Thesis Chapters by B. M . Karadağ
Kalıp dil ile yaratıcı dil kullanımı arasında çok net bir ayrım yapmak
mümkün değildir. Çünkü anl... more Kalıp dil ile yaratıcı dil kullanımı arasında çok net bir ayrım yapmak
mümkün değildir. Çünkü anlamlı olacak tümcelerden oluşan “yaratıcı dil” kullanımı
bilindik, geleneksel dil kalıplarını kullanarak mümkün olmaktadır. Wray (2002)
yetişkin konuşurların, geçmişte ezberledikleri tekerlemeler, şarkılar, dualar, listeler
gibi büyük metinler, tümceler ve deyimler olduğunu, bunların daha sonra
gerektiğinde bellekten daha kolay çağırılması için belli ritimlerle öğrenildiğini
savunmaktadır. Asıl önemli nokta, bu kalıpların ve sözcüklerin ezberlenmesiyle
birlikte zihnimizde kulağa-doğru-gelen bir dize oluşması ve diğer mantıksal
olasılıkların azalarak kullanımdan düşüyor olmasıdır. Günlük dil kullanımımızda,
“sözcüklerin ve tümcelerin kalıplaşması… Sadece dilbilgisi ve sözlük temel alınarak
yapılan öngörülerden çok daha az değişkenlik göstererek belirginleşir” (Perkins,
1999, s. 55-56). Bir tanıdığımızla karşılaştığımızda veya kendimizi belli durumlar
içinde bulduğumuzda kullanmaya eğilimli olduğumuz sözcükler ve sözceler vardır
(Coulmas, 1981) . Eğer bir masalı veya aynı dersi birçok defa anlatırsak, her seferinde
aktarılan fikrin aynı dil öbekleriyle anlatıldığının farkına varırız (Perkins, 1983).
Daha önce kullandığımız ya da başkasının yeni kullandığı bir kelime biçimini tekrar
yansıtabiliriz (Pawley & Syder, 2000, s. 178) . “Eşdizimlilik” bağlamında bazı
kelimelerin bir cümle içinde yan yana ait olduklarını bunun yanı sıra başka türlü
kullanımların kulağa tuhaf geldiğini görülür. Örneğin, Biber, Conrad ve Reppen
(Biber, Conrad, & Reppen, 1998) , akademik düzyazı türünde bulunan 2.7 milyon
sözcük derleminde, large number ifadesinin great number ifadesinden beş kat daha
fazla (milyonda 48.3 karşı milyonda 8.9) kullanıldığını saptamıştır.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler EnstitüsüYüksek Lisans Tezi, 2018
Yabancı dil öğrenicileri için hedef sözcük listeleri senelerdir kullanılmaktadır. Yabancı dil ola... more Yabancı dil öğrenicileri için hedef sözcük listeleri senelerdir kullanılmaktadır. Yabancı dil olarak Türkçe öğretiminde, öğrenicilere sunulacak sözcükler sıklık derecelerine göre belirlenmektedir. Geleneksel sözcük listeleri derlem temelli sıklığa dayalı taramalar sonucunda ortaya çıkarılmakta ve öğrenicilere doğal dil ortamında en sık kullanılan sözcükleri sunmaktadır. Bilişim teknolojilerinin gelişmesi ve yazılı/sözlü verilerin incelenebilir hâle gelmesi, bilgisayar destekli dil bilimi (computational linguistics) çalışmaları için önemli bir kaynak olmuştur. Yabancı alanyazına ilk defa 1951 yılında giren eşdizimlilik, Türkçe üzerine yapılan çalışmalar için yeni sayılan bir çalışma sahasıdır. Yabancı dil öğretiminde kalıp dil ve sözlüksel yaklaşım teorileri geliştirildikçe eşdizimliliğin ne derece önemli bir alan olduğu ortaya çıkmıştır. Mevcut araştırma yabancı dil olarak Türkçe öğretimi çerçevesinde sözlüksel yaklaşım modeli ve kalıp dil kullanımı yoluyla sözcük öğretimi ve eşdizimlilik konuları üzerine odaklanmıştır. Bu konular hakkında detaylı kuramsal bilgilere değinildikten sonra yabancı dil olarak Türkçe öğretimi ders kitaplarının hedef sözcük listeleri ve Türkçe Ulusal Derlemi taranarak öğretimle birleştirilebilecek bir Türkçe eşdizimliler listesi ve bu listeye uygun alıştırma önerileri sunulmuştur. Anahtar kelimeler: Sözlüksel hazırlama, sözlüksel yaklaşım, eşdizimlilik, sözcük öğretimi
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Papers by B. M . Karadağ
Türk Dünyası Araştırmaları, 2024
