Academia.eduAcademia.edu

Müzelerde Depo Yöneti̇mi̇: Kâğit Eserleri̇n Depolanmasi

2022, The journal of academic social science studies

The Journal of Academic Social Science Studies Yıl: 15 - Sayı: 89 , s. 305-322, Bahar 2022 Müzelerde Depo Yönetimi: Kâğıt Eserlerin Depolanması* Doç. Dr. Nevra Ertürk ORCID ID: https://orcid.org/0000-0001-8389-1280 Yıldız Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü, İstanbul – TÜRKİYE Makale Geçmişi Geliş: 27.03.2021 Kabul: 25.02.2022 On-line Yayın: 28.03.2022 Anahtar Kelimeler Müze Deposu Kâğıt Eserler Müzelerde Depo Yönetimi Kâğıt Eserlerin Depolanması Yeni Depolama Yaklaşımları Araştırma Makalesi * “COPE-Dergi Davranış Kuralları Uygulama çalışma Editörleri İlkeleri” için ve İçin En İyi beyanları: Bu herhangi bir çıkar çatışması bildirilmemiştir. Bu çalışma için etik kurul onayı gerekmemektedir. DOI: http://dx.doi.org/10.29228/JASSS.50575 Öz Müzelerin kuruluşundan bugüne temel işlevlerinin başında koruma gelmektedir. Depo alanları müzelerin en hayati bölümleridir ve koleksiyonların büyük bir bölümü depolarda yer almaktadır. Koleksiyonların sürdürülebilir yönetimi için uzman personele, dokümantasyonun eksiksiz yapılmasına, koleksiyon yönetimi politikası ve koruma politikasına, önleyici koruma çalışmalarına ve depo yönetimine ihtiyaç vardır. Bu çerçevede makalenin amacı; müzelerde kâğıt eserlerin muhafaza edildiği depo alanlarının fiziksel ve çevresel koşulları, depolama sistemleri ve yöntemleri ile ilgili bilgi vermek; müzelerin yeni depolama yaklaşımlarını paylaşmak ve bu yaklaşımların kâğıt eserler için uygulanabilirliğini tartışmaktır. Makalenin araştırma soruları; müzelerin açık depo, ortak depo veya müze dışındaki depo alanı yaklaşımlarının olumlu ve olumsuz yönleri nelerdir? Yeni depolama yaklaşımları Türkiye’de Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı devlet müzelerindeki kâğıt eserler için uygulanabilir nitelikte midir? Makalenin kapsamı kâğıt eserlerin depolanmasıyla sınırlı olup, kâğıt eserlerin depolanmasına dair genel ilke ve yaklaşımlar, Türkiye’de Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı devlet müzeleri çerçevesinde tartışılacaktır. Yeni depolama yaklaşımları ise yurt dışındaki örneklerle açıklanmaktadır. Makalede literatür tarama yöntemi kullanılmış, ayrıca yurt içindeki ve yurt dışındaki müzelerin depo alanları ziyaret edilmiştir. Elde edilen bulgulara göre dünyadaki müzelerin depolarındaki başlıca sorunlar; depo alanlarının doluluğu, depolama sistemlerinin yetersizliği ile dokümantasyon çalışmalarının yapılmamış ya da tamamlanmamış olmasıdır. Söz konusu bulgular, müzelerin sürdürülebilirliği açısından koleksiyonların korunduğu depo alanlarının doğru planlanma ve yönetiminin ne kadar önemli olduğuna işaret etmektedir. Bu çerçevede, taş, metal, seramik gibi inorganik malzemelere göre daha hassas olan kâğıt eserlerin depolanmasında dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Araştırma kapsamında elde edilen bulgulara göre kâğıt eserler, bu eserler için planlanan depoda ya da diğer organik malzemelerle birlikte organik eser deposunda muhafaza edilmeli; kâğıt eser türüne, boyutuna, ağırlığına ve kondisyonuna göre depolanmalı; depo alanının fiziksel koşulları kâğıt eserlerin hassasiyeti göz önünde bulundurularak tasarlanmalı; bağıl nem ve sıcaklık değerleri ile aydınlık düzeyi kâğıdın yapısı ve bozunma sürecine göre planlanmalıdır. Sonuç olarak, yeni depolama yaklaşımlarından ortak depo alanı uygulaması, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı devlet müzelerindeki kâğıt eserlerin sürdürülebilir korunması ve yönetimi için değerlendirilebilecek niteliktedir. Atıf Bilgisi / Reference Information Ertürk, N. (2022). Müzelerde Depo Yönetimi: Kâğıt Eserlerin Depolanması. Jass Studies-The Journal of Academic Social Science Studies, 15(89), 305-322. The Journal of Academic Social Science Studies Year: 15 - Number: 89 , p. 305-322, Spring 2022 Museum Storage Management: Storing of Works on Paper* Assoc. Prof. Dr. Nevra Ertürk Yildiz Technical University, Faculty of Architecture, Department of Conservation and Restoration of Cultural Property, Istanbul – TURKEY Artcile History Submitted: 27.03.2021 Accepted: 25.02.2022 Published Online: 28.03.2022 Keywords Museum Storage Works on Paper Museum Storage Management Storing Works on Paper New Storing Approaches Research Article * Statements of “COPE-Code of Conduct and Best Practices Guidelines for Journal Editors”: No conflicts of interest were reported for this article. Ethics committee approval is not required for this article. DOI: http://dx.doi.org/10.29228/JASSS.50575 Abstract Conservation is one of the main functions of museums since their foundation. The storage areas are the most vital parts of the museums and the majority of the collections are located in storage areas. Expert staff, complete documentation, collection management and conservation policies, preventive conservation work and storage management are required for the sustainable management of the collections. In this framework, the aim of the article is to give information about the physical and environmental conditions of the museum storage areas which protect works on paper, storage systems and methods; to share new storing approaches of museums and to discuss the feasibility of these approaches in terms of works on paper. Research questions raised in this article are: What are the upsides and downsides of open storage, shared storage or storage area outside of the museum premises? Are the new storing approaches feasible to works on paper that are housed in the state museums affiliated to the Ministry of Culture and Tourism in Turkey? The scope of the article is limited to the storing of works on paper. General principles and approaches concerning the storage of works on paper in the framework of state museums affiliated to the Ministry of Culture and Tourism in Turkey are discussed, and new storing approaches are explained with examples from abroad. Literature review is used as a research method in the article. Additionally, museum storage areas are visited both in Turkey and abroad. According to the findings, the main problems about museum storage areas in the world are; occupancy of storage areas, inadequate storage systems and unaccomplished or incomplete documentation. The aforementioned findings indicate how important it is to plan and manage the storage areas where collections are preserved for the sustainability of museums. In this context, there are some points to be taken into consideration when storing works on paper that are more delicate than inorganic materials such as stone, metal and ceramic. Moreover, works on paper should be stored vertically or horizontally on shelves, in drawers, boxes or by hanging or rolling according to their types, dimensions, weights and conditions. The physical conditions of the storage area should be designed considering the delicacy of the works; relative humidity and temperature values as well as light level should also be planned according to the structure and degradation process of the paper. Consequently, shared storage area among new storing approaches can be considered as sustainable conservation and management of works on paper which are housed in the state museums that are affiliated to the Ministry of Culture and Tourism. Nevra Ertürk 307 GİRİŞ Müzelerde depo yönetimi1 kavramı, koleksiyonların depo alanlarında sağlıklı fiziksel ve çevresel koşullarda korunması, güvenli depolama sistemleri, yöntemleri ve malzemeleri ile muhafaza edilmesi için uygulanan depolama standartları ve ilkelerin bütünüdür. Depolar, sürekli ve süreli sergiler, ödünç eser alma/verme süreci, koleksiyonla ilgili yapılan araştırma ve müzenin iletişim faaliyetleri ile yakından ilişkilidir. Dolayısıyla depo alanları, müze programları ve faaliyetlerinin gelişmesinde önemli bir role sahiptir. Bu çerçevede, depolardaki koleksiyonların uygun koşullarda bakımı ve yönetimi müzelerin temel görevlerinden biridir. Uluslararası Müzeler Konseyi (International Council of Museums - ICOM), Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Organizasyonu’nun (United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization - UNESCO), Birleşik Devletler Ulusal