İçeriğe atla

Cemal Paşa

Vikipedi, özgür ansiklopedi
(Ahmed Cemal Paşa sayfasından yönlendirildi)
Ahmed Cemâl Paşa

1309 (1893) P.-2[1]

LakabıKasap Cemâl, El Cezzar, Seffah Cemâl[2][3][4]
Doğum6 Mayıs 1872(1872-05-06)
Midilli, Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm21 Temmuz 1922 (50 yaşında)
Tiflis, Transkafkasya SFSC
Ölüm sebebiSuikast
Defin yeriKarskapı Şehitliği, Erzurum
BağlılığıOsmanlı İmparatorluğu Osmanlı İmparatorluğu
Afganistan Emirliği Afganistan Emirliği (1920-1922)
BranşıOsmanlı Kara Ordusu
Hizmet yılları1893-1918
Rütbesi Birinci Ferik
BirimiBahriye Nazırlığı
Komutası2. Ordu
3. Ordu
4. Ordu
Çatışma/savaşları
ÖdülleriMecidiye Nişanı Osmaniye Nişanı Liyakat Madalyası İmtiyaz Madalyası Harp Madalyası Demir Haç (2. Sınıf) Demir Haç (1. Sınıf)
Ailesi
BabasıMehmed Nesib Efendi
AnnesiBinnaz Hanım
EşiSeniha Hanım
Çocukları5

Ahmed Cemâl Paşa (d. 6 Mayıs 1872, Midilli - ö. 21 Temmuz 1922, Tiflis), Türk siyaset adamı ve asker, İkinci Meşrutiyet döneminde İttihat ve Terakkî Cemiyeti'nin üç liderinden biridir. Özellikle Üç Paşalar İktidarı olarak da bilinen, 1913-1918 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu'nun iç ve dış siyasetinin belirlenmesinde etkin rol oynamıştır. 11 Mart 1914 ve 14 Ekim 1918 tarihleri arasında bahriye nâzırlığı, 7 Aralık 1913 ve 21 Mart 1914 tarihleri arasında ise nâfia nazırlığı görevini üstlenmiştir. I. Dünya Savaşı'nda Suriye-Filistin Cephesi'nin komutanı olarak görev yaptı. 1915 Ermeni Kırımı'nı planlayanlardan[5] ve Ermenileri çoğunlukla Suriye'ye göç ettirten Tehcir Kanunu'nun mimarlarından biridir.[6]

3. Ordu komutanlığı döneminde Cemal Paşa, Werner von Frankenberg und Proschlitz adlı Alman generali ile birlikte

Gençliği ve eğitimi

[değiştir | kaynağı değiştir]

Askerî eczacı Mehmed Nesib Efendi'nin ve Binnaz Hanım'ın oğludur.[7] 1890'da Kuleli Askeri İdadisi'nden, 1893'te Harbiye Mektebi'nden mezun oldu. 28 Ocak 1895'te kurmay yüzbaşı olarak orduya katıldı.

Cemal Paşa ve eşi Seniha Hanım.

Önce genelkurmay 1. şubesinde görev aldı. 1896'da 2. Ordu'ya bağlı Kırklareli istihkâm inşaat şubesine atandı. Ertesi yıl kolağası (önyüzbaşı) oldu.

1898'de Selanik'teki 3. Ordu'ya redif fırkası (tümeni) kurmay başkanı olarak atandı. Selanik'te iken o sırada gizli bir örgüt durumundaki İttihat ve Terakkî Cemiyeti'ne girerek cemiyetin askeri kanadının örgütlenmesiyle görevlendirildi. 1899'da Selanik'te Seniha Hanım'la evlendi.

1905'te binbaşı oldu. Ertesi yıl Rumeli Demiryolları müfettişliğine getirildi. Bu görevi sırasında İttihat ve Terakkî Cemiyeti'nin Rumeli'de örgütlenmesinde etkin rol oynadı; cemiyetin bölük adı verilen yerel birimlerini oluşturdu. 1907'de 3. Ordu kurmay heyetine atandı. Burada Binbaşı Ali Fethi Bey ve Kolağası Mustafa Kemal ile birlikte çalıştı.

