Kapadokya (eyalet)
Bu maddenin daha doğru ve güvenilir bilgi sunması için güncellenmesi gerekmektedir. Daha fazla bilgi için tartışma sayfasına bakınız. (Mayıs 2021) (Bu şablonun nasıl ve ne zaman kaldırılması gerektiğini öğrenin) |
Bu maddedeki bilgilerin doğrulanabilmesi için ek kaynaklar gerekli. (Mayıs 2021) (Bu şablonun nasıl ve ne zaman kaldırılması gerektiğini öğrenin) |
|
Cappadocia (Kapadokya) eyaleti, başkenti Caesarea'da bulunan, Anadolu'da bir Roma İmparatorluğu eyaletiydi.
Cappadocia eyaleti, son Kapadokya Kralı Arkhelaos'un ölümünden sonra MS. 17'de Kapadokya'nın Roma'ya bağlanmasının ardından İmparator Tiberius (MS. 14-37) tarafından kurulmuştur.
Kapadokya bir imperyal eyalet idi, yani valisi (legatus Augusti) doğrudan imparator tarafından atanırdı. 1. yüzyılın yarısında, eyaletin sınırları genişletilerek Pontus ve Küçük Ermenistan bölgelerini de bünyesine katıldı.
Tarih
[değiştir | kaynağı değiştir]Roma müttefiki
[değiştir | kaynağı değiştir]Roma İmparatorluğu yönetiminden önce Kapadokya, Büyük İskender'in imparatorluğunun ardıl krallıklarından biriydi. Kapadokya Krallığı, MÖ 331'den MÖ 95'e kadar Ariarathid hanedanı tarafından yönetildi. IV. Ariarathes döneminde Kapadokya, Roma-Selevkos Savaşı sırasında MÖ 192-188 yılları arasında Seleukos Kralı Büyük Antiochus'la müttefik olarak Roma Cumhuriyeti ile ilk kez temas kurdu.
Roma'nın Antiochus'a karşı kazandığı zaferin ardından, IV. Ariarathes, kızını Roma'nın müttefiki olan Bergama kralıyla nişanlayarak Roma Cumhuriyeti ile dostane ilişkilere girdi. Ariarathid kralları daha sonra Doğu'da, Roma'nın büyük bir müttefiki olacaktı. Krallık, Kapadokya krallığı üzerinde hak iddia eden Seleukos İmparatorluğu'na karşı bir denge olarak Roma Cumhuriyetini destekledi. Kapadokya, MÖ 171-166 yılları arasında Makedonya Kralı Perseus'a karşı Üçüncü Makedonya Savaşı'nda da Roma'yı destekledi. Roma'nın Seleukos ve Makedonya'yı yenmesi, Roma Cumhuriyetini Doğu Akdeniz'de büyük bir güç olarak öne çıkardı.
Bergama Kralı III. Attalos (MÖ 138-133) MÖ 133'te bir varis olmadan öldüğünde, vasiyetinde Bergama Krallığı'nı Roma'ya bıraktı. Aristonikos, bu vasiyete rağmen bölgeyi işgal eden Bergama tahtını talep etti. Ardından ise bölgeyi işgal etti. MÖ 130'da, Kapadokya Kralı V. Ariarathes, Aristonikos'u devirmek için yaptığı başarısız girişimde Roma Konsülü Publius Licinius Crassus Mucianus Dalışı'u destekledi.]] Crassus ve V.Ariarathes, Aristonikos' a karşı giriştikleri savaşta öldüler. Ariarathes V'in ölümü, küçük oğlu VI. Ariarathes'in Kapadokya tahtına geçmesiyle sonuçlandı.
Pontus Kralı V. Mithridatis kızı Laodice'i VI. Ariarathes ile nişanladı ve böylece Kapadokya üzerindeki kontrolünü arttırdı. V. Mithridatis daha sonra Kapadokya'yı ordularıyla işgal etti ve Kapadokya Krallığı'nı Pontus Krallığı'nın himayesi altına aldı. Resmi olarak bağımsız olmasına rağmen, Kapadokya üzerindeki Pontus etkisi, V. Mithridatis'in oğlu VI. Mithridatis tarafından sürdürüldü.
