İçeriğe atla

Tebriz Kuşatması (1585)

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Tebriz Kuşatması
1578-1590 Osmanlı-İran Savaşı

Özdemiroğlu Osman Paşa komutasındaki Osmanlı ordusunu takip eden Safevî ordusu
Tarih23-25 Eylül 1585
Bölge
Sonuç Kesin Osmanlı zaferi
Coğrafi
Değişiklikler
Osmanlı ordusu Tebriz'i ele geçirdi
Taraflar
Osmanlı İmparatorluğu Osmanlı Devleti Safevî Devleti
Komutanlar ve liderler
Osmanlı İmparatorluğu Özdemiroğlu Osman Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Cigalazade Sinan Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Mehmed Paşa
Hamza Mirza
Ali Kulu Han
Hüseyin Kulu Sultan
Pir Gayb Han
Güçler
60-70.000 20-30.000
Kayıplar
Nispeten hafif Ağır

Tebriz Kuşatması, 1578-1590 Osmanlı-Safevî Savaşı'nda evre, Özdemiroğlu Osman Paşa komutasındaki Osmanlı ordusunun Safevîlerin eski başkenti Tebriz'i 23-25 Eylül 1585'te kuşatarak zaptetmesiyle sonuçlanan askerî çarpışma.

Kuşatma öncesi

[değiştir | kaynağı değiştir]

Osmanlı Devleti; Safevî Devletiyle 1578'den beri devam eden savaşın ilk yılında seri zaferlerle Hazar kıyılarına ulaşmış, Özdemiroğlu Osman Paşa'nın 1583 yılında kazandığı Meşaleler Muharebesi'yle Şirvan'a, aynı yıl Elvendzade Ali Paşa'nın kazandığı Dizful Muharebesi'yle ise Luristan'a egemenliğini genişletmişti. 1584 yılında Kırım Hanlığı'ndaki gelişmelerle meşgul olan Osmanlılar 1585 yılında yeniden İran cephesine yoğunlaşarak bu defa Safevî Devleti'nin eski başkenti Tebriz'i hedef aldı. Özdemiroğlu Osman Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu Kastamonu-Amasya-Tokat-Sivas-Erzurum-Van-Hoy-Merend güzergahını takip ederek 20 Eylül'de Sufiyan'a ulaştı.

Safevîler ise Osmanlı ordusuna karşı, Tebriz'in kalabalık nüfusuna da istinaden, savunma savaşı verilmesi stratejisinde karar kıldılar. Bunun üzerine Tebriz'de istihkamlar ve barikatlar hazırlanırken, Safevî şehzadesi Hamza Mirza komutasındaki İran kolordusu Tebriz'in yaklaşık 18 kilometre kuzeybatısındaki Alvar'da Osmanlı ordusuna karşı baskın yapmaya çalışsa da, 21 Eylül 1585'te meydana gelen Alvar Muharebesi'nde yenilgiye uğrayarak kalan kuvvetleriyle eşzamanlı olarak Tebriz yakınlarında bulunan Şah Muhammed Hüdabende komutasındaki ana Safevî ordusuna katıldı. Alvar'da kazandığı zaferle önünde Tebriz'e kadar direnecek herhangi bir Safevî kuvveti kalmayan Osmanlı ordusu ise muharebe düzenini bozmadan şehre doğru ilerledi.

Matrakçı Nasuh'un çizimiyle Tebriz

Özdemiroğlu Osman Paşa Osmanlı ordusuyla Tebriz'e yürürken Şah Muhammed Hüdabende komutasındaki İran ordusunun yaklaşması olasılığına karşı muharebe düzenini korudu ve Tebriz yakınlarında Pul-ı Şûr adlı konağa ulaşıldığında Mehmed Paşa'yı öncü kuvvet olarak gönderdi. Mehmed Paşa komutasındaki birlik sancaklarını açarak şehre doğru yürüyünce Bağ-ı Kanber içine gizlenenen yaklaşık 10.000 askerlik Safevî kolordusu (yaklaşık 5.000 süvari ve 5.000 piyade) aniden hücuma geçti. Bununla birlikte, Osmanlı birliğine mukabele edemeyerek Tebriz’e sığındılar. Önünde Tebriz'e kadar herhangi bir dineç noktası kalmayan Osmanlı ordusu Tebriz'in karşısında Acısu (Şurab) konağında mevzilendi (23 Eylül).

