Dicle Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2022
Although there are two dimensions of fear of unemployment, individual and contextual, relevant li... more Although there are two dimensions of fear of unemployment, individual and contextual, relevant literature mainly focuses on the individual dimension. This results in ignoring the contextual dimension of the fear of unemployment in underdeveloped regions with disadvantaged youth population. This study examines the relationship between students’ fear of unemployment and contextual factors in Munzur University, one of the most disadvantaged universities in Turkey. Results indicate that negative perceptions towards macroeconomic performance, political clientelism, and the quality of the university increase fear of unemployment.
Dersim Munzur Üniversitesi'nde görev yapan akademisyenler Sedat Acar ve Bayram Güneş, Dersim'deki... more Dersim Munzur Üniversitesi'nde görev yapan akademisyenler Sedat Acar ve Bayram Güneş, Dersim'deki mutsuzluğu konu alan bir saha çalışması gerçekleştirdi. 2019 yılında 499 kişiyle yüz yüze yapılan anketlerin sonuçlarını paylaşan Acar ve Güneş ile Dersim'in neden mutsuz olduğunu konuştuk. Sorularımızı birlikte yanıtlayan Acar ve Güneş, hâkim ideoloji ve kimliklerden uzaklaşmanın mutsuzluk getirdiğini söylediler.
This study analyzes the factors affecting the general life satisfaction of students at Munzur Uni... more This study analyzes the factors affecting the general life satisfaction of students at Munzur University, one of the universities established after 2006 in Turkey. To that end, data obtained from a questionnaire survey conducted at Munzur University was used. A hierarchical linear regression is predicted that includes university students’ satisfaction variables related to non-university domain (income, their use of leisure time, health and family relations) and university domain (academic and physical opportunities, perceived employability and overall evaluation). The findings of the research indicate that satisfaction derived from non-university subdomains impact their general life satisfaction positively. Perceived employability has the most predictive power in the broad model that includes university domain. This finding is discussed regarding how students’ employment expectation in their post-graduation lives is the main determinant with respect to their general life satisfaction in the contexts of increasing graduate unemployment and academic inflation in Turkey.
Bu çalışma, Türkiye’de bireylerin mutluluğuna etki eden faktörleri tespit etmeyi amaçlamaktadır. ... more Bu çalışma, Türkiye’de bireylerin mutluluğuna etki eden faktörleri tespit etmeyi amaçlamaktadır. Bu amaçla, mümkün olduğu ölçüde geniş tutulan bir model oluşturulmuş ve bu model hem Türkiye genelinde hem de iller düzeyinde sınanmıştır. Modelde yerli literatürde içerilmeyen cinsiyete ve gelire bağlı toplumsal baskı, borçluluk, devlet hizmetlerinden memnuniyet, bireyin yakın çevresiyle ilişkilerinden duyduğu memnuniyet gibi değişkenlerin kullanılmış olması ve söz konusu modelin 81 il bazında yinelenmiş olmasıçalışmanın temel katkılarıdır. Çalışmamızda sıralı lojistik regresyon modeli kullanılmıştır. Model sonuçlarına göre, Türkiye’de bireylerin genel olarak benzer faktörlerden mutlu ya da mutsuz olduklarını söylemek mümkündür. Evliliğinden, işinden, sağlığından, gelirinden, sosyal hayatından ve kamusal hizmetlerden memnun olan, üniversite mezunu, yakın sosyal çevresi ile olumlu ilişkiler kuran, iyimser ve kadın bireylerin daha mutlu oldukları görülmektedir. Buna karşın evliliklerinden memnun olmayan, işsiz, borçlu, suça maruz kalan, cinsiyetinden ve gelirinden dolayı üzerinde baskı hisseden bireylerin daha mutsuz oldukları tespit edilmiştir. Modelin illere uygulanması bir takım ek bilgiler sunmaktadır. Bu sayede, değişkenlerin istatistiki olarak anlamlı ya da anlamsız oldukları illerin dağılımlarını, bazı durumlarda yığılmalarını izlemek mümkün olabilmektedir. Diğer taraftan, Türkiye geneli analizde bulunan örneğin pozitif bir ilişkinin il düzeyinde negatif olabildiği (ya da tersi) gözlenebilmektedir. Bu durum,analizlerin il düzeyine de genişletilmesi gerekliliğine işaret etmektedir.
The Happiness of Cities in Turkey This study aims at determining factor that influence individuals’ happiness in Turkey. For this purpose, we have built a model that is as broad as possible and have tested this model both in Turkey in general and at the level of cities. The fact that the model uses such variables as social pressure depending on sex and income, indebtedness, satisfaction with government services, satisfaction with the individual's relations with his/her close circle, which are not included in domestic literature, and the fact that it was repeated in 81 provinces are the basic contributions of the study.The study has used the ordinal logistic regression model. According to the model results, it is possible to tell whether individuals in Turkey are happy or unhappy with similar factors in general. Optimistic, female, university-graduate individuals who can have positive relations with their near social environment and who are happy from their marriage, work, health, income, social life and public services, are seen to be happier. Whereas, individuals who are not satisfied from their marriages, unemployed, indebted individuals, crime victims, individuals who feel pressure on themselves because of their sex or income are seen as more unhappy.Applying the model to cities presents some additional data. It becomes possible to observe distribution of cities where variables are statistically meaningful or not meaningful, and in some cases where they are clustered. On the other hand, we have also observed that a positive relationship in overall Turkey analysis, may be negative at city level or vice versa. This observation leads to the necessity of broadening analyses to the city level.
İktisadi kalkınma yarışı, çoğu zaman mevcut sistemin eşitsizlik üreten doğasını görmemize engel o... more İktisadi kalkınma yarışı, çoğu zaman mevcut sistemin eşitsizlik üreten doğasını görmemize engel olmaktadır. Uluslararası güç ilişkileri ve sınıfsal gerçekliklerden soyutlanmış analizler, ana akım kalkınma yazınını kaplamış görünmektedir. Bunlardan biri de bölgesel kalkınma alanının yeni gözdelerinden biri olan 'endüstriyel kümelenme' çalışmalarıdır. Toplumsal alana ilişkin güven, karşılıklılık, dayanışma ve aidiyet gibi bazı değerleri bölgesel kalkınma çabalarının bir bileşeni haline getirerek 'toplulukçu bir piyasa' tahayyülü oluşturan kümelenme konsepti, son yıllarda oldukça ilgi görmektedir. Endüstriyel bölgelerin sağladığı dışsallıkları, bahsi edilen 'sosyal sermaye' unsurlarıyla aktive etme veya geliştirme çabası olarak değerlendirilebilecek kümelenme girişimleri, araştırmacılar nezdinde pozitif bir karşılık bulmaktadır. Ancak, bu girişimlere dair yapılan analizler kalkınma meselesinin ele alınışındaki sakatlıkları aynen içermektedir. Bu çalışma, teknoloji teması üzerinden, endüstriyel bölgeler ve bunun üzerine bina edilen kümelenme girişimlerine dair yazının eleştirel bir değerlendirmesini içermektedir. Çalışmada, konseptin dönüşümünü sağlayan bazı temel tartışmaların yanı sıra, endüstriyel bölgelerin uluslararası işbölümü içerisindeki yeri, bölgesel harmoni çabalarının ideolojik imaları ve konseptin önemli yapıtaşlarından biri olan üniversite-sanayi işbirliklerinin yarattığı sorunlar gibi ilgili yazının ihmal ettiği konular ele alınmıştır.
