sar-
sar-
(saɾ'-)fiil geçişli -i hâli sarar (sa'ɾaɾ)
1. kavramak Bahçeyi çitlerle sardı.
2. kuşatmak Polis bankayı sardı.
3. etrafında bulunmak Kurtlar köyü sarmış.
4. yayılmak Sis bütün şehri sardı.
5. kapamak Bir örtüyle başını sardı.
6. kollarına almak Çocuğunu sarıp öptü.
7. top haline sokmak ip sarmak
8. dolanmak İpler sarmış.
9. silindir haline sokmak sigara sarmak
10. mecaz birinin üstüne atmak Bu işi onun başına kim sardı?
11. mecaz beğenmek Kendisini sarmayan bu çevreyi bıraktı.
sar-
fiil geçişli -i hâli -e hâli
dürümlemek hediyeyi kâğıda sarmak
Kernerman English Multilingual Dictionary © 2006-2013 K Dictionaries Ltd.