İkinci Meşrutiyet

[değiştir | kaynağı değiştir]

İkinci Meşrutiyet'in ilanının (1908) ardından Selanik'teki İttihat ve Terakkî Cemiyeti genel merkezi tarafından İstanbul'a gönderilen on kişilik temsil heyetinde yer aldı. Ardından cemiyetin genel merkez üyeliğine seçildi. Aynı yıl kaymakamlığa (yarbay) yükseltilerek Anadolu'ya gönderilen Heyet-i İslâhiye üyeliğine getirildi.

31 Mart Olayı'nın (13 Nisan 1909) çıkması üzerine İstanbul'a dönerek Yeşilköy'de ayaklanmayı bastırmakla görevlendirilen Hareket Ordusu'na katıldı. Ayaklanmanın bastırılmasının ardından Üsküdar muhafızlığına atandı (Mayıs 1909).

31 Mart Olayından kısa bir süre sonra Çukurova'da patlak veren Ermeni ayaklanmasını denetim altına almak üzere Adana valiliğine getirildi (8 Ağustos 1909). 1910 sonlarında hastalandığı için İstanbul'a döndü.

Ağustos 1911'de Arap aşiretlerinin çıkardığı ayaklanmaları bastırmak üzere Bağdat valiliğine atandı. İttihatçıların desteğindeki Mehmed Said Paşa hükûmetinin istifa etmesi üzerine, Temmuz 1912'de bu görevinden ayrılarak İstanbul'a döndü.

Bir süre sonra Konya Redif Fırkası komutanı oldu. Ekim 1912'de miralaylığa (albay) yükseldi. Kasım 1912'de tümeniyle Balkan Savaşı'na katıldı. Pınarhisar-Vize'de Bulgarlar'a karşı ağır bir yenilgiye uğrayınca fırkası ile birlikte Çatalca'ya çekildi. Aralık 1912'de İstanbul menzil müfettişi ve ordu idare reisi oldu.

Bâb-ı Âli Baskını

[değiştir | kaynağı değiştir]
İkdam’ın Talat, Enver ve Cemâl Paşaların yurtdışına kaçışını duyuran ilk sayfası, 4 Kasım 1918.
6 Ağustos 1909 tarihli Servet-i Fünun dergisinde Üsküdar Mutasarrıfı Cemal Bey.

Bâb-ı Âli Baskını (23 Ocak 1913) olarak bilinen hükûmet darbesinin ardından İttihatçılar başa geçince İstanbul muhafızlığına getirildi. Bu görevi sırasında İttihat ve Terakkî Cemiyeti'ne karşı gelişen muhalefeti bastırarak partinin yönetimine destek sağlamaya çalıştı. Aynı yıl Bulgarlarla yapılan barış görüşmelerine askeri üye olarak katıldı.

İstanbul muhafızlığının kaldırılması üzerine 1. Kolordu komutan vekili oldu. Aralık 1913'te mirlivalığa (tuğgeneral) yükseldi.

26 Şubat 1914'te nafia (bayındırlık), 11 Mart 1914'te Bahriye Nazırlığına atandı. Bahriye Nezareti'nde ve donanmada yeni düzenlemeler yaptı.

Öteden beri Fransız yanlısı olarak bilinen Cemâl Paşa, I. Dünya Savaşı öncesinde Fransa'nın desteğini kazanmak amacıyla Fransa'ya gitti. Ama siyasal ittifak sağlayamadı ve bunun üzerine Alman yanlısı Enver Paşa ve Talat Paşa ile birlikte 2 Ağustos 1914'te yapılan Osmanlı-Alman İttifakı'nı isteksizce destekledi.

I. Dünya Savaşı

[değiştir | kaynağı değiştir]
Lut Gölü sahilinde (3 Mayıs 1915).
SMS Goeben’de, 1914.
Kudüs’e giren Avusturya askerlerini teftiş eden Cemâl Paşa (1916).
El-Hindiye Barajı, Hilla.

Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'na girmesi üzerine bahriye nazırlığının yanı sıra 2. Ordu komutanı olarak görevlendirildi. Kısa bir süre sonra da Filistin'deki 4. Ordu komutanlığına atandı (Kasım 1914).1915'te Ferikliğe (Korgeneral) yükseldi. Mısırİngilizler'den almak amacıyla düzenlenen Kanal Seferi olarak bilinen çarpışmalarda komuta ettiği Osmanlı güçleri ağır kayıplar verince geri çekilmek zorunda kaldı.[kaynak belirtilmeli]

1916'da Enver Paşa'yı devirmek için darbe planladığı ama sonra korkarak bundan vazgeçtiği söylenir (Falih Rıfkı Atay'ın anılarında geçer).

Bunu Filistin Cephesi'ndeki başka yenilgiler izledi. Gittikçe kötüleşen durumu düzeltmek amacıyla Temmuz 1917'de Yıldırım Ordular Grubu kurularak 4. Ordu kaldırıldı. Cemâl Paşa da göstermelik bir görev olan Suriye ve Batı Arabistan orduları genel komutanlığına (Suriye, Filistin, Hicaz, Yemen ve Asir bölgesi komutanlığı) atandı ve ferik-î evvel (Orgeneral) rütbesine yükseltildi. 1918'de bölgenin denetimi Yıldırım Orduları Grubu'na verilince bu görevden de alındı. Cemâl Paşa Suriye'de bulunduğu sırada Halide Edib Adıvar'la birlikte çeşitli toplumsal hizmetlerin ve bayındırlık etkinliklerinin yaygınlaştırılması için çalıştı; yörenin arkeolojik özellikleriyle yakından ilgilendi. Suriye'deki Alman arkeoloji uzmanlarına Suriye ve Filistin ve Garbi Arabistan Âbidât-ı Atikası (Suriye, Filistin ve Batı Arabistan'daki Eski Anıtlar) adlı bir eser hazırlattı.

Arap isyancılarına olan tavrı

[değiştir | kaynağı değiştir]

Paşa, Arap ileri gelenleri arasında ortaya çıkan siyasi hoşnutsuzluğa ve düşmanca yönelimlere karşı başta uzlaşmacı bir yol izledi. Bu bağlamda bölgedeki Mısır kaynaklı olan Arap milliyetçiliği yanlısı yayınlar yapan gazete ve dergilerin bölgeye sokulmasını yasakladı. Dostluk mesajı vermek amacıyla Bağdat, Kerbela, Necef ileri gelenleriyle bölgedeki Arap şeyhlerine, Hicaz'daki İbnürreşid ve İbnisuud'a, Yemen'deki İmam Yahya'ya mektuplar gönderdi ve Şam ulemasında bazı kişilerle yakın dostluklar kurdu. Arap ahaliyi memnun etmek için savaş yükümlülüklerinden muaf tuttu ve kendilerinden satın alınacak her ürünün ücretinin peşin ödeneceği güvencesi verdi. Paşa, otoriter yönetim şekli, Halife'ye bağlılık ve vatanseverlği ön plana çıkararak Arapları kazanmaya çalıştı.[8] Daha sonra Paşa tavrını değiştirecek ve sert önlemler almasına sebep olacak olaylar yaşadı. Mayıs 1915'te, bazı Mısır gazetelerini ele geçirdiğinde, Arap ihtilalcileri amaçlarından vazgeçmemiş olduklarını anladı. En önemli gelişmeler Haziran sonunda yaşandı. İlk olarak, IV. Ordu Müftüsü Şeyh Esad Şukayr'ın bazı ihtilalcilerin devlete karşı durmaları hakkında kesin konuşması, daha sonra IV. Ordu istihbarat şubesinin Mısır'dan Said Şükrü'ye yönelik yazılan 20 Ağustos 1914 tarihli mektubu ele geçirmesiyle Cemal Paşa uzlaşmacı siyasetinden kısmen uzaklaşmasına neden oldu. Mektupta, Osmanlı'nın savaşa girmesi durumunda çöküşe gideceği, tüm Arapların aynı tehlike ile karşı karşıya kalacağı ve bu nedenle hazırlıklı olunması gerektiği tavsiye ediliyordu. Bu sırada, IV. Ordu'nun önemli bir kısmı Çanakkale Savaşları nedeniyle cephede bulunması, olası bir isyan durumunda zor durumda kalınacağını gösteriyordu. Cemal Paşa, Lübnan'da Fransız yanlılarının çoğunlukta olduğunu ve Şerif Hüseyin'in Hicaz'da önemli bir tehdit oluşturduğunu ve Mısır'daki bağımsızlık yanlısı Arap cemiyetlerinin her an komploya başvurabileceklerini biliyordu. 1916 yılı başlarında, Mekke'ye gitmek bahanesiyle Suriye'ye gelen ve halkı kışkırtmaya çalışan Mısırlı birkaç kişinin varlığının haber alınması, Cemal Paşa'nın şüphelerini daha da artırdı. Şam ve Beyrut Fransız Konsoloslukları'ndan ele geçirilen belgeler, bu kuşkuları haklı çıkaracak nitelikteydi.[9]