MÖ 116'da, Kapadokya kralı VI. Ariarathes, VI. Mithridatis'in emriyle Kapadokya soylusu Gordius tarafından öldürüldü. VI. Mithridatis daha sonra kız kardeşi Laodice'i, (VI.Ariarathes'nın dul eşi) tahtın varisi olan ama henüz bir bebek olan VII. Ariarathes'i naip olarak atadı ve Pontus'un Kapadokya Krallığı üzerindeki kontrolünü daha da sağlamlaştırdı. Bitinya Kralı III.Nikomedes, Laodice ile evlendikten sonra, Kapadokya'yı kendi krallığına eklemeye çalıştı ve VII.Ariarathes'i tahttan indirdi. VI.Mithridates bunun üzerine Kapadokya'yı hızla istila etti, III. Nicomedes'i bölgeden kovdu ve yeğeni VII.Ariarathes'yi tekrar Kapadokya tahtına oturttu. Böylece Kapadokya'yı tekrar Pontus'un etki alanına soktu.
Pontus kralı daha sonra VII. Ariarathes'i MÖ 101'de öldürdü ve VI.Mirthridates sekiz yaşındaki oğlu IX. Ariarathes'i kendisinin kukla kralı olarak Kapadokya tahtına oturttu. Çocuk olması dolayısıyla, IX.Ariarathes krallığın kontrolünü sağlayamadı ve yönetimde eksik kaldı. MÖ 97'de Kapadokyalı soylular onun yönetimine isyan etti ve öldürülen VII.Ariarathes'in oğlu VIII.Ariarathes'i kral olarak tahta oturttular. Mithridates bu isyanı hızla bastırdı, VIII. Arirarathes'i sürgüne gönderdi ve oğlunu Kapadokya tahtına geri oturttu.
Roma Müvekkil Krallığı dönemi (MÖ 95 - MS 14)
[değiştir | kaynağı değiştir]Kapadokya'daki kargaşayla birlikte, M.Ö. 95'te Bithynia kralı III. Nicomedes, krallıkta hakimiyet iddiasıyla Roma'ya bir elçi gönderdi. Pontus Kralı VI. Mithridatis de bunun üzerine aynı şekilde Kapadokya üzerindeki hakimiyetinin Roma tarafından onaylanması için Roma'ya bir elçi gönderdi. Ancak Roma Senatosu, krallığı ikisine de tahsis etmedi.
Bunun yerine Senato, Pontus ve Bitinya'nın Kapadokya'dan çekilmesini ve bağımsızlığını garanti altına almasını talep etti. Senato, IX.Ariarathes'in görevden alınmasını emretti. Kilikya Bölgesi Roma valisi Lucius Cornelius Sulla'nın askeri desteğiyle I.Ariobarzanes, Kapadokya kralı olarak atandı. MÖ 95 yılında Roma'nın tahta çıkardığı Ariobarzanes ile Kapadokya, Roma Cumhuriyeti'nin emirlerine bağlı bir krallık oldu.
M.Ö. 93 yılında, II. Tigran (VI. Mithridates'in damadı) yönetimindeki Ermenistan Krallığı'ndan birlikler, Pontus kralının emriyle Kapadokya'yı işgal etti. Tigranes, I. Ariobarzanes'i tahttan indirdi ve Gordius'u Kapadokya'nın yeni bağlı kralı olarak taçlandırdı. I. Ariobarzanes ise Roma'ya kaçtı. Kapadokya'nın Ermenistan yönetiminde bir bağımlı krallık olmasıyla birlikte Tigran, krallığı ile genişleyen Roma Cumhuriyeti arasında bir tampon bölge oluşturmuş oldu.
Kapadokya onun için güvence altına alındığında, Mithridates MÖ 90'da Bitinya Kralı IV. Nikomidis'i mağlup etti ve Bitinya Krallığı'nı işgal etti. IV.Nicomedes, İtalya'ya kaçmak zorunda kaldı. Hem IV. Nicomedes hem de I. Ariobarzanes'i kendi krallıklarına geri oturtmak için Roma tarafından doğuya bir Senato heyeti gönderildi. İtalya'da Sosyal Savaş hala şiddetle devam ediyor olsa da, Roma, Cumhuriyet'in bölgedeki artan etkisi nedeniyle her iki kralı da başarıyla tahtına geri oturttu.
