Luviler, Anadolu'da yaklaşık olarak M.Ö. 2300'e doğru ortaya çıkmış bir halktır. Benzersiz bir yerli hiyeroglif yazısı ve Mezopotamya'dan ithal edilmiş çivi yazısı ile yazılmış olan Anadolu dillerine mensup Luvice dilini konuştukları da bilinmektedir.[1][2]

Luvilerin Anadolu’daki yerleşim alanları

Anadolu'nun Hitit öncesi tarihi henüz tam olarak aydınlatılamamış olmakla birlikte 1906'da Hititlerin antik başkenti Hattuşaş'ta bulunan çivi yazılarının çözülmesiyle Anadolu'ya yapılan Yunan göçünden çok daha önce bu topraklarda Anadolu'nun yerlileri sayılabilecek Luvilerin yaşadığı ortaya çıkmıştır.[2] Hititlerin çivi yazılı belgelerinde bu halktan Luvian / Luvili olarak söz edilmektedir.

Hitit İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra Hititlerin çivi yazısının unutulmuş olmasına karşın Luvi dili, yazısı biraz değişikliğe uğramakla birlikte Anadolu'da varlığını sürdürmüştür. Pelasgların konuştuğu Pelasgus (Pelasgós) adı verilen dilden kalma tarihsel adların Luvi dili temeline dayandığı ortaya çıkmıştır. Hitit yazıtlarında Luviler'den söz edilirken bir çeşit ikinci sınıf insan muamelesi yapıldığı görülür.[2] Truvalıların da Luvi dilini konuştuğu ileri sürülmüştür.[3][4][5]

Luvi adı, Boğazkale yakınlarındaki Hattuşaş'ta yapılan kazılardaki Hitit arşivlerinde bulunan Luvice dilinde yazılmış olan metinlerin gün ışığına çıkmasıyla ortaya çıkmıştır. Hitit ve Luvi metinlerinde doğrudan böyle bir budunsal halktan bahsedilmemekle beraber, Luviler halk adlandırması da Luvice anadilini konuşanların belirlenmesi için oluşturulmuş çağdaş bir terimdir ve 'Luviler' etnonimi de bu dil tanımlamasından oluşturulmuştur. Bununla beraber o zamanlarda günümüz anlamında 'halk' veya 'etnisite' terimbilimi de olmadığı varsayılmaktadır, zira Hitit metinlerinde halk veya millet isimleri daha ziyâde istisnâdır ve luvili dil tâbirinin ise yabancı bir Hitit terimi olduğu ve Luvi anadilini konuşanların ise kendi dillerini farklı olarak adlandırmış olabilecekleri de düşünülmelidir.

Eski Hitit kanunlarında Luvi dili konuşulan bölge ve coğrafyaların tamamı olmasa da bir kısmı Luviya olarak adlandırılıyordu ve bir yer adı olan Luviya toponimi ise (bazen Luwia veya Luvia olarak da yazılır) Hitit kitābelerinde belgelenmiştir. (Hititçe:KUR URUlu-ú-i-ia; Demonim:URUlu-ú-i-um-na-aš; Lu(v)iumna- 'Luviya ülkesinin sakinleri'[6] anlamına gelir ve bu minvālde etnolinguistik bir topluluk olarak değil de sadece bölgesel olarak tanımlanmış bir topluluk olarak anlaşılmalıdır[7] ve Luviya toponiminden türetilen Hitit belirteci (lu-ú-i-li; lu(v)ili ise sadece Nesice ile ilgili olan Luvi dilini ifade etmektedir. 'Luviya' Luviya ülkesi olarak Palā ülkesi ile birlikte, yalnızca Hitit'in başkenti Hattuşaş'taki yazılı olan Hitit/Nešili Yasalarında (§§ 5, 19, 20, 21, 23) görünür ve tasdîk olunmuştur.[8]

Luviya ülkesi konum olarak Kızılırmak nehrinin batısında olması gerektiği hâlde yerelleştirilememektedir, ancak her hâlükârda antik Hitit merkezinden batı veya güneybatı yönlü bir konumda olması da muhtemeldir. Nešili Yasaları'nın daha yakın tarihli nüshasının bir dökümünde ise Luviya adı kabaca Mira ve Seha Irmağı Ülkesine karşılık gelen ve bir Batı Anadolu krallığı olan Arzava[9] ile değiştirilmiştir ve bu yüzden daha önce her iki ülkenin de aynı olduğu varsayılıyordu. Luviya topraklarının Arzava tarafından boyun eğdirilmiş olması veyahut önemini yitirmesi ya da tamamen yok olması da daha da olasıdır. Ayrıca Luviya'nın aksine Arzava toprakları Hititler tarafından düşman bir ülke olarak görülmüş ve tasvir edilmiştir.

