Academia.eduAcademia.edu

Miyazaki Toten ve Filipinler Devrimi Odağında Pan-Asyacılık İdeolojisi'nde Filipinler'in Yeri

2023, Türkiye'de Filipinler Çalışmaları 1

Ankara Üniversitesi Yayın No: 747 APAM Yayın No: 26 TÜRKİYE’DE FİLİPİNLER ÇALIŞMALARI-I ANKARA ÜNİVERSİTESİ ASYA-PASİFİK ÇALIŞMALARI UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (APAM) TÜRKİYE’DE FİLİPİNLER ÇALIŞMALARI-I Yayına Hazırlayanlar A. Merthan DÜNDAR Ömer Faruk ÇINGIR Para ile Satılamaz. Ankara - 2023 Pa ra Ankara Üniversitesi Basımevi http://basimevi.ankara.edu.tr ile Sa t ıla m az ISBN: 978-605-136-625-8 TÜRKİYE’DE FİLİPİNLER ÇALIŞMALARI - I Yayına Hazırlayanlar A. Merthan DÜNDAR Ömer Faruk ÇINGIR Ankara - 2023 Ankara Üniversitesi Yayınları No: 747 Asya-Pasifik Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi APAM Yayınları: 26 Ankara Üniversitesi Yayınları, Yüksek Öğrenim Kurulunca tanınan ve yükseköğrenim kurumlarının kataloglarında yer alan uluslararası yayın niteliğindedir. ISBN: 978-605-136-625-8 Yazarların görüşlerinin sorumluluğu kendilerine aittir. Redaktörler M. Aysun HARPER Gözde GÖKOVA KURT Baskı Yeri: Ankara Üniversitesi Basımevi İncitaşı Sokak No: 10 06510 Beşevler/ANKARA Tel: (0312) 213 66 55 Basım Tarihi: 27/01/2023 2 İÇİNDEKİLER A. Merthan DÜNDAR Sunuş ............................................................................................................. 5 Ömer Faruk ÇINGIR Türkiye’den Filipinler’e Bakmak .................................................................. 7 Abdulhamid GUNDA Türkiye’de Filipinli İşçi Göçü ..................................................................... 19 Adrienne Mae ASKALİ Filipinler Başkanları ve Demokratik Kurumlar ......................................... 45 Hadza Min Fadhli ROBBY Endonezya ve Filipinler’de Yükselen Popülizm: Jokowi ve Duterte Örneği ............................................................................................ 63 Gökberk DURMAZ Filipinler-Japonya İlişkileri: Uluslararası Göç Bağlamında Bir Değerlendirme ............................................................................................ 81 Emine SİCİM KAPLAN Miyazaki Tōten ve Filipinler Devrimi Odağında Pan-Asyacılık İdeolojisi’nde Filipinler’in Yeri .................................................................. 95 Gökçen KAPUSUZOĞLU Çin Kaynaklarında Filipinler ................................................................... 113 Ahmet Faruk IŞIK Filipinler Ekonomisi ve Ülkedeki Çin Yatırımları .................................... 121 Selen BEDER - Oğuz Can TURGAY Filipinler’de Tarım ................................................................................... 129 Haluk KARADAĞ Bölgesel Barış ve İş Birliği Dinamiklerinde Filipinler Cumhuriyeti’nin Rolü ........................................................................................................... 149 3 Ahmet Yiğitalp TULGA Yumuşak Terörizm Konseptinin Türkiye ve Filipinler’deki Terör Korkusu Üzerindeki Etkileri ..................................................................... 159 Tuana Fulya ÖZMEN Filipinler Hakkında ................................................................................... 181 4 MIYAZAKI TŌTEN VE FİLİPİNLER DEVRİMİ ODAĞINDA PAN-ASYACILIK İDEOLOJİSİ’NDE FİLİPİNLER’İN YERİ Emine SİCİM KAPLAN Giriş Japonya’nın Filipinler’e yönelik ilgisi eski zamanlara kadar dayanmaktadır. Filipinler Güneydoğu Asya ülkeleri içerisinde Japonya’ya oldukça yakın olduğundan Japonlar ticaret yapmak amacıyla bölgeye çok sık gidip gelmişlerdir. Ancak Japonya’nın kapılarını dış dünyaya kapatmasıyla birlikte karşılıklı olarak ilişkiler sekteye uğramış, yeniden başlaması için Meiji Dönemi’ne (1868-1912) kadar beklemek gerekmiştir. Eskiden olduğu gibi Meiji Dönemi’nde de Japonların Filipinler’e yönelik ilgisi devam etmiştir. Özellikle 1880’lerin ortalarından itibaren Japonya’nın yazılı basını ilk kez Filipinler’den bahsetmeye başlamıştır. Entelektüellerin yazılarında, kitaplarda, dergilerde ve edebî eserlerde Filipinler yer almıştır. Tokyo Keizai Zasshi1, Tokyo Chigaku Kyōkai Hōkoku,2 Nihonjin,3 Shokumin Kyōkai Hōkoku4 gibi dönemin önemli dergileri bölge hakkında yazılar yayımlamışlardır. Bunun yanı sıra, bölgeyle ilgili çok sayıda kitap yayımlanmıştır. Filipinler üzerine yazılanları ticaret, sömürgeleştirme ve Japonya’nın güney sınırının savunması ile ilgili olmak üzere üç ana başlık altında toplamak mümkündür. Ancak bakıldığında yoğun olarak Japonya’nın bir gün Filipinler’e sahip olacağı ile ilgili yazılar kaleme alınmıştır.5 Elbette bu varsayım  Dr. Öğr. Üyesi, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, Doğu Dilleri ve Edebiyatları Bölümü, Japon Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, emine.kaplan@nevsehir.edu.tr, ORCID: 0000-0002-9328-1192. 1 東京経済雑誌. 2 東京地学協会報告. 3 日本人. 4 5 殖民協会報告. Ikehata Setsuho, “Japan and the Philippines, 1885-1905. Mutual Images and Interests”, Philippine-Japan Relations, Ed. Ikehata Setsuho ve Lydia N. Yu-Jose, Manila, Manila University Press, 2003, s. 20. sadece yazılanlarla sınırlı kalmış, Japon hükûmeti bölgeyi işgal etme ya da ele geçirmeyle ilgili herhangi somut bir adım atmamıştır. Kaldı ki o dönemde Filipinler, İspanya’nın sömürgesinde olup bağımsız da değildir. Ancak yazılanların etkisi, bunun yanı sıra, Filipinler’in yaşamak ve yerleşmek için uygun olarak görülmesi bölgeye yönelik Japon göçlerinin yaşanmasına neden olmuştur. Resmî anlamda karşılıklı ilişkiler ise 29 Aralık 1888’de Manila’da ilk kez Japon Konsolosluğunun açılması ile başlamıştır. Konsolosluk, iki ülke arasındaki göçleri artırarak ticareti ilerletmek amacıyla açılmıştır. Ancak beklentinin aksine bölgede Japon sayısının az olması, istikrarsız siyasi koşullar ve yaklaşan Çin-Japon Savaşı’ndan dolayı konsolosluk 13 Eylül 1893’te kapatılmak zorunda kalmıştır. Tekrardan açılması ise savaştan sonra 26 Ekim 1896’da gerçekleşmiştir.6 Konsolosluğun yeniden açıldığı dönemde Japonya’nın Filipinler’e yönelik ilgisi daha da artmış ve yazılı basında da bölgeyle ilgili haberler genişçe yer almaya başlamıştır. Bu dönemde özellikle güneyden ziyade kuzeye