Mithridatis Savaşları (MÖ 88-63)
[değiştir | kaynağı değiştir]M.Ö. 89'da, Roma'yla barış anlaşması yaptıktan ve I. Ariobarzanes yeniden Kapadokya tahtına oturduktan sonra, VI.Mithridates, Kapadokya'yı tekrar işgal etti ve oğlu IX. Ariarathes'i Pontus egemenliği altında kukla kral olarak yeniden Kapadokya tahtına oturttu. Mithridates'in Kapadokya'daki eylemleri, Roma ile Pontus ve müttefiki Ermenistan Krallığı arasında Birinci Mithridatis Savaşı'na (MÖ 89-85) sebep oldu.
Lucius Cornelius Sulla, MÖ 87'de Roma birliklerinin komutasını devraldı ve VI. Mithridates ve müttefiklerini MÖ 85'te sağlam bir şekilde yendi. Sulla, artan siyasi problemler nedeniyle dikkatini Roma'ya vermesi gerektiğinden, VI.Mithridates'e ılımlı koşullar dayattı: Mithridates, Bitinya ve Kapadokya üzerindeki haklarından feragat ederek I. Ariobarzanes ve IV.Nicomedies'i Roma'ya bağlı müşterek krallar olarak yeniden tahta geçirtecekti. Buna karşılık Roma, VI.Mithridates'in Pontus üzerindeki egemenliğini korumasına izin verdi.
IV.Nicomedes, MÖ 74 yılında öldüğünde, Bitinya Krallığını Roma Cumhuriyeti'ne bıraktı. Ölümü, Küçük Asya'da bir güç boşluğuna neden oldu ve bundan yararlanan VI.Mithridates lidersiz krallığı istila etti. VI. Mirthidates'in, Kapadokya da dahil olmak üzere Anadolu'daki Roma himayelesindeki krallıklar üzerinde planları vardı, bunun üzerine Roma, Pontus tehdidini sona erdirmek için Üçüncü Mithridatis Savaşı'nı başlattı. Konsül Lucius Licinius Lucullus'u Asya'ya gönderen Roma, Pontus'u ve onun müttefiki Ermenistan'ı MÖ 71'de yendi. VI.Mithridates Ermenistan'a kaçtı ve Lucullus MÖ 69'da Pontus'u ele geçirdi. Böylece Asya'daki Roma'ya bağlı krallıklar üzerindeki kesin Roma hakimiyeti yeniden tesis edildi.
İlk başarılarına rağmen, Lucullus savaşı kesin bir şekilde sona erdiremedi. MÖ 66'da VI. Mithridates ve Tigranes kendi krallıklarını geri aldılar ve Lucullus Roma'ya geri çağrıldı. Senato daha sonra savaşı sona erdirmek için Büyük Pompey'i Doğu'ya gönderdi. VI.Mithridates, Pompey'e yenilmesi üzerine tekrar Ermenistan'a kaçtı. Ancak Tigranes onu kabul etmeyi reddetti. VI.Mithridates, Karadeniz üzerinden kuzeye, oğlu Machares yönetimindeki Bosporos Krallığı'na kaçmak zorunda kaldı ve MÖ 65'te savaş kesin bir şekilde sona erdi.
Machares, Roma'ya karşı yeni bir savaş başlatmayı reddettiğinde, VI.Mithridates onu öldürdü ve kendisi Boshporus tahtını ele geçirdi. VI.Mithridates, Romalılarla bir kez daha savaşmaya istekliyken, en küçük oğlu II. Farnakis değildi ve babasını iktidardan uzaklaştırmak için bir plan yaptı. Planları ortaya çıktı, ancak Pompey ve ordularıyla çatışmak istemeyen Boshporus ordusu, Farnakis'i destekledi. VI.Mithridates'e isyan ettiler ve saraya doğru yürüyüşe geçtiler. VI. Mithtidates'i MÖ 63'te kendi canına kıymaya zorladılar. II.Farnakis, teslim olma ve boyun eğme teklifleriyle Pompey'e hızlı bir şekilde bir elçi gönderdi. Pompey, II.Farnakis'in teslimiyetini kabul etti ve karşılığında II. Farnakis'i Bosphorus Krallığı'nın Romalı müvekkil kralı olarak seçti.
