Deniz Depe
Doç. Dr., Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
Phone: 21+90(222) 239 37 50/2183
Address: Meşelik Kampüsü
Büyükdere Mah.Prof. Dr. Nabi AVCI Bulvarı No:4
26040 Odunpazarı - ESKİŞEHİR
Phone: 21+90(222) 239 37 50/2183
Address: Meşelik Kampüsü
Büyükdere Mah.Prof. Dr. Nabi AVCI Bulvarı No:4
26040 Odunpazarı - ESKİŞEHİR
less
Related Authors
Levent Bayraktar
Ankara Yildirim Beyazit University
EROL EVCİN
Ankara University
Türkiyat Mecmuası - Journal of Turkology
İstanbul üniversitesi
Eminalp Malkoç
Istanbul Technical University
Erol Akkuş
ORDU UNIVERSITY
Muzaffer Musab Yılmaz
Sakarya University
Salih YILMAZ
Ankara Yildirim Beyazit University
InterestsView All (41)
Uploads
Books by Deniz Depe
Bir Metafor Olarak Yol ve Yolculuk, İlber Ortaylı, Ahmet İnam, Besim F. Dellaloğlu, Naci Bostancı, İbrahim Şahin, Hakan Poyraz, İbrahim Şirin, İbrahim Tüzer, M. Sani Adıgüzel, İlhan Genç, İsmail Sert, Işılay Pınar Yıldırım, Öznur Özdarıcı, Ethem Polat, Dursun Ayan, İlhami Sığırcı, Milay Köktürk, Levent Bayraktar, Fulya Bayraktar, Şevket Yavuz, Cem Yavuz, Faruk Karaca, Seyit Battal Uğurlu, Mümtaz Sarıçiçek ve Kayhan Şahan gibi farklı disiplinlere mensup isimlerin yazılarından oluşmaktadır. Elbette “yol”un metaforik alanı bu çalışmada ifade edilen tespitlerle sınırlı değildir. Siyaset, kültür ve medeniyet gibi toplumsal hayatın başka alanlarında da “yol”la ifade edilen metaforik anlam alanları vardır.
Bu çalışma, gerek “metafor” kavramının, gerekse “yol” kelimesinin tarihsel süreçte geçirdiği anlam evreleriyle ilgili kültür, sanat ve medeniyete ilişkin birbirinden ilginç bakış açılarını ortaya koymaktadır.
Gençlerle Baş Başa, edebiyat dünyasının hem eski hem de hiç eskimeyen bir tartışmasını gündeme getiriyor: Eski nesil-yeni nesil çekişmesi. Tartışma; konusu klasik, soruları tanıdık olsa da edebiyat tarihi açısından önemli birçok ismin henüz yolun başındayken nasıl bir mizaca sahip oldukları, edebiyattan ne anladıkları, kimleri beğenip beğenmedikleri gibi bilgilere ulaşmak açısından önemli.
Gençlerle Baş Başa, 1936’nın edebiyat ortamında “genç” olarak soru yöneltilen ama bugün bazılarının eserleri “klasik” olarak görülen şair ve yazarların o günkü tutumunu fark etmek için bir fırsat olduğu kadar dönemin edebiyat ortamını izlemek için de önemli bir gösterge. Gazete sayfalarından derlenerek “Edebiyatımızda Eski-Yeni Tartışması” belirlemesiyle sunulan kitap, dönemin genç şair ve hikâyecilerinin kurgusal metinleriyle de bir anmalık özelliği kazanıyor. Eskimeyen bir tartışma için dipnot niteliğinde bir kitap, Gençlerle Baş Başa.
Papers by Deniz Depe
Karakurt’un üslubunu farklı kılan unsurlar arasında, seyahat ettiği yerlerdeki kültürel farklılıklara dair gözlemleri, yerel halkla olan etkileşimleri ve coğrafi detaylara olan ilgisi ön plana çıkar. Yazıların anlatım ve içeriği dönemin dünya politikasına bakışını yansıtması açısından ayrıca dikkat çekicidir. Esat Mahmut Karakurt’un bu seyahatinde Türkiye’nin modernleşme çabalarını ve Atatürk devrimlerinin etkisini anlatma çabası, dış basında hakkında çıkan haberler gibi detaylar da devrin tarihi ve sosyolojik arka planı için önemli bilgilerdir.
