyizini Kemal Yalçın’ın dedesine emanet eder ve anlatıda yazarın emanet çeyizin sahiplerini bulma süreci aktarılır. Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana adlı romanda ise böyle tarihsel veriler bulunmaz. Mübadele’den sonraki yıllarda Rum Vasili ile Türk Poyraz Musa’nın Karınca Adası’nda birlikte yaşamayı başarmaları anlatılır. Kritimu, Girit’im Benim adlı romanda Girit’ten Çanakkale’ye göç eden İbrahim ve ailesinin Mübadele öncesindeki yaşamı ve Hıristiyan komşularıyla ilişkileri işlenir. Bu roman da kurgusaldır ama tarihî gerçekliklere Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana romanına kıyasla daha sadık kalınmıştır. Bu üç metin aracılığıyla gerçekliğin, edebi metinlerde farklı biçimlerde nasıl kurgulandığı yansıtılmıştır.
Batı endüstriyel popüler müziği, medya ve müzik teknolojileri kanalıyla küreselleşmiş ve yerel müzikleri etkilemiştir. Küreselleşen pop ve rock müzikle birlikte homojen bir gençlik kültürü oluşmuştur. Pop ve rock müziğin popülerleşmesinde, radyo ve müzik televizyonunun da rolü vardır. Türkiye’de müziğin endüstrileşmesi ve Batı popüler müziğinin toplumda yayılması için Batılılaşmanın dışında liberalleşme, kapitalistleşme ve kentleşmenin yaşanması gerekmiştir. Bu süreçte Türk popüler müziği dönüşmüştür. 1980’lerden sonra neo-liberalleşme, toplumda tüketimi, popülizmi ve benmerkezciliği tetiklemiştir. Türkiye’de müzik teknolojilerinin ve özel kanalların yaygınlaştığı neo-liberalleşme sürecinde pop ve rock müzik anaakım türlere dönüşmüştür. Bunun yanında 1990’larda pop müzikte başlayan sığlaşma ve yüzeyselleşme, zamanla müzik sektörüne hâkim olmuştur.
2000’lerde müziğin dijitalleşmesiyle birlikte Türk müzik sektörünü de etkileyen küresel bir paradigma değişimi yaşanmıştır. Dijital dönemde yeni yaşam biçimleri oluşmuş, popüler müzik buna göre şekillenmiştir. Müziğe internetten ücretsiz ulaşılması, albüm satışlarını düşürmüş ve ekonomik kriz ortaya çıkmıştır. Dijital müziğin yasal kullanımının artıp lisanslanması ve farklı endüstrilerle işbirliği, 2010’ların ortasından itibaren gelirleri yeniden yükseltmiştir. Bu dönemde Türk müzik sektöründe sermayenin dağılımı değişmiş ve yeni yapıya uyum sağlayan şirketler güçlenmiştir. 2000’lerde küresel popüler müzikte yayılan tektipleşme, Türkiye’de müzik sektörüne de yansımıştır.
Great Empires of the Middle Ages started to collapse one by one after their long existing populations had gained a national consciousness, and the French Revolution emerged as a symbol of this process, and thus nation states started to appear at the places of those Empires. The Ottoman Empire was articulated to this process of nation formation with the start of the modernization movement. Some states, such as Greece, declared their independence in the last Century of the Empire that went through wars. During this process some problems in Greece continued until the foundation of the Turkish Republic and sharp results were to a great extent obtained with the Protocole signed in Lausanne, in 1923.
According to the decisions taken in the Lausanne Treaty, the Orthodox Christians that were living in Anatolia –with the exception of those living in İstanbul – and were citizens of the Turkish Republic, and the Moslems that were living in Greece – with the exception of those living in Western Thrace – and were citizens of the Greek Republic were subjected to mutual migration. This obligatory exchange of the people didn’t remain in the political domain only, but was also reflected in the activities in art and literature of the countries at different times. The reception of images that had been formed in those countries in the course of time with a close connection to historical events also varied.