VI.Mithridates artık hayatta olmadığı için Pompey, Bitinya, Pontus ve Kilikya'yı Roma Cumhuriyeti'nin bir eyaleti olarak resmen ilhak etti. MÖ 64'te Pompey Ermenistan'ı işgal etti. Tigranes, Pompey'e teslim oldu ve Ermenistan Roma'nın bağlı krallığı oldu. Ermenistan'ın tehdit olmaktan çıkmasıyla, Pompey güneye gitti ve Kral Antiochus XIII. Asiaticus'u devirerek Roma'ya bağlı bir müvekkil krallık olan Suriye'yi resmen ilhak etti ve bir Roma eyaletine dönüştürdü. I.Ariobarzanes'in ölümünden sonra, Roma'ya dönmeden önce Pompey'in Doğu'daki son eylemlerinden biri olarak Pompey, I.Ariobarzanes'in oğlu II.Ariobarzanes'i Kapadokya'nın yeni Romalı müvekkil kralı olarak görevlendirdi.
II.Ariobarzanes, komşu Part İmparatorluğu'na bağlı güçler tarafından öldürüldüğü MÖ 51'e kadar Roma'nın müvekkil kralı olarak hüküm sürdü. Roma Senatosu, onun oğlu III. Ariobarzanes'i onun halefi olarak ilan etti ve Roma Kilikya Valisi Marcus Tullius Cicero'nun askeri desteğiyle onu Kapadokya tahtına oturttu. MÖ 50'de, III. Ariobarzanes, Cicero'nun yardımıyla,annesi II.Athenais Philostorgos'un onu devirip küçük kardeşi X.Ariarathes'i kral olarak tahta oturtmak için bir komplo hazırladığını keşfetti. Cicero ve III.Ariobarzanes birlikte, VI.Mithridates'in de kızı olan Athenais'i Kapadokya'dan sürdüler.
Roma iç savaşları
[değiştir | kaynağı değiştir]Kapadokya, Roma Cumhuriyeti İç Savaşları sırasında önemli bir rol üstlendi. Jül Sezar, MÖ 49'da Rubicon Nehri'ni geçip bir iç savaş başlattığında, Roma Senatosunun birçok üyesi Pompey'in önderliğinde Doğu'ya kaçtı. Kapadokya Kralı III.Ariobarzanes başlangıçta Pompey'i Sezar'a karşı destekledi, çünkü Pompey'in yıllar önce babasına verdiği destek için hala müteşekkirdi. Ancak, Sezar'ın Pharsulus Savaşı'nda Pompey'e karşı kazandığı zafer ve ardından MÖ 48'de Pompey'in suikastını takiben, III.Ariobarzanes, Sezar'a olan bağlılığını ilan etti. Sezar daha sonra Gnaeus Domitius Calvinus'u kendisi Ptolemaios Mısırı'na seyahat ederken onun Anadolu'daki baş teğmeni olarak hareket etmesi için Calvinus'u Asya' eyaletinin Roma valisi olarak atadı.
İç savaş Romalıların dikkatini dağıtınca, Bosporos Krallığı'nın Romalı müvekkil kralı ve VI.Mithridates'in en küçük oğlu II.Farnakis, fırsatı değerlendirmeye karar verdi ve Colchis ve Küçük Ermenistan'ı (Roma'nın Pontus eyaletinin toprakları) fethetti. Kapadokya ve Galatya hükümdarları, sırasıyla III. Ariobarzanes ve Deiotarus, koruma için Calvinus'a başvurdu ve kısa süre sonra Roma kuvvetleri II. Farnakis'in ordusuyla Doğu Anadolu'da Nicopolis Savaşı'nda karşılaştılar ve II.Farnakis bu kuvvetleri yenilgiye uğrattı. Ardından Farnakis, Kapadokya, Pontus ve Bitinya'nın çoğunu ele geçirdi.
