Papers by Dr. Tahsin Yamak
Türkiye Ortadoğu Çalışmaları Dergisi, 2018
The phenomenon of globalization, which began after the Industrial Revolution and underwent severa... more The phenomenon of globalization, which began after the Industrial Revolution and underwent several phases, has gained momentum in the 1990s, especially with advances in information technology. In this process, the boundaries of time and space on socio-cultural, political and economic relations have been gone and economic activity has been channeled into a more competitive field by reducing transaction costs. In this study, it will be analyzed how Bahrain, United Arab Emirates, Qatar, Kuwait, Saudi Arabia and Oman, known as authoritarian-oppressive monarchies that gained their independence in the Second World War, have a place in the global economic system in terms of economic competitiveness performance. The research has been conducted around the "rentier state theory," which explains the basic socio-political character of the Middle Eastern countries and is frequently referred to in the literature, and paradigm shifts in international political economy will be considered in this context. It has been understood that GCC member countries significantly improve their economic competitiveness performance based on modern infrastructure, sectors oriented to the information society, dynamical local supremacy and increased factor productivity in order to be able to move away from the "curse of resources" and retain the ranting relationship forms on the same plane.
Bu cali s manin amaci, 1952 yilinda gercekle s en Hur Subaylar darbesi sonrasi Misir’da, devlet-t... more Bu cali s manin amaci, 1952 yilinda gercekle s en Hur Subaylar darbesi sonrasi Misir’da, devlet-toplum ili s kilerinde ya s anan donu s umun, ekonomide te s vik yapilarini ortaya cikaran kurum lar ile i s bu kurumlarin olu s turdu g u ve ekonomik faaliyetlerin geli s mesini te s vik edici ce s itli unsurlar olarak tanimlanan kurumsal yapi uzerindeki etkilerinin analiz edilmesidir. Yapilan cali s ma ile Misir’da, kurumlarin ve kurumsal yapi nin politik, sosyal ve ekonomik hadiselerden onemli olcude etkilendi g i; ulkede mulkiyet haklarini gerekti g i olcude koruyacak ortamin sa g lanamamasi, yolsuzluklarin onlenmesini temin edecek cercevenin netle s tirilememesi, bu hususlari guvence altina alacak yargi sisteminin tesis edilememesi ile i s bu yapinin guvencesi konumunda olan s effaf ve katilimci yonetim s eklinin olu s turulamamasi gibi hususlar dolayisiyla ortaya cikan yoneti s im bo s lu g u nedeniyle devlet ve toplum ili s kilerini sa g lam bir zemine ta s iyacak s ekilde...
Kadem Kadın Araştırmaları Dergisi, 2019
Kadın nüfusu, küresel nüfusun yarısını, toplam küresel iş gücü miktarının ise yaklaşık yüzde otuz... more Kadın nüfusu, küresel nüfusun yarısını, toplam küresel iş gücü miktarının ise yaklaşık yüzde otuz dokuzluk kısmını oluşturmaktadır. Bu oranın, toplumsal hayatta son derece büyük dönüşümlerin yaşandığı doksanlı yıllardan günümüze önemli bir değişiklik göstermemesi dikkat çekmektedir. Zira kadının siyasal, sosyal ve ekonomik hayata daha çok katılması bir yandan gelecek nesillerin daha nitelikli ve sağlıklı bir şekilde yetiştirilmesi bir yandan da toplumun genel refah düzeyinin yükseltilmesi bakımından önem taşımaktadır. Bu çalışmada, benzer nitelikli diğer çalışmalardan farklı olarak siyasal, sosyal ve ekonomik yapının temel dinamikleri ve teşvik edici unsurlarını oluşturan kurumların kadın istihdamı üzerindeki etkilerinin incelenmesi hedeflenmiştir. Bu doğrultuda kadın istihdamının son derece düşük düzeyde olduğu Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde kadınların iş gücüne katılım oranının belirleyicileri, 1990-2016 dönemi için Fark ve Sistem GMM yöntemleri kullanılarak araştırılmıştır. Netice olarak, kurumsal yapı göstergesi olarak modele dahil edilen ve ülkedeki cinsiyet adaleti ve