"İŞ, GÜÇ" ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ VE İNSAN KAYNAKLARI DERGİSİ, 2015
Beginning with year 2000, the labour market in Turkey has undergone a rapid structural transforma... more Beginning with year 2000, the labour market in Turkey has undergone a rapid structural transformation. Especially between the years 2001 and 2007, there was a much more rapid transfer within the aggregate employment from the agricultural sector to the services sector than in the preceding years. Structural transformation was not confined to a change in sectoral employment shares alone. For example, level of education has increasingly become more important in employment. Together with this structural transformation, atypical employment types such as part-time employment, underemployment and fixed-term employment have also undergone a transformation. Due to some regulations, there was a decrease in unregistered employment, but atypical types of employment have increased as well. In this study we have tried to analyze one of the atypical work types, the part-time employment. Since the year 2004, the Turkish Statistical Institute (TÜİK) started to collect data about part-time employment and these data have formed our study’s main data set. By using a logistic regression model, we have examined how such factors as sex, age, marital status, level of education, place of living, status of registration, position at work, sector of work and size of enterprise influence part-time employment. The study argues that such factors as being female, young, divorced, better educated or working unregistered, in a small workplace or in the agricultural sector, as well as being employed right after an economic crisis, are elements that increase the probability of one’s part-time employment. Keywords: Part-time employment, atypical employment, flexible work, Turkey
Bu çalışmada 2007 yılında patlak veren küresel ekonomik krizin Türkiye’de istihdam piyasasını nas... more Bu çalışmada 2007 yılında patlak veren küresel ekonomik krizin Türkiye’de istihdam piyasasını nasıl etkilediği incelenmiştir. Öncelikli amacımız, bu krizin Türkiye’de özellikle 2007-2011 yılları arasında eksik istihdamı nasıl etkilediğini ortaya koymaktır. 2004 yılından itibaren bazı göstergelerinde iyileşme görülen Türkiye istihdam piyasasında krizin ardından bazı yapısal değişiklikler yaşanmıştır. Özelikle işsizlik ve atipik istihdam biçimlerine ilişkin göstergelerde görece hızlı sayılabilecek bir değişim gözlemlenmiştir. Çalışmamızda 2000 yılından başlayarak eksik istihdamın kriz öncesi ve sonrasındaki durumunu betimledikten sonra eksik istihdamı nelerin belirlediği lojistik regresyon modeli kullanılarak ortaya konmaya çalışılmıştır. Lojistik regresyon ya da logit modeli ikili bağımlı değişken için tasarlanmış doğrusal olmayan regresyon modelidir. Modelde, 2006-2011 yılları arasında Türkiye İstatistik Kurumu’nun hazırladığı hanehalkı iş gücü anketleri mikro veri setleri kullanılmıştır. Çalışma sonucunda erkek olmak, genç olmak, aile reisi olmamak, daha çok eğitim almak, boşanmış olmak, evde çalışıyor olmak, küçük bir işyerinde çalışmak, ücretli çalışmak, kayıtsız olmak, kırda yaşamak, tarım sektöründe çalışmak, ekonominin kriz içinde olduğu dönemde bulunmak eksik istihdam edilme olasılığını artıran unsurlar olarak belirlenmiştir.
2. Uluslararası Bölgesel Kalkınma Konferansı Bildiri Kitabı, May 16, 2013
Bir ülkenin veya bölgenin ekonomik ve sosyal yapısı hakkında bilgi almak istenildiğinde bakılan e... more Bir ülkenin veya bölgenin ekonomik ve sosyal yapısı hakkında bilgi almak istenildiğinde bakılan en önemli göstergelerden biri işgücü piyasası verileridir. İşgücü piyasasına ilişkin yapılan çalışmalar literatürde oldukça önemli bir yer tutmakla birlikte bunların büyük bir bölümü ülke genelini kapsamakta, bölgesel düzeydeki çalışmalar ise görece olarak azınlıkta kalmaktadır. Çalışmamız, Malatya, Elazığ, Bingöl ve Tunceli illerini kapsayan TRB1 bölgesinde bu eksikliği bir ölçüde gidermeyi amaçlamaktadır.2008 yılında küresel çapta yaşanan krizle birlikte Türkiye geneli açısından işgücü piyasasında önemli değişiklikler yaşanmıştır. Krizin etkisi ile 2009 yılında işsizlik büyük boyutlara ulaşmış, yarı zamanlı çalışma ve eksik istihdam artmış, kadın istihdamında sıradışı değişimler yaşanmıştır. Tarımın toplam istihdam içerisindeki payının 2008 kriziyle birlikte ülke genelinde artış gösterdiği, hizmetler sektörünün mevcut duruma uyum sağlamak açısından daha esnek bir görüntü sergilediği, sanayi sektörü istihdamında ise küçük de olsa bir daralma yaşandığı gözlenmiştir. Kriz sürecini görece daha sorunsuz atlatan inşaat sektörü ise artan işsizliğe çözüm olmaktan uzak kalmıştır.Çalışmamız, ülke genelinde ortaya çıkan bu durumun bölgesel yansımalarına odaklanmıştır. Bu bağlamda cinsiyet ayrımı gözetilerek, eğitimin, yaşın, medeni durumun,kent veya kırda yaşıyor olmanın, ana faaliyet kolunun, kayıtlı çalışıyor olmanın,işyeri büyüklüğünün, işteki durumun ve yarı zamanlı çalışmanın TRB1 bölgesinde istihdamınyapısını nasıl etkilediği, ülke genelindeki sonuçlar ile benzerlik ve özgünlükleri karşılaştırılarak ortaya konulmuştur.
Çalışmada 2007-2008-2009-2010-2011 hane halkı işgücü anketi mikro veri setleri üzerinden TRB1 bölgesinde istihdamın analizi için lojistik regresyon modeli uygulanmışve ortaya çıkan oranlar üzerinden işgücü piyasasına ilişkin gözlemler aktarılmaya çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler:İstihdam, TRB1 Bölgesi, Lojistik Regresyon Modeli.
Bu çalışma, geç kapitalistleşmiş bir ülke olan Türkiye’nin, kapitalist ilişkilerin en az “gelişmi... more Bu çalışma, geç kapitalistleşmiş bir ülke olan Türkiye’nin, kapitalist ilişkilerin en az “gelişmiş” olduğu bölgelerinden biri olan Dersim’de anonim şirket kurulması sürecini ele almaktadır. Kapitalist ilişki- lerin yetersiz, sanayinin yok denecek kadar az olması, çalışmanın konusunu, kapitalist gelişmenin bir takım dinamiklerini vurgulamak bakımından önemli hale getirmektedir. Fakat aynı zamanda bu bölge, sol yapılanmanın baskın karakteri nedeniyle kapitalist üretim ilişkilerine alternatif modeller için bir uygulama zemini olma potansiyeli de taşımaktadır. Kendine özgü bir coğrafya olarak Dersim’de sermaye birikim sürecinin, bahsedilen özgünlükleri nasıl içerdiği Munzur A.Ş.’nin kuruluş süreci üzerinden incelenecektir. Bu açıdan Munzur A.Ş., özellikle kültürel-yerel değerler ile kapita- lizm arasındaki ilişki hakkında çok şey söyleme potansiyeline sahiptir.
Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Jan 1, 2009
Bu çalışma, çok yanlı bir ticaret serbestleşmesi girişimi olan Dünya Ticaret Örgütü Tarım Anlaşma... more Bu çalışma, çok yanlı bir ticaret serbestleşmesi girişimi olan Dünya Ticaret Örgütü Tarım Anlaşması’nın hükümleri gereği, anlaşmaya taraf ülkelerin, ticaretin önündeki engelleri belli kurallar doğrultusunda azaltmaları sonucunda oluşması beklenen yeni durumu ve bu yeni durumun Türkiye üzerindeki kısa dönemli etkilerinin bir genel denge analizi çerçevesinde incelendiği bir çalışmadır. Bu amaç için kurulan TRCGE Modeli; tek ülkeli, çok sektörlü, statik bir hesaplanabilir genel denge çerçevesinde kurgulanmıştır. Model; dördü tarımsal, üçü tarım dışı olmak üzere toplam yedi üretici sektör, üç üretim faktörü, bir hanehalkı, devlet ve firmalar ile bir dış dünya arasındaki üretim, bölüşüm, tüketim, tasarruf, yatırım ve dış ticaret ilişkilerini eşanlı denklemler sistemi ile tanımlanmaktadır. Modelin politika deneyleri, Anlaşma hükümleri doğrultusunda Türkiye’nin ulusal yükümlülükleri esas alınarak ve dünya tarımsal ürün fiyatlarındaki en düşük ve en yüksek öngörümleme değerleriyle, hem toplam hem de kısmi etkiler bakımından altı farklı senaryo altında kurgulanmıştır. Bu politika deneyleri sonucunda üretim, bölüşüm, tüketim, tasarruf, yatırım ve dış ticarete ilişkin olarak ulaşılan sektörel düzeydeki bazı temel bulgular, ayrıntılı olarak tablolar halinde verilmektedir.
İktisat ve Finans: Uygulamaların Ampirik Analizi, 2023
Bankacılık sektörünün öncülük ettiği mevcut finansallaşma eğilimi, kapsamını şirketlerden bireyse... more Bankacılık sektörünün öncülük ettiği mevcut finansallaşma eğilimi, kapsamını şirketlerden bireysel tüketicilere doğru genişletmektedir. Bireysel tüketicilerin katılımına odaklanmak, birçok ülkede sadece hanehalkının borçluluk düzeyini artırmakla kalmamakta aynı zamanda hanehalkının borç finansmanına olan bağımlılığını da artırmaktadır. Hanehalkı borcunun artması olgusuna, hanehalklarının yaşamları boyunca tüketim ve tasarruf arasında yaptıkları varsayılan rasyonel bir seçim olarak değil, düşük ve orta gelirli hanehalklarının, gelir dağılımında daha yüksek gelirli hanehalkları lehine meydana gelen kalıcı değişiklikler karşısında göreli tüketim standartlarını mümkün olduğunca uzun süre koruma çabaları açısından yaklaşılmalıdır. Finansal deregülasyon ile düşük ve orta gelirli hanehalkları üzerindeki likidite kısıtlamalarının hafifletildiği bir ortamda artan hanehalkı borcu, düşen veya durgun reel ücret ve maaşlara bir tepki olarak değerlendirilebilir. Dolayısıyla artan hane halkı borcu, sendikaların azalan etkisi, reel ücretlerdeki aşınma, artan finansallaşma ve serbest ticaret ile birlikte 1980’lerin başından bu yana artan gelir dağılımı adaletsizliğinin bir yansıması olarak görülmelidir.
Hanehalkı borçluluğundaki artışı konu alan son dönem literatürün çok büyük bir bölümü, konuyu makroekonomik istikrarsızlık ve finansal kırılganlık yaratma potansiyeli açısından ele almaktadır. Bu çalışma, dünyadaki genel eğilimlere paralel olarak Türkiye’de 2000’li yıllar sonrası dramatik bir biçimde artan borçlanmanın hanehalkları açısından seyrini incelerken, literatürün popüler eğiliminin dışına çıkarak ihmal edilmiş olan özneyi yani hanehalkını odağına almaktadır. Bu amaçla hanehalkları gelir düzeylerine göre ayrıştırılarak borçlanmanın yoksul ve varsıl hanelerde farklı izleklere sahip olduğu ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bunun için, Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2006-2021 yılları arasındaki Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması mikro veri setleri kullanılmıştır.
Vergi ve Sosyoekonomik Göstergeler Çerçevesinde OECD, 2022
İsviçre, vergilendirme ve harcama yetkilerinin yerel yönetimlerce kullanılması anlamına gelen mal... more İsviçre, vergilendirme ve harcama yetkilerinin yerel yönetimlerce kullanılması anlamına gelen mali federalizmin en başarılı uygulandığı ülkelerden biridir. İsviçre federal sistemi, 26 kanton ve 2000’in üzerindeki komün ile oldukça yüksek düzeyde bir yerel özerklik ile karakterize olmaktadır. İsviçre’deki kanton ve komünler, OECD’nin vergi ve harcama özerkliği endeksine göre ilk sıralarda yer almaktadır. Federal vergiler anayasada açıkça sayılan yetkilerle sınırlıdır ve bunların dışında kalan diğer tüm vergilendirme yetkisi kantonlara ve komünlere verilmiştir. Fakat yerel yönetimlerin hukuki ve mali düzenlemelerindeki çeşitlilik, bölgesel eşitsizliklere de neden olabilmektedir. İsviçre dünyanın en müreffeh ülkelerinden biri olmasına rağmen bölgelere bağlı olarak hem gelir hem de vergi yükünün dağılımı açısından eşitsiz bir yapı sergilemektedir. Bu sebeple, 2008 yılında finansal açıdan zayıf kanton ve komünlerin vergi yükünü azaltmak amacıyla “mali eşitleme” programı yürürlüğe konmuştur. Bu telafi mekanizması ile vergi oranlarının standardize edilmesi gibi merkezileşmeyi arttıracak olan uygulamaların önüne geçilmesi ve mevcut idari yapının korunması amaçlanmıştır.
İsviçre vergi sistemine getirilen en büyük eleştirilerden biri ise sahip olduğu vergi cenneti niteliğidir. Avrupa Konseyi tarafından 2017 yılında “zararlı vergi sistemleri” listesine alınan İsviçre, bu tarihten sonra uluslararası standartlara uyum için bazı adımlar atmıştır (ayrıcalıklı vergi statüsünün kaldırılması, ikamet düzenlemeleri, veri paylaşımı yoluyla kara para aklama faaliyetlerinin azaltılması vb.). İsviçre alınan bu önlemlere rağmen dünyada “kurumlar vergisi cenneti endeksi”nde 5. sırada ve “finansal gizlilik endeksi”nde 3. sırada olmayı sürdürmektedir. Bu doğrultudaki yaptırımların ve reformların federal ve yerel yönetimler düzeyinde önemli etkileri olması beklenmektedir.
VERGİ VE SOSYOEKONOMİK GÖSTERGELER ÇERÇEVESİNDE TÜRKİYE, Oct 2020
Öz
Çok sayıda kamu çalışanının yaşadığı, sanayisi yok denecek kadar az, dolayısıyla oldukça sınır... more Öz Çok sayıda kamu çalışanının yaşadığı, sanayisi yok denecek kadar az, dolayısıyla oldukça sınırlı bir işçi nüfusuna sahip Tunceli’deki ekonomik aktivite ağırlıklı olarak küçük esnafın başını çektiği perakende ticaret ve yiyecek-içecek hizmeti veren işletmelerce yürütülmektedir. Türkiye’nin en düşük nüfuslu ili olan Tunceli, düşük nüfusuna bağlı olarak genel bütçe vergi gelirleri içerisinde son sıralarda olsa da uzun yıllardır vergi tahsilat oranı açısından ilk sıralarda yer almaktadır. Çalışmamız, Tunceli’deki vergilerin yapısına ve yüksek vergi uyumuna etki eden sosyal, psikolojik, kültürel, ekonomik, politik ve tarihsel belirleyicilere ışık tutmayı amaçlamaktadır. Anahtar Kelimeler: Vergi Yapısı, Vergi Uyumu, Vergi Ahlakı, Tunceli, Dersim. JEL Kodları: H20, H71, R10.
