Çocuk ve felsefe birbirine yakışacak en güzel iki kelimedir. Çocuk düşünmeyi felsefe de
düşüneni... more Çocuk ve felsefe birbirine yakışacak en güzel iki kelimedir. Çocuk düşünmeyi felsefe de
düşüneni sever. Felsefenin çocuk için mahsuru yoktur önemli olan felsefenin çocukla
nasıl ve hangi zeminlerde buluşacağıdır. Çocuğun hem zihni hem de ahlaki gelişimine katkıda bulunacak felsefe eğitimi vermek mümkündür. Kendi düşünce ve yazın
dünyamızdan metinler seviyeleştirilerek çocuklarla buluşturulabilir. İthal metinlere,
söylemlere ve drama örneklerine ihtiyaç duymadan bize özgü “Çocuklar için Felsefe” programı inşa etmeliyiz. Nitekim yazın dünyamızda bunun kaynakları var
The Relationship of Reason–Morality in Islamic Thought
In terms of Arabic philology, the concept ... more The Relationship of Reason–Morality in Islamic Thought In terms of Arabic philology, the concept of reason performs the function of bonding and is a key to terms such as wisdom, goodness, duty, and autonomy. By using the reason in its proper place, morality that regulates the self (nafs) emerges. The reason, which is seen as the source of spiritual values, has given human beings the quality of being the subject of trust (amana). In Islamic Wisdom, human beings are distinguished from animals by the characteristics of carrying the Trust and having morality. Morality is not a factual but a spiritual value produced by the self. Thus, having reason also requires being moral. Reason, which is related to both matter and meaning, must move in parallel like a clock with morality, which is related to ideas and deeds. The unity of reason and morality is like the two boat oars that must be pulled in order to navigate the boat at the sea. The disruption of this balance leads to the disruption of the order. Islamic wisdom emphasizes that when this dual plane is well established, order and dynamism arise, and when it is disrupted, chaos and stagnation occur. In this paper, the unity of reason and morality relationship in Islamic wisdom is discussed
Savaş, insanlığın başlangıcından beri tarihsel olarak kaçamadığı ve tecrübe etmekzorunda olduğu b... more Savaş, insanlığın başlangıcından beri tarihsel olarak kaçamadığı ve tecrübe etmekzorunda olduğu bir gerçeklik olmuştur. Gündelik hayataki gelişmeler, askeri çatşmaları veya savaşların zeminini doğururken askeri çatşmalar ve savaşlar da insan hayatnı etkilemektedir. Yine bilimsel ve teknik gelişmeler karşılıklı etkileşim hâlinde hem insan hayatnı hem de askeri gelişmeleri belirler. Nörobilim, nanoteknoloji ve robotk alanında yapılan çalışmaların yoğunlaştğı 21. yüzyılda insanın ve dünyanın dönüştürülmesiyle ve bu duruma ilaveten sibernetk, robotk ve yapay zeka (YZ) uygulamaların artmasıyla insanlığın transhümanist bir sürece girmesi söz konusu olmuştur. Sibernetk ve robotk süreç sonunda askeri teknoloji daha farklı bir boyuta girecektir. Böyle bir süreçte gerek uluslararası ilişkiler ve jeopolitk hayata gerekse toplumların ve bireylerin hayatnda yeni sorunların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Etik sorunları konu edinen roboetik; tıbbi, yardımcı, hizmet ve sosyalleşmiş ve askeri alanlarda varlık bulan sibernetk, robotk ve YZ’lı uygulamaların tasarımını, üretmini ve kullanımını ahlaki olarak tartşır. Bu makalede transhümanizmin askerileşmesi ve netcesinde meydana gelen etk sorunlar ele alınmıştır.
Dünyada birçok şeyin değişmesine rağmen belki de en az değişenlerden birinin, eğitim-öğretim yönt... more Dünyada birçok şeyin değişmesine rağmen belki de en az değişenlerden birinin, eğitim-öğretim yöntemleri ve araçları olduğu söylenebilir. Eğitim-öğretimde en radikal değişiklerden biri 2019 yılında ortaya çıkan Covid-19 salgınıyla oldu. Salgınla birlikte “Sınıf, Öğrenci ve Öğretmen” kavramları, sermaye tabana sahip olan sanal düzleme (Zoom, Meet, Teams vs.) taşındı. 2021 yılında Facebook’un kurucusu Zuckerberg, şirketlerini “Meta” adında toplayacağını ve Metaverse platformunu kuracağını söylediğinde ticaret ve eğlence sektöründeki frmalar, hemen platform satın alma ve kurma işine girdiler. Metaverse platformu, eğitimin önemli parçası hâline geleceği gibi Yapay Zeka çalışmalarının gelişmesi de eğitimi şimdiden etkilemeye başlamıştır. Siber âlem ile YZ uygulamalarının kesişmesine ilaveten insan zihni ile zeki makinelerin birleşmesi olan teknolojik tekillik, eğitimin tüm yapısını değiştirecek radikal bir teknoloji türüdür. Mevcut eğitim-öğretim biçimi tüm teknolojik dönüşümlerine karşın “sıkıcı” ve “tekdüze” kalmaktadır. Eğitim-öğretim, söz konusu bu mevcut biçiminden YZ ve Metaverse vb. teknolojik çalışmalarla kurtularak son yıllarda pratik eğitim-öğretim tarzı olarak geliştirilen Edutaintment/ Eğit-eğlence sürecine taşınmaktadır. Bu çalışmada; eğitim-öğretimin geldiği süreçte Metaverse ve Yapay Zekâ gibi teknolojik imkanların, eğitim-öğretimde meydana getireceği dönüşümlere, YZ ve Metaverse çalışmalarının can vereceği Eduaintment eğitim tarzına değinilecektir.
Bu çalışmada 21. yüzyılın büyük olguları olan “İnternet, YZ, Tekillik, Genbilim” çalışmaları, Bey... more Bu çalışmada 21. yüzyılın büyük olguları olan “İnternet, YZ, Tekillik, Genbilim” çalışmaları, Beyin-makine ara yüz geliştirme çalışmaları İnternet üzerinden sağlanan kaynaklar ve servisler, kendisini gerçekleştirmede vasıta olarak gören dijitalleşme ve transhümanizm sürecinde insanın hayatına ve mahremiyetine dair olabilecek imkânları ve zaafları mevzu edilecektir.
Necip Fazıl Kısakürek, sadece uzun bir ömür sürmekle kalmamış aynı zamanda -düşünce hayatı gençli... more Necip Fazıl Kısakürek, sadece uzun bir ömür sürmekle kalmamış aynı zamanda -düşünce hayatı gençlik yaşlarında başladığı için- yazar ve mütefekkir olarak da uzun bir ömre sahiptir. 1930’lu yıllarda fikrî yazılar yazmaya başlayan Necip Fazıl, söz konusu bu yıllarda yayımlanan yazılarından da anlaşılacağı üzere “sekülerleşme” ve “modernleşme” taraftarıdır. Daha sonraki yıllarda gerek Bergson felsefesinin etkisi gerekse Abdülhakim Arvasi Hazretleri ile tanışması ile seküler-modern bir çizgiden maneviyatçı bir çizgiye geçiş yapmıştır.