Filolog İlya S. Yakuboviç; Luviya adını Luvice *lūwa- 'dan Proto-Anadolu *lóugo- aracılığıyla Proto-Hint-Avrupa (PHA) *lóuko- 'tarla, ova' anlamında olacak şekilde türetilmesini önerir. Eski İngilizce lēah 'çayır, orman' ve Eski Yüksek Almanca lôh 'koru', loh ile karşılaştırılabilir.[10]

 
Gürün Yazıtları
 
Hanyeri Kaya Anıtı

Dilbilimci Profesör Robert Beekes; Lidyalılar'ın (Eski Yunanca Λῡδός - Lȳdós) adını /y/ ila /d/, (kurallı ses değişimi) yani (lyd) olarak sertleştirerek Luviya'dan türetmeyi önerir;
Lidce *lūda- < *luv(i)da- < Luviya-[11]

Daha eski araştırmalarda ise Luviya ile Likya (Hititçe:Luqqa) arasında bir bağlantı olduğu varsayılıyordu, çünkü lu-ú-i-li bir zamanlar Sümer logogramı; 𒌨𒁇𒊏 (UR.BAR.RA-i-li (‘KURT-i-li') olarak yazılmıştı ve Antik Yunanca'da kurt anlamında λύκος (lýkos) kelimesi vardı.[12] Bu modası geçmiş varsayım dilbilimsel olarak savunulamaz ve logogram; (UR.BAR.RA-i-li)'nin yanlış bir yorumlama olduğu da ortaya çıkmıştır.

Hitit dışı gelenekte ise kārum Kaniš'ten gelen eski Asur metinlerinde, hiçbir ayrım gözetmeksizin yerli Anadolu nüfusu nuwā'um olarak adlandırıldı ve bazı araştırmacılar bunun izini Luvi ismine kadar götürdüler ve Luvilerin adına atfettiler ve ön sesteki l/n-değişiminin ise o zamanlardaki Hurricenin aracılık etkisinden kaynaklandığını ileri sürdüler.[13] Kültepe'nin Kārum dönemi çok az Luvi unsuru barındırdığından bu da pek olası değildir ve tartışmalıdır.[14]

Antik Mısır'dan III. Amenhotep Cenaze Tapınağı'ndan gelen ve tapınağın kuzey revâğındaki bir heykelin kāidesi üzerinde yazılı olan ve Ege bölgesinden yer adlarının listelendiği yazıtta, diğer yer adlarının yanı sıra Luviya olarak da yorumlanan ra-ʿa-w3-3-n-3 ⟨r/la-va-na; ismi de vardır.[15]

Karşılaştırmalı dilbilimci Paul Widmer, Knossos antik şehrindeki Linear B'de tasdiklenen Miken Yunancası terimi ru-wa-ni-jo'nun /Luvanios/‘Luviler’ olarak yorumlanması gerektiğini öne sürmüştür,[16] ancak *Luvan- kökünün yakın zamanda var olmadığı da gösterilmiştir.[7] Hem Antik Mısır hem de Miken den gelen isimler farklı şekiller de okunabilir ve sorunlu olan *Luvan- biçimine kadar da izlenmesi gerekir[7] ve ek olarak Mısır adı Ravana veya Lavana olarak da daha da iyi okunabilir.[17]

Erken dönemler

değiştir

Luvilerin ön erken dönemleri hususunda net bir fikir birliği yoktur ve dolayısıyla da bu daha sonra Anadolu'da ortaya çıkacak olan Proto-Hint-Avrupa dili konuşan nüfusun varsayılan yerelleşmesine de bağlıdır; ve bunun için Ermeni Yaylası,[18] İran,[18] Balkanlar ve Pontus-Hazar bozkırları önerilmiştir.[19][20][21][22]

Anadolu'ya giriş yolları bilinmezliğini korurken, Anadolu'ya olan göçlerinin ise Karadeniz'in batı (Balkan) veya doğu (Kafkasya) kıyısından gerçekleşip gerçekleşmediğidir ve bu net bir şekilde belirlenemez. Fakat dilbilimci Haig Melchert; Luvilerin M.Ö.3000 dolaylarında antik Trakya'dan Anadolu'ya doğru girişi îmâ eden Eskişehir'deki Demircihöyük kültürüyle (M.Ö 3500-2500) ilişkili olduklarını öne sürer.[23] Daha da mâkul olan diğer bir teoriye göre ise hızlıca genişleyen (M.Ö 4000-2000) Kura-Aras kültürünün Proto-Luvileri tarafından gerçekleştirilen ve doğudan Aras nehri boyunca batıya Kilikya'ya doğru olan bir göç ve göç yolu olduğudur.[24][25] İlāveten başkaca bir belirsizlik ise Luviler'in diğer Anadolu halkları olan Hititler, Lidyalılar ve Palālılardan ayrışmalarının sadece Anadolu'da mı yoksa çok daha öncesinde mi gerçekleştiğidir ve bu durum şimdilik tartışmalıdır. Proto-Anadolu dili'nin M.Ö. 3. binyılda ve her hâlükârda en geç M.Ö. 2500 yıllarında parçalanmaya başladığı da tahmin edilir.[23]

 
M.Ö. 2000 yılında Anadolu’da konuşulan diller; Sarı renkle Hitit dili’nin merkez bölgesi; Açık mavi renkte ölü dil olan Luvi dili’nin Anadolu kolu; ve Hitit İmparatorluğu’na bağlı olan ve onun kuzeye doğru uzantısı durumunda bulunan kırmızı renkteki bölgede ise M.Ö. 1500 yılına kadar konuşulmakta olup sonrasında Kafkasya’dan gelen göçler neticesinde ölü dil durumuna düşen Palaik dili gösterilmektedir.

Orta Tunç Çağı

değiştir

Luviler hakkındaki bazı kanıtlar M.Ö. 2000 yıllarına ait tarihî kayıtlardan da gelmektedir. M.Ö. 1950 ve 1700 yılları arasına tarihlenen döneminin Asur sömürgesi olan Kültepe'deki Eski Asur İmparatorluğu'nun belgelerinde kişisel isimler ve ödünç kelimelerin bulunması ile birlikte, Luvi dili en erken tarihî kayıtlarda ilk kez görünür; ve bu da Luvice ve Hititçe'nin bu noktada zaten iki ayrı dil olduğunu göstermektedir.

