Videos by Hazel ÇAĞAN-ELBİR
Ulusal Kanal'da yayınlanan Şule Perinçek'in sunduğu Yeni Ufuklar programında ASALA - PKK İşbirliğ... more Ulusal Kanal'da yayınlanan Şule Perinçek'in sunduğu Yeni Ufuklar programında ASALA - PKK İşbirliğine ilişkin belgeler kamuoyu ile paylaşılmıştır. 1 views
تركيا تجدد موقفها الرافض لاستغلال مزاعم إبادة الأرمن بدوافع سياسية
Avrasya İncelemeleri Merkezi Analisti Hazel Çağan Elbir değerlendirdi: ABD Kemal Arıkan'ın katili... more Avrasya İncelemeleri Merkezi Analisti Hazel Çağan Elbir değerlendirdi: ABD Kemal Arıkan'ın katili Sasunyan'ı serbest bıraktı
4 Kasım 2021 5 views
Türkiye Cumhuriyet Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bölgede devam eden gerilimleri sakin bir ş... more Türkiye Cumhuriyet Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bölgede devam eden gerilimleri sakin bir şekilde çözüme kavuşturmak için ikili ve çoklu olarak pek çok önemli adım atılmıştır. Dağlık Karabağ’daki Ermenistan işgalinin sona ermesiyle, bölgede kalıcı barış için yeni olanaklar ortaya çıkmıştır. Ermenistan’ın bu olanakları değerlendirmesi durumunda Türkiye’nin de yapılması gereken şekilde hareket edeceğini ifade etmiştir.
Son olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerine cevap olarak Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın bölgede barışın sağlanması konusunda Türk kamuoyundan olumlu mesajlar aldıklarını söylemiştir.
Türkiye, Ermenistan ile ilişkilerin geliştirilmesi konusunda her zaman adım atan taraf olmuştur. Geçmişte de örneklerine çok rastladığımız bu girişimler maalesef Ermenistan’ın sonradan vazgeçmesiyle daha da karmaşık bir hal almıştır. Umarım, Ermenistan bu sefer kalıcı çözümler konusunda istikrarlı bir grafik çizer. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı
1915 Olayları Uluslararası Konferansı II. Oturum: Uluslar... more Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı
1915 Olayları Uluslararası Konferansı II. Oturum: Uluslararası Hukuk Açısından 1915 Olayları
20 Nisan 2021
Konuşmacılar:
Prof. Dr. Sevgi Gül Akyılmaz (Moderatör)
Avukat David Saltzman
AVİM Analisti Hazel Çağan Elbir
Avukat, Dr. Deniz Akçay 4 views
Gün İçinden - 24 Nisan 2021 - Sinem Fıstıkoğlu - Hazel Çağan Elbir - Fuat Uygur
2 views
ƏDALƏTDƏN DANIŞANLARIN ƏDALƏTSİZLİYİ
Azerbaycan'ın kendi toprakları üzerinde yeniden kazandığı... more ƏDALƏTDƏN DANIŞANLARIN ƏDALƏTSİZLİYİ
Azerbaycan'ın kendi toprakları üzerinde yeniden kazandığı haklar üzerine bir demeç. 1 views
"Türk Dışişleri Bakanlığı, yazılı açıklamasıyla ABD Başkanı Joe Biden’ın da ilk kez geçtiğimiz yı... more "Türk Dışişleri Bakanlığı, yazılı açıklamasıyla ABD Başkanı Joe Biden’ın da ilk kez geçtiğimiz yıl kullandığı aslında uluslararası boyutta hukuki bir tanımlama olan “soykırım” ifadesiyle 24 Nisan 1915 sonrasındaki olaylarda hayatını kaybedenler için yapılan anma açıklamalarına tepki gösterdi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, “1915 olayları konusunda tarihi olgularla ve uluslararası hukukla bağdaşmayan açıklamaların geçerliliği bulunmamaktadır. Buna ABD Başkanı Biden’ın 2021 yılında yaptığı hatanın tekrarı niteliğindeki bugünkü talihsiz beyanı da dahildir. Siyasi saiklerle tarihi gerçekleri çarpıtan, bu tür açıklamaları ve kararları reddediyor, bu yanlışta ısrar edenleri kınıyoruz. Tarihten husumet çıkarmaktan başka amaca hizmet etmeyen tek taraflı ve seçici yaklaşımlar ahlaken sorunlu, siyaseten art niyetlidir. İnsani ve vicdani duruş, etnik ve dini ayrım gözetmeksizin o dönemde yaşanan tüm acıların anılmasını gerektirir. " 1 views
AVİM Analisti Hazel Çağan Elbir, 17 Ekim 2020 tarihinde Ulusal Kanal’da Kıvanç Özdal’ın sunduğu Y... more AVİM Analisti Hazel Çağan Elbir, 17 Ekim 2020 tarihinde Ulusal Kanal’da Kıvanç Özdal’ın sunduğu Yeni Dünya adlı programın konuğu olmuştur. Çağan Elbir programda, Fransa – ASALA ilişkilerini ele almıştır.
------
On October 17th, 2020, AVİM Analyst Hazel Çağan Elbir hosted by the program on the Ulusal Kanal titled “Yeni Dünya” (New World) answered the questions by Kıvanç Özdal. During the program, Çağan Elbir reviewed the France – ASALA relations. 1 views
AVİM Analisti Hazel Çağan Elbir, 7 Kasım 2020 tarihinde Ulusal Kanal’da Kıvanç Özdal’ın sunduğu Y... more AVİM Analisti Hazel Çağan Elbir, 7 Kasım 2020 tarihinde Ulusal Kanal’da Kıvanç Özdal’ın sunduğu Yeni Dünya adlı programın konuğu olmuştur. Çağan Elbir programda, 3 Kasım’da gerçekleştirilen Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanlık Seçimleri öncesi dönemde Türkiye – ABD ilişkileri ve ABD – Avrupa Birliği (AB) ilişkilerini ele almıştır.
-------
On November 7th, 2020, AVİM Analyst Hazel Çağan Elbir joined the program on the Ulusal Kanal titled “Yeni Dünya” (New World) answered questions by Kıvanç Özdal. During the program, Çağan Elbir addressed the Turkey – United States (US) and the US – European Union (EU) relations during the period prior to the US Presidential Elections held on November 3rd. Türkiye'nin AB'ye ihtiyacı var mı? Hazel Çağan Elbir ve Doğacan Başaran değerlendirdi
1 views
Beklenti Raporu'nda Pelin Yantur'un konukları; Ahlatçı Yatırım GMY Yücel Tonguç Erbaş, AVİM Anali... more Beklenti Raporu'nda Pelin Yantur'un konukları; Ahlatçı Yatırım GMY Yücel Tonguç Erbaş, AVİM Analisti Hazel Çağan Elbir, Foreks Editörü Neslihan Köroğlu, Ekotürk TV Araştırma Müdürü Cenk Akyoldaş oldu. 1 views
Special by Hazel ÇAĞAN-ELBİR
Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, 2020
Hazırlanmasında emeği geçmiş, katkıda bulunmuş herkese çok teşekkür ederim. Bizim için çok kıymet... more Hazırlanmasında emeği geçmiş, katkıda bulunmuş herkese çok teşekkür ederim. Bizim için çok kıymetli bir çalışmalar bütünü. Atılım Üniversitesi Yönetimi'ne ve Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne sonsuz teşekkürler.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
ATILIM ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ
“PROF. DR. NAMİ ÇAĞAN ANISINA ARMAĞAN”
YAYIN İLKELERİ
1- ... more ATILIM ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ
“PROF. DR. NAMİ ÇAĞAN ANISINA ARMAĞAN”
YAYIN İLKELERİ
1- Armağan’a gönderilen yazılar başka bir yerde yayınlanmamış ya da yayınlanmak üzere gönderilmemiş olmalıdır.
2- Armağan’a makale, karar incelemesi veya çeviri eserlerle katkıda bulunulabilir. Yazarın talebi halinde makaleler için hakem atanacaktır.
3- Yazıların en geç 30 Eylül 2018 tarihine kadar, namicaganarmagani@gmail.com e-posta adresine gönderilmesi gerekmektedir. Editörler Kurulu tarafından yazının alındığı hususunda yazara bilgi verilecektir.
4- Editörler Kurulu tarafından ilk değerlendirilmesi yapılan ve bu yayın ilkelerine uygun olarak düzenlenmemiş olduğu tespit edilen yazılar, yayın ilkeleri doğrultusunda düzeltilmesi için yazara iade edilir.
5- Yayın ilkelerine uygun olan ve hakem atanması talep edilen makaleler hakeme gönderilir. Hakemden gelen rapor doğrultusunda makalenin yayınlanmasına, yazardan rapor çerçevesince düzeltme istenmesine ya da yazının geri çevrilmesine karar verilir ve yazar en kısa sürede durumdan haberdar edilir.
6- Yazarlar unvanlarını, görev yaptıkları kurumları, haberleşme adresleri ile telefon numaralarını ve varsa e-posta adreslerini bildirmelidirler.
7- Yazılar bilgisayarda ‘Times New Roman’ yazı karakteri ile, ana metin 12 punto, dipnotu 10 punto, kaynakça 10 punto, satır aralığı 1.5 aralık olacak şekilde, “.doc”, “.docx” veya “.rtf” formatıyla hazırlanmalıdır.
8- Yazının başlığı, siyah ve tümü büyük harf karakterinde olmalıdır. Başlığın hemen altında sayfa sağına yanaştırılmış olarak yazar adı belirtilmeli ve soyadının sonuna bir yıldız konulmalıdır. Yıldızlı dipnotta ise, yazarın üniversitesi veya bağlı olduğu kurum ile unvanı belirtilmelidir.
Örn.: Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
9- Metin içerisindeki kısaltmalarda, kısaltılacak isim veya başlık metinde ilk defa kullanıldığında kısaltılmadan ve parantez içinde kısaltması belirtilerek kullanılmalı veya kısaltılmış isim ya da başlık karşılıkları ile kısaltmalar cetvelinde gösterilmeli; dipnotlarda kullanılan kısaltmalara ise, sadece kısaltmalar cetvelinde yer verilmelidir.
10- Metin içerisinde kullanılan yabancı kelimeler italik olarak belirtilmelidir.
11- Yüksek Mahkeme kararlarına yapılacak atıflar, aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir: 11. HD, 18.12.2015, E. 2345, K. 6789, D. 3. Dairesi, 18.12.2015, E. 2345, K. 6789
12- Metin içerisindeki başlıklar aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir:
I. SİYAH VE TÜMÜ BÜYÜK HARF
1. Siyah ve Sadece İlk Harfler Büyük
A- Siyah ve Sadece İlk Harfler Büyük
Beyaz ve Sadece İlk Harfler Büyük
aa- Beyaz ve Sadece İlk Harfler Büyük
13- Dipnotlarda, eserlere yapılan ilk atıflar, yazarın soyadı, adı: kitabın adı, yayın yeri ve tarihi, sayfa sayısı şeklinde yazılmalı; aynı esere yapılan sonraki atıflarda, yazarın soyadı, gerekliyse (yazarın birden fazla eserinden yararlanılmışsa) kitabın kısaltılmış adı ve sayfa numarası belirtilmelidir. Yazarın eseri bir makale ise tırnak içinde gösterilmelidir.
