Journal Articles by Aslihan Erkmen
Yedi, 2021
Turkish:
Uygarlık tarihi boyunca sanat ve bilim ne zaman bir araya gelse bu birliktelikten doğa... more Turkish:
Uygarlık tarihi boyunca sanat ve bilim ne zaman bir araya gelse bu birliktelikten doğan itici güç insanlığın yararına olmuştur. Şu an için bildiğimiz kadarıyla insan evriminin geldiği en ileri seviye soyutlama yeteneğidir. Bu yeteneğini insanlık, en çok bilim ve sanat etkinliklerinde göstermektedir. Bilim ve teknolojideki gelişmeler, sanatın da belli konularında ilerlemesine sebebiyet vermektedir. Bu durumun tersi de genellikle doğrudur. Günümüzde gelişmiş toplumlara bakarsak, gelişme denilen kavramın tümel olarak bilim, teknoloji ve sanatı kapsadığı görülecektir. Bu bağlamda bilim ve sanatın güncel, somut ve bazı açılardan tartışmalı bir birlikteliği olarak Body Worlds Sergisi’nin inceleneceği çalışmanın kuramsal çerçevesinde öncelikle anatomi, bir bilim dalı olarak tanımlanacak ve tarihçesi verilecektir. Bu giriş zorunludur, zira bir bilim dalı olarak anatominin serüveni aynı zamanda bilimsel düşüncenin, dogmalara karşı aydınlanmanın, sanatın ve teknolojinin gelişiminin de tarihidir. Makalenin temel araştırma sorusu, Body Worlds Sergisi’nin anatomi bilimindeki bir inovasyonu sergilenebilir bir sanat etkinliğine nasıl dönüştürdüğüdür. Serginin bilimsel içeriğinin, Biosanat akımı ile ilişkilendirildiği bu çalışma aynı zamanda, anatomi disiplininin sanattan ve teknolojiden etkilenmesinin ve günümüzdeki halini almasının gösterilmesi ile alana özgün bir katkı sunmayı amaçlamaktadır. Diğer bir katkı da insan anatomisinin diğer canlıların anatomilerinin incelenmesine nazaran farklılıklarına hem teknik hem de etik değerler açısından yaklaşımı olacaktır. Yirmi birinci yüzyılın bilim, teknoloji ve sanat ara kesitinde yer alan bu istisnai çalışmanın incelenmesi neticesinde, bahsedilen birliktelik somutlaştırılacaktır.
English:
Whenever art and science have come together throughout the history of civilization, the driving force arising from this union has been for the benefit of humanity. Our current understanding of human biology indicates that abstraction is the highest level of thinking evolved in our species. This innate talent is most utilized in science and the arts. Advances in science and technology can lead to innovations and advancements in arts and vice versa. Additionally, if one examines developed societies, one will notice that the concept of development covers science, technology, and arts as a whole. Within this context, we will examine the Body Worlds Exhibition as a contemporary and in some respects controversial union of science and art. We will first define anatomy as a branch of science, and give its history, then the story of its evolution will be told. Such an introduction is necessary since the development of anatomy as a science is also the history of scientific thinking, enlightenment against dogmas, and the development of art and technology. The focus of the article is how the Body Worlds Exhibition turns an innovation in sciences, particularly anatomy, into an exhibitable art event. This study, in which the scientific content of the exhibition is associated with the Bioart movement, also aims to make a unique contribution to the field by showing that anatomy throughout its history has been influenced by arts and technology. Another contribution to the field will be through the comparative approach of the examination of the anatomy of humans and other organisms in terms of technical and ethical values. Thus, a novel perspective on Body Worlds Exhibition as the embodiment of the intersection of science, technology, and arts will be shared.
MSGSÜ Sosyal Bilimler Dergisi, 2020
The aim of this paper is to examine how the museums that had to be closed due to the COVID-19 epi... more The aim of this paper is to examine how the museums that had to be closed due to the COVID-19 epidemic deal with this global crisis by putting digital and virtual applications into effect, through the intersection of art-museums-communication. The study focuses on the online activities of public and private museums in Istanbul, via audience and researcher oriented events, current exhibitions, and other organizations within the museum. In the light of parameters such as the
digitization of art, the media used, the distinction between the public and private sector, the digitalization ability of art museums in moving their capacity to the virtual environment as well as their success in crisis management are emphasized. The research was conducted with the use of digital channels, social media, and through an online survey. The official quarantine period was taken as the time interval. By evaluating the qualitative and quantitative results, the structure of museums’ access to their audience during the epidemic was attempted to be determined. As a result of the research, it was revealed that public museums could not deliver their collections to the audience sufficiently in the digital environment, while the majority of private museums
increased the number of their followers during the pandemic. The global epidemic has brought up the importance of crisis management in the fields of art, museums, and communication -as it is in many fields- and showed that the internet and social media outperform the classical communication tools.
A|Z ITU Journal of Faculty of Architecture, 2020
Over the years, several artworks have been compiled at various campuses of Istanbul Technical Uni... more Over the years, several artworks have been compiled at various campuses of Istanbul Technical University (ITU) forming a modest collection. These artworks, however, have never been identified, documented, catalogued, and/or studied in an art historical manner. The purpose of this paper is to identify and analyze the artworks in the ITU Art Collection Inventory for the first time and provide suggestions for its development. Initially, all campuses and faculties/facilities of ITU were visited and the artworks found in each location were recorded based on the guidelines set by the International Council of Museums (ICOM). The findings have been categorized and presented according to different campuses of ITU as well as the types of artworks, which include forty-five paintings, nineteen sculptures, four engravings, one mural, and one panel, a total of seventy works. Recommendations have been developed based on the content of the inventory in accordance with ITU's mission, vision, and history. The relationship between science, technology, and art has been the main focus of the general suggestions, which have been made for ITU to build a strong relationship with artists and academics in the campus as well as with ITU's Rectorate Art Gallery to innovate new forms of artworks in the contemporary art field. It should be noted that most of the artwork were tributes to prominent Turkish scientists and scholars. The relationship between art and science observed in most of the artworks is suggested to become the binding factor for the cohesiveness of the ITU Art Collection.