Birçok araştırmacıya göre, Hititler daha sonra siyasi ve ekonomik merkezi Kaniš-Neša olan yukarı Kızılırmak bölgesine yerleştiler ve bundan sonra Hititler kendi dillerine nešili ve benzeri adları verdiler. Luviler ise büyük olasılıkla güney ve batı Anadolu'da belki de Orta Anadolu da (muhtemelen Acemhöyük)[26][27] civarlarındaki Purušḫanda da siyasi bir merkezde yaşadılar ve bu dönemde Anadolu'da bulunan Asurlu sömürgeciler ve tüccarlar tarafından da tüm yerel halk hiçbir ayrım gözetilmeksizin nuwaʿum olarak adlandırılmıştı.

Hitit dönemi

değiştir

M.Ö. 17. yüzyıldan kalma Eski Hitit kanunlarının tutanakları, o zamanlar bağımsız olan Palā ve Luviya ülkelerine ilişkin olan davaları da içerir ve bunlar başka bir ülkeye sürgün edilen tüccarlar ve insanlarla ilgili olarak Hattuşa ile Luviya ülkeleri arasında yapılmış olan anlaşmalara da dayanıyor gibi görünmektedir.[28] Bununla birlikte, Luvilerin hiçbir zaman tek bir birleşik Luvi devleti oluşturmadıkları, ancak diğer nüfus topluluklarıyla karıştıkları ve bir dizi siyasal oluşumu da oluşturdukları iddia edilmiştir. Azınlık bir görüş ise en nihāyetinde birleşik bir güç oluşturduklarını ve Deniz Kavimleri olarak dan bütünleştiklerini ve Hatti'ye ardından da diğer bölgelere saldırarak Tunç Çağı uygarlıklarının sonunu getirdiklerini savunur.

Hitit döneminde, batıda Menderes vadilerine odaklı olarak Šeḫa ve Arzava krallıkları gelişti. Güneyde ise Hurrilerin ve Luvilerin bir karışımının yaşadığı Kizzuvatna bölgesi vardı. Tarhuntaşşa şehriyse güney Anadolu'daki Hitit Yeni Krallığı döneminde gelişmişti ve Viluša Krallığı ise kuzeybatı Anadolu'da Truva'nın konum bölgesinde bulunuyordu. Bu krallıklardan herhangi birinin doğrudan bir Luvi devletini temsil edip etmediğiyse, mevcut kanıtlara isnāden açıkça belirlenemez ve bu çağdaş bilimde bir tartışma konusudur. Chicago Üniversitesi Doğu Enstitüsü'nden Hititolog Petra Goedegebuure; Luvi dillerinin Ege denizinin doğu kıyılarından (Malatya) Melid'e ve Hitit Krallığı dönemindeki Alacahöyük'e kadar kuzeyde de konuşulduğunu savunmuştur.[29]

 
İzmir Nif Dağı Karabel kaya kabartmasındaki yazıtta anıtın Arzava'nın bağlı krallıklarından Mira Krallığı kralı Tarkasnawa'ya atfen oyulduğu okunmuştur.[30]
 
Demir Çağı Luvi hiyeroglif steli (Aksaray Müzesi

Arzava krallığı Eski Hitit Krallığı zamanında tasdîklenmiştir, ancak o sıralarda Hitit diyarının konumunun uzağında ve ilgisinin dışında bulunmaktadır. Hitit kaynaklarına göre, Arzava Krallığı'nın başkenti daha sonraki Yunan Efes'ine karşılık gelen Hititçe:𒀀𒉺𒊭 Apaša veya Abaša) idi.[31][32] İlk düşmanca ve askerî etkileşimse Kral I. Tuthaliya veya II. Tuthaliya döneminde gerçekleşti. Hitit ülkesinin Kaşkalar ve Hayasa-Azzi tarafından istila edilmesi, Hitit gücünün azalmasına ve Arzava kralı Tarḫuntaradu'nun Firavun III. Amenhotep ile anlaşması ve kızlarından birini de ona eş olarak vermesi Arzava'nın genişlemesine yol açtı. Uzun bir savaş döneminden sonra başkenti Apaša (Efes), Kral Uhaziti tarafından Kral II. Murşili yönetimindeki Hititlere teslim edildi ve Arzava ülkesi Mira ve Hapalla krallıkları olarak iki ayrı vasal devlete bölündü.[31]

Seha Irmağı Ülkesi

değiştir

Šeḫa ülkesi muhtemelen Lidya'nın antik manzarası ile kabaca uyumluydu ve topraklarına da karşılık gelmekteydi. İlk olarak M.Ö. 14. yüzyılda Hitit kralı I. Tuthaliya'nın Viluša/(Troya)'ya karşı bir sefer yürüttüğü esnāda da tasdîk olunmuştur. II. Murşili tarafından Arzava'nın fethinden sonra, Šeḫa ülkesi Hitit İmparatorluğunun bir tebaası oldu. M.Ö. 13. yüzyılda, Seḫa'dan Kral Manapa-Tarḫunta'dan gelen bir (CTH 191)[33] mektuba göre; Šeḫa ülkesini geçici olarak işgal eden ve yakındaki Lazpa (Midilli) adasına saldıran Arzavalı isyancı ve savaş lordu olan Piyamaradu'nun baskınlarına da katlanılmak zorunda kalınmıştı.[34] Piyama-Radu efsānevі Truva Savaşı öyküsüyle de ilişkilendirilir)