fırsat eşitliği ile iş bulma özgürlüğü gibi çeşitli toplumsal hürriyetleri ifade eden sivil özgürlükler değişkeninin, kadın istihdamı üzerinde pozitif ve anlamlı etkilerinin bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Fiscaoeconomia, 2019
Uluslararası ekonomik sistemin üretim ve ticaret odaklı doğası giderek küresel finansal ilişkiler... more Uluslararası ekonomik sistemin üretim ve ticaret odaklı doğası giderek küresel finansal ilişkilerin yoğunlaştığı, sosyo-kültürel etkileşimlerin hızlandığı, güç mücadelesi argümanlarının çeşitlendiği karmaşık bir yapıya evrilmektedir. Bu nedenle günümüz modern devletleri de ekonomik güvenlik mimarilerini güçlendirip potansiyel etki alanlarını genişletmeyi amaçlamaktadırlar. Türkiye Varlık Fonu da, arkasındaki güçlü siyasal irade ve kendisine devredilen finansal varlıkların büyüklüğü dikkate alındığında, Türkiye Cumhuriyeti’nin bölgesel ve küresel vizyonuna ışık tutmaktadır. Her ne kadar kuruluş kanununun gerekçesinde bir “dış politika enstrümanı” olduğu hususuna yer verilmiş ise de organizasyonel oluşumunun oldukça yavaş ilerlemesi, yasal görev kapsamının oldukça sınırlı tutulması, araç ve ilişki biçimlerinin tanımlanmaması gibi handikaplar nedeniyle beklenen maksadın tam olarak gerçekleşememesi riski bulunmaktadır. Bu bağlamda Türkiye Varlık Fonu’nun salt bir ekonomi politikası aracı olarak görülmemesi, uygulamada daha geniş kapsamlı ve sonuç odaklı stratejilere odaklanmasının isabetli olacağı değerlendirilmektedir.
Umran, 2018
McKinsey gibi aktörler vasıtasıyla, sistemin kendi silahlarının akıllı ve pragmatist şekilde kull... more McKinsey gibi aktörler vasıtasıyla, sistemin kendi silahlarının akıllı ve pragmatist şekilde kullanılması mümkündür. Ancak bunu yapabilmek için savunma odaklı reflektif zihniyetin prangalarından kurtulup, oyunun kurallarını belirleyebilmek yönünde çaba sarf eden ve aktif ekonomi diplomasisi kabiliyeti bulunan taarruz odaklı bir kurumsal altyapının inşası zaruret arz etmektedir.
Dünya Siyasetinde Latin Amerika 2, 2018
Latin Amerika ve Karayipler (LAK), başkanlık rejimleriyle yönetilen ve genelde kusurlu demokrasi ... more Latin Amerika ve Karayipler (LAK), başkanlık rejimleriyle yönetilen ve genelde kusurlu demokrasi olarak adlandırabileceğimiz siyasal yönetimlerin bulunduğu, bölgesel entegrasyonu girişimlerinin kısmen başarıya ulaştığı, genel olarak üst-orta gelir sınıfında bulunan ve piyasa ekonomisi sistemine entegre olma çabası gösteren ülkelerden oluşmaktadır. Küresel güç mücadelesinin odak noktasında bulunan stratejik önemi haiz bir bölge olarak Ortadoğu ve Kuzey Afrika (ODKA) ise otoriter yönetim biçimlerinin ağır bastığı, enerji-merkezli ekonomik yapının siyasal ve toplumsal ilişkileri belirlediği, sıcak çatışma potansiyelini her daim barındıran, bölgesel entegrasyonun zayıf olduğu, homojen bir gelir yapısından ziyade kendi içinde farklı gelir gruplarına ayrılan ülkelerden müteşekkil bir yapı arz etmektedir. Bu çalışmada, her ikisi de sömürge geçmişine sahip olan ve bu nedenle Batı karşıtı söylemi benimseyen; politik kırılganlık, kamu bürokrasisi, yolsuzluk, finansmana erişim, işgücü piyasası kısıtları gibi benzer stratejik risklerle mücadele eden ve küresel ekonomi ile bütünleşme gayreti içerisinde bulunan LAK ve ODKA bölgeleri arasında güney-güney işbirliği imkânlarının ortaya konulması amaçlanmaktadır.