TÜBA-KED, 2019
TR
İslam yazınında biyografik metinler için "tezkire" terimi kullanılmaktadır. Tezkirecilik, tar... more TR
İslam yazınında biyografik metinler için "tezkire" terimi kullanılmaktadır. Tezkirecilik, tarih biliminin bir kolu olarak ortaya çıkan ve temeli Hz. Muhammed'in hadislerinin derlenmesi geleneğine dayanan bir edebî tür olarak dokuzuncu yüzyıldan itibaren ilgi görmüştür. Arap, İran, Osmanlı dünyasında, çeşitli meslek dallarında ün kazanan kişilerin hayat hikâyelerinin bir araya getirildiği bu eserler arasında en çok rağbet edilenler şair, evliya, sanatçı tezkireleridir. Metinleri kendi içlerinde birtakım farklılıklar göstermekle birlikte, kişilerin doğum yerleri, biliniyorsa doğum tarihleri, soyları, aldıkları eğitimler, görevleri, varsa eserleri, eserlerinden örnekler ve ölüm tarihleri tezkirelerde mevcut olan ortak bilgilerdir. Günümüze ulaşan tezkirelerin çok azı, üretildiği bölgedeki dönem üslubunu yansıtan resimlerle zenginleştirilmiş ve bu tezkirelerdeki hâl tercümesinde sözel ifadelerle tanıtılan kişinin, görsel imgeye dönüşmesi sağlanmıştır. Resimli tezkireler ile ilgili bu araştırmada, İslam dünyasında-Müslüman Hindistan örnekleri hariç-dokuz ayrı tezkirenin musavver nüshalarının hazırlandığı tespit edilmiş; bunlardan Mecâlisü'l-'Uşşâk adlı eserin ise on sekiz farklı resimli kopyası saptanmıştır. En erkeni on beşinci yüzyılın ilk yarısına tarihlendirilen resimli tezkirelerin İran ve Osmanlı örnekleri arasında üslup açısından önemli farklılıklar görülmektedir. İran coğrafyasında hazırlanan eserlerdeki tasvirler, hâl tercümesinde yer alan bir hikâyenin görselleştirilmesi şeklinde iken, Osmanlı örneklerinde kişilerin imgeleri portre niteliği taşımaktadır. Resimli ve resimsiz tezkirelerin sayısının on altıncı yüzyılın son çeyreğinde artması ise dikkati çeken bir bulgu olarak ortaya koyulmuştur.
***
EN
In Islamic literature, the term "tazkira" is used for biographical texts. Tazkira writing emerged as a branch of history starting from the ninth century, based on the tradition of compiling the hadith of Prophet Muhammad. Among the most popular tazkiras are the biographies of poets, sufis, and artists in the Arabic, Iranian and Ottoman realm. Although the texts of tazkiras differ from each other, the birth places (and the dates if known), descendants, personal education, jobs, examples from their works, and the dates of their death are common information in the biographies of individuals. Only very few of the extant biographical writings were enriched with paintings, reflecting the style of the period in the region where they were produced. In this study on illustrated tazkiras in the Islamic world -except the examples from Muslim India- nine different works were determined with paintings where eighteen illustrated copies of a single work entitled Majalis al-‘Ushshaq are identified. In terms of style, there are significant differences between the Iranian and Ottoman examples of which the earliest work dating the first half of the fifteenth century. While the depictions in the tazkiras prepared in the Iranian geography are the narrative visualizations of a story in the entry; the depictions of the people in the Ottoman examples bear a portrait character. The increase in the number of both illustrated and unillustrated tazkiras in the last quarter of the sixteenth century is also discovered as a remarkable finding.
Istanbul Universitesi Sanat Tarihi Yilligi, 2018
This article focuses on Ord. Prof. Dr. A. Süheyl Ünver’s contributions to the historiography of t... more This article focuses on Ord. Prof. Dr. A. Süheyl Ünver’s contributions to the historiography of traditional Turkish arts of the book via his archive. A medical doctor, medicine historian, science historian, art historian, artist and painter Professor Ünver has conducted extensive research on the safeguarding of traditional arts throughout his life, being one of the preeminent actors of the Turkish artistic and cultural environment of the twentieth century. His productivity can be traced through his rich archive on all of his interests. This archive serves as a treasury of the Turkish culture. However, it has not been fully studied by means of its importance for the historiography of Turkish arts of the book. This study is an attempt to fill the gap in the specified area. Thus, the notebooks and files on polymath calligrapher Necmeddin Okyay has been studied in detail. In total eight notebooks (including five in the files and three separate notebooks) and over five hundred documents (including notes, records, artworks, photographs) were detected in the archive, which were then evaluated by their content, art historical importance, and contribution to the arts of the book. These documents, which predominantly consist of notes taken by Süheyl Ünver during conversations conducted with Necmeddin Okyay and many original records acquired from Okyay as well as other artworks, are a profound source of knowledge with regards to traditional arts of the book. This present research is primarily of importance since it puts the oral historical information in writing. Although these documents and information were used as a reference in many of the previous literature, they are for the first time holistically analyzed with this study. Furthermore, the general evaluation of the archive revealed that Süheyl Ünver collected data on many other subjects in the same manner. Detailed study of this extensive archive as a whole or compilation of this vast amount of information into topics will not only carry valuable information on the arts of the book to the future, but will also serve as a key source for different fields of traditional arts.
Iranian Studies , Jan 2017
This paper is a monographic study of the illustrated copy of Ṣafvat al-Ṣafā, the life of Shaykh... more This paper is a monographic study of the illustrated copy of Ṣafvat al-Ṣafā, the life of Shaykh Ṣafī al-Dīn, by Ismāʿil bin Bazzāz, completed in Shaʿbān 990/September 1582 in Shirāz. It begins by giving information on the original text and its sources; then examines the unique illustrated copy. The features of the illustrated Ṣafvat al-Ṣafā are discussed while each of the fourteen images are explored in terms of the text-image relationship. The themes are also briefly analyzed according to a stylistic and iconographical approach in order to further exhibit the manuscript’s uniqueness. The article concludes by emphasizing the significance of this copy at the Aga Khan Museum collection regarding its general condition, the illustration cycle and its records.
This study aims to discuss the author’s representation in the illustrated biographical writings (... more This study aims to discuss the author’s representation in the illustrated biographical writings (tazkiras) of the Islamic literature both in Persian and Ottoman works. Tazkiras serve to establish origins and display a celebrated person’s type through his or her life, actions and sayings. The word tazkira comes from the root “zikr” which means “to remember” or “to recollect”; therefore tazkira works are also memorial writings (reminders). Despite the large amount of the tazkiras written in Arab, Iran and Ottoman lands and cultures, only a small group of them have been illustrated so as to visualize the texts. A rare group of tazkiras have the representation of the author as well as the other personage. The depiction of the author accompanying the text in biographical writings is an element that served the same aim: to carry the information and the visual image of the author into the future. In this paper, the author portraits from the Persian and Ottoman illustrated tazkiras are discussed according to text-image relationship and general scheme of composition.
Edited Books by Aslihan Erkmen
Ayla Ödekan Armağanı Sanat Tarihinde Disiplinlerarası Yaklaşımlar, 2022
Sunuş Yazısı
Prof. Dr. Ayla Ödekan, disiplinler ve kültürler arası yaklaşımı ile Türkiye’de sana... more Sunuş Yazısı
Prof. Dr. Ayla Ödekan, disiplinler ve kültürler arası yaklaşımı ile Türkiye’de sanat tarihinin öncü akademisyenlerinden biri olmuştur. Farklı alanlarda üretmiş olduğu çok sayıdaki yayını ile çeşitli bilimsel ve kültürel faaliyetleri, Ödekan’ın bilime ve kültüre yaptığı katkıların ne denli önemli olduğunu göstermektedir. İstanbul Üniversitesi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ve özellikle de İstanbul Teknik Üniversitesinde uzun yıllar görev yapmış olan Prof. Ödekan, çok sayıda öğrenci yetiştirmiş, sanat tarihi eğitimine önemli katkılarda bulunmuştur.
