Thesis by özgü gündeşlioğlu
Karşıtlık şartlanmasına ve yarattığı gerilime, malzeme tabanlı sanat olarak kategorize edilen ser... more Karşıtlık şartlanmasına ve yarattığı gerilime, malzeme tabanlı sanat olarak kategorize edilen seramik özelinde odaklanan bu çalışma; bahsi geçen gerilimin aşılma olanağını sorgulamaktadır. Bu maksatla öncelikle herhangi bir dönem ya da coğrafi konuma işaret etmeden, modern düşünce ve yaratmış olduğu dikotomik yaklaşım ana hatlarıyla ele alınmış; bu düşünce biçiminin izleri plastik sanatlar özelinde takip edilmiş; ardından çalışmanın odak noktası olan seramik alanındaki etkileri irdelenmiştir. Bu sorgu, seramiğe dair düşünsel ve bedensel eylem arasındaki kopukluk ya da aksak kurgu sebebiyle ortaya çıkan kimlik problemi olarak çerçevelenmiştir. Disiplinin olanaklarının ortaya konulabilmesi adına karşıt kavramların alternatif bir biçimde okunması önerilmiş ve bu bağlamda ortaya konulan arayüz kavramı çalışmanın ana hattını oluşturmuştur. Sır ve bünye arasındaki kimyasal bağa gönderme yapan bu kavram, verilmek istenen birliktelik fikrini, geçişli / karışmalı özellikleriyle temsil etmekte; ele alınan örnekler ve bu doğrultuda ilerleyen kişisel uygulamalar bahsi geçen bakış açısını somutlaştırma amacı taşımaktadır. Pratik ve teorik bilgi arasındaki gerilimi azaltmak adına; sanat eserine odaklanan klasik metodolojik yaklaşım yerine veri ve çıktı arasında girift bir ilişki öneren sanat yoluyla araştırma yöntemini benimseyen çalışma; kutuplaşmış bilme biçimleri arasındaki arayüz olarak açığa çıkar ve dilden, yapıya; uygulamalardan, metodolojiye farklı bağlamlarda karşıtlıklar arası çift yönlü bir bağ kurarak, karşıtlık ön yargısını sorgulamayı hedefler.
Papers by özgü gündeşlioğlu
RUUKKU - Studies in Artistic Research, 2020
This Decree lays down the provisions for the assessment of soil contamination and remediation nee... more This Decree lays down the provisions for the assessment of soil contamination and remediation needs. The Decree shall not be applied to the assessment of sediment contamination and remediation.
RUUKKU - Studies in Artistic Research, 2020
Awareness of environmental issues, such as climate change and microplastics, has raised general c... more Awareness of environmental issues, such as climate change and microplastics, has raised general concern about the state of the environment. Only recently has the discussion tackled the consequences of the human imprint in the contamination of the soil appropriately. In this artistic research, we use soil as the material mediator to explore and communicate the intertwined relationship between humans and the environment. This study combines environmental research with ceramic practice. We discuss how ceramic practitioners can use their knowledge and skill to meaningfully engage in the environmental discourse. The study was inspired by the call for Research Pavilion #3, which was organised by the University of the Arts, Helsinki, to be a place for ongoing artistic research during May-August 2019 in the context of the Venice Biennale. Working with Soil was presented as an ongoing research project taking place before and during the high season of Research Pavilion #3 in one of the six research cells: Traces from the Anthropocene.
Ruukku (Studies in Artistic Research), 2020
Awareness of environmental issues, such as climate change and microplastics, has raised general c... more Awareness of environmental issues, such as climate change and microplastics, has raised general concern about the state of the environment. Only recently has the discussion tackled the consequences of the human imprint in the contamination of the soil appropriately. In this artistic research, we use soil as the material mediator to explore and communicate the intertwined relationship between humans and the environment. This study combines environmental research with ceramic practice. We discuss how ceramic practitioners can use their knowledge and skill to meaningfully engage in the environmental discourse. The study was inspired by the call for Research Pavilion #3, which was organised by the University of the Arts, Helsinki, to be a place for ongoing artistic research during May-August 2019 in the context of the Venice Biennale. Working with Soil was presented as an ongoing research project taking place before and during the high season of Research Pavilion #3 in one of the six research cells: Traces from the Anthropocene.
