Papers by Emine Sicim Kaplan
Bingöl üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü dergisi, Apr 28, 2020
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Tarih İncelemeleri Dergisi, 2021
II. Dünya Savaşı’nın sona ermesi ve Japonya’nın bu savaşta yenilmesi, Güneydoğu Asya ulusları içi... more II. Dünya Savaşı’nın sona ermesi ve Japonya’nın bu savaşta yenilmesi, Güneydoğu Asya ulusları için dönüm noktasıdır. Yıllarca sömürge altında yaşayan ülkelerin özgürlük mücadeleleri, yeni bir dönemin başladığının göstergesi olmuştur. Bağımsızlıklarını yeni elde eden ülkeler, ortak hedefleri doğrultusunda yakın ilişkiler kurmanın önemini idrak etmişler, bu doğrultuda konferans düzenlemeye karar vermişlerdir. 1955 yılının Nisan ayında Asya, Afrika ve Orta Doğu gibi bölgelerden çeşitli ülkelerin katılımıyla Asya – Afrika toplantısı olarak da bilinen Bandung Konferansı’nı gerçekleştirmişlerdir. Batılı ülkelerin katılmadığı ilk uluslararası toplantı olma özelliğine sahip Bandung Konferansı’nda, sömürgeciliğe karşı çıkılarak bağımsızlık, karşılıklı dayanışma, dünya barışı vb. konular üzerinde durulmuştur. Geçmişteki yayılmacı ve sömürgeci politikalarına rağmen konferansa Japonya da katılmıştır. Ancak Japonya’nın konferansa davet edilmesi başlangıçta sorun teşkil etmiş, Hindistan Başbakanı...
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bingöl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2020
Japonya ve Filipinler arasındaki ilişkiler Sengoku Dönemi’ne kadar dayanmaktadır. Ancak Japonya’n... more Japonya ve Filipinler arasındaki ilişkiler Sengoku Dönemi’ne kadar dayanmaktadır. Ancak Japonya’nın Sakoku Dönemi’ne girmesi ile ikili ilişkiler sekteye uğramış ve ilişkilerin yeniden başlaması için de Meiji Dönemi’ne kadar beklemek gerekmiştir. Bu bakımdan Meiji Dönemi, hem ilişkilerin yeniden düzelmesi hem de resmi anlamda ilişkilerin başlaması açısından önemlidir. Diğer taraftan bize göre bu dönemin bir diğer önemi ise, Japonya’nın 1941 yılında Filipinlere yaptığı çıkartmanın temellerinin bu döneme kadar dayanıyor olmasıdır. Ancak Türkçe literatüre bakıldığında konuyla ilgili yeterince çalışma olmadığı görülmüştür. Bu nedenle Meiji Dönemi’ndeki Japonya’nın Filipinlere yönelik ilgisi ve karşılıklı ilişkiler çalışmanın konusu olarak belirlenmiş, dönem entelektüellerinin yazdıkları üzerinden II. Dünya Savaşı’ndaki Japonya’nın Filipinlere yönelik işgalci siyasetinin temellerinin bu dönemde atılıp atılmadığı tartışılmıştır.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları Dergisi, 2020
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2018
Günümüz modern toplumu, tarih bilgisini çoğunlukla roman, hikâye vb. edebî eserlerden ve televizy... more Günümüz modern toplumu, tarih bilgisini çoğunlukla roman, hikâye vb. edebî eserlerden ve televizyon, sinema vb. görsel alanlardan oluşturmaktadır. Bu alanlarda kurgu unsurunun ön planda olduğunu göz önünde bulundurursak, aktarılan her hatalı bilgi, toplumun belleğinde yanlışlar ve önyargılar oluşturacaktır. Bu çalışmada, Ertuğrul Firkateyni faciası olayının, farklı zamanda ve farklı dilde yazılan iki edebî esere yansıması incelenmiştir. İlk romanın yazarı Ömer Ertur’un kitabı Japonca, İngilizce ve Türkçe olmak üzere üç dilde yayımlanmıştır. Bu yüzden Japonya ve Avrupa’da oluşacak Türk imajı açısından oldukça önem taşımaktadır. Ertur romanında, gerçeğe dayalı bir kurgu olmasına rağmen Ertuğrul Fırkatyeni faciası ile ilgili her ayrıntıyı tarihi gerçekçiliğe sadık kalarak vermiş, olayları tarihi bir araştırma kitabı niteliğinde bütün boyutları ile ele almıştır. Diğer romanın yazarı Burhan Arif Ongun’un eseri, Ertuğrul Fırkateyni faciası üzerine yazılan ilk romandır ve bu yüzden oldukça...