Örn.: (1) Çağan, Nami: Vergilendirme Yetkisi, Kazancı Hukuk Yayınları, İstanbul, 1982, s. 33.
(2) Çağan, Nami: “Anayasa Çerçevesinde Kamu Maliyesinin Parlamenter Kontrolü”, Anayasa Yargısı Dergisi 1985, C. II, s. 201.
199-224
(3) Çağan, Kamu Maliyesinin Parlamenter Kontrolü, s. 201.
Yabancı yayınlara yapılan atıflarda da aynı usûl izlenmeli ve kullanılan kısaltmalar, kısaltmalar cetvelinde gösterilmelidir.
Örn.: Dosser, Dougles: “Economic Analysis of Tax Harmonization in Common Markets, Fiscal Harmonization in Common Markets”, Ed. Carl S. Shoup, Vol. 1: Theory, Columbia University Press, New York- London, 1967, s. 55.
14- Yazar tarafından eklendiği takdirde kaynakça, eserlere yapılan ilk atıflara uygun olarak düzenlenmeli, ancak yazarın ad ve soyadı siyah ve ilk harfleri büyük olacak şekilde belirtilmeli; süreli yayınlarda yer alan eserlerin ise ilk ve son sayfa numaraları kaynakçada gösterilmelidir.
Örn.: Çağan, Nami: Vergilendirme Yetkisi, Kazancı Hukuk Yayınları, İstanbul, 1982.
Bir yazarın birden çok eserine atıf yapılması halinde, eserlerin anılışları kaynakçada gösterilmelidir.
Örn.: Çağan, Nami: “Anayasa Çerçevesinde Kamu Maliyesinin Parlamenter Kontrolü”, Anayasa Yargısı Dergisi 1985, C. II, s. 199-224. (Anılış: Kamu Maliyesinin Parlamenter Kontrolü)
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Reports by Hazel ÇAĞAN-ELBİR
AVİM Website, 2024
AVİM 2023 Annual Report presenting AVİM's activities in 2023 has been published.
It is a pleasu... more AVİM 2023 Annual Report presenting AVİM's activities in 2023 has been published.
It is a pleasure to present our Annual Report that provides a brief overview of the works and activities of the Center for Eurasian Studies (AVİM) during the year 2023.
The global balance of power and geopolitics that have been shifting since the collapse of the Soviet Union have become more perceptible during 2023. Türkiye, which was seen as the easternmost point of the West or the eastern post of the West during the Cold War era has also become the westernmost point of the East, moving to the core of an evolving Eurasian geography encompassing Europe and Asia. This new geopolitical location has introduced numerous advantages, but has also created serious challenges and constraints for Türkiye that obligates the country to be attentive.
Perceiving Türkiye as a land of connectivity and integration between the East and the West with its two wings, one in the Balkans and the other in the Caucasus, AVİM considers Türkiye, a Balkan country, to be an inseparable part of the European geography and as such a natural part of the European Union (EU). Its membership to elemental organizations and institutions of the European geography evinces its European identity. On the other hand, following the establishment of independent states of the South Caucasus and Central Asia, Türkiye has nourished close ties with this formerly secluded geography based on its deep-rooted social, cultural, kinship bonds there, thus enabling Türkiye to open up to Asia and to reconcile its European and Asian profiles.
AVİM also organizes various conferences, book presentations, and panel discussions with the participation of international partners, some of which we also publish in print as AVİM reports. This year we have initiated a partnership program with think-tanks in the region and began holding online discussions and exchange of views.
AVİM, as an independent and non-profit think-tank, has been carrying this voluminous work with the meticulous and often self-sacrificing work of a limited number of staff. The AVİM staff deserves sincere thanks and warm congratulations for their unrelenting efforts, conscientious, and fruitful work. On behalf of AVİM, I would also like to express our thanks and gratitude to all who have shown interest in and given support to our work and activities.
---------------
Avrasya İncelemeleri Merkezi’nin (AVİM) 2023 yılı çalışmalarına ve etkinliklerine genel bir bakış sağlamak üzere hazırladığımız Yıllık Raporu sunmaktan mutluluk duyuyoruz.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından bu yana değişmekte olan küresel jeopolitik ve güç dengesi 2023 yılında daha da belirgin hale gelmiştir. Soğuk Savaş döneminde Batı’nın en doğusu, doğu karakolu olan Türkiye, yeni oluşumda Doğu’nun da en batısı olarak Avrasya coğrafyasında Asya ve Avrupa’yı birleştiren merkezi bir konuma gelmiştir. Bu yeni konumu Türkiye için büyük imkanlar yarattığı kadar, dikkate alınması gereken ciddi riskler de ortaya çıkartmıştır.
Türkiye’yi Balkanlar ve Kafkaslar kanatlarıyla Batı ile Doğu arasında iletişim ve kaynaşma alanı olarak gören AVİM, Türkiye’nin bir Balkan ülkesi olarak Avrupa’nın, dolayısıyla Avrupa Birliğinin (AB) doğal bir parçası olduğunu değerlendirmektedir. Avrupa coğrafyasının temel kurumlarındaki yeri esasen Avrupalı kimliğini kanıtlamaktadır. Diğer taraftan, Güney Kafkas ve Orta Asya cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını kazanmalarından sonra tarihi, beşerî, sosyal ve kültürel köklü bağları bulunan bu coğrafya ile kurulan yakın ilişkiler Türkiye’nin Asya’ya açılmasını, Avrupalı ve Asyalı kimliklerini bağdaştırmasını mümkün kılmıştır.
Merkezimizin ilgi alanına giren güncel konularda bir kısmı uluslararası katılımlarla çeşitli konferanslar, paneller ve kitap tanıtımları da düzenlenmekte ve bunların bazıları AVİM Raporları olarak basılmaktadır. Bu yıl ayrıca bölgedeki düşünce kuruluşları ile bir ortaklık programı devreye sokulmuştur ve bu kuruluşlarla çevrimiçi tartışmalar ve fikir alışverişi yapılmaya başlanmıştır.
Kâr amacı gütmeyen, tarafsız ve bağımsız bir düşünce kuruluşu olan AVİM yoğun iş yükünü sınırlı imkanları, az sayıda personelinin gayretli ve özverili çalışmalarıyla sürdürmektedir. AVİM’deki çalışma arkadaşlarımı değerli ve verimli çalışmalarından ve katkılarından dolayı içtenlikle kutlar ve teşekkür ederim. Çalışmalarımıza, etkinliklerimize ve yayınlarımıza ilgi gösteren ve bizi destekleyen tüm okurlarımıza ve kuruluşlara da şükranlarımızı sunarız.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
AVİM Website, 2022
Avrasya İncelemeleri Merkezi’nin (AVİM) 2022 yılı çalışmalarına ve etkinliklerine genel bir bakış... more Avrasya İncelemeleri Merkezi’nin (AVİM) 2022 yılı çalışmalarına ve etkinliklerine genel bir bakış sağlamak üzere hazırladığımız Yıllık Raporu sunmaktan mutluluk duyuyoruz.
Covid-19 pandemisinin etkisinin ve riskinin azalması ile birlikte AVİM alışılagelmiş günlük düzenine büyük ölçüde dönmüş, evden çalışma ve uzaktan toplantılar istisnaya dönüşmüştür.
Küresel etki yaratan Rusya-Ukrayna Savaşı kuşkusuz bölgemizi, özellikle her iki ülkenin de Karadeniz’de komşumuz olması ve iyi komşuluk ilişkileri içinde
bulunmamız nedeniyle Türkiye’yi çok daha yakından etkilemiş ve sarsmıştır. Diğer taraftan bu savaş nedeniyle Rusya’nın maruz kaldığı yaptırımlar ve bir anlamda Batı dünyasından tecrit edilmesi, Türkiye’nin yeni Avrasya
jeopolitiğindeki yerini ve önemini daha öne çıkartmış, bunu görmek ve kabul etmek istemeyenleri de yanlışlıklarını idrak etmek durumunda bırakmıştır.
--------------
It is a pleasure to present our Annual Report that provides a brief overview of the works and activities of the Center for Eurasian Studies (AVİM) during the year 2022.
As the risk and effect of the Covid-19 pandemic receded, our Center was, more or less, able to go back to its prepandemic daily routine, and working from home and holding on-line lectures became the exception.
The Russian-Ukrainian War has made a global impact, no doubt first and foremost in the region, particularly in Türkiye, a neighbor in the Black Sea enjoying good relations with both Ukraine and Russia. On the other hand, sanctions applied to Russia because of its aggression and its virtual isolation by the West has accentuated the role and position of Türkiye in the new Eurasian geopolitics, acknowledged even by those who in the past
refused to see or accept this development.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
AVİM Website, 2021
2021 yılında Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) çalışmalarına ve etkinliklerine genel bir bakış ... more 2021 yılında Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) çalışmalarına ve etkinliklerine genel bir bakış sağlamak üzere hazırladığımız Yıllık Raporu sunmaktan mutluluk duyuyoruz.
Geçtiğimiz yıl tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 salgını, geliştirilen aşılara ve alınan önlemlere rağmen, 2021 yılında da kapanmaları ve kısıtlamaları zorunlu kılmıştır. Merkezimiz de bu koşullarda karma bir sistemle -yani uzaktan ve iş yerinde- çalışarak ve çevrim içi kolaylıklardan etkili biçimde yararlanarak, faaliyetini bir aksamaya yol açmadan sürdürmeyi başarmıştır.
Değişmekte ve evrilmekte olan küresel güç dengelerinde jeopolitik konumunun Batı’nın en doğusu, Doğu’nun en batısı olarak şekillenmesi daha da somutlaşan, geniş tanımıyla Karadeniz bölgesinde Avrasya coğrafyasının merkezinde yer alan Türkiye, ayrılmaz parçası olduğu Balkanlar ve Kafkasya bağlantısı ile Avrasya’nın iletişim ve ulaştırma ekseninin gerçekleştirilmesinde öne çıkan bir ülke olmuştur.
---------------
It is a pleasure to present our Annual Report for the year 2021 that provides a brief overview of the works and activities of the Center for Eurasian Studies (AVİM) during the past year.
The COVID-19 pandemic that cast its shadow on a global scale last year, despite the introduction of vaccines and measures acknowledged to be preventive, continued in 2021 with new variants, necessitating lockdowns and restrictions. AVİM was nevertheless able to carry on its work without any breakdown with a hybrid system of working from both home and office, effectively adapting to online facilities.
As the global power balance continues to change and evolve, highlighting Turkey’s place more pronouncedly at the easternmost of Europe and westernmost of Asia, Turkey has come to the fore, enabling the Eurasian connectivity with its core location in the wider Black Sea basin at the nexus of Eurasia, as well as with its inherent connection to the Balkans and the Caucasus.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
The List of Victims of the Armenian Terrorism
Bookmarks Related papers MentionsView impact
AVİM 2020 Yıllık Rapor | Annual Report, 2020
2020 yılında Merkezimizin çalışmalarına ve etkinliklerine genel bir bakış sağlamak üzere hazırlad... more 2020 yılında Merkezimizin çalışmalarına ve etkinliklerine genel bir bakış sağlamak üzere hazırladığımız Yıllık Raporu sunmaktan mutluluk duyuyoruz.