Tax Structure and Tax Compliance in Tunceli Abstract Tunceli has a large number of public employees, but little to no industry, and thus it has a very limited worker population. Economic activity is mainly carried out by businesses in retail trade, food and beverage services, that are led by small tradesmen. Tunceli, the lowest populated province in Turkey, occupies the last place among provinces in terms of general budget tax revenues, but the first place in terms of tax collection rate for many years. Our study aims to shed light on the social, psychological, cultural, economic, political and historical determinants affecting the structure of taxes and high tax compliance in Tunceli. Keywords: Tax Structure, Tax Compliance, Tax Morale, Tunceli, Dersim. JEL Codes: H20, H71, R10.
Curent Debates in Economic Growth & Public Finance & Game Theory Studies, 2019
This study concentrates upon the economic impact of universities in underdeveloped regions on loc... more This study concentrates upon the economic impact of universities in underdeveloped regions on local economy. The effect of universities on these economies can be categorized as follows: direct, indirect and induced effect. Whilst taking into account the various induced effects, a mathematical model was developed and iterated to calculate the Keynesian expenditure multiplier and employment coefficient, which is largely based on the Huggins and Cooke (1997) model that was used to estimate the impact of Cardiff University on the local economy of Cardiff. As of 2014 Tunceli Munzur University has generated 27.130.150 TL direct, 69.674.464 TL indirect and 56.836.024 induced income, totaling 153.640.638 TL. Thus Munzur University contributes around 8% to the gross local output of Tunceli. In addition to these figures, Tunceli Munzur University provides direct employment for 627, indirect employment for 914 and induced employment for 744, with a sum of 2.285 people employed. Thus Munzur University contributes approximately 12% to registered employment in Tunceli.
Dicle Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2022
Although there are two dimensions of fear of unemployment, individual and contextual, relevant li... more Although there are two dimensions of fear of unemployment, individual and contextual, relevant literature mainly focuses on the individual dimension. This results in ignoring the contextual dimension of the fear of unemployment in underdeveloped regions with disadvantaged youth population. This study examines the relationship between students’ fear of unemployment and contextual factors in Munzur University, one of the most disadvantaged universities in Turkey. Results indicate that negative perceptions towards macroeconomic performance, political clientelism, and the quality of the university increase fear of unemployment.
Dersim Munzur Üniversitesi'nde görev yapan akademisyenler Sedat Acar ve Bayram Güneş, Dersim'deki... more Dersim Munzur Üniversitesi'nde görev yapan akademisyenler Sedat Acar ve Bayram Güneş, Dersim'deki mutsuzluğu konu alan bir saha çalışması gerçekleştirdi. 2019 yılında 499 kişiyle yüz yüze yapılan anketlerin sonuçlarını paylaşan Acar ve Güneş ile Dersim'in neden mutsuz olduğunu konuştuk. Sorularımızı birlikte yanıtlayan Acar ve Güneş, hâkim ideoloji ve kimliklerden uzaklaşmanın mutsuzluk getirdiğini söylediler.
This study analyzes the factors affecting the general life satisfaction of students at Munzur Uni... more This study analyzes the factors affecting the general life satisfaction of students at Munzur University, one of the universities established after 2006 in Turkey. To that end, data obtained from a questionnaire survey conducted at Munzur University was used. A hierarchical linear regression is predicted that includes university students’ satisfaction variables related to non-university domain (income, their use of leisure time, health and family relations) and university domain (academic and physical opportunities, perceived employability and overall evaluation). The findings of the research indicate that satisfaction derived from non-university subdomains impact their general life satisfaction positively. Perceived employability has the most predictive power in the broad model that includes university domain. This finding is discussed regarding how students’ employment expectation in their post-graduation lives is the main determinant with respect to their general life satisfaction in the contexts of increasing graduate unemployment and academic inflation in Turkey.
Bu çalışma, Türkiye’de bireylerin mutluluğuna etki eden faktörleri tespit etmeyi amaçlamaktadır. ... more Bu çalışma, Türkiye’de bireylerin mutluluğuna etki eden faktörleri tespit etmeyi amaçlamaktadır. Bu amaçla, mümkün olduğu ölçüde geniş tutulan bir model oluşturulmuş ve bu model hem Türkiye genelinde hem de iller düzeyinde sınanmıştır. Modelde yerli literatürde içerilmeyen cinsiyete ve gelire bağlı toplumsal baskı, borçluluk, devlet hizmetlerinden memnuniyet, bireyin yakın çevresiyle ilişkilerinden duyduğu memnuniyet gibi değişkenlerin kullanılmış olması ve söz konusu modelin 81 il bazında yinelenmiş olmasıçalışmanın temel katkılarıdır. Çalışmamızda sıralı lojistik regresyon modeli kullanılmıştır. Model sonuçlarına göre, Türkiye’de bireylerin genel olarak benzer faktörlerden mutlu ya da mutsuz olduklarını söylemek mümkündür. Evliliğinden, işinden, sağlığından, gelirinden, sosyal hayatından ve kamusal hizmetlerden memnun olan, üniversite mezunu, yakın sosyal çevresi ile olumlu ilişkiler kuran, iyimser ve kadın bireylerin daha mutlu oldukları görülmektedir. Buna karşın evliliklerinden memnun olmayan, işsiz, borçlu, suça maruz kalan, cinsiyetinden ve gelirinden dolayı üzerinde baskı hisseden bireylerin daha mutsuz oldukları tespit edilmiştir. Modelin illere uygulanması bir takım ek bilgiler sunmaktadır. Bu sayede, değişkenlerin istatistiki olarak anlamlı ya da anlamsız oldukları illerin dağılımlarını, bazı durumlarda yığılmalarını izlemek mümkün olabilmektedir. Diğer taraftan, Türkiye geneli analizde bulunan örneğin pozitif bir ilişkinin il düzeyinde negatif olabildiği (ya da tersi) gözlenebilmektedir. Bu durum,analizlerin il düzeyine de genişletilmesi gerekliliğine işaret etmektedir.
The Happiness of Cities in Turkey This study aims at determining factor that influence individuals’ happiness in Turkey. For this purpose, we have built a model that is as broad as possible and have tested this model both in Turkey in general and at the level of cities. The fact that the model uses such variables as social pressure depending on sex and income, indebtedness, satisfaction with government services, satisfaction with the individual's relations with his/her close circle, which are not included in domestic literature, and the fact that it was repeated in 81 provinces are the basic contributions of the study.The study has used the ordinal logistic regression model. According to the model results, it is possible to tell whether individuals in Turkey are happy or unhappy with similar factors in general. Optimistic, female, university-graduate individuals who can have positive relations with their near social environment and who are happy from their marriage, work, health, income, social life and public services, are seen to be happier. Whereas, individuals who are not satisfied from their marriages, unemployed, indebted individuals, crime victims, individuals who feel pressure on themselves because of their sex or income are seen as more unhappy.Applying the model to cities presents some additional data. It becomes possible to observe distribution of cities where variables are statistically meaningful or not meaningful, and in some cases where they are clustered. On the other hand, we have also observed that a positive relationship in overall Turkey analysis, may be negative at city level or vice versa. This observation leads to the necessity of broadening analyses to the city level.