Akdeniz Sanat Dergisi, 2016
Oldukça yaygın bir kullanım alanının yanı sıra, geniş bir tarihsel sürece de sahip olan seramiğin... more Oldukça yaygın bir kullanım alanının yanı sıra, geniş bir tarihsel sürece de sahip olan seramiğin üretim aşaması da oldukça kapsamlı bir serüvendir. Ateşin son sözü söylediğine inanılan bu süreçte, çoğu zaman tesadüfi gelişimler tarihe yön vermiştir. Seramik sırları da bu rastlantısal oluşumların en etkin örneklerindendir. İlkel pişirimler esnasında yakıt olarak kullanılan odunun, küllerinin fırın içerisinde uçuşup, buharlaşması ve seramik bünye üzerine tutunarak erimesi sonucu oluşan kül sırları, bilinen en eski seramik sırı olarak kabul edilmektedir. İstemsiz elde edilen bu sonuç, daha sonra seramik teknolojisi dahilinde rasyonel bir çalışma alanı oluşturmuş, çeşitli odun ve bitki külleri etkin olarak seramik sırı yapımında kullanılmaya başlanmıştır. Bu çalışma kapsamında ise her yıl binlerce ton yakılarak bertaraf edilmeye çalışılan ve sera atıklarından biri olan, patlıcanın odunsu gövdesi kullanılmıştır. Bitki külünün düşük dereceli (1040 C) seramik sırlarında bir sır bileşeni olarak kullanılabilirliğinin araştırıldığı bu çalışma ile seramik teknolojisi literatürüne katkı sağlamanın yanı sıra, sera atığı olan bitki küllerinin değerlendirilmesi hedeflenmiştir.
Seramik Türkiye Dergisi (sektörel) S:41, Nov 2012
Günlük kullanım eşyası, teknolojik araç gereç ya da bir sanatsal ifade malzemesi olarak baktığımı... more Günlük kullanım eşyası, teknolojik araç gereç ya da bir sanatsal ifade malzemesi olarak baktığımızda seramik hem bünyesi hem de sırlarıyla çok kapsamlı bir üretim sürecini işaret eder. Seramik sırları başlangıçta ilkel pişirimler esnasında rastlantısal olarak keşfedilmiş olsa da zaman içinde geliştirilerek seramik üretiminde kapsamlı bir teknolojik alan haline dönüşmüştür. Modern çağ ile birlikte, seramiğin zaman içinde gelişmesi ve çeşitlenmesi ile geleneksel sır malzemelerinin yerine alternatif bileşenler de kullanılmaya başlanmıştır. İnşaat sektöründe yaygın bir şekilde kullanılan çimento da kimyasal yapısı ve içerdiği ana hammaddeler dolayısıyla seramik sırları için alternatif bir bileşen olarak düşünülebilir.
Kullanımının M.Ö. 2000’lere uzandığı bilinen çimento genel olarak kil, kalker ve marndan oluşan hidrolik bir bağlayıcı olarak tanımlanır. Sır yapımında kullanılan çoğu hammaddeye kıyasla ucuz ve buna ek olarak kolay bulunabilen bu malzeme, uygun şekilde kullanıldığı takdirde seramik sırlarında tatmin edici ve yaratıcı sonuçlar verir.
Bu çalışmada Portland çimentosu ya da gri çimento olarak bilinen inşaat çimentosunun yüksek dereceli (1200 oC’lik) seramik sırlarında kullanımı araştırılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Seramik, Seramik Sırları, Çimento Sırları, Portland Çimentosu
Translation by özgü gündeşlioğlu
Akdeniz Sanat Dergisi, 2019
Research in Art and Design başlıklı makaleden, yazarın (Christopher Frayling) 06 Şubat 2019 tarih... more Research in Art and Design başlıklı makaleden, yazarın (Christopher Frayling) 06 Şubat 2019 tarihli izni ile çevrilmiştir. İlgili makalenin orijinaline aşağıdaki linkten ulaşılabilir. http://researchonline.rca.ac.uk/384/
Proceedings by özgü gündeşlioğlu
Lisansüstü Eğitimi Sanat ve Tasarım Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 2018
Dikotomik düşüncenin katı perspektifi birbirine zıt kavramlar yaratır. Birbirinden
ayrı konumland... more Dikotomik düşüncenin katı perspektifi birbirine zıt kavramlar yaratır. Birbirinden
ayrı konumlandırılan bu kavramlar hareketsiz görülür ve aralarındaki akışkanlık ya da ilişki kabiliyeti göz ardı edilir. Dikotomileri, kutsal-dindışı; metafizik-fizik; soyut-somut; beden-zihin; sanat-zanaat; geçmiş-gelecek; eril-dişil; geleneksel-çağdaş; fonksiyon-estetik olarak çeşitlendirmek mümkündür ki bu kutuplar seramik sanatının güncel problemlerini de oluşturmaktadır.
Öte yandan Ursula Le Guin, George Orr ve William Haber isimli iki zıt karakter
üzerinden şekillenen The Lathe of Heaven (1971) / Rüyanın Öte Yakası (2011) adlı
romanında, bu tip bir yabancılaşma sorununu ortaya koyar. Temel olarak, George Orr
gerçekliği gördüğü rüyalar vasıtasıyla yeniden düzenleme yeteneğine sahip ancak ona
bahsedilmiş bu hediye sebebiyle acı çeken ve tedavi olmak isteyen bir hastadır. William
Haber ise Orr'u özgür kılmak yerine onun rüyalarını kontrol etmeyi seçen ve bu sayede
ütopya kurmaya çalışan bir psikiyatri uzmanıdır.