2020 yılı, tüm dünyayı saran COVID-19 salgını nedeniyle küresel kayıtlara geçen olağanüstü bir yıl olmuş, tüm dünyanın yaşam biçimini etkilemiş ve değiştirmiştir. Merkezimiz bu değişikliklere hızla ayak uydurmuş, bir aksamaya yol açmadan, uzaktan-evden çalışmayla faaliyetini sürdürebilmiştir.
Milli Mücadele/Kurtuluş Savaşımızın yürütme gücü Büyük Millet Meclisinin açılışının yüzüncü yılını kutladığımız 2020 yılı, ulusal çıkarlarımızın ve ulusal bağımsızlığımızın aynı gü.le savunulması anlayışını da tazeleyen bir yıldönümü olmuştur.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
FNF Turkey - CIES, 2020
In December 2019, the 5th Greek-Turkish Young Leaders Symposium took place in Kavala over the cou... more In December 2019, the 5th Greek-Turkish Young Leaders Symposium took place in Kavala over the course of five days. On Thursday, 14 May 2020, over 30 Greek and Turkish Young Leaders gathered to revive the “Spirit of Kavala” as a collective follow-up discussion due to the new COVID-19 era via a Zoom meeting. The initiators were Ronald Meinardus (Friedrich Naumann Foundation Turkey) and Dimitrios Triantaphyllou (Kadir Has University), while Andreas Kotelis (University of Malta) served as the moderator of the meeting. During the meeting, the attendees shared their opinions, thoughts, and suggestions regarding the current situation in both countries, the role of the media and public opinion, the state of bilateral relations, and how to move ahead in the post-COVID-19 situation. For each topic, there was one discussant from each side.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Uploads
Videos by Hazel ÇAĞAN-ELBİR
4 Kasım 2021
Son olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerine cevap olarak Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın bölgede barışın sağlanması konusunda Türk kamuoyundan olumlu mesajlar aldıklarını söylemiştir.
Türkiye, Ermenistan ile ilişkilerin geliştirilmesi konusunda her zaman adım atan taraf olmuştur. Geçmişte de örneklerine çok rastladığımız bu girişimler maalesef Ermenistan’ın sonradan vazgeçmesiyle daha da karmaşık bir hal almıştır. Umarım, Ermenistan bu sefer kalıcı çözümler konusunda istikrarlı bir grafik çizer.
1915 Olayları Uluslararası Konferansı II. Oturum: Uluslararası Hukuk Açısından 1915 Olayları
20 Nisan 2021
Konuşmacılar:
Prof. Dr. Sevgi Gül Akyılmaz (Moderatör)
Avukat David Saltzman
AVİM Analisti Hazel Çağan Elbir
Avukat, Dr. Deniz Akçay
Azerbaycan'ın kendi toprakları üzerinde yeniden kazandığı haklar üzerine bir demeç.
------
On October 17th, 2020, AVİM Analyst Hazel Çağan Elbir hosted by the program on the Ulusal Kanal titled “Yeni Dünya” (New World) answered the questions by Kıvanç Özdal. During the program, Çağan Elbir reviewed the France – ASALA relations.
-------
On November 7th, 2020, AVİM Analyst Hazel Çağan Elbir joined the program on the Ulusal Kanal titled “Yeni Dünya” (New World) answered questions by Kıvanç Özdal. During the program, Çağan Elbir addressed the Turkey – United States (US) and the US – European Union (EU) relations during the period prior to the US Presidential Elections held on November 3rd.
Special by Hazel ÇAĞAN-ELBİR
“PROF. DR. NAMİ ÇAĞAN ANISINA ARMAĞAN”
YAYIN İLKELERİ
1- Armağan’a gönderilen yazılar başka bir yerde yayınlanmamış ya da yayınlanmak üzere gönderilmemiş olmalıdır.
2- Armağan’a makale, karar incelemesi veya çeviri eserlerle katkıda bulunulabilir. Yazarın talebi halinde makaleler için hakem atanacaktır.
3- Yazıların en geç 30 Eylül 2018 tarihine kadar, namicaganarmagani@gmail.com e-posta adresine gönderilmesi gerekmektedir. Editörler Kurulu tarafından yazının alındığı hususunda yazara bilgi verilecektir.
4- Editörler Kurulu tarafından ilk değerlendirilmesi yapılan ve bu yayın ilkelerine uygun olarak düzenlenmemiş olduğu tespit edilen yazılar, yayın ilkeleri doğrultusunda düzeltilmesi için yazara iade edilir.
5- Yayın ilkelerine uygun olan ve hakem atanması talep edilen makaleler hakeme gönderilir. Hakemden gelen rapor doğrultusunda makalenin yayınlanmasına, yazardan rapor çerçevesince düzeltme istenmesine ya da yazının geri çevrilmesine karar verilir ve yazar en kısa sürede durumdan haberdar edilir.
6- Yazarlar unvanlarını, görev yaptıkları kurumları, haberleşme adresleri ile telefon numaralarını ve varsa e-posta adreslerini bildirmelidirler.
7- Yazılar bilgisayarda ‘Times New Roman’ yazı karakteri ile, ana metin 12 punto, dipnotu 10 punto, kaynakça 10 punto, satır aralığı 1.5 aralık olacak şekilde, “.doc”, “.docx” veya “.rtf” formatıyla hazırlanmalıdır.
8- Yazının başlığı, siyah ve tümü büyük harf karakterinde olmalıdır. Başlığın hemen altında sayfa sağına yanaştırılmış olarak yazar adı belirtilmeli ve soyadının sonuna bir yıldız konulmalıdır. Yıldızlı dipnotta ise, yazarın üniversitesi veya bağlı olduğu kurum ile unvanı belirtilmelidir.
Örn.: Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
9- Metin içerisindeki kısaltmalarda, kısaltılacak isim veya başlık metinde ilk defa kullanıldığında kısaltılmadan ve parantez içinde kısaltması belirtilerek kullanılmalı veya kısaltılmış isim ya da başlık karşılıkları ile kısaltmalar cetvelinde gösterilmeli; dipnotlarda kullanılan kısaltmalara ise, sadece kısaltmalar cetvelinde yer verilmelidir.
10- Metin içerisinde kullanılan yabancı kelimeler italik olarak belirtilmelidir.
11- Yüksek Mahkeme kararlarına yapılacak atıflar, aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir: 11. HD, 18.12.2015, E. 2345, K. 6789, D. 3. Dairesi, 18.12.2015, E. 2345, K. 6789
12- Metin içerisindeki başlıklar aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir:
I. SİYAH VE TÜMÜ BÜYÜK HARF
1. Siyah ve Sadece İlk Harfler Büyük
A- Siyah ve Sadece İlk Harfler Büyük
Beyaz ve Sadece İlk Harfler Büyük
aa- Beyaz ve Sadece İlk Harfler Büyük
13- Dipnotlarda, eserlere yapılan ilk atıflar, yazarın soyadı, adı: kitabın adı, yayın yeri ve tarihi, sayfa sayısı şeklinde yazılmalı; aynı esere yapılan sonraki atıflarda, yazarın soyadı, gerekliyse (yazarın birden fazla eserinden yararlanılmışsa) kitabın kısaltılmış adı ve sayfa numarası belirtilmelidir. Yazarın eseri bir makale ise tırnak içinde gösterilmelidir.
Örn.: (1) Çağan, Nami: Vergilendirme Yetkisi, Kazancı Hukuk Yayınları, İstanbul, 1982, s. 33.
(2) Çağan, Nami: “Anayasa Çerçevesinde Kamu Maliyesinin Parlamenter Kontrolü”, Anayasa Yargısı Dergisi 1985, C. II, s. 201.
199-224
(3) Çağan, Kamu Maliyesinin Parlamenter Kontrolü, s. 201.
Yabancı yayınlara yapılan atıflarda da aynı usûl izlenmeli ve kullanılan kısaltmalar, kısaltmalar cetvelinde gösterilmelidir.
Örn.: Dosser, Dougles: “Economic Analysis of Tax Harmonization in Common Markets, Fiscal Harmonization in Common Markets”, Ed. Carl S. Shoup, Vol. 1: Theory, Columbia University Press, New York- London, 1967, s. 55.
14- Yazar tarafından eklendiği takdirde kaynakça, eserlere yapılan ilk atıflara uygun olarak düzenlenmeli, ancak yazarın ad ve soyadı siyah ve ilk harfleri büyük olacak şekilde belirtilmeli; süreli yayınlarda yer alan eserlerin ise ilk ve son sayfa numaraları kaynakçada gösterilmelidir.
Örn.: Çağan, Nami: Vergilendirme Yetkisi, Kazancı Hukuk Yayınları, İstanbul, 1982.
Bir yazarın birden çok eserine atıf yapılması halinde, eserlerin anılışları kaynakçada gösterilmelidir.
Örn.: Çağan, Nami: “Anayasa Çerçevesinde Kamu Maliyesinin Parlamenter Kontrolü”, Anayasa Yargısı Dergisi 1985, C. II, s. 199-224. (Anılış: Kamu Maliyesinin Parlamenter Kontrolü)
Reports by Hazel ÇAĞAN-ELBİR
It is a pleasure to present our Annual Report that provides a brief overview of the works and activities of the Center for Eurasian Studies (AVİM) during the year 2023.
The global balance of power and geopolitics that have been shifting since the collapse of the Soviet Union have become more perceptible during 2023. Türkiye, which was seen as the easternmost point of the West or the eastern post of the West during the Cold War era has also become the westernmost point of the East, moving to the core of an evolving Eurasian geography encompassing Europe and Asia. This new geopolitical location has introduced numerous advantages, but has also created serious challenges and constraints for Türkiye that obligates the country to be attentive.
Perceiving Türkiye as a land of connectivity and integration between the East and the West with its two wings, one in the Balkans and the other in the Caucasus, AVİM considers Türkiye, a Balkan country, to be an inseparable part of the European geography and as such a natural part of the European Union (EU). Its membership to elemental organizations and institutions of the European geography evinces its European identity. On the other hand, following the establishment of independent states of the South Caucasus and Central Asia, Türkiye has nourished close ties with this formerly secluded geography based on its deep-rooted social, cultural, kinship bonds there, thus enabling Türkiye to open up to Asia and to reconcile its European and Asian profiles.
AVİM also organizes various conferences, book presentations, and panel discussions with the participation of international partners, some of which we also publish in print as AVİM reports. This year we have initiated a partnership program with think-tanks in the region and began holding online discussions and exchange of views.
AVİM, as an independent and non-profit think-tank, has been carrying this voluminous work with the meticulous and often self-sacrificing work of a limited number of staff. The AVİM staff deserves sincere thanks and warm congratulations for their unrelenting efforts, conscientious, and fruitful work. On behalf of AVİM, I would also like to express our thanks and gratitude to all who have shown interest in and given support to our work and activities.
---------------
Avrasya İncelemeleri Merkezi’nin (AVİM) 2023 yılı çalışmalarına ve etkinliklerine genel bir bakış sağlamak üzere hazırladığımız Yıllık Raporu sunmaktan mutluluk duyuyoruz.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından bu yana değişmekte olan küresel jeopolitik ve güç dengesi 2023 yılında daha da belirgin hale gelmiştir. Soğuk Savaş döneminde Batı’nın en doğusu, doğu karakolu olan Türkiye, yeni oluşumda Doğu’nun da en batısı olarak Avrasya coğrafyasında Asya ve Avrupa’yı birleştiren merkezi bir konuma gelmiştir. Bu yeni konumu Türkiye için büyük imkanlar yarattığı kadar, dikkate alınması gereken ciddi riskler de ortaya çıkartmıştır.