İktisadi kalkınma yarışı, çoğu zaman mevcut sistemin eşitsizlik üreten doğasını görmemize engel o... more İktisadi kalkınma yarışı, çoğu zaman mevcut sistemin eşitsizlik üreten doğasını görmemize engel olmaktadır. Uluslararası güç ilişkileri ve sınıfsal gerçekliklerden soyutlanmış analizler, ana akım kalkınma yazınını kaplamış görünmektedir. Bunlardan biri de bölgesel kalkınma alanının yeni gözdelerinden biri olan 'endüstriyel kümelenme' çalışmalarıdır. Toplumsal alana ilişkin güven, karşılıklılık, dayanışma ve aidiyet gibi bazı değerleri bölgesel kalkınma çabalarının bir bileşeni haline getirerek 'toplulukçu bir piyasa' tahayyülü oluşturan kümelenme konsepti, son yıllarda oldukça ilgi görmektedir. Endüstriyel bölgelerin sağladığı dışsallıkları, bahsi edilen 'sosyal sermaye' unsurlarıyla aktive etme veya geliştirme çabası olarak değerlendirilebilecek kümelenme girişimleri, araştırmacılar nezdinde pozitif bir karşılık bulmaktadır. Ancak, bu girişimlere dair yapılan analizler kalkınma meselesinin ele alınışındaki sakatlıkları aynen içermektedir. Bu çalışma, teknoloji teması üzerinden, endüstriyel bölgeler ve bunun üzerine bina edilen kümelenme girişimlerine dair yazının eleştirel bir değerlendirmesini içermektedir. Çalışmada, konseptin dönüşümünü sağlayan bazı temel tartışmaların yanı sıra, endüstriyel bölgelerin uluslararası işbölümü içerisindeki yeri, bölgesel harmoni çabalarının ideolojik imaları ve konseptin önemli yapıtaşlarından biri olan üniversite-sanayi işbirliklerinin yarattığı sorunlar gibi ilgili yazının ihmal ettiği konular ele alınmıştır.
"İŞ, GÜÇ" ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ VE İNSAN KAYNAKLARI DERGİSİ, 2015
Beginning with year 2000, the labour market in Turkey has undergone a rapid structural transforma... more Beginning with year 2000, the labour market in Turkey has undergone a rapid structural transformation. Especially between the years 2001 and 2007, there was a much more rapid transfer within the aggregate employment from the agricultural sector to the services sector than in the preceding years. Structural transformation was not confined to a change in sectoral employment shares alone. For example, level of education has increasingly become more important in employment. Together with this structural transformation, atypical employment types such as part-time employment, underemployment and fixed-term employment have also undergone a transformation. Due to some regulations, there was a decrease in unregistered employment, but atypical types of employment have increased as well. In this study we have tried to analyze one of the atypical work types, the part-time employment. Since the year 2004, the Turkish Statistical Institute (TÜİK) started to collect data about part-time employment and these data have formed our study’s main data set. By using a logistic regression model, we have examined how such factors as sex, age, marital status, level of education, place of living, status of registration, position at work, sector of work and size of enterprise influence part-time employment. The study argues that such factors as being female, young, divorced, better educated or working unregistered, in a small workplace or in the agricultural sector, as well as being employed right after an economic crisis, are elements that increase the probability of one’s part-time employment. Keywords: Part-time employment, atypical employment, flexible work, Turkey
Bu çalışmada 2007 yılında patlak veren küresel ekonomik krizin Türkiye’de istihdam piyasasını nas... more Bu çalışmada 2007 yılında patlak veren küresel ekonomik krizin Türkiye’de istihdam piyasasını nasıl etkilediği incelenmiştir. Öncelikli amacımız, bu krizin Türkiye’de özellikle 2007-2011 yılları arasında eksik istihdamı nasıl etkilediğini ortaya koymaktır. 2004 yılından itibaren bazı göstergelerinde iyileşme görülen Türkiye istihdam piyasasında krizin ardından bazı yapısal değişiklikler yaşanmıştır. Özelikle işsizlik ve atipik istihdam biçimlerine ilişkin göstergelerde görece hızlı sayılabilecek bir değişim gözlemlenmiştir. Çalışmamızda 2000 yılından başlayarak eksik istihdamın kriz öncesi ve sonrasındaki durumunu betimledikten sonra eksik istihdamı nelerin belirlediği lojistik regresyon modeli kullanılarak ortaya konmaya çalışılmıştır. Lojistik regresyon ya da logit modeli ikili bağımlı değişken için tasarlanmış doğrusal olmayan regresyon modelidir. Modelde, 2006-2011 yılları arasında Türkiye İstatistik Kurumu’nun hazırladığı hanehalkı iş gücü anketleri mikro veri setleri kullanılmıştır. Çalışma sonucunda erkek olmak, genç olmak, aile reisi olmamak, daha çok eğitim almak, boşanmış olmak, evde çalışıyor olmak, küçük bir işyerinde çalışmak, ücretli çalışmak, kayıtsız olmak, kırda yaşamak, tarım sektöründe çalışmak, ekonominin kriz içinde olduğu dönemde bulunmak eksik istihdam edilme olasılığını artıran unsurlar olarak belirlenmiştir.
2. Uluslararası Bölgesel Kalkınma Konferansı Bildiri Kitabı, May 16, 2013
Bir ülkenin veya bölgenin ekonomik ve sosyal yapısı hakkında bilgi almak istenildiğinde bakılan e... more Bir ülkenin veya bölgenin ekonomik ve sosyal yapısı hakkında bilgi almak istenildiğinde bakılan en önemli göstergelerden biri işgücü piyasası verileridir. İşgücü piyasasına ilişkin yapılan çalışmalar literatürde oldukça önemli bir yer tutmakla birlikte bunların büyük bir bölümü ülke genelini kapsamakta, bölgesel düzeydeki çalışmalar ise görece olarak azınlıkta kalmaktadır. Çalışmamız, Malatya, Elazığ, Bingöl ve Tunceli illerini kapsayan TRB1 bölgesinde bu eksikliği bir ölçüde gidermeyi amaçlamaktadır.2008 yılında küresel çapta yaşanan krizle birlikte Türkiye geneli açısından işgücü piyasasında önemli değişiklikler yaşanmıştır. Krizin etkisi ile 2009 yılında işsizlik büyük boyutlara ulaşmış, yarı zamanlı çalışma ve eksik istihdam artmış, kadın istihdamında sıradışı değişimler yaşanmıştır. Tarımın toplam istihdam içerisindeki payının 2008 kriziyle birlikte ülke genelinde artış gösterdiği, hizmetler sektörünün mevcut duruma uyum sağlamak açısından daha esnek bir görüntü sergilediği, sanayi sektörü istihdamında ise küçük de olsa bir daralma yaşandığı gözlenmiştir. Kriz sürecini görece daha sorunsuz atlatan inşaat sektörü ise artan işsizliğe çözüm olmaktan uzak kalmıştır.Çalışmamız, ülke genelinde ortaya çıkan bu durumun bölgesel yansımalarına odaklanmıştır. Bu bağlamda cinsiyet ayrımı gözetilerek, eğitimin, yaşın, medeni durumun,kent veya kırda yaşıyor olmanın, ana faaliyet kolunun, kayıtlı çalışıyor olmanın,işyeri büyüklüğünün, işteki durumun ve yarı zamanlı çalışmanın TRB1 bölgesinde istihdamınyapısını nasıl etkilediği, ülke genelindeki sonuçlar ile benzerlik ve özgünlükleri karşılaştırılarak ortaya konulmuştur.