Bu çalışma kapsamında, seramik sanatı için bir kimlik veya sınıflandırma sorunu
yaratan dikotomik yaklaşım ve zıt kavramlar arasındaki gerginlik, adı geçen romandaki
kurgusal karakterler üzerinden yaratılan metafor ve yazarın diyalog fikri bağlamında
incelenmeye çalışılmış ve bu bakış açısına yaklaşan malzeme tabanlı sanat çalışmaları
irdelenmiştir.
II. Uluslararası Felsefe, Eğitim, Sanat ve Bilim Tarihi Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 2017
"Made in China (Çin Malı)" ibaresi özellikle endüstriyel üretim alanında düşük
kaliteli ve... more "Made in China (Çin Malı)" ibaresi özellikle endüstriyel üretim alanında düşük
kaliteli ve imitasyon ürün algısı yaratır. Ancak, Çin'deki bütün sektörler için bunun geçerli olduğunu söylemek doğru olmaz. Çin, zanaat ürünleri özellikle, porselen sektörü ile bugün hala bir numaralı üretici konumundadır. Avrupa'dan yüzyıllar önce zarafet ve ustalık göstergesi, bu yarı geçirgen "sihrin" formülünü bulmuş ve "beyaz altın" adıyla anılmasını sağlamıştır. Elbette bu durumun, Çin'deki muazzam kaolin kaynakları ile paralelliği yadsınamaz. Ancak bu çalışma kapsamında irdelenmek istenen -"beyaz altın" benzetmesi üzerinden- seramik ve simya ilişkisidir.
Genel olarak bir inanç sistemi ya da öğreti bütününü, değişen koşullara uyarlama eğilimi şeklinde tanımlanan, modernizmin, her ne kadar 19. yüzyılın başlarında Avrupa'da doğduğu kabul edilse de, bu düşünce yapısının izlerini daha önceki dönemlerde de görmek mümkündür. Modernizm ya da modern olmak, tarihsel bir dönemi ya da coğrafi açıdan batıyı işaret eden bir konumu değil; bir düşünce yapısını vurgulamaktadır. Modernizm eleştirisi yapan düşünürlerin ortak noktaları zamansallık sorunu üzerinde şekillenir. Modern olmak arkaik ve yerleşmiş geçmişe çekilen sınır olarak okunabilir ve temelinde tersinmez bir zaman anlayışı vardır.
Bu görüş bağlamında simya, ön kimya olarak değerlendirilir ve bugünkü modern
kimyanın ilkel bir safhası olarak düşünülür. Oysa simya, bundan çok daha fazlasıdır. Eski doğa bilimlerinden olan simya gelişerek değil, aksine bozularak ampirik bir bilim olan kimyaya dönüşmüştür.
Simyayı, ilk kimya olarak sınırlandıran modern anlayış, kıyaslanamaz ve tamamen birbirinden farklı iki bakış açısını, hiyerarşik olarak sıralamıştır. Benzer ilişkiyi sanat ve zanaat arasında da kurmak mümkündür. Oysa, seramik disiplini ile ilgili etkinliklerin alt kümesi olarak görülen zanaat, zihin ile beden birlikteliğini güncel sanat anlayışa kıyasla daha çok muhafaza etmiştir. Tıpkı altın gibi seramiğin de kökeni ile olan ilişkisi kopmamıştır. Çünkü seramik üretiminde, süreç ve teknik hala yadsınamaz biçimde önemlidir. Kökene yabancılaşmama, seramiği modern bakış açısıyla hiçbir zaman tam anlamıyla çağdaş sanatlar çerçevesine yerleştiremez ve zanaat
yaftasından kurtaramaz.
Çalışma kapsamında, seramik malzemenin modern çağa özgü kimlik bunalımı alternatif bir eksenden okunmaya ve irrasyonel alana itilen simya etkinliği ile ilişkilendirilmeye çalışılmıştır.
Uluslararası Sanat Sempozyumu: Sanat, Gerçeklik, Paradoks Bildiriler Kitabı, 2015
19. yüzyılın son çeyreğinde keşfedilen ve özellikle Helenistik dönem pişmiş toprak heykel... more 19. yüzyılın son çeyreğinde keşfedilen ve özellikle Helenistik dönem pişmiş toprak heykelcik- leri ile ün kazanmış Tanagra kenti, antik dönem koroplastik sanatının en önemli merkezle- rindendir. Öyle ki bugünkü Yunanistan’ın sınırları içerisinde yer alan şehirde 8000’den fazla mezar bulunmuş ve sadece mezar armağanı olarak bırakılan tanagraların sayısı ve çeşitliliği bile kenti bu anlamda birinci sıraya yerleştirmeye yetmiştir.
