RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, Dec 20, 2023
Dillerin yaşamlarını uzun yıllar devam ettirebilmesi için üretkenliğe ve canlılığa ihtiyaçları va... more Dillerin yaşamlarını uzun yıllar devam ettirebilmesi için üretkenliğe ve canlılığa ihtiyaçları vardır. Her dilin kuralları birbirinden farklı olduğu için bu devamlılığı farklı yollardan karşılarlar. Eklemeli dil grubunda olmayan Batı dillerinde, yeni kelime yapma yöntemlerinden biri olarak genellikle kelime birleştirme yolu tercih edilmiştir. Eklemeli dillerde ise yapım ekleri ne kadar fazla ve işlek olursa dil de o kadar canlı ve üretkendir. Türk dilinin üretkenliğini de bu yapım ekleri karşılar. Bu çalışmada, Eski Anadolu Türkçesi, Türkiye Türkçesi ve Türkiye Türkçesi ağızlarında var olan yapım ekleri karşılaştırılarak bunlarda ortak kullanılan yapım ekleri tespit edilmiştir. Bu yapım eklerinden tek şekilli, ancak çok işlevli yapım ekleri üzerinde ayrıntılı bir şekilde durulmuştur. İsimden isim, isimden fiil, fiilden isim ve fiilden fiil yapım eklerinde ortak olarak kullanılan yedi ek tespit edilmiş, hangi yapım eki için kullanılmış ise onunla ilgili örnekler verilmiştir. Araştırma sonunda, Türkçenin isim ve fiil köklerine getirilen yapım eklerinin daha çok isim yapma işlevinde kullanıldığı görülmüştür. Ayrıca Eski Anadolu Türkçesi, Türkiye Türkçesi ve Türkiye Türkçesi ağızlarında kesintisiz olarak kullanılan yapım eklerinin bütün yapım ekleri içindeki oranı da yaklaşık dörtte birdir. Bu da tespit edilen yapım eklerinin diğerlerine göre daha işlek, daha sürekli ve daha canlı olduğunu göstermektedir.
Bu çalışmada, XV. yüzyılda Òıżır bin Ya"úub tarafından yazılmış, Anadolu sahasında-şimdiye kadar ... more Bu çalışmada, XV. yüzyılda Òıżır bin Ya"úub tarafından yazılmış, Anadolu sahasında-şimdiye kadar bilinenilk esmā-i hüsnā şerhini de içeren Cevāhirü"l-Ma"ānì (809/1406) adlı mensur eserin genel özellikleri tanıtılacaktır. Ayrıca eserin en önemli nüshası olan Paris Nüshası ele alınarak, yeni tespitlerde bulunulacaktır.
After starting to spread from Central Asia to the west, Turkish people interacted with new geogra... more After starting to spread from Central Asia to the west, Turkish people interacted with new geographies, cultures and languages. Meanwhile they tried to introduce the Turkish culture and language to other nations. Language is the most effective means for nations to understand each other in various ways and get in contact. Therefore, learning and teaching a foreign language had an important place in nations’ interactions throughout history. From past to modern language teaching methodologies, this need has sometimes been met by use of grammar books, sometimes by words and sometimes by practical speaking handbooks
Bu calismada depremlerin tarihi kaynaklara yansimasinin bir ornegi olarak mustakil sekilde hazirl... more Bu calismada depremlerin tarihi kaynaklara yansimasinin bir ornegi olarak mustakil sekilde hazirlanmis, 1719 buyuk Istanbul depreminden sonra Ahmed b. Receb el-Kostantini tarafindan kaleme alinmis, - simdiye kadar bilinen- ilk deprem kitabi olan Risâle-i Zelzele’nin tanitimi yapilmis ve kitabin tamami verilmistir. Oncelikle Istanbul’da meydana gelen buyuk depremler hakkinda bilgi verilmis, daha sonra da eserin genel ozelliklerine deginilmistir. Eserin goze carpan dil ozellikleri ele alindiktan sonra, eserin tamami transkripsiyonlu olarak ortaya konmus ve son olarak da eserin sozlugu verilmistir. Risale-i Zelzele, depremle ilgili bir eser olmasina ragmen depremin siddeti, etkisi, yikilan binalar, olu sayisi gibi bilgiler verilmemektedir. Depremlerin meydana gelisi ile ilgili halk arasindaki soylentilere aciklik getirmekte ve depremlerin meydana gelis nedeni hakkinda bilgiler vermektedir
Bu calismada, XV. yuzyilda Oizir bin Ya„uub tarafindan yazilmis, Anadolu sahasinda -simdiye kadar... more Bu calismada, XV. yuzyilda Oizir bin Ya„uub tarafindan yazilmis, Anadolu sahasinda -simdiye kadar bilinen- ilk esmā-i husnā serhini de iceren Cevāhiru’l-Ma„āni (809/1406) adli mensur eserin genel ozellikleri tanitilacaktir. Ayrica eserin en onemli nushasi olan Paris Nushasi ele alinarak, yeni tespitlerde bulunulacaktir.