Bu çalışma, 24 Nisan 2015 tarihinde Türkiye’de yayımlanan basılı ulusal gazetelerde 1915 olayları... more Bu çalışma, 24 Nisan 2015 tarihinde Türkiye’de yayımlanan basılı ulusal gazetelerde 1915 olayları ve Ermeni iddialarına ilişkin kullanılan söylemi ve metaforları karşılaştırmalı incelemektedir. Bu bağlamda Ermeni iddiaları ve tehcir etrafında gelişen olayların metaforik olarak nasıl kavramsallaştırıldığı ve bu kavram etrafında şekillenen söylemlerin ulusal basında kullanımları araştırılmıştır. Çalışmada ana veri kaynağı olarak 2015 yılının 24 Nisan tarihinde yayımlanan Posta, Hürriyet, Sözcü ve Haber Türk gazeteleri derlem olarak kullanılmıştır. İncelemede metaforlar, Metafor Tespit Yöntemi vasıtasıyla tespit edilmiştir. Belirlenen metaforlar, tarihî, sosyal ve politik bir olgu olarak tehcire dair kavramların Türkçede nasıl kavramsallaştığına ve bu kavramın içeriğinin farklı yönlerine dair bilgi vermektedir. Metaforların tespitinin yanı sıra ayrıca bir söylem takibi de yapılmıştır. İncelemede düğüm sözcük olarak 1915, soykırım, Ermeni, tehcir, sorun, diaspora ve mesele kelimeleri seçilmiş ve bunların yer aldığı metinler daha büyük metaforik yapılar açısından tetkik edilmiştir. Metafor, dilden ziyade bir düşünce ve akıl yürütme meselesi olarak ve gerçekliğin inşası ve yorumlanması için bilişsel bir araç olarak görüldüğünden, basında yer alan söylem metaforlarının incelenmesi, o günlerin sosyal ve politik gerçekliğinin belirli kesimlerin zihninde nasıl kavramsallaştırıldığını ve nasıl aktarıldığını ortaya koymaktadır.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Journal of Linguistics, 2022
Dilsel çevre araştırmaları dilin kamusal alanda yazılı biçimde kullanılmasını incelemektedir. Dil... more Dilsel çevre araştırmaları dilin kamusal alanda yazılı biçimde kullanılmasını incelemektedir. Dilin kamusal alanda görülmesi dilsel çevreyi belirlemekte ve incelenen bölgenin toplum dilbilimsel durumu hakkında veriler sunmaktadır. Herhangi bir dilin kamusal alanda görülme yoğunluğu onun önemi, gücü, statüsü, başka dillerle veya kişilerle olan ilişkisi hakkında sembolik mesajlar ortaya çıkarmaktadır. Mevcut araştırma Van'ın merkez İpekyolu ilçesine bağlı olan Cumhuriyet Caddesi üzerinde bulunan özel ve devlet işaretlerini dilsel çevre teorileri çerçevesinde analiz etmektedir.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Dilbilim Dergisi / Journal of Linguistics, 2021
Sosyal medyanın yaygın erişilebilirliği sayesinde dilde ortaya çıkan yeni biçimler kısa sürede ge... more Sosyal medyanın yaygın erişilebilirliği sayesinde dilde ortaya çıkan yeni biçimler kısa sürede geniş kitleler tarafında görülüp bir kullanım alanı kazanarak yerini sağlamlaştırmaktadır. Bu biçimlerden oldukça benimsenen ve sıklıkla kullanılanlar genellikle mecazî yeni öğeler, ifadeler ya da diğer bir deyişle metaforik neolojizmler olmaktadır. Mevcut araştırmanın amacı, Türkçede yaygın bir şekilde kullanılan "x+kafası" öbek yapısını ve anlambilimsel özelliklerini analiz etmektir. Bu yapının anlambilimsel açıdan aynılık taşıyan örnekleri Türkçe Ulusal Derlemi'nden faydalanılarak bütünceye eklenmiş, değişik sosyal medya platformlarındaki görünümlerine değinilmiş ve toplumsal açıdan bu yapının kullanımına dair görüşler eklenmiş olup mevzu bahis yapının tek başına kullanımıyla bağlam içinde kullanımı arasındaki farklar bir anket ile ölçülmüştür. / Widespread access to social media ensures that new and emergent coinages
are noticed by population masses, attain domains of usage, and strengthen
their place within a language. Of such new linguistic constructs, metaphorical
neologisms are usually most adopted and frequently used. The present study
aims to examine the x + head phrase structure widely used in Turkish and to
evaluate its semantic properties. Examples semantically identical to this structure
are included in the linguistic database through the Turkish National Corpus. The
appearance of such phrases was observed on different social media platforms.