Elde edilen arkeolojik verilere göre bu heykelciklerin; kutsal alan ya da mezar adağı, oyuncak veya şahsi mülklerdeki kült alanı nesnesi gibi işlevlere sahip olduğu düşünülmektedir. Çoğunlukla kalıplama yoluyla üretilmiş olan bu figürinlerin biçimsel değeri, günümüzde sıklıkla karşılaştığımız dekoratif porselen bibloları çağrıştırmaktadır. Antik dönemden bugüne biçim- sel özelliklerin korunmuş olması, söz konusu heykelciklerin içeriğinde bir eksen kayması ya- şanmış olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Birçok plastik öğede olduğu gibi tanagraların da ritüel amaçlı kullanımı, estetik boyuta taşınmış kısacası bu seramik heykelcikler dünden bugüne bir dönüşüm süreci yaşamışlardır. Bahsi geçen bu süreç; ilkellerdeki “temsil etme” kavramının içerik değiştirerek zihinsel boyuta taşınması ya da modern insanın rasyonel bakış öğretisinden çıkamaması bu sebeple metafizik ve fizik dünyayı birbirinden ayrı konumlandırarak gerçeği pozitif dünya ile ilişkilendirmesi şeklinde okunabilir.
Bu çalışma kapsamında; “modern” insan ve “ilkel” insan arasındaki gerçeklik ve bu gerçekliği algılama/sınıflandırma farkları irdelenmeye çalışılacak; “kendisinden” den, metafora dönüşüm süreci; Tanagra heykelcikleri ve günümüz seramik figürinleri üzerinden incelenecek ve bu inceleme Lucien Lévy-Bruhl okuması ile ilişkilendirilecektir.
Association of Ceramic Art, Education and Exchange Publications, No.2, 2013
We are living in a crowded world of object because of industrial revolution and mass production a... more We are living in a crowded world of object because of industrial revolution and mass production as its outcome. All these objects, which are cultural, physical and psychological interaction tools, are invisible and ordinary object as long as it keeps on functioning. Generally these functional objects are named as everyday objects and we connect them through their rational and irrational qualifications. These qualifications can be classified as its material, function, form and expressions. We define, recognize or represent any everyday object by the aid of these usual indicators in other words icons.
In this study everyday object had been tried to examine in context of these icons. While sticking to its form, some everyday objects (padlock, paper cup and towel) are interpreted with ceramic material and dissimilarly to first function, lighting function is assigned them. The first image that appear in our minds in other words bias about these objects are tried to transfer to ceramic. The generated “new” is functioned as lighting because of its form. Two staged process is examined; hands on experience and results are presented to reader. So this paper can be thought as a narration of this adventure and the word broken can be thought as new perspective or semantic shift not a semantic loss.
Keywords: Everyday Object, Ceramics, Lighting
Artistic Research Projects by özgü gündeşlioğlu
Research Pavilion #3 Venice , 2019
Traces from the Anthropocene. Working with Soil is a multidisciplinary research project that addr... more Traces from the Anthropocene. Working with Soil is a multidisciplinary research project that addresses the ecological consequences of the human footprint through ceramic art. The project took place before and during the Research Pavilion in the context of the Venice Biennale 2019. As ceramists traditionally work with local earth, the research is situated in the local environment of the Biennale, the Venice lagoon area.
During the process, local soil was gathered and then analyzed for anthropogenic contaminants. Local brick clay was used to create large ceramic forms, and finally, the analyzed, contaminated soil was used to paint the ceramic vessels. In this project, craft making is understood as a philosophical space to think through the ethical and ecological concerns related to the stage of the environment.
This project has been a collaboration between the Aalto University School of Arts, Design and Architecture, School of Chemical Engineering and the Finnish Environmental Institute SYKE.
Working group: The research is conducted by an international group of artist-researchers led by Aalto University:: Maarit Mäkelä, professor, project leader, Riikka Latva-Somppi, artist-researcher, curator, Priska Falin, artist-researcher , Pauliina Purhonen and Tzuyu Chen research assistants (all Aalto University).
Catharina Kajander, artist, Aalto University alumna, Ozgu Gundeslioglu, Akdeniz University, Turkey, Hannu Revitzer, Aalto University.
The Finnish Environment Institute SYKE : Jussi Reinikainen, Senior research scientist, Outi Pyy, Leading expert, Ulla Ala-Ketola and Hannele Ahponen, Communications specialists. Exhibition assistant: Aalto University MA student Hanna Kutvonen.
https://www.researchcatalogue.net/view/474888/475886
https://www.researchpavilion.fi/
When:
9.5.–28.8.2019
Where:
Research Pavilion, Sala del Camino, Campo S. Cosmo, Giudecca, 621 Venice
New technology makes man change habits and allows new ones ways to do things. Digital 3D printing... more New technology makes man change habits and allows new ones ways to do things. Digital 3D printing opens up ways to create objects where hybrids and transitional forms are materialized symbols on a new era. With natural materials, it shows a new way of dealing with the world at where they are traditional creative rituals are change. In the artistic exploration, the camp becomes natural geological processes processed through digital algorithms. Like the alchemist experimenting with materials to create gold, we explore such 3D print in clay to create new art prints. The project was exhibited at Gallery Bergman, Karlstad, Sweden, from 15th to 22nd of June 2017.