Uluslararası İktisadi ve İdari İncelemeler Dergisi, 2018
Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesi genel olarak siyasal, toplumsal, hukuki, idari, ticari ve... more Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesi genel olarak siyasal, toplumsal, hukuki, idari, ticari ve diğer birçok alandaki bireysel ya da kurumsal davranışlar üzerinde yolsuzluk ve benzeri olumsuz/bozucu nitelikte etkiler doğurma potansiyeli barındıran rantiyer ekonomilerden oluşmaktadır. Diğer yandan MENA, iktisadi kalkınma yolunda doğrudan yabancı sermaye yatırımlarına (DYSY) oldukça fazla ihtiyaç duymaktadır. Literatürdeki araştırmalar yolsuzluk olgusunu yabancı yatırımcıların kararlarına etki eden belirleyici bir faktör olarak değerlendirmekte ve DYSY-yolsuzluk ilişkisi çoğunlukla bu yönden irdelenmektedir. Bu çalışmada, literatürün aksine DYSY girişlerinin yolsuzluğun kontrolü üzerindeki etkisi 1996-2016 dönemi için MENAbölgesi özelinde Sistem GMM analizi yöntemiyle araştırılmış ve veri şartlaraltında doğrudan yabancı sermaye akımı girişlerinin yolsuzluğun kontrolü üzerinde negatif ve anlamlı bir etkisinin bulunduğu tespit edilmiştir. Bu durum bölge ülkelerinde “geleneksel” ve“kapalı” yapılardan beslenen özellikle politik ve toplumsal kurumların kısıtlayıcılığı ile açıklanmaktadır.
Umran, 2018
Ağustos ayı içerisinde yaşanan büyük ekonomik türbülansın, bütün risklerine karşın Türkiye ekonom... more Ağustos ayı içerisinde yaşanan büyük ekonomik türbülansın, bütün risklerine karşın Türkiye ekonomisinin gerçekliğiyle bir bağlantısının bulunmadığı; Türkiye’nin çok yönlü dış politika hamleleri ve stratejik girişimlerine karşı çeşitli bahanelere yaslanan maksatlı bir yıldırma ve teslim alma operasyonunun bir neticesi olduğu görülmektedir. Bu minvalde bazı kesimlerin çoğu kez de maksatlı şekilde kullandıkları “kriz” kelimesi etrafından şekillendirilen retoriğin yaşanan durumu doğru tanımlamaktan/anlatmaktan uzak olduğu açıktır.
24 Haziran’da yakın dönem Türk tarihinin en büyük dönüşümlerinden birisi gerçekleşmiştir. ‘Üçüncü... more 24 Haziran’da yakın dönem Türk tarihinin en büyük dönüşümlerinden birisi gerçekleşmiştir. ‘Üçüncü Cumhuriyet’ olarak nitelendirilen yeni yönetim modelinde yasama-yürütme fonksiyonları arasındaki ayrımın zamanla belirginleşeceği ve parti genel başkanlığı-cumhurbaşkanlığı kimlikleri arasındaki geçişkenlik azalacağı değerlendirildiğinden, seçmen isteklerine birebir muhatap olan parti teşkilatının, ekonomi yönetimini politik ve toplumsal kurallar ile desteklenmiş olan bütünsel bir sistemin önemli bir unsuru olarak kavrayıp daha stratejik alanlara odaklanarak güven, rekabet, kanaat ve itidal anlayışını çerçevesinde yeni bir retorik inşa etmesi beklenmektedir.