Yetiştirdiği öğrencileri onun sanat tarihi disiplinine yaklaşımını ve bilimsel metodunu özümsemiş, kendi akademik yaşamlarında bu anlayışı sürdürmektedirler. Bu kitap Prof. Dr. Ayla Ödekan’ın lisansüstü danışmanlığını yaptığı veya tezlerini yakından takip ettiği öğrencilerinin makalelerinden oluşmaktadır. Ayla Hoca için bir armağan kitabı hazırlayan sevgili Aslıhan Erkmen, Ayşe Erek, Ayşe H. Köksal, Esra Güzel Erdoğan, Hande Subaşılar ve Nazlı Eda Noyan’a, Hoca’nın ilk öğrencilerinden biri olarak teşekkür ederim. Benim uzun zamandır düşündüğüm ancak bir türlü hayata geçiremediğim armağan kitabını, onlar bir araya gelerek başarılı bir biçimde gerçekleştirdiler. Elbette bu kitabın ortaya çıkmasında eşi Nuri Ödekan’ın çabalarının da önemli rolü olmuştur. Emeği geçen herkese teşekkür ederim.
Engin Akyürek
GABAM Direktörü
Zeren Tanındı Armağanı: İslam Dünyasında Kitap Sanatı ve Kültürü / Zeren Tanındı Festschrift: Art and Culture of Books in the Islamic World, 2022
TR
İslam kitap sanatları konusunda dünyaca ünlü duayen Prof. Dr. Zeren Tanındı için hazırlanan es... more TR
İslam kitap sanatları konusunda dünyaca ünlü duayen Prof. Dr. Zeren Tanındı için hazırlanan eser, İslam dünyasında el yazma (manuscript) kültürüne değişik açılardan yaklaşan 51 bilimsel makale ve 12 anı yazısını içeriyor. Alanın klasik konuları olan monografi, resim-metin ilişkisi, üslup incelemelerinin yanı sıra kodikoloji, konservasyon, okuma ve biriktirme kültürü gibi farklı alanlara da değinen makalelerin yazarları arasında yerli-yabancı akademisyenler, sanatçılar, müzeciler ve kütüphaneciler bulunuyor. Kitabın eş-editörlüğünü Doç. Dr. Aslıhan Erkmen-Birkandan (İTÜ) ile Dr. Öğr. Üyesi Şebnem Tamcan-Parladır (İKÇÜ) üstlenirken, eserin tasarımını yazar, eğitmen Gönül Kaya yaptı. Prof. Dr. Zeren Tanındı ile lisansüstü çalışmalarını tamamlamış olan bu üç araştırmacıya Hacettepe Üniversitesinden Prof. Dr. Serpil Bağcı danışman olarak eşlik etti. Eser, Lale Yayıncılık tarafından yayımlanan ve Geleneksel Sanatlar Derneğinin desteklediği Armağan Kitapları serisinin dördüncüsü oldu.
--
EN
The volume contains 51 articles and 12 memoirs prepared for the world-renowned doyen of Islamic book arts Prof. Dr. Zeren Tanindi. Among them are Turkish and foreign academics, artists, museologists, and librarians who address different aspects of Islamic manuscript studies such as codicology, conservation, reading and collecting culture as well as monographic studies, image-text relations, stylistic studies, the classical subjects of the field. The articles in the volume were written specifically for Professor Tanindi. Aslihan Erkmen (ITU) and Sebnem Tamcan-Parladir (IKCU) were the co-editors of the book and the designer was Gonul Kaya, writer, and instructor. Serpil Bağcı from Hacettepe University accompanied as a consultant to these three researchers, who completed their graduate studies with Zeren Tanindi. The volume is the fourth in the series of Festschrits published by Lale Publishing and supported by the Traditional Arts Association.
Kırılmalar, Sınırlar, Yolculuklar: Sanat ve Felsefe Buluşması , 2010
Bilim Eşiği 2, 2005
Sanat Tarihinde Gençler 2004 Seminmeri'nin bildirirleri
Bilim Eşiği 1, 2004
Sanat Tarihinde Gençler 2003 Semineri'nin bildirileri
Book Chapters by Aslihan Erkmen
Zeren Tanındı Armağanı: İslam Dünyasında Kitap Sanatı ve Kültürü / Zeren Tanındı Festschrift: Art and Culture of Books in the Islamic World, 2022
Yazıların sorumlulukları yazarlara aittir. Kitaptaki metin ve resimlerin, tamamının veya bir kısm... more Yazıların sorumlulukları yazarlara aittir. Kitaptaki metin ve resimlerin, tamamının veya bir kısmının, elektronik, mekanik, fotokopi veya herhangi bir kayıt sistemi ile çoğaltılması, yayımlanması ve depolanması, başka dillere çevrilmesi yayıncıdan ve ilgili müze müdürlükleri ve kurumlardan alınacak yazılı izne tabidir. Lale Yayıncılık, Lale Organizasyon Ticaret Limited Şirketi'nin markasıdır. Bu kitabın yayın hakları Lale Yayıncılık ve Lale Organizasyon'a aittir.
Anadolu Sanatında Kadın. Antik Dönem'den Osmanlı'ya, 2021
Zeynep İnankur Armağanı: Modernizmin Başkentleri, 2021
Osmanlı'da Dil ve Edebiyat, 2018
This paper will give a brief history of the Ottoman tazkira literature focusing primarily on the ... more This paper will give a brief history of the Ottoman tazkira literature focusing primarily on the poet biographies (tazkira al-shu'arâ) and present two unique illustrated tazkiras, displaying both the verbal and visual traditions of the empire through the course of the political and social environment of the late sixteenth and seventeenth centuries. The tazkira genre will be discussed in terms of its valuable contribution to the Ottoman historiography and the illustrated manuscripts in question will reveal the paradigm shift in Ottoman painting.
The general scope of the paper deals with two major texts and their unique illustrated copies: Âşık Çelebi’s (d. 1571-72) Meşâ'irü'ş-Şu'arâ (1568) in İstanbul Millet Library, Ali Emîrî Tarih 772 and Taşköprîzâde's (d. 1560-61) Tercüme-i Şakâ'ikû'n-nû'mânîye (1558), an abridged translation by Muhtasibzâde Mehmed Hâkî (d. 1567), in Topkapı Palace Museum Library H. 1263. Meşâ'irü'ş-Şu'arâ has eighty-eight portraits including the three tazkira writers, first eleven Ottoman sultans and seventy-four poets. The portraits of this undated copy seem to follow the style of the court painters. Tercüme-i Şakâ'ikû'n-nû'mânîye, on the other hand, was prepared during the reign of Osman II (r. 1618-1622) and has forty-nine paintings showing the scholars and shaykhs as well as the sultans together with them. The painter of this manuscript is known as Nakşî Bey.
While the texts of Taşköprîzâde and Âşık Çelebi provide critical information on the life of the poets and men of religion (in other words the Ottoman intellectuals), their illustrated copies give the representations of these people in their intimate, social or royal environments. Although many studies were conducted on these and other unillustrated biographical works in terms of historical, literary and art historical context, the concept of illustrated texts always enables the social scientists approach them from a holistic aspect considering their verbal and visual value. This paper will present the differences of these two works in a comparative manner, discussing their importance both for the history of art and literature while the visual image of the Ottoman world of culture is displayed.