Çalışmada 2007-2008-2009-2010-2011 hane halkı işgücü anketi mikro veri setleri üzerinden TRB1 bölgesinde istihdamın analizi için lojistik regresyon modeli uygulanmışve ortaya çıkan oranlar üzerinden işgücü piyasasına ilişkin gözlemler aktarılmaya çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler:İstihdam, TRB1 Bölgesi, Lojistik Regresyon Modeli.
Bu çalışma, geç kapitalistleşmiş bir ülke olan Türkiye’nin, kapitalist ilişkilerin en az “gelişmi... more Bu çalışma, geç kapitalistleşmiş bir ülke olan Türkiye’nin, kapitalist ilişkilerin en az “gelişmiş” olduğu bölgelerinden biri olan Dersim’de anonim şirket kurulması sürecini ele almaktadır. Kapitalist ilişki- lerin yetersiz, sanayinin yok denecek kadar az olması, çalışmanın konusunu, kapitalist gelişmenin bir takım dinamiklerini vurgulamak bakımından önemli hale getirmektedir. Fakat aynı zamanda bu bölge, sol yapılanmanın baskın karakteri nedeniyle kapitalist üretim ilişkilerine alternatif modeller için bir uygulama zemini olma potansiyeli de taşımaktadır. Kendine özgü bir coğrafya olarak Dersim’de sermaye birikim sürecinin, bahsedilen özgünlükleri nasıl içerdiği Munzur A.Ş.’nin kuruluş süreci üzerinden incelenecektir. Bu açıdan Munzur A.Ş., özellikle kültürel-yerel değerler ile kapita- lizm arasındaki ilişki hakkında çok şey söyleme potansiyeline sahiptir.
Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Jan 1, 2009
Bu çalışma, çok yanlı bir ticaret serbestleşmesi girişimi olan Dünya Ticaret Örgütü Tarım Anlaşma... more Bu çalışma, çok yanlı bir ticaret serbestleşmesi girişimi olan Dünya Ticaret Örgütü Tarım Anlaşması’nın hükümleri gereği, anlaşmaya taraf ülkelerin, ticaretin önündeki engelleri belli kurallar doğrultusunda azaltmaları sonucunda oluşması beklenen yeni durumu ve bu yeni durumun Türkiye üzerindeki kısa dönemli etkilerinin bir genel denge analizi çerçevesinde incelendiği bir çalışmadır. Bu amaç için kurulan TRCGE Modeli; tek ülkeli, çok sektörlü, statik bir hesaplanabilir genel denge çerçevesinde kurgulanmıştır. Model; dördü tarımsal, üçü tarım dışı olmak üzere toplam yedi üretici sektör, üç üretim faktörü, bir hanehalkı, devlet ve firmalar ile bir dış dünya arasındaki üretim, bölüşüm, tüketim, tasarruf, yatırım ve dış ticaret ilişkilerini eşanlı denklemler sistemi ile tanımlanmaktadır. Modelin politika deneyleri, Anlaşma hükümleri doğrultusunda Türkiye’nin ulusal yükümlülükleri esas alınarak ve dünya tarımsal ürün fiyatlarındaki en düşük ve en yüksek öngörümleme değerleriyle, hem toplam hem de kısmi etkiler bakımından altı farklı senaryo altında kurgulanmıştır. Bu politika deneyleri sonucunda üretim, bölüşüm, tüketim, tasarruf, yatırım ve dış ticarete ilişkin olarak ulaşılan sektörel düzeydeki bazı temel bulgular, ayrıntılı olarak tablolar halinde verilmektedir.
İktisat ve Finans: Uygulamaların Ampirik Analizi, 2023
Bankacılık sektörünün öncülük ettiği mevcut finansallaşma eğilimi, kapsamını şirketlerden bireyse... more Bankacılık sektörünün öncülük ettiği mevcut finansallaşma eğilimi, kapsamını şirketlerden bireysel tüketicilere doğru genişletmektedir. Bireysel tüketicilerin katılımına odaklanmak, birçok ülkede sadece hanehalkının borçluluk düzeyini artırmakla kalmamakta aynı zamanda hanehalkının borç finansmanına olan bağımlılığını da artırmaktadır. Hanehalkı borcunun artması olgusuna, hanehalklarının yaşamları boyunca tüketim ve tasarruf arasında yaptıkları varsayılan rasyonel bir seçim olarak değil, düşük ve orta gelirli hanehalklarının, gelir dağılımında daha yüksek gelirli hanehalkları lehine meydana gelen kalıcı değişiklikler karşısında göreli tüketim standartlarını mümkün olduğunca uzun süre koruma çabaları açısından yaklaşılmalıdır. Finansal deregülasyon ile düşük ve orta gelirli hanehalkları üzerindeki likidite kısıtlamalarının hafifletildiği bir ortamda artan hanehalkı borcu, düşen veya durgun reel ücret ve maaşlara bir tepki olarak değerlendirilebilir. Dolayısıyla artan hane halkı borcu, sendikaların azalan etkisi, reel ücretlerdeki aşınma, artan finansallaşma ve serbest ticaret ile birlikte 1980’lerin başından bu yana artan gelir dağılımı adaletsizliğinin bir yansıması olarak görülmelidir.
Hanehalkı borçluluğundaki artışı konu alan son dönem literatürün çok büyük bir bölümü, konuyu makroekonomik istikrarsızlık ve finansal kırılganlık yaratma potansiyeli açısından ele almaktadır. Bu çalışma, dünyadaki genel eğilimlere paralel olarak Türkiye’de 2000’li yıllar sonrası dramatik bir biçimde artan borçlanmanın hanehalkları açısından seyrini incelerken, literatürün popüler eğiliminin dışına çıkarak ihmal edilmiş olan özneyi yani hanehalkını odağına almaktadır. Bu amaçla hanehalkları gelir düzeylerine göre ayrıştırılarak borçlanmanın yoksul ve varsıl hanelerde farklı izleklere sahip olduğu ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bunun için, Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2006-2021 yılları arasındaki Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması mikro veri setleri kullanılmıştır.
Vergi ve Sosyoekonomik Göstergeler Çerçevesinde OECD, 2022
İsviçre, vergilendirme ve harcama yetkilerinin yerel yönetimlerce kullanılması anlamına gelen mal... more İsviçre, vergilendirme ve harcama yetkilerinin yerel yönetimlerce kullanılması anlamına gelen mali federalizmin en başarılı uygulandığı ülkelerden biridir. İsviçre federal sistemi, 26 kanton ve 2000’in üzerindeki komün ile oldukça yüksek düzeyde bir yerel özerklik ile karakterize olmaktadır. İsviçre’deki kanton ve komünler, OECD’nin vergi ve harcama özerkliği endeksine göre ilk sıralarda yer almaktadır. Federal vergiler anayasada açıkça sayılan yetkilerle sınırlıdır ve bunların dışında kalan diğer tüm vergilendirme yetkisi kantonlara ve komünlere verilmiştir. Fakat yerel yönetimlerin hukuki ve mali düzenlemelerindeki çeşitlilik, bölgesel eşitsizliklere de neden olabilmektedir. İsviçre dünyanın en müreffeh ülkelerinden biri olmasına rağmen bölgelere bağlı olarak hem gelir hem de vergi yükünün dağılımı açısından eşitsiz bir yapı sergilemektedir. Bu sebeple, 2008 yılında finansal açıdan zayıf kanton ve komünlerin vergi yükünü azaltmak amacıyla “mali eşitleme” programı yürürlüğe konmuştur. Bu telafi mekanizması ile vergi oranlarının standardize edilmesi gibi merkezileşmeyi arttıracak olan uygulamaların önüne geçilmesi ve mevcut idari yapının korunması amaçlanmıştır.