Arild Berg, Norway (Project Leader / Artist, Researcher)
Sigrid Haugen, Norway (Designer, Researcher)
Kristin Andreassen, Norway (Artist, Researcher)
Ozgu Gundeslioglu, Turkey (Artist, PhD Student)
Nenad Pavel, Norway (Designer, PhD Student)
Mikael Omlid, Norway (Engineer)
Jon Samseth, Norway (Professor of Physics, Researcher)
Uhrmas Puhkan, Estonia (Artist, Researcher)
Honors by özgü gündeşlioğlu
Uploads
Thesis by özgü gündeşlioğlu
Papers by özgü gündeşlioğlu
Kullanımının M.Ö. 2000’lere uzandığı bilinen çimento genel olarak kil, kalker ve marndan oluşan hidrolik bir bağlayıcı olarak tanımlanır. Sır yapımında kullanılan çoğu hammaddeye kıyasla ucuz ve buna ek olarak kolay bulunabilen bu malzeme, uygun şekilde kullanıldığı takdirde seramik sırlarında tatmin edici ve yaratıcı sonuçlar verir.
Bu çalışmada Portland çimentosu ya da gri çimento olarak bilinen inşaat çimentosunun yüksek dereceli (1200 oC’lik) seramik sırlarında kullanımı araştırılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Seramik, Seramik Sırları, Çimento Sırları, Portland Çimentosu
Translation by özgü gündeşlioğlu
Proceedings by özgü gündeşlioğlu
ayrı konumlandırılan bu kavramlar hareketsiz görülür ve aralarındaki akışkanlık ya da ilişki kabiliyeti göz ardı edilir. Dikotomileri, kutsal-dindışı; metafizik-fizik; soyut-somut; beden-zihin; sanat-zanaat; geçmiş-gelecek; eril-dişil; geleneksel-çağdaş; fonksiyon-estetik olarak çeşitlendirmek mümkündür ki bu kutuplar seramik sanatının güncel problemlerini de oluşturmaktadır.
Öte yandan Ursula Le Guin, George Orr ve William Haber isimli iki zıt karakter
üzerinden şekillenen The Lathe of Heaven (1971) / Rüyanın Öte Yakası (2011) adlı
romanında, bu tip bir yabancılaşma sorununu ortaya koyar. Temel olarak, George Orr
gerçekliği gördüğü rüyalar vasıtasıyla yeniden düzenleme yeteneğine sahip ancak ona
bahsedilmiş bu hediye sebebiyle acı çeken ve tedavi olmak isteyen bir hastadır. William
Haber ise Orr'u özgür kılmak yerine onun rüyalarını kontrol etmeyi seçen ve bu sayede
ütopya kurmaya çalışan bir psikiyatri uzmanıdır.
Bu çalışma kapsamında, seramik sanatı için bir kimlik veya sınıflandırma sorunu
yaratan dikotomik yaklaşım ve zıt kavramlar arasındaki gerginlik, adı geçen romandaki
kurgusal karakterler üzerinden yaratılan metafor ve yazarın diyalog fikri bağlamında
incelenmeye çalışılmış ve bu bakış açısına yaklaşan malzeme tabanlı sanat çalışmaları
irdelenmiştir.
kaliteli ve imitasyon ürün algısı yaratır. Ancak, Çin'deki bütün sektörler için bunun geçerli olduğunu söylemek doğru olmaz. Çin, zanaat ürünleri özellikle, porselen sektörü ile bugün hala bir numaralı üretici konumundadır. Avrupa'dan yüzyıllar önce zarafet ve ustalık göstergesi, bu yarı geçirgen "sihrin" formülünü bulmuş ve "beyaz altın" adıyla anılmasını sağlamıştır. Elbette bu durumun, Çin'deki muazzam kaolin kaynakları ile paralelliği yadsınamaz. Ancak bu çalışma kapsamında irdelenmek istenen -"beyaz altın" benzetmesi üzerinden- seramik ve simya ilişkisidir.
Genel olarak bir inanç sistemi ya da öğreti bütününü, değişen koşullara uyarlama eğilimi şeklinde tanımlanan, modernizmin, her ne kadar 19. yüzyılın başlarında Avrupa'da doğduğu kabul edilse de, bu düşünce yapısının izlerini daha önceki dönemlerde de görmek mümkündür. Modernizm ya da modern olmak, tarihsel bir dönemi ya da coğrafi açıdan batıyı işaret eden bir konumu değil; bir düşünce yapısını vurgulamaktadır. Modernizm eleştirisi yapan düşünürlerin ortak noktaları zamansallık sorunu üzerinde şekillenir. Modern olmak arkaik ve yerleşmiş geçmişe çekilen sınır olarak okunabilir ve temelinde tersinmez bir zaman anlayışı vardır.
Bu görüş bağlamında simya, ön kimya olarak değerlendirilir ve bugünkü modern
kimyanın ilkel bir safhası olarak düşünülür. Oysa simya, bundan çok daha fazlasıdır. Eski doğa bilimlerinden olan simya gelişerek değil, aksine bozularak ampirik bir bilim olan kimyaya dönüşmüştür.