Additionally, the opinions of people were sought on the use of this structure in
social interactions. Further, the differences between the usage of the mentioned
structure on its own and its use within a context were measured via a survey.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi Journal of Turkish Language and Literature, 2021
Dede Korkut’s stories are considered some of the most important works of the Turkish language. Th... more Dede Korkut’s stories are considered some of the most important works of the Turkish language. These stories were first created by Dede Korkut as an oral narrative tradition and recorded in writing in the 15th century. Since the two copies of this text, by which we can learn about the concrete and abstract cultural assets of Turks, have been found—
one in Dresden and one in the Vatican archives—numerous studies have been conducted in Turcology. The current research examines the character of Yigenek, The Son of Kazılık Koca, who has been mentioned 18 times in 3 of Dede Korkut stories, within the framework of Kohlberg’s theory of cognitive moral development. Kohlberg called his theoretical approach to morality and moral motivation “cognitive developmental” to describe his contextualization of moral development within social and non-social
(physical) cognitive development. According to Kohlberg, moral values that develop continuously at pre-traditional, traditional, and post-traditional levels are divided into two phases at each level. The name Yigenek appears in 18 places throughout the work,
including the story in which he is the main character. Because of this frequency, the Yigenek character was chosen as the subject of study because of the many specified emotions, thoughts, and actions from Kohlberg’s moral development theory.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Uluslararası Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi Dergisi, 2020
Öz. Mevcut ünite modeli çalışması metindilbilimsel ölçütler ve yabancı dil olarak Türkçe öğretimi... more Öz. Mevcut ünite modeli çalışması metindilbilimsel ölçütler ve yabancı dil olarak Türkçe öğretiminde oldukça önemli olan kültürel aktarım unsurları dikkate alınarak hazırlanmıştır. Bu süreçte Avrupa Dilleri Öğretimi Ortak Başvıuru Metni'nde belirtilen dil seviyelerinden B1 düzeyi kazanımları kılavuz olarak kullanılmış ve ünitenin metinsel örüntüler bakımından sıralılık ve bütünlük özellikleri taşıması sağlanmıştır. Bu bağlamda dil, beceri alamları, kültür aktarımı, metindilbilim konuları hakkında alanyazına değinilmiş ve ünite modeli sunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Metindilbilim, dilbilim, yabancı dil olarak türkçe öğretimi, kültürel aktarım Abstract. The current unit model study has been prepared taking into account the text linguistic criteria and the cultural transfer factors that are very important in teaching Turkish as a foreign language. In this process, the B1 level gains from the language levels specified in the Common European Framework of Reference for Teaching Languages were used as a guide and the unit was provided with sequentiality and integrity in terms of textual patterns. In this context, literature on language, skill fields, culture transfer, text linguistics is mentioned and unit model is presented. 1. GİRİŞ Dil öğretiminde amaç, dilsel ortamda sözlü ve yazılı kanallarda ifade edilen düşünceleri anlayabilme ve aynı şekilde kendi düşüncelerini de doğru ve anlaşılır bir şekilde aktarabilmek yetisini kazandırmaktır. Avrupa Dilleri Öğretimi Ortak Başvuru Metni'nde B1 düzeyi eşik seviyesi olarak adlandırılmaktadır çünkü bu düzeyde öğrenici artık dilin temel bilgilerini edinmiş ve bağımsız dil kullanıcısı olma yoluna girmiş bulunmaktadır. Başvuru metninde B1 düzeyine dair öne çıkan iki husus bulunmaktadır. Bunlar öğrenicinin bildirişimi sürdürebilmesi ve "gündelik yaşama ilişkin sorunlarla ustaca baş edebilme yeteneği"dir (MEB Çeviri Komisyonu, 2009: 34). Dolayısıyla bu çerçevede B1 düzeyindeki bir öğrenicinin hedef dile dair bilgileriyle gündelik dili anladığı, dili kullanarak ihtiyaçlarını karşıladığı, iletişim başlatıp sürdürebildiği fakat C düzeyinin özellikleri olan üst bilişsel anlamlandırma gerektiren