Yazar, bu seyahat yazılarında romantik betimlemelerden mizahi öğe ve diyaloglara kadar geniş bir yelpazede anlatı tekniklerine başvurmuştur. Bu durum, eserlerinin edebi niteliklerini yükseltmekle kalmamış, aynı zamanda okuyucularına o dönemin dünyasını çarpıcı bir şekilde aktarma amacına da hizmet etmiştir. Bu seri yazılar; Karakurt’un edebi başarısının sadece bir romancı ve gazeteci kimliği ile sınırlı kalmayıp, Türk okurlarına dış dünyanın merceğinden özgün bir bakış sunduğunu göstermektedir.
Bu makale, Esat Mahmut Karakurt’un Yeni Sabah gazetesi için çıktığı büyük dünya turunun sosyo-kültürel ve edebi özelliklerini yazıların ana teması olan toplumsal cinsiyet ve milliyetçilik ile üslup odağında inceleyerek, onun biyografisine katkı sağlamayı ve bu gezi yazılarını edebiyat dünyasına tanıtmayı amaçlamaktadır.
çalışmaları ve tiyatroları ile anılır. Şairliği ise genelde eleştirilmiş ve edebi
yönünün ideallerinin gölgesinde kaldığı düşünülmüştür. Sağlığında sadece
bir şiir kitabı yayımlar ve bu kitaptan sonraki otuz beş sene boyunca yazdığı
şiirleri kitaplaştırmaz. Başarılı bir şair sayılmasa da Türk şiir tarihinin en
bilinen şiirlerinden biri olan “Nerdesin”i kaleme almış ve bu şiirde bahsi
geçen ses, bugüne kadar birçok eleştirmen tarafından farklı yorumlanmıştır.
Oysa ses, şairin sadece bu şiirinde değil, diğer şiirlerinde de baskın bir
unsur olarak ön plana çıkar. Anadolu’yu ve Anadolu insanını merkeze
aldığı şiirlerinde, ses de hep bu bakış açısıyla, yüzeysel olarak
yorumlanmıştır. Oysa Tecer’in şiirinde ses, bir ahenk unsurundan çok daha
fazlasına işaret etmektedir. Bu çalışmada Ahmet Kutsi Tecer’in bütün
şiirleri “ses” odağında taranmış ve şairin şiir dünyasında nelere karşılık
geldiği tespit edilmeye çalışılmıştır. Şiirde geçen tüm sesler, kaynağına göre
tasnif edilmiş ve üç başlıkta incelenmiştir: gaipten gelen sesler, daimonik
ses ve suskunluk.
çıkan Deneme dergisinin sahibi ve sorumlu yönetmeni Sadık Ayaz’dır. Aylık
sanat dergisi olarak çıkan dergide şiir, öykü, deneme, oyun, günlük, inceleme türünde yazılara yer verilmiştir. Çoğunluğunu lise çağlarındaki gençlerin çıkardığı dergi, bir taşra yayını olmasına rağmen dikkat çekmiştir. Nabi Avcı, Haydar Ergülen, Ahmet Kot, Metin Önal Mengüşoğlu, Cumali Ü.
Hasannebioğlu, Erdem Bayazıt, Atasoy Müftüoğlu gibi isimleri bir araya getiren Deneme, daha sonra Ankara’da Gelişme adıyla çıkmaya devam eder. Çoğu ismin müstear kullanarak yazdığı dergi, özellikle deneme türündeki yazılarıyla dikkat çeker. Altmışlı yılların popülerleştirdiği edebi anlayışa, materyalizme, Batı’ya ve yabancılaşmaya karşı sert bir tavrı olan dergide, öyküler ve şiirler klasik üslûptan uzak, yenilikçi bir anlayışla kaleme alınmıştır.