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Uluslararası Dil ve Çeviri Çalışmaları Dergisi, 2023
Japonya denilince ilk olarak akıllara yemekleri, alfabeleri, geleneksel kıyafetleri, sakuraları (... more Japonya denilince ilk olarak akıllara yemekleri, alfabeleri, geleneksel kıyafetleri, sakuraları (kiraz çiçekleri), festivalleri, teknolojileri, animeleri, mangaları, trenleri, çalışma saatleri, aynı zamanda halkının kibarlığı ve çalışkanlığı gelmektedir. Bu özelliklere ek olarak özgün bir coğrafi konuma da sahip olan Japonya, dünya genelinde ilgiyle takip edilmektedir. Aynı durum Türkiye için de geçerli olup, ülkemizde Japonya'ya ve Japonlara karşı geçmişten itibaren bir sempati duyulmaktadır. Mehmet Akif Ersoy'un Safahat'ın ikinci kitabı olarak yayımladığı Süleymaniye Kürsüsü'nde, Japonya'dan ve Japonlardan övgüyle bahsetmesi, ülkemizdeki sevgiyi kanıtlayan güzel bir örnektir. Tarihsel anlamda bakıldığında da iki ülkenin ilişkileri her zaman dostane şekilde ilerlemiştir. Her ne kadar Türkiye İkinci Dünya Savaşı'nda sembolik olarak Japonya'ya savaş ilan etse de bu durum ikili ilişkilere zarar vermemiştir. 2003 yılı Japonya'da Türkiye yılı, 2019 yılı da Türk Kültür yılı olarak ilan edilmiştir. Buna karşılık Türkiye'de de 2010 yılı Japonya yılı ilan edilmiş, ülkemizin çeşitli şehirlerinde
Bookmarks Related papers MentionsView impact
History Studies, 2023
Meiji Dönemi önemli düşünürlerinden biri olan Okakura Tenshin (Kakuzō) hayatı boyunca İngilizce’d... more Meiji Dönemi önemli düşünürlerinden biri olan Okakura Tenshin (Kakuzō) hayatı boyunca İngilizce’de eser vererek Asya ve Japon toplumunu, sanatını, tarihini ve kültürünü Batı dünyasına tanıtmaya kendisine amaç edinmiştir. Nitekim hedefine ulaşmış, eserleri yayımlandıktan sonra Avrupa ve Amerika’da oldukça popüler olmuştur. Buna karşın ana dilinde eser vermemesinden dolayı hayattayken Japonya’da pek fazla tanınmamış, ölümünden sonra ün kazanmıştır. Onun düşünceleri milliyetçi grupların dikkatini çekmiş, özellikle “Asya tektir.” söylemi Büyük Doğu Asya Savaşı’nın kilit sözcüğü olurken Okakura da Pan-Asyacı olarak nitelendirilmiştir. Ardından eserleri tek tek Japonca’ya çevrilmeye başlanmış ve haliyle Okakura da Japon toplumu tarafından tanınır hale gelmiştir. İlginç olan nokta ise daha çok sanatla ilgili yazmasına rağmen Okakura’nın Pan-Asyacı olarak nitelendirilmesi ve II. Dünya Savaşı başladığında hayatta olmamasına karşın savaş suçlusu olarak ilan edilmesidir. Bu noktada karşımıza şu sorular çıkmaktadır: Okakura’nın eserlerinde asıl anlatmak istediği neydi? Gerçekten belirtildiği gibi onu Pan-Asyacı olarak nitelendirmek mümkün müdür? Dünyaca tanınmasını sağlayan “Asya tektir.” söylemi ile aslında kendisi ne anlatmak istemiştir? Çalışmamızda öncelikle sorulan sorulara cevaplar aranmaya çalışılarak, Okakura’nın Pan-Asyacı olup olmadığı ve Asya algısı eserleri üzerinden irdelenecektir.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Japon Dili İncelemeleri, 2023
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Türkiye'de Filipinler Çalışmaları 1, 2023