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Sözlükler, bir dilin ya da dilin bir bölümünün, genel olarak ya da belli bir zamanda kullanılan k... more Sözlükler, bir dilin ya da dilin bir bölümünün, genel olarak ya da belli bir zamanda kullanılan kelime ve deyimlerini genellikle alfabe sırasına göre, bazen de kavram alanlarına göre ele alıp aynı dille tanımlarını yapan, örnek vererek açıklayan veya başka bir dilde karşılıklarını yazan kitaplardır. Sözlükbilim ise, bir dilin veya karşılaştırmalı olarak çeşitli dillerin kelime hazinesinin sözlük biçiminde ortaya koyma kurallarını belirleyen dilbilim dalıdır. Bu incelemede T.C İçişleri Bakanlığına bağlı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan "Göç Terimleri Sözlüğü" bütünce olarak ele alınmıştır. İncelemenin amacı sözlükbilim ilkelerinin dikkate alınmadığı durumlarda ortaya çıkan yöntem hatalarını belirlemek, örneklendirmek, bundan sonra yapılacak Türkçe sözlük çalışmalarının bilimsel ilke ve kurallarla bütünlenmesine bu yolla katkıda bulunmaktır. Çalışmaya destek olmak üzere kaynakçada belirtilen eserlerden ve çalışmalardan yararlanılmıştır.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Dönem Projesi, 2017
Öz Bu araştırmada, konuşmacıların anlamsal alanlardaki sözcük anlamıyla güvenilir bürünsel bağınt... more Öz Bu araştırmada, konuşmacıların anlamsal alanlardaki sözcük anlamıyla güvenilir bürünsel bağıntılar üretip üretmediği ve dinleyicilerin duydukları yeni kelimelerin anlamını kavrayabilmek için bu ipuçlarını kullanıp kullanmadığı incelenmiştir. Konuşmacılardan bir dizi zıtlık grubundan(örneğin büyük/küçük) iki anlamdan birini ifade etmek için kullanılmak üzere bebek konuşması şeklinde cümleler üretmeleri istendi. Sesbilimsel analizler, bazı sessel özelliklerin sözcüğün anlam değeriyle (valence) koşut olduğunu ortaya koymuştur. Bununla birlikte, her sözcüksel anlamın aynı zamanda benzersiz bir sessel imza taşıdığı ve semantik olarak ilgili anlamların benzer akustik görünümleri olduğu saptandı. İki algısal testte de, dinleyiciler yeni kelimeleri, eşleşen bir anlam boyutuyla (resim çifti) veya eşleşmeyen anlam boyutlarıyla tanımlamaya çalışmışlardır. Dinleyiciler, yeni sözcüklerin anlamını büyük derecede, sessel özellikler yeni sözcüğün anlamıyla eşleştiğinde anladılar. Bu bulgular, parçalarüstü özelliklerin sözcük anlamı için güvenilir sessel belirleyiciler içerdiğini ve dinleyicilerin anlamları ayırt etmek için parçalarüstü ipuçlarını kullandıklarını göstermektedir. Sesin anlamla bu derecede ilişkili olması, sözlü dilin diliçi ve dıldışı özelliklerine dair yapılan geleneksel ayrımların yeniden yapılandırılması gerektiğini göstermektedir. Anahtar kelimeler: Bürünbilim, anlambilim, sesbilimsel analiz, sözcük öğrenimi, sözcük anlamı, doğal dil işlenmesi 1. Giriş Sözlü dil, dinleyicilere konuşmanın dilsel içeriği (konuşmacının ürettiği dilsel yapıdaki heceler, kelimeler veya sözcük öbekleri) ve diğer bir dizi dilsel unsur aracılığıyla bilgi sağlayan zengin bir iletişimsel dizgedir. Çeşitli iletişimsel işlevlere hizmet eden önemli bir diğer özellik parçalarüstü birimlerdir, yani sesbilimde ritimdeki, tondaki, konuşma hızındaki, yükseklikteki değişkenlikler. Bürün, veya konuşmanın melodisi, bir telaffuzdaki tonlama, ritim ve vurgu ve süreden oluşur ve öncelikle temel frekans, yükseklik ve göreceli sürenin sessel koşutluklarında