Türkiye'nin Ustaları, 2017
Masters of Turkey, 2017
THE MASTERS OF TURKEY PROJECT THE ART BRANCHES 1 1 Art branches introductions in Masters of Turke... more THE MASTERS OF TURKEY PROJECT THE ART BRANCHES 1 1 Art branches introductions in Masters of Turkey Projects are only intended for brief information. The history of art/craft, materials used, production and production techniques, old masters, important centers were mentioned and also a bibliography added at the end of the text. Aslıhan ERKMEN
Review Articles by Aslihan Erkmen
Uploads
Journal Articles by Aslihan Erkmen
Uygarlık tarihi boyunca sanat ve bilim ne zaman bir araya gelse bu birliktelikten doğan itici güç insanlığın yararına olmuştur. Şu an için bildiğimiz kadarıyla insan evriminin geldiği en ileri seviye soyutlama yeteneğidir. Bu yeteneğini insanlık, en çok bilim ve sanat etkinliklerinde göstermektedir. Bilim ve teknolojideki gelişmeler, sanatın da belli konularında ilerlemesine sebebiyet vermektedir. Bu durumun tersi de genellikle doğrudur. Günümüzde gelişmiş toplumlara bakarsak, gelişme denilen kavramın tümel olarak bilim, teknoloji ve sanatı kapsadığı görülecektir. Bu bağlamda bilim ve sanatın güncel, somut ve bazı açılardan tartışmalı bir birlikteliği olarak Body Worlds Sergisi’nin inceleneceği çalışmanın kuramsal çerçevesinde öncelikle anatomi, bir bilim dalı olarak tanımlanacak ve tarihçesi verilecektir. Bu giriş zorunludur, zira bir bilim dalı olarak anatominin serüveni aynı zamanda bilimsel düşüncenin, dogmalara karşı aydınlanmanın, sanatın ve teknolojinin gelişiminin de tarihidir. Makalenin temel araştırma sorusu, Body Worlds Sergisi’nin anatomi bilimindeki bir inovasyonu sergilenebilir bir sanat etkinliğine nasıl dönüştürdüğüdür. Serginin bilimsel içeriğinin, Biosanat akımı ile ilişkilendirildiği bu çalışma aynı zamanda, anatomi disiplininin sanattan ve teknolojiden etkilenmesinin ve günümüzdeki halini almasının gösterilmesi ile alana özgün bir katkı sunmayı amaçlamaktadır. Diğer bir katkı da insan anatomisinin diğer canlıların anatomilerinin incelenmesine nazaran farklılıklarına hem teknik hem de etik değerler açısından yaklaşımı olacaktır. Yirmi birinci yüzyılın bilim, teknoloji ve sanat ara kesitinde yer alan bu istisnai çalışmanın incelenmesi neticesinde, bahsedilen birliktelik somutlaştırılacaktır.
English:
Whenever art and science have come together throughout the history of civilization, the driving force arising from this union has been for the benefit of humanity. Our current understanding of human biology indicates that abstraction is the highest level of thinking evolved in our species. This innate talent is most utilized in science and the arts. Advances in science and technology can lead to innovations and advancements in arts and vice versa. Additionally, if one examines developed societies, one will notice that the concept of development covers science, technology, and arts as a whole. Within this context, we will examine the Body Worlds Exhibition as a contemporary and in some respects controversial union of science and art. We will first define anatomy as a branch of science, and give its history, then the story of its evolution will be told. Such an introduction is necessary since the development of anatomy as a science is also the history of scientific thinking, enlightenment against dogmas, and the development of art and technology. The focus of the article is how the Body Worlds Exhibition turns an innovation in sciences, particularly anatomy, into an exhibitable art event. This study, in which the scientific content of the exhibition is associated with the Bioart movement, also aims to make a unique contribution to the field by showing that anatomy throughout its history has been influenced by arts and technology. Another contribution to the field will be through the comparative approach of the examination of the anatomy of humans and other organisms in terms of technical and ethical values. Thus, a novel perspective on Body Worlds Exhibition as the embodiment of the intersection of science, technology, and arts will be shared.
digitization of art, the media used, the distinction between the public and private sector, the digitalization ability of art museums in moving their capacity to the virtual environment as well as their success in crisis management are emphasized. The research was conducted with the use of digital channels, social media, and through an online survey. The official quarantine period was taken as the time interval. By evaluating the qualitative and quantitative results, the structure of museums’ access to their audience during the epidemic was attempted to be determined. As a result of the research, it was revealed that public museums could not deliver their collections to the audience sufficiently in the digital environment, while the majority of private museums
increased the number of their followers during the pandemic. The global epidemic has brought up the importance of crisis management in the fields of art, museums, and communication -as it is in many fields- and showed that the internet and social media outperform the classical communication tools.
İslam yazınında biyografik metinler için "tezkire" terimi kullanılmaktadır. Tezkirecilik, tarih biliminin bir kolu olarak ortaya çıkan ve temeli Hz. Muhammed'in hadislerinin derlenmesi geleneğine dayanan bir edebî tür olarak dokuzuncu yüzyıldan itibaren ilgi görmüştür. Arap, İran, Osmanlı dünyasında, çeşitli meslek dallarında ün kazanan kişilerin hayat hikâyelerinin bir araya getirildiği bu eserler arasında en çok rağbet edilenler şair, evliya, sanatçı tezkireleridir. Metinleri kendi içlerinde birtakım farklılıklar göstermekle birlikte, kişilerin doğum yerleri, biliniyorsa doğum tarihleri, soyları, aldıkları eğitimler, görevleri, varsa eserleri, eserlerinden örnekler ve ölüm tarihleri tezkirelerde mevcut olan ortak bilgilerdir. Günümüze ulaşan tezkirelerin çok azı, üretildiği bölgedeki dönem üslubunu yansıtan resimlerle zenginleştirilmiş ve bu tezkirelerdeki hâl tercümesinde sözel ifadelerle tanıtılan kişinin, görsel imgeye dönüşmesi sağlanmıştır. Resimli tezkireler ile ilgili bu araştırmada, İslam dünyasında-Müslüman Hindistan örnekleri hariç-dokuz ayrı tezkirenin musavver nüshalarının hazırlandığı tespit edilmiş; bunlardan Mecâlisü'l-'Uşşâk adlı eserin ise on sekiz farklı resimli kopyası saptanmıştır. En erkeni on beşinci yüzyılın ilk yarısına tarihlendirilen resimli tezkirelerin İran ve Osmanlı örnekleri arasında üslup açısından önemli farklılıklar görülmektedir. İran coğrafyasında hazırlanan eserlerdeki tasvirler, hâl tercümesinde yer alan bir hikâyenin görselleştirilmesi şeklinde iken, Osmanlı örneklerinde kişilerin imgeleri portre niteliği taşımaktadır. Resimli ve resimsiz tezkirelerin sayısının on altıncı yüzyılın son çeyreğinde artması ise dikkati çeken bir bulgu olarak ortaya koyulmuştur.
***
EN
In Islamic literature, the term "tazkira" is used for biographical texts. Tazkira writing emerged as a branch of history starting from the ninth century, based on the tradition of compiling the hadith of Prophet Muhammad. Among the most popular tazkiras are the biographies of poets, sufis, and artists in the Arabic, Iranian and Ottoman realm. Although the texts of tazkiras differ from each other, the birth places (and the dates if known), descendants, personal education, jobs, examples from their works, and the dates of their death are common information in the biographies of individuals. Only very few of the extant biographical writings were enriched with paintings, reflecting the style of the period in the region where they were produced. In this study on illustrated tazkiras in the Islamic world -except the examples from Muslim India- nine different works were determined with paintings where eighteen illustrated copies of a single work entitled Majalis al-‘Ushshaq are identified. In terms of style, there are significant differences between the Iranian and Ottoman examples of which the earliest work dating the first half of the fifteenth century. While the depictions in the tazkiras prepared in the Iranian geography are the narrative visualizations of a story in the entry; the depictions of the people in the Ottoman examples bear a portrait character. The increase in the number of both illustrated and unillustrated tazkiras in the last quarter of the sixteenth century is also discovered as a remarkable finding.