Sezar, Nil Savaşı'nda Ptolemaios güçlerini mağlup ettikten sonra, MÖ 47'de Mısır'dan ayrıldı ve II. Farnakis ile yüzleşmek için Suriye, Kilikya ve Kapadokya'ya ilerledi. II. Farnakis, Sezar'ın seçkin ve yetenekli ordusuyla yaklaştığını öğrendiğinde, Sezar'a barış görüşmeleri için elçiler gönderdi, ancak Sezar bu teklifleri reddetti. Sezar, Zela Savaşı'nda II. Farnakis ile karşılaştı ve kralı kesin bir şekilde mağlup etti. Küçük Asya üzerindeki Roma egemenliğini yeniden tesis etti. Bosporos Krallığı'na döndükten sonra II. Farnakis, damadı Asander tarafından öldürüldü. Buna karşılık Sezar, Asander'i Bosporos Krallığının yeni Roma müvekkil kralı olarak seçti. Sezar daha sonra Küçük Ermenistan bölgesini, gelecekte Doğu'dan gelebilecek saldırılara karşı Roma'nın Küçük Asya'daki tamponu olarak hizmet etmesi için Kapadokya'ya dahil etti.
Sezar, MÖ 15 Mart 44'te Marcus Junius Brutus ve Gaius Cassius Longinus'un başını çektiği Roma Senatosu üyeleri tarafından öldürüldü. "Özgürlükçüler" daha sonra MÖ 43 yılında Cumhuriyet'in doğu eyaletlerinin ve Kapadokya da dahil olmak üzere doğudaki müvekkil krallıkların yönetimini ellerine alarak İtalya'dan kaçtılar. III.Ariobarzanes, Roma'nın krallığına bu denli müdahale etmesine itiraz ettiğinde, Cassius onu idam ettirdi ve küçük kardeşi X.Ariarathes'i MÖ 42'de Kapadokya tahtına oturttu. O yıl daha sonra, Brutus ve Cassius'un Philippi Savaşı'nda İkinci Triumvirate tarafından yenilgiye uğratılmasının ardından Triumvir Mark Antony, Doğu eyaletlerinin ve bağımlı krallıkların yönetimini devraldı. M.Ö. 36'da Antony, X.Ariarathes'i idam etti ve Archelaus'u yeni Kapadokya'nın müvekkil kralı olarak tahta oturttu.
İkinci Triumvirlik MÖ 33'te sona erdi ve Antonius'un Cumhuriyet'in doğu yarısını yönetmesi için olan yasal hakkı sona erdi. Triumvirate'in sona ermesiyle, Antonius ve Octavianus arasındaki güç mücadelesi yoğunlaştı. Octavianus Batı'da desteğini artırırken, Antonius Mısır Kraliçesi Kleopatra'ya daha da yakınlaştı. Octavianus Mısır'a savaş ilan ettiğinde, doğudaki müvekkil krallıklar (Kapadokya dahil) tarafından desteklenen Antonius, Octavian'a karşı Mısır'ın yardımına gitti. Octavian'ın MÖ 31'de Aktium Muharebesi'nde Antonius'a karşı kazandığı zafer, Octavian'ın Roma dünyasının tartışmasız efendisi olmasını sağlamıştır. Anadolu ve Levant üzerinden Yunanistan'dan Mısır'a seyahat eden Kapadokya kralı Archelaus ve diğer Doğu müvekkil kralları Octavian'a sadık olduklarını ilan ettiler. Karşılığında, Octavian ona ve diğer müvekkil kralların tahtlarında kalmalarına izin verdi.
Octavianus, MÖ 27'de ilk Roma İmparatoru olarak "Augustus" olduğunda, Kapadokya önemli ve güvenilir bir Doğu müvekkil krallığı haline geldi ve yeniden düzenlenen Roma İmparatorluğu'na haraç ve destek vererek bağımsızlığını korudu. Archelaus, Augustus'un Doğu politikası için önemli bir müvekkil kral oldu. Augustus, Archelaus'u sadık bir hükümdar olarak görüyordu ve Kapadokya'yı doğrudan bir eyalete dönüştürmek için hiçbir girişimde bulunmuyordu. Onun sadakati için bir ödül olarak, 25 M.Ö. yılında Augustus Kilikya'dan doğu boyunca Akdeniz'de ve Küçük Ermenistan'a boyunca Karadeniz'e kadar olan toprakları Archelaus'a tahsis etti. Augustus, aslında Doğu Akdeniz'deki korsanlığı ortadan kaldırmak ve Roma ile Part İmparatorluğu arasında bir tampon bölge oluşturmak için Archelaus'a bu ek bölgeleri verdi.