örneklenir. Konuşmanın bürünsel özelliklerine ilişkin araştırmalar, neredeyse sadece bunun iletişimsel etkinliklere olan iki katkısına odaklanmıştır. Birincisi, konuşulan dilin yapısının işlenmesi ve açıklığa kavuşturulması ile ilgilidir. İkincisi ise, konuşmacının duygusal ya da tutumsal durumunun belirtilmesinde sesin (parçalarüstü özelliklerin) rolü ile ilgilidir. Bürünsel özelliklerin bu iki işlevi, sözlü dilin işlenmesi için hayati derecede önemlidir. Tonlama ve vurgu gibi bürünsel ipuçları, dinleyicilere konuşma akışını hece, sözcük ve ifade seviyelerinde ayrıştırmaya yardımcı olan ipuçları sağlar(
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Books by B. M . Karadağ
Oxford University Press, 1932
The author has developed a theory of speech which stresses the fact that speech is no bilateral a... more The author has developed a theory of speech which stresses the fact that speech is no bilateral affair consisting of articulate sounds as distinct from meaning, but is really quadrilateral, requiring a speaker, listener, words, and things to be spoken about. The speech arises from a desire of a speaker to acquaint a listener with the "thing-meant." The listener must think as actively as the speaker and must draw upon his past experiences with the speech symbol to identify his thinking with that of the speaker. Words in themselves do not mean anything, although they may represent sentences when supplemented by figures of speech, gesture, or past experience on the part of listener and speaker. Word-function is "the work which a spoken word has to perform in order to present the thing meant by the speaker in the formal character in which he must be supposed to have intended the listeners to see it." Word-function is distinguished from word-form, which the author discusses in reference to syntax, grammar, and the internal and external attributes of the word. The sentence, not the word, is the unit of actual speech and differs from language because it is language meaningfully applied to some state of things and purposely addressed to some listener. Speech is elastic, so that two sentences with the same words may have entirely different meanings, depending on the various factors concerned, such as sentence form, word order, meaning of silence, and the uses of various parts of speech. The book contains detailed discussions and illustrations of these various points. These are based on examples found in the English language, although other languages are freely drawn upon. The author compares his theories with those of others, particularly Jespersen, Ries and Wundt.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
University of California Press, 1949
Edward Sapir was one of those men, rare among scientists and scholars, who are spoken of by their... more Edward Sapir was one of those men, rare among scientists and scholars, who are spoken of by their colleagues in terms of genius. His writings on frontier problems in cultural anthropology, psychology, and linguistics are outstanding for their provocative insights and remarkable control of factual data. His long essay on language, his principal field of study, is an illuminating exploration of various aspects of the subject. His stress on the fact that language is a cultural or social product helped to make linguistics an integral part of the study of man. The interplay of culture and personality was a field where Sapir was a pioneer and many of his essays have become classics in the social sciences. The nine contributions brought together in this volume well show the distinction and lasting quality of Sapir's work. They include "Culture, Genuine and Spurious," "The Meaning of Religion," "Language," "Cultural Anthropology and Psychiatry," and "The Statue of Linguistics as a Science."