Türkiye’yi Balkanlar ve Kafkaslar kanatlarıyla Batı ile Doğu arasında iletişim ve kaynaşma alanı olarak gören AVİM, Türkiye’nin bir Balkan ülkesi olarak Avrupa’nın, dolayısıyla Avrupa Birliğinin (AB) doğal bir parçası olduğunu değerlendirmektedir. Avrupa coğrafyasının temel kurumlarındaki yeri esasen Avrupalı kimliğini kanıtlamaktadır. Diğer taraftan, Güney Kafkas ve Orta Asya cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını kazanmalarından sonra tarihi, beşerî, sosyal ve kültürel köklü bağları bulunan bu coğrafya ile kurulan yakın ilişkiler Türkiye’nin Asya’ya açılmasını, Avrupalı ve Asyalı kimliklerini bağdaştırmasını mümkün kılmıştır.
Merkezimizin ilgi alanına giren güncel konularda bir kısmı uluslararası katılımlarla çeşitli konferanslar, paneller ve kitap tanıtımları da düzenlenmekte ve bunların bazıları AVİM Raporları olarak basılmaktadır. Bu yıl ayrıca bölgedeki düşünce kuruluşları ile bir ortaklık programı devreye sokulmuştur ve bu kuruluşlarla çevrimiçi tartışmalar ve fikir alışverişi yapılmaya başlanmıştır.
Kâr amacı gütmeyen, tarafsız ve bağımsız bir düşünce kuruluşu olan AVİM yoğun iş yükünü sınırlı imkanları, az sayıda personelinin gayretli ve özverili çalışmalarıyla sürdürmektedir. AVİM’deki çalışma arkadaşlarımı değerli ve verimli çalışmalarından ve katkılarından dolayı içtenlikle kutlar ve teşekkür ederim. Çalışmalarımıza, etkinliklerimize ve yayınlarımıza ilgi gösteren ve bizi destekleyen tüm okurlarımıza ve kuruluşlara da şükranlarımızı sunarız.
Covid-19 pandemisinin etkisinin ve riskinin azalması ile birlikte AVİM alışılagelmiş günlük düzenine büyük ölçüde dönmüş, evden çalışma ve uzaktan toplantılar istisnaya dönüşmüştür.
Küresel etki yaratan Rusya-Ukrayna Savaşı kuşkusuz bölgemizi, özellikle her iki ülkenin de Karadeniz’de komşumuz olması ve iyi komşuluk ilişkileri içinde
bulunmamız nedeniyle Türkiye’yi çok daha yakından etkilemiş ve sarsmıştır. Diğer taraftan bu savaş nedeniyle Rusya’nın maruz kaldığı yaptırımlar ve bir anlamda Batı dünyasından tecrit edilmesi, Türkiye’nin yeni Avrasya
jeopolitiğindeki yerini ve önemini daha öne çıkartmış, bunu görmek ve kabul etmek istemeyenleri de yanlışlıklarını idrak etmek durumunda bırakmıştır.
--------------
It is a pleasure to present our Annual Report that provides a brief overview of the works and activities of the Center for Eurasian Studies (AVİM) during the year 2022.
As the risk and effect of the Covid-19 pandemic receded, our Center was, more or less, able to go back to its prepandemic daily routine, and working from home and holding on-line lectures became the exception.
The Russian-Ukrainian War has made a global impact, no doubt first and foremost in the region, particularly in Türkiye, a neighbor in the Black Sea enjoying good relations with both Ukraine and Russia. On the other hand, sanctions applied to Russia because of its aggression and its virtual isolation by the West has accentuated the role and position of Türkiye in the new Eurasian geopolitics, acknowledged even by those who in the past
refused to see or accept this development.
Geçtiğimiz yıl tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 salgını, geliştirilen aşılara ve alınan önlemlere rağmen, 2021 yılında da kapanmaları ve kısıtlamaları zorunlu kılmıştır. Merkezimiz de bu koşullarda karma bir sistemle -yani uzaktan ve iş yerinde- çalışarak ve çevrim içi kolaylıklardan etkili biçimde yararlanarak, faaliyetini bir aksamaya yol açmadan sürdürmeyi başarmıştır.
Değişmekte ve evrilmekte olan küresel güç dengelerinde jeopolitik konumunun Batı’nın en doğusu, Doğu’nun en batısı olarak şekillenmesi daha da somutlaşan, geniş tanımıyla Karadeniz bölgesinde Avrasya coğrafyasının merkezinde yer alan Türkiye, ayrılmaz parçası olduğu Balkanlar ve Kafkasya bağlantısı ile Avrasya’nın iletişim ve ulaştırma ekseninin gerçekleştirilmesinde öne çıkan bir ülke olmuştur.
---------------
It is a pleasure to present our Annual Report for the year 2021 that provides a brief overview of the works and activities of the Center for Eurasian Studies (AVİM) during the past year.
The COVID-19 pandemic that cast its shadow on a global scale last year, despite the introduction of vaccines and measures acknowledged to be preventive, continued in 2021 with new variants, necessitating lockdowns and restrictions. AVİM was nevertheless able to carry on its work without any breakdown with a hybrid system of working from both home and office, effectively adapting to online facilities.
As the global power balance continues to change and evolve, highlighting Turkey’s place more pronouncedly at the easternmost of Europe and westernmost of Asia, Turkey has come to the fore, enabling the Eurasian connectivity with its core location in the wider Black Sea basin at the nexus of Eurasia, as well as with its inherent connection to the Balkans and the Caucasus.
2020 yılı, tüm dünyayı saran COVID-19 salgını nedeniyle küresel kayıtlara geçen olağanüstü bir yıl olmuş, tüm dünyanın yaşam biçimini etkilemiş ve değiştirmiştir. Merkezimiz bu değişikliklere hızla ayak uydurmuş, bir aksamaya yol açmadan, uzaktan-evden çalışmayla faaliyetini sürdürebilmiştir.
Milli Mücadele/Kurtuluş Savaşımızın yürütme gücü Büyük Millet Meclisinin açılışının yüzüncü yılını kutladığımız 2020 yılı, ulusal çıkarlarımızın ve ulusal bağımsızlığımızın aynı gü.le savunulması anlayışını da tazeleyen bir yıldönümü olmuştur.
4 Kasım 2021
Son olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerine cevap olarak Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın bölgede barışın sağlanması konusunda Türk kamuoyundan olumlu mesajlar aldıklarını söylemiştir.
Türkiye, Ermenistan ile ilişkilerin geliştirilmesi konusunda her zaman adım atan taraf olmuştur. Geçmişte de örneklerine çok rastladığımız bu girişimler maalesef Ermenistan’ın sonradan vazgeçmesiyle daha da karmaşık bir hal almıştır. Umarım, Ermenistan bu sefer kalıcı çözümler konusunda istikrarlı bir grafik çizer.
1915 Olayları Uluslararası Konferansı II. Oturum: Uluslararası Hukuk Açısından 1915 Olayları
20 Nisan 2021
Konuşmacılar:
Prof. Dr. Sevgi Gül Akyılmaz (Moderatör)
Avukat David Saltzman
AVİM Analisti Hazel Çağan Elbir
Avukat, Dr. Deniz Akçay
Azerbaycan'ın kendi toprakları üzerinde yeniden kazandığı haklar üzerine bir demeç.
------
On October 17th, 2020, AVİM Analyst Hazel Çağan Elbir hosted by the program on the Ulusal Kanal titled “Yeni Dünya” (New World) answered the questions by Kıvanç Özdal. During the program, Çağan Elbir reviewed the France – ASALA relations.
-------
On November 7th, 2020, AVİM Analyst Hazel Çağan Elbir joined the program on the Ulusal Kanal titled “Yeni Dünya” (New World) answered questions by Kıvanç Özdal. During the program, Çağan Elbir addressed the Turkey – United States (US) and the US – European Union (EU) relations during the period prior to the US Presidential Elections held on November 3rd.
“PROF. DR. NAMİ ÇAĞAN ANISINA ARMAĞAN”
YAYIN İLKELERİ
1- Armağan’a gönderilen yazılar başka bir yerde yayınlanmamış ya da yayınlanmak üzere gönderilmemiş olmalıdır.
2- Armağan’a makale, karar incelemesi veya çeviri eserlerle katkıda bulunulabilir. Yazarın talebi halinde makaleler için hakem atanacaktır.
3- Yazıların en geç 30 Eylül 2018 tarihine kadar, namicaganarmagani@gmail.com e-posta adresine gönderilmesi gerekmektedir. Editörler Kurulu tarafından yazının alındığı hususunda yazara bilgi verilecektir.
4- Editörler Kurulu tarafından ilk değerlendirilmesi yapılan ve bu yayın ilkelerine uygun olarak düzenlenmemiş olduğu tespit edilen yazılar, yayın ilkeleri doğrultusunda düzeltilmesi için yazara iade edilir.
5- Yayın ilkelerine uygun olan ve hakem atanması talep edilen makaleler hakeme gönderilir. Hakemden gelen rapor doğrultusunda makalenin yayınlanmasına, yazardan rapor çerçevesince düzeltme istenmesine ya da yazının geri çevrilmesine karar verilir ve yazar en kısa sürede durumdan haberdar edilir.
6- Yazarlar unvanlarını, görev yaptıkları kurumları, haberleşme adresleri ile telefon numaralarını ve varsa e-posta adreslerini bildirmelidirler.
7- Yazılar bilgisayarda ‘Times New Roman’ yazı karakteri ile, ana metin 12 punto, dipnotu 10 punto, kaynakça 10 punto, satır aralığı 1.5 aralık olacak şekilde, “.doc”, “.docx” veya “.rtf” formatıyla hazırlanmalıdır.
8- Yazının başlığı, siyah ve tümü büyük harf karakterinde olmalıdır. Başlığın hemen altında sayfa sağına yanaştırılmış olarak yazar adı belirtilmeli ve soyadının sonuna bir yıldız konulmalıdır. Yıldızlı dipnotta ise, yazarın üniversitesi veya bağlı olduğu kurum ile unvanı belirtilmelidir.
Örn.: Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
9- Metin içerisindeki kısaltmalarda, kısaltılacak isim veya başlık metinde ilk defa kullanıldığında kısaltılmadan ve parantez içinde kısaltması belirtilerek kullanılmalı veya kısaltılmış isim ya da başlık karşılıkları ile kısaltmalar cetvelinde gösterilmeli; dipnotlarda kullanılan kısaltmalara ise, sadece kısaltmalar cetvelinde yer verilmelidir.
10- Metin içerisinde kullanılan yabancı kelimeler italik olarak belirtilmelidir.