Simyayı, ilk kimya olarak sınırlandıran modern anlayış, kıyaslanamaz ve tamamen birbirinden farklı iki bakış açısını, hiyerarşik olarak sıralamıştır. Benzer ilişkiyi sanat ve zanaat arasında da kurmak mümkündür. Oysa, seramik disiplini ile ilgili etkinliklerin alt kümesi olarak görülen zanaat, zihin ile beden birlikteliğini güncel sanat anlayışa kıyasla daha çok muhafaza etmiştir. Tıpkı altın gibi seramiğin de kökeni ile olan ilişkisi kopmamıştır. Çünkü seramik üretiminde, süreç ve teknik hala yadsınamaz biçimde önemlidir. Kökene yabancılaşmama, seramiği modern bakış açısıyla hiçbir zaman tam anlamıyla çağdaş sanatlar çerçevesine yerleştiremez ve zanaat
yaftasından kurtaramaz.
Çalışma kapsamında, seramik malzemenin modern çağa özgü kimlik bunalımı alternatif bir eksenden okunmaya ve irrasyonel alana itilen simya etkinliği ile ilişkilendirilmeye çalışılmıştır.
Elde edilen arkeolojik verilere göre bu heykelciklerin; kutsal alan ya da mezar adağı, oyuncak veya şahsi mülklerdeki kült alanı nesnesi gibi işlevlere sahip olduğu düşünülmektedir. Çoğunlukla kalıplama yoluyla üretilmiş olan bu figürinlerin biçimsel değeri, günümüzde sıklıkla karşılaştığımız dekoratif porselen bibloları çağrıştırmaktadır. Antik dönemden bugüne biçim- sel özelliklerin korunmuş olması, söz konusu heykelciklerin içeriğinde bir eksen kayması ya- şanmış olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Birçok plastik öğede olduğu gibi tanagraların da ritüel amaçlı kullanımı, estetik boyuta taşınmış kısacası bu seramik heykelcikler dünden bugüne bir dönüşüm süreci yaşamışlardır. Bahsi geçen bu süreç; ilkellerdeki “temsil etme” kavramının içerik değiştirerek zihinsel boyuta taşınması ya da modern insanın rasyonel bakış öğretisinden çıkamaması bu sebeple metafizik ve fizik dünyayı birbirinden ayrı konumlandırarak gerçeği pozitif dünya ile ilişkilendirmesi şeklinde okunabilir.
Bu çalışma kapsamında; “modern” insan ve “ilkel” insan arasındaki gerçeklik ve bu gerçekliği algılama/sınıflandırma farkları irdelenmeye çalışılacak; “kendisinden” den, metafora dönüşüm süreci; Tanagra heykelcikleri ve günümüz seramik figürinleri üzerinden incelenecek ve bu inceleme Lucien Lévy-Bruhl okuması ile ilişkilendirilecektir.
In this study everyday object had been tried to examine in context of these icons. While sticking to its form, some everyday objects (padlock, paper cup and towel) are interpreted with ceramic material and dissimilarly to first function, lighting function is assigned them. The first image that appear in our minds in other words bias about these objects are tried to transfer to ceramic. The generated “new” is functioned as lighting because of its form. Two staged process is examined; hands on experience and results are presented to reader. So this paper can be thought as a narration of this adventure and the word broken can be thought as new perspective or semantic shift not a semantic loss.
Keywords: Everyday Object, Ceramics, Lighting
Artistic Research Projects by özgü gündeşlioğlu
During the process, local soil was gathered and then analyzed for anthropogenic contaminants. Local brick clay was used to create large ceramic forms, and finally, the analyzed, contaminated soil was used to paint the ceramic vessels. In this project, craft making is understood as a philosophical space to think through the ethical and ecological concerns related to the stage of the environment.
This project has been a collaboration between the Aalto University School of Arts, Design and Architecture, School of Chemical Engineering and the Finnish Environmental Institute SYKE.
Working group: The research is conducted by an international group of artist-researchers led by Aalto University:: Maarit Mäkelä, professor, project leader, Riikka Latva-Somppi, artist-researcher, curator, Priska Falin, artist-researcher , Pauliina Purhonen and Tzuyu Chen research assistants (all Aalto University).
Catharina Kajander, artist, Aalto University alumna, Ozgu Gundeslioglu, Akdeniz University, Turkey, Hannu Revitzer, Aalto University.