Roma eyaleti
[değiştir | kaynağı değiştir]Principate Sırasında
[değiştir | kaynağı değiştir]Kapadokya, İmparator Augustus'un hükümdarlığı döneminde önemli ve güvenilir bir doğu bağımlı krallığı olarak kaldı. Ancak Roma'nın Kapadokya politikası, Augustus'un MS 14'te ölümü ve İmparator Tiberius'un hükümdarlığı sonrasında değişti. Yıllar önce Tiberius, Kapadokya kralı, Augustus'un torunlarından ve baş varislerinden biri olan Gaius Caesar'a lütuf gösterdiğinde Archelaus tarafından küçümsenmişti. Tiberius, MÖ 6'dan MS 2'ye kadar Yunan adası Rodos'ta inzivadayken, (İmparatorluğun Doğu yarısının itibari komutanı olmasına rağmen) MÖ 1'de Archelaus, o zamanlar Tiberius'a bağlı bir askeri komutan olan Gaius Caesar'ı Augustus'un gerçek varisi olarak tanımıştı. Gaius Caesar, Augustus'un tercih edilen halefi olmasına rağmen, Ermenistan'da bir askeri seferde MS 4'te öldü. Bu Augustus'u Tiberius'u evlat edinmeye ve onu halefi olarak belirlemeye zorladı.
MS 14'te İmparatorluk tahtını üstlenen Tiberius, Roma'nın doğu politikasında bir değişikliğe gitti. Kapadokya'nın kaynaklarını doğrudan kullanmak isteyen ve Archelaus'u zayıflatmaya çalışan Tiberius, MS 17'de Archelaus'u Roma'ya çağırdı. O zamanlar Archelaus, Kapadokya'yı elli yıldan fazla bir süredir Roma'nın müvekkil kralı olarak yönetmişti. Roma'ya vardığında, Tiberius, Archelaus'u devrimci planlara ev sahipliği yapmakla suçladı ve onu kısa süre sonra doğal nedenlerle öldüğü hapse attı.
Evlat edindiği oğlu Germanicus'u Roma'nın doğudaki işlerini denetlemesi için gönderen Tiberius, daha sonra krallığı bir Roma eyaletine indirgeyerek Kapadokya'yı doğrudan İmparatorluğa kattı. Tiberius, Roma'nın müvekkil krallığı olan Ermenistan krallığının yönetimini Archelaus'un üvey oğlu III.Artaxias'a ve Roma'nın müvekkil krallığı Kilikya'nın yönetimini ise Archelaus'un oğlu II.Archelaus'a verdi. MS 18'de doğuya gelen Germanicus, Kapadokya ve bölge üzerindeki Roma kontrolünü sağlamlaştırdı. İmparator'un emriyle Germanicus, Kapadokya'nın güneydoğu komşusu Kommagene Krallığı'nı Suriye eyaletinin bir parçası olarak İmparatorluğa kattı.
MS 1. yüzyılın büyük bir bölümünde , Pontuslu II. Polemon, eski Pontus krallığının kalıntıları üzerinde (Küçük Ermenista) ve Colchis) Romalı bir bağlı kral olarak hüküm sürdü. Bununla birlikte, MS 62'de Roma İmparatoru Nero onu görevden aldı ve eski topraklarını Kapadokya'ya dahil ederek Pontus Krallığı'nı doğrudan imparatorluğa ilhak etti.
Fırat nehrini doğuda karşılayan Kapadokya, İmparatorluğun en doğudaki eyaleti idi. Başkenti Caesarea (modern Kayseri), daha iç Anadolu'da, Part sınırından daha geride bulunuyordu. İlhak üzerine eyalet, Procurator unvanına sahip bir equites sınıfından vali tarafından yönetildi. Procutoratorlar sadece auxilialara komuta edebiliyorlardı ve Senatoryal sınıftan seçilen Suriye Eyaleti'nin Imperial Legatus'undan emir alıyorlardı.