yaygin bir tur hâline gelen sehnameler, Osmanli Imparatorlugu’nda 1500 ila 1605 yillari arasinda ... more yaygin bir tur hâline gelen sehnameler, Osmanli Imparatorlugu’nda 1500 ila 1605 yillari arasinda resmi olarak etkin bir sekilde yazilmistir. Bu eserler, sehnamecinin basinda bulundugu bir ekip tarafindan uzun sureli calismalar neticesinde hazirlanmistir. Yirmi alti yil boyunca Osmanli Sarayi’nin en uzun sureli resmi sehnameciligini yapan Seyyid Lokman tarafindan hazirlanan Şehnâme-i Tafṣil-i Ḥâl-i Âl-i ‘Oaman da bunlardan birisidir. Bu calismada, kaynaklarda hakkinda katalog bilgisi disinda herhangi bir bilgiye rastlanmayan Şehnâme-i Tafṣil-i Ḥâl-i Âl-i ‘Oaman adli eser incelenmistir. Eser, Ingiltere’deki British Library’de Or. 7931 numara ile kayitlidir. Şehname, buradan alinarak tamami okunmus ve eserle ilgili bilgiler makalede dort bolum hâlinde sunulmustur. Ilk olarak Osmanli’da sehnameciligin resmi olarak gelisimine deginilmistir. Sonrasinda Seyyid Lokman hakkinda elde edilen bilgiler paylasilmistir. Eserin genel ozelliklerinin aktarilarak icerigi hakkinda kapsamli bilgilerin v...
Bu calismada depremlerin tarihi kaynaklara yansimasinin bir ornegi olarak mustakil sekilde hazirl... more Bu calismada depremlerin tarihi kaynaklara yansimasinin bir ornegi olarak mustakil sekilde hazirlanmis, 1719 buyuk Istanbul depreminden sonra Ahmed b. Receb el-Kostantini tarafindan kaleme alinmis, - simdiye kadar bilinen- ilk deprem kitabi olan Risâle-i Zelzele’nin tanitimi yapilmis ve kitabin tamami verilmistir. Oncelikle Istanbul’da meydana gelen buyuk depremler hakkinda bilgi verilmis, daha sonra da eserin genel ozelliklerine deginilmistir. Eserin goze carpan dil ozellikleri ele alindiktan sonra, eserin tamami transkripsiyonlu olarak ortaya konmus ve son olarak da eserin sozlugu verilmistir. Risale-i Zelzele, depremle ilgili bir eser olmasina ragmen depremin siddeti, etkisi, yikilan binalar, olu sayisi gibi bilgiler verilmemektedir. Depremlerin meydana gelisi ile ilgili halk arasindaki soylentilere aciklik getirmekte ve depremlerin meydana gelis nedeni hakkinda bilgiler vermektedir
Manganese(III) acetate oxidation of some ketones in the presence of 3-chloropropionic acid was ca... more Manganese(III) acetate oxidation of some ketones in the presence of 3-chloropropionic acid was carried out. The products were characterized. The experimental results were compared with the theoretical ones which was based on AM1 (UHF) type semi-empirical calculations. The theoretical results disfavor any mechanism solely based on radical stability involving radicals originating from the reactants.