Komisyonu (United Nations National Commission) ve Amerikan Müzeler Birliği (American Alliance of Museums - AAM) tarafından ABD’nin başkenti Washington D.C.’de 1976 yılında ilk defa müzelerin depo alanlarıyla ilgili olarak uluslararası bir konferans düzenlenmiştir.2 Konferansın sonunda müze depoları ile elkitabı hazırlamak üzere UNESCO görevlendirilmiştir. Konferansta, müze depolarının mevcut olumsuz koşullarına dikkat çekilmiş ve eylem planı hazırlanması gerektiği belirtilmiştir (Lord, 1995: 3; Lambert, 2012: 14). UNESCO’nun yayımladığı Museum International (1995) dergisinin 188 numaralı sayısı müzelerin depo alanlarına ayrılmış ilk sayıdır. Makalelerde, depoların sergileme alanları gibi ziyarete açık alanlar olmadığı için ihmal edildiği ve uzmanlar tarafından öncelikli alanlar olarak görülmediği vurgulanmıştır (Lambert, 2012: 14). 2007 yılında UNESCO ve ICCROM arasında üç yıllık bir işbirliği yapılmış ve Gelişmekte Olan Ülkelerde Yok Olma Tehlikesiyle Karşı Karşıya Olan Müze Koleksiyonlarına Yönelik Önleyici Koruma Çalışmaları (Preventive Conservation of Endangered Museum Collections in Developing Countries) başlıklı bir proje başlatılmıştır. Projenin amacı; müzelerin koruma, araştırma, eğitim işlevlerini gerçekleştirmesine katkı sağlamak; hırsızlık ve yasa dışı eser trafiğini önlemek için müzelerin dokümantasyon sistemleri ve depo alanlarını analiz etmek üzere yöntem ve araçlar geliştirmektir (Lambert, 2011: s.y.). Bu işbirliğinin en önemli çıktısı, depo alanlarının yeniden düzenlenmesi anlamına gelen RE-ORG isimli bir yöntemdir. Bu yöntem kapsamında, müze koleksiyonlarının dokümantasyonu ve küçük ölçekli müze depolarının yeniden düzenlenmesiyle ilgili eylem planı hazırlanmıştır. Yöntem, Kanada Konservasyon Enstitüsü tarafından güncellenip, geliştirilmiş ve 27 ülkede 83 müze tarafından uygulanmıştır (ICCROM, 2021). “2011 yılında RE-ORG kapsamında beş kıtada bir anket çalışması yapılmış; bu ankette 136 ülkeden toplam 1490 yanıt alınmıştır. Anket sonucuna göre, her 4 müzeden 1’inde depo alanlarındaki doluluk nedeniyle eser sirkülasyonu imkânsız ya da zordur; her 2 müzenin 1’inde depolama sistemi yoktur ya da mevcut depolama sistemleri doludur; her 4 müzeden 1’inde dokümantasyon çalışması yapılmamış ya da tamamlanmamıştır; her 3 müzeden 2’sinde depolama alanı yeterli değildir” (Lambert, 2012: 14). Barry Lord ve Gail Dexter Lord tarafından kaleme alınan The Manual of Museum Exhibitions başlıklı kitapta da, dünya genelinde pek çok müzede koleksiyonların %10’nun ve hatta daha da azının sergilerde yer aldığı belirtilmektedir (Lord ve Lord, 2002: 79). Kavram İngilizce’de, “museum storage management”, “storage management”, “managing museum storage areas” ya da “managing collections storage” şeklinde ifade edilmektedir. Müzelerde depo yönetimi kavramı uluslararası alanda kaleme alınan birçok yayında kullanılmış olmakla birlikte, yapılan araştırmada bu kavramın tanımına rastlanmamıştır. 2 ICOM, UNESCO, AAM’nin yanı sıra Uluslararası Kültür Varlıkları Koruma ve Restorasyon Araştırmaları Merkezi (International Centre for the Study of the Preservation and Restoration of Cultural Property - ICCROM), Kanada Konservasyon Enstitüsü (Canadian Conservation Institute - CCI) ve Getty Konservasyon Enstitüsü (Getty Conservation Institute - GCI) müzelerde depo yönetimiyle ilgili birçok eğitim faaliyeti yürütmekte ve yayın yapmaktadır. 1 Müzelerde Depo Yönetimi: Kâğıt Eserlerin Depolanması Müzelerde farklı türde koleksiyon ögeleri vardır. Bunlar; kâğıt, tekstil, ahşap, deri gibi organik malzemeler; taş, cam, seramik gibi inorganik malzemeler ile organik ve inorganik malzemelerden oluşan kompozit malzemelerdir. Müzelerdeki kâğıt eser koleksiyonları, yazma eserlerden arşiv belgelerine kitaplardan kâğıt üzerine sulu boya, kara kalem çalışmalarına kadar çeşitlilik göstermektedir. Nitekim “Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün 2018 tarihli eser istatistiklerine göre, Bakanlığa bağlı devlet müzelerinin koleksiyonlarında toplam 3.337.686 adet eser mevcut olup, bu eserler arasında 7.352 adet arşiv vesikası ile 40.560 el yazması kitap