One of the primary aims of this thesis is to make a comparative analysis of the reflection of 1923 Exchange of Populations as part of the Lausanne Treaty on Turkish Literature by taking into consideration the relation of literature with history and political science. For this reason in order to go beyond surface analysis, certain literary works of eminent authors have been chosen that are analyzed in detail. These are the following novels; Yaşar Kemal’s Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana, Sabậ Altınsay’s Kritimu - Girit’im Benim, and Ahmet Yorulmaz’ Savaşın Çocukları.
Theories of Imagology and Reception Studies are used in interpreting the texts, the impact of the chosen works on literature are investigated, the way they dealt with the migration theme and the way the images have been formed are analyzed. One of the significant results that are obtained in the thesis is the importance that all three authors have attached to the togetherness of their people during this migration process that have also influenced the formation of the Image of the Turk and the Image of the Greek in the works that have been analyzed.
1923 Lozan Mübadelesi, hem Yunanistan hem de Türkiye için ulusal bir devlet kurma yolunda uygulanmış olan çok önemli bir tarihî olaydır. Lozan Mübadelesi yalnızca iki devlet arasında yapılmış bir değiş tokuş / göç olmadığı gibi, Mübadele’den uzun bir süre önce dünyada değişmeye başlayan devlet yapılarının uzantısı niteliğini taşır.
Orta Çağ’ın büyük imparatorlukları; dünyada eskiden beri mevcut olan milletlerin ulus bilincini kazanması ve Fransız Devrimi’nin bu sürecin simgesi olarak sahneye çıkmasından sonra teker teker yıkılmaya başlamış, bu imparatorlukların yerlerine ulus-devletler kurulmuştur. Osmanlı İmparatorluğu da bu uluslaşma sürecine çağdaşlaşma hareketlerinin başlamasıyla eklemlenmiştir. İmparatorluğun savaşlarla geçen son yüzyılında Yunanistan gibi kimi devletler bağımsızlıklarını ilan etmiştir. Bunun yanında Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna kadar Yunanistan’daki bazı problemler devam etmiş, kesin sonuçlar büyük oranda 1923 Lozan Protokolü’nde alınmıştır.
Lozan Sözleşmesi’nde alınan kararlara göre İstanbul hariç Anadolu’da yaşayan Türk uyruklu Ortodoks Hıristiyanlarla, Batı Trakya hariç Yunanistan’da yaşayan Yunan uyruklu Müslümanlar karşılıklı göçe tabi tutulmuştur. Halkların bu zorunlu değişimi sadece siyaset alanında kalmamış; bu ülkelerin sanat ve edebiyat alanlarındaki faaliyetlerine de farklı zamanlarda yansımıştır. Bu zamanlara bağlı olarak ülkelerde oluşan “imge” alımlamaları da değişiklik göstermiştir.
Bu çalışmanın öncelikli amaçlarından biri, tarih ve siyaset bilimi gibi alanlarla edebiyatın ilişkisini göz önünde bulundurarak, Lozan Mübadelesi’nin Türk Edebiyatı’na yansımasının karşılaştırmalı bir analizini yapmaktır. Bu amaçla yüzeysel bir incelemenin ötesine geçip, derinlikli analizler yapabilmek için bazı eserler seçilmiştir. Seçilen anlatılar Yaşar Kemal’in “Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana”, Sabâ Altınsay’ın “Kritimu – Girit’im Benim” ve Ahmet Yorulmaz’ın “Savaşın Çocukları” adlı eserleridir.
Yapılan incelemeler İmgebilim ve Alımlama Estetiği kuramları kullanılarak değerlendirmeye tabi tutulmuş; seçilen metinlerin edebiyata ne ölçüde katkı sağladıkları, Mübadele konusunu nasıl işledikleri ve ne gibi imgeler oluşturdukları araştırılmıştır. Elde edilen en önemli sonuçlardan biri, bu yazarların halkların bir aradalığına verdikleri önem doğrultusunda kurgu inşa ederek Rum veya Türk imgelerini yaratmış olduğudur.