İçindekiler
LANGUAGE1
THE FUNCTION OF AN INTERNATIONAL45
THE STATUS OF LINGUISTICS AS A SCIENCE65
CULTURE GENUINE AND SPURIOUS78
THE MEANING OF RELIGION120
CULTURAL ANTHROPOLOGY AND PSYCHIATRY140
PERSONALITY164
THE EMERGENCE OF THE CONCEPT194
Bookmarks Related papers MentionsView impact
An Introduction To The Study Of Language- Leonard Bloomfield
Dilbilim kitapları:
Dil İncelemelerine Bir Giriş- Leonard Bloomfield
An Introduction To The Stu... more Dilbilim kitapları:
Dil İncelemelerine Bir Giriş- Leonard Bloomfield
An Introduction To The Study Of Language- Leonard Bloomfield
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Language; its nature, development and origin, 1922
Dilbilim Kitapları: Language; its nature, development and origin-Otto Jespersen
Bu sayfadaki içer... more Dilbilim Kitapları: Language; its nature, development and origin-Otto Jespersen
Bu sayfadaki içeriklerin tümünün hakları paylaşıma açık ve yasaldır.
Bu özel içeriklerin telif hakları 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren düşmüş sayılmaktadır.
Yazar: Jespersen, Otto, 1860-1943.
Dil: İngilizce
Yayın: New York, H. Holt, 1922.
Konu: Dil ve diller.
Not: içindekiler kısmı mevcut.
Fiziki tarif: 448 sayfa. 22 cm.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Book Reviews by B. M . Karadağ
Littera Turca, 2022
Anlambilimde Güncel Çalışmalar adıyla kaleme alınan eser dil bilimin alt alanlarından biri olan a... more Anlambilimde Güncel Çalışmalar adıyla kaleme alınan eser dil bilimin alt alanlarından biri olan anlambilim konusunu çeşitli kaynaklar ve araştırma teknikleri çerçevesinde incelemiş çalışmaları ihtiva etmektedir. Eserde, son yıllarda Türkiye'de anlambilim alanında yapılan çalışmaların yoğunlaştığı konular ve bu alanda yurtdışında yaşanan gelişmelerin Türkiye'deki yansımalarının nasıl olduğu, dilbilimin öteki kuramsal ve uygulamalı alanlarında yürütülen güncel çalışmalar üzerinden verilmeye çalışılmıştır. Dr. Melike Baş 3 'ın editörlüğünü üstlendiği Anlambilimde Güncel Çalışmalar adlı eser, "Giriş: Kitabın Amaç ve Kapsamı", "Türkçe-İngilizce Sözlük" ve "Dizin" kısımları dışında makaleler içeren dört ana bölümden oluşmaktadır.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Uploads
Thesis Chapters by B. M . Karadağ
mümkün değildir. Çünkü anlamlı olacak tümcelerden oluşan “yaratıcı dil” kullanımı
bilindik, geleneksel dil kalıplarını kullanarak mümkün olmaktadır. Wray (2002)
yetişkin konuşurların, geçmişte ezberledikleri tekerlemeler, şarkılar, dualar, listeler
gibi büyük metinler, tümceler ve deyimler olduğunu, bunların daha sonra
gerektiğinde bellekten daha kolay çağırılması için belli ritimlerle öğrenildiğini
savunmaktadır. Asıl önemli nokta, bu kalıpların ve sözcüklerin ezberlenmesiyle
birlikte zihnimizde kulağa-doğru-gelen bir dize oluşması ve diğer mantıksal
olasılıkların azalarak kullanımdan düşüyor olmasıdır. Günlük dil kullanımımızda,
“sözcüklerin ve tümcelerin kalıplaşması… Sadece dilbilgisi ve sözlük temel alınarak
yapılan öngörülerden çok daha az değişkenlik göstererek belirginleşir” (Perkins,
1999, s. 55-56). Bir tanıdığımızla karşılaştığımızda veya kendimizi belli durumlar
içinde bulduğumuzda kullanmaya eğilimli olduğumuz sözcükler ve sözceler vardır
(Coulmas, 1981) . Eğer bir masalı veya aynı dersi birçok defa anlatırsak, her seferinde
aktarılan fikrin aynı dil öbekleriyle anlatıldığının farkına varırız (Perkins, 1983).