bulunmaktadır” (Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, 2018). Kâğıt eserlerin muhafaza edildiği depo alanlarının fiziksel ve çevresel koşulları ile depolama sistem ve yöntemleri uygun değilse, kâğıt eserlerde kırışıklık, yırtık, kıvrım ya da lekelenme görülebilir. Bu nedenle, kâğıt eserlerin hassasiyetine uygun bir depo yönetimi zaruridir. Bu çerçevede makalenin amacı; depo yönetiminin genel ilkeleri ve yaklaşımları çerçevesinde kâğıt eserlerin müzelerde depolanma koşulları ile depolama sistemleri ve yöntemleri hakkında bilgi vermek; yurt dışındaki müzelerde uygulanan yeni depolama yaklaşımlarını açıklamaktır. Makalede, müzelerin açık depo, ortak depo veya müze dışındaki depo alanı yaklaşımlarının olumlu ve olumsuz yönleri ile yeni depolama yaklaşımlarının Türkiye’de Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı devlet müzelerindeki kâğıt eserler için uygulanabilirliği tartışılacaktır. Kâğıt eserler dışındaki koleksiyon türlerinin depolanması, depoların güvenliği, depolarda risk yönetimi, önleyici koruma, bütünleşik zararlı yönetimi, elleçleme3 ya da paketleme gibi konuların her biri ayrı çalışma alanı olduğundan bu makalenin kapsamı içinde söz konusu başlıklar yer almamaktadır. YÖNTEM VE BULGULAR Müzelerde depo yönetimi, kâğıt eserlerin müzelerde depolanması ve yeni depolama yaklaşımlarını araştırmak üzere literatür tarama yöntemi kullanılmıştır. Bu çerçevede, ICCROM’un kütüphanesindeki4 kaynaklar ile ICOM, UNESCO, AAM, CCI ve GCI’ın web sitelerindeki elektronik yayınlar, Yıldız Teknik Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı’nın elektronik veri tabanları aracılığıyla ulusal ve uluslararası kaynaklar, Müzecilik Seminerleri ile Müze Çalışmaları ve Kurtarma Kazıları Sempozyumu’nda5 sunulan bildiriler, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) Tez Merkezi’ndeki tezler ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın uzmanlık tezleri incelenmiştir. Koleksiyonların korunması ve depoların yönetimi, müzelerin ilk kuruluş yıllarından bugüne çalışma alanları arasında olmakla birlikte, müzelerde depo yönetimi konusu uluslararası yayınlarda ilk defa 1970’lerde gündeme gelmiş ve o tarihlerde depo yönetimi daha ziyade önleyici koruma ve koleksiyon yönetimi başlıkları altında ele alınmıştır. Günümüzde ayrı bir konu olarak incelenen müzelerde depo yönetimi alanında birçok kitap, makale ve bildiri mevcuttur. UNESCO tarafından yayımlanan 1979 tarihli “Museum Collection Storage” (Johnson ve Horgan, 1979) başlıklı kitap, müze koleksiyonların depolanması ile ilgili ilk kapsamlı yayındır ve bu kitapta kâğıt eserlerin depolanması ile ilgili bilgiler de mevcuttur. CCI tarafından yayımlanan 1995 tarihli “Storing Works on Paper” (Canadian Conservation Institute, 1995) başlıklı yayın, kâğıt eserlerin depolama yöntemi ve Elleçleme (handling), esere dokunulması, eserin konumun değiştirilmesi ya da kısa mesafe bile olsa yerinin değiştirilmesi anlamına gelmektedir (Rujiter, Antomarchi ve Verger, 2016: 33). 4 2219-TÜBİTAK Doktora Sonrası Araştırma Burs Programı kapsamında, 2014 yılında ICCROM’da gerçekleştirilen “Türkiye’deki Müze Depolarının Yeniden Düzenlenmesine Yönelik Standartların Geliştirilmesi ve Depo Yönetimi” başlıklı doktora sonrası araştırma çalışması için ICCROM’un kütüphanesinde literatür tarama yapılmıştır. 5 Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından 1990 yılından itibaren her yıl düzenlenen Müze Çalışmaları ve Kurtarma Kazıları Sempozyumu’nun adı 2015-2016 yılları arasında Müze Kurtarma Kazıları Sempozyumu ve Uluslararası Müzecilik Çalıştayı, 2017 yılından itibaren ise Müze Kurtarma Kazıları Sempozyumu olarak değiştirilmiştir. 3 308 Nevra Ertürk 309 malzemeleri ile depo alanın çevresel koşullarını anlatan ilk çalışmalardan biridir. 