11- Yüksek Mahkeme kararlarına yapılacak atıflar, aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir: 11. HD, 18.12.2015, E. 2345, K. 6789, D. 3. Dairesi, 18.12.2015, E. 2345, K. 6789
12- Metin içerisindeki başlıklar aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir:
I. SİYAH VE TÜMÜ BÜYÜK HARF
1. Siyah ve Sadece İlk Harfler Büyük
A- Siyah ve Sadece İlk Harfler Büyük
Beyaz ve Sadece İlk Harfler Büyük
aa- Beyaz ve Sadece İlk Harfler Büyük
13- Dipnotlarda, eserlere yapılan ilk atıflar, yazarın soyadı, adı: kitabın adı, yayın yeri ve tarihi, sayfa sayısı şeklinde yazılmalı; aynı esere yapılan sonraki atıflarda, yazarın soyadı, gerekliyse (yazarın birden fazla eserinden yararlanılmışsa) kitabın kısaltılmış adı ve sayfa numarası belirtilmelidir. Yazarın eseri bir makale ise tırnak içinde gösterilmelidir.
Örn.: (1) Çağan, Nami: Vergilendirme Yetkisi, Kazancı Hukuk Yayınları, İstanbul, 1982, s. 33.
(2) Çağan, Nami: “Anayasa Çerçevesinde Kamu Maliyesinin Parlamenter Kontrolü”, Anayasa Yargısı Dergisi 1985, C. II, s. 201.
199-224
(3) Çağan, Kamu Maliyesinin Parlamenter Kontrolü, s. 201.
Yabancı yayınlara yapılan atıflarda da aynı usûl izlenmeli ve kullanılan kısaltmalar, kısaltmalar cetvelinde gösterilmelidir.
Örn.: Dosser, Dougles: “Economic Analysis of Tax Harmonization in Common Markets, Fiscal Harmonization in Common Markets”, Ed. Carl S. Shoup, Vol. 1: Theory, Columbia University Press, New York- London, 1967, s. 55.
14- Yazar tarafından eklendiği takdirde kaynakça, eserlere yapılan ilk atıflara uygun olarak düzenlenmeli, ancak yazarın ad ve soyadı siyah ve ilk harfleri büyük olacak şekilde belirtilmeli; süreli yayınlarda yer alan eserlerin ise ilk ve son sayfa numaraları kaynakçada gösterilmelidir.
Örn.: Çağan, Nami: Vergilendirme Yetkisi, Kazancı Hukuk Yayınları, İstanbul, 1982.
Bir yazarın birden çok eserine atıf yapılması halinde, eserlerin anılışları kaynakçada gösterilmelidir.
Örn.: Çağan, Nami: “Anayasa Çerçevesinde Kamu Maliyesinin Parlamenter Kontrolü”, Anayasa Yargısı Dergisi 1985, C. II, s. 199-224. (Anılış: Kamu Maliyesinin Parlamenter Kontrolü)
It is a pleasure to present our Annual Report that provides a brief overview of the works and activities of the Center for Eurasian Studies (AVİM) during the year 2023.
The global balance of power and geopolitics that have been shifting since the collapse of the Soviet Union have become more perceptible during 2023. Türkiye, which was seen as the easternmost point of the West or the eastern post of the West during the Cold War era has also become the westernmost point of the East, moving to the core of an evolving Eurasian geography encompassing Europe and Asia. This new geopolitical location has introduced numerous advantages, but has also created serious challenges and constraints for Türkiye that obligates the country to be attentive.
Perceiving Türkiye as a land of connectivity and integration between the East and the West with its two wings, one in the Balkans and the other in the Caucasus, AVİM considers Türkiye, a Balkan country, to be an inseparable part of the European geography and as such a natural part of the European Union (EU). Its membership to elemental organizations and institutions of the European geography evinces its European identity. On the other hand, following the establishment of independent states of the South Caucasus and Central Asia, Türkiye has nourished close ties with this formerly secluded geography based on its deep-rooted social, cultural, kinship bonds there, thus enabling Türkiye to open up to Asia and to reconcile its European and Asian profiles.
AVİM also organizes various conferences, book presentations, and panel discussions with the participation of international partners, some of which we also publish in print as AVİM reports. This year we have initiated a partnership program with think-tanks in the region and began holding online discussions and exchange of views.
AVİM, as an independent and non-profit think-tank, has been carrying this voluminous work with the meticulous and often self-sacrificing work of a limited number of staff. The AVİM staff deserves sincere thanks and warm congratulations for their unrelenting efforts, conscientious, and fruitful work. On behalf of AVİM, I would also like to express our thanks and gratitude to all who have shown interest in and given support to our work and activities.
---------------
Avrasya İncelemeleri Merkezi’nin (AVİM) 2023 yılı çalışmalarına ve etkinliklerine genel bir bakış sağlamak üzere hazırladığımız Yıllık Raporu sunmaktan mutluluk duyuyoruz.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından bu yana değişmekte olan küresel jeopolitik ve güç dengesi 2023 yılında daha da belirgin hale gelmiştir. Soğuk Savaş döneminde Batı’nın en doğusu, doğu karakolu olan Türkiye, yeni oluşumda Doğu’nun da en batısı olarak Avrasya coğrafyasında Asya ve Avrupa’yı birleştiren merkezi bir konuma gelmiştir. Bu yeni konumu Türkiye için büyük imkanlar yarattığı kadar, dikkate alınması gereken ciddi riskler de ortaya çıkartmıştır.
Türkiye’yi Balkanlar ve Kafkaslar kanatlarıyla Batı ile Doğu arasında iletişim ve kaynaşma alanı olarak gören AVİM, Türkiye’nin bir Balkan ülkesi olarak Avrupa’nın, dolayısıyla Avrupa Birliğinin (AB) doğal bir parçası olduğunu değerlendirmektedir. Avrupa coğrafyasının temel kurumlarındaki yeri esasen Avrupalı kimliğini kanıtlamaktadır. Diğer taraftan, Güney Kafkas ve Orta Asya cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını kazanmalarından sonra tarihi, beşerî, sosyal ve kültürel köklü bağları bulunan bu coğrafya ile kurulan yakın ilişkiler Türkiye’nin Asya’ya açılmasını, Avrupalı ve Asyalı kimliklerini bağdaştırmasını mümkün kılmıştır.
Merkezimizin ilgi alanına giren güncel konularda bir kısmı uluslararası katılımlarla çeşitli konferanslar, paneller ve kitap tanıtımları da düzenlenmekte ve bunların bazıları AVİM Raporları olarak basılmaktadır. Bu yıl ayrıca bölgedeki düşünce kuruluşları ile bir ortaklık programı devreye sokulmuştur ve bu kuruluşlarla çevrimiçi tartışmalar ve fikir alışverişi yapılmaya başlanmıştır.
Kâr amacı gütmeyen, tarafsız ve bağımsız bir düşünce kuruluşu olan AVİM yoğun iş yükünü sınırlı imkanları, az sayıda personelinin gayretli ve özverili çalışmalarıyla sürdürmektedir. AVİM’deki çalışma arkadaşlarımı değerli ve verimli çalışmalarından ve katkılarından dolayı içtenlikle kutlar ve teşekkür ederim. Çalışmalarımıza, etkinliklerimize ve yayınlarımıza ilgi gösteren ve bizi destekleyen tüm okurlarımıza ve kuruluşlara da şükranlarımızı sunarız.
Covid-19 pandemisinin etkisinin ve riskinin azalması ile birlikte AVİM alışılagelmiş günlük düzenine büyük ölçüde dönmüş, evden çalışma ve uzaktan toplantılar istisnaya dönüşmüştür.
Küresel etki yaratan Rusya-Ukrayna Savaşı kuşkusuz bölgemizi, özellikle her iki ülkenin de Karadeniz’de komşumuz olması ve iyi komşuluk ilişkileri içinde
bulunmamız nedeniyle Türkiye’yi çok daha yakından etkilemiş ve sarsmıştır. Diğer taraftan bu savaş nedeniyle Rusya’nın maruz kaldığı yaptırımlar ve bir anlamda Batı dünyasından tecrit edilmesi, Türkiye’nin yeni Avrasya
jeopolitiğindeki yerini ve önemini daha öne çıkartmış, bunu görmek ve kabul etmek istemeyenleri de yanlışlıklarını idrak etmek durumunda bırakmıştır.
--------------
It is a pleasure to present our Annual Report that provides a brief overview of the works and activities of the Center for Eurasian Studies (AVİM) during the year 2022.
As the risk and effect of the Covid-19 pandemic receded, our Center was, more or less, able to go back to its prepandemic daily routine, and working from home and holding on-line lectures became the exception.
The Russian-Ukrainian War has made a global impact, no doubt first and foremost in the region, particularly in Türkiye, a neighbor in the Black Sea enjoying good relations with both Ukraine and Russia. On the other hand, sanctions applied to Russia because of its aggression and its virtual isolation by the West has accentuated the role and position of Türkiye in the new Eurasian geopolitics, acknowledged even by those who in the past
refused to see or accept this development.
Geçtiğimiz yıl tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 salgını, geliştirilen aşılara ve alınan önlemlere rağmen, 2021 yılında da kapanmaları ve kısıtlamaları zorunlu kılmıştır. Merkezimiz de bu koşullarda karma bir sistemle -yani uzaktan ve iş yerinde- çalışarak ve çevrim içi kolaylıklardan etkili biçimde yararlanarak, faaliyetini bir aksamaya yol açmadan sürdürmeyi başarmıştır.
Değişmekte ve evrilmekte olan küresel güç dengelerinde jeopolitik konumunun Batı’nın en doğusu, Doğu’nun en batısı olarak şekillenmesi daha da somutlaşan, geniş tanımıyla Karadeniz bölgesinde Avrasya coğrafyasının merkezinde yer alan Türkiye, ayrılmaz parçası olduğu Balkanlar ve Kafkasya bağlantısı ile Avrasya’nın iletişim ve ulaştırma ekseninin gerçekleştirilmesinde öne çıkan bir ülke olmuştur.
---------------
It is a pleasure to present our Annual Report for the year 2021 that provides a brief overview of the works and activities of the Center for Eurasian Studies (AVİM) during the past year.
The COVID-19 pandemic that cast its shadow on a global scale last year, despite the introduction of vaccines and measures acknowledged to be preventive, continued in 2021 with new variants, necessitating lockdowns and restrictions. AVİM was nevertheless able to carry on its work without any breakdown with a hybrid system of working from both home and office, effectively adapting to online facilities.
As the global power balance continues to change and evolve, highlighting Turkey’s place more pronouncedly at the easternmost of Europe and westernmost of Asia, Turkey has come to the fore, enabling the Eurasian connectivity with its core location in the wider Black Sea basin at the nexus of Eurasia, as well as with its inherent connection to the Balkans and the Caucasus.
2020 yılı, tüm dünyayı saran COVID-19 salgını nedeniyle küresel kayıtlara geçen olağanüstü bir yıl olmuş, tüm dünyanın yaşam biçimini etkilemiş ve değiştirmiştir. Merkezimiz bu değişikliklere hızla ayak uydurmuş, bir aksamaya yol açmadan, uzaktan-evden çalışmayla faaliyetini sürdürebilmiştir.
Milli Mücadele/Kurtuluş Savaşımızın yürütme gücü Büyük Millet Meclisinin açılışının yüzüncü yılını kutladığımız 2020 yılı, ulusal çıkarlarımızın ve ulusal bağımsızlığımızın aynı gü.le savunulması anlayışını da tazeleyen bir yıldönümü olmuştur.
duyuyoruz.