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Tarih İncelemeleri Dergisi, 2021
Öz II. Dünya Savaşı'nın sona ermesi ve Japonya'nın bu savaşta yenilmesi, Güneydoğu Asya ulusları ... more Öz II. Dünya Savaşı'nın sona ermesi ve Japonya'nın bu savaşta yenilmesi, Güneydoğu Asya ulusları için dönüm noktasıdır. Yıllarca sömürge altında yaşayan ülkelerin özgürlük mücadeleleri, yeni bir dönemin başladığının göstergesi olmuştur. Bağımsızlıklarını yeni elde eden ülkeler, ortak hedefleri doğrultusunda yakın ilişkiler kurmanın önemini idrak etmişler, bu doğrultuda konferans düzenlemeye karar vermişlerdir. 1955 yılının Nisan ayında Asya, Afrika ve Orta Doğu gibi bölgelerden çeşitli ülkelerin katılımıyla Asya-Afrika toplantısı olarak da bilinen Bandung Konferansı'nı gerçekleştirmişlerdir. Batılı ülkelerin katılmadığı ilk uluslararası toplantı olma özelliğine sahip Bandung Konferansı'nda, sömürgeciliğe karşı çıkılarak bağımsızlık, karşılıklı dayanışma, dünya barışı vb. konular üzerinde durulmuştur. Geçmişteki yayılmacı ve sömürgeci politikalarına rağmen konferansa Japonya da katılmıştır. Ancak Japonya'nın konferansa davet edilmesi başlangıçta sorun teşkil etmiş, Hindistan Başbakanı Jawaharlal Nehru Asya ülkeleriyle olan sorunlarından dolayı Japonya'nın davet edilmesine karşı çıkmıştır. Bu çalışmada genel hatlarıyla Bandung Konferansı ele alınacak, Amerikan işgalinden sonra barışçıl bir politika benimseyen Japonya'nın, Bandung Konferansı'na giden süreci ve konferanstaki rolünün ne olduğu ortaya konmaya çalışılacaktır.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Apam Japonya Çalışmaları 1, 2021
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Türkiye'de Japonya Çalışmaları 4, 2021
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Türkiye'de Japonya Çalışmaları 3, 2018
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Türkiye'de Japonya Çalışmaları 2, 2015
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Prof. Dr. Pulat Otkan Anısına Sinoloji, Japonoloji ve Koreanoloji Makaleleri, 2021
Bookmarks Related papers MentionsView impact
BUSBED, 2020
The relations between Japan and Philippines date back to the Sengoku Period. However, because of ... more The relations between Japan and Philippines date back to the Sengoku Period. However, because of the Sakoku Period, bilateral relations were interrupted and it was necessary to wait until the Meiji Period for restarting relations. In this respect, the Meiji Period is important both in terms of the recovery of relations and the beginning of formal relations between Japan and Philippines. On the other hand, another important point of this period for Turkey is that in 1941 Japan’s occupation of the Philippines was based on this period. However, it has been seen that this issue has not been adequately addressed in the Turkish literature. So Japan’s interest in the Philippines during the Meiji Period and mutual relations have been identified as the subject of this study. In this study, it has been discussed that whether it had been laid the basis of the occupation policy of Japan towards the Philippines in the Meiji Period by the writings of the Meiji intellectuals.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Tarih Araştırmaları Dergisi, 2020