İsyancıların ve isyana teşvik edenlerin akıbeti

[değiştir | kaynağı değiştir]

Cemal Paşa, daha sert önlemlerin alınması gerektiğine karar vererek Harbiye Nezâreti ile görüştü ve ilgili kişileri yakalatıp milliyetçilere gözdağı vermek için Beyrut Sıkıyönetim Mahkemesi'nde yargılamaların başlatılmasını emretti. Beyrut'ta, 21 Ağustos 1915'te gerçekleştirilen ilk yargılamalar sonucunda, bağımsızlık isteyen 11 milliyetçi, halka açık şekilde idam edildi.[7][9][10] Bölgede Paşa'ya Kasap Cemâl, El Cezzar ve Seffah Cemâl lakabı takılmıştı.[2][3][4][11][12]

Beyrut ve Şam'da öldürttüğü milliyetçilerin adlarının verildiği iki ana meydan bulunmaktadır.

Savaş sonrası

[değiştir | kaynağı değiştir]

Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'ndan yenik çıkması üzerine 1-2 Kasım 1918 gecesi Enver Paşa ve Talat Paşa ile birlikte bir Alman denizaltısıyla Odessa’ya, oradan da Berlin’e gitti. Tam bu sırada İstanbul’daki sıkıyönetim mahkemesince (Âliye Divan-ı Harb-i Örfi), Osmanlı’da yaşayan Arap unsurlarının isyanına sebep olmak suçundan 13 Ocak 1919 tarihinde gıyabında verilen kararla ordudan atılmasına, 5 Temmuz 1919’daki hükümle idamına karar verildi.[13]

Ardından İngilizlere karşı mücadele eden Afgan ordusunun modernleştirilmesi için Afganistan’a gitti. Bolşevikler'in siyaset değişikliği sonucu Tiflis’e geçti. Burada bir süre Enver Paşa ile bir grup ittihatçının Rusya ve tüm Asya’daki Türkleri antiemperyalist ve turancı amaçlar etrafında birleştirmeye yönelik etkinliklerine katıldı. Anadolu’daki Türk Kurtuluş Savaşı’nın önderleriyle ilişki kurdu.

Türkiye’ye dönme hazırlıkları içindeyken, Ankara Hükûmeti'nin Tiflis Mümessili (Büyükelçisi) Ahmet Muhtar Bey'le mümessillikte akşam yemeği yediği[14] 21 Temmuz 1922 tarihinde Tiflis’te bulunduğu sırada Ermeni asıllı Stepan Dzağigyan tarafından yaverleri ile beraber öldürüldü. Cenazesi Doğu Cephesi Komutanı Kâzım Karabekir tarafından Erzurum’a getirilerek Karskapı Şehitliği’ne defnedildi. Sonraları Atatürk Üniversitesi öğretim üyeleri, mezarı başında yapılan anmada Cemâl Paşa'nın mezarındaki yazıtın Fosfor Mustafa Paşa'ya ait olduğunu ve bu yanlışlığın giderilmesi adına çalışma yapılacağını belirtti.[15]

Bu suikastın, Stalin’in emriyle, o sırada Gürcistan Çeka’sının başında olan Lavrenti Beriya tarafından tertiplendiğine dair iddialar vardır.[16] Cemâl Paşa’yı Ermenilerin mi, yoksa Rus Gizli Servisi’nin mi öldürdüğü meselesi bugün hâlâ tartışılmaktadır.[17]