İsviçre vergi sistemine getirilen en büyük eleştirilerden biri ise sahip olduğu vergi cenneti niteliğidir. Avrupa Konseyi tarafından 2017 yılında “zararlı vergi sistemleri” listesine alınan İsviçre, bu tarihten sonra uluslararası standartlara uyum için bazı adımlar atmıştır (ayrıcalıklı vergi statüsünün kaldırılması, ikamet düzenlemeleri, veri paylaşımı yoluyla kara para aklama faaliyetlerinin azaltılması vb.). İsviçre alınan bu önlemlere rağmen dünyada “kurumlar vergisi cenneti endeksi”nde 5. sırada ve “finansal gizlilik endeksi”nde 3. sırada olmayı sürdürmektedir. Bu doğrultudaki yaptırımların ve reformların federal ve yerel yönetimler düzeyinde önemli etkileri olması beklenmektedir.
VERGİ VE SOSYOEKONOMİK GÖSTERGELER ÇERÇEVESİNDE TÜRKİYE, Oct 2020
Öz
Çok sayıda kamu çalışanının yaşadığı, sanayisi yok denecek kadar az, dolayısıyla oldukça sınır... more Öz Çok sayıda kamu çalışanının yaşadığı, sanayisi yok denecek kadar az, dolayısıyla oldukça sınırlı bir işçi nüfusuna sahip Tunceli’deki ekonomik aktivite ağırlıklı olarak küçük esnafın başını çektiği perakende ticaret ve yiyecek-içecek hizmeti veren işletmelerce yürütülmektedir. Türkiye’nin en düşük nüfuslu ili olan Tunceli, düşük nüfusuna bağlı olarak genel bütçe vergi gelirleri içerisinde son sıralarda olsa da uzun yıllardır vergi tahsilat oranı açısından ilk sıralarda yer almaktadır. Çalışmamız, Tunceli’deki vergilerin yapısına ve yüksek vergi uyumuna etki eden sosyal, psikolojik, kültürel, ekonomik, politik ve tarihsel belirleyicilere ışık tutmayı amaçlamaktadır. Anahtar Kelimeler: Vergi Yapısı, Vergi Uyumu, Vergi Ahlakı, Tunceli, Dersim. JEL Kodları: H20, H71, R10.
Tax Structure and Tax Compliance in Tunceli Abstract Tunceli has a large number of public employees, but little to no industry, and thus it has a very limited worker population. Economic activity is mainly carried out by businesses in retail trade, food and beverage services, that are led by small tradesmen. Tunceli, the lowest populated province in Turkey, occupies the last place among provinces in terms of general budget tax revenues, but the first place in terms of tax collection rate for many years. Our study aims to shed light on the social, psychological, cultural, economic, political and historical determinants affecting the structure of taxes and high tax compliance in Tunceli. Keywords: Tax Structure, Tax Compliance, Tax Morale, Tunceli, Dersim. JEL Codes: H20, H71, R10.
Curent Debates in Economic Growth & Public Finance & Game Theory Studies, 2019
This study concentrates upon the economic impact of universities in underdeveloped regions on loc... more This study concentrates upon the economic impact of universities in underdeveloped regions on local economy. The effect of universities on these economies can be categorized as follows: direct, indirect and induced effect. Whilst taking into account the various induced effects, a mathematical model was developed and iterated to calculate the Keynesian expenditure multiplier and employment coefficient, which is largely based on the Huggins and Cooke (1997) model that was used to estimate the impact of Cardiff University on the local economy of Cardiff. As of 2014 Tunceli Munzur University has generated 27.130.150 TL direct, 69.674.464 TL indirect and 56.836.024 induced income, totaling 153.640.638 TL. Thus Munzur University contributes around 8% to the gross local output of Tunceli. In addition to these figures, Tunceli Munzur University provides direct employment for 627, indirect employment for 914 and induced employment for 744, with a sum of 2.285 people employed. Thus Munzur University contributes approximately 12% to registered employment in Tunceli.
Uploads
Papers by Bayram Güneş
The Happiness of Cities in Turkey
This study aims at determining factor that influence individuals’ happiness in Turkey. For this purpose, we have built a model that is as broad as possible and have tested this model both in Turkey in general and at the level of cities. The fact that the model uses such variables as social pressure depending on sex and income, indebtedness, satisfaction with government services, satisfaction with the individual's relations with his/her close circle, which are not included in domestic literature, and the fact that it was repeated in 81 provinces are the basic contributions of the study.The study has used the ordinal logistic regression model. According to the model results, it is possible to tell whether individuals in Turkey are happy or unhappy with similar factors in general. Optimistic, female, university-graduate individuals who can have positive relations with their near social environment and who are happy from their marriage, work, health, income, social life and public services, are seen to be happier. Whereas, individuals who are not satisfied from their marriages, unemployed, indebted individuals, crime victims, individuals who feel pressure on themselves because of their sex or income are seen as more unhappy.Applying the model to cities presents some additional data. It becomes possible to observe distribution of cities where variables are statistically meaningful or not meaningful, and in some cases where they are clustered. On the other hand, we have also observed that a positive relationship in overall Turkey analysis, may be negative at city level or vice versa. This observation leads to the necessity of broadening analyses to the city level.
Çalışmada 2007-2008-2009-2010-2011 hane halkı işgücü anketi mikro veri setleri üzerinden TRB1 bölgesinde istihdamın analizi için lojistik regresyon modeli uygulanmışve ortaya çıkan oranlar üzerinden işgücü piyasasına ilişkin gözlemler aktarılmaya çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler:İstihdam, TRB1 Bölgesi, Lojistik Regresyon Modeli.
Books by Bayram Güneş
Hanehalkı borçluluğundaki artışı konu alan son dönem literatürün çok büyük bir bölümü, konuyu makroekonomik istikrarsızlık ve finansal kırılganlık yaratma potansiyeli açısından ele almaktadır. Bu çalışma, dünyadaki genel eğilimlere paralel olarak Türkiye’de 2000’li yıllar sonrası dramatik bir biçimde artan borçlanmanın hanehalkları açısından seyrini incelerken, literatürün popüler eğiliminin dışına çıkarak ihmal edilmiş olan özneyi yani hanehalkını odağına almaktadır. Bu amaçla hanehalkları gelir düzeylerine göre ayrıştırılarak borçlanmanın yoksul ve varsıl hanelerde farklı izleklere sahip olduğu ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bunun için, Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2006-2021 yılları arasındaki Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması mikro veri setleri kullanılmıştır.