önem veren Pan-Asyacılar Filipinler’i yakından takip etmişlerdir. Pan-Asyacıların ilgisini 1896 yılında patlak veren Filipinler Devrimi ve devrimcilerin Japonya’dan yardım istemesi etkilemiştir. Dolayısıyla Pan-Asyacılar bağımsızlıklarını kazanmaları noktasında devrimcilere yardımcı olmaya çalışmışlardır. Çalışmada kuzeye ilerlemeyi savunan Pan-Asyacılık ideolojisinde Filipinler’in yeri incelenmiştir. Bu doğrultuda Pan-Asyacıların Filipinler hakkındaki görüşleri dönemler bazında ele alınmış ve özellikle koyu bir Pan-Asyacı olan Miyazaki Tōten’in bölgeyle olan bağlantısı ortaya konmaya çalışılmıştır. Pan-Asyacılık Nedir? Asya terimi milattan önce 5. yüzyılda Antik Yunan’da ortaya çıkmış, Doğu Asya’ya ise 16. yüzyılda Cizvitli Misyonerler tarafından getirilmiştir. Bu terim 1600’lü yıllarda Çin karakterleri ile Ajia7 olarak Çin haritalarında Matteo Ricci8 (1552-1610) denetiminde yazılmıştır. Ancak bölgede geçerlilik kazanması için iki yüzyıldan fazla beklemek gerekmiştir. Doğu Asya’da Batılı güçlerin diplomatik, askerî, ekonomik anlamda varlıklarının artması ve aynı zamanda bölgesel anlamda da genişlemelerine cevaben 19. yüzyılın 6 7 8 Shinzō Hayase, Firipin Kingendaishi naka no Nihonjin (フィリピン近現代史なかの日本人), Tokyo Daigaku Shuppan, Tokyo, 2012, s. 75. 亜細亜. Çin’deki Cizvit Misyonunun kurucularından biri. 96 ortalarında Asya terimi yaygın olarak kullanılmaya başlanmış, terimin kapsadığı alan da zamana göre farklılık göstermiştir.9 Pan-Cermenizm, Pan-İslamizm gibi Pan-izm kelimesinin dünya genelinde yaygın olarak kullanılması ise 19. yüzyılın sonuna, 20. yüzyılın başına denk gelmektedir. Japonya’da aynı dönemlerde Pan-Asyacılık anlamında Han-Ajiashugi10 kullanılmaya başlanmış, daha sonra bu kelime değişime uğrayarak Dai-Ajiashugi11 olmuştur.12 Asyacılık terimi ise çeşitli zamanlarda kullanılmış, milliyetçi egemenlik, uluslararası hukuk, güç dengesi şeklindeki üç temel Batılı uluslararası sistemin Batılı olmayan ülkelere karşı baskısına eleştiri olarak ortaya çıkmıştır. Bu terimde Asya halklarının Batı sömürgesinden kurtulması için Japonya liderliğinde birlik olunması savunulmuştur.13 Japonya’nın dış güçlerin baskısıyla kapılarını açmak zorunda kaldığı ve yeni uluslararası düzende yerini almak için mücadeleye başladığı 19. yüzyılın son çeyreğinde Pan-Asyacı düşünce sistemi ortaya çıkmıştır. Düşüncenin ortaya çıkmasında Batı tehdidi etkili olmuş, bu tehlikeye yönelik Asya’daki çok sayıda entelektüel, politikacı ve eylemci Asya dayanışmasının güçlendirilmesini savunmuştur. Çıkış noktası Batı olsa da Pan-Asyacılık14 sürekli kendi içinde değişim yaşayan çelişkili bir ideoloji olmuştur. Şöyle ki başlangıçta Japonya’nın Çin ile birlik olup Doğu Asya’da barışı sağlamasını, Doğu denizlerinin bölgede yaşayanlara ait olduğunu ve Asya kardeşliğini 9 Sven Saaler, W. A. Christopher Szpilman, “The Emergence of Pan-Asianism as an Ideal of Asian Identity and Solidarity, 1850-2008”, Ed: Sven Saaler & Christopher W. A. Szpilman, Pan-Asianism A Documentary History, Volume 1: 1850 - 1920, Rowman & Littlefield Publishers, Amerika, 2011, s.1-4. 10 汎アジア主義: Pan-Asyacılık. 11 大亜細亜主義: Büyük Asyacılık. 12 Matsumoto Ken’ichi, Takeuchi Yoshimi Nihon no Ajiashugi Seidoku (竹内好日本のアジア 主義精読), Iwanami, Tokyo, 2001, s. 3. 13 14 Mirai Nakagawa, Meiji Nihon no Kokusaishugi Shisō to Ajia (明治日本の国粋主義思想と アジア), Yoshikawa, Tokyo, 2016, s. 84. Bu terim siyasi sözlüğe 1910 yılında girmiştir. Buna rağmen 19. yüzyılın sonlarında “Asya Birliği (Ajia Rentai)”, “Asya’nın Yükselişi (Kō-A)”, “Asyacılık (Ajia Shigi ya da Ajia Shugi)”, “Pan-Asyacılık (Han Ajia Shugi ya da Zen Ajia Shugi)” gibi terimler dış politikada geniş yankı bulmuştur. Bkz: Sven Saaler, “History Overcoming The Nation, Creating A Region Forging An Empire”, Ed. Sven Saaler & J. Victor Koschmann, Pan-Asianism in Modern Japanese History, Routledge, New York, 2007, s. 2. 97 savunmuştur. Ancak yeni bir dünya düzeninin kurulmasıyla birlikte Japonya’nın tüm kıtanın kurtuluşunda liderliği üstleneceğini savunan bir kavrama dönüşmüş, Japon üstünlüğünde ısrar etmiştir. Dolayısıyla görünürde Doğu Asya’da barışı getirmeyi amaçlayıp Batı etkisine ve sömürgeciliğine karşı çıkmış olsa da zamanla Japonya’nın Doğu Asya’daki sömürge yönetimi iddiasını meşrulaştırmanın bir aracı olarak kullanılmıştır. Bunun sonucunda da Pan-Asyacılık ideolojisi, Japonya’nın Mançurya’dan Pearl Harbor’a kadar ilerlemesinde kullandığı etkili bir araç olmuştur.15 Aynı zamanda PanAsyacılığın uzandığı nokta sadece Asya coğrafyası ile sınırlı kalmamış, Türkiye’ye kadar da etkisi uzanmıştır.16 Pan-Asyacılık, Meiji Dönemi Japon hükûmetinin dış politikasına karşı görüş olarak geliştirilmiştir. Ancak erken dönemde ortaya çıkan Pan-Asyacı hareketler, dış politika oluşturma konusunda yeteri kadar etkili olamamıştır. Hükûmetin gerçekçi yönü ve Batı’da pozitif imaj kurma çabalarından dolayı 19. yüzyılın sonlarında Avrupa’da “Sarı Tehlike (Yellow Peril)”17 korkusu baş göstermiştir. Japon hükûmeti Sarı Tehlike korkusunu önlemek için PanAsyacı söylemden sakınmaya çalışmış ve bu ideolojiyi savunan yazarlardan bazılarını da tutuklamıştır.18 1903 yılına gelindiğinde ise uluslararası ilişkilerde ilk kez Pan-Asyacılığın potansiyel bir faktör olduğu vurgulanmıştır. 