Japon hükümeti, 1936 yılında Nanshinseisaku adı altında güneye ilerlemeyi resmi siyaseti olarak b... more Japon hükümeti, 1936 yılında Nanshinseisaku adı altında güneye ilerlemeyi resmi siyaseti olarak benimsediğini duyurmuş, 1941 yılından itibaren de Güneydoğu Asya bölgesini işgal etmeye başlamıştır. Ancak tarihi arka plana bakıldığında Japonya’nın güneyine yönelik emellerinin çok eski zamanlara kadar dayandığıgörülmektedir. Bu bağlamda 16.yüzyılda Japonya’da birliği sağladıktan sonra başa geçen Toyotomi Hideyoshi, sadece Japonya’nın kuzeyini değil, güneyini de ele geçirmeyi planlamıştır. Hideyoshi, amacı doğrultusunda Japonya’nın güneyinde bulunan ülkelerin liderlerine mektuplar gönderip, haraç talep ederek, işgalci bir niyeti olduğunu göstermiştir. Bu çalışmada, Japonya’nın Güney Asya ile olan ilk temaslarının ne zaman ve hangi şekilde gerçekleştiği detaylı olarak incelenmiş, Japonya’nın yayılmacı siyasetinin modern zamanlarda başlamadığı, eski zamanlara kadar dayandığı noktası ortaya konmaya çalışılmıştır.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
SEFAD, 2018
Öz Günümüz modern toplumu, tarih bilgisini çoğunlukla roman, hikâye vb. edebî eserlerden ve telev... more Öz Günümüz modern toplumu, tarih bilgisini çoğunlukla roman, hikâye vb. edebî eserlerden ve televizyon, sinema vb. görsel alanlardan oluşturmaktadır. Bu alanlarda kurgu unsurunun ön planda olduğunu göz önünde bulundurursak, aktarılan her hatalı bilgi, toplumun belleğinde yanlışlar ve önyargılar oluşturacaktır. Bu çalışmada, Ertuğrul Firkateyni faciası olayının, farklı zamanda ve farklı dilde yazılan iki edebî esere yansıması incelenmiştir. İlk romanın yazarı Ömer Ertur'un kitabı Japonca, İngilizce ve Türkçe olmak üzere üç dilde yayımlanmıştır. Bu yüzden Japonya ve Avrupa'da oluşacak Türk imajı açısından oldukça önem taşımaktadır. Ertur romanında, gerçeğe dayalı bir kurgu olmasına rağmen Ertuğrul Fırkatyeni faciası ile ilgili her ayrıntıyı tarihi gerçekçiliğe sadık kalarak vermiş, olayları tarihi bir araştırma kitabı niteliğinde bütün boyutları ile ele almıştır. Diğer romanın yazarı Burhan Arif Ongun'un eseri, Ertuğrul Fırkateyni faciası üzerine yazılan ilk romandır ve bu yüzden oldukça önemlidir. Ancak Ongun romanında, Ertuğrul Fırkateyni faciası olayını ayrıntısı ile anlatmak yerine konuyla alakası olmayan hayali bir dünya yaratmıştır. Eser, tarihi romandan ziyade aşk romanı niteliği taşımaktadır. Abstract History knowledge of today's modern society is mostly composed of literary works such as novels, stories and visual areas such as television, cinema, etc. If we consider that the fiction elements are prioritized in these areas, any misinformation conveyed will create mistakes and prejudices in the memory of the community. In this study, the reflection of Ertugrul Frigate disaster on two literary works written at different times and different languages has been examined.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Uploads
Papers by Emine Sicim Kaplan