Edited Books by Aslihan Erkmen
Prof. Dr. Ayla Ödekan, disiplinler ve kültürler arası yaklaşımı ile Türkiye’de sanat tarihinin öncü akademisyenlerinden biri olmuştur. Farklı alanlarda üretmiş olduğu çok sayıdaki yayını ile çeşitli bilimsel ve kültürel faaliyetleri, Ödekan’ın bilime ve kültüre yaptığı katkıların ne denli önemli olduğunu göstermektedir. İstanbul Üniversitesi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ve özellikle de İstanbul Teknik Üniversitesinde uzun yıllar görev yapmış olan Prof. Ödekan, çok sayıda öğrenci yetiştirmiş, sanat tarihi eğitimine önemli katkılarda bulunmuştur.
Yetiştirdiği öğrencileri onun sanat tarihi disiplinine yaklaşımını ve bilimsel metodunu özümsemiş, kendi akademik yaşamlarında bu anlayışı sürdürmektedirler. Bu kitap Prof. Dr. Ayla Ödekan’ın lisansüstü danışmanlığını yaptığı veya tezlerini yakından takip ettiği öğrencilerinin makalelerinden oluşmaktadır. Ayla Hoca için bir armağan kitabı hazırlayan sevgili Aslıhan Erkmen, Ayşe Erek, Ayşe H. Köksal, Esra Güzel Erdoğan, Hande Subaşılar ve Nazlı Eda Noyan’a, Hoca’nın ilk öğrencilerinden biri olarak teşekkür ederim. Benim uzun zamandır düşündüğüm ancak bir türlü hayata geçiremediğim armağan kitabını, onlar bir araya gelerek başarılı bir biçimde gerçekleştirdiler. Elbette bu kitabın ortaya çıkmasında eşi Nuri Ödekan’ın çabalarının da önemli rolü olmuştur. Emeği geçen herkese teşekkür ederim.
Engin Akyürek
GABAM Direktörü
İslam kitap sanatları konusunda dünyaca ünlü duayen Prof. Dr. Zeren Tanındı için hazırlanan eser, İslam dünyasında el yazma (manuscript) kültürüne değişik açılardan yaklaşan 51 bilimsel makale ve 12 anı yazısını içeriyor. Alanın klasik konuları olan monografi, resim-metin ilişkisi, üslup incelemelerinin yanı sıra kodikoloji, konservasyon, okuma ve biriktirme kültürü gibi farklı alanlara da değinen makalelerin yazarları arasında yerli-yabancı akademisyenler, sanatçılar, müzeciler ve kütüphaneciler bulunuyor. Kitabın eş-editörlüğünü Doç. Dr. Aslıhan Erkmen-Birkandan (İTÜ) ile Dr. Öğr. Üyesi Şebnem Tamcan-Parladır (İKÇÜ) üstlenirken, eserin tasarımını yazar, eğitmen Gönül Kaya yaptı. Prof. Dr. Zeren Tanındı ile lisansüstü çalışmalarını tamamlamış olan bu üç araştırmacıya Hacettepe Üniversitesinden Prof. Dr. Serpil Bağcı danışman olarak eşlik etti. Eser, Lale Yayıncılık tarafından yayımlanan ve Geleneksel Sanatlar Derneğinin desteklediği Armağan Kitapları serisinin dördüncüsü oldu.
--
EN
The volume contains 51 articles and 12 memoirs prepared for the world-renowned doyen of Islamic book arts Prof. Dr. Zeren Tanindi. Among them are Turkish and foreign academics, artists, museologists, and librarians who address different aspects of Islamic manuscript studies such as codicology, conservation, reading and collecting culture as well as monographic studies, image-text relations, stylistic studies, the classical subjects of the field. The articles in the volume were written specifically for Professor Tanindi. Aslihan Erkmen (ITU) and Sebnem Tamcan-Parladir (IKCU) were the co-editors of the book and the designer was Gonul Kaya, writer, and instructor. Serpil Bağcı from Hacettepe University accompanied as a consultant to these three researchers, who completed their graduate studies with Zeren Tanindi. The volume is the fourth in the series of Festschrits published by Lale Publishing and supported by the Traditional Arts Association.
Book Chapters by Aslihan Erkmen
The general scope of the paper deals with two major texts and their unique illustrated copies: Âşık Çelebi’s (d. 1571-72) Meşâ'irü'ş-Şu'arâ (1568) in İstanbul Millet Library, Ali Emîrî Tarih 772 and Taşköprîzâde's (d. 1560-61) Tercüme-i Şakâ'ikû'n-nû'mânîye (1558), an abridged translation by Muhtasibzâde Mehmed Hâkî (d. 1567), in Topkapı Palace Museum Library H. 1263. Meşâ'irü'ş-Şu'arâ has eighty-eight portraits including the three tazkira writers, first eleven Ottoman sultans and seventy-four poets. The portraits of this undated copy seem to follow the style of the court painters. Tercüme-i Şakâ'ikû'n-nû'mânîye, on the other hand, was prepared during the reign of Osman II (r. 1618-1622) and has forty-nine paintings showing the scholars and shaykhs as well as the sultans together with them. The painter of this manuscript is known as Nakşî Bey.
While the texts of Taşköprîzâde and Âşık Çelebi provide critical information on the life of the poets and men of religion (in other words the Ottoman intellectuals), their illustrated copies give the representations of these people in their intimate, social or royal environments. Although many studies were conducted on these and other unillustrated biographical works in terms of historical, literary and art historical context, the concept of illustrated texts always enables the social scientists approach them from a holistic aspect considering their verbal and visual value. This paper will present the differences of these two works in a comparative manner, discussing their importance both for the history of art and literature while the visual image of the Ottoman world of culture is displayed.