1904-1905 yılı Rus-Japon Savaşı’nı Japonya’nın kazanmasıyla da kıta boyunca Pan-Asyacılık düşüncesinin yayılması hız kazanmıştır.19 Kısacası Japonya’nın Pan-Asyacı politikasında başlangıçta Asya’yı Batı emperyalizminden kurtarma amacı güttüğünü, zamanla da bu düşüncenin yerini yayılmacı politikasının alarak Asya’da lider olmaya çalıştığını görebiliriz. İlk zamanlar başarılı sonuçlar elde etse de II. Dünya Savaşı’nda 15 16 17 18 19 98 Kinji Kaneda, “Nanyō Seisaku no Shomondai(南洋政策の諸問題),” Nanyōguntō (南洋群 島), Cilt:4, Sayı:4, Nisan 1938,s. 24 – 26; Christopher W. A. Szpilman, “Between PanAsianism and Nationalism Mitsukawa Kametarō and His Campaign to Reform Japan and Liberate Asia”, Ed. Sven Saaler & J. Victor Koschmann, Pan-Asianism in Modern Japanese History Colonialism, Regionalism and Borders, Routledge, New York, 2007, s. 85. Detaylı bilgi için bkz: A. Merthan Dündar, Panislâmizm’den Büyük Asyacılığa Osmanlı İmparatorluğu, Japonya ve Orta Asya, Ötüken Yayıncılık, İstanbul, 2011. Sarı Tehlike: Avrupa’nın gücünü ve Asya’daki kolonilerini tehdit etmek için sarı ırkların birleşeceği görüşüdür. Miwa Kimitada, “Pan-Asianism in Modern Japan Nationalism, Regionalism and Universalism”, Ed. Sven Saaler & J. Victor Koschmann, Pan- Asianism in Modern Japanese History Colonialism, Regionalism and Borders, Routledge, New York, 2007, s. 21. S. Saaler, C. W. A. Szpilman, 2011, ibid, s. 7-4. almış olduğu yenilgiyle Pan-Asyacılık ideali başarısızlıkla sonuçlanmış ve görünürde bu politikadan vazgeçilmiştir. Ancak bazı araştırmacılara göre Japonya günümüzde de bu politikasına devam etmekle birlikte sadece stratejisini değiştirmiştir. Pan-Asyacılık ve Filipinler Meiji Dönemi’nde her ne kadar Pan-Asyacılık ideolojisi kuzey ağırlıklı olsa da bu düşünceyi savunanlardan bazıları Filipinler’e yönelmişler, özellikle Filipinler’deki devrim hareketi ile yakından ilgilenmişlerdir.20 Filipinler Devrimi 30 Ağustos 1896 tarihinde Andrés Bonifacio (1863-1897) liderliğinde gizli bir örgüt olan Katipunan öncülüğünde İspanya karşıtı olarak başlamıştır. Ancak ne yazık ki Bonifacio devrimin sonunu göremeden 10 Mayıs 1897’de yani isyandan bir yıl sonra hayatını kaybetmiştir. Onun ölümünden sonra devrimcilerin yeni lideri Emilio Aguinaldo (1869-1964) olmuştur. İsyancılar, İspanya’nın sömürgesinden kurtularak bağımsızlıklarını elde etmek istemişlerdir.21 İsyanın başlamasından iki yıl sonra 1898 yılında, Amerika İspanya’ya karşı savaş ilan etmiş ve iki ülke arasındaki bu savaş devrimin kaderini belirlemiştir. Lider Emilio Aguinaldo, Amerika ile gayriresmî olarak müttefik olmuş ve isyancılar bağımsızlıklarını kazanmak ümidiyle İspanya’ya karşı Amerika’nın yanında savaşmışlardır. Bunun sonucunda Amerika savaştan zaferle ayrılmış ancak beklenildiği gibi Filipinler’in bağımsızlığını tanımamıştır. Bunun üzerine isyancılar bu kez Amerika’ya karşı savaş açsalar da başarısız olmuşlar ve Filipinler halkı İspanya’dan sonra Amerika’nın sömürgesine girmek zorunda kalmıştır. Dolayısıyla Filipinler Devrimi de başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Filipinler’deki bu hareketlilik Japonya’nın da ilgisini çekmiş, bölgeyi yakından gözlemlemeye başlamıştır. Bu dönemde Filipinler Devrimi’yle ilgilenen en önemli Pan-Asyacı düşünürlerden biri Miyazaki Tōrazo olarak da bilinen Miyazaki Tōten22 (1871-1922) olmuştur. Miyazaki, Çinli lider Sun 20 Filipinler’in İspanyollara karşı yürüttüğü devrim hareketi Japon edebiyatında da oldukça geniş yer almıştır. Bu konu ile ilgili “Aginarudo, Nanyō no Daiharan” gibi siyasi romanlar yazılmıştır. Bkz: Toshiharu Yoshikawa, Kingendaishi no naka no Nihon to Tōnan Ajia (近 21 22 現代史のなかの日本と東南アジア), Tokyo Shoseki, Tokyo, 1992, s. 41. T. Yoshikawa, 1992, ibid, s. 36-37. 宮崎滔天: Miyazaki Tōrazo olarak da bilinir. 23 Ocak 1871’de Kumamoto’da dünyaya gelmiştir. Tokutomi Sohō (1863-1957) tarafından yönetilen Ōe Akademisi’ne gitmiştir. 99 Yat-sen ile olan arkadaşlığı ve onu desteklemesiyle tanınır. Dolayısıyla düşünceleri ve faaliyetleri genel anlamda Filipinler’den ziyade kuzey ağırlıklı olmuştur. Ancak Filipinler bağımsızlık hareketinin aktif kişilerinden biri olan Mariano Ponce23 (1863-1913) ile kurduğu iletişim sonucunda kendisinin bölgeye yönelik ilgisi artmış ve devrimi desteklemiştir. Hatta bağımsızlıkları için mücadele eden isyancılara askeri yardım göndermek istemiş ancak bu girişimi başarısızlıkla sonuçlanmıştır.24 Miyazaki’nin yanı sıra, milliyetçi ve gazeteci kişilikleriyle tanınan Fukumoto Nichinan25 (1857-1921) ve Kuga Katsunan26 (1857-1907) da Filipinler ile ilgili görüşlerini dile getirmişlerdir. İki kez Filipinler’e giden Fukumoto’ya göre “Büyük Güçler”le temastan kaçınarak Japonya’nın bağımsızlığını güvence altına almak için Filipinler’in sömürgeleştirilmesi gerekmektedir. Ancak Fukumoto, sömürgeleştirme derken askerî bir işgali kastetmemiş, adaların Japon yerleşimcileri ve tüccarları tarafından ele geçirilmesini savunmuştur. Çünkü İspanyol İmparatorluğu’nun çöküşünden sonra İspanyolların yerini başka bir Batılı gücün almasının muhtemel olduğunun ve bu gücün de nihayetinde Japonya’yı tehdit edeceğinin bilincinde olmuştur. Muhtemel tehdit olarak da Almanya’yı işaret etmiştir. Bundan dolayı güneyden gelecek tehdidi engellemek için çok sayıda girişimci, Japon tüccar, 23 24 Filipinler dışında Siam ile de ilgilenmiş, bölgeye yönelik Japon göçünü artırmaya odaklanmıştır. Bu göçün Asya’nın kurtuluşuna öncülük edeceğine inanmıştır. Kendisi de uzun yıllar Siam’da yaşadıktan sonra projesi başarısız olmuş ve Japonya’ya geri dönmüştür. Siam’dan döndükten sonra eşinden boşanmış ve zor zamanlar geçirmiştir. Hayatı, 1897 yılında dönemin Dışişleri Bakanı Ōkuma Shigenobu’nun (1838-1922) bakanlığın gizli fonlarından onu Çin’e göndermesi ile yeniden düzene girmiştir. Miyazaki’nin Çin’e ikinci kez gidişidir. Gezisinde içlerinde Sun Yat-sen’in de bulunduğu Çin Devrimci Partisi’nin üyeleri ile tanışmış, özellikle Sun Yat-sen’den çok etkilenmiştir. 1899 yılında Filipinli devrimcilere yardım etmeye çalışmış, 1900 yılında da Çin Devrim Hareketi’ni bir araya getirmeye çalışmıştır. 1905 yılında Sun Yat-sen ve Tokyo’daki diğer Çinli sürgün kişiler ile Çin Devrimci Birliğini kurmuştur. 1907 yılında Çin Devrimi’ni desteklemek amacıyla kurulan Kakumei Hyōron adlı derginin editörlüğünü üstlenmiştir. Hayatını Pan-Asyacılığa ve Asya’nın kurtuluşuna adayan Miyazaki’nin uzun yıllar boyunca alkol kullanımı ve kötü beslenmeden dolayı sağlığı olumsuz yönde etkilenmiştir. 1922 yılında henüz 52 yaşındayken hayata gözlerini yummuştur. Bkz: Christopher W. A. Szpilman, “Miyazaki Tōten’s Pan-Asianism, 1915-1919”, Pan-Asianism A Documentary History, Volume I: 1850-1920, Ed: Sven Saaler & Christopher W. A. Szpilman, Rowman & Littlefield Publishers, Amerika, 2011, s. 133-134. Bir sonraki bölümde detaylandırılacaktır. Bir sonraki bölümde detaylandırılacaktır. 