Bir Metafor Olarak Yol ve Yolculuk, İlber Ortaylı, Ahmet İnam, Besim F. Dellaloğlu, Naci Bostancı, İbrahim Şahin, Hakan Poyraz, İbrahim Şirin, İbrahim Tüzer, M. Sani Adıgüzel, İlhan Genç, İsmail Sert, Işılay Pınar Yıldırım, Öznur Özdarıcı, Ethem Polat, Dursun Ayan, İlhami Sığırcı, Milay Köktürk, Levent Bayraktar, Fulya Bayraktar, Şevket Yavuz, Cem Yavuz, Faruk Karaca, Seyit Battal Uğurlu, Mümtaz Sarıçiçek ve Kayhan Şahan gibi farklı disiplinlere mensup isimlerin yazılarından oluşmaktadır. Elbette “yol”un metaforik alanı bu çalışmada ifade edilen tespitlerle sınırlı değildir. Siyaset, kültür ve medeniyet gibi toplumsal hayatın başka alanlarında da “yol”la ifade edilen metaforik anlam alanları vardır.
Bu çalışma, gerek “metafor” kavramının, gerekse “yol” kelimesinin tarihsel süreçte geçirdiği anlam evreleriyle ilgili kültür, sanat ve medeniyete ilişkin birbirinden ilginç bakış açılarını ortaya koymaktadır.
Gençlerle Baş Başa, edebiyat dünyasının hem eski hem de hiç eskimeyen bir tartışmasını gündeme getiriyor: Eski nesil-yeni nesil çekişmesi. Tartışma; konusu klasik, soruları tanıdık olsa da edebiyat tarihi açısından önemli birçok ismin henüz yolun başındayken nasıl bir mizaca sahip oldukları, edebiyattan ne anladıkları, kimleri beğenip beğenmedikleri gibi bilgilere ulaşmak açısından önemli.
Gençlerle Baş Başa, 1936’nın edebiyat ortamında “genç” olarak soru yöneltilen ama bugün bazılarının eserleri “klasik” olarak görülen şair ve yazarların o günkü tutumunu fark etmek için bir fırsat olduğu kadar dönemin edebiyat ortamını izlemek için de önemli bir gösterge. Gazete sayfalarından derlenerek “Edebiyatımızda Eski-Yeni Tartışması” belirlemesiyle sunulan kitap, dönemin genç şair ve hikâyecilerinin kurgusal metinleriyle de bir anmalık özelliği kazanıyor. Eskimeyen bir tartışma için dipnot niteliğinde bir kitap, Gençlerle Baş Başa.
Karakurt’un üslubunu farklı kılan unsurlar arasında, seyahat ettiği yerlerdeki kültürel farklılıklara dair gözlemleri, yerel halkla olan etkileşimleri ve coğrafi detaylara olan ilgisi ön plana çıkar. Yazıların anlatım ve içeriği dönemin dünya politikasına bakışını yansıtması açısından ayrıca dikkat çekicidir. Esat Mahmut Karakurt’un bu seyahatinde Türkiye’nin modernleşme çabalarını ve Atatürk devrimlerinin etkisini anlatma çabası, dış basında hakkında çıkan haberler gibi detaylar da devrin tarihi ve sosyolojik arka planı için önemli bilgilerdir.
Yazar, bu seyahat yazılarında romantik betimlemelerden mizahi öğe ve diyaloglara kadar geniş bir yelpazede anlatı tekniklerine başvurmuştur. Bu durum, eserlerinin edebi niteliklerini yükseltmekle kalmamış, aynı zamanda okuyucularına o dönemin dünyasını çarpıcı bir şekilde aktarma amacına da hizmet etmiştir. Bu seri yazılar; Karakurt’un edebi başarısının sadece bir romancı ve gazeteci kimliği ile sınırlı kalmayıp, Türk okurlarına dış dünyanın merceğinden özgün bir bakış sunduğunu göstermektedir.
Bu makale, Esat Mahmut Karakurt’un Yeni Sabah gazetesi için çıktığı büyük dünya turunun sosyo-kültürel ve edebi özelliklerini yazıların ana teması olan toplumsal cinsiyet ve milliyetçilik ile üslup odağında inceleyerek, onun biyografisine katkı sağlamayı ve bu gezi yazılarını edebiyat dünyasına tanıtmayı amaçlamaktadır.