Kizzuvatna

değiştir

Kizzuvatna antik Kilikya'nın Hitit ve Luvi adıydı ve bölge M.Ö. 16. yüzyılda Hititler tarafından fethedildi. M.Ö. 1500 civarında ülke ayrıldı ve yöneticileri Hitit hükümdarları gibi "Büyük Kral" unvanını taşıyan Kizzuvatna Krallığını kurdu. Hitit Büyük Kralı Telipinu, Kizzuvatna Büyük Kralı İşputahşu ve halefleri tarafından hazırlanıp yenilenen bir antlaşmayı da imzalamak zorunda kaldı. Kral Pilliya döneminde Kizzuvatna egemenliğini kaybetti ve Mitanni'nin bir vasalı haline geldi. M.Ö. 1420 civarında kralı Šunaššura Mitanni vasallığından ayrıldı ve Hitit kralı I. Tuthaliya ile bir ittifak kurdu ve bundan kısa bir süre sonra bölge Hitit imparatorluğuna dahil olmuş gibi görünmekte olup, ta ki o zamanlardan M.Ö. 1190 yılı civarlarına değin Asur ve Frigya tarafından çökertilişine kadar da Hitit imparatorluğunun ayrılmaz bir parçası olarak kalmıştı.

Demir Çağı (Luvi-Arami)

değiştir

Hitit İmparatorluğu'nun M.Ö. 1180 yılı dolaylarındaki çöküşünden sonra, kuzey Suriye ve güney Anadolu'da bazı hükümdarlarının kendilerini Büyük Kral unvānı ile tanımladıkları ve kendilerini önceki Hitit yöneticilerinin veya küçük prensliklerinin de meşru halefleri olarak gören birkaç küçük krallık gelişti. Böylece Orta Anadolu'nun güneydoğusunda; Tabal, Hilakku, Kilikya'da Quwe-Kue, kuzey Suriye'de Gurgum, Fırat kıyısında Melid, Kummuhu, Karkamış ve Fırat'ın doğusunda Masuvari/Til Barsip), Asi Nehri üzerinde Unki-Patin ve Hamat krallıkları var oldu. Bu devletlerin kralları ve tüccarları, en sonuncusu M.Ö. 8. yüzyıla tarihlenen yazıtlarda bile Luvi hiyeroglif dilini kullandılar ve bu döneme ait Kral Azativada'ya adanmış olan Karatepe'deki çift dilli Karatepe yazıtları da özellikle önemlidir.

Luvilerde inanç

değiştir
 
İvriz'deki Luvi fırtına tanrısı olan Tarhundas
 
Tanrıça Kubaba

Luvi dini, Tunç Çağı'ndan erken Roma İmparatorluğu'na kadar tespit edilebilen Küçük Asya'nın bir Hint-Avrupa halkı olan Luvilerin dinî ve mitolojik inanç ve uygulamalarıdır. Luvi inanç yapısı her döneminde yabancı dinsel unsurların etkilerinden güçlü bir şekilde etkilenmiştir ve komşu kültürlerden, özellikle başta Arami ve Hurri dininden açıkça ayırmak mümkün değildir. Luvi, dinî terim ve edebiyatın da erken Hint-Avrupa unsurları komşu Hitit dininden daha baskın ve güçlüdür.[35] Tunç Çağı'nda Luvi dinsel inancının teolojik incelemesi büyük ölçüde Hitit başkenti Ḫattuša'da bulunan kayıtlara da dayanmaktadır.[36]

Dinler tarihi açısından Luvi dini iki döneme ayrılabilir: Tunç Çağı dönemi ve Demir Çağı veya Geç Luvi dönemi. Tunç Çağı boyunca Luviler Hititlerin egemenliği altındaydı ve Hititçeye yakın bir dil olan Luvi dilini konuşuyorlardı. Tunç Çağı'nda geliştirilen ve özellikle Luvi dilini temsil etmek için kullanılan bir hiyeroglif yazısı olmasına rağmen, Luvilerin Tunç Çağı'na ait kendi dini yazılarından yalnızca birkaçı bilinmektedir.

Hitit İmparatorluğu'nun çöküşünün ardından, kuzey Suriye ve güneydoğu Anadolu'da Geç Luvi devletleri kuruldu ve bunlardan bazıları Aramice'nin etkisi altına girdi ve en geç MÖ 8. yüzyılda Asurlular tarafından boyun eğdirildiler. O dönemde en önemli Luvi merkezleri Karkamış, Melid ve Tabal'dı. Luvi dini, güney Anadolu'da özellikle kişisel Teoforik isimler ile sonrası erken Roma dönemine kadar da uzanmaktadır.

Luvice diline yapılan en eski tanıklıklar, Kārum Kaniš'teki (M.Ö. 1900 civarında) döneminin Asurlu tüccarlarının arşivlerinden gelmektedir; ve burada teoforlar da dahil olmak üzere açıkça Luvi olarak yorumlanabilecek bazı kişisel isimler ortaya çıkar. Bunlar Šanta ve Runtiya'ya bu dönemde tanrı olarak tapınılıp ibadet edildiğini de göstermektedir. Hitit metinlerinde, Luvice dilinin parçaları genellikle yağmur yağdırma ve insanların arındırılması veya şifa ile iyileştirilmesi amacıyla yapılan büyülü ayinlerde görülür ve Tanrıça Kamrušipa bunda önemli bir rol oynar. Bununla birlikte, Hupişna'lı (çağdaş Ereğli) Tanrıça Ḫuvaššanna gibi yerel kültler'de onaylanmıştır. Sakarya Nehri bölgesinde olduğuna inanılan Ištanuva şehrinin Panteonu da Luvi inanç kültü'nün coğrafyasına aitti.

