işlemek
Görünüm
Türkçe
[değiştir]Söyleniş
[değiştir]Köken
[değiştir]Eski Türkçe iş kökünden türemiştir
Eylem
[değiştir]işlemek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi işler)
işlemek hakkında Türkçe Vikipedi'de ansiklopedik bilgi bulabilirsiniz.
- bir şeye emek vererek onu daha elverişli bir duruma getirmek
- ince ve süslü şeyler yapmak, nakışlamak
- Para için işlemediğini iddia eden bu fakir ihtiyar şüphesiz sanatının âşığıydı. - M. Ş. Esendal
- içine girmek, etkilemek, nüfuz etmek
- O uzun ve derin bakış genç adamın ta yüreğine kadar işlemişti. - Y. K. Karaosmanoğlu
- nakşetmek
- Al bayrağa narin eller işliyor zafer. Uzaklarda yaralanır kahraman nefer. - E. B. Koryürek
- iyi çalışmak, müşterisi bol olmak
- durağan durumdan hareketli duruma geçmek, çalışmak
- herhangi bir konuyu ele alarak incelemek, öğretmek
- düşüncelerini herhangi birine etki yaparak benimsetmek
- Ali Rıza Bey bu ilk çocuğu ile, bir çiçek meraklısı, bahçesiyle oynar gibi oynamış, onu ancak kendi hayalinde yaşayan mükemmel insan maddelerine göre işlemişti. - R. N. Güntekin
- işlek, etkin durumda olmak
- Lütfügiller büyücek bahçelerinin ana yola açılan kapısından işlerlerdi. - S. F. Abasıyanık
- çıban, olgunlaşma yolunda olmak
- yara, kapanmamak
- gidip gelmek
- Şimdi otomobillerin, otobüslerin işledikleri asfalt caddeden bir zamanlar ne kervan ne insan geçerdi. - S. M. Alus
- hesapları, kayıtları düzenli olarak tutmak veya gereken yere aktarmak
- Tayın çizelgelerini düzenliyorum, ambar defterini işliyorum. - E. Bener
- herhangi bir ürünü satışa sunulmadan önce birtakım işlemlerden geçirmek
Deyimler
[değiştir]Türetilmiş kavramlar
[değiştir]Çeviriler
[değiştir]çeviriler
|
Kaynakça
[değiştir]- Türk Dil Kurumuna göre "işlemek" maddesi