Review Articles by Aslihan Erkmen
Uygarlık tarihi boyunca sanat ve bilim ne zaman bir araya gelse bu birliktelikten doğan itici güç insanlığın yararına olmuştur. Şu an için bildiğimiz kadarıyla insan evriminin geldiği en ileri seviye soyutlama yeteneğidir. Bu yeteneğini insanlık, en çok bilim ve sanat etkinliklerinde göstermektedir. Bilim ve teknolojideki gelişmeler, sanatın da belli konularında ilerlemesine sebebiyet vermektedir. Bu durumun tersi de genellikle doğrudur. Günümüzde gelişmiş toplumlara bakarsak, gelişme denilen kavramın tümel olarak bilim, teknoloji ve sanatı kapsadığı görülecektir. Bu bağlamda bilim ve sanatın güncel, somut ve bazı açılardan tartışmalı bir birlikteliği olarak Body Worlds Sergisi’nin inceleneceği çalışmanın kuramsal çerçevesinde öncelikle anatomi, bir bilim dalı olarak tanımlanacak ve tarihçesi verilecektir. Bu giriş zorunludur, zira bir bilim dalı olarak anatominin serüveni aynı zamanda bilimsel düşüncenin, dogmalara karşı aydınlanmanın, sanatın ve teknolojinin gelişiminin de tarihidir. Makalenin temel araştırma sorusu, Body Worlds Sergisi’nin anatomi bilimindeki bir inovasyonu sergilenebilir bir sanat etkinliğine nasıl dönüştürdüğüdür. Serginin bilimsel içeriğinin, Biosanat akımı ile ilişkilendirildiği bu çalışma aynı zamanda, anatomi disiplininin sanattan ve teknolojiden etkilenmesinin ve günümüzdeki halini almasının gösterilmesi ile alana özgün bir katkı sunmayı amaçlamaktadır. Diğer bir katkı da insan anatomisinin diğer canlıların anatomilerinin incelenmesine nazaran farklılıklarına hem teknik hem de etik değerler açısından yaklaşımı olacaktır. Yirmi birinci yüzyılın bilim, teknoloji ve sanat ara kesitinde yer alan bu istisnai çalışmanın incelenmesi neticesinde, bahsedilen birliktelik somutlaştırılacaktır.
English:
Whenever art and science have come together throughout the history of civilization, the driving force arising from this union has been for the benefit of humanity. Our current understanding of human biology indicates that abstraction is the highest level of thinking evolved in our species. This innate talent is most utilized in science and the arts. Advances in science and technology can lead to innovations and advancements in arts and vice versa. Additionally, if one examines developed societies, one will notice that the concept of development covers science, technology, and arts as a whole. Within this context, we will examine the Body Worlds Exhibition as a contemporary and in some respects controversial union of science and art. We will first define anatomy as a branch of science, and give its history, then the story of its evolution will be told. Such an introduction is necessary since the development of anatomy as a science is also the history of scientific thinking, enlightenment against dogmas, and the development of art and technology. The focus of the article is how the Body Worlds Exhibition turns an innovation in sciences, particularly anatomy, into an exhibitable art event. This study, in which the scientific content of the exhibition is associated with the Bioart movement, also aims to make a unique contribution to the field by showing that anatomy throughout its history has been influenced by arts and technology. Another contribution to the field will be through the comparative approach of the examination of the anatomy of humans and other organisms in terms of technical and ethical values. Thus, a novel perspective on Body Worlds Exhibition as the embodiment of the intersection of science, technology, and arts will be shared.
digitization of art, the media used, the distinction between the public and private sector, the digitalization ability of art museums in moving their capacity to the virtual environment as well as their success in crisis management are emphasized. The research was conducted with the use of digital channels, social media, and through an online survey. The official quarantine period was taken as the time interval. By evaluating the qualitative and quantitative results, the structure of museums’ access to their audience during the epidemic was attempted to be determined. As a result of the research, it was revealed that public museums could not deliver their collections to the audience sufficiently in the digital environment, while the majority of private museums
increased the number of their followers during the pandemic. The global epidemic has brought up the importance of crisis management in the fields of art, museums, and communication -as it is in many fields- and showed that the internet and social media outperform the classical communication tools.
İslam yazınında biyografik metinler için "tezkire" terimi kullanılmaktadır. Tezkirecilik, tarih biliminin bir kolu olarak ortaya çıkan ve temeli Hz. Muhammed'in hadislerinin derlenmesi geleneğine dayanan bir edebî tür olarak dokuzuncu yüzyıldan itibaren ilgi görmüştür. Arap, İran, Osmanlı dünyasında, çeşitli meslek dallarında ün kazanan kişilerin hayat hikâyelerinin bir araya getirildiği bu eserler arasında en çok rağbet edilenler şair, evliya, sanatçı tezkireleridir. Metinleri kendi içlerinde birtakım farklılıklar göstermekle birlikte, kişilerin doğum yerleri, biliniyorsa doğum tarihleri, soyları, aldıkları eğitimler, görevleri, varsa eserleri, eserlerinden örnekler ve ölüm tarihleri tezkirelerde mevcut olan ortak bilgilerdir. Günümüze ulaşan tezkirelerin çok azı, üretildiği bölgedeki dönem üslubunu yansıtan resimlerle zenginleştirilmiş ve bu tezkirelerdeki hâl tercümesinde sözel ifadelerle tanıtılan kişinin, görsel imgeye dönüşmesi sağlanmıştır. Resimli tezkireler ile ilgili bu araştırmada, İslam dünyasında-Müslüman Hindistan örnekleri hariç-dokuz ayrı tezkirenin musavver nüshalarının hazırlandığı tespit edilmiş; bunlardan Mecâlisü'l-'Uşşâk adlı eserin ise on sekiz farklı resimli kopyası saptanmıştır. En erkeni on beşinci yüzyılın ilk yarısına tarihlendirilen resimli tezkirelerin İran ve Osmanlı örnekleri arasında üslup açısından önemli farklılıklar görülmektedir. İran coğrafyasında hazırlanan eserlerdeki tasvirler, hâl tercümesinde yer alan bir hikâyenin görselleştirilmesi şeklinde iken, Osmanlı örneklerinde kişilerin imgeleri portre niteliği taşımaktadır. Resimli ve resimsiz tezkirelerin sayısının on altıncı yüzyılın son çeyreğinde artması ise dikkati çeken bir bulgu olarak ortaya koyulmuştur.
***
EN
In Islamic literature, the term "tazkira" is used for biographical texts. Tazkira writing emerged as a branch of history starting from the ninth century, based on the tradition of compiling the hadith of Prophet Muhammad. Among the most popular tazkiras are the biographies of poets, sufis, and artists in the Arabic, Iranian and Ottoman realm. Although the texts of tazkiras differ from each other, the birth places (and the dates if known), descendants, personal education, jobs, examples from their works, and the dates of their death are common information in the biographies of individuals. Only very few of the extant biographical writings were enriched with paintings, reflecting the style of the period in the region where they were produced. In this study on illustrated tazkiras in the Islamic world -except the examples from Muslim India- nine different works were determined with paintings where eighteen illustrated copies of a single work entitled Majalis al-‘Ushshaq are identified. In terms of style, there are significant differences between the Iranian and Ottoman examples of which the earliest work dating the first half of the fifteenth century. While the depictions in the tazkiras prepared in the Iranian geography are the narrative visualizations of a story in the entry; the depictions of the people in the Ottoman examples bear a portrait character. The increase in the number of both illustrated and unillustrated tazkiras in the last quarter of the sixteenth century is also discovered as a remarkable finding.
Prof. Dr. Ayla Ödekan, disiplinler ve kültürler arası yaklaşımı ile Türkiye’de sanat tarihinin öncü akademisyenlerinden biri olmuştur. Farklı alanlarda üretmiş olduğu çok sayıdaki yayını ile çeşitli bilimsel ve kültürel faaliyetleri, Ödekan’ın bilime ve kültüre yaptığı katkıların ne denli önemli olduğunu göstermektedir. İstanbul Üniversitesi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ve özellikle de İstanbul Teknik Üniversitesinde uzun yıllar görev yapmış olan Prof. Ödekan, çok sayıda öğrenci yetiştirmiş, sanat tarihi eğitimine önemli katkılarda bulunmuştur.
