İçeriğe atla

Ali el-Asgar

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Abdullah b. Hüseyin
عبد الله بن الحسين بن علي بن أبي طالب
Abdullah b. Hüseyin'ın Arapça adı
Doğumh. 60, 10 Receb
Medine
Ölümh. 61, 10 Muharrem (Aşura)
Kerbela, Emevî Devleti
Ölüm sebebiKerbelâ Olayı'nda öldürülmesi.
Defin yeriİmam Hüseyin Türbesi, Kerbela,  Irak
MilliyetArap
Dinİslam
Ebeveyn(ler)Hüseyin (babası) Rubab (annesi)
Akraba(lar)Hüseyin (baba)
Ali el-Ekber (üvey kardeşi)
Sakine (üvey kardeşi)
Abbas bin Ali (amcası)
AileEhli Beyt

Ali Asgar, Ali Asker ya da tam adıyla Abdullah b. Hüseyin (Arapça: عبد الله بن الحسين بن علي بن أبي طالب), Hüseyin ve Rubab'ın oğludur. Kerbela olayı’nda öldürüldü.[1]

Doğumu ve Nesebi

[değiştir | kaynağı değiştir]

Doğum tarihi net olarak bilinmemektedir. Ancak kaynakların birçoğunda onun Kerbela’da ölürken, çok küçük bir yaşta ve süt emen bir bebek olduğu belirtilmiştir.[2] Bazı kaynaklarda onun doğum tarihini hicri 10 Receb 60 zikretmişler. Rivayete göre Kerbela olayı’nda yaşı 6 aydı. Ali Asker'ın annesi Emru’l Kays’ın kızı Rubab ve ablası Sakine'dır.[3][4]

Kerbela olayı’nda

[değiştir | kaynağı değiştir]

Rubab iki çocuklarıyla Hüseyin'le beraber Kerbela'ya gitti. Kerbela olayın hakkındaki kaynaklara göre, Muharrem ayının 7'nci gününden beri Yezid ordusu suyu Hüseyin'e, Ehl-i Beyt’ine ve dostlarına kapatmıştır. Hüseyin su istemek için Ali Asker'ı alarak düşman ordusuna yaklaşır ve şöyle söyler: “Ey topluluk! Sizler Şiileri ve yetimleri öldürdünüz. Bu çocuk yalnız kaldı ve o da susuzluktan kıvranmaktadır. Ona bir yudum da olsa su verin.” Hüseyin onlarla konuşurken, ansızın birisi bebeği okla hedef alarak onu öldürür. Oku fırlatan kişinin adı Hermele b. Kâhil olduğu söylenmiştir.[3]

Şiilerin arasındaki yeri

[değiştir | kaynağı değiştir]

Şiiler Ali Asker'e "Babu’l Hevaic" lakabı verdiler. "Babu’l Hevaic" ihtiyaç ve hacetlere açılan kapı ve ulaşma yolu demektir.

Ayrıca bakınız

[değiştir | kaynağı değiştir]
  1. ^ (Farsça) Ali Rabbani Halhali, Çehreyi Direhşan-ı İmam Hüseyin (a.s), Mektebü’l Hüseyin, 1379 h.ş.
  2. ^ Taberi, Tarihü’l Ümem ve'l Mülük, c. 5, s. 448
  3. ^ a b İrşad, c. 2, s. 108-135
  4. ^ Hani b. Subeyt Hazermi, Maktelü’l Hüseyin, c. 2, s. 37