25 福本日南. 26 陸羯南. 100 çiftçi, zanaatkâr, işçi, akademisyen ve toprak işçisi gibi farklı meslek gruplarındaki kişilerin Filipinler’e göç etmesini önermiştir.27 Pan-Asyacı görüşleri ile bilinen ve Tōa Dōbunkai28 lideri Hayashi Kiroku29 (1872-1950) da Rus-Japon Savaşı’nı özellikle beyaz adamları Asya’dan kovmak için kutsal, görülmemiş bir meydan okuma olarak nitelendirmiştir. Hayashi’nin görüşüne göre Filipinler’in bağımsızlığı da Rusya’ya karşı kazanılan zaferden sonra beyaz adamların Asya’dan geri çekilmesi için bir diğer önemli adımdır. Bu bağımsızlık tüm Asya halklarını büyük ölçüde etkileyecek tarihsel bir kaçınılmazlıktır. Bundan dolayı Japonya’nın Filipinler’in bağımsızlığına saygı duyması ve bu ülkeyle iş birliği içerisinde olması gerekmektedir. Yani Japonya’nın görevi, Doğu Asya’da barışın korunmasını sağlamaktır. Bu noktada Filipinler, Doğu Asya’da barışın korunmasında önemli bir faktör olacağı için göz ardı edilmemelidir. Hayashi de düşünceleriyle Japonya’nın Filipinler’i işgal etmesini savunmamış, aksine karşılıklı olarak ikili ilişkilerin geliştirilmesinden, bölgede hem ekonomik hem de siyasi anlamda Japonya’nın etkisini artırmasından yana olmuştur.30 Sadece Pan-Asyacılar değil Japon siyaset adamları da Filipinli devrimcilerin bağımsızlık hareketine ilgi duymuşlar ve onlara destek vermişlerdir. Örneğin Mariano Ponce, Adalet Bakanlığı Bakan Yardımcısı Nakamura Yaroku31 (1855-1929) ile 1899 yılında Hong Kong’ta görüşmüş, kendisinden bağımsızlık hareketlerine destek vermesini istemiştir. Nakamura da tıpkı Miyazaki gibi Asya’nın Batılı güçler tarafından sömürgeleştirilmesinden korktuğu için devrimcilerin mücadelelerini desteklemeyi tercih ederek Mariano’nun isteğini geri çevirmemiştir. Bu bağlamda Mosel tüfekleri için beş milyon mermi gönderme konusunda hükûmeti ikna eden Nakamura, herhangi bir aksilik çıkması durumunda tüm sorumluluğu alacağını da belirtmiştir. Ancak mühimmatı taşıyan Nunobiki Maru gemisinin Filipinler’e ulaşamadan yarı yolda batmasından dolayı Nakamura’nın çabaları boşa gitmiştir. Yardım konusunda vazgeçmeyen Nakamura, tekrardan mühimmat almak için harekete geçmiş ve Japon ordusundan iki buçuk milyon daha 27 28 29 30 31 I. Setsuho, 2003, ibid, s. 22-23. 東亜同文会: Doğu Asya Ortak Kültür Derneği. 1898 yılında kurulmuştur. Dernek Prens Konoe Atsumaro (1863-1904) liderliğindeki hükûmet ile yakın temasta bulunmuştur. 林毅陸. S. Matthiessen, 2015, ibid, s. 52-54. 中村弥六. 101 mermi satın almayı başarmıştır. Fakat Nunobiki Maru gemisinden sağ kurtulanlar geminin gönderilme amacı konusunda sessizliklerini koruyamamışlardır. Bu durum Japonya ve Amerika arasında diplomatik soruna yol açmış, silah ve mühimmat satışına ambargo konmasına neden olmuştur. Elbette Nakamura’nın siyasi kariyeri de Filipinler’e destek vermesinden dolayı olumsuz anlamda etkilenmiştir.32 Pan-Asyacılık Çin, Kore ve Moğolistan üzerinde Japon egemenliğini savunsa da Pan-Asyacılar Meiji Dönemi’nde olduğu gibi Taishō Dönemi’nde (1912-1926) de Güneydoğu Asya’yı ekonomik ve stratejik olarak düşünmeye başlamışlar, bölgeye yönelik ilgilerini artırmışlardır. Bunun en iyi örneği Kodera Kenkichi’nin 1916 yılında yayımlanan Dai-Ajiashugiron33 adlı eseridir. Kodera, eserinde Filipinler’e de yer verirken bölgeyi büyük Batılı güçlerin insafına kalmış yer olarak nitelendirmiştir. Filipinler’in stratejik önemine dikkat çeken Kodera, Hawaii ve Filipinler’e sahip olmanın Amerika’nın Uzakdoğu’ya büyük savaş gemileri göndermesini sağlayacağını ifade etmiştir. Gemileri gönderdiği takdirde Çin ticaretinin engelleneceğini belirterek bu durumun da Japonya’ya oldukça zarar vereceği konusunda uyarmıştır.34 Bir diğer ifade ile Kodera, Amerika’nın Pasifik’te ilerlemesi için Filipinler’i atlama taşı olarak görmüş ve Japonya’nın bu durumu değiştirmesi gerektiği üzerinde durmuştur: “Almanya, Uzak Doğu’da sahip olduğu topraklarını kaybettiğinden gelecekte Pasifik’teki güç mücadelesi Japonya, İngiltere, Amerika ve Rusya olmak üzere dört ülke arasında gerçekleşmek zorundadır. Rusya’nın silahlı kuvvetleri şu anda zayıf durumdadır. Ana vatanımız Pasifik’in doğu kıyısında yer almakta ve batı kıyısında Filipinler olmasına rağmen Amerika ilerlemektedir. Bu ülkenin savaş riskini göze alıp almayacağı konusu da muallaktır. İngiltere Süveyş Kanalı’nı elinde tutmaktadır. Ancak İngiltere, Avustralya’nın kademeli bağımsızlığına yönelik önlemler alan bir ulusal savunma politikası geliştirdiğinden, kendisinin Uzak Doğu’da yeterli güce sahip olduğu söylenemez. Bu nedenle Uzak Doğu’da özgürce ilerleme kaydedebilecek ve hareket edebilecek tek ülke Japonya’dır.”35 32 33 34 35 S. Matthiessen, 2015, ibid, s. 28. 大亜細亜主義論. Kenkichi Kodera, Dai-Ajiashugiron (大亜細亜主義論), Tōkyōhōbunkan, Tokyo, 1916, s. 205. K. Kodera, 1916, ibid, s. 397. 102 Kodera’nın eserinden iki yıl sonra Pan-Asyacılık ideolojisinin en önemli derneği olan Kokuryūkai,36 1918 yılında Ajiataikan37 adlı bir kitap çıkartmış ve bunun içerisinde Filipinler de olmak üzere Güneydoğu Asya ülkelerinden bahsetmiştir. Bu eser de Taishō Dönemi boyunca Güneydoğu Asya Bölgesi içerisinde Filipinler’e olan ilginin devam ettiğinin göstergesi olmuştur. Eserde Burma,38 Siam, Fransız Hindiçini,39 Malay Yarımadası,40 Doğu Hint Adaları41 ve Filipinler yer almıştır. Filipinler’in tarihinden, dininden, coğrafi yapısından, bölgede bulunan etnik gruplardan ve geleneklerden bahsedilmiş, anlatım yerel halktan fotoğraflarla desteklenmiştir. Eserde Filipinler’in işgal edilmesi ya da ele geçirilmesine dair herhangi bir siyasi söylem yer almamaktadır.42 Ancak eser, Kokuryūkai Derneğinin yönünü kuzeyden güneye çevirdiğini, önceden de Miyazaki aracılığıyla gizli olarak bağlantısı olduğunu bildiğimiz43 Uchida Ryōhei’in (1874-1937)44 Filipinler’e yönelik ilgisini açıkça belli ettiğini kanıtlamaktadır. Shōwa Dönemi’ne (1926-1989) gelindiğinde ise özellikle 1930’lu yıllarda Pan-Asyacılık ideolojisini savunan organizasyonlarda artış yaşanmıştır. Bunlardan bir tanesi de Filipinler Büyük Asya Derneği (Hirippin Dai Ajia Kyōkai)45 adı altında Filipinler’de kurulmuştur. Derneğin kuruluş toplantısı 8 Temmuz 1934’te Manila’da yapılmıştır. Hirippin Dai Ajia Kyōkai; Pan-Asyacılığın yayılması, Asya milletleri arasında dostane ilişkilerin geliştirilmesi, Asya milletlerinin durumlarının araştırılması ve PanAsya konferanslarının düzenlenmesi amacıyla kurulmuştur. Derneğin kuruluşundaki iki önemli isim Imamura Chūsuke46 (1899-1954) ve Mochizuki Otogoro’dur. Imamura, Filipinler’e 1934 yılının Şubat ayında gelmiş, kendisini Nagoya Shimbun yani Nagoya Gazetesi’nin muhabiri olarak 36 37 38 39 40 41 42 43 44 黒龍会: Kara Ejder Örgütü. Şubat 1901 yılında Uchida Ryōhei tarafından kurulmuştur. Örgütün elemanları genelde istihbaratçılardan oluşmaktadır. 