Denetişim, 2018
Türk idare teşkilatı içerisinde denetim faaliyetinin mevcut yapısı, bir yanıyla gelenekten beslen... more Türk idare teşkilatı içerisinde denetim faaliyetinin mevcut yapısı, bir yanıyla gelenekten beslenen diğer tarafıyla modern yönetim tekniklerine adapte olma gayreti gösteren ikircikli bir görünüm arz etmektedir. Hâlihazırdaki durum denetim birimleri arasında görev-yetki karmaşasına/çakışmasına neden olması yanında, aynı zamanda kamu idarelerinin hizmet üretme/sunma süreçlerinin hukuka aykırılık, kaynak israfı, suistimal ve sair risk unsurlarını da içeren bir metot dâhilinde gözden geçirilerek elde edilen bulgular doğrultusunda yeniden tasarlanmasına da mani olmaktadır. Bu bağlamda Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiş süreci de, her alanda olduğu/olacağı gibi, Türkiye Cumhuriyeti’nin küresel vizyonuyla uyumlu bir yönetim kapasitesi inşa edilebilmesinin kritik bir unsuru olarak, yetkin denetim profesyonellerinden müteşekkil etkin bir denetim faaliyeti oluşturulabilmesi bakımından önemli bir fırsat olarak görülmektedir. İşte bu çalışmada, “kamu denetişim modeli” olarak adlandırılan sistem kapsamında öncelikle denetim faaliyetinin tematik/işlevsel bir üst norm ile düzenlenmesi ve bu düzenlemenin uygulama safhasına aktarılması ile etkin bir şekilde yürütülmesini gözetecek ve koordine edecek bir üst kurulu teşkilatlandırılmasının önemine vurgu yapılmaktadır. Bilahare hem zikredilen üst kurulun ve hem de kamu idarelerinde oluşturulacak denetim sisteminin kurgusal ve fonksiyonel yapısına yer verilmekte; bu doğrultuda mevcut “ikircikli” yapının iyileştirilmesine ilişkin öneriler getirilmektedir.
Türkiye Ortadoğu Çalışmaları Dergisi, 2018
Öz Sanayi Devrimi sonrasında başlayıp çeşitli evreler geçiren küreselleşme olgusu, bilgi teknoloj... more Öz Sanayi Devrimi sonrasında başlayıp çeşitli evreler geçiren küreselleşme olgusu, bilgi teknolojilerindeki gelişmeler ile birlikte özellikle 90'lı yıllarda hız kazan-mıştır. Bu süreçte sosyo-kültürel, politik ve iktisadi ilişkiler üzerindeki zaman ve mekân sınırları kalkmış, işlem maliyetleri azalmak suretiyle iktisadi faaliyet daha rekabetçi bir alana kanalize olmuştur. Bu çalışmada, İkinci Dünya Savaşı ertesin-de bağımsızlıklarını kazanmış otoriter-baskıcı monarşiler olarak bilinen Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Kuveyt, Suudi Arabistan ve Umman'ın, ekono-mik rekabet gücü performansı açısından küresel ekonomik sistem içerisinde nasıl bir konuma sahip oldukları analiz edilmiştir. Araştırma, Ortadoğu ülkelerinin te-mel sosyo-politik karakteristiğini açıklayan ve literatürde sıklıkla referans verilen " rantiyer devlet teorisi " etrafında yürütülmüş, bu kapsamda uluslararası ekonomi politikte yaşanan paradigma değişimleri de dikkate alınmıştır. Körfez İş birliği Konseyi üyesi ülkelerin, " kaynakların laneti " olgusundan uzaklaşabilmek ve fa-kat aynı düzlemde rantiyer ilişki formlarını da muhafaza edebilmek maksadıyla modern altyapı sahibi mekânlar, bilgi toplumuna yönelen sektörler, dinamize edil-miş yerel üstünlükler ve artan faktör verimliliğine dayalı olarak ekonomik rekabet gücü performanslarını anlamlı ölçüde iyileştirdikleri anlaşılmıştır.