İnsanın varoluşu ile konuşma, gelişimi ile de yazı ortaya çıkmıştır. Konuşmada bir basitlik, sade... more İnsanın varoluşu ile konuşma, gelişimi ile de yazı ortaya çıkmıştır. Konuşmada bir basitlik, sadelik, özgürlük; yazıda ise işlenmişlik, yerine göre karmaşıklık ve en önemlisi de kuralcılık vardır. Bu kuralcılığa terim olarak gramer adı verilir. Gramer sözcüğü ilk olarak Eski Yunanca'da "Gramma" kelimesi ile ifade edilmiştir. O dönem için, bu sözcük bugünkü "dilbilgisi" terimini değil, "yazı" ibaresini karşılar. Buradan hareketle, yazı ile gramer arasında tarihî bir ilişki oluşmuş ve bu ilişki günümüze kadar da süre gelmiştir. Bu tarihî süreç içerisinde gramer incelemelerinin kaynağını her zaman yazılı metinler teşkil etmiştir. Bununla birlikte son zamanlarda konuşma ve konuşmanın metne dönüştürülmüş şekli olan sözlü derlemler üzerinde de araştırmalar yapılmaya başlanmıştır. Ülkemizde bu araştırmalar henüz konuşma dilinin özelliklerinin tespiti aşamasındadır. Bu araştırmada da konuşma dilinin özellikleri ile ilgili bazı tespitlerde bulunulmuş ve konu farklı yönleri ile ele alınmaya çalışılmıştır. Öncelikle konuşma dili ile yazı dili arasındaki ilişki üzerinde durulmuş ve konuşma dili grameri hakkındaki düşünceler ortaya konmuştur. Konuşma dili gramerinden yola çıkarak dünyadaki tartışmalara değinilmiş ve konuyla ilgili araştırmalar için önem arz eden sözlü derlemlerin durumu ve bunların önemi vurgulanmıştır. İnceleme kısmında ise sözlü derlem örneklerinden yararlanılarak "ses olayları", "konuşma diline özgü yapı kullanımı" ve "cümle yapısı" başlıkları altında sözlü dilin kullanım özellikleri belirlenmeye çalışılmıştır.
ÖZET Yabancı bir dil öğreniminde adayların birinci amacı en kısa zamanda hedef dili etkili bir şe... more ÖZET Yabancı bir dil öğreniminde adayların birinci amacı en kısa zamanda hedef dili etkili bir şekilde öğrenmektir. Bununla ilgili de birçok kitap, kurs ve özellikle son zamanlarda internet ortamında çok fazla görsel ve işitsel malzeme vardır. Yabancılara Türkçe öğretim kitaplarına bakıldığında gramer bölümünde öncelikle eksiz yapıların öğretildiği görülür: var mı?, yok mu? gibi. Türkçe sondan eklemeli bir dil olduğu için ileriki düzeylerde, özellikle birleşik zamanlar ile yapım, çekim ve şahıs eklerinin bir arada kullanıldığı yapılarda öğrenim açısından zorluklar ortaya çıkmaktadır. Bu eklerin öğrenimi kısa zamanda gerçekleşse de bir süre sonra unutulmakta veya birbirleriyle karıştırılmaktadır. Bunların kalıcı olması için pratik yapılmalı ve özellikle de bol bol kitap okunmalıdır. Yabancılara Türkçe öğretiminde ders kitabı niteliğinde birçok çalışma mevcuttur. Bunlar genellikle belli bir düzende-okuma, dinleme, yazma, dilbilgisi, alıştırma gibi-yazılmış ve dil öğretiminin temellerini ortaya koyan kitaplardır. Asıl bu temel atıldıktan sonra, bunun devamını getirecek pratik okuma kitapları maalesef yok denecek kadar azdır. Var olanlar da sadece A1, A2, B1, B2 gibi düzeyler için sınıflandırılmış az sayıdaki hikâye kitaplarıdır. Türkçe eklemeli bir dil olduğu için, her bir ekin farkındalığını arttırıp öğrenilmesini daha kolay hâle getirmek gerekir. Bunun için de yapılması gereken okuma kitaplarındaki eklerin sınıflandırılarak renklendirilmesi olabilir. Bir