亜細亜大観. Myanmar. Laos, Kamboçya ve Vietnam. Malezya. Endonezya. Kokuryūkai, Ajiataikan (亜細亜大観), Kokuryūkai Shuppanbu, Tokyo, 1918, s. 342-345. Konuyla ilgili detaylı bilgi bir sonraki bölümde verilecektir. 内田良平: Pan-Asyacı olan Uchida, Kokuryūkai’in kurucusudur. Hayatı boyunca Kore ve Kuzeydoğu Asya’da faaliyetlerde bulunmuştur. 45 フィリピン大亜細亜協会. 46 今村忠助. 103 tanıtmış, ülkede yaklaşık dokuz yıl kalarak 12 Temmuz 1943’te de Japonya’ya geri dönmüştür. Imamura’nın Filipinler’e geliş amacı, bölgede gözlemlerde bulunmak ve Tokyo’da kurulan Büyük Asya Derneğinin47 propagandasını yapmaktı. Filipinler’de bulunduğu süre zarfında Ililo, Cebu, Baguio, Davao vb. yerleri ziyaret ederek orada yaşayan Japonlara Pan-Asyacılık hakkında dersler vermiş, adalarda Büyük Asya Derneğinin bir şubesinin kurulması için destek toplamaya çalışmıştır. Gittiği her yerde de General Iwane Matsui48 (1878-1948) ve Büyük Asya Derneği ile kişisel bağlarının bulunduğu üzerinde durmuştur. Mochizuku Otogoro ise 1918 yılında Filipinler’e gelen perakende satıcısıdır. Daha sonra Manila’daki Japon Balıkçılar Birliğinin ve Hirippin Dai Ajia Kyōkai Derneğinin başkanlığını yapmıştır. Derneğin bünyesinde sadece Japonlar değil Filipinliler de yer almıştır. Bunların içerisinde Jose P. Laurel (1891-1959) ve Pio Duran’ın (1900-1961) dernekte oldukça aktif olduğu bilinmektedir.49 Hirippin Dai Ajia Kyōkai Derneğinin kurulduğu dönemlerde adından da anlaşılacağı üzere Pan-Asyacılık ideolojisini savunan Dai-Ajiashugi50 dergisinde Güneydoğu Asya ile ilgili yazılan yazılarda artış yaşanmıştır.51 Dai-Ajiashugi, Dai Ajia Kyōkai (Büyük Asya Derneği) tarafından aylık olarak çıkartılan bir dergiydi. Bu dergi 1933 yılından 1942 yılına kadar düzenli olarak sayı çıkartmıştır. Dergide Japon ve Japon olmayanlar Asya’nın siyasi durumu ile ilgili yazılar kaleme almışlardır. Derginin ilk yılında Filipinler ile ilgili herhangi bir yazı yayınlanmazken ilerleyen yıllarda Güneydoğu Asya ile ilgili haberlerin yer aldığı bölümde Filipinler’e değinildiği görülmektedir. 47 48 49 50 51 Dai Ajia Kyōkai (大亜細亜協会) (Great Asia Society): 1 Mart 1933’te kurulan bir dernektir. Dernek başlangıçta Asya’nın sorunlarını araştıran küçük bir organizasyon olarak kurulmuştur. Daha sonra siyasetçilerin, askerlerin ve sivil Asyacıların desteklediği Büyük Asya Hareketi’ne dönüşmüştür. Derneğin üyeleri arasında Shimonaka Yasaburō, Nakatani Takeyo, Mitsukawa Kametarō, Rash Behari Bose ve Cuong De gibi önemli şahsiyetler vardı. Bunun yanı sıra Konoe Fumimaro, Hirota Kōki gibi siyasetçiler, Kikuchi Takeo ve Matsui Iwane gibi ordu mensupları, Suetsugu Nobumasa ve Ishikawa Shingo gibi donanma mensupları ile Tokutomi Sohō, Murakami Kengo ve Kanokogi Kazunobi gibi entelektüeller de dernekte yer almıştır. Bkz: Ken’ichi Gotō, Returning to Asia Japan-Indonesia Relations, 1930-1942, Ryukei Shyosha, Tokyo, 1997, s. 134. 松井石根. Grant K. Goodman, “Japanese Pan-Asianism in the Philippines: The Hirippin Dai Ajia Kyokai,” Studies on Asia 1 (7), s. 133-134. 大亜細亜主義: Büyük Asyacılık, Pan-Asyacılık. Bu dergide 1934 yılına kadar Güneydoğu Asya Bölgesi ile ilgili haberlere yer verilmezken belirtilen tarihten sonra Tōnan Ajia Jōhō (東南アジア情報) adı altında her ay yazılar yayımlanmaya başlanmıştır. 104 Özellikle derginin ikinci yılından itibaren Filipinler’e yer verilmiş ve genelde ülkenin bağımsızlığı hakkında yazılar yoğunlukta olmuştur. Örneğin 1934 yılının Eylül sayısında yukarıda da kendisinden detaylı olarak bahsettiğimiz Pan-Asyacı Imamura Chūsuke’nin bağımsızlık ile ilgili “Firipin Dokuritsu to Dai-Ajiashugi”52 başlıklı yazısı yer almıştır.53 Dergide sadece Japonların değil Filipinlilerin de yazılarını görmek mümkündür. Bu bağlamda derginin 1935 yılının Mayıs ayındaki sayısında, Filipinler Üniversitesi Öğretim Üyesi ve aynı zamanda Filipinler’deki Pan-Asyacılık faaliyetlerinde aktif olmasıyla bilinen Pio Duran “Daiajiaundō to Firipin”54 başlığında bir yazı kaleme almıştır.55 Savaş döneminde “Asyalılar için Asya” söylemi Japonya’nın dış politikasının sloganı hâline geldiğinde Pan-Asyacılık da net bir şekilde Filipinler’e kadar uzanmıştır. Pan-Asyacılığı savunanlara göre bölgenin en gelişmiş ülkesi olan Japonya, Asya’nın bağımsızlığı için verilen mücadelede lider olmak zorundaydı. Dolayısıyla Japonya, tüm Asya’nın bağımsızlığı için kendini kurtarıcı olarak görmüş ve bu doğrultuda 1942 yılında Filipinler’i işgal etmiştir. Ancak Filipinliler hiçbir zaman Japonya’ya kurtarıcı gözüyle bakmamışlardır. Amerika da onları işgal etmesine rağmen Amerikalılardan ziyade Japonları işgalci olarak görmüşlerdir. Çünkü Filipinliler kendilerini her zaman için Asya’dan ziyade Batı’ya ait hissetmişlerdir. Filipinlilerin Amerika’ya karşı olan tavırlarından dolayı da Japonya, Pan-Asyacı bir söylem olan “Asyalılar için Asya” sloganını Filipinler’de bir türlü faaliyete geçirememiştir.56 Miyazaki Tōten ve Filipinler Devrimi (1896) Miyazaki tıpkı Pan-Asyacılık ideolojisinin ilgi alanındaki gibi başlangıçta Çin ile ilgilenmiş, Sun Yat-sen ile yakın arkadaş olmuştur. Ancak daha sonra Filipinler olayı patlak verince Filipinli devrimcilerin İspanya’ya karşı direnişlerinde destek olmak istemiştir. 1902 yılında yayımlanan Sanjūsannen no Yume57 adlı anılarını anlattığı eserinde, Filipinler Devrimi’ne nasıl yardım ettiği 52 53 54 比律賓独立と大亜細亜主義. Chūsuke Imamura, “Firipin Dokuritsu to Dai-Ajiashugi”, Dai-Ajiashugi (大亜細亜主義), Dai-Ajia Kyōkai Hensanbu, Tokyo, 9, 1934, s. 46-51. 大亜細亜運動と比律賓. 55 Pio Duran, “Dai-Ajiaundō to Firipin (大亜細亜運動と比律賓)”, Dai-Ajiashugi (大亜細亜 56 主義), Dai-Ajia Kyōkai Hensanbu, Tokyo, 5, 1935, s. 47-55. S. Matthiessen, 2015, ibid, s. 4-5. Tōten Miyazaki, Sanjūsannen no Yume (三十三年の夢), Heibonsha, Tokyo, 1967. 