Geride kalan Luvi hükümdarları ve tüccarları M.Ö. 11. yüzyıldan itibaren, Demir Çağı Luvilerinin dini inançları hakkında zengin kanıtlar sağlayan birkaç yazıt bıraktılar. Bunlar arasında tanrılarının heykeller şeklindeki tasvirleri veya Hitit tarzında kaya kabartmaları veya kaya oyma kabartmaları da bulunmaktadır. Özellikle Melid'den M.Ö. 10. yüzyıla ait döneminin dindar bir kralı tarafından yaptırılan birçok kabartma eserde mevcuttur ve kabartmalar da kralın bir dizi tanrının önünde adak sunuşu tasvir edilmektedir. Ayrıca kabartmaların birinde gök ve fırtına tanrısının yılan benzeri bir şeytanla olan savaşının bir görüntüsü de tasvir edilir; bu da Hitit mitolojisi'nin İlluyanka efsanesini ve Yunan Tifon efsanesini hatırlatır.

Klasik Antik Çağ'da başta Kilikya ve Likya olmak üzere eski Anadolu'dan gelen teoforik kişisel isimlerin kanıtlarına göre, Luvi dini unsurları Roma dönemine kadar hayatta kalmıştır. Luvi tanrısı Šanta'dan türeyen Sandas tanrı kültü'nün Herakles ile özdeşleştiği Tarsus'ta kanıtlanmıştır. Tanrıça Kubaba ile özdeşleşen Artemis-Perasia kültü'de Kilikya'da mevcuttur ve yerleşiktir. Benzer izler açık farklılıklar ile de olsa Luvilerin yakın akrabaları olan Likyalıların ve Karyalıların dinî unsurlarında da görülebilir.

Luvi panteonu zamanla değişse de Tarhunt, Tivat, Arma, Runtiya ve Šanta her zaman tapınılan ve ibadet edinilen tipik Luvi tanrıları olarak kaldılar. Suriye ve Babil etkilerini de içeren Hurri unsurları, daha sonra Iya, Hipatu, Šaruma, Alanzu ve Šauska gibi tanrılarla görünür hale gelir. Hitit dininin aksine, Luviler Hatti dininden önemli ölçüde etkilenmemişlerdir. Demir Çağı'nda Babil dininden (örneğin Marutika = Marduk) ve Arami dininden (Pahalat = Baʽalat /Baltis) etkilenilmiştir ve özellikle tanrıların tasvir edilme biçiminde de doğrudan etkileri olmuştur.

 
Melid'den Gökyüzü tanrısı ve bir yoldaşının yılan gibi bir canavarla savaşmalarını tasvir eden geç dönem bir Luvi kabartması. Anadolu Medeniyetleri Müzesi (Ankara)
Luvi tanrıları
Tarhundas (Tarḫunz, Tarhunzas (Luvilerin gökyüzü ve baş tanrısıdır)
Malia/Maliya (Nehirlerin, bahçelerin ve zanâatkârlığın tanrıçası)
Arma (Anadolu ay tanrısıdır)
Tivat (Tivaz) (Güneş tanrısı)
Kamrušipa (şifa ve tıp tanrıçası)
Kurunta (koruyucu tanrılar) Runtiya (Luvi av tanrısı)
Šanta (ölüm getiren ölüm tanrısı
Iyarri (veba ve savaş tanrısı)
Kvanza/Gulšeš (kader tanrıçası)
Benimsenen Hurri-Suriye tanrıları
Kubaba (Karkamış Kraliçesi
Hibatu veya Hibuta
Šauša veya Šavuška
Kumarma

Diğer bilimsel çalışmalar

değiştir

Luvice'nin Truvalılar tarafından konuşulan dil için en mâkul ve muhtemel adaylardan birisi olduğu da kabul edilir.[37] 1995 yılında Truva katman VII'de Luvice hiyeroglif yazılı bir çift dışbükey Luvi mührünün bulunmasından sonra, Homerik Troya'da konuşulan dil hakkında ateşli bir tartışma yaşandı. Tübingen Üniversitesi'nden Hititoloji uzmanı Frank Starke; Truva Savaşı sırasında Truva'nın kralı olan Kral Priam'ın adının da "fevkalâde cesur, yiğit" anlamına gelen Luvice bileşiği Priimuua' dan geldiğini ve bağlantılı olduğunu da ileri sürdü.[38] Viluša/Truva'nın Luvi dili veya dillerini konuşan çok daha büyük bir topluluğa ait olduğunun kesinliği de giderek artmaktadır. Fakat Luvi dilinin Truva da öncelikli olarak resmi bir dil mi yoksa günlük konuşma dilinde mi olduğu ise tam olarak net değildir.[39] (Bkz:Truvaca)