Yetiştirdiği öğrencileri onun sanat tarihi disiplinine yaklaşımını ve bilimsel metodunu özümsemiş, kendi akademik yaşamlarında bu anlayışı sürdürmektedirler. Bu kitap Prof. Dr. Ayla Ödekan’ın lisansüstü danışmanlığını yaptığı veya tezlerini yakından takip ettiği öğrencilerinin makalelerinden oluşmaktadır. Ayla Hoca için bir armağan kitabı hazırlayan sevgili Aslıhan Erkmen, Ayşe Erek, Ayşe H. Köksal, Esra Güzel Erdoğan, Hande Subaşılar ve Nazlı Eda Noyan’a, Hoca’nın ilk öğrencilerinden biri olarak teşekkür ederim. Benim uzun zamandır düşündüğüm ancak bir türlü hayata geçiremediğim armağan kitabını, onlar bir araya gelerek başarılı bir biçimde gerçekleştirdiler. Elbette bu kitabın ortaya çıkmasında eşi Nuri Ödekan’ın çabalarının da önemli rolü olmuştur. Emeği geçen herkese teşekkür ederim.
Engin Akyürek
GABAM Direktörü
İslam kitap sanatları konusunda dünyaca ünlü duayen Prof. Dr. Zeren Tanındı için hazırlanan eser, İslam dünyasında el yazma (manuscript) kültürüne değişik açılardan yaklaşan 51 bilimsel makale ve 12 anı yazısını içeriyor. Alanın klasik konuları olan monografi, resim-metin ilişkisi, üslup incelemelerinin yanı sıra kodikoloji, konservasyon, okuma ve biriktirme kültürü gibi farklı alanlara da değinen makalelerin yazarları arasında yerli-yabancı akademisyenler, sanatçılar, müzeciler ve kütüphaneciler bulunuyor. Kitabın eş-editörlüğünü Doç. Dr. Aslıhan Erkmen-Birkandan (İTÜ) ile Dr. Öğr. Üyesi Şebnem Tamcan-Parladır (İKÇÜ) üstlenirken, eserin tasarımını yazar, eğitmen Gönül Kaya yaptı. Prof. Dr. Zeren Tanındı ile lisansüstü çalışmalarını tamamlamış olan bu üç araştırmacıya Hacettepe Üniversitesinden Prof. Dr. Serpil Bağcı danışman olarak eşlik etti. Eser, Lale Yayıncılık tarafından yayımlanan ve Geleneksel Sanatlar Derneğinin desteklediği Armağan Kitapları serisinin dördüncüsü oldu.
--
EN
The volume contains 51 articles and 12 memoirs prepared for the world-renowned doyen of Islamic book arts Prof. Dr. Zeren Tanindi. Among them are Turkish and foreign academics, artists, museologists, and librarians who address different aspects of Islamic manuscript studies such as codicology, conservation, reading and collecting culture as well as monographic studies, image-text relations, stylistic studies, the classical subjects of the field. The articles in the volume were written specifically for Professor Tanindi. Aslihan Erkmen (ITU) and Sebnem Tamcan-Parladir (IKCU) were the co-editors of the book and the designer was Gonul Kaya, writer, and instructor. Serpil Bağcı from Hacettepe University accompanied as a consultant to these three researchers, who completed their graduate studies with Zeren Tanindi. The volume is the fourth in the series of Festschrits published by Lale Publishing and supported by the Traditional Arts Association.
The general scope of the paper deals with two major texts and their unique illustrated copies: Âşık Çelebi’s (d. 1571-72) Meşâ'irü'ş-Şu'arâ (1568) in İstanbul Millet Library, Ali Emîrî Tarih 772 and Taşköprîzâde's (d. 1560-61) Tercüme-i Şakâ'ikû'n-nû'mânîye (1558), an abridged translation by Muhtasibzâde Mehmed Hâkî (d. 1567), in Topkapı Palace Museum Library H. 1263. Meşâ'irü'ş-Şu'arâ has eighty-eight portraits including the three tazkira writers, first eleven Ottoman sultans and seventy-four poets. The portraits of this undated copy seem to follow the style of the court painters. Tercüme-i Şakâ'ikû'n-nû'mânîye, on the other hand, was prepared during the reign of Osman II (r. 1618-1622) and has forty-nine paintings showing the scholars and shaykhs as well as the sultans together with them. The painter of this manuscript is known as Nakşî Bey.
While the texts of Taşköprîzâde and Âşık Çelebi provide critical information on the life of the poets and men of religion (in other words the Ottoman intellectuals), their illustrated copies give the representations of these people in their intimate, social or royal environments. Although many studies were conducted on these and other unillustrated biographical works in terms of historical, literary and art historical context, the concept of illustrated texts always enables the social scientists approach them from a holistic aspect considering their verbal and visual value. This paper will present the differences of these two works in a comparative manner, discussing their importance both for the history of art and literature while the visual image of the Ottoman world of culture is displayed.
The monographic publications and inventory / cataloguing studies in the early literature of Medieval Anatolian Art and Architecture constitute the base for interdisciplinary studies. The evaluation of primary sources by art historians and linguists; the assessment of the interaction between the Medieval Islamic philosophy and architecture by art historians and philosophers; the restoration projects prepared by restorators, architects, historians of art and architecture could only be possible by tracing the findings of early research. Furthermore, upon rapid improvement of information technologies, computational methods have become frequently used in service of the area. This too has enabled the topic to be studied by scholars from various disciplines using many new techniques as well as bringing different angles in the computer-aided analysis of the design and production process of the unique geometric patterns in the aforementioned geography.
This paper assesses the results of an interdisciplinary research project that encompass the perception, design and production processes of geometric patterns on secular buildings for and of female patrons in thirteenth century Anatolia. The results are interpreted through the data acquired in the process by an art historian and an architect who collaborate at the intersection of architecture and informatics. The focus is to draw attention and to offer solutions to the lack of records, visuals, and primary references, whether original or translated to modern languages as well as the complications with regards to terminology. Additionally, the contributions of an interdisciplinary approach will be made explicit through project outcomes.
The university’s rapid development proceeded with accreditation from ABET (Accreditation Board of Engineering and Technology) of its 23 programs out of 36. In 2009, ABET authorities made the art courses mandatory for all the under-graduate students of ITU. The main idea behind ABET’s recommendation was to enrich the curriculum of the engineering programs since the students needed to be honed with conceptual skills which could be achieved through art and design courses. Following ABET’s advisory jurisdiction, the department has been restructured to conduct 17 different courses starting from the 2009-2010 academic year which are consisted of applied and theoretical classes.
The main aim in designing these courses was to create awareness of the art, crafts, and culture of Anatolia while providing a general overview of the Western art. The applied courses on the other hand were conducted in order to enable the students to contribute to artistic production. After completing the sixth academic year, it is safe to say that these art and culture courses made a visible impact on ITU students. The data collected from the courses, students, and the learning outcomes support this fact.
In this paper the general structure of the art courses designed for engineering students at ITU will be introduced and presented along with brief facts and figures covering the last six years. The fundamental part of the paper will focus on the "Traditional Turkish Art&Crafts" course that has been uninterruptedly conducted since 2009. The general evaluation of the course will be presented by giving authentic visual examples from the students' progress in creativity, critical thinking, and transformation of theoretical information into artistic production.