Rıza Nur, Cemal Paşa'nin ölümünü anlatıyor:

"Ermeniler meramlarını söktüremeyince terör yaparlar. Evvelce Ruslardan kaçan Millî Azeri Cumhuriyetinin başvekili Nasib’i Aras ırmağı üzerinde öldürdüler. Yanında paraları vardı, aldılar. Derminasyan Paris’te bana : «Paralan alamadık, Ruslar yetişti. Onlara kaldı», dedi. Amma bilmem öyle midir?.. Bu, herhalde Nasib’i Ermenilerin öldürdüğünü gösterir. Halbuki biz Bakü’de iken bu katlin üstünde karanlık bir örtü vardı. Kimse vazıh bir şey göremiyordu. İşte dirayetli Azerî recüllerini Ermeniler birer birer öldürüyorlardı. Bu öldürülenler Civanşir ile altı kadar olmuştur. Sonra Tal’ât ile Türkiye recüllerinden de bir o kadar öldürdüler ki, sonuncusu Cemâl Paşa’dır. Halbuki harb-i umumide bu adam sağlam elli bin Ermeniyi muhakkak bir ölümden kendi eliyle kurtarmıştı. Cemâl’i Ermenilere Ruslar öldürttüler."[18]

Kişiliği ve Düşünceleri

[değiştir | kaynağı değiştir]

Cemâl Paşa, Alman yazanaklarında "Sıcak kanlı, coşkun, zeki ancak yeterli eğitimi olmayan biri" olarak geçmiştir.[19]

Ziya Gökalp, Cemâl Paşa'yı tıpkı Halide Edip'i tanımladığı gibi "fertçi" olarak tanımlamıştır.[20]

Kendisi gösterişi ve kadınları seven, hovarda bir kişiliğe sahip birisi olarak da geçer.[19] Ancak eşinin belirttiğine göre kendisi paradan nefret ederdi. Eşi onun paraya düşkünlüğünü olmadığını şu sözlerle anlatıyor:

"Filhakika Cemal Paşa ölümünden sonra bu hususta bir itham, hatta şüpheye maruz kalacağını aklına getirince hasta olurdu. Ve yine bu endişe iledir ki benim mücevherat almama bile mâni olmak isterdi."[21]

Cemâl Paşa, İkinci Meşrutiyet Dönemi’nde İttihat ve Terakkî Cemiyeti’nin önde gelen yöneticilerindendi. Özellikle Üç Paşalar İktidarı olarak da bilinen 1913-1918 arasında Osmanlı Devleti’nin iç ve dış siyasetinin belirlenmesinde önemli rol oynadı. Ayrıca I. Dünya Savaşı’nda en önemli cephenin komutanı olarak görev yaptı. Bundan dolayı yenilginin ve İttihat ve Terakkî Cemiyeti yönetiminin birinci dereceden sorumlularından sayıldı. 2010 yılında vurulduğu yere Gürcü yetkililer tarafından anısına plaket yerleştirildi. Ancak Ermenilerin tepkisi üzerine kaldırıldı.

Cemâl Paşa’nın Seniha Hanım’la olan evliliğinden Ahmed, Mehmed, Kamuran, Nejdet ve Behçet isimli beş çocuğu vardır. Oğullarından Ahmed Cemâl gazeteci Hasan Cemâl’in babasıdır.