57 105 ile ilgili detaylı bilgiler vermiştir. Bu eser ışığında öncelikle devrimin destekçilerinden Mariano Ponce (1863-1918) ile Hong Kong’ta bulunduğu esnada arkadaş olduğunu öğreniyoruz. Mariano ona Amerika’nın ülkesine nasıl ihanet ettiğini anlatmıştır. Olanları dinledikten sonra Miyazaki, Filipinler olayına ilgi duymaya başlamıştır. Anılarında Miyazaki bu anı şöyle ifade eder: “Her ne kadar arzularım Çin merkezli olsa da Hong Kong’ta bulunduğum esnada Filipinli bir erkekle tanıştım. O anı düşündüğümde bana değişken gibi göründü ama kendime engel olamadım. Sadece kendi üzerimde disiplin uygulamakta başarısız olmadım. Aynı zamanda bu yeni heyecana yenik düştüm. Bay Mariano ile ilk tanıştığımda sanki öfkesini kontrol edemiyormuş gibi masaya vurdu ve Amerika’nın onlara verdiği sözü tutmadığını anlattı.58 Ona sempati duydum. Yardım etmeden bunları nasıl dinleyebilirdim ki?”59 Pan-Asyacılığın iki kökeni vardır. Birincisi, Batılıların işgaline yönelik Asya halkları arasındaki ortak kader duygusu, diğeri ise Batılı güçlerin dayattığı tehdide karşı uyanan Japon milliyetçiliğidir. İkinci tip PanAsyacılığı Japonya’nın denizaşırı genişlemesinde görebiliriz.60 Miyazaki’de de ikinci tip Pan-Asyacılık görülmektedir. Kendisi Amerika’nın Filipinler’e yönelik ihanetine karşı sessiz kalmayarak devrimcilerin bağımsızlık mücadelelerinde destek olmak istemiştir. Miyazaki, Mariano ile arkadaşlığını ilerletmiş, aralarındaki iletişim de her geçen gün artmıştır. Bir gün Mariano, General Aguinaldo’nun61 yardım için Japonya’ya güvenmek istediğini söylemiştir. Aynı zamanda Mariano sadece Aguinaldo’nun değil Filipinler halkının da benzer düşüncelere sahip olduğunu belirtmiştir. Dolaylı olarak da Miyazaki’ye Japon hükûmetinden yardım alma olasılığını araştırıp araştıramayacağını sormuştur. Ciddi bir konu olduğu için çekimser davranan Miyazaki, hükûmet olmasa dahi bazı özel Miyazaki’nin anılarında Mariano olayı şu şekilde anlatır: “Güvendiklerin tarafından ihanete uğramaktan daha kötü bir şey yoktur. Şu anda ülkemdeki durum bundan farksızdır. Amerika ile İspanya arasındaki savaş patlak verdiğinde Amerikalıların bir ayaklanma başlatırsak bize bağımsızlığımızı vaat ettiğini biliyor muydunuz? Söylediklerine inandık, hayatımızı riske attık ve Amerika’nın vadettiği bağımsızlığı elde etmek için savaştık. Sonuç olarak İspanya savaşı kaybetti. Hepimiz artık özgürüz dedik. Ancak İspanya’dan sonra bu kez de Amerika’ya bağımlı olacağımızı nereden bilebilirdik ki? Ne yapalım! İspanyollarla özgürlük uğruna savaşan bizler, şimdi Amerikalılarla savaşmak zorundayız. Evet, savaşın alternatifi yok! Ah, Asya ülkesinden arkadaşım, ruhumuza acımayacak mısın?” Bkz: T. Miyazaki, 1982, ibid, s. 142. 59 T. Miyazaki, 1982, ibid, s. 141-142. 60 S. Matthiessen, 2015, ibid, s.17. 61 Aguinaldo olarak bahsettiği kişi devrimcilerin lideri Emilio Aguinaldo’dur. 58 106 partilerin Aguinaldo’ya yardım etmek isteyeceğini, bunun için muhakkak kendisinin Japonya’ya gelip, bağlantı kurması gerektiğini ifade etmiştir. Bunun üzerine Mariano, Aguinaldo’nun da Japonya’ya gelmek istediğini ancak güvenlik için şu sıralar bir süreliğine saklandığını belirtmiştir.62 Aslında devrim başladıktan sonra Aguinaldo, kendileri için Japonya’dan askerî destek talep etmiştir. Japon hükûmeti tarafsız politika izlediğinden bu isteği olumsuz karşılamış, daha çok durumla ilgili gözlemlerde bulunmayı tercih etmiştir. Ancak daha sonra gizli olarak Pan-Asyacıları devrimcilere silah satma sözü vermelerine yönelik desteklediği ve İspanya’ya karşı savaşmak için Filipinler’e adam göndermelerine yönelik de teşvik ettiği ortaya çıkmıştır. Elbette Japon hükûmeti, Filipinler’in bağımsız olmasına yardımcı olmak gibi fedakâr ve iyimser bir sebepten dolayı Filipinler Devrimi’ne dâhil olmamıştır. Aksine Japonya zayıf İspanyol hükûmetinin ortadan kaldırılmasını istemiştir. Çünkü zayıf bir sömürge gücü altında Filipinler, daha güçlü bir güç için cazibe merkezi hâline gelecekti. Bu dönemde de özellikle Almanya’nın güneye ilerlediğini bildiğinden Japonya, kendi güvenliği için özellikle bu ülkeyi tehdit olarak algılamış ve devrimcilere yardım etmeye karar vermiştir.63 Mariano’nun dışında Miyazaki’nin Filipinler’e destek vermesini asıl tetikleyen olay ise Sun Yat-sen’in Yokohama’da bulunduğu sırada bir gün onun yanına gelmesi ve kendisine Filipinler’e mühimmat almanın bir yolu olup olmadığını sorması ile başlamıştır. Sun Yat-sen görüşmesinde Miyazaki ile Filipinler’e gitmeyi planladığını da belirterek tüm gücünü Filipinliler için kullanmasını istemiştir. Miyazaki bu konuşmanın karşısında bir anda heyecanlandığını belirtmiş, Sun Yat-sen, Hirayama64 ve kendisinin planlar yaparak Inukai’65ye gösterdiklerini dile getirmiştir.66 Tüm hikâyelerini anlattıklarında Inukai konuya ilgi duyarak şöyle karşılık vermiştir: 62 63 64 65 66 T. Miyazaki, 1982, ibid, s. 143. Lydia N. Yu-Jose, “World War II and the Japanese in the Prewar Philippines”, Journal of Southeast Asian Studies, 1996, Vol: 27, No:1, s.66. Hirayama Shū (1870-1940): Fukuoka doğumlu, maceracıdır. Miyazaki’nin anılarına göre kendisinin en yakın iş birlikçisidir. Bkz: T. Miyazaki, 1982, ibid, s. 88. Inukai olarak bahsettiği kişi Inukai Tsuyoshi’dir. Inukai Tsuyoshi (1855-1932), Okayama doğumlu, siyaset adamıdır. 1898 yılında eğitim bakanı olmuştur. 1931-32 yıllarında da başbakanlık yapmıştır. Bkz: https://www.britannica.com/biography/Inukai-Tsuyoshi. Inukai Tsuyoshi, Mançurya’nın işgali ve Rus-Japon Savaşı’ndan sonra daha fazla kuzeye ilerlemenin iyi olmayacağını ifade etmiştir. Ona göre Japonya dikkatini Güney Çin ve Güneydoğu Asya’ya vermeliydi. Bu yerlere barışçıl yollarla ilerlemeliydi. Bkz: Philip Henry Frei, Japan’s Southward Advance and Australia, Melbourne University Press, Avustralya, 1991, s.68. T. Miyazaki, 1982, ibid, s. 174. 