Şair, münşi ve kadı olan Âşık Çelebi’nin (ölm. 1571-72) 1568 yılında tamamladığı, Osmanlı devrinin kronolojik olarak üçüncü sırada gelen tezkiresi Meşâ’irü’ş-Şu’arâ’nın pek çok kopyası arasında, İstanbul Millet Kütüphanesi (İMK) Ali Emîrî Efendi Tarih 772’de kayıtlı nüshası resimli tek örnek olması bakımından önem taşımaktadır. Söz konusu musavver nüsha, mukaddime kısmında padişah portreleri ile eserin yazarı da dahil üç tezkirecinin tasvirlerini, ayrıca hâl tercümesi verilen 415 şairden 74 tanesinin resmini içermektedir.
Osmanlı tasvir sanatı içinde resimli yegane şair tezkiresi olması bakımından da önem taşıyan Meşâ’irü’ş-Şu’arâ’nın toplam 88 tasviri zaman içinde tahrip olarak çeşitli müdahalelere maruz kalmıştır. Öncülü ya da ardılı olmayan eser, bu çalışma ile hem resim-metin ilişkisi, hem portrelerinin üslup tartışılması bağlamında tanıtılmış; resimlenme dönemi ve mukaddimesinin özgünlüğü açısından tartışılmıştır.
Tasvirlerinin 16. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı sarayında çalışmış musavverlerin üsluplarını yansıttığı karşılaştırma örnekleriyle ortaya konulurken, eserin İslam kitap sanatındaki yeri de belirlenmeye çalışılmıştır.
EN - The tazkira genre in Islam which is a literature genre of collective biography tradition based on the compiling of the Prophet Mohammed’s hadith has appeared as a branch of history. The poet, sufî, and artist biographies have been the most popular tazkiras among those that are collected for many people with different professions in Arab, Iran and Ottoman lands. Only a small number of the myriad of tazkiras were illustrated that transforms the verbal texts into visual representations.
The third earliest Ottoman collective biography of poets, Masha’ir al-Shu’ara which was completed in 1568 by the poet, writer and judge Ashik Chelebi (d. 1571-72) has a single illustrated copy in Istanbul Millet Library, Ali Emiri Tarih 772 among many other unillustrated volumes. The copy in question is an important work in many aspects. Its introduction part is not only a unique piece when comparing with its contemporaries, but also is highlighted with a series of sultan portraits and three of the tazkira writers including the author of the book. Seventy-four of the 415 poets have their portraits in the main text of Masha’ir al-Shu’ara.
The tazkira is important as the only illustrated collective biographies of poets in Ottoman art of books which has no predecessor or successor. Most of its 88 portraits, however, have been damaged over time and tried to be repaired by unskillful hands at an unknown date. The manuscript is examined in this dissertation by means of text-image relation with a stylistic analysis of the illustrations both in the introduction part and its main section. The portraits seem to be reflecting the style of the painters who were active at the second half of the 16th century at the court atelier. Another aim of this study is to figure out where this illustrated tazkira stands in the Islamic art of books.
Episodes:
0. Jenerik (Title and Credits)
https://www.youtube.com/watch?v=T8RF9PIM14U
1. Süleymaniye Cami (Süleymaniye Mosque, Istanbul)
2. Mağlova Kemeri (Mağlova Aquaduct, Istanbul)
3. Rüstem Paşa Cami ve Tahtakale (Rüsem Paşa Mosque and the commercial district of Tahtakalei Istanbul)
4. Büyükçekmece Köprüsü (Büyükçekmece Bridge, Istanbul)
5. Cenab-ı Ahmet Paşa Cami (Cenab-ı Ahmet Paşa Mosque, Ankara)
6. Lala Mustafa Paşa Kervansarayı (Lala Mustafa Paşa Caravanserai, Ilgın, Konya)
7. Türbeler (Tombs and Shrines)
8. Valide-i Atik Külliyesi (Valide-i Atik Complex, Istanbul)
9. Pertev Mehmet Paşa Cami (Pertev Mehmet Paşa Mosque, İzmit)
10. Semiz Ali Paşa Cami (Semiz Ali Paşa Mosque, Babaeski, Kırklareli)
11. Köse Hüsrev Paşa Cami (Köse Hüsrev Paşa Mosque, Van)
12. Lala Mustafa Paşa Cami (Lala Mustafa Paşa Mosque, Erzurum)
13. Sokollu Mehmet Paşa Külliyesi (Sokollu Mehmet Paşa Complex, Payas, Hatay)
Links to the episodes on TRT's official channel on YouTube:
Episode 1 - Illustration and Illumination (with Şehnaz Biçer Özcan, İrem Büşra Coşkun, Berrin Çakın Güç)
https://www.youtube.com/watch?v=uAw0gvUxuw8&t=17s
Episode 2 - Siyer-i Nebi (with Zeynep Gemuhluoğlu, Betül Bilgin)
https://www.youtube.com/watch?v=_WOGT28YIZg
Episode 3 - Hünername (with Aslıhan Erkmen, Zeynep Tarım)
https://www.youtube.com/watch?v=jdI8LsyS7go&t=8s
Episode 4 - Varka and Gülşah (with Aslıhan Erkmen, Ebru Kızılırmak)
https://www.youtube.com/watch?v=Hf1Gqos4AM8
Episode 5 - Surname (with Nurhan Atasoy, Zeynep Tarım)
https://www.youtube.com/watch?v=_947nNwEABk
Episode 6 - Padişah Portreciliği / Sultan Portraits (with Günsel Renda, Aslıhan Erkmen)
https://www.youtube.com/watch?v=Bj7dkbQygTo&t=44s
Episode 7 - Kıyamet ve Ahiret / Judgement Day and After-life (with Bahattin Yaman, Betül Bilgin)
https://www.youtube.com/watch?v=MFhjnOHsT5k&t=37s
Episode 8 - Gemiler / Ships (with İdris Bostan, Ali Nihat Kundak)
https://www.youtube.com/watch?v=R6T8wKNAzoI&list=PL0gMcF5aNgrNn9D_SgQE0L52U4ME6EIne&index=6&t=37s
Episode 9 - Murakkalar ve Albümler / Muraqqas and Albums (with Ali Nihat Kundak, Aslıhan Erkmen)
https://www.youtube.com/watch?v=1nyRpTaCo3M&t=8s
Episode 10 - Haritalar ve Kentler / Maps and Cities (with İdris Bostan, Nurhan Atasoy)
https://www.youtube.com/watch?v=Ht0b8WmEVxY&list=PL0gMcF5aNgrNn9D_SgQE0L52U4ME6EIne&index=4&t=4s
Episode 11 - Peygamberler Tarihi / History of the Prophets (with Aslıhan Erkmen, Günsel Renda)
https://www.youtube.com/watch?v=EkNkW2ShjVQ&t=232s
Episode 12 - Nakkaşhane / The Artists' Workshop (with Şehnaz Biçer, Ülker Erke, Bahattin Yaman, Aslıhan Erkmen)
https://www.youtube.com/watch?v=dNQraJAMPuk&t=16s
Episode 13 - Bilim / Science (with Aslıhan Erkmen, Ali Nihat Kundak)
https://www.youtube.com/watch?v=1damohycays&t=10s