The Finnish Environment Institute SYKE : Jussi Reinikainen, Senior research scientist, Outi Pyy, Leading expert, Ulla Ala-Ketola and Hannele Ahponen, Communications specialists. Exhibition assistant: Aalto University MA student Hanna Kutvonen.
https://www.researchcatalogue.net/view/474888/475886
https://www.researchpavilion.fi/
When:
9.5.–28.8.2019
Where:
Research Pavilion, Sala del Camino, Campo S. Cosmo, Giudecca, 621 Venice
Arild Berg, Norway (Project Leader / Artist, Researcher)
Sigrid Haugen, Norway (Designer, Researcher)
Kristin Andreassen, Norway (Artist, Researcher)
Ozgu Gundeslioglu, Turkey (Artist, PhD Student)
Nenad Pavel, Norway (Designer, PhD Student)
Mikael Omlid, Norway (Engineer)
Jon Samseth, Norway (Professor of Physics, Researcher)
Uhrmas Puhkan, Estonia (Artist, Researcher)
Honors by özgü gündeşlioğlu
Kullanımının M.Ö. 2000’lere uzandığı bilinen çimento genel olarak kil, kalker ve marndan oluşan hidrolik bir bağlayıcı olarak tanımlanır. Sır yapımında kullanılan çoğu hammaddeye kıyasla ucuz ve buna ek olarak kolay bulunabilen bu malzeme, uygun şekilde kullanıldığı takdirde seramik sırlarında tatmin edici ve yaratıcı sonuçlar verir.
Bu çalışmada Portland çimentosu ya da gri çimento olarak bilinen inşaat çimentosunun yüksek dereceli (1200 oC’lik) seramik sırlarında kullanımı araştırılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Seramik, Seramik Sırları, Çimento Sırları, Portland Çimentosu
ayrı konumlandırılan bu kavramlar hareketsiz görülür ve aralarındaki akışkanlık ya da ilişki kabiliyeti göz ardı edilir. Dikotomileri, kutsal-dindışı; metafizik-fizik; soyut-somut; beden-zihin; sanat-zanaat; geçmiş-gelecek; eril-dişil; geleneksel-çağdaş; fonksiyon-estetik olarak çeşitlendirmek mümkündür ki bu kutuplar seramik sanatının güncel problemlerini de oluşturmaktadır.
Öte yandan Ursula Le Guin, George Orr ve William Haber isimli iki zıt karakter
üzerinden şekillenen The Lathe of Heaven (1971) / Rüyanın Öte Yakası (2011) adlı
romanında, bu tip bir yabancılaşma sorununu ortaya koyar. Temel olarak, George Orr
gerçekliği gördüğü rüyalar vasıtasıyla yeniden düzenleme yeteneğine sahip ancak ona
bahsedilmiş bu hediye sebebiyle acı çeken ve tedavi olmak isteyen bir hastadır. William
Haber ise Orr'u özgür kılmak yerine onun rüyalarını kontrol etmeyi seçen ve bu sayede
ütopya kurmaya çalışan bir psikiyatri uzmanıdır.
Bu çalışma kapsamında, seramik sanatı için bir kimlik veya sınıflandırma sorunu
yaratan dikotomik yaklaşım ve zıt kavramlar arasındaki gerginlik, adı geçen romandaki
kurgusal karakterler üzerinden yaratılan metafor ve yazarın diyalog fikri bağlamında
incelenmeye çalışılmış ve bu bakış açısına yaklaşan malzeme tabanlı sanat çalışmaları
irdelenmiştir.
kaliteli ve imitasyon ürün algısı yaratır. Ancak, Çin'deki bütün sektörler için bunun geçerli olduğunu söylemek doğru olmaz. Çin, zanaat ürünleri özellikle, porselen sektörü ile bugün hala bir numaralı üretici konumundadır. Avrupa'dan yüzyıllar önce zarafet ve ustalık göstergesi, bu yarı geçirgen "sihrin" formülünü bulmuş ve "beyaz altın" adıyla anılmasını sağlamıştır. Elbette bu durumun, Çin'deki muazzam kaolin kaynakları ile paralelliği yadsınamaz. Ancak bu çalışma kapsamında irdelenmek istenen -"beyaz altın" benzetmesi üzerinden- seramik ve simya ilişkisidir.
Genel olarak bir inanç sistemi ya da öğreti bütününü, değişen koşullara uyarlama eğilimi şeklinde tanımlanan, modernizmin, her ne kadar 19. yüzyılın başlarında Avrupa'da doğduğu kabul edilse de, bu düşünce yapısının izlerini daha önceki dönemlerde de görmek mümkündür. Modernizm ya da modern olmak, tarihsel bir dönemi ya da coğrafi açıdan batıyı işaret eden bir konumu değil; bir düşünce yapısını vurgulamaktadır. Modernizm eleştirisi yapan düşünürlerin ortak noktaları zamansallık sorunu üzerinde şekillenir. Modern olmak arkaik ve yerleşmiş geçmişe çekilen sınır olarak okunabilir ve temelinde tersinmez bir zaman anlayışı vardır.
Bu görüş bağlamında simya, ön kimya olarak değerlendirilir ve bugünkü modern
kimyanın ilkel bir safhası olarak düşünülür. Oysa simya, bundan çok daha fazlasıdır. Eski doğa bilimlerinden olan simya gelişerek değil, aksine bozularak ampirik bir bilim olan kimyaya dönüşmüştür.