107 “Bununla başa çıkmanın en basit yolu bir tüccara güvenmektir. Sorun şu ki tüccarlar açgözlülükle hareket ederler ve ahlak hakkında hiçbir bilgiye sahip değildirler. Biri bu sorumluluğu üstlense bile size ihanet edecektir. Yapmamız gereken macera ve dürüstlük duygusu olan, aynı zamanda biraz iş bilgisine sahip birini belirlemektir… Nakamura Haizan’a ne dersiniz? Kısa bir süre önce şeker hastalığına yakalandığını ve fazla zamanının kalmadığını öğrendi. Her şeye rağmen adını duyurmak için çok hevesli. Geçen gün benimle bir süre Filipinler hakkında konuştu. Sanırım Filipinler ordusuna katılmayı istiyor ancak bunu yapmanın bir yolu yok gibi görünüyor. Şayet onunla konuşmaya giderseniz geriye az bir ömrü kalmış birinin tüm çaresizliği ile size karşılık verebilir. Hem onun hem de bizim için işe yaramaz mı? Üç yıldan fazla ömrünün kalmadığını duydum. İsmini duyurması için ona bir şans verebilirsiniz.” 67 Miyazaki, Inukai’in fikri karşısında çok sevindiklerini dile getirerek gizli planlarını açıklamak için Haizan’ın evine gittiklerini ve ondan silah satın almak için yardım istediklerini belirtmiştir. Karşılığında da Haizan’ın “Tedavisi olmayan bir hastalığım var. Geriye çok fazla ömrümün kalmadığını biliyorum. Ne mutlu bana ki sizleri takip edebildiğim ve böylesine asil bir görevle görevlendirildiğim için! Elimden gelenin en iyisini yapacağımdan emin olabilirsiniz.”68 şeklinde memnuniyetini ifade eden duygularını dile getirerek isteklerini hemen olumlu karşıladığını dile getirmiştir. Miyazaki ve Sun Yat-sen, Haizan’la beraber çalışmaya başlamışlardır. Oldukça hızlı hareket eden Haizan silahları ayarlamış ve ekibe Nagano’lu kaptan Hara Tadashi’yi dâhil etmiştir. Bu sırada Miyazaki de Tokyo’ya amcasının yanına kalmaya gelen Uchida Ryōhei’i ziyaret etmiş, ona Filipinler ile ilgili yaptıklarından bahsetmiştir. Uchida da kimsenin bilmemesi koşuluyla yardım etmeyi kabul etmiştir.69 19 Temmuz 1899’da Hirayama, Filipinler’e giden grubun temsilcisi olarak Nunobiki Maru gemisi ile yola çıkmıştır. Miyazaki ise Kwangtung’a gitmesi gerektiği için Filipinler’e giden ekibe eşlik edememiştir.70 Ancak durum beklenildiği gibi gitmemiş, gemi yola çıktıktan iki gün sonra yani 21 67 68 69 70 T. Miyazaki, 1982, ibid, s. 175. Ibid, s. 175. Ibid, s. 177. Ibid, s. 176. 108 Temmuz’da tayfundan dolayı Şanghay’da batmıştır. Miyazaki, Nunobiki Maru gemisinin battığını Hong Kong’a doğru giderken Foochow’da haber almıştır. Orada bir gemici, önceki gün Nunobiki Maru adlı bir geminin Şanghay açıklarında battığını söylemiştir. Başlangıçta Miyazaki bu geminin kendi grubuyla bağlantısı olduğunu anlayamamıştır.71 Hong Kong’a ulaştığında konakladığı yerde gemiye ait bir mürettebatı görmüş ve kayıplarından dolayı olan üzüntüsünü dile getirmiştir. Ancak görevli, geminin 20 gün önce Nakamura Haizan’a satıldığını ve tüm kaybın da ona ait olduğunu dile getirince Miyazaki gerçeğin farkına varmıştır. Sadece gönderdikleri mühimmatı değil aynı zamanda en yakın arkadaşlarını da kaybettiğini anlamıştır.72 Geminin batmasından sonra Filipinler’deki Batılı bir gazete, altı Japon askerinin Manila’ya indiğini ve iç bölgelere doğru ilerlediğini yazmıştır. İkisinin yakalandığını, buna karşın diğerlerinin kaybolduğuna dair bir söylenti ortaya atmıştır. Haberin devamında da Filipinler’de bulunan Japon tüccarların tek tek ayrıldığı yazılmıştır. Çünkü tüccarlar, Amerikan ordusu tarafından Japon askerlerini sakladıkları şüphesiyle sık sık gözaltına alınmışlar hatta aralarında hapse atılanlar bile olmuştur. Tüm bu olanlardan dolayı Japon tüccarlar iş yapamaz hâle geldiklerinden ülkelerine geri dönmek zorunda kalmışlardır.73 Pan-Asyacıların yanı sıra, Japon hükûmetinin de devrimcileri desteklediğini yukarıda belirtmiştik. Ancak Japon hükûmeti desteğini gizliden vermiş, Amerika-İspanya Savaşı başladığında tarafsızlığını ilan etmiştir. Çünkü Amerika’nın düşmanlığını kazanmak istememiştir. Yine de Japon hükûmeti devrimi gözlemlemek üzere Filipinler’e bazı kişiler göndermiş, PanAsyacıları desteklemiştir. Gözlem yapmak üzere 1896 yılında on altı, 1898 yılında da yirmi dört Japon gitmiştir.74 Miyazaki için ülkelerin ve halkların bastırılması ne anlam ifade ediyorsa Asya da aynı şekildeydi. Onun için Çin, Siam ve Filipinler’in üçü de birbirinden farksızdı. Miyazaki’nin amacı özgürlük ve bağımsızlık mücadelelerinde bu ülkelere yardımcı olmaktı. Dolayısıyla Japonya’nın kıtada egemenlik kurma arzusundan yoksun olan Pan-Asyacılık kuşağının ilk temsilcilerindendi. Kendisi ne Çin’de ne de Filipinler’de Japon egemenliğini 71 72 73 74 Ibid, s. 180. Ibid, s. 181. Ibid, s. 182. L. N. Yu-Jose, 1996, a.g.m., s. 66. 109 amaçlamamış, sadece Çin’de Çing Hanedanlığı’nın devrilmesini, Filipinler’de de devrimcilerin bağımsızlıklarını elde etmelerini istemiştir. Miyazaki, hayatını Asya’nın emperyalizmden kurtuluşu idealine adamıştır. Kısacası bazı Pan-Asyacılar, Japonya’nın siyasi çıkarlarını ve emperyal anlamda genişlemesini savunurlarken Miyazaki onlardan farklı olarak Japonya’nın çıkarlarından ziyade Asya milliyetçiliğini üstün tutmuştur. Dolayısıyla bu özelliği ile diğer Pan-Asyacı düşünürlerden ayrışmaktadır.75 Sonuç Filipinler Devrimi, Japonya’nın özellikle Pan-Asyacıların bu ülkeye yönelik ilgilerinde bir dönüm noktası oluşturmuştur. Batılı güçlerin Asya’yı sömürge hâline getirmesinden korkan Pan-Asyacı ideolojiyi savunanlar, Filipinli devrimcileri destekleyerek bağımsızlıklarını elde etmelerini istemişler ve bu konuda destek olmaya çalışmışlardır. Bu kişilerin içerisinde en çok çabalayanların başında hiç kuşkusuz Miyazaki Tōten gelmektedir. Bağımsızlık hareketinin aktif kişilerinden Mariano Ponce ile tanışması onu Filipinler’e yönlendirmiştir. Yakın arkadaşı Sun Yat-sen de Filipinli devrimcilere yardım etmek isteyince Miyazaki’nin bölgeye yönelik ilgisi iyice artmıştır. Yaşamını Asya’nın sömürgeden kurtulmasını adayan Miyazaki, Filipinler’in bağımsızlığı için de mücadele etmiştir. Önemli şahsiyetlerle görüşerek Filipinler için destek toplamaya çalışmış, aynı zamanda yakın arkadaşlarıyla birlikte Nunobiki Maru gemisi ile de mühimmat göndermiştir. Geminin fırtınadan dolayı batmasıyla yardım devrimcilerin eline ulaşamamıştır. Ancak Miyazaki’nin Filipinler bağımsızlık hareketine destek vermesi yaşadığı yüzyılın başında Japon Pan-Asyacılığı için beklenmedik bir olay olmuştur. Çünkü Pan-Asyacılık güneyden ziyade kuzeye önem veren ve bu doğrultuda ilerlemeyi savunan ideoloji olmuştur. Ayrıca temelinde yayılmacı düşünce barındırdığından Japonya, bu ideoloji doğrultusunda Asya’da lider olmaya çalışmıştır. Buna karşın Miyazaki, hiçbir zaman Japonya’nın Filipinler’de egemenlik kurmasını istememiş, aksine tek isteği bölge halkının bağımsızlık mücadelesini elde etmesi olmuştur. Bu doğrultuda Sun Yat-sen ve birkaç arkadaşı ile mücadele etse de herhangi bir başarı elde edememiş, desteklerini somutlaştıramamıştır. 