Safevîler ise şehrin etrafında da savunma hatları oluşturmuşlardı. Özdemiroğlu Osman Paşa ise şehir halkının aman dileyerek teslim olması beklentisiyle 23 Eylül'de taarruza geçmedi.

Ancak, Tebriz halkının savunma kararında olması üzerine Osmanlı ordusu 24 Eylül'de hücuma geçti. Osmanlı ordusunun ateş gücü istihkâm ve barikatları yerle bir etti ve Osmanlı birlikleri dalga dalga şehre girmeye başladı. Savaş sokaklarda sürdü. Osmanlılar yoğun topçu ateşiyle sokaklara kurulan istihkâmları da yıkmayı başardı ve ikindiye doğru Sultan Hasan Camii'ne kadar şehir Osmanlı ordusunun denetimine girdi.

Başta Tebriz Valisi Ali Kulu Han, Hüseyin Kulu Sultan ve Pir Gayb Han olmak üzere şehirdeki Safevî komutanları 24-25 Eylül gecesi Tebriz'den çıkarak ordusuyla Tebriz yakınında bulunan Şah Muhammed Hüdabende'nin yanına gittiler. Tebriz halkı ise adıgeçen Safevî komutanların şehirden ayrılmaları üzerine, 25 Eylül sabahı Kadı Kâmrân Bey ve Müftü Mevlâna Muhammed Ali başkanlığındaki bir heyeti Özdemiroğlu Osman Paşa'nın huzuruna göndererek kentin teslim olduğunu bildirdi. Aynı günün akşamı Osmanlı ordusu kentin tamamına hâkim oldu.

Kuşatma sonrası

[değiştir | kaynağı değiştir]
Özdemiroğlu Osman Paşa'nın sağlık durumunun Tebriz'de kötüleşmesi

27 Eylül 1585 günü Cuma namazı Sultan Hasan Camii'nde kılınırken, hutbe III. Murad adına okundu. 29 Eylül'de ise kale inşasına başlandı ve 14 Ekim'de tamamlandı. Özdemiroğlu Osman Paşa'nın; Safevîlerin Tebriz'e yönelik baskısını ve baskın girişimlerini bertaraf etmek amacıyla gönderdiği Cigalazade Sinan Paşa komutasındaki birlikler 16 ve 24 Ekim'de Safevî ordusunu bölgeden uzaklaştırmakta başarılı olamazken, Osmanlı ordusunda kışın yaklaşması üzerine Tebriz'de İranlıların karşı saldırısına karşı garnizon bırakılarak kışlamak üzere Doğu Anadolu'ya çekilinmesi fikri ağırlık kazandı. Bunun üzerine, eski Trablusşam Beylerbeyi Hadım Cafer Paşa yaklaşık 20-30.000 askerle Tebriz'de bırakılarak kışlaklara çekilmek üzere Osmanlı ordusu Tebriz'den çıkarken Hamza Mirza komutasındaki Safevî ordusu yeniden saldırdı. Buna mukabil, düzenli bir şekilde ilerleyen Osmanlı ordusu önce 28 Ekim'de Şenbigazan Muharebesi'nde Safevîleri yendi. 30 Ekim'de ise bir süredir ağır hasta olan Özdemiroğlu Osman Paşa öldü. Aynı gece Safevî ordusu bir kez daha taarruz ettiyse de bu defa Mayan Muharebesi'nde (komutayı Osman Paşa'dan devralan) Cigalazade Sinan Paşa'ya karşı yenilgiye uğradı. Safevîlerin yenilgisi üzerine Osmanlı ordusu taciz ya da baskın tehlikesi olmadan önce Van, ardından ise Bitlis'e ulaşarak kışlaklara dağıldı. Kasım 1585'te ise Safevî ordusunun Tebriz etrafına yerleşmesiyle yaklaşık on ay sürecek abluka başladı.[1]

Ayrıca bakınız

[değiştir | kaynağı değiştir]
  1. ^ "Acem Serhaddinde Cafer Paşalar: Tebriz ve Şirvan Eyaletlerinin Muhafazası (1583-1591)", Emirhan Özçelik, Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi, İlmî Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi, Sayı: 18, İstanbul (2021), s. 171