Rönesans’da; sanatlar, Aydınlanma’da bilim-teknik, 20. yüzyılda sanayi-teknoloji, 21. yüzyılda is... more Rönesans’da; sanatlar, Aydınlanma’da bilim-teknik, 20. yüzyılda sanayi-teknoloji, 21. yüzyılda ise teknoloji ve sibernetik kullanılarak insanın konumu değiştirilerek transhümanist süreçten posthümanist sürece geçilmiştir. Transhümanizm, posthümanizmin ara geçiş dönemiyken biyo-bionik bir varlık olan transhuman da posthuman’a geçişte ara varlıktır. Posthuman, insanın ruhî düzlemi dikkate alınarak düzenlenmek istenen bir varlık değil daha çok maddi unsurlara (tıbbi ilaçlar, nanoteknoloji, nano-biyoloji, farmokoloji vb.) desteklenerek dönüştürülen bir varlıktır. Sınırlarını aşması istenilen insanın organizması, buna bağlı olarak ruhî düzlemi de değişecek olan posthuman’ın, varlık alanı hantal makineler değil daha çok olağanüstülük taşıyan çiplerde varlık bulması akla yatkındır ve mümkündür. İnsanı posthuman olan posthümanizme bir geçiş olan transhümanizmin insan türü; insan ve posthuman arasındaki aracı varlık olan transhuman’dır. Transhuman, posthuman olma yolunda evrimci sürecin ön aşamasıdır. Bilim ve teknoloji vasıtasıyla temelde insanın kusursuzluğuna doğru bir dönüşüme atıfta bulunan transhümanizm, yeni teknolojik imkanlarla insan biyolojisinin değiştirilerek önce transhuman nihayetinde posthuman gibi yeni bir tür yaratılabileceği ihtimalini sunmaktadır. Robotlar, biyonikler ve nanoteknoloji kullanılarak doğaya bağımlı olmayan posthuman türleri icat etme amacı taşımaktadır. Teknolojileri ve diğer vasıtaları insanın zihinsel, fiziksel ve duygusal yeteneklerini artırma amacında olan transhümanizm, transhuman’dan sonra posthuman’ı meydana getirmeye çalışır. Farklı bileşimlerin toplamı olan posthuman özne; yeniden inşa edilmiş maddi enformasyonel varlıktır. Fakat başta Huxley olmak üzere transhümanistlerin çoğu geliştirilmiş insanın hâlâ insan kalacağı konusunda iddialılardır.
Historically, the notion that knowledge and technology enhance human freedom has been accepted si... more Historically, the notion that knowledge and technology enhance human freedom has been accepted since the Renaissance. In fact, it cannot be ignored that “freedom” developed during the Renaissance, Enlightenment, industrialization, and technologicalization processes. While the development of the boundaries of the concept of freedom has increased with artificial intelligence, digitalization, and robotics (AIDR), this development has also created the problem of the violation of personal rights such as “privacy,” “confidentiality,” and “security,” which are the most essential concepts of humans and society. When the “Metaverse,” i.e., the “Web 3.0” process, is added to this phenomenon, the concept of freedom will develop more with the transcendence of time and space. Still, violations of personal rights, increased opportunities to commit crimes, and additional types of crimes will appear. The further development and increased visibility of AIDR require the ancient issue of freedom to be reconsidered in the context of “freedom and responsibility.”
Transhumanism is one of the 21st century’s most influential scientific and philosophical movements, and its goals will make the issue of freedom more important. Transhumanism, first used as a concept in 1957 in the context of the physical and cognitive development of human beings, suggests that natural human limits can be overcome with the possibilities of biotechnology, nanotechnology, cyber-technology, and cognitive sciences. Research in areas such as delaying aging, eugenics debates and discourses legitimizing eugenics, the claim that immortality can be achieved, the development of the mind with the possibilities of nanotechnology, the brain-machine interface (BMI), the development of the body with biotechnological elements and similar studies aim to realize the biological freedom of human beings. This potential biological freedom may yield a result inversely proportional to social freedom. This is because differences between individuals will create a situation of “superiority” that will lead to differences between individuals and classes and thus to inequality. This situation can foster slave-master processes. This process may occur not only between people but also between humans and AI and robotic applications. In addition, AIDR itself, its producer, and its user will differentiate the processes of freedom. In particular, whether transhumanist people are forced to use healing technologies or whether they develop and adapt their own bodies and minds as a result of their own choice or as a result of coercion are other matters of debate in the context of the issue of freedom. This study discusses freedom, an essential issue for humanity, in the context of AIDR processes and transhumanism, which includes these processes.
"Şehir ve İnsan” mevzusu, felsefi bağlamda ilk defa kapsamlı olarak Platon tarafından ele alınmış... more "Şehir ve İnsan” mevzusu, felsefi bağlamda ilk defa kapsamlı olarak Platon tarafından ele alınmıştır. Platon’a göre birey, sadece kendi başına yaşayan bir varlık değil daha çok başkalarıyla birlikte bir polis/şehir içinde yaşayan bir varlıktır. Dolayısıyla insanın mutluluğunu sağlaması veya elde etmesi kişisel çıkarlarıyla mümkün olmaz. Onun mutluluğu, içinde yaşadığı şehrin mutluluğuna bağlıdır. Şehir yani cemiyet mutlu ise insan da mutludur.
Bahçe, insanoğlu için mühim bir mekândır. zira âdem ile Havva öncesinde bir bahçede/iskân edilmiş... more Bahçe, insanoğlu için mühim bir mekândır. zira âdem ile Havva öncesinde bir bahçede/iskân edilmişlerdi. Bahçe/cennet, insanın ayrıldığı veya koptuğu yerdir. Cennet anlatımlarında bahçe/yeşillik ile ırmak/ su birlikte tasvir edilir. Zira François Berthier’in dediği gibi yeşillikten ve sudan arındırılmış bir bahçe, zamana meydan okuyan bir iskeletin kemikleri gibi görünür. Su ve yeşillik ile bahçe et-tırnak gibidir.
Eğitim-öğretim süreçleri, insanlığın maddi olarak gelişmesiyle doğrudan ilişkilidir. Tarım toplum... more Eğitim-öğretim süreçleri, insanlığın maddi olarak gelişmesiyle doğrudan ilişkilidir. Tarım toplumundaki eğitim-öğretim süreçleri ile sanayi toplumunda olan eğitim-öğretim süreçleri aynı olmadığı gibi sanayileşme sürecindeki eğitim-öğretim süreçleri teknolojikleşme sürecindeki süreçle de aynı değildir. Teknolojik aletlerin (akıllı tahta, online ders platformları, internette canlı dersler vs.) eğitimde kullanılması, eğitim-öğretimin farklılaşmasını ve eşitsizliğin doğmasını sağlamıştır. Söz konusu bu duruma ilaveten, adeta maddenin düşünümü olan algoritmaya dayalı YZ'lı (Yapay Zekalı) uygulamaların, insan zihni ile YZ'nın birleşimi olan teknolojik tekilliğin, insan zekasının daha da geliştirmeye yönelik CRISPR teknolojisi ve psiko-farmakolojik tedavi yöntemlerinin eğitim-öğretimin yapısını oldukça çok değiştirecektir. Hem yeni teknolojik aletlerin hem de zihni arttırıcı uygulamalar imkanına sahip olanlarla olmayanların arasında olan eğitimde eşitsizliğin artması ciddi sorunları oluşturacak görünüyor. Hem bu eşitsizliklerin neleri doğurabileceği hem de nasıl giderileceği konusu üzerinde düşünmek gerekir. Bu makalede; bilginin veya bilimin sermaye ile olan ilişkisi, eğitim-öğretimi etkileyecek olan yeni teknolojileri ve bu yeni teknolojilerin ne gibi eşitsizlikler doğurabileceği konu edinilecektir.
Tarih ile felsefe, sosyal bilimin iki önemli alanı olup birbirini etkileyen ve birbirleriyle iliş... more Tarih ile felsefe, sosyal bilimin iki önemli alanı olup birbirini etkileyen ve birbirleriyle ilişkili olan iki önemli disiplindir. Felsefe; eleştirel düşünmeyi, hakikati ortaya çıkarma ve sorgulamayı tarih bilimi ise geçmişin hafızasını ve geçmişte olanları içerir.
Kırk iki sayılık bir yayın sürecine sahip olan Dergâh Mecmuası’nda en
çok makaleleri yayımlanan f... more Kırk iki sayılık bir yayın sürecine sahip olan Dergâh Mecmuası’nda en çok makaleleri yayımlanan felsefecilerden biri Mustafa Şekip Tunç’dur. O, Bergson’un felsefi fikirleri ekseninde Dergâh Mecmuası’nda “Ruh-Beden, Şuur, Hakikat, Hayat, Şeniyyet (Gerçeklik)” temaları üzerine yazılar yazmıştır. Dinin toplumsal yönünün öneminin farkında olan Mustafa Şekip, dinin; felsefe, ahlak ve sanatın üzerinde etkisi olduğunu ve medeniyetlerin temelinde önemli yeri olduğunu ifade eder. Bu çalışmada; Dergâh Mecmuası’nın, Mustafa Şekip Tunç’un felsefi yazıları bağlamında felsefi düşünceye olan katkısı ele alınacaktır.