çalışmaları ve tiyatroları ile anılır. Şairliği ise genelde eleştirilmiş ve edebi
yönünün ideallerinin gölgesinde kaldığı düşünülmüştür. Sağlığında sadece
bir şiir kitabı yayımlar ve bu kitaptan sonraki otuz beş sene boyunca yazdığı
şiirleri kitaplaştırmaz. Başarılı bir şair sayılmasa da Türk şiir tarihinin en
bilinen şiirlerinden biri olan “Nerdesin”i kaleme almış ve bu şiirde bahsi
geçen ses, bugüne kadar birçok eleştirmen tarafından farklı yorumlanmıştır.
Oysa ses, şairin sadece bu şiirinde değil, diğer şiirlerinde de baskın bir
unsur olarak ön plana çıkar. Anadolu’yu ve Anadolu insanını merkeze
aldığı şiirlerinde, ses de hep bu bakış açısıyla, yüzeysel olarak
yorumlanmıştır. Oysa Tecer’in şiirinde ses, bir ahenk unsurundan çok daha
fazlasına işaret etmektedir. Bu çalışmada Ahmet Kutsi Tecer’in bütün
şiirleri “ses” odağında taranmış ve şairin şiir dünyasında nelere karşılık
geldiği tespit edilmeye çalışılmıştır. Şiirde geçen tüm sesler, kaynağına göre
tasnif edilmiş ve üç başlıkta incelenmiştir: gaipten gelen sesler, daimonik
ses ve suskunluk.
çıkan Deneme dergisinin sahibi ve sorumlu yönetmeni Sadık Ayaz’dır. Aylık
sanat dergisi olarak çıkan dergide şiir, öykü, deneme, oyun, günlük, inceleme türünde yazılara yer verilmiştir. Çoğunluğunu lise çağlarındaki gençlerin çıkardığı dergi, bir taşra yayını olmasına rağmen dikkat çekmiştir. Nabi Avcı, Haydar Ergülen, Ahmet Kot, Metin Önal Mengüşoğlu, Cumali Ü.
Hasannebioğlu, Erdem Bayazıt, Atasoy Müftüoğlu gibi isimleri bir araya getiren Deneme, daha sonra Ankara’da Gelişme adıyla çıkmaya devam eder. Çoğu ismin müstear kullanarak yazdığı dergi, özellikle deneme türündeki yazılarıyla dikkat çeker. Altmışlı yılların popülerleştirdiği edebi anlayışa, materyalizme, Batı’ya ve yabancılaşmaya karşı sert bir tavrı olan dergide, öyküler ve şiirler klasik üslûptan uzak, yenilikçi bir anlayışla kaleme alınmıştır.
Yazko Edebiyat dergisi ise, kooperatifin en uzun soluklu yayın organı olmuştur. YAZKO, hem üyelerinin yazılarını basarak hem de düzenlediği etkinliklerin duyurularını ve bastığı kitapların ilanlarını yayınlayarak kooperatifin reklamını bu dergi aracılığıyla yapmıştır. Derginin kooperatifin yapısını ve önemini belirlemedeki mühim rolünün yanı sıra, edebiyat dünyasındaki yeri de oldukça önemlidir. Yazko Edebiyat; İlhan Berk, Füruzan, Ataol Behramoğlu, Ahmet Oktay, Attila İlhan, Selim İleri, Pınar Kür, Enis Batur, Can Yücel, Hilmi Yavuz, Nazlı Eray, Hasan Bülent Kahraman, Asım Bezirci, Edip Cansever, Murathan Mungan, Tomris Uyar, Turgut Uyar, Adalet Ağaoğlu, Fikret Otyam, Mina Urgan, Füsun Akatlı, Atilla Birkiye, Behçet Necatigil, Necati Cumalı gibi isimlerin yayınladığı çalışmalarla, seksenli yılların en dikkate değer dergilerinden biri olmuştur. Bu makalede önce YAZKO’nun kuruluş hikayesi anlatılmış, daha sonra Yazko Edebiyat’ın tarihçesi ve içeriği hakkında bilgi verilmiştir.