Daha önce kullandığımız ya da başkasının yeni kullandığı bir kelime biçimini tekrar
yansıtabiliriz (Pawley & Syder, 2000, s. 178) . “Eşdizimlilik” bağlamında bazı
kelimelerin bir cümle içinde yan yana ait olduklarını bunun yanı sıra başka türlü
kullanımların kulağa tuhaf geldiğini görülür. Örneğin, Biber, Conrad ve Reppen
(Biber, Conrad, & Reppen, 1998) , akademik düzyazı türünde bulunan 2.7 milyon
sözcük derleminde, large number ifadesinin great number ifadesinden beş kat daha
fazla (milyonda 48.3 karşı milyonda 8.9) kullanıldığını saptamıştır.
Papers by B. M . Karadağ
are noticed by population masses, attain domains of usage, and strengthen
their place within a language. Of such new linguistic constructs, metaphorical
neologisms are usually most adopted and frequently used. The present study
aims to examine the x + head phrase structure widely used in Turkish and to
evaluate its semantic properties. Examples semantically identical to this structure
are included in the linguistic database through the Turkish National Corpus. The
appearance of such phrases was observed on different social media platforms.
Additionally, the opinions of people were sought on the use of this structure in
social interactions. Further, the differences between the usage of the mentioned
structure on its own and its use within a context were measured via a survey.
one in Dresden and one in the Vatican archives—numerous studies have been conducted in Turcology. The current research examines the character of Yigenek, The Son of Kazılık Koca, who has been mentioned 18 times in 3 of Dede Korkut stories, within the framework of Kohlberg’s theory of cognitive moral development. Kohlberg called his theoretical approach to morality and moral motivation “cognitive developmental” to describe his contextualization of moral development within social and non-social
(physical) cognitive development. According to Kohlberg, moral values that develop continuously at pre-traditional, traditional, and post-traditional levels are divided into two phases at each level. The name Yigenek appears in 18 places throughout the work,
including the story in which he is the main character. Because of this frequency, the Yigenek character was chosen as the subject of study because of the many specified emotions, thoughts, and actions from Kohlberg’s moral development theory.
Books by B. M . Karadağ
İçindekiler
LANGUAGE1
THE FUNCTION OF AN INTERNATIONAL45
THE STATUS OF LINGUISTICS AS A SCIENCE65
CULTURE GENUINE AND SPURIOUS78
THE MEANING OF RELIGION120
CULTURAL ANTHROPOLOGY AND PSYCHIATRY140
PERSONALITY164
THE EMERGENCE OF THE CONCEPT194
Dil İncelemelerine Bir Giriş- Leonard Bloomfield
An Introduction To The Study Of Language- Leonard Bloomfield
Bu sayfadaki içeriklerin tümünün hakları paylaşıma açık ve yasaldır.
Bu özel içeriklerin telif hakları 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren düşmüş sayılmaktadır.
Yazar: Jespersen, Otto, 1860-1943.
Dil: İngilizce
Yayın: New York, H. Holt, 1922.
Konu: Dil ve diller.
Not: içindekiler kısmı mevcut.
Fiziki tarif: 448 sayfa. 22 cm.