---
It is a pleasure to present our Annual Report of 2019 prepared to provide a brief overview of the major works and activities of the Center for Eurasian Studies (AVİM) during the past year.
2018 yılına AVİM’in kurucusu ve Onursal Başkanımız Büyükelçi Ömer Engin Lütem’i kaybetmenin acısı ile girdik. Kendisine tanrıdan rahmet ve ruhunun şad olmasını diliyoruz.
Merkezimiz bu yıl da çalışmalarını, Kafkas ve Balkan bölgeleri odaklı olarak, geniş Karadeniz bölgesi, Hazar havzası ve Orta Asya coğrafyalarına öncelik vererek, giderek yerleşmekte ve daha iyi anlaşılmakta olan Avrasya kavramımız kapsamında sürdürmüştür.
Güney Kafkasya’daki üç devletin tarihlerinde ilk kez bağımsız cumhuriyetlerini kurdukları 1918 yılının yüzüncü yıldönümü, özellikle Azerbaycan’ın başkenti Bakü’nün işgalden kurtuluşu, törenler ve akademik etkinliklerle anılmıştır. Gürcistan ve Ermenistan’daki gelişmeler, Ermenistan’da bir halk hareketiyle, yirmi yıldır iktidarda bulunan bağnaz ve yozlaşmış bir zihniyete son verilmesi ve yeni bir sayfa açma girişimleri yakından izlenmiştir.
----
It is a pleasure to present our Annual Report of 2018 prepared to provide a brief overview of the major events and activities of AVİM during the past year.
We started the year with the sad news of the passing away of Ambassador Ömer Engin Lütem, the founder and Honorary President of our Center. May he rest in peace.
The Center for Eurasian Studies has continued its work within our context of Eurasia, a concept that is taking roots and receiving understanding as well as recognition, with focal points on the Balkans and the Caucauses, the wider Black Sea region, the Caspian basin and Central Asian republics.
Shortly before the 2022 Türkiye Report was adopted by the EP, European Commission President Ursula von der Leyen, in her “State of the Union” speech, stated that on enlargement “if we want to be credible, we need to talk about a timetable[1].” Speaking about the importance of enlargement, von der Leyen also stated that it cannot be expected to change the treaties to facilitate enlargement. In her speech, von der Leyen emphasized that the seriousness of institutions in the world depends on the number of members and said: “In a world where size and weight matter, EU enlargement is clearly in Europe’s strategic interest[2].” On this occasion, she used the term “Western Balkans,” which was carefully chosen to exclude Türkiye, and stated that five countries in this region are candidates for EU membership and that negotiations have been conducted with some of them for about ten years. The expression “ten years” here is important. Von der Leyen considered this period as “long.” Considering how long Türkiye’s EU accession process has been on the agenda, her statement on the timeframe was far from convincing. In this context, the EU is expected to recommend Ukraine and Moldova to start accession negotiations in the fall.
2022 yılı Türkiye Raporu AP’de kabul edilmeden kısa bir süre önce Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Birliğin Durumu” konuşmasında, genişleme konusunda “inandırıcı olmak istiyorsak, bir takvimden bahsetmemiz gerekir.” demiştir. Genişlemenin öneminden bahseden von der Leyen, bununla beraber genişlemeyi kolaylaştırmak üzere anlaşmaların değiştirilmesinin beklenemeyeceğini de ifade etmiştir. Konuşmasında Dünya’da kurumların ciddiyetinin üye sayısına bağlı olduğunu vurgulayarak, “Büyüklük ve ağırlığın önemli olduğu bir dünyada, AB genişlemesi açık bir şekilde Avrupa’nın stratejik çıkarına olacaktır.” demiştir. Bu vesileyle, Türkiye’nin dışarıda bırakılmak için özenle seçilen “Batı Balkanlar” ifadesi kullanılmış, bahsedilen bölgedeki beş ülkenin AB üyeliğine aday olduğu ve bazıları ile yaklaşık on yıldır müzakereler yürütüldüğünü belirtmiştir. Buradaki “on yıl” ifadesi önem taşımaktadır. Von der Leyen bu süreyi “uzun” olarak değerlendirmiştir. Türkiye’nin AB üyelik sürecinin ne kadar uzun bir zamandır gündemde olduğu düşünüldüğünde, süre konusundaki beyanı inandırıcı olmaktan uzak kalmıştır. Bu çerçevede AB’nin Ukrayna ve Moldova ile üyelik müzakerelerine başlaması için sonbaharda tavsiyede bulunması beklenmektedir.
Gerçek Ortaya Çıkar (“The Truth Will Out”) başlıklı bu kitap, Türkiye'nin dış politika sorunlarından birine ışık tutmak amacıyla daha önce yayımlanmış makalelerinin kapsamlı bir derlemesidir.
Büyükelçi Pulat Y. Tacar, Türkiye'ye ve Türklere yönelik Ermeni iddialarına ve tarihsel çarpıtmalara üçüncü taraf soruşturmalarında ve üst düzey uluslararası platformlarda dahi karşı koymuş, kariyerinde ordinaryüs düzeyine çıkmış, hukuk geçmişi olan son derece tecrübeli bir diplomat olarak, iddiaları en kırılgan cephesinden, hukuki, adli dayanaklarından ele almayı tercih etmiştir.
AVİM'in, dönemin olaylarının tarihi, siyasi, dini yönleri hakkında çok sayıda yayını bulunmaktadır. AVİM ve Terazi Yayınları tarafından yayınlanan 44. kitap olan “Gerçekler Ortaya Çıkacak”, geçerliliğini korumaya mahkûm, hukuksal bir referans kaynağıdır. AVİM olarak bu değerli eseri konuya ilgi duyan okuyucularımıza sunmaktan memnuniyet duyuyoruz.
------
The tragic events of the First World War, the ebb and flow of the calamities of war in the Eastern Anatolia front, including the relocation and resettlement of some of the Armenian population in specific areas has become a topic construed out of context and abused for political ends to hammer Türkiye and the Turkish people. Retired Ambassador Pulat Y. Tacar has studied this subject extensively from a legal-judicial point of view and has published numerous articles on the subject.
This book, titled “The Truth Will Out,” is a comprehensive compilation of his previously published articles to shed light on one of Türkiye’s foreign policy challenges.
Ambassador Pulat Y. Tacar, a highly seasoned diplomat with a legal background, an emeritus in his career, having countered Armenian allegations and historically distorted narrative against Türkiye and the Turks even at third party inquiries and high-level international platforms, has opted to deal with the allegations from its most vulnerable façade, that of legal, judicial basis.
AVİM has a number of publications on the historical, political, religious aspects of the events of the time. The 44th book published by AVİM and Terazi Publishing, “The Truth Will Out,” is a legalistic reference source that is bound to sustain its validity. As AVİM, we are proud to present this valuable work to readers interested in the subject.
Ermeni asıllı bir araştırmacının özgür bir ortamda ve nesnellik ile samimi görüşlerini yansıtan bu mektubunu AVİM olarak beş güne yayarak bölümler halinde internet sayfamızdan yayınlamıştık. Mektubun tamamını bu yayınımızda hem Türkçe hem de İngilizce olarak okuyabilirsiniz.
Ağustos ayında bu mektup AVİM’e ulaşmadan önce, Haziran 2021’de Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı tarafından düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu’nda konuşmacı olarak davet edilen Ermeni Tarihçi Gerard Jirair Liberadian ile tanışma ve görüşme fırsatı buldum. Görüşmemiz sırasında Libaridian da tek yanlı Ermeni iddialarına ilişkin olarak radikal görüşler yerine daha uzlaşmacı ve normalleşmeye yeşil ışık yakan görüşlerini aktarmıştı.
Ermenistan Cumhurbaşkanı Levon Ter-Petrosyan’ın danışmanlığını yapan Tarihçi Libaridian, 20 Haziran 2021 tarihinde yapılan seçimlere ve Azerbaycan ile yaşanan ihtilafa ilişkin görüşlerinde, Ermenistan’ın kendisini bölgenin bir parçası olarak görmesi gerektiğine dikkat çekmişti. Paneldeki konuşması sırasında doğrudan müzakerelerin başlaması gerektiğini vurgulayan Libaridian, Türkiye ve Ermenistan arasında normalleşme adımlarının atılması gerektiğinin altını çizmişti. Ayrıca Libaridian, Türkiye’nin normalleşmeye hazır olduğunu ancak Ermenistan’ın daha kat etmesi gereken uzun bir yol olduğunu belirtmişti. Libaridian ayrıca, Ermenistan’da normalleşme karşıtı propaganda faaliyetlerinin sürdüğünün altını çizmişti. Dolayısıyla, bu kitabı yayınlarken tek bir bireyin söyledikleri ile değil, pek çok farklı kaynağın da benzer fikirleri savunduğunu görerek cesaretlendiğimi söylemek isterim.
Ermeni meselesi ile ilgili çalışmalar genellikle tek taraflı olarak ele alınmaktadır. Ancak dengeli bir şekilde tüm görüşlere önem verilmesi temelinde hareket edilmesi gerekmektedir. Karşılıklı acılar yaşanmıştır. Ancak Ermenilerin yalnız kendilerinin mağdur olduklarını öne sürmeleri tarihi gerçeklerle örtüşmemektedir ve Türkiye’yi ve Türk halkını derinden yaralamaktadır. Hukuken kanıtlanmamış iddiaları ile Türkiye’yi ve Türk halkını suçlamaları kabul edilemez bir durumdur. Ortak tarihi geçmişin her iki tarafın da canını yaktığı bir gerçektir. Bu noktada, her iki tarafın da yara aldığını ifade eden bir Ermeni görüşünün olması, konuya objektif yaklaşılabildiğini de göstermiştir. Bu sebeple, Iver Torikian’ın bu nesnel görüşlerini bir kitap halinde yayınlamanın hem Türkiye’nin hem de Ermenistan’ın ortak yararına hizmet ettiğini ve gelişmesini arzuladığımız ilişkilere katkı sağlayacağına inanıyorum.
As AVİM, we published this letter, which reflects the sincere views of a scholar of Armenian origin in a free space/atmosphere/setting and with objectivity, by dividing it into parts that were published within five days. The complete letter can be read in this issue in English and Turkish.
Before this letter reached AVİM in August, I had an opportunity to meet and speak with Gerard Jirair Libaridian, the Armenian Historian who was invited by the Ministry of Foreign Affairs of the Republic of Turkey to the Antalya Diplomacy Forum as a speaker. During our talk/meeting, with regards to the one-sided Armenian claims, Libaridian shared his thoughts which were reconciliatory and gave a green light for normalization instead of radical views.
In his remarks concerning the elections on June 20th, 2021 and the conflict with Azerbaijan, Historian Libaridian, who served as an advisor to the former Armenian President Levon Ter-Petrosyan, emphasized that Armenia needs to see herself as a part of the region. During his panel speech, Libaridian highlighted those direct negotiations need to be initiated and that steps towards normalization need to be taken between Turkey and Armenia. Additionally, Libaridian expressed that Turkey is ready for normalization, however, that Armenia still has a long way to go. Furthermore, Libaridian underlined that anti-normalization propaganda activities continue in Armenia. Therefore, I would like to state that, while publishing this book, I find it heartening/encouraging to see that many different sources share similar opinions, not the views of a single source.