İsviçre vergi sistemine getirilen en büyük eleştirilerden biri ise sahip olduğu vergi cenneti niteliğidir. Avrupa Konseyi tarafından 2017 yılında “zararlı vergi sistemleri” listesine alınan İsviçre, bu tarihten sonra uluslararası standartlara uyum için bazı adımlar atmıştır (ayrıcalıklı vergi statüsünün kaldırılması, ikamet düzenlemeleri, veri paylaşımı yoluyla kara para aklama faaliyetlerinin azaltılması vb.). İsviçre alınan bu önlemlere rağmen dünyada “kurumlar vergisi cenneti endeksi”nde 5. sırada ve “finansal gizlilik endeksi”nde 3. sırada olmayı sürdürmektedir. Bu doğrultudaki yaptırımların ve reformların federal ve yerel yönetimler düzeyinde önemli etkileri olması beklenmektedir.
Çok sayıda kamu çalışanının yaşadığı, sanayisi yok denecek kadar az, dolayısıyla oldukça sınırlı bir işçi nüfusuna sahip Tunceli’deki ekonomik aktivite ağırlıklı olarak küçük esnafın başını çektiği perakende ticaret ve yiyecek-içecek hizmeti veren işletmelerce yürütülmektedir. Türkiye’nin en düşük nüfuslu ili olan Tunceli, düşük nüfusuna bağlı olarak genel bütçe vergi gelirleri içerisinde son sıralarda olsa da uzun yıllardır vergi tahsilat oranı açısından ilk sıralarda yer almaktadır. Çalışmamız, Tunceli’deki vergilerin yapısına ve yüksek vergi uyumuna etki eden sosyal, psikolojik, kültürel, ekonomik, politik ve tarihsel belirleyicilere ışık tutmayı amaçlamaktadır.
Anahtar Kelimeler: Vergi Yapısı, Vergi Uyumu, Vergi Ahlakı, Tunceli, Dersim.
JEL Kodları: H20, H71, R10.
Tax Structure and Tax Compliance in Tunceli
Abstract
Tunceli has a large number of public employees, but little to no industry, and thus it has a very limited worker population. Economic activity is mainly carried out by businesses in retail trade, food and beverage services, that are led by small tradesmen. Tunceli, the lowest populated province in Turkey, occupies the last place among provinces in terms of general budget tax revenues, but the first place in terms of tax collection rate for many years. Our study aims to shed light on the social, psychological, cultural, economic, political and historical determinants affecting the structure of taxes and high tax compliance in Tunceli.
Keywords: Tax Structure, Tax Compliance, Tax Morale, Tunceli, Dersim.
JEL Codes: H20, H71, R10.
The Happiness of Cities in Turkey
This study aims at determining factor that influence individuals’ happiness in Turkey. For this purpose, we have built a model that is as broad as possible and have tested this model both in Turkey in general and at the level of cities. The fact that the model uses such variables as social pressure depending on sex and income, indebtedness, satisfaction with government services, satisfaction with the individual's relations with his/her close circle, which are not included in domestic literature, and the fact that it was repeated in 81 provinces are the basic contributions of the study.The study has used the ordinal logistic regression model. According to the model results, it is possible to tell whether individuals in Turkey are happy or unhappy with similar factors in general. Optimistic, female, university-graduate individuals who can have positive relations with their near social environment and who are happy from their marriage, work, health, income, social life and public services, are seen to be happier. Whereas, individuals who are not satisfied from their marriages, unemployed, indebted individuals, crime victims, individuals who feel pressure on themselves because of their sex or income are seen as more unhappy.Applying the model to cities presents some additional data. It becomes possible to observe distribution of cities where variables are statistically meaningful or not meaningful, and in some cases where they are clustered. On the other hand, we have also observed that a positive relationship in overall Turkey analysis, may be negative at city level or vice versa. This observation leads to the necessity of broadening analyses to the city level.
Çalışmada 2007-2008-2009-2010-2011 hane halkı işgücü anketi mikro veri setleri üzerinden TRB1 bölgesinde istihdamın analizi için lojistik regresyon modeli uygulanmışve ortaya çıkan oranlar üzerinden işgücü piyasasına ilişkin gözlemler aktarılmaya çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler:İstihdam, TRB1 Bölgesi, Lojistik Regresyon Modeli.
Hanehalkı borçluluğundaki artışı konu alan son dönem literatürün çok büyük bir bölümü, konuyu makroekonomik istikrarsızlık ve finansal kırılganlık yaratma potansiyeli açısından ele almaktadır. Bu çalışma, dünyadaki genel eğilimlere paralel olarak Türkiye’de 2000’li yıllar sonrası dramatik bir biçimde artan borçlanmanın hanehalkları açısından seyrini incelerken, literatürün popüler eğiliminin dışına çıkarak ihmal edilmiş olan özneyi yani hanehalkını odağına almaktadır. Bu amaçla hanehalkları gelir düzeylerine göre ayrıştırılarak borçlanmanın yoksul ve varsıl hanelerde farklı izleklere sahip olduğu ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bunun için, Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2006-2021 yılları arasındaki Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması mikro veri setleri kullanılmıştır.
İsviçre vergi sistemine getirilen en büyük eleştirilerden biri ise sahip olduğu vergi cenneti niteliğidir. Avrupa Konseyi tarafından 2017 yılında “zararlı vergi sistemleri” listesine alınan İsviçre, bu tarihten sonra uluslararası standartlara uyum için bazı adımlar atmıştır (ayrıcalıklı vergi statüsünün kaldırılması, ikamet düzenlemeleri, veri paylaşımı yoluyla kara para aklama faaliyetlerinin azaltılması vb.). İsviçre alınan bu önlemlere rağmen dünyada “kurumlar vergisi cenneti endeksi”nde 5. sırada ve “finansal gizlilik endeksi”nde 3. sırada olmayı sürdürmektedir. Bu doğrultudaki yaptırımların ve reformların federal ve yerel yönetimler düzeyinde önemli etkileri olması beklenmektedir.
Çok sayıda kamu çalışanının yaşadığı, sanayisi yok denecek kadar az, dolayısıyla oldukça sınırlı bir işçi nüfusuna sahip Tunceli’deki ekonomik aktivite ağırlıklı olarak küçük esnafın başını çektiği perakende ticaret ve yiyecek-içecek hizmeti veren işletmelerce yürütülmektedir. Türkiye’nin en düşük nüfuslu ili olan Tunceli, düşük nüfusuna bağlı olarak genel bütçe vergi gelirleri içerisinde son sıralarda olsa da uzun yıllardır vergi tahsilat oranı açısından ilk sıralarda yer almaktadır. Çalışmamız, Tunceli’deki vergilerin yapısına ve yüksek vergi uyumuna etki eden sosyal, psikolojik, kültürel, ekonomik, politik ve tarihsel belirleyicilere ışık tutmayı amaçlamaktadır.
Anahtar Kelimeler: Vergi Yapısı, Vergi Uyumu, Vergi Ahlakı, Tunceli, Dersim.
JEL Kodları: H20, H71, R10.
Tax Structure and Tax Compliance in Tunceli
Abstract
Tunceli has a large number of public employees, but little to no industry, and thus it has a very limited worker population. Economic activity is mainly carried out by businesses in retail trade, food and beverage services, that are led by small tradesmen. Tunceli, the lowest populated province in Turkey, occupies the last place among provinces in terms of general budget tax revenues, but the first place in terms of tax collection rate for many years. Our study aims to shed light on the social, psychological, cultural, economic, political and historical determinants affecting the structure of taxes and high tax compliance in Tunceli.
Keywords: Tax Structure, Tax Compliance, Tax Morale, Tunceli, Dersim.
JEL Codes: H20, H71, R10.