Luviler milâttan önce II. binyılın sonlarına doğru Geç Tunç Çağı dönemiyle beraber, Balkanlardan gelen Hint-Avrupalı Trako-Frig kavimlerinin yeni bir göç dalgasını yaşadılar ve tarihî sürümlerden birine göre; Bronz Çağı Çöküşü dönemi itibarıyla de Hurri-Urartu dillerinin konuşmacılarıyla birlikte (Ermeni-Frigler) Muşkiler temelinde Ermeni halkının oluşum sürecine katıldılar ve bir Hint-Avrupa etnik azınlık unsurunun dili olan Ana Ermenice dilini de korudular.[40][41][42]

Luwian Studies Vakfı'nın araştırmaları sonucunda, vakfın başkanı İsviçreli jeoarkeolog Eberhard Zangger'in açıkladığı görüşlerine göre, Luviler bilindiğinden daha geniş bir coğrafyada, daha çok sayıda yerleşimleri vardı. Son yıllarda vakfın Batı Anadolu'da tespit ettiği Geç Tunç Çağı'na ait 340 adet yerleşim yeri, bilinen Girit-Minos Uygarlığı, Miken Uygarlığı dönemi Yunanistan ve Hitit Krallığı'nın toplam sayısından epey fazla. Üstelik bu yerleşimlerin büyüklükleri de buluntu yoğunlukları da daha fazla.[43] Zamanın arkeoloji biliminin aksine Zangger, Batı Anadolu'da Hitit belgelerinden bilinen ve Luvi krallıkları olarak da gördüğü Arzava, Mira, Vilusa/Truva), Lukka Ülkesi ve Seha Irmağı Ülkesi'nin toprakları da dahil olmak üzere bu devletlere daha da büyük bir önem atfetti ve Zangger'in görüşüne göre; eğer bu küçük Luvi krallıkları birleşmiş olsalardı, Miken Yunanistan'ının veya Minos-Giriti'nin askerî ve ekonomik önemine de denk olurlardı.[44]