Simyayı, ilk kimya olarak sınırlandıran modern anlayış, kıyaslanamaz ve tamamen birbirinden farklı iki bakış açısını, hiyerarşik olarak sıralamıştır. Benzer ilişkiyi sanat ve zanaat arasında da kurmak mümkündür. Oysa, seramik disiplini ile ilgili etkinliklerin alt kümesi olarak görülen zanaat, zihin ile beden birlikteliğini güncel sanat anlayışa kıyasla daha çok muhafaza etmiştir. Tıpkı altın gibi seramiğin de kökeni ile olan ilişkisi kopmamıştır. Çünkü seramik üretiminde, süreç ve teknik hala yadsınamaz biçimde önemlidir. Kökene yabancılaşmama, seramiği modern bakış açısıyla hiçbir zaman tam anlamıyla çağdaş sanatlar çerçevesine yerleştiremez ve zanaat
yaftasından kurtaramaz.
Çalışma kapsamında, seramik malzemenin modern çağa özgü kimlik bunalımı alternatif bir eksenden okunmaya ve irrasyonel alana itilen simya etkinliği ile ilişkilendirilmeye çalışılmıştır.
Elde edilen arkeolojik verilere göre bu heykelciklerin; kutsal alan ya da mezar adağı, oyuncak veya şahsi mülklerdeki kült alanı nesnesi gibi işlevlere sahip olduğu düşünülmektedir. Çoğunlukla kalıplama yoluyla üretilmiş olan bu figürinlerin biçimsel değeri, günümüzde sıklıkla karşılaştığımız dekoratif porselen bibloları çağrıştırmaktadır. Antik dönemden bugüne biçim- sel özelliklerin korunmuş olması, söz konusu heykelciklerin içeriğinde bir eksen kayması ya- şanmış olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Birçok plastik öğede olduğu gibi tanagraların da ritüel amaçlı kullanımı, estetik boyuta taşınmış kısacası bu seramik heykelcikler dünden bugüne bir dönüşüm süreci yaşamışlardır. Bahsi geçen bu süreç; ilkellerdeki “temsil etme” kavramının içerik değiştirerek zihinsel boyuta taşınması ya da modern insanın rasyonel bakış öğretisinden çıkamaması bu sebeple metafizik ve fizik dünyayı birbirinden ayrı konumlandırarak gerçeği pozitif dünya ile ilişkilendirmesi şeklinde okunabilir.
Bu çalışma kapsamında; “modern” insan ve “ilkel” insan arasındaki gerçeklik ve bu gerçekliği algılama/sınıflandırma farkları irdelenmeye çalışılacak; “kendisinden” den, metafora dönüşüm süreci; Tanagra heykelcikleri ve günümüz seramik figürinleri üzerinden incelenecek ve bu inceleme Lucien Lévy-Bruhl okuması ile ilişkilendirilecektir.
In this study everyday object had been tried to examine in context of these icons. While sticking to its form, some everyday objects (padlock, paper cup and towel) are interpreted with ceramic material and dissimilarly to first function, lighting function is assigned them. The first image that appear in our minds in other words bias about these objects are tried to transfer to ceramic. The generated “new” is functioned as lighting because of its form. Two staged process is examined; hands on experience and results are presented to reader. So this paper can be thought as a narration of this adventure and the word broken can be thought as new perspective or semantic shift not a semantic loss.
Keywords: Everyday Object, Ceramics, Lighting
During the process, local soil was gathered and then analyzed for anthropogenic contaminants. Local brick clay was used to create large ceramic forms, and finally, the analyzed, contaminated soil was used to paint the ceramic vessels. In this project, craft making is understood as a philosophical space to think through the ethical and ecological concerns related to the stage of the environment.
This project has been a collaboration between the Aalto University School of Arts, Design and Architecture, School of Chemical Engineering and the Finnish Environmental Institute SYKE.
Working group: The research is conducted by an international group of artist-researchers led by Aalto University:: Maarit Mäkelä, professor, project leader, Riikka Latva-Somppi, artist-researcher, curator, Priska Falin, artist-researcher , Pauliina Purhonen and Tzuyu Chen research assistants (all Aalto University).
Catharina Kajander, artist, Aalto University alumna, Ozgu Gundeslioglu, Akdeniz University, Turkey, Hannu Revitzer, Aalto University.
The Finnish Environment Institute SYKE : Jussi Reinikainen, Senior research scientist, Outi Pyy, Leading expert, Ulla Ala-Ketola and Hannele Ahponen, Communications specialists. Exhibition assistant: Aalto University MA student Hanna Kutvonen.
https://www.researchcatalogue.net/view/474888/475886
https://www.researchpavilion.fi/
When:
9.5.–28.8.2019
Where:
Research Pavilion, Sala del Camino, Campo S. Cosmo, Giudecca, 621 Venice
Arild Berg, Norway (Project Leader / Artist, Researcher)
Sigrid Haugen, Norway (Designer, Researcher)
Kristin Andreassen, Norway (Artist, Researcher)
Ozgu Gundeslioglu, Turkey (Artist, PhD Student)
Nenad Pavel, Norway (Designer, PhD Student)
Mikael Omlid, Norway (Engineer)
Jon Samseth, Norway (Professor of Physics, Researcher)
Uhrmas Puhkan, Estonia (Artist, Researcher)