69 yılındaki Roma iç savaşının ardından İmparator Vespasian, eyaleti senatoryal eyalet statüsüne yükseltti ve valisini Suriye'ninki ile eşit hale getirdi. Kapadokya, MS 2. yüzyılın ortalarında bir Senato eyaleti olarak, toplamda 28.000'den fazla asker olmak üzere üç lejyon ve birkaç auxiliadan oluşan kalıcı bir askeri garnizona ev sahipliği yaptı. Kapadokya'daki askeri mevcudiyet, Part İmparatorluğu'ndan gelen saldırılara karşı önemli bir savunma gücü olarak hizmet etti ve Romalıların, müvekkil krallıkları olan Ermenistan Krallığı'nın iç işlerine kolayca müdahale etmesine izin verdi.
Roma Senatosuna kabul edilen ilk Kapadokyalı, MS 2. yüzyılın ortalarında Marcus Aurelius'un hükümdarlığı sırasında Tiberius Claudius Gordianus'du.[1]
Dominate Sırasında
[değiştir | kaynağı değiştir]Diocletian'ın idari organizasyon bazında yeniden örgütlenmesinin ardından Pontus ve Ermeni toprakları ayrıldı ve eyalet tamamen Kapadokya bölgesine indirildi. Bir consularis tarafından yönetildi ve Pontus Piskoposluğunun altına girdi. Çağdaş yasaların da ifade ettiği gibi, eyalet çok sayıda imparatorluk malikanesinin bulunduğu yerdi. Konstantinopolis ve Antioch Caesarea arasındaki karayolu üzerinde önemli sayıda imparatorluk ziyaretleri görüldü (Roma imparatorlarının Yol Programları, 337-361); Valens (363-378)'in ziyaretleri özellikle sıktı. Geleceğin imparatoru Julian, ilk yıllarını uzak bir mülk olan Macellum'da geçirdi. Toprak sahibi sınıf ile kentsel ve kırsal yoksullar arasındaki sınıf ayrımları, bu yüksek arazinin ikliminde de olduğu gibi, aşırı düzeydeydi.
330'ların sonlarında, eyaletin doğu yarısı Armenia Prima ve Armenia Secunda vilayetlerini oluşturmak için bölündü. 371 yılında, İmparator Valens güneybatı bölgesini Tyana civaralarından böldü ve burası bir praeses yönetimindeki Cappadocia Secunda oldu, geri kalanı hala bir consularisin yönetiminde Cappadocia Prima oldu.[2]
Bu dönemde Kapadokya önemli Hristiyan düşünürlere ev sahipliği yaptı, bunların en önde gelenleri Caesarea'dan Basileios, onun yakın arkadaşı Nenizli Gregorios, küçük kardeşi Nissalı Gregor ve kuzeni Iconiuuml Amphilochios idi.
Bizans İmparatorluğu
[değiştir | kaynağı değiştir]535-553 döneminde imparator I. Justinianus yönetiminde, her iki eyalet bir prokonsül yönetiminde tek bir birimde birleştirildi. Geç Roma dönemleri boyunca bölge, İsauryalılar tarafından yerel şehirlerin tahkim edilmesine yol açan baskınlara maruz kaldı. 7. yüzyılın başlarında bölge kısa bir süre için Sasani İmparatorluğu tarafından ele geçirildi. Müslüman fetihlerinin patlak vermesinin ardından, tekrarlanan baskınlar, bölgenin Anatolikon ve Armeniakon'un yeni Bizans themaları altında bir sınır bölgesi haline gelmesine neden oldu. Müslümanlarla sıklıkla meydana gelen çatışmalar bölgeyi harap etti.[3]
Kaynakça
[değiştir | kaynağı değiştir]- ^ Walter Eck, "Emperor, Senate and Magistrates," in Cambridge Ancient History: The High Empire A.D. 70–192 (Cambridge University Press, 2000), vol. 11, p. 219.
- ^ "Geç Antik Dönemde Kapadokya'da Kentler". Geç Antik Dönem'de Kapadokya'da kentler. Can Erpek. 2 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Raymond Van Dam, Kingdom of Snow : Roman Rule and Greek Culture in Cappadocia (İngilizce). University of Penslyvania Press.