Ayrıca bakınız

değiştir

Kaynakça

değiştir
  1. ^ Encyclopedia Dünya Tarihi Ansiklopedisi, (İngilizce), s.37, Peter N. Stearns ve William Leonard Langer.
  2. ^ a b c Luviler: Anadolu'nun Gizemli Halkı, Kalkedon Yayınları, H. Craig Melchert, Ç:Barış Baysal, Çiğdem Çidamlı.
  3. ^ The Language of the Trojans In Selected Writings, Calvert Watkins, 1994, L. Oliver et al., sayı:2, 700–717, Innsbruck.
  4. ^ How to Kill a Dragon: Aspects of Indo-European Poetics, Calvert Watkins, 1995, s.144–51, New York and Oxford.
  5. ^ The Luwians, Craig Melchert 2003, s.265-70, Boston: Brill Academic Publishers, ISBN 90-04-13009-8.
  6. ^ Giuseppe F. del Monte, Johann Tischler: Die Orts- und Gewässernamen der hethitischen Texte (= Répertoire Géographique des Textes Cunéiformes. Band 6). Reichert, Wiesbaden 1978, S. 252 f.
  7. ^ a b c Gander, Max. "Asia, Ionia, Maeonia und Luwiya? Bemerkungen zu den neuen Toponymen aus Kom el-Hettan (Theben-West) mit Exkursen zu Westkleinasien in der Spätbronzezeit". Klio 97/2 (2015): 443-502.
  8. ^ Nešili Kanunu'nun 21 sayılı kanunu şöyle der: "Eğer birisi Luviya ülkesinden bir Luvi'nin kölesini çalar ve onu buraya Hatti ülkesine götürürse ve efendisi onu keşfederse, sadece kölesini alır.
  9. ^ See, e.g., Bryce in Melchert 2003:29–31; Singer 2005:435; Hawkins 2009:74.
  10. ^ Ilya S. Yakubovich: Sociolinguistics of the Luvian Language. Brill, Leiden 2010, ISBN 978-90-04-17791-8, S. 302.
  11. ^ Robert Beekes: Luwians and Lydians. In: Kadmos. Band 42, 2003, S. 47–49.
  12. ^ Arthur Ungnad: Luwisch = Lykisch. In: Zeitschrift für Assyriologie und Vorderasiatische Archäologie. Band 35, 1924, S. 1–8.
  13. ^ Onofrio Carruba: Luwier in Kappadokien. In: Dominique Charpin, Francis Joannès (Hrsg.): La circulation des biens, des personnes et des idees dans le Proche-Orient ancien. Actes de la XXXVIIIe Rencontre Assyriologique Internationale (Paris, 8–10 juillet 1991). Éd. Recherche sur les Civilisations, Paris 1992, S. 251–257.
  14. ^ Sedat Alp: Kārum döneminde Kaneš/Neša'da yerli nüfusun çoğunluğu. Yıl 1997, Cilt 3, Sayı 1, 2 - 17, 01.04.1997
  15. ^ Hourig Sourouzian, Rainer Stadelmann: Die ältesten Erwähnungen von Ioniern und Danaern. In: Antike Welt. Jahrgang 36, Nummer 6, 2005, S. 79–83, hier S. 82.
  16. ^ Paul Widmer: Mykenisch RU-WA-NI-JO ,Luwier‘. In: Kadmos. Band 45, Heft 1–2, 2007, S. 82–84.
  17. ^ Peter W. Haider: Neue Toponyme vom Totentempel Amenophis’ III. In: Göttinger Miszellen. Band 217, 2008, S. 27–47, hier S. 29.
  18. ^ a b Reich, David (2018), Who We Are and How We Got Here: Ancient DNA and the New Science of the Human Past, Knopf Doubleday Publishing Group
  19. ^ David W. Anthony (2010). The Horse, the Wheel, and Language: How Bronze-Age Riders from the Eurasian Steppes Shaped the Modern World. Princeton University Press. ISBN 9781400831104. 
  20. ^ Haak, Wolfgang; Lazaridis, Iosif; Patterson, Nick; Rohland, Nadin; Mallick, Swapan; Llamas, Bastien; Brandt, Guido; Nordenfelt, Susanne; Harney, Eadaoin; Stewardson, Kristin; Fu, Qiaomei; Mittnik, Alissa; Bánffy, Eszter; Economou, Christos; Francken, Michael; Friederich, Susanne; Pena, Rafael Garrido; Hallgren, Fredrik; Khartanovich, Valery; Khokhlov, Aleksandr; Kunst, Michael; Kuznetsov, Pavel; Meller, Harald; Mochalov, Oleg; Moiseyev, Vayacheslav; Nicklisch, Nicole; Pichler, Sandra L.; Risch, Roberto; Guerra, Manuel A. Rojo; Roth, Christina; Szécsényi-Nagy, Anna; Wahl, Joachim; Meyer, Matthias; Krause, Johannes; Brown, Dorcas; Anthony, David; Cooper, Alan; Alt, Kurt Werner; Reich, David (10 Şubat 2015). "Massive migration from the steppe is a source for Indo-European languages in Europe". bioRxiv. 522 (7555): 207-211. arXiv:1502.02783 $2. Bibcode:2015Natur.522..207H. doi:10.1038/NATURE14317. PMC 5048219 $2. PMID 25731166. 24 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Nisan 2018. 
  21. ^ Allentoft, Morten E.; Sikora, Martin; Sjögren, Karl-Göran; Rasmussen, Simon; Rasmussen, Morten; Stenderup, Jesper; Damgaard, Peter B.; Schroeder, Hannes; Ahlström, Torbjörn; Vinner, Lasse; Malaspinas, Anna-Sapfo; Margaryan, Ashot; Higham, Tom; Chivall, David; Lynnerup, Niels; Harvig, Lise; Baron, Justyna; Casa, Philippe Della; Dąbrowski, Paweł; Duffy, Paul R.; Ebel, Alexander V.; Epimakhov, Andrey; Frei, Karin; Furmanek, Mirosław; Gralak, Tomasz; Gromov, Andrey; Gronkiewicz, Stanisław; Grupe, Gisela; Hajdu, Tamás; Jarysz, Radosław (2015). "Population genomics of Bronze Age Eurasia". Nature. 522 (7555): 167-172. Bibcode:2015Natur.522..167A. doi:10.1038/nature14507. PMID 26062507. 13 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2023. 
  22. ^ Mathieson, Iain; Lazaridis, Iosif; Rohland, Nadin; Mallick, Swapan; Llamas, Bastien; Pickrell, Joseph; Meller, Harald; Guerra, Manuel A. Rojo; Krause, Johannes; Anthony, David; Brown, Dorcas; Fox, Carles Lalueza; Cooper, Alan; Alt, Kurt W.; Haak, Wolfgang; Patterson, Nick; Reich, David (14 Mart 2015). "Eight thousand years of natural selection in Europe". bioRxiv: 016477. doi:10.1101/016477. 28 Kasım 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Nisan 2018 – biorxiv.org vasıtasıyla. 
  23. ^ a b H. Craig Melchert: The Luwians. Leiden 2003, ISBN 90-04-13009-8, S. 23–26.
  24. ^ Frangipane, Marcella (2015). "Different types of multiethnic societies and different patterns of development and change in the prehistoric Near East". Proceedings of the National Academy of Sciences. 112 (30): 9182-9189. Bibcode:2015PNAS..112.9182F. doi:10.1073/pnas.1419883112. PMC 4522825 $2. PMID 26015583. 
  25. ^ Geoffrey D. Summers, The Early Trans-Caucasian Culture in Iran: Perspectives and problems. 4 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Paléorient 2014 Volume 40 Numéro 2 pp. 155-168
  26. ^ Bryce, Trevor (2005). The kingdom of the Hittites. Oxford University Press. p. 25. ISBN 978-0-19-927908-1.
  27. ^ Forlanini, Massimo. 1977. “L’Anatolia Nord-Occidentale Nell’impero Eteo.” Studi Micenei Ed Egeo-Anatolici 3-4: 291-300.
  28. ^ H. Craig Melchert: The Luwians. Leiden 2003, ISBN 90-04-13009-8, S. 28 f.
  29. ^ Goedegebuure, Petra (5 Şubat 2020). "Petra Goedegebuure Anatolians on the Move: From Kurgans to Kanesh". Oriental Institute. 21 Aralık 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ocak 2021 – YouTube vasıtasıyla. 
  30. ^ David Hawkins (1998). Tarkasnawa, King of Mira (İngilizce). Anatolian Studies, Vol. 48. 
  31. ^ a b John David Hawkins (1998). ‘Tarkasnawa King of Mira: Tarkendemos, Boğazköy Sealings, and Karabel.’ Anatolian Studies 48:1–31.
  32. ^ J. David Hawkins (2009). "The Arzawa letters in recent perspective, p.76" (PDF). British Museum. 16 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 12 Nisan 2023. 
  33. ^ Siehe zu diesem u. a. Gary M. Beckman, Trevor R. Bryce, Eric H. Cline: The Ahhiyawa Texts (= Writings from the Ancient World. Band 28). Society of Biblical Literature, Atlanta 2011, ISBN 978-1-58983-268-8, S. 140–144.
  34. ^ Siehe zu diesem u. a. Gary M. Beckman, Trevor R. Bryce, Eric H. Cline: The Ahhiyawa Texts (= Writings from the Ancient World. Band 28). Society of Biblical Literature, Atlanta 2011, ISBN 978-1-58983-268-8, S. 140–144.
  35. ^ Manfred Hutter: Aspects in Luwian Religion; p. 223
  36. ^ Manfred Hutter: ASPECTS OF LUWIAN RELIGION. In: The Luwians. 1. Januar 2003, S. 211–280,
  37. ^ Watkins 1994; Watkins 1995:144–51; Melchert 2003, pp. 265-70 with ref.
  38. ^ Starke Frank (1997). "Troia im Context des historisch-politischen und sprachlichen Umfeldes Kleinasiens im 2. Jahrtausend". Stüdyo Troika . 7 : 447–87.
  39. ^ Latacz, Joachim (2004), Troy and Homer: towards a solution of an old mystery, Oxford: Oxford University Press, ISBN 0-19-926308-6, pp. 49–72.
  40. ^ Lang, David M. (1983). "Iran, Armenia and Georgia". The Cambridge History of Iran. ss. 505-536. doi:10.1017/CHOL9780521200929.016. ISBN 9781139054942. 
  41. ^ J. P. Mallory, Douglas Q. Adams. (1997). Encyclopedia of Indo-European culture. Londra: Fitzroy Dearborn Publishers. ss. [1]. ISBN 9781884964985. 
  42. ^ Diakonoff, Igor M. The Pre-history of the Armenian People [2] 17 Nisan 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Delmar, New York (1968, translated 1984) ch.3.2.4.
  43. ^ Parlayan, Ayşegül (Haziran-Temmuz 2015). "Truva bilindiğinden çok daha büyük". Atlas Tarih, 34. s. 20. 
  44. ^ "Who Were the Sea People?". Saudi Aramco World Volume 46, Number 3 (May/June 1995). 29 Eylül 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ekim 2012. 