Umran, 2018
Kripto para tartışmalarından ticaret savaşlarına uzanan geniş bir sahada krista-lize olan hegemon... more Kripto para tartışmalarından ticaret savaşlarına uzanan geniş bir sahada krista-lize olan hegemonik çekişmelerin özünü, güven sorunları, ticari dengesizlikler ya da mülkiyet hakkı ihlallerinden ziyade Çin ve diğer yükselen piyasa ekonomilerin mevcut uluslararası düzen içerisinde elde ettikleri güçlü konumlarına yaslanarak Amerikan Doları’nın ‘küresel kudreti’ne karşı geliştirdikleri alternatif finansal politikalar ve yoğun ekonomi diplomasisi söylemlerinin oluşturduğu değerlendirilmektedir.
Umran, 2017
Suudi Arabistan’da mevcut düzenin kodları, ulusal düzeyde politik eksenin ağır bastığı “hanedan-i... more Suudi Arabistan’da mevcut düzenin kodları, ulusal düzeyde politik eksenin ağır bastığı “hanedan-içi dengeler”, bölgesel düzeyde dini bağlama oturan “Şii-Selefi gerilimi” ve küresel düzeyde ise iktisadi ilişkileri öncülleyen “petro-dolar döngüsü” olmak üzere üç sacayağı üzerine oturmaktadır.
Umran, 2017
Muhafazakâr ekonomi, muhafazakâr düşünce sisteminin klasik özellikleri itibarıyla inanç, ahlak, k... more Muhafazakâr ekonomi, muhafazakâr düşünce sisteminin klasik özellikleri itibarıyla inanç, ahlak, kültür, gelenek boyutlarının bir arada tahayyül edildiği bir değerler bütününden beslenmeli; öte yandan, muhafazakâr düşüncenin bir diğer temel hususiyetine bağlı kalarak, kurumsal yapıları ıslah ederken hızlı ve köklü değişimlerden kaçınarak, tecrübeleri de dikkate alan tedrici dönüşüm metodunu benimsenmelidir.
Umran, 2017
Genel olarak faiz, döviz kuru ve enflasyon eksenli tartışmalarda eleştiri oklarının odağına konul... more Genel olarak faiz, döviz kuru ve enflasyon eksenli tartışmalarda eleştiri oklarının odağına konulan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın kritik vaziyeti; mevcut küresel finansal yapı içerisinde kurumsal saygınlığını ve güvenilirliğini koruma güdüsünün getirdiği “sorumluluk bilinci” ile her ne kadar organik bağı oldukça gevşek de olsa, ulusal ekonomi politikalarını oluşturan ve uygulayan hükümetle uyumlu hareket etme yükümlüğünün çatışması sonucu ortaya çıkan gerilimlerden kaynaklanmaktadır.
Şeffaf bir şekilde yönetilmemelerinden bahisle eleştirilere muhatap olan ulusal varlık fonları, o... more Şeffaf bir şekilde yönetilmemelerinden bahisle eleştirilere muhatap olan ulusal varlık fonları, oldukça yüksek meblağlara ulaşabilen atıl kaynakların, bütçe kuralları ve parlamento denetimi gibi yasal-dışlayıcı kısıtlamaları aşıp, risk-getiri dengesi de gözetilmek suretiyle; para ve sermaye piyasalarında genişliğin ve derinliğin arttırılması, yenilenemeyen kaynakların çeşitlendirilmiş likit varlıklara dönüştürülmesi, kalkınmaya yönelik makro altyapı yatırımlarının finansmanı gibi uygulamalar dahilinde, ekonomik istikrarın kuvvetlendirilmesine önemli katkı sunmaktadırlar.
Uploads
Papers by Dr. Tahsin Yamak
fırsat eşitliği ile iş bulma özgürlüğü gibi çeşitli toplumsal hürriyetleri ifade eden sivil özgürlükler değişkeninin, kadın istihdamı üzerinde pozitif ve anlamlı etkilerinin bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.
fırsat eşitliği ile iş bulma özgürlüğü gibi çeşitli toplumsal hürriyetleri ifade eden sivil özgürlükler değişkeninin, kadın istihdamı üzerinde pozitif ve anlamlı etkilerinin bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.