Book Reviews by B. M . Karadağ
mümkün değildir. Çünkü anlamlı olacak tümcelerden oluşan “yaratıcı dil” kullanımı
bilindik, geleneksel dil kalıplarını kullanarak mümkün olmaktadır. Wray (2002)
yetişkin konuşurların, geçmişte ezberledikleri tekerlemeler, şarkılar, dualar, listeler
gibi büyük metinler, tümceler ve deyimler olduğunu, bunların daha sonra
gerektiğinde bellekten daha kolay çağırılması için belli ritimlerle öğrenildiğini
savunmaktadır. Asıl önemli nokta, bu kalıpların ve sözcüklerin ezberlenmesiyle
birlikte zihnimizde kulağa-doğru-gelen bir dize oluşması ve diğer mantıksal
olasılıkların azalarak kullanımdan düşüyor olmasıdır. Günlük dil kullanımımızda,
“sözcüklerin ve tümcelerin kalıplaşması… Sadece dilbilgisi ve sözlük temel alınarak
yapılan öngörülerden çok daha az değişkenlik göstererek belirginleşir” (Perkins,
1999, s. 55-56). Bir tanıdığımızla karşılaştığımızda veya kendimizi belli durumlar
içinde bulduğumuzda kullanmaya eğilimli olduğumuz sözcükler ve sözceler vardır
(Coulmas, 1981) . Eğer bir masalı veya aynı dersi birçok defa anlatırsak, her seferinde
aktarılan fikrin aynı dil öbekleriyle anlatıldığının farkına varırız (Perkins, 1983).
Daha önce kullandığımız ya da başkasının yeni kullandığı bir kelime biçimini tekrar
yansıtabiliriz (Pawley & Syder, 2000, s. 178) . “Eşdizimlilik” bağlamında bazı
kelimelerin bir cümle içinde yan yana ait olduklarını bunun yanı sıra başka türlü
kullanımların kulağa tuhaf geldiğini görülür. Örneğin, Biber, Conrad ve Reppen
(Biber, Conrad, & Reppen, 1998) , akademik düzyazı türünde bulunan 2.7 milyon
sözcük derleminde, large number ifadesinin great number ifadesinden beş kat daha
fazla (milyonda 48.3 karşı milyonda 8.9) kullanıldığını saptamıştır.
are noticed by population masses, attain domains of usage, and strengthen
their place within a language. Of such new linguistic constructs, metaphorical
neologisms are usually most adopted and frequently used. The present study
aims to examine the x + head phrase structure widely used in Turkish and to
evaluate its semantic properties. Examples semantically identical to this structure
are included in the linguistic database through the Turkish National Corpus. The
appearance of such phrases was observed on different social media platforms.
Additionally, the opinions of people were sought on the use of this structure in
social interactions. Further, the differences between the usage of the mentioned
structure on its own and its use within a context were measured via a survey.
one in Dresden and one in the Vatican archives—numerous studies have been conducted in Turcology. The current research examines the character of Yigenek, The Son of Kazılık Koca, who has been mentioned 18 times in 3 of Dede Korkut stories, within the framework of Kohlberg’s theory of cognitive moral development. Kohlberg called his theoretical approach to morality and moral motivation “cognitive developmental” to describe his contextualization of moral development within social and non-social
(physical) cognitive development. According to Kohlberg, moral values that develop continuously at pre-traditional, traditional, and post-traditional levels are divided into two phases at each level. The name Yigenek appears in 18 places throughout the work,
including the story in which he is the main character. Because of this frequency, the Yigenek character was chosen as the subject of study because of the many specified emotions, thoughts, and actions from Kohlberg’s moral development theory.
İçindekiler
LANGUAGE1
THE FUNCTION OF AN INTERNATIONAL45
THE STATUS OF LINGUISTICS AS A SCIENCE65
CULTURE GENUINE AND SPURIOUS78
THE MEANING OF RELIGION120
CULTURAL ANTHROPOLOGY AND PSYCHIATRY140
PERSONALITY164
THE EMERGENCE OF THE CONCEPT194
Dil İncelemelerine Bir Giriş- Leonard Bloomfield
An Introduction To The Study Of Language- Leonard Bloomfield
Bu sayfadaki içeriklerin tümünün hakları paylaşıma açık ve yasaldır.
Bu özel içeriklerin telif hakları 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren düşmüş sayılmaktadır.
Yazar: Jespersen, Otto, 1860-1943.
Dil: İngilizce
Yayın: New York, H. Holt, 1922.
Konu: Dil ve diller.
Not: içindekiler kısmı mevcut.
Fiziki tarif: 448 sayfa. 22 cm.