75 Cemil Aydın, Anti-Westernism in Asia. Visions of World Order in Pan-Islamic and PanAsian Thought, Colombia University Press, New York, 2007, s. 57. 110 KAYNAKÇA Aydın, Cemil, Anti-Westernism in Asia. Visions of World Order in Pan-Islamic and Pan-Asian Thought, Colombia University Press, New York, 2007. Duran, Pio, “Dai-Ajiaundō to Firipin (大亜細亜運動と比律賓)”, Dai-Ajiashugi (大 亜細亜主義), Dai-Ajia Kyōkai Hensanbu, Tokyo, 5, 1935, s. 47-55. Dündar, A. Merthan, Panislâmizm’den Büyük Asyacılığa Osmanlı İmparatorluğu, Japonya ve Orta Asya, Ötüken Yayıncılık, İstanbul, 2011. Frei, Philip Henry, Japan’s Southward Advance and Australia, Melbourne University Press, Avustralya, 1991. Goodman, Grant K., “Japanese Pan-Asianism in the Philippines: The Hirippin Dai Ajia Kyokai,” Studies on Asia 1 (7), 1966, ss. 133-143. Gotō, Ken’ichi, Returning to Asia Japan-Indonesia Relations, 1930-1942, Ryukei Shyosha, Tokyo, 1997. Hayase, Shinzō, Firipin Kingendaishi naka no Nihonjin (フィリピン近現代史なかの日 本人), Tokyo Daigaku Shuppan, Tokyo, 2012. Imamura, Chūsuke, “Firipin Dokuritsu to Dai-Ajiashugi”, Dai-Ajiashugi (大亜細亜 主義), Dai-Ajia Kyōkai Hensanbu, Tokyo, 9, 1934, s. 46-51. Kaneda, Kinji, “Nanyō Seisaku no Shomondai (南洋政策の諸問題),” Nanyōguntō ( 南洋群島), Cilt:4, Sayı:4, Nisan 1938. Ken’ichi, Matsumoto, Takeuchi Yoshimi Nihon no Ajiashugi Seidoku (竹内好日本 のアジア主義精読), Iwanami, Tokyo, 2001. Kimitada, Miwa, “Pan-Asianism in Modern Japan Nationalism, Regionalism and Universalism”, Ed. Sven Saaler & J. Victor Koschmann, Pan-Asianism in Modern Japanese History Colonialism, Regionalism and Borders, Routledge, New York, 2007, ss. 21-34. Kodera, Kenkichi, Dai-Ajiashugiron (大亜細亜主義論), Tōkyōhōbunkan, Tokyo, 1916. Kokuryūkai, Ajiataikan (亜細亜大観), Kokuryūkai Shuppanbu, Tokyo, 1918. 111 Matthiessen, Sven, Japanese Pan-Asianism and the Philippines from the Late Nineteenth Century to the End of World War II, Brill, Boston, 2016. Miyazaki, Tōten, My Thirty-Three Years’ Dream, Çev: Etō Shinkichi & Marius B. Jansen, Princeton University Press, Princeton, 1982. Miyazaki, Tōten, Sanjūsannen no Yume (三十三年の夢), Heibonsha, Tokyo, 1967. Nakagawa, Mirai, Meiji Nihon no Kokusaishugi Shisō to Ajia (明治日本の国粋主義 思想とアジア), Yoshikawa, Tokyo, 2016. Saaler, Sven, “History Overcoming The Nation, Creating A Region Forging An Empire”, Ed. Sven Saaler & J. Victor Koschmann, Pan-Asianism in Modern Japanese History, Routledge, New York, 2007, ss. 1-19. Saaler, Sven, Szpilman W. A. Christopher, “The Emergence of Pan-Asianism as an Ideal of Asian Identity and Solidarity, 1850-2008”, Pan-Asianism A Documentary History, Volume 1: 1850-1920, Ed: Sven Saaler & Christopher W. A. Szpilman, Rowman & Littlefield Publishers, Amerika, 2011, ss. 1-43. Setsuho, Ikehata, “Japan and the Philippines, 1885-1905. Mutual Images and Interests”, Philippine-Japan Relations, Ed. Ikehata Setsuho ve Lydia N. Yu-Jose, Manila, Manila University Press, 2003, ss. 19-46. Szpilman, Christopher W. A., “Miyazaki Tōten’s Pan-Asianism, 1915-1919”, PanAsianism A Documentary History, Volume I: 1850-1920, Ed: Sven Saaler & Christopher W. A. Szpilman, Rowman & Littlefield Publishers, Amerika, 2011, ss. 133-141. Szpilman, Christopher, W. A., “Between Pan-Asianism and Nationalism Mitsukawa Kametarō and His Campaign to Reform Japan and Liberate Asia”, Ed. Sven Saaler & J. Victor Koschmann, Pan-Asianism in Modern Japanese History Colonialism, Regionalism and Borders, Routledge, New York, 2007, ss. 85-101. Yoshikawa, Toshiharu, Kingendaishi no naka no Nihon to Tōnan Ajia (近現代史の なかの日本と東南アジア), Tokyo Shoseki, Tokyo, 1992. Yu-Jose, Lydia N., “World War II and the Japanese in the Prewar Philippines”, Journal of Southeast Asian Studies, 1996, Vol: 27, No:1, ss. 64-81. https://www.britannica.com/biography/Inukai-Tsuyoshi 112 ÇİN KAYNAKLARINDA FİLİPİNLER Gökçen KAPUSUZOĞLU* Giriş Hem Türk tarihi hem de dünya tarihi açısından oldukça önemli kayıtların yer aldığı Çince kaynaklar, günümüzdeki pek çok ülkenin tarihi ile ilgili bilgi vermesiyle göz doldurmaktadır. Bu ülkelerden biri de Güneydoğu Asya ülkelerinden olan ve çok sayıda adadan oluşan Filipinler’dir. Filipinler’de tarihsel süreç içinde farklı devletler kurulmuştur. Çince kaynaklarda hem günümüzdeki adı olan Filipinler ile hem de geçmişte topraklarında kurulan devletlerin adlarıyla kayıtlar tutulmuştur. Buna göre Filipinler’de kurulan beş ayrı devlet tespit edilmiştir. Filipinler’de kurulan ve Çince kaynaklarda geçen ilk devlet, Çince Resmî Tarihler’den Song Tarihi’nin 971 yılına tarihlenen kayıtlarında görülen Mayi’dir/麻逸 (SOS: 4558). Aynı eserdeki bir başka kayıtta Çampa’dan doğuya doğru gidildiğinde iki günlük gemi yolculuğu ile Mayi’ye ulaşılacağı kaydedilmiştir (SOS: 14077). Harici Tarihler’den Bütün Yabancı Kayıtları/諸 蕃志 adlı eser, Xing Cha Sheng Lan/星槎勝覽 adlı eser ve Ada Yabancıları Kayıtları/島夷志略 adlı eserde Mayi ile ilgili kayıtlar yer almaktadır. Filipinler’in Mindanao adasında kurulan bir başka devlet Puduan/蒲端 國’dır. Kaynaklarda yalnızca Song Tarihi’nde geçen bu devlet, Çin’in Song Hanedanı’na 1004, 1007 ve 1011 yıllarında ziyarette bulunmuş ve haraç sunmuştur (SOS: 124, 135, 148). Filipinler’de kurulan bir başka devlet 1371 yılında kurulan Lusong/呂宋 ’dur. Lusong adı Resmî Tarihler’den Ming Tarihi’nde pek çok yerde geçmesinin yanı sıra, eserde bir de bu adla kaydedilen monografi bulunmaktadır. Aynı şekilde Qing Shi Gao’da da pek çok kayıtta yer almaktadır. * Araş. Gör. Dr., Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Yabancı Diller Yüksekokulu, Yabancı Diller Bölümü. gokcenkapusuzoglu@kmu.edu.tr ORCID: 0000-0001-6188-1188.