Studies regarding the Armenian issue are generally discussed in a one-sided manner. However, it is necessary to act on the basis of valuing all viewpoints in a balanced way. There has been mutual suffering. Nonetheless, the Armenians’ claims of being the sole victims do not match with historical facts and deeply hurt Turkey and the Turkish people. Them accusing Turkey and the Turkey people with claims that have not been legally substantiated is unacceptable. It is a fact that our common history hurts both sides. At this point, the presence of an Armenian viewpoint that expresses both sides being hurt/harmed displays that the subject can be approached in an objective way. Hence, I believe that publishing these objective views of Iver Torikian in a book format will serve the common good of both Turkey and Armenia and contribute to the relations, which we hope will develop.
Diğer taraftan, Türkiye'de bu propagandaya karşı çalışmaların sayısı sınırlı kalmış, hukuk kazanımları ile yetinilebileceği rahatlığı hakim olmuş, Ermeni iddialarına karşı yeni araştırmalar, söylemler ve etkinlikler sınırlı kalmıştır. Ermeni iddialarının destekçisi görüşlerle kıyaslandığında az denebilecek sayıda Türk üniversitelerinde ve bazı düşünce kuruluşlarında bu yıldönümü münasebetiyle konferanslar düzenlenmiş ve bunlara ilişkin olarak bazı yayınlar yapılmıştır. Bu yayınlarda yer alan görüşlerin yabancı akademik çevrelerde ve kamuoylarında yeterince ses getiremediği de gözlemlenmiştir.
Böyle bir tablonun ortaya çıkmasının birincil nedenlerinden biri Ermeni sorunu konusunda araştırmaların özel bir destek almaması ve yapılan çalışmaların da bu konuya ilgi duyanların kendi çaba ve girişimleri ile sınırlı sınırlı olmasıdır. Öte yandan, girişimlerin, araştırmaların ve yayınların koordinasyon içinde yapılmaması da temel sorunlardan biridir.
Ermeni sorununa ilişkin kaynakların çok büyük bir kısmının Türkiye arşivlerinde olduğu bilinmektedir. Bu arşivler tasnifler tamamlanabildiği ölçüde açılmış ve bilim insanlarının araştırmalarına sunulmuştur. Ayrıca, bazı arşiv belgeleri tematik olarak yayınlanmıştır. Yabancı ülkelerdeki arşiv belgeleri ise, genelde olaylara doğrudan tanık olunmadığı ve bazı duyumlar nakledildiği için ikinci derecede bir öneme sahiptir ve genelde büyükelçilik ve konsoloslukların raporları ile bazı hatıratı içermektedir. Ermenilerin elinde ise, o tarihte bir Ermeni devleti olmadığı için resmi denebilecek belge bulunmamakta ve arşiv olarak o dönemde yaşamış kişilerin anılarının muhafaza edildiği anlaşılmaktadır. Kişisel anılar ise, sübjektif oldukları için, bilimsel eserlerde sorun yaratabilmektedir.
Sevk ve iskânın 100. Yılını anma dönemi dolayısıyla yabancı ülkelerde yapılan yayınlar, Osmanlı Arşivlerinden ya hiç ya da çok az yararlanmış oldukları için, o dönem olaylarının neden ve sonuçlarını ortaya koymakta yetersiz kalmaktadır. Ermeniler tarafından kaleme alınanlar ise gerçeğin değil önceden saptanmış belirli görüşlerin kanıtlanmasını amaçladıkları için genelde özürlüdür. Bu tür eserler ciddi bir eleştiriye tabi tutulmadığı ve Türk verileri de hemen hemen hiç bilinmediği için halen dünya kamuoyunun Ermeni sorunu konusunda daha ziyade propaganda niteliğinde olan bir tür sanal tarihi benimsemekte olduğu görülmektedir.
Bu durum ülkemiz bilim insanlarının, akademisyenlerin, yazarların ve bu konuya eğilen düşünce kuruluşlarının Ermeni sorununa daha fazla önem vermeleri gerektiğini ortaya koymaktadır.
Diğer yandan siyasi bakımdan Ermeni sorunun çözümü büyük ölçüde taraflar arasında 1915 olayları hakkında bir genel mutabakata varılmasına bağlı olduğundan bu konuda Türkiye'nin 2005 yılında Ermenistan'a yaptığı ve kısaca "Tarihçiler Komisyonu" diye adlandırılan önerinin yeniden değerlendirilmesinde yarar vardır.
AVİM, mirasçısı olduğu Ermeni Araştırmaları Enstitüsü dönemiyle birlikte, 2001 yılından günümüze kadar Ermeni sorunu konusunda devamlı olarak bilimsel çalışmalar yapmış olan bir kuruluştur. Bu çerçevede halen 58. sayısına ulaşmış olan Ermeni Araştırmaları dergisi ile 36. sayısı çıkan Review of Armenian Studies dergilerini yayınlamaktadır. Ayrıca Ermeni sorunu konusunda son on beş yıl içinde birçok toplantı yapmıştır. 1915 yılında çıkarılan sevk ve iskân kanununun 100. yılında AVİM dergileri özel sayılar yayınlamışlardır. Ayrıca AVİM bu konuda ulusal ve uluslararası toplantılar düzenlemiş, bunlardan bazılarına Ermeni düşünürler de katılmıştır.
"Ermeni Konferansları 2017" başlığını taşıyan bu kitapta Ermeni sorunu konusunda bilgi ve deneyimleri olan 11 akademisyen, yazar, diplomatın ve araştırmacının 2017 yılında AVİM'de vermiş oldukları konferansların metinleri bulunmaktadır.
AVİM, bu konferanslara 2018 yılında da devam etmeyi ve önümüzdeki yıllarda da bu etkinlikleri sürdürmeyi amaçlamaktadır.
Alev KILIÇ
E. Büyükelçi
AVİM Başkanı
(2014, 2015 ve 2016 yılları) içinde Ermeniler ve taraftarları dünyanın
belli başlı ülkelerinde “soykırım” ve diğer Ermeni iddia ve talepleri
konusunda görüşlerini yansıtan çok sayıda kitap ve makale yayınlamış ve
bunların geniş kitlelere duyurulmasını amaçlayan çeşitli toplantılar
düzenlemiştir.
Buna karşın aynı dönemde Türkiye’de bu tür eserlerin sayısı sınırlı kalmış,
bunlardan bazıları esasen bilinen hususları tekrarlamış ve genelde Ermeni iddialarına karşı bir cevap oluşturmamıştır. Toplantılara gelince, az denebilecek sayıda Türk üniversitelerinde ve bazı düşünce kuruluşlarında bu yıldönümü münasebetiyle konferanslar düzenlenmiş, bunlara ilişkin olarak bazı yayınlar yapılmıştır. Ancak bu yayınlarda yer alan görüşlerin yabancı ülkeler akademik çevrelerine ve kamuoylarına yeterince yansımadığı görülmüştür.
Bu dönemin bir diğer özelliği de Ermeni görüşlerini içeren yabancı kaynaklı kitapların Türkçe çevirilerinin ülkemizde yayınlanmasıdır. Bunların sayısının aynı dönemde yayınlanan ve Türk görüşlerini içeren kitaplardan daha fazla olduğu anlaşılmaktadır. Bu olumsuz denebilecek durumun ortaya çıkmasının başlıca nedeni Ermeni sorunu konusunda araştırmaların özel bir teşvik görmemesi ve yayınlanan az sayıdaki eserlerin de kişilerin kendi çaba ve girişimlerinin sonucu olmasıdır.
Diğer yandan yapılan araştırma ve yayınlar arasında bir eşgüdüm olmaması da ayrı bir sorundur. Oysa Ermeni sorununa ilişkin kaynakların çok büyük bir kısmı Türkiye arşivlerindedir. Bu arşivler uzun çabalar sonucunda açılmış ve bilim adamlarının istifadesine sunulmuştur. Ayrıca bazı arşiv belgeleri tematik olarak yayınlanmıştır. Yabancı ülkelerdeki arşiv belgeleri ise, genelde olaylara doğrudan tanık olunmadığı ve bazı duyumlar nakledildiği için ikinci derecede bir öneme sahiptir ve genelde büyükelçilik ve konsoloslukların raporları ile bazı hatıratı içermektedir. Ermenilerin elinde ise, o tarihte bir Ermeni devleti olmadığı için resmi denebilecek belge bulunmamakta ve arşiv olarak bazı kişilerin anılarının saklandığı anlaşılmaktadır. Oysa anıların, en azından sübjektif olduğu
için, bilimsel eserlerde kullanılması sorunludur.
Tehcirin 100. yılı dönemi münasebetiyle yabancı ülkelerde yapılan yayınlar, Osmanlı Arşivlerinden ya hiç ya da çok az yararlanmış oldukları için, o dönem olaylarının neden ve sonuçlarını gerektiği gibi ortaya koymakta yetersiz kalmaktadır. Ermeniler tarafından kaleme alınanlar ise gerçeğin değil önceden saptanmış belirli görüşlerin kanıtlanmasını amaçladıkları için genelde özürlüdür. Bu tür eserler ciddi bir eleştiriye tabi tutulmadığı ve Türk görüşleri de hemen hiç bilinmediği için halen dünya kamuoyunun Ermeni sorunu konusunda daha ziyade propaganda niteliğinde olan bir tür sanal tarihi benimsemekte olduğu görülmektedir.
Bu durum ülkemizde cumhuriyet ve milletimizin çıkarlarına öncelik veren
akademisyen ve yazarların ve aynı niteliğe sahip düşünce kuruluşlarının Ermeni Sorununa daha fazla önem vermeleri gerektiğini ortaya koymaktadır.
Diğer yandan Ermeni sorunun çözümü büyük ölçüde taraflar arasında
1915 olayları hakkında bir genel mutabakata varılmasına bağlı olduğundan bu konuda Türkiye’nin 2005 yılında Ermenistan’a yaptığı ve kısaca “Tarihçiler Komisyonu” diye adlandırılan önerinin yeniden değerlendirilmesinde yarar vardır.
AVİM, mirasçısı olduğu Ermeni Araştırmaları Enstitüsü dönemiyle birlikte, 2001 yılından günümüze kadar Ermeni sorunu konusunda devamlı olarak bilimsel çalışmalar yapmış olan bir kuruluştur. Bu çerçevede halen 56. sayısına ulaşmış olan Ermeni Araştırmaları dergisi ile 34. sayısını idrak eden Review of Armenian Studies dergilerini yayınlamaktadır. Ayrıca Ermeni sorunu konusunda son onbeş yıl içinde birçok toplantı yapmıştır. Yukarıda değindiğimiz Tehcirin 100. yılını anma dönemi için AVİM Dergileri özel sayılar yayınlamışlardır. Ayrıca AVİM bu dönem içinde ulusal ve uluslararası toplantılar düzenlemiş, bunlardan bazılarına Ermeni yazarlar da katılmıştır.
Yukarıda değindiğimiz gibi, özel bir önemi bulunmasına rağmen, Ermeni
Tehcirinin 100. yılı için Türk akademisyen ve yazarlarının bilimsel etkinlikleri sınırlı kalmıştır. Oysa “Ermeni Sorunu”nu tarihsel ve hukuksal açıdan iyi bilen bilim adamlarımız ve bu konunun uluslararası alanda tartışılmasına başarılı bir şekilde katılmış olan diplomatlarımız vardır. AVİM onların bilgi ve düşüncelerinden de yararlanılması gerektiği noktasından hareketle bir konferanslar dizisi düzenlemeye ve bu konferanslarda yapılan sunumları yayınlamaya karar vermiştir.