  • Plevne Müdafaası (1898)
  • Alte Denkmaeler aus Syrien, Palastina und West Arabien (1918) (Suriye, Filistin ve Batı Arabistan’daki Eski Anıtlar)
  • Cemâl Paşa Hatırası 1913-1922 (1923)
  • Birinci Dünya Harbi'nde Suriye Hatıraları (2003) - Ali Fuad Erden
  1. ^ Harp Akademileri Komutanlığı, Harp Akademilerinin 120 Yılı, İstanbul, 1968, s. 22.
  2. ^ a b Murat Özyiğit (21 Temmuz 2021). "Cemal Paşa". Cemal Paşa. Yeni Ufuk Dergisi. 8 Eylül 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Eylül 2022. 
  3. ^ a b Varlık, Mesut (27 Ağustos 2020). "1915 destanları". 1915 destanları: “Aman ne iyi, kurtuldular işte diye avunmamıza izin vermeyen metinler…”. Aras Yayıncılık. 8 Eylül 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Eylül 2022. 
  4. ^ a b "Cemal Paşa Arap Düşmanı mı? Suriyeli Arapları Neden Astı?". Cemal Paşa Arap Düşmanı mı? Suriyeli Arapları Neden Astı?. Türkçe Malumatlar. 12 Haziran 2022. 12 Haziran 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Eylül 2022. 
  5. ^ Kurt, Ümit (2019). "A Rescuer, an Enigma and a Génocidaire: Cemal Pasha". Kieser, Hans-Lukas; Anderson, Margaret Lavinia; Bayraktar, Seyhan; Schmutz, Thomas (Ed.). The End of the Ottomans: The Genocide of 1915 and the Politics of Turkish Nationalism (İngilizce). Bloomsbury Publishing. s. 225. ISBN 978-1-78672-598-1. 
  6. ^ "Arşivlenmiş kopya". 15 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Nisan 2023. 
  7. ^ a b "Cemal Paşa (1872-1922)". Atatürk Ansiklopedisi. 19 Kasım 2020. 15 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Nisan 2023. 
  8. ^ Ahmet Cemal Paşa (2010). Fahri Parin (Ed.). Anılarım (1913-1922). Paraf Yayınları. s. 235. 
  9. ^ a b Ayçiçek, Recep. "CEMAL PAŞA". CEMAL PAŞA. 29 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Nisan 2024. 
  10. ^ Kayalı, Hasan (12 Mayıs 2015). Ute Daniel, Peter Gatrell, Oliver Janz, Heather Jones, Jennifer Keene, Alan Kramer, Bill Nasson, Nicolas Apostolopoulos, Oliver Janz, Gregor Horstkemper. "Cemal Paşa, Ahmed". 1914-1918-Online International Encyclopedia of the First World War (İngilizce). doi:10.15463/IE1418.10639. 1 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Nisan 2024. 
  11. ^ Cleveland, William: A History of the Modern Middle East. Boulder: Westview Press, 2004. "World War I and the End of the Ottoman Order", 146–167.
  12. ^ Muhammed İzzet Derveze (16 Nisan 2007). Osmanlı Filistininde Bir Posta Memuru. Klasik Yayınları. ss. 320,322. ISBN 9789758740413. 
  13. ^ "Birinci Dünya Savaşı'nda Türk Komutanları". Mehmet Fatih Baş. Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. 20 Aralık 2016. 3 Nisan 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2016. 
  14. ^ Şimşir, Bilal (2000). Şehit Diplomatlarımız (1973-1994) (2015 bas.). Ankara: Bilgi Yayınevi. ISBN 975-494-924-7. 
  15. ^ "Cemal Paşa'ya yanlış kitabe". Milliyet. 28 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Nisan 2023. 
  16. ^ "Arşivlenmiş kopya". 22 Ocak 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ocak 2009. 
  17. ^ Murat Bardakçı. "Atatürk, 1915'e 'soykırım' diyen Hasan ağabeyin ailesine 'kan parası' olarak Ermeni gayrımenkullerini bağışlamıştı". HABER TÜRK. 14 Mayıs 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mayıs 2018. 
  18. ^ Doktor Rıza Nur, Hayat ve Hatıratım. Altındağ Yayınevi. 1967. ss. 747-748. Erişim tarihi: 10 Şubat 2021. 
  19. ^ a b Çalık, Ramazan (1 Haziran 1999). "Alman Kaynaklarına Göre Cemal Paşa". Osmanlı Araştırmaları. 19 (19): -. ISSN 0255-0636. 9 Nisan 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Nisan 2023. 
  20. ^ Zeytindağı. s. 84. 
  21. ^ Artuç, Nevzat (29 Aralık 2021). "Cemal Paşa'nın Eşi Seniha Hanım'ın Hatıraları". Tarih ve Gelecek Dergisi. 7 (4): 748-762. doi:10.21551/jhf.1025413. ISSN 2458-7672. 9 Nisan 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Nisan 2023.