Diğer Kitâbiyat

değiştir
  • Hartmut Blum: Luwier in der Ilias? In: Hans-Joachim Behr, Gerd Biegel, Helmut Castritius (Hrsg.): Troia – Traum und Wirklichkeit: Ein Mythos in Geschichte und Rezeption. Tagungsband zum Symposion im Braunschweigischen Landesmuseum am 8. und 9. Juni 2001 im Rahmen der Ausstellung „Troia: Traum und Wirklichkeit“. Braunschweigisches Landesmuseum, Braunschweig 2003, ISBN 3-927939-57-9, S. 40–47.
  • H. Craig Melchert (Hrsg.): The Luwians. Brill, Leiden 2003, ISBN 90-04-13009-8.
  • Maciej Popko: Völker und Sprachen Altanatoliens. Harrassowitz, Wiesbaden 2008, ISBN 978-3-447-05708-0, Luwier, S. 65–76.
  • Ilya S. Yakubovich: Sociolinguistics of the Luvian Language. Brill, Leiden 2010, ISBN 978-90-04-17791-8.
    • Auch in: Die Hethiter und ihr Reich. Ausstellungskatalog, Theiss, Stuttgart 2002, ISBN 3-8062-1676-2.
  • Alice, Mouton, Ian Rutherford, Iliya Yakubovich: Luwian Identities, Culture, Language and Religion Between Anatolia and the Aegean. Brill, Leiden 2013, ISBN 978-90-04-25279-0.
  • Fred C. Woudhuizen: The Luwians of Western Anatolia. Their Neighbours and Predecessors. Archaeopress, Oxford 2018, ISBN 978-1-78491-827-9.
  • Eberhard Zangger: Die luwische Kultur. Das fehlende Element in der Ägäischen Bronzezeit. Ege Yayınları, Istanbul 2016, ISBN 978-605-9680-21-9.
  • Eberhard Zangger: Die Luwier und der Trojanische Krieg. Orell Füssli, Zürich 2017, ISBN 978-3-280-05647-9.
  • Max Gander: The West: Philology. In: Mark Weeden, Lee Z. Ullmann (Hrsg.): Hittite Landscape and Geography (= Handbuch der Orientalistik. Sektion 1, Band 121). Brill, Leiden/Boston 2014, ISBN 978-90-04-34174-6, S. 262–280, hier S. 262 f.
  • Giuseppe F. del Monte, Johann Tischler: Die Orts- und Gewässernamen der hethitischen Texte (= Répertoire Géographique des Textes Cunéiformes. Band 6). Reichert, Wiesbaden 1978, S. 252 f.
  • Maciej Popko: Religions of Asia Minor; Warschau 1995. ISBN 83-86483-18-0.
  • Piotr Taracha: Religions of second millenium Anatolia. ISBN 978-3-447-05885-8.
  • Manfred Hutter: Aspects in Luwian Religion. In: H. Craig Melchert (Hrsg.): The Luwians (= Handbuch der Orientalistik. Band 1,68). Brill, Leiden 2003, ISBN 90-04-13009-8, S. 211–280.
  • Manfred Hutter: Religionsgeschichte Anatoliens. Die Religionen der Menschheit, Band 10,1. Kohlhammer 2021. ISBN 978-3-17-026974-3. (speziell Seiten 139–158)

Dış bağlantılar

değiştir