2019 tarihli “Museum Storage and Meaning: Tales from the Crypt” (Brusius ve Singh, 2019) başlıklı kitapta, kavramsal olarak müze deposunun ele alındığı ve yeni depolama yaklaşımlarının anlatıldığı makaleler mevcuttur. Konuyla ilgili en güncel yayın ise “Preventive Conservation: Collection Storage” (Elkin ve Norris, 2020) başlıklı kitap olup, kitapta kâğıt eserlerin depolanmasıyla ilgili bir bölüm bulunmaktadır. ICOM’un yayını olan Museum International dergisinin 2021 yılında yayımlanacak son sayısının konusu ise müzelerin depo alanlarıdır. Konuyla ilgili olarak Türkçe bir kitap mevcut olmamakla birlikte, az sayıda da olsa kitap arası bölüm, makale, bildiri ve tez vardır. “Müzebilim ABC’si” başlıklı kitapta kaleme alınan “Müzelerde İklim Denetimi” (Uğuryol, 2012a) ve “Müzelerde Kirlilik Denetimi” (Uğuryol, 2012b) başlıklı makalelerde, depolarla ilgili çevresel koşullar ve güvenli depolama malzemeleri hakkında bilgi verilmektedir. Müzelerde önleyici koruma çalışmaların anlatıldığı makalelerde (Kocaeli ve Eskici, 2017; Koçak ve Eskici, 2019) ise, tek müze ya da bir bölgede bulunan müzeler genel olarak değerlendirilerek mevcut depolama koşulları hakkında bilgi verilmekte ve öneriler sunulmaktadır. Öte yandan makalelerde önleyici koruma çalışmaları çerçevesinde değerlendirilen depo alanları çoğunlukla arkeolojik eserlerin depolandığı alanlardır. 1998 yılında Askeri Müze tarafından düzenlenen Müzecilik Seminerleri’nin dördüncüsünde, “Tekstil Ürünlerinde Depolama Esnasında Sararma Nedenleri ve Önleme Yöntemleri” (Uygur, 1999) başlıklı bildiride, tekstil liflerinin bozulmasına neden olan etkenler ve konuyla ilgili yapılan araştırmalar; sararmayı önleme yöntemleri hakkında bilgi verilmektedir. Ayşe Uygur bildirisinde tekstil ürünlerinin sararmasına neden olan etkenleri; “tekstil lifinin bozulması, atmosferik kirleticiler, tekstil terbiye işlemlerinde kullanılan kimyasal yardımcı maddeler, ambalaj ve kaplama malzemeleri ile tüketici kirlilikleri” (Uygur, 1999: 101) olarak belirtmiş; sararmayı önleme yöntemlerini ise, “tekstil ürünlerinin mümkün olduğu kadar fenolik kökenli antioksidan içeren kahverengi kartonlar ve plastik filmlerle kaplanmaması, sıcaklık etkisi ile büzülme özelliği gösteren plastik ambalaj kullanılmaması, depo ve müze ortamının yeterli şekilde havalandırılması, tekstil ürünlerinin üretiminde mümkün olduğu kadar fenolik türev içeren kimyasal yardımcı maddelerinin kullanılmaması, tekstil ürünlerinin pH=7 yani nötral olmasına özen gösterilmesi, alkali yani pH>7 olmaması için önlemler alınması” (Uygur, 1999: 106) şeklinde açıklamıştır. 2000 yılında Askeri Müze tarafından düzenlenen 5. Müzecilik Semineri’nde sunulan “Askeri Müze’de Tarihi Eserlerin Depolanması” (Arslan, 2001) başlıklı bildiride, depo yerinin seçimi; depoların iklim özellikleri; depolamada kullanılacak malzemelerin özellikleri; eserlerin yerleştirilmesi; deri ve tabloların depolanması; organik kökenli eser depolarının çevresel koşulları; metal eserlerin depolanması konuları Askeri Müze özelinde incelenmektedir. Söz konusu bildiride, iş akışını sağlayacak şekilde depo yerinin seçilmesi; depoların Askeri Müze’nin restorasyon ve konservasyon kısmı ile sergi mekânlarına yakın olması gerektiği belirtilmiştir. Depolarının iklim özelliklerinde, “tekstil, deri, kağıt, tablo, ahşap vb. organik eserlerin sınıflandırılarak kendine özgü iklim koşulların yaratılmasının sağlanmasının en uygun yöntem olduğu vurgulanmıştır. Depolarda çok yüksek ve dar raflardan kaçınılması, rafların duvara, tavana ve zemine monte edilmesi, ağır eserlerin bulunduğu depolarda iki kişinin çalışabileceği koridor bulunması, rafların eserlerin ağırlığını taşıyacak mukavemette olması, hareketli raflarda rafların kenarlarının yükseltilmiş olması, raf aralıklarının hava akımı ve ışıklandırmaya engel olmaması şeklinde öneriler sunulmuştur. Depolarda kullanılan rafların, mekanik ve kimyasal bozulmaya karşı dayanıklı olması (fırın boyalı metal), sunta ve kontraplak kullanılmasından kaçınılması, ahşap raf kullanımı zorunlu ise kuru ve ilaçlanmış ağaç kullanılması gerektiği belirtilmiştir (Arslan, 2001: 101). Aynı seminerde sunulan “Müzelerdeki Organik Eserler Hangi Koşullarda Depolanmalı ve Eserlere Nasıl Muamele Edilmelidir?” (Baydar, 2001) başlıklı bildiride ise, sıcaklık, bağıl nem, ışık, hava kirliliği, böcekler ve mikroorganizmalar; ahşap eserler, deri Müzelerde Depo Yönetimi: Kâğıt Eserlerin Depolanması eserler, kâğıt eserler, kemik ve fildişi eserler ile tekstil eserlerin depolama koşulları