Adına “sanal, siber, dijital, online/çevrim içi” âlem denilen ve ekran üzerinde gerçekleşen veya ... more Adına “sanal, siber, dijital, online/çevrim içi” âlem denilen ve ekran üzerinde gerçekleşen veya her şeyin orada olup bittiği sanal dünya; aklı,
duyguyu, davranışları ve konuşmaları hakikat sürecinden sanal sürece taşımaktadır. Posthuman çağın insanın, maneviyatını (bilgilenmeyi, iletişimini, duygularını ve düşüncelerini) gerçekleştirdiği siber-âlem, hem dine dair bilgilenmeyi hem de dine dair yaşayışı gerçekleştirdiği bir düzlem hâline gelmiştir
Bilgin ve düşünürlerin kaygılarının benzerliği aynı zamanda onların biyografilerinin ve düşüncele... more Bilgin ve düşünürlerin kaygılarının benzerliği aynı zamanda onların biyografilerinin ve düşüncelerinin de benzerliğini doğurmuştur. Coğrafya ve kültürel bakımdan birbirlerine ne kadar uzak olsa da ortak yanları bulunan her iki devlet ve medeniyetin benzer fikir adamları vardır. Bu benzer fikir adamlığının en büyük biyografik ve fikrî iki temsili; Said Halim Paşa ile Ku Hung-Ming’dir
Architecture or building a madīnah corresponds not only to
constructing what is physical but also... more Architecture or building a madīnah corresponds not only to constructing what is physical but also to building people and a community. Humans construct the madīnah just as the madīnahs build the people. Quarters (maḥallahs) or madīnahs present not only physical structures but also have an administrative, social, and cultural nature. People who have lost their space have also lost themselves. Indeed, civilizations have been built on madīnahs. The industrialization that started during the 18th century and gained speed during the 19th century brought with it the concept of urbanization. Europe lost its concept of the medieval city and built cities parallel to the positivist, secular, and materialistic approaches of its traditions of thinking. The high-tech process that took place during the 1970s following industrialization transformed the material universe and order into a simulative order. The present study focuses on how space and the city — and hence reality — have been lost by breaking away from the Islamic ḥaḍārah (tamaddun) by way of the Baudrillardian simulation concept. Key Words: Space-Humans, Madīnah-Community, Reality-Simulation
İnsanlığın gelişim süreci ile algılama ve yaşam tarzı arasında değişimler
meydana gelmiştir. Tarı... more İnsanlığın gelişim süreci ile algılama ve yaşam tarzı arasında değişimler meydana gelmiştir. Tarım devrimini, -kas kuvvetinden mekanik kuvvete geçiş olan- sanayi devrimi onu da bilişsel gücün üretimi artırdığı Dördüncü Sanayi Devrimi-DSD izlemiştir (Schwab, 2016, 10-11). Tekniğin veya teknolojinin ilerlemesiyle düşüncenin dönüşümü arasında paralellikler vardır. Nitekim Gutenberg matbaası, Rönesans ve Aydınlanma çağlarından ve müteakip entelektüel kışkırtmaların içinden çıkmıştır (Dağ, 2018, 105). Sosyo-ekonomik değişmeye yol açan matbaa yani kitapların çoğalması Tanrı’ya olan inancı azaltmış veya farklılaştırmıştır (Akgül, 2017, 197). Matbaanın icadıyla tekel kırılıp Roma’nın siyasî hakimiyeti ve Kilisenin bilişsel hâkimiyeti güç kaybetmiş, artık bilginin taşıyıcısı rahipler değil üniversiteler, aydınlar, uzmanlar ve matbaada asılan kitaplar olmuştur (Şişman, 2018, 16-17). 15. yüzyıl sonunda matbaanın icadı, teknolojik gelişmeye etkide bulunan hız ve değişim süreçlerine atfen bir milat olarak değerlendirilmiş, toplumsal değişmeye tesirleri ve önemine binaen “matbaa öncesi ve sonrası” devamında ise radyonun keşfiyle “Marconi öncesi ve sonrası” ayrımı yapılmıştı (Akgül, 2017, 191).
Kendini illüzyona yani sanala kaptıran dijitalleşmenin muhatabı bireyler hakikatin yitimi ile kar... more Kendini illüzyona yani sanala kaptıran dijitalleşmenin muhatabı bireyler hakikatin yitimi ile karşı karşıya kaldılar. Kendisinin ve buyruklarının hakikat olduğunu ifade eden dinin tercih edilme olasılığı sanal düzlemde zayıflamıştır. Dinin görünüm alanını dijital dünya şeklinde kabul etmek dinin de istenildiği şekilde manipüle edilecek bir veri olması sürecini değiştirmeyecektir.
21. yüzyılda yapay zekânın insan hayatının her alanına nüfuz edeceği
öngörülmektedir. İnsanlık, d... more 21. yüzyılda yapay zekânın insan hayatının her alanına nüfuz edeceği öngörülmektedir. İnsanlık, daha önce hiç karşılaşmadığı çok farklı ve yeni bir tecrübe ile karşı karşıya yani kendi zekâsına muadil olduğu düşünülen âdeta zeki varlık türleriyle birlikte yaşayacak görünüyor. İnternete eklemlenen bilgisayarlar, büyülenmiş bir vasıtaya dönerken bu yetmezmiş gibi yapay zekâ ile donatılan cihazların büyüleme gücü daha da artacaktır.
Çocuk ve felsefe birbirine yakışacak en güzel iki kelimedir. Çocuk düşünmeyi felsefe de
düşüneni... more Çocuk ve felsefe birbirine yakışacak en güzel iki kelimedir. Çocuk düşünmeyi felsefe de
düşüneni sever. Felsefenin çocuk için mahsuru yoktur önemli olan felsefenin çocukla
nasıl ve hangi zeminlerde buluşacağıdır. Çocuğun hem zihni hem de ahlaki gelişimine katkıda bulunacak felsefe eğitimi vermek mümkündür. Kendi düşünce ve yazın
dünyamızdan metinler seviyeleştirilerek çocuklarla buluşturulabilir. İthal metinlere,
söylemlere ve drama örneklerine ihtiyaç duymadan bize özgü “Çocuklar için Felsefe” programı inşa etmeliyiz. Nitekim yazın dünyamızda bunun kaynakları var
The Relationship of Reason–Morality in Islamic Thought
In terms of Arabic philology, the concept ... more The Relationship of Reason–Morality in Islamic Thought In terms of Arabic philology, the concept of reason performs the function of bonding and is a key to terms such as wisdom, goodness, duty, and autonomy. By using the reason in its proper place, morality that regulates the self (nafs) emerges. The reason, which is seen as the source of spiritual values, has given human beings the quality of being the subject of trust (amana). In Islamic Wisdom, human beings are distinguished from animals by the characteristics of carrying the Trust and having morality. Morality is not a factual but a spiritual value produced by the self. Thus, having reason also requires being moral. Reason, which is related to both matter and meaning, must move in parallel like a clock with morality, which is related to ideas and deeds. The unity of reason and morality is like the two boat oars that must be pulled in order to navigate the boat at the sea. The disruption of this balance leads to the disruption of the order. Islamic wisdom emphasizes that when this dual plane is well established, order and dynamism arise, and when it is disrupted, chaos and stagnation occur. In this paper, the unity of reason and morality relationship in Islamic wisdom is discussed
Savaş, insanlığın başlangıcından beri tarihsel olarak kaçamadığı ve tecrübe etmekzorunda olduğu b... more Savaş, insanlığın başlangıcından beri tarihsel olarak kaçamadığı ve tecrübe etmekzorunda olduğu bir gerçeklik olmuştur. Gündelik hayataki gelişmeler, askeri çatşmaları veya savaşların zeminini doğururken askeri çatşmalar ve savaşlar da insan hayatnı etkilemektedir. Yine bilimsel ve teknik gelişmeler karşılıklı etkileşim hâlinde hem insan hayatnı hem de askeri gelişmeleri belirler. Nörobilim, nanoteknoloji ve robotk alanında yapılan çalışmaların yoğunlaştğı 21. yüzyılda insanın ve dünyanın dönüştürülmesiyle ve bu duruma ilaveten sibernetk, robotk ve yapay zeka (YZ) uygulamaların artmasıyla insanlığın transhümanist bir sürece girmesi söz konusu olmuştur. Sibernetk ve robotk süreç sonunda askeri teknoloji daha farklı bir boyuta girecektir. Böyle bir süreçte gerek uluslararası ilişkiler ve jeopolitk hayata gerekse toplumların ve bireylerin hayatnda yeni sorunların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Etik sorunları konu edinen roboetik; tıbbi, yardımcı, hizmet ve sosyalleşmiş ve askeri alanlarda varlık bulan sibernetk, robotk ve YZ’lı uygulamaların tasarımını, üretmini ve kullanımını ahlaki olarak tartşır. Bu makalede transhümanizmin askerileşmesi ve netcesinde meydana gelen etk sorunlar ele alınmıştır.
Dünyada birçok şeyin değişmesine rağmen belki de en az değişenlerden birinin, eğitim-öğretim yönt... more Dünyada birçok şeyin değişmesine rağmen belki de en az değişenlerden birinin, eğitim-öğretim yöntemleri ve araçları olduğu söylenebilir. Eğitim-öğretimde en radikal değişiklerden biri 2019 yılında ortaya çıkan Covid-19 salgınıyla oldu. Salgınla birlikte “Sınıf, Öğrenci ve Öğretmen” kavramları, sermaye tabana sahip olan sanal düzleme (Zoom, Meet, Teams vs.) taşındı. 2021 yılında Facebook’un kurucusu Zuckerberg, şirketlerini “Meta” adında toplayacağını ve Metaverse platformunu kuracağını söylediğinde ticaret ve eğlence sektöründeki frmalar, hemen platform satın alma ve kurma işine girdiler. Metaverse platformu, eğitimin önemli parçası hâline geleceği gibi Yapay Zeka çalışmalarının gelişmesi de eğitimi şimdiden etkilemeye başlamıştır. Siber âlem ile YZ uygulamalarının kesişmesine ilaveten insan zihni ile zeki makinelerin birleşmesi olan teknolojik tekillik, eğitimin tüm yapısını değiştirecek radikal bir teknoloji türüdür. Mevcut eğitim-öğretim biçimi tüm teknolojik dönüşümlerine karşın “sıkıcı” ve “tekdüze” kalmaktadır. Eğitim-öğretim, söz konusu bu mevcut biçiminden YZ ve Metaverse vb. teknolojik çalışmalarla kurtularak son yıllarda pratik eğitim-öğretim tarzı olarak geliştirilen Edutaintment/ Eğit-eğlence sürecine taşınmaktadır. Bu çalışmada; eğitim-öğretimin geldiği süreçte Metaverse ve Yapay Zekâ gibi teknolojik imkanların, eğitim-öğretimde meydana getireceği dönüşümlere, YZ ve Metaverse çalışmalarının can vereceği Eduaintment eğitim tarzına değinilecektir.
Bu çalışmada 21. yüzyılın büyük olguları olan “İnternet, YZ, Tekillik, Genbilim” çalışmaları, Bey... more Bu çalışmada 21. yüzyılın büyük olguları olan “İnternet, YZ, Tekillik, Genbilim” çalışmaları, Beyin-makine ara yüz geliştirme çalışmaları İnternet üzerinden sağlanan kaynaklar ve servisler, kendisini gerçekleştirmede vasıta olarak gören dijitalleşme ve transhümanizm sürecinde insanın hayatına ve mahremiyetine dair olabilecek imkânları ve zaafları mevzu edilecektir.
Necip Fazıl Kısakürek, sadece uzun bir ömür sürmekle kalmamış aynı zamanda -düşünce hayatı gençli... more Necip Fazıl Kısakürek, sadece uzun bir ömür sürmekle kalmamış aynı zamanda -düşünce hayatı gençlik yaşlarında başladığı için- yazar ve mütefekkir olarak da uzun bir ömre sahiptir. 1930’lu yıllarda fikrî yazılar yazmaya başlayan Necip Fazıl, söz konusu bu yıllarda yayımlanan yazılarından da anlaşılacağı üzere “sekülerleşme” ve “modernleşme” taraftarıdır. Daha sonraki yıllarda gerek Bergson felsefesinin etkisi gerekse Abdülhakim Arvasi Hazretleri ile tanışması ile seküler-modern bir çizgiden maneviyatçı bir çizgiye geçiş yapmıştır.
Rönesans’da; sanatlar, Aydınlanma’da bilim-teknik, 20. yüzyılda sanayi-teknoloji, 21. yüzyılda is... more Rönesans’da; sanatlar, Aydınlanma’da bilim-teknik, 20. yüzyılda sanayi-teknoloji, 21. yüzyılda ise teknoloji ve sibernetik kullanılarak insanın konumu değiştirilerek transhümanist süreçten posthümanist sürece geçilmiştir. Transhümanizm, posthümanizmin ara geçiş dönemiyken biyo-bionik bir varlık olan transhuman da posthuman’a geçişte ara varlıktır. Posthuman, insanın ruhî düzlemi dikkate alınarak düzenlenmek istenen bir varlık değil daha çok maddi unsurlara (tıbbi ilaçlar, nanoteknoloji, nano-biyoloji, farmokoloji vb.) desteklenerek dönüştürülen bir varlıktır. Sınırlarını aşması istenilen insanın organizması, buna bağlı olarak ruhî düzlemi de değişecek olan posthuman’ın, varlık alanı hantal makineler değil daha çok olağanüstülük taşıyan çiplerde varlık bulması akla yatkındır ve mümkündür. İnsanı posthuman olan posthümanizme bir geçiş olan transhümanizmin insan türü; insan ve posthuman arasındaki aracı varlık olan transhuman’dır. Transhuman, posthuman olma yolunda evrimci sürecin ön aşamasıdır. Bilim ve teknoloji vasıtasıyla temelde insanın kusursuzluğuna doğru bir dönüşüme atıfta bulunan transhümanizm, yeni teknolojik imkanlarla insan biyolojisinin değiştirilerek önce transhuman nihayetinde posthuman gibi yeni bir tür yaratılabileceği ihtimalini sunmaktadır. Robotlar, biyonikler ve nanoteknoloji kullanılarak doğaya bağımlı olmayan posthuman türleri icat etme amacı taşımaktadır. Teknolojileri ve diğer vasıtaları insanın zihinsel, fiziksel ve duygusal yeteneklerini artırma amacında olan transhümanizm, transhuman’dan sonra posthuman’ı meydana getirmeye çalışır. Farklı bileşimlerin toplamı olan posthuman özne; yeniden inşa edilmiş maddi enformasyonel varlıktır. Fakat başta Huxley olmak üzere transhümanistlerin çoğu geliştirilmiş insanın hâlâ insan kalacağı konusunda iddialılardır.
Historically, the notion that knowledge and technology enhance human freedom has been accepted si... more Historically, the notion that knowledge and technology enhance human freedom has been accepted since the Renaissance. In fact, it cannot be ignored that “freedom” developed during the Renaissance, Enlightenment, industrialization, and technologicalization processes. While the development of the boundaries of the concept of freedom has increased with artificial intelligence, digitalization, and robotics (AIDR), this development has also created the problem of the violation of personal rights such as “privacy,” “confidentiality,” and “security,” which are the most essential concepts of humans and society. When the “Metaverse,” i.e., the “Web 3.0” process, is added to this phenomenon, the concept of freedom will develop more with the transcendence of time and space. Still, violations of personal rights, increased opportunities to commit crimes, and additional types of crimes will appear. The further development and increased visibility of AIDR require the ancient issue of freedom to be reconsidered in the context of “freedom and responsibility.”
Transhumanism is one of the 21st century’s most influential scientific and philosophical movements, and its goals will make the issue of freedom more important. Transhumanism, first used as a concept in 1957 in the context of the physical and cognitive development of human beings, suggests that natural human limits can be overcome with the possibilities of biotechnology, nanotechnology, cyber-technology, and cognitive sciences. Research in areas such as delaying aging, eugenics debates and discourses legitimizing eugenics, the claim that immortality can be achieved, the development of the mind with the possibilities of nanotechnology, the brain-machine interface (BMI), the development of the body with biotechnological elements and similar studies aim to realize the biological freedom of human beings. This potential biological freedom may yield a result inversely proportional to social freedom. This is because differences between individuals will create a situation of “superiority” that will lead to differences between individuals and classes and thus to inequality. This situation can foster slave-master processes. This process may occur not only between people but also between humans and AI and robotic applications. In addition, AIDR itself, its producer, and its user will differentiate the processes of freedom. In particular, whether transhumanist people are forced to use healing technologies or whether they develop and adapt their own bodies and minds as a result of their own choice or as a result of coercion are other matters of debate in the context of the issue of freedom. This study discusses freedom, an essential issue for humanity, in the context of AIDR processes and transhumanism, which includes these processes.
"Şehir ve İnsan” mevzusu, felsefi bağlamda ilk defa kapsamlı olarak Platon tarafından ele alınmış... more "Şehir ve İnsan” mevzusu, felsefi bağlamda ilk defa kapsamlı olarak Platon tarafından ele alınmıştır. Platon’a göre birey, sadece kendi başına yaşayan bir varlık değil daha çok başkalarıyla birlikte bir polis/şehir içinde yaşayan bir varlıktır. Dolayısıyla insanın mutluluğunu sağlaması veya elde etmesi kişisel çıkarlarıyla mümkün olmaz. Onun mutluluğu, içinde yaşadığı şehrin mutluluğuna bağlıdır. Şehir yani cemiyet mutlu ise insan da mutludur.
Bahçe, insanoğlu için mühim bir mekândır. zira âdem ile Havva öncesinde bir bahçede/iskân edilmiş... more Bahçe, insanoğlu için mühim bir mekândır. zira âdem ile Havva öncesinde bir bahçede/iskân edilmişlerdi. Bahçe/cennet, insanın ayrıldığı veya koptuğu yerdir. Cennet anlatımlarında bahçe/yeşillik ile ırmak/ su birlikte tasvir edilir. Zira François Berthier’in dediği gibi yeşillikten ve sudan arındırılmış bir bahçe, zamana meydan okuyan bir iskeletin kemikleri gibi görünür. Su ve yeşillik ile bahçe et-tırnak gibidir.
Eğitim-öğretim süreçleri, insanlığın maddi olarak gelişmesiyle doğrudan ilişkilidir. Tarım toplum... more Eğitim-öğretim süreçleri, insanlığın maddi olarak gelişmesiyle doğrudan ilişkilidir. Tarım toplumundaki eğitim-öğretim süreçleri ile sanayi toplumunda olan eğitim-öğretim süreçleri aynı olmadığı gibi sanayileşme sürecindeki eğitim-öğretim süreçleri teknolojikleşme sürecindeki süreçle de aynı değildir. Teknolojik aletlerin (akıllı tahta, online ders platformları, internette canlı dersler vs.) eğitimde kullanılması, eğitim-öğretimin farklılaşmasını ve eşitsizliğin doğmasını sağlamıştır. Söz konusu bu duruma ilaveten, adeta maddenin düşünümü olan algoritmaya dayalı YZ'lı (Yapay Zekalı) uygulamaların, insan zihni ile YZ'nın birleşimi olan teknolojik tekilliğin, insan zekasının daha da geliştirmeye yönelik CRISPR teknolojisi ve psiko-farmakolojik tedavi yöntemlerinin eğitim-öğretimin yapısını oldukça çok değiştirecektir. Hem yeni teknolojik aletlerin hem de zihni arttırıcı uygulamalar imkanına sahip olanlarla olmayanların arasında olan eğitimde eşitsizliğin artması ciddi sorunları oluşturacak görünüyor. Hem bu eşitsizliklerin neleri doğurabileceği hem de nasıl giderileceği konusu üzerinde düşünmek gerekir. Bu makalede; bilginin veya bilimin sermaye ile olan ilişkisi, eğitim-öğretimi etkileyecek olan yeni teknolojileri ve bu yeni teknolojilerin ne gibi eşitsizlikler doğurabileceği konu edinilecektir.
Tarih ile felsefe, sosyal bilimin iki önemli alanı olup birbirini etkileyen ve birbirleriyle iliş... more Tarih ile felsefe, sosyal bilimin iki önemli alanı olup birbirini etkileyen ve birbirleriyle ilişkili olan iki önemli disiplindir. Felsefe; eleştirel düşünmeyi, hakikati ortaya çıkarma ve sorgulamayı tarih bilimi ise geçmişin hafızasını ve geçmişte olanları içerir.
Kırk iki sayılık bir yayın sürecine sahip olan Dergâh Mecmuası’nda en
çok makaleleri yayımlanan f... more Kırk iki sayılık bir yayın sürecine sahip olan Dergâh Mecmuası’nda en çok makaleleri yayımlanan felsefecilerden biri Mustafa Şekip Tunç’dur. O, Bergson’un felsefi fikirleri ekseninde Dergâh Mecmuası’nda “Ruh-Beden, Şuur, Hakikat, Hayat, Şeniyyet (Gerçeklik)” temaları üzerine yazılar yazmıştır. Dinin toplumsal yönünün öneminin farkında olan Mustafa Şekip, dinin; felsefe, ahlak ve sanatın üzerinde etkisi olduğunu ve medeniyetlerin temelinde önemli yeri olduğunu ifade eder. Bu çalışmada; Dergâh Mecmuası’nın, Mustafa Şekip Tunç’un felsefi yazıları bağlamında felsefi düşünceye olan katkısı ele alınacaktır.
Adına “sanal, siber, dijital, online/çevrim içi” âlem denilen ve ekran üzerinde gerçekleşen veya ... more Adına “sanal, siber, dijital, online/çevrim içi” âlem denilen ve ekran üzerinde gerçekleşen veya her şeyin orada olup bittiği sanal dünya; aklı,
duyguyu, davranışları ve konuşmaları hakikat sürecinden sanal sürece taşımaktadır. Posthuman çağın insanın, maneviyatını (bilgilenmeyi, iletişimini, duygularını ve düşüncelerini) gerçekleştirdiği siber-âlem, hem dine dair bilgilenmeyi hem de dine dair yaşayışı gerçekleştirdiği bir düzlem hâline gelmiştir
Bilgin ve düşünürlerin kaygılarının benzerliği aynı zamanda onların biyografilerinin ve düşüncele... more Bilgin ve düşünürlerin kaygılarının benzerliği aynı zamanda onların biyografilerinin ve düşüncelerinin de benzerliğini doğurmuştur. Coğrafya ve kültürel bakımdan birbirlerine ne kadar uzak olsa da ortak yanları bulunan her iki devlet ve medeniyetin benzer fikir adamları vardır. Bu benzer fikir adamlığının en büyük biyografik ve fikrî iki temsili; Said Halim Paşa ile Ku Hung-Ming’dir
Architecture or building a madīnah corresponds not only to
constructing what is physical but also... more Architecture or building a madīnah corresponds not only to constructing what is physical but also to building people and a community. Humans construct the madīnah just as the madīnahs build the people. Quarters (maḥallahs) or madīnahs present not only physical structures but also have an administrative, social, and cultural nature. People who have lost their space have also lost themselves. Indeed, civilizations have been built on madīnahs. The industrialization that started during the 18th century and gained speed during the 19th century brought with it the concept of urbanization. Europe lost its concept of the medieval city and built cities parallel to the positivist, secular, and materialistic approaches of its traditions of thinking. The high-tech process that took place during the 1970s following industrialization transformed the material universe and order into a simulative order. The present study focuses on how space and the city — and hence reality — have been lost by breaking away from the Islamic ḥaḍārah (tamaddun) by way of the Baudrillardian simulation concept. Key Words: Space-Humans, Madīnah-Community, Reality-Simulation
İnsanlığın gelişim süreci ile algılama ve yaşam tarzı arasında değişimler
meydana gelmiştir. Tarı... more İnsanlığın gelişim süreci ile algılama ve yaşam tarzı arasında değişimler meydana gelmiştir. Tarım devrimini, -kas kuvvetinden mekanik kuvvete geçiş olan- sanayi devrimi onu da bilişsel gücün üretimi artırdığı Dördüncü Sanayi Devrimi-DSD izlemiştir (Schwab, 2016, 10-11). Tekniğin veya teknolojinin ilerlemesiyle düşüncenin dönüşümü arasında paralellikler vardır. Nitekim Gutenberg matbaası, Rönesans ve Aydınlanma çağlarından ve müteakip entelektüel kışkırtmaların içinden çıkmıştır (Dağ, 2018, 105). Sosyo-ekonomik değişmeye yol açan matbaa yani kitapların çoğalması Tanrı’ya olan inancı azaltmış veya farklılaştırmıştır (Akgül, 2017, 197). Matbaanın icadıyla tekel kırılıp Roma’nın siyasî hakimiyeti ve Kilisenin bilişsel hâkimiyeti güç kaybetmiş, artık bilginin taşıyıcısı rahipler değil üniversiteler, aydınlar, uzmanlar ve matbaada asılan kitaplar olmuştur (Şişman, 2018, 16-17). 15. yüzyıl sonunda matbaanın icadı, teknolojik gelişmeye etkide bulunan hız ve değişim süreçlerine atfen bir milat olarak değerlendirilmiş, toplumsal değişmeye tesirleri ve önemine binaen “matbaa öncesi ve sonrası” devamında ise radyonun keşfiyle “Marconi öncesi ve sonrası” ayrımı yapılmıştı (Akgül, 2017, 191).
Kendini illüzyona yani sanala kaptıran dijitalleşmenin muhatabı bireyler hakikatin yitimi ile kar... more Kendini illüzyona yani sanala kaptıran dijitalleşmenin muhatabı bireyler hakikatin yitimi ile karşı karşıya kaldılar. Kendisinin ve buyruklarının hakikat olduğunu ifade eden dinin tercih edilme olasılığı sanal düzlemde zayıflamıştır. Dinin görünüm alanını dijital dünya şeklinde kabul etmek dinin de istenildiği şekilde manipüle edilecek bir veri olması sürecini değiştirmeyecektir.
21. yüzyılda yapay zekânın insan hayatının her alanına nüfuz edeceği
öngörülmektedir. İnsanlık, d... more 21. yüzyılda yapay zekânın insan hayatının her alanına nüfuz edeceği öngörülmektedir. İnsanlık, daha önce hiç karşılaşmadığı çok farklı ve yeni bir tecrübe ile karşı karşıya yani kendi zekâsına muadil olduğu düşünülen âdeta zeki varlık türleriyle birlikte yaşayacak görünüyor. İnternete eklemlenen bilgisayarlar, büyülenmiş bir vasıtaya dönerken bu yetmezmiş gibi yapay zekâ ile donatılan cihazların büyüleme gücü daha da artacaktır.
Uploads
Papers by ahmet dağ
düşüneni sever. Felsefenin çocuk için mahsuru yoktur önemli olan felsefenin çocukla
nasıl ve hangi zeminlerde buluşacağıdır. Çocuğun hem zihni hem de ahlaki gelişimine katkıda bulunacak felsefe eğitimi vermek mümkündür. Kendi düşünce ve yazın
dünyamızdan metinler seviyeleştirilerek çocuklarla buluşturulabilir. İthal metinlere,
söylemlere ve drama örneklerine ihtiyaç duymadan bize özgü “Çocuklar için Felsefe” programı inşa etmeliyiz. Nitekim yazın dünyamızda bunun kaynakları var
In terms of Arabic philology, the concept of reason performs the function of bonding and is a key to terms such as wisdom, goodness, duty, and autonomy. By using the reason in its proper place, morality that regulates the self (nafs) emerges. The reason, which is seen as the source of spiritual values, has given human beings the quality of being the subject of trust (amana). In Islamic Wisdom, human beings are distinguished from animals by the characteristics of carrying the Trust and having morality. Morality is not a factual but a spiritual value produced by the self. Thus, having reason also requires being moral. Reason, which is related to both matter and meaning, must move in parallel like a clock with morality, which is related to ideas and deeds. The unity of reason and morality is like the two boat oars that must be pulled in order to navigate the boat at the sea. The disruption of this balance leads to the disruption of the order. Islamic wisdom emphasizes that when this dual plane is well established, order and dynamism arise, and when it is disrupted, chaos and stagnation occur. In this paper, the unity of reason and morality relationship in Islamic wisdom is discussed
Sibernetk ve robotk süreç sonunda askeri teknoloji daha farklı bir boyuta girecektir. Böyle bir süreçte gerek uluslararası ilişkiler ve jeopolitk hayata gerekse toplumların ve bireylerin hayatnda yeni sorunların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Etik sorunları konu edinen roboetik; tıbbi, yardımcı, hizmet ve sosyalleşmiş ve askeri alanlarda varlık bulan sibernetk, robotk ve YZ’lı uygulamaların tasarımını, üretmini ve kullanımını ahlaki olarak tartşır. Bu makalede transhümanizmin askerileşmesi ve netcesinde meydana gelen etk sorunlar ele alınmıştır.
eğitimin tüm yapısını değiştirecek radikal bir teknoloji türüdür. Mevcut eğitim-öğretim biçimi tüm teknolojik dönüşümlerine karşın “sıkıcı” ve “tekdüze” kalmaktadır. Eğitim-öğretim, söz konusu bu mevcut biçiminden YZ ve Metaverse vb. teknolojik çalışmalarla kurtularak son yıllarda pratik eğitim-öğretim tarzı olarak geliştirilen Edutaintment/ Eğit-eğlence sürecine taşınmaktadır. Bu çalışmada; eğitim-öğretimin geldiği süreçte Metaverse ve Yapay Zekâ gibi teknolojik imkanların, eğitim-öğretimde meydana getireceği dönüşümlere, YZ ve Metaverse çalışmalarının can vereceği Eduaintment eğitim tarzına değinilecektir.
ruhî düzlemi dikkate alınarak düzenlenmek istenen bir varlık değil daha çok maddi unsurlara (tıbbi ilaçlar, nanoteknoloji, nano-biyoloji, farmokoloji vb.) desteklenerek dönüştürülen bir varlıktır. Sınırlarını aşması istenilen insanın organizması, buna bağlı olarak ruhî düzlemi de değişecek olan posthuman’ın, varlık alanı hantal makineler değil daha çok olağanüstülük taşıyan çiplerde varlık bulması akla yatkındır ve mümkündür. İnsanı posthuman olan posthümanizme bir geçiş olan transhümanizmin insan türü; insan ve posthuman arasındaki aracı varlık olan transhuman’dır. Transhuman, posthuman olma yolunda evrimci sürecin ön aşamasıdır. Bilim ve teknoloji vasıtasıyla temelde insanın kusursuzluğuna doğru bir dönüşüme atıfta bulunan transhümanizm, yeni teknolojik imkanlarla insan biyolojisinin değiştirilerek önce transhuman nihayetinde posthuman gibi yeni bir tür yaratılabileceği ihtimalini sunmaktadır. Robotlar, biyonikler ve nanoteknoloji kullanılarak doğaya bağımlı olmayan posthuman türleri icat etme
amacı taşımaktadır. Teknolojileri ve diğer vasıtaları insanın zihinsel, fiziksel ve duygusal yeteneklerini artırma amacında olan transhümanizm, transhuman’dan sonra posthuman’ı meydana getirmeye çalışır. Farklı bileşimlerin toplamı olan posthuman özne; yeniden inşa edilmiş maddi enformasyonel varlıktır. Fakat başta Huxley olmak üzere transhümanistlerin çoğu geliştirilmiş insanın hâlâ insan kalacağı konusunda iddialılardır.
Transhumanism is one of the 21st century’s most influential scientific and philosophical movements, and its goals will make the issue of freedom more important. Transhumanism, first used as a concept in 1957 in the context of the physical and cognitive development of human beings, suggests that natural human limits can be overcome with the possibilities of biotechnology, nanotechnology, cyber-technology, and cognitive sciences. Research in areas such as delaying aging, eugenics debates and discourses legitimizing eugenics, the claim that immortality can be achieved, the development of the mind with the possibilities of nanotechnology, the brain-machine interface (BMI), the development of the body with biotechnological elements and similar studies aim to realize the biological freedom of human beings. This potential biological freedom may yield a result inversely proportional to social freedom. This is because differences between individuals will create a situation of “superiority” that will lead to differences between individuals and classes and thus to inequality. This situation can foster slave-master processes. This process may occur not only between people but also between humans and AI and robotic applications. In addition, AIDR itself, its producer, and its user will differentiate the processes of freedom. In particular, whether transhumanist people are forced to use healing technologies or whether they develop and adapt their own bodies and minds as a result of their own choice or as a result of coercion are other matters of debate in the context of the issue of freedom. This study discusses freedom, an essential issue for humanity, in the context of AIDR processes and transhumanism, which includes these processes.
çok makaleleri yayımlanan felsefecilerden biri Mustafa Şekip Tunç’dur. O,
Bergson’un felsefi fikirleri ekseninde Dergâh Mecmuası’nda “Ruh-Beden,
Şuur, Hakikat, Hayat, Şeniyyet (Gerçeklik)” temaları üzerine yazılar yazmıştır. Dinin toplumsal yönünün öneminin farkında olan Mustafa Şekip, dinin; felsefe, ahlak ve sanatın üzerinde etkisi olduğunu ve medeniyetlerin temelinde önemli yeri olduğunu ifade eder. Bu çalışmada; Dergâh Mecmuası’nın, Mustafa Şekip Tunç’un felsefi yazıları bağlamında felsefi düşünceye olan katkısı ele alınacaktır.
duyguyu, davranışları ve konuşmaları hakikat sürecinden sanal sürece taşımaktadır. Posthuman çağın insanın, maneviyatını (bilgilenmeyi, iletişimini, duygularını ve düşüncelerini) gerçekleştirdiği siber-âlem, hem dine dair bilgilenmeyi hem de dine dair yaşayışı gerçekleştirdiği bir düzlem hâline gelmiştir
constructing what is physical but also to building people and a
community. Humans construct the madīnah just as the madīnahs
build the people. Quarters (maḥallahs) or madīnahs present not only
physical structures but also have an administrative, social, and cultural
nature. People who have lost their space have also lost themselves.
Indeed, civilizations have been built on madīnahs. The
industrialization that started during the 18th century and gained speed
during the 19th century brought with it the concept of urbanization.
Europe lost its concept of the medieval city and built cities parallel to
the positivist, secular, and materialistic approaches of its traditions of
thinking. The high-tech process that took place during the 1970s
following industrialization transformed the material universe and order into a simulative order. The present study focuses on how space
and the city — and hence reality — have been lost by breaking away
from the Islamic ḥaḍārah (tamaddun) by way of the Baudrillardian
simulation concept.
Key Words: Space-Humans, Madīnah-Community, Reality-Simulation
meydana gelmiştir. Tarım devrimini, -kas kuvvetinden mekanik kuvvete geçiş olan- sanayi devrimi onu da bilişsel gücün üretimi artırdığı Dördüncü Sanayi Devrimi-DSD izlemiştir (Schwab, 2016, 10-11). Tekniğin veya teknolojinin ilerlemesiyle düşüncenin dönüşümü arasında paralellikler vardır. Nitekim Gutenberg matbaası, Rönesans ve Aydınlanma çağlarından ve müteakip entelektüel kışkırtmaların içinden çıkmıştır (Dağ, 2018, 105).
Sosyo-ekonomik değişmeye yol açan matbaa yani kitapların çoğalması
Tanrı’ya olan inancı azaltmış veya farklılaştırmıştır (Akgül, 2017, 197). Matbaanın icadıyla tekel kırılıp Roma’nın siyasî hakimiyeti ve Kilisenin bilişsel hâkimiyeti güç kaybetmiş, artık bilginin taşıyıcısı rahipler değil üniversiteler, aydınlar, uzmanlar ve matbaada asılan kitaplar olmuştur (Şişman, 2018, 16-17). 15. yüzyıl sonunda matbaanın icadı, teknolojik gelişmeye etkide bulunan hız ve değişim süreçlerine atfen bir milat olarak değerlendirilmiş, toplumsal değişmeye tesirleri ve önemine binaen “matbaa öncesi ve sonrası” devamında ise radyonun keşfiyle
“Marconi öncesi ve sonrası” ayrımı yapılmıştı (Akgül, 2017, 191).
öngörülmektedir. İnsanlık, daha önce hiç karşılaşmadığı çok farklı ve yeni
bir tecrübe ile karşı karşıya yani kendi zekâsına muadil olduğu düşünülen
âdeta zeki varlık türleriyle birlikte yaşayacak görünüyor. İnternete
eklemlenen bilgisayarlar, büyülenmiş bir vasıtaya dönerken bu yetmezmiş gibi yapay zekâ ile donatılan cihazların büyüleme gücü daha da artacaktır.
düşüneni sever. Felsefenin çocuk için mahsuru yoktur önemli olan felsefenin çocukla
nasıl ve hangi zeminlerde buluşacağıdır. Çocuğun hem zihni hem de ahlaki gelişimine katkıda bulunacak felsefe eğitimi vermek mümkündür. Kendi düşünce ve yazın
dünyamızdan metinler seviyeleştirilerek çocuklarla buluşturulabilir. İthal metinlere,
söylemlere ve drama örneklerine ihtiyaç duymadan bize özgü “Çocuklar için Felsefe” programı inşa etmeliyiz. Nitekim yazın dünyamızda bunun kaynakları var
In terms of Arabic philology, the concept of reason performs the function of bonding and is a key to terms such as wisdom, goodness, duty, and autonomy. By using the reason in its proper place, morality that regulates the self (nafs) emerges. The reason, which is seen as the source of spiritual values, has given human beings the quality of being the subject of trust (amana). In Islamic Wisdom, human beings are distinguished from animals by the characteristics of carrying the Trust and having morality. Morality is not a factual but a spiritual value produced by the self. Thus, having reason also requires being moral. Reason, which is related to both matter and meaning, must move in parallel like a clock with morality, which is related to ideas and deeds. The unity of reason and morality is like the two boat oars that must be pulled in order to navigate the boat at the sea. The disruption of this balance leads to the disruption of the order. Islamic wisdom emphasizes that when this dual plane is well established, order and dynamism arise, and when it is disrupted, chaos and stagnation occur. In this paper, the unity of reason and morality relationship in Islamic wisdom is discussed
Sibernetk ve robotk süreç sonunda askeri teknoloji daha farklı bir boyuta girecektir. Böyle bir süreçte gerek uluslararası ilişkiler ve jeopolitk hayata gerekse toplumların ve bireylerin hayatnda yeni sorunların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Etik sorunları konu edinen roboetik; tıbbi, yardımcı, hizmet ve sosyalleşmiş ve askeri alanlarda varlık bulan sibernetk, robotk ve YZ’lı uygulamaların tasarımını, üretmini ve kullanımını ahlaki olarak tartşır. Bu makalede transhümanizmin askerileşmesi ve netcesinde meydana gelen etk sorunlar ele alınmıştır.
eğitimin tüm yapısını değiştirecek radikal bir teknoloji türüdür. Mevcut eğitim-öğretim biçimi tüm teknolojik dönüşümlerine karşın “sıkıcı” ve “tekdüze” kalmaktadır. Eğitim-öğretim, söz konusu bu mevcut biçiminden YZ ve Metaverse vb. teknolojik çalışmalarla kurtularak son yıllarda pratik eğitim-öğretim tarzı olarak geliştirilen Edutaintment/ Eğit-eğlence sürecine taşınmaktadır. Bu çalışmada; eğitim-öğretimin geldiği süreçte Metaverse ve Yapay Zekâ gibi teknolojik imkanların, eğitim-öğretimde meydana getireceği dönüşümlere, YZ ve Metaverse çalışmalarının can vereceği Eduaintment eğitim tarzına değinilecektir.
ruhî düzlemi dikkate alınarak düzenlenmek istenen bir varlık değil daha çok maddi unsurlara (tıbbi ilaçlar, nanoteknoloji, nano-biyoloji, farmokoloji vb.) desteklenerek dönüştürülen bir varlıktır. Sınırlarını aşması istenilen insanın organizması, buna bağlı olarak ruhî düzlemi de değişecek olan posthuman’ın, varlık alanı hantal makineler değil daha çok olağanüstülük taşıyan çiplerde varlık bulması akla yatkındır ve mümkündür. İnsanı posthuman olan posthümanizme bir geçiş olan transhümanizmin insan türü; insan ve posthuman arasındaki aracı varlık olan transhuman’dır. Transhuman, posthuman olma yolunda evrimci sürecin ön aşamasıdır. Bilim ve teknoloji vasıtasıyla temelde insanın kusursuzluğuna doğru bir dönüşüme atıfta bulunan transhümanizm, yeni teknolojik imkanlarla insan biyolojisinin değiştirilerek önce transhuman nihayetinde posthuman gibi yeni bir tür yaratılabileceği ihtimalini sunmaktadır. Robotlar, biyonikler ve nanoteknoloji kullanılarak doğaya bağımlı olmayan posthuman türleri icat etme
amacı taşımaktadır. Teknolojileri ve diğer vasıtaları insanın zihinsel, fiziksel ve duygusal yeteneklerini artırma amacında olan transhümanizm, transhuman’dan sonra posthuman’ı meydana getirmeye çalışır. Farklı bileşimlerin toplamı olan posthuman özne; yeniden inşa edilmiş maddi enformasyonel varlıktır. Fakat başta Huxley olmak üzere transhümanistlerin çoğu geliştirilmiş insanın hâlâ insan kalacağı konusunda iddialılardır.
Transhumanism is one of the 21st century’s most influential scientific and philosophical movements, and its goals will make the issue of freedom more important. Transhumanism, first used as a concept in 1957 in the context of the physical and cognitive development of human beings, suggests that natural human limits can be overcome with the possibilities of biotechnology, nanotechnology, cyber-technology, and cognitive sciences. Research in areas such as delaying aging, eugenics debates and discourses legitimizing eugenics, the claim that immortality can be achieved, the development of the mind with the possibilities of nanotechnology, the brain-machine interface (BMI), the development of the body with biotechnological elements and similar studies aim to realize the biological freedom of human beings. This potential biological freedom may yield a result inversely proportional to social freedom. This is because differences between individuals will create a situation of “superiority” that will lead to differences between individuals and classes and thus to inequality. This situation can foster slave-master processes. This process may occur not only between people but also between humans and AI and robotic applications. In addition, AIDR itself, its producer, and its user will differentiate the processes of freedom. In particular, whether transhumanist people are forced to use healing technologies or whether they develop and adapt their own bodies and minds as a result of their own choice or as a result of coercion are other matters of debate in the context of the issue of freedom. This study discusses freedom, an essential issue for humanity, in the context of AIDR processes and transhumanism, which includes these processes.
çok makaleleri yayımlanan felsefecilerden biri Mustafa Şekip Tunç’dur. O,
Bergson’un felsefi fikirleri ekseninde Dergâh Mecmuası’nda “Ruh-Beden,
Şuur, Hakikat, Hayat, Şeniyyet (Gerçeklik)” temaları üzerine yazılar yazmıştır. Dinin toplumsal yönünün öneminin farkında olan Mustafa Şekip, dinin; felsefe, ahlak ve sanatın üzerinde etkisi olduğunu ve medeniyetlerin temelinde önemli yeri olduğunu ifade eder. Bu çalışmada; Dergâh Mecmuası’nın, Mustafa Şekip Tunç’un felsefi yazıları bağlamında felsefi düşünceye olan katkısı ele alınacaktır.
duyguyu, davranışları ve konuşmaları hakikat sürecinden sanal sürece taşımaktadır. Posthuman çağın insanın, maneviyatını (bilgilenmeyi, iletişimini, duygularını ve düşüncelerini) gerçekleştirdiği siber-âlem, hem dine dair bilgilenmeyi hem de dine dair yaşayışı gerçekleştirdiği bir düzlem hâline gelmiştir
constructing what is physical but also to building people and a
community. Humans construct the madīnah just as the madīnahs
build the people. Quarters (maḥallahs) or madīnahs present not only
physical structures but also have an administrative, social, and cultural
nature. People who have lost their space have also lost themselves.
Indeed, civilizations have been built on madīnahs. The
industrialization that started during the 18th century and gained speed
during the 19th century brought with it the concept of urbanization.
Europe lost its concept of the medieval city and built cities parallel to
the positivist, secular, and materialistic approaches of its traditions of
thinking. The high-tech process that took place during the 1970s
following industrialization transformed the material universe and order into a simulative order. The present study focuses on how space
and the city — and hence reality — have been lost by breaking away
from the Islamic ḥaḍārah (tamaddun) by way of the Baudrillardian
simulation concept.
Key Words: Space-Humans, Madīnah-Community, Reality-Simulation
meydana gelmiştir. Tarım devrimini, -kas kuvvetinden mekanik kuvvete geçiş olan- sanayi devrimi onu da bilişsel gücün üretimi artırdığı Dördüncü Sanayi Devrimi-DSD izlemiştir (Schwab, 2016, 10-11). Tekniğin veya teknolojinin ilerlemesiyle düşüncenin dönüşümü arasında paralellikler vardır. Nitekim Gutenberg matbaası, Rönesans ve Aydınlanma çağlarından ve müteakip entelektüel kışkırtmaların içinden çıkmıştır (Dağ, 2018, 105).
Sosyo-ekonomik değişmeye yol açan matbaa yani kitapların çoğalması
Tanrı’ya olan inancı azaltmış veya farklılaştırmıştır (Akgül, 2017, 197). Matbaanın icadıyla tekel kırılıp Roma’nın siyasî hakimiyeti ve Kilisenin bilişsel hâkimiyeti güç kaybetmiş, artık bilginin taşıyıcısı rahipler değil üniversiteler, aydınlar, uzmanlar ve matbaada asılan kitaplar olmuştur (Şişman, 2018, 16-17). 15. yüzyıl sonunda matbaanın icadı, teknolojik gelişmeye etkide bulunan hız ve değişim süreçlerine atfen bir milat olarak değerlendirilmiş, toplumsal değişmeye tesirleri ve önemine binaen “matbaa öncesi ve sonrası” devamında ise radyonun keşfiyle
“Marconi öncesi ve sonrası” ayrımı yapılmıştı (Akgül, 2017, 191).
öngörülmektedir. İnsanlık, daha önce hiç karşılaşmadığı çok farklı ve yeni
bir tecrübe ile karşı karşıya yani kendi zekâsına muadil olduğu düşünülen
âdeta zeki varlık türleriyle birlikte yaşayacak görünüyor. İnternete
eklemlenen bilgisayarlar, büyülenmiş bir vasıtaya dönerken bu yetmezmiş gibi yapay zekâ ile donatılan cihazların büyüleme gücü daha da artacaktır.