“Ermeni Sorunu 2016: On Görüş” başlığını taşıyan bu kitapta Ermeni sorunu konusunda bilgi ve deneyimleri olan 10 akademisyen, yazar ve diplomatın, 2016 yılında AVİM’de vermiş oldukları konferansların metinleri bulunmaktadır. Bu konferanslara 2017 yılında da devam edilmekte olup, AVİM izleyen yıllarda da bu etkinliği sürdürmeyi amaçlamaktadır.
Ömer Engin Lütem
E. Büyükelçi
AVİM Onursal Başkanı
This research examines how Turkish newspapers approached the Armenian terrorism which emerged in the years between 1973 and 1984 as the third wave since the late 19th century. The Armenian terrorist organizations officially emerged in 1975 in order to show the world their rightfulness in terms of the so-called Armenian genocide, assassinating Turkish diplomats, including ambassadors and their families, in a planned and systematic fashion within these 11 years. These terrorist activities accelerated from time to time. Along with the accelerated Armenian terror, domestic terrorism and political disorder were the other developments in Turkey. Within the context of such difficulties, the extent of Armenian terrorist activities and the changes in the politically varied Turkish newspapers' regarding Armenian terrorism within these 11 years are examined thoroughly.
Key words: Armenian question, Armenian terrorism, Turkish press, Turkish diplomats, ideological cleavages.
***
ÖZ
Bu çalışmada, 1973 ve 1984 yılları arasında, 19. Yüzyılın sonlarından itibaren zaman zaman patlak veren Ermeni terörünün 3. dalgasının yeniden ortaya çıkışı ve bu terör faaliyetlerinin Türk gazeteleri tarafından ele alınış biçimi irdelenmiştir. Resmi olarak 1975 yılında ortaya çıkan Ermeni terör örgütleri, Ermeni soykırım iddiaları konusunda haklı olduklarını bütün dünyaya duyurmak için, aralarında büyükelçilerin de bulunduğu, Türk diplomatlarını ve aile fertlerini 11 yıl boyunca sistemli ve planlı bir şekilde katletmişlerdir. Bu terör saldırıları zaman zaman yoğunluk kazanmıştır. Ermeni terörünün yoğun bir şekilde yaşandığı bu dönemde, ülke içindeki siyasi karışıklıklar ve terör faaliyetleri de yoğun bir şekilde devam etmiştir. Tüm bu gelişmeler yaşanırken, Ermeni terör saldırılarının bu 11 yıllık dönemde siyasileşmiş Türk gazeteleri tarafından mevcut ideolojik ayrılıkların yaşandığı bir dönemde, Türk halkına ne kadar sağlıklı bir biçimde aktarıldığı ve Türk basınının Ermeni sorununa yaklaşımındaki değişim mercek altına alınmıştır.
Anahtar Kelimeler: Ermeni sorunu, Ermeni terörü, Türk basını, Türk diplomatlar, Türk gazeteleri, ideolojik ayrılıklar.
Resolution 1325 was the first formal and legal document from the Security Council that required parties in a conflict to prevent violations of women’s rights, to support women’s participation in peace negotiations and inpost-conflict reconstruction, and to protect women and girls from wartime sexual violence. More specifically, the resolution reaffirmed the important role that women play in conflict prevention, conflict resolution, and peace-building; emphasized the importance of women’s equal involvement in peace and security and the need for women’s increased participation in conflict prevention and peace-building; reaffirmed the importance of human rights law in the protection of women and their rights while acknowledging the need to adopt a gender perspective in peacekeeping operations and training of peacekeeping personnel; and recognized that the protection of women and girls and their participation in peace processes is important and directly tied to international peace and security.
Women have faced many challenges in the past 23 years in implementing all four pillars of UN Security Council Resolution 1325 (UNSCR 1325). The pillars include participation in the peace-building and conflict resolution processes; prevention of attacks on women and considering gender issues at the policy level; protection of women’s rights, including guarding women and girls against gender-based violence, especially in conflict; and resolution and recovery urging local actors, Member States, and the UN agencies to adopt a gender perspective in peace operations, negotiations and agreements, and to include women in the resolution and recovery phase. It is undeniable that UNSCR 1325 represents a milestone in the fight for women’s fundamental human rights and the first steps towards reaching equality between women and men. However, in hindsight, after 23 years, more progress should have been made since its signing, and the results in the NESA region are too often underwhelming."
Borçalı Türkleri: İslam, Mazhep ve Din Temelli Sorunlar (Doç. Dr. Ali Asker ve Özge Nur Öğütcü)
9. Bölüm:
Borçalı Türkleri: Sosyo-Ekonomik Durum, Siyasi Katılım ve Entegrasyon (Aytaç Yılmaz ve Özge Nur Öğütcü)
Bu kitabın yazılmasını mümkün kılan, Gürcistan’daki Müslüman Topluluklar: Azınlık hakları, Kimlik, Siyaset başlıklı projedir.
Bu proje kapsamında Gürcistan’daki dört Müslüman topluluğun –Müslüman Acaralılar, Borçalı Türkleri, Ahıska Türkleri ve Kistler- geçmişte ve günümüzde maruz kaldıkları ayrımcılıklar ve bunların yol açtığı sorunlar azınlık hakları, kimlik ve siyaset açısından incelendi. Bu bağlamda, Gürcistan’ın üye olduğu uluslararası örgütlere olan yükümlülükleri, taraf olduğu uluslararası anlaşmalar, bunlar dolayısıyla ulusal düzeyde yapılan yasal düzenlemeler ve bu düzenlemelerin Müslüman azınlıklara ne şekilde yansıdığı da Eylül 2015- Mart 2016 tarihleri arasında Gürcistan, Azerbaycan, Ermenistan ve Türkiye’de gerçekleştirilen kapsamlı saha araştırmaları ile irdelendi. Saha araştırmalarında sadece incelenen toplulukların üyeleri veya önde gelenleriyle değil, Gürcistan devletinin ilgili resmî kurumlarının yetkilileriyle, siyasetçilerle, STK uzmanlarıyla ve akademisyenlerle de mülakatlar gerçekleştirildi. Bu yolla Müslüman azınlıkların durumu farklı görüş ve değerlendirmeler dikkate alınarak objektif bir şekilde analiz edildi. Yoğun bir emek ve özverinin ürünü olan bu kitabın konuyla ilgilenen tüm okuyuculara sunuyoruz.
Hakemli bir dergi olan Ermeni Araştırmaları dergisi, yılda üç defa yayımlanır. Derginin dili Türkçedir. Ermeni Araştırmaları Dergisi daha önce herhangi bir dergide yayınlanmamış makaleleri kabul etmektedir. Makaleler, derginin belirtmiş olduğu bilimsel yazım kural ve standartlarına uygun ve açık bir dil ile yazılmış olmalıdır.
2001 yılından bu yana Ermeni Araştırmaları dergisi 51 sayı yayınlamıştır. Önceki sayılarda (Prof. Justin McCarthy, Prof. Guenter Lewy, Prof. Dr. Edward Erickson, Norman Stone, Jeremy Salt gibi) önde gelen akademisyenler ve uzmanlar ile doktora öğrencilerinden Ermeni Sorunu üzerine tarihsel, siyasi ve toplumsal araştırmalara ilişkin makaleler yayımlanmıştır.
Makalelerin gönderilmesi için son tarih 7 Eylül 2015'tir.
The Review of Armenian Studies is a biannual academic journal that was established with the aim of publishing academic papers to stimulate inter-disciplinary debate between academics and practitioners on topics relating to Armenian Studies. Since 2001, 31 issues of Review of Armenian Studies have been published. The Review of Armenian Studies invites paper submissions on any topic related to the journal’s scope of research, which include:
- Historical, political, and social research on the Events of 1915
- The various aspects of the dispute over the Events of 1915
- Politics in the Armenian world (in Armenia and in the Armenian Diaspora)
- Culture and society in the Armenian world (in Armenia and in the Armenian Diaspora)
- Bilateral relations of Armenia with other countries
- Regional and international politics of Armenia
Articles submitted for publication are subject to peer review. The journal’s language is English. Review of Armenian Studies accepts academic research that has not been previously submitted to another journal for publication. Submissions must be written in accordance with the standards put forward by the journal, and with a clear and concise language.
Review of Armenian Studies is indexed by EBSCO and TÜBİTAK/ULAKBİM.
Center for Eurasian Studies (AVIM)
Address: Süleyman Nazif Sok. 12/B Daire: 2, Çankaya, ANKARA/TURKEY
Telephone: +90 312 438 50 24
Fax: +90 312 438 50 26
Website: http://www.avim.org.tr
Managing Editor’s email: motulun@avim.org.tr
CALL FOR PAPERS: REVIEW OF ARMENIAN STUDIES (ISSUE #32)
The Review of Armenian Studies is a biannual academic journal that was established with the aim of publishing academic papers to stimulate inter-disciplinary debate between academics and practitioners on topics relating to Armenian Studies. Since 2001, 31 issues of Review of Armenian Studies have been published. The Review of Armenian Studies invites paper submissions on any topic related to the journal’s scope of research, which include:
- Historical, political, and social research on the Events of 1915
- The various aspects of the dispute over the Events of 1915
- Politics in the Armenian world (in Armenia and in the Armenian Diaspora)
- Culture and society in the Armenian world (in Armenia and in the Armenian Diaspora)
- Bilateral relations of Armenia with other countries
- Regional and international politics of Armenia
Articles submitted for publication are subject to peer review. The journal’s language is English. Review of Armenian Studies accepts academic research that has not been previously submitted to another journal for publication. Submissions must be written in accordance with the standards put forward by the journal, and with a clear and concise language.
Review of Armenian Studies is indexed by EBSCO and TÜBİTAK/ULAKBİM.
Article Submission
Please submit articles via e-mail to Managing Editor Mehmet Oğuzhan Tulun via motulun@avim.org.tr.
Articles should range from 3,000 to 13,000 words and should be approximately 10-30 single-spaced pages in length (including footnotes and bibliography). Articles must be word processed using Microsoft Word, 12 point font, Times New Roman, and should be single-spaced throughout allowing good (1-1/2 inch) margins. Pages should be numbered sequentially.
The title page of the article should include the following information:
- Article title
- Names and affiliations of all contributing authors
- Full address for correspondence, including telephone and email address
- Abstract: please provide a short summary of up to 300 words.
- Keywords: please provide 5 key words in alphabetical order, suitable for indexing. Ideally, these words will not have appeared in the title.
We are now welcoming contributions for the 32nd issue of this journal.
Complete submissions are due November 15, 2015.
The editorial office will make every effort to deal with submissions to the journal as quickly as possible. All papers will be acknowledged on receipt by email.
- Historical, political, and social research on the Events of 1915
- The various aspects of the dispute over the Events of 1915
- Politics in the Armenian world (in Armenia and in the Armenian Diaspora)
- Culture and society in the Armenian world (in Armenia and in the Armenian Diaspora)
- Bilateral relations of Armenia with other countries
- Regional and international politics of Armenia