ve yöntemleri açıklanmaktadır. Bildiride, organik eserler için ortamdaki sıcaklığın 19°C ±2°C olması, bağıl nem değerinin ise %40-%55 arasında tutulması gerektiği belirtilmiştir. Işığa çok duyarlı olan eserlerin karanlık depolarda saklanması, kısa çalışma süreleri dışında eserlerin ışığa maruz bırakılmamaları gerektiği vurgulanmıştır. Işığa karşı hassas olan organik eserler için aydınlatma değerinin 150 lux’ü, tekstil, kağıt, suluboya resim, minyatür, el yazması, renkli deri, tüy gibi çok hassas malzemeler için ise 50 lux’ü aşmaması gerektiği belirtilmiştir. Ortamdaki bağıl nem ve sıcaklığın kontrol altında tutulmasının mikroorganizmalarının oluşumu engelleyecek en etkili koruma yöntemi olduğu açıklanmış; Depoların belirli aralıklarla farklı kimyasal maddeler kullanılarak ilaçlanması ve düzenli kontrollerinin yapılması; kağıt eserler için bağıl nem değerinin %50-%60 arasında, sıcaklığın ise 19°C’de (±2°C) sabit tutulması gerektiği belirtilmiştir. Kağıt eserlerin depolanmasında kullanılacak malzemelerin asitsiz, eserin boyutuna uygun, toz almayacak ancak hava geçirecek, eserin ağırlığını taşıyabilecek nitelikte olması gerektiği vurgulanmıştır. Depolama malzemesi olarak, asistiz ve özellikle arşiv için üretilmiş olan karton kutular, polietilen arşiv poşetleri, asitsiz kağıtlardan yapılan dosyalar veya zarflar kullanılmalıdır yönünde” öneriler sunulmuştur (Baydar, 2001: 107-109) Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen Müze Çalışmaları ve Kurtarma Kazıları Sempozyumu kapsamında sunulan “Kütahya Arkeoloji Müzesi Depo Düzenleme Çalışmaları 2000” (Pazarcı, 2002) başlıklı bildiride, Kütahya Arkeoloji Müzesi binasının restorasyon çalışmaları sırasında beş depo alanının yeniden nasıl düzenlendiği, kullanılan depolama sistemi ve malzemesi hakkında bilgi verilmekte; “Topkapı Sarayı Müzesi Kumaş Deposundaki Tekstilin Korunması Yönelik Yapılan Çalışmalar” (Alpaslan, 2009) başlıklı bildiride, Topkapı Sarayı Müzesi tekstil deposunun yeniden düzenleme ve iyileştirme çalışmalarından önceki fiziksel ve çevresel koşulları, tekstil malzemelerine uygun depolama koşulları ve depolama sistemleri açıklanmakta; “Edirne Arkeoloji Müzesi Eser Depolama Teşhir Tanzim ve Çevre Düzenleme İşi” (Erkan, 2016) başlıklı bildiride, müzedeki taş eserlerin depolama çalışmaları genel hatlarıyla anlatılmakta; “Tekstil Eserlerde Depolama ve Önleyici Konservasyon Uygulamaları” (Sancaklı, 2016) başlıklı bildiride ise, tekstil eserlerin depo sorunları, uygun depolama koşulları ile önleyici koruma çalışmaları hakkında bilgi verilmektedir. YÖK Tez Merkezi aracılığıyla ulaşılan tezlerden “Müze Olarak Kullanılan Tarihi Binalarda Sergileme ve Depolama Koşullarının M.S.Ü. İstanbul Resim ve Heykel Müzesi Örneği Üzerinde İrdelenmesi” (Şahin, 1992) başlıklı yüksek lisans tez çalışması ile “İstanbul Askeri Müzesi’nde Depolamanın Değerlendirilmesi ve Öneriler” (Tokyürekli, 1997) başlıklı yüksek lisans tez çalışmasında, adı geçen müzelerin mevcut depolama koşulları hakkında bilgi verilmekte ve öneriler sunulmaktadır. “Malatya Müzesi Örneğinde Tekstil Ürünlerinin Konservasyonu Sorunları ve Çözüm Önerileri” (Sirkecioğlu, 1998) başlıklı yüksek lisans tez çalışmasında, koleksiyondaki eserlerin kondisyon durumları ile halı ve düz dokuma yaygılarla ilgili mevcut depolama koşulları açıklanmaktadır. “Yazma Eserlerin Müze ve Kütüphanelerde Koruma Yöntemleri” (Kızık, 2005) başlıklı yüksek lisans tez çalışmasında, “Müze ve Kütüphane Depolarında Alınması Gereken Önlemler” başlığı altında, deponun bina içindeki konumu ve tasarımı; çevresel şartların denetimi; depoların genel temizliği; depolamada kullanılan malzemeler ve büyük boyutlu belgelerin depolanması konuları incelenmektedir. “19. Yüzyıl Endüstriyel Kâğıt Belgelerde Ayrışma ve Koruma Önerileri” (Uçar, 2008) başlıklı doktora tez çalışmasında, kâğıdın tarihsel gelişimi, kâğıdın yapısı ve bozunma süreci, kâğıt koruma ve onarımda kullanılan tanı yöntemleri, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Nadir Eserler Kütüphanesi’nin değerlendirilmesi, koruma önerileri ve uygulamalardan bahsedilmektedir. “Ankara Etnografya Müzesi El