hikâye kitabı içindeki bütün eklerin renklendirilmesi karışıklığa yol açabileceğinden birbirine yakın gramer konularının ayrı ayrı kitaplarda gösterilmesi gerekebilir. Örneğin, Türkçede zaman ekleri bir hikâyede, şahıs ekleri diğer bir hikâyede, çekim ekleri başka bir hikâyede gösterilebilir. Hikâyelerde bu renklendirmeler yapılırken öncelikle hikâyenin başında hangi gramer konusu işlenecekse onun hakkında kısa ve öz bilgiler verilmelidir. Örneğin, zamanlar konusunun gösterileceği bir hikâyede şimdiki zaman eki-yor anlatılıp hangi renkle hikâyede gösterileceği belirtilmelidir. Yani hikâye boyunca şimdiki zaman eki-yor'un kırmızı; gelecek zaman eki-acak/-ecek'in sarı; geniş zaman eki-ar/-er/-r'nin yeşil renkle gösterilmesi gibi. Bu çalışmada, yabancılara Türkçe öğretiminde hikâye kitaplarındaki gramer yapılarının renklendirilerek verilmesinin dil öğrenimini nasıl kolaylaştıracağı gösterilmek istenmiştir. Öncelikle Avrupa Ortak Dil Kriterleri'ne göre A1, A2; B1, B2 ve C1, C2 olmak üzere gramer konuları altı grupta sınıflandırılmıştır. Bildiride bu grupların hepsini vermek mümkün olmadığı için sadece A1 seviyesi ile ilgili bir hikâye kitabı üzerinden uygulanması gereken yöntem gösterilmiştir. Bu seviyedeki gramer konuları da sınıflandırılarak renklendirilmiş ve hikâyede geçen cümleler üzerinde bizzat gösterilmiştir. Sonuç olarak Türkçe öğrenenlerin ihtiyaç duyduğu bir alana farklı bir bakış açısı getirilerek, etkin bir öğrenme için yeni bir metot ortaya konmuştur. Anahtar Kelimeler: Yabancılara Türkçe Öğretimi, Yabancı dil olarak Türkçe öğretimi, Hikâyelerle gramer öğretimi, Eklerin renklerle öğretimi.
RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, Dec 20, 2023
Dillerin yaşamlarını uzun yıllar devam ettirebilmesi için üretkenliğe ve canlılığa ihtiyaçları va... more Dillerin yaşamlarını uzun yıllar devam ettirebilmesi için üretkenliğe ve canlılığa ihtiyaçları vardır. Her dilin kuralları birbirinden farklı olduğu için bu devamlılığı farklı yollardan karşılarlar. Eklemeli dil grubunda olmayan Batı dillerinde, yeni kelime yapma yöntemlerinden biri olarak genellikle kelime birleştirme yolu tercih edilmiştir. Eklemeli dillerde ise yapım ekleri ne kadar fazla ve işlek olursa dil de o kadar canlı ve üretkendir. Türk dilinin üretkenliğini de bu yapım ekleri karşılar. Bu çalışmada, Eski Anadolu Türkçesi, Türkiye Türkçesi ve Türkiye Türkçesi ağızlarında var olan yapım ekleri karşılaştırılarak bunlarda ortak kullanılan yapım ekleri tespit edilmiştir. Bu yapım eklerinden tek şekilli, ancak çok işlevli yapım ekleri üzerinde ayrıntılı bir şekilde durulmuştur. İsimden isim, isimden fiil, fiilden isim ve fiilden fiil yapım eklerinde ortak olarak kullanılan yedi ek tespit edilmiş, hangi yapım eki için kullanılmış ise onunla ilgili örnekler verilmiştir. Araştırma sonunda, Türkçenin isim ve fiil köklerine getirilen yapım eklerinin daha çok isim yapma işlevinde kullanıldığı görülmüştür. Ayrıca Eski Anadolu Türkçesi, Türkiye Türkçesi ve Türkiye Türkçesi ağızlarında kesintisiz olarak kullanılan yapım eklerinin bütün yapım ekleri içindeki oranı da yaklaşık dörtte birdir. Bu da tespit edilen yapım eklerinin diğerlerine göre daha işlek, daha sürekli ve daha canlı olduğunu göstermektedir.
Bu çalışmada, XV. yüzyılda Òıżır bin Ya"úub tarafından yazılmış, Anadolu sahasında-şimdiye kadar ... more Bu çalışmada, XV. yüzyılda Òıżır bin Ya"úub tarafından yazılmış, Anadolu sahasında-şimdiye kadar bilinenilk esmā-i hüsnā şerhini de içeren Cevāhirü"l-Ma"ānì (809/1406) adlı mensur eserin genel özellikleri tanıtılacaktır. Ayrıca eserin en önemli nüshası olan Paris Nüshası ele alınarak, yeni tespitlerde bulunulacaktır.
After starting to spread from Central Asia to the west, Turkish people interacted with new geogra... more After starting to spread from Central Asia to the west, Turkish people interacted with new geographies, cultures and languages. Meanwhile they tried to introduce the Turkish culture and language to other nations. Language is the most effective means for nations to understand each other in various ways and get in contact. Therefore, learning and teaching a foreign language had an important place in nations’ interactions throughout history. From past to modern language teaching methodologies, this need has sometimes been met by use of grammar books, sometimes by words and sometimes by practical speaking handbooks
Bu calismada depremlerin tarihi kaynaklara yansimasinin bir ornegi olarak mustakil sekilde hazirl... more Bu calismada depremlerin tarihi kaynaklara yansimasinin bir ornegi olarak mustakil sekilde hazirlanmis, 1719 buyuk Istanbul depreminden sonra Ahmed b. Receb el-Kostantini tarafindan kaleme alinmis, - simdiye kadar bilinen- ilk deprem kitabi olan Risâle-i Zelzele’nin tanitimi yapilmis ve kitabin tamami verilmistir. Oncelikle Istanbul’da meydana gelen buyuk depremler hakkinda bilgi verilmis, daha sonra da eserin genel ozelliklerine deginilmistir. Eserin goze carpan dil ozellikleri ele alindiktan sonra, eserin tamami transkripsiyonlu olarak ortaya konmus ve son olarak da eserin sozlugu verilmistir. Risale-i Zelzele, depremle ilgili bir eser olmasina ragmen depremin siddeti, etkisi, yikilan binalar, olu sayisi gibi bilgiler verilmemektedir. Depremlerin meydana gelisi ile ilgili halk arasindaki soylentilere aciklik getirmekte ve depremlerin meydana gelis nedeni hakkinda bilgiler vermektedir
Bu calismada, XV. yuzyilda Oizir bin Ya„uub tarafindan yazilmis, Anadolu sahasinda -simdiye kadar... more Bu calismada, XV. yuzyilda Oizir bin Ya„uub tarafindan yazilmis, Anadolu sahasinda -simdiye kadar bilinen- ilk esmā-i husnā serhini de iceren Cevāhiru’l-Ma„āni (809/1406) adli mensur eserin genel ozellikleri tanitilacaktir. Ayrica eserin en onemli nushasi olan Paris Nushasi ele alinarak, yeni tespitlerde bulunulacaktir.
yaygin bir tur hâline gelen sehnameler, Osmanli Imparatorlugu’nda 1500 ila 1605 yillari arasinda ... more yaygin bir tur hâline gelen sehnameler, Osmanli Imparatorlugu’nda 1500 ila 1605 yillari arasinda resmi olarak etkin bir sekilde yazilmistir. Bu eserler, sehnamecinin basinda bulundugu bir ekip tarafindan uzun sureli calismalar neticesinde hazirlanmistir. Yirmi alti yil boyunca Osmanli Sarayi’nin en uzun sureli resmi sehnameciligini yapan Seyyid Lokman tarafindan hazirlanan Şehnâme-i Tafṣil-i Ḥâl-i Âl-i ‘Oaman da bunlardan birisidir. Bu calismada, kaynaklarda hakkinda katalog bilgisi disinda herhangi bir bilgiye rastlanmayan Şehnâme-i Tafṣil-i Ḥâl-i Âl-i ‘Oaman adli eser incelenmistir. Eser, Ingiltere’deki British Library’de Or. 7931 numara ile kayitlidir. Şehname, buradan alinarak tamami okunmus ve eserle ilgili bilgiler makalede dort bolum hâlinde sunulmustur. Ilk olarak Osmanli’da sehnameciligin resmi olarak gelisimine deginilmistir. Sonrasinda Seyyid Lokman hakkinda elde edilen bilgiler paylasilmistir. Eserin genel ozelliklerinin aktarilarak icerigi hakkinda kapsamli bilgilerin v...
Bu calismada depremlerin tarihi kaynaklara yansimasinin bir ornegi olarak mustakil sekilde hazirl... more Bu calismada depremlerin tarihi kaynaklara yansimasinin bir ornegi olarak mustakil sekilde hazirlanmis, 1719 buyuk Istanbul depreminden sonra Ahmed b. Receb el-Kostantini tarafindan kaleme alinmis, - simdiye kadar bilinen- ilk deprem kitabi olan Risâle-i Zelzele’nin tanitimi yapilmis ve kitabin tamami verilmistir. Oncelikle Istanbul’da meydana gelen buyuk depremler hakkinda bilgi verilmis, daha sonra da eserin genel ozelliklerine deginilmistir. Eserin goze carpan dil ozellikleri ele alindiktan sonra, eserin tamami transkripsiyonlu olarak ortaya konmus ve son olarak da eserin sozlugu verilmistir. Risale-i Zelzele, depremle ilgili bir eser olmasina ragmen depremin siddeti, etkisi, yikilan binalar, olu sayisi gibi bilgiler verilmemektedir. Depremlerin meydana gelisi ile ilgili halk arasindaki soylentilere aciklik getirmekte ve depremlerin meydana gelis nedeni hakkinda bilgiler vermektedir
Manganese(III) acetate oxidation of some ketones in the presence of 3-chloropropionic acid was ca... more Manganese(III) acetate oxidation of some ketones in the presence of 3-chloropropionic acid was carried out. The products were characterized. The experimental results were compared with the theoretical ones which was based on AM1 (UHF) type semi-empirical calculations. The theoretical results disfavor any mechanism solely based on radical stability involving radicals originating from the reactants.
İnsanın varoluşu ile konuşma, gelişimi ile de yazı ortaya çıkmıştır. Konuşmada bir basitlik, sade... more İnsanın varoluşu ile konuşma, gelişimi ile de yazı ortaya çıkmıştır. Konuşmada bir basitlik, sadelik, özgürlük; yazıda ise işlenmişlik, yerine göre karmaşıklık ve en önemlisi de kuralcılık vardır. Bu kuralcılığa terim olarak gramer adı verilir. Gramer sözcüğü ilk olarak Eski Yunanca'da "Gramma" kelimesi ile ifade edilmiştir. O dönem için, bu sözcük bugünkü "dilbilgisi" terimini değil, "yazı" ibaresini karşılar. Buradan hareketle, yazı ile gramer arasında tarihî bir ilişki oluşmuş ve bu ilişki günümüze kadar da süre gelmiştir. Bu tarihî süreç içerisinde gramer incelemelerinin kaynağını her zaman yazılı metinler teşkil etmiştir. Bununla birlikte son zamanlarda konuşma ve konuşmanın metne dönüştürülmüş şekli olan sözlü derlemler üzerinde de araştırmalar yapılmaya başlanmıştır. Ülkemizde bu araştırmalar henüz konuşma dilinin özelliklerinin tespiti aşamasındadır. Bu araştırmada da konuşma dilinin özellikleri ile ilgili bazı tespitlerde bulunulmuş ve konu farklı yönleri ile ele alınmaya çalışılmıştır. Öncelikle konuşma dili ile yazı dili arasındaki ilişki üzerinde durulmuş ve konuşma dili grameri hakkındaki düşünceler ortaya konmuştur. Konuşma dili gramerinden yola çıkarak dünyadaki tartışmalara değinilmiş ve konuyla ilgili araştırmalar için önem arz eden sözlü derlemlerin durumu ve bunların önemi vurgulanmıştır. İnceleme kısmında ise sözlü derlem örneklerinden yararlanılarak "ses olayları", "konuşma diline özgü yapı kullanımı" ve "cümle yapısı" başlıkları altında sözlü dilin kullanım özellikleri belirlenmeye çalışılmıştır.
ÖZET Yabancı bir dil öğreniminde adayların birinci amacı en kısa zamanda hedef dili etkili bir şe... more ÖZET Yabancı bir dil öğreniminde adayların birinci amacı en kısa zamanda hedef dili etkili bir şekilde öğrenmektir. Bununla ilgili de birçok kitap, kurs ve özellikle son zamanlarda internet ortamında çok fazla görsel ve işitsel malzeme vardır. Yabancılara Türkçe öğretim kitaplarına bakıldığında gramer bölümünde öncelikle eksiz yapıların öğretildiği görülür: var mı?, yok mu? gibi. Türkçe sondan eklemeli bir dil olduğu için ileriki düzeylerde, özellikle birleşik zamanlar ile yapım, çekim ve şahıs eklerinin bir arada kullanıldığı yapılarda öğrenim açısından zorluklar ortaya çıkmaktadır. Bu eklerin öğrenimi kısa zamanda gerçekleşse de bir süre sonra unutulmakta veya birbirleriyle karıştırılmaktadır. Bunların kalıcı olması için pratik yapılmalı ve özellikle de bol bol kitap okunmalıdır. Yabancılara Türkçe öğretiminde ders kitabı niteliğinde birçok çalışma mevcuttur. Bunlar genellikle belli bir düzende-okuma, dinleme, yazma, dilbilgisi, alıştırma gibi-yazılmış ve dil öğretiminin temellerini ortaya koyan kitaplardır. Asıl bu temel atıldıktan sonra, bunun devamını getirecek pratik okuma kitapları maalesef yok denecek kadar azdır. Var olanlar da sadece A1, A2, B1, B2 gibi düzeyler için sınıflandırılmış az sayıdaki hikâye kitaplarıdır. Türkçe eklemeli bir dil olduğu için, her bir ekin farkındalığını arttırıp öğrenilmesini daha kolay hâle getirmek gerekir. Bunun için de yapılması gereken okuma kitaplarındaki eklerin sınıflandırılarak renklendirilmesi olabilir. Bir hikâye kitabı içindeki bütün eklerin renklendirilmesi karışıklığa yol açabileceğinden birbirine yakın gramer konularının ayrı ayrı kitaplarda gösterilmesi gerekebilir. Örneğin, Türkçede zaman ekleri bir hikâyede, şahıs ekleri diğer bir hikâyede, çekim ekleri başka bir hikâyede gösterilebilir. Hikâyelerde bu renklendirmeler yapılırken öncelikle hikâyenin başında hangi gramer konusu işlenecekse onun hakkında kısa ve öz bilgiler verilmelidir. Örneğin, zamanlar konusunun gösterileceği bir hikâyede şimdiki zaman eki-yor anlatılıp hangi renkle hikâyede gösterileceği belirtilmelidir. Yani hikâye boyunca şimdiki zaman eki-yor'un kırmızı; gelecek zaman eki-acak/-ecek'in sarı; geniş zaman eki-ar/-er/-r'nin yeşil renkle gösterilmesi gibi. Bu çalışmada, yabancılara Türkçe öğretiminde hikâye kitaplarındaki gramer yapılarının renklendirilerek verilmesinin dil öğrenimini nasıl kolaylaştıracağı gösterilmek istenmiştir. Öncelikle Avrupa Ortak Dil Kriterleri'ne göre A1, A2; B1, B2 ve C1, C2 olmak üzere gramer konuları altı grupta sınıflandırılmıştır. Bildiride bu grupların hepsini vermek mümkün olmadığı için sadece A1 seviyesi ile ilgili bir hikâye kitabı üzerinden uygulanması gereken yöntem gösterilmiştir. Bu seviyedeki gramer konuları da sınıflandırılarak renklendirilmiş ve hikâyede geçen cümleler üzerinde bizzat gösterilmiştir. Sonuç olarak Türkçe öğrenenlerin ihtiyaç duyduğu bir alana farklı bir bakış açısı getirilerek, etkin bir öğrenme için yeni bir metot ortaya konmuştur. Anahtar Kelimeler: Yabancılara Türkçe Öğretimi, Yabancı dil olarak Türkçe öğretimi, Hikâyelerle gramer öğretimi, Eklerin renklerle öğretimi.
Uploads
Papers by LEMİ AKIN