Yazmalarında Filigran” (Saraç, 2017) başlıklı yüksek lisans tezinde, kâğıdın ortaya çıkışı ve tarihsel gelişimi, Ankara Etnografya Müzesi koleksiyonundaki filigranların bozunma türleri ve önleyici koruma 310 Nevra Ertürk 311 çalışmaları hakkında bilgi verilmekte; “Sanat Müzelerinde, Depo ve Sergileme Alanlarındaki Koruma” (Gürsoy, 2019) başlıklı yüksek lisans tezinde ise, sanat müzelerinin depo alanları ve koruma politikalarından bahsedilmektedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın uzmanlık tezleri arasında konuyla ilgili olarak hazırlanmış tek çalışma, Uğur Işık’ın (2008) “Müzelerde Depolama Düzenleri: Şanlıurfa Müzesi” başlıklı tezidir. Bu tezde, Şanlıurfa Müzesi’ndeki depolama yöntemleri ve sistemlerinin nasıl olması gerektiği hakkında bilgi verilmektedir. Uluslararası alanda hazırlanan yayınlarda müzelerde depo yönetimi konusu içinde kâğıt eserlerin depolanması ayrı bir başlık olarak ele alınmakta ve yeni depolama yaklaşımlarına yer verilmektedir. Türkçe kaynaklarda ise, kaynakların ağırlıklı olarak arkeolojik ve tekstil eserlerin depolanması ile ilgili olduğu tespit edilmiş; az sayıda yayında ve tezde kâğıt eserlerin müzelerde depolanması konusu önleyici koruma çalışmalarının tüm bileşenleri çerçevesinde genel olarak değerlendirilmiştir. Türkçe kaynaklarda yeni depolama yaklaşımlarına dair bir bilgi mevcut değildir. Ayrıca gerek uluslararası gerekse Türkçe kaynaklarda müzelerde depo yönetimi kavramının tanımı yapılmamıştır. Literatür taramaya ek olarak yurt içi ve yurt dışından devlet ve özel müzelerin depo alanları ziyaret edilmiştir. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı devlet müzelerinden İstanbul Arkeoloji Müzeleri, Çanakkale’deki Troya Müzesi, Kayseri Arkeoloji Müzesi, İzmir’deki Efes Müzesi gibi müzeler ile devlet müzesi statüsünde olan, İtalya’nın başkenti Roma’da bulunan Vatikan Müzeleri, Roma Kent Müzesi, Hollanda’nın Leiden şehrindeki Ulusal Etnoloji Müzesi (Museum Volkenkunde), ABD’nin New York şehrindeki Metropolitan Müzesi, Meksika’nın başkenti Mexico City’de bulunan Meksika Ulusal Antropoloji Müzesi, Kenya’nın başkenti Nairobi’de yer alan Nairobi Ulusal Müzesi; özel müze statüsünde ve ABD’nin Los Angeles kentinde yer alan J. Paul Getty Müzesi, Washington D.C.’deki Smithsonian Müzeleri Destek Merkezi gibi müzelerin depo alanları ziyaret edilerek, kâğıt eserlerin depolama yöntemi ile yeni depolama yaklaşımları yerinde incelenmiştir. Makalede, yukarıda adı geçen her bir müzedeki depolama yöntemi ve uygulamalarının açıklamasından ziyade literatür tarama ve müzelerin depo alanlarının ziyaretlerinden elde edilen bilgi ve deneyim genel bir çerçevede aktarılmaktadır. Bu bağlamda makalede, müzelerde depo yönetimi kavramı ile yurt dışındaki açık depo, ortak depo ve müze dışındaki depo alanı yaklaşımları açıklanmakta, yeni depolama yaklaşımları Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı devlet müzeleri ve kâğıt eserlerin depolanması açısından tartışmaya açılmaktadır. KÂĞIT ESER DEPOSU: MEKÂNSAL PLANLAMA VE ÇEVRESEL KOŞULLAR Müze depo alanlarının mekânsal planlamasında en çok etki eden faktör koleksiyondur. Bu nedenle, koleksiyonun içeriği, malzemesi, boyutları ve niceliği belli olduktan sonra depo alanlarının planlaması yapılmalıdır. Öte yandan depo yönetiminin müzelerde sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi ve koleksiyonların sürdürülebilirliği için en önemli koşullardan biri eserlerin dokümantasyon çalışmasının eksiksiz bir şekilde yapılmış olmasıdır. Nitekim Türkiye’de 2019 yılında6 Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından Müzeler Ulusal Envanter Sistemi (MUES) adıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı Müzeler Ulusal Envanter Sistemi (MUES) proje koordinatörü Hakan Melih Aygün’ün aktardığı bilgiye göre (H. M. Aygün, kişisel görüşme, 22 Şubat, 2021), MUES projesi fikrinin ortaya çıkışı 2004 yılı olup, proje yazılım ve versiyon 1.0’ı geliştirme 2011 yılında tamamlanmış, versiyon 2.0’ı devreye alma ve veri girişine başlama ise 2019 yılından itibaren yapılmaya başlanmıştır. 6 Müzelerde Depo Yönetimi: Kâğıt Eserlerin Depolanması müzelerde dokümantasyon çalışması başlatılmıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığı MUES proje koordinatörü Hakan Melih Aygün’ün aktardığı bilgiye göre (kişisel iletişim, 22 Şubat 2021), Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ne bağlı tüm müze müdürlükleri tarafından sisteme veri girişi yapılmaktadır. 2020 yılı itibarıyla sistemde 300.000 eser tanımlanmıştır. Veri girişlerinin 2023 yılı sonuna kadar önemli ölçüde tamamlanması planlanmaktadır. Yurt dışında ziyaret edilen Ulusal Etnoloji Müzesi, Metropolitan Müzesi, Meksika Ulusal Antropoloji Müzesi, J. Paul Getty Müzesi ve Smithsonian Müzeleri Destek Merkezi’nin dijital dokümantasyon sistemlerindeki eser kaydının tamamlanmış olduğu tespit edilmiştir. Nairobi Ulusal Müzesi’nde ise eser envanter defteri mevcuttur. Müzelerde ziyaretçi ve personel giriş-çıkışından farklı olarak depo alanları için güvenlikli/kontrollü, geniş, ayrı bir giriş-çıkış olmalıdır. Giriş-çıkış kapıları acil durum tahliyesi göz önünde bulundurularak dışarı doğru açılmalı; koleksiyonun taşınacağı ayrı bir yük asansörü de planlanmalıdır. Koleksiyondaki eserlerin büyüklüğüne göre eser giriş-çıkış kapısının genişliği ve yüksekliği ile yük asansörünün büyüklüğü ve kapasitesi belirlenmelidir. Depo alanı planlanırken dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli husus, eserlerin en az hareket edecek şekilde, mümkün olduğunca merdiven olmayan, düz, dolambaçsız koridorlardan taşınmasıdır. Her ne kadar kâğıt eserler, taş, seramik ya da cam eserler gibi kırılgan olmasalar da, kâğıt eserlerin depo alanı planlanırken de bu hususlar göz önünde bulundurulmalıdır. En temelde koleksiyonlar, malzemelerine göre ayrılarak depolanmalıdır. Buna göre koleksiyon, kâğıt eserler, pişmiş toprak, taş, metal ve ahşap gibi farklı depo alanlarında muhafaza edilebilir. Bu noktada dikkat edilecek husus, birbiriyle etkileşime girecek malzemelerin bir arada depolanmamasıdır. Örneğin, farklı çevresel koşullarda korunması gereken kâğıt ya da tekstil eserler ile metal eserler bir arada muhafaza edildiği takdirde, organik eserlerde fiziksel ya da biyolojik bozulmalar meydana gelir. Öte yandan müze binası büyümeye müsait değilse ya da koleksiyondaki farklı malzeme türleri için depo alanında yeterli büyüklükte alan yoksa, eserler organik ve inorganik olmak üzere ikiye ayrılarak depolanabilir. İstanbul Arkeoloji Müzeleri, Troya Müzesi, Efes Müzesi gibi Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı devlet müzelerinde koleksiyonlar mümkün olduğunca malzemesine göre depolanmaktadır. Kağıt eserler ise, organik eser deposunda ayrı bir depolama sistemi içinde muhafaza edilmektedir. Vatikan Müzeleri, Roma Kent Müzesi, Ulusal Etnoloji Müzesi, Metropolitan Müzesi, Meksika Ulusal Antropoloji Müzesi ve J. Paul Getty Müzesi’nde eserler malzemelerine göre depolanmış olup, kağıt eserler için ayrı bir depolama alanı bulunmaktadır. Nairobi Ulusal Müzesi’nde ise organik eser deposu mevcut olup, kağıt eserler bu depoda korunmaktadır. Depo alanların büyüklükleri müzenin koleksiyondaki eser sayısı, eser türü ve edinimlere7 göre farklılık göstermektedir. Bu çerçevede, ideal bir depo büyüklüğü hakkında bilgi vermek doğru olmamakla birlikte, Türkiye’de ve yurt dışında ziyaret edilen müze depolarının büyüklükleri 200m2 ile 55.700m28 arasında değişkenlik göstermektedir. Bu depo alanları içindeki organik eser depoları ve kağıt eser depolarının büyüklükleri de benzer şekilde farklılık göstermektedir. “Müze binası tasarlanırken depo alanının %60’ı depolama sistemleri için, %40’ı ise eser ve personel sirkülasyonu için ayrılmalıdır” (Lord ve Lord, 2002: 83). Ambrose ve Pain tarafından kaleme alınan “Museum Basics” adlı kitapta (1993, 176), “depo alanlarının tavan yüksekliğinin 5-6 metre olması, depo alanlarının ana giriş kapısının genişliğinin ise 4 metreden az olmaması” önerilmekle Bazı müzelerin koleksiyonları kapalı koleksiyondur. Örneğin; İstanbul’daki Eski Şark Eserleri Müzesi kapalı koleksiyona sahiptir. Koleksiyondaki eserler, Osmanlı İmparatorluğu döneminde edinilmiştir ve günümüzde müzedeki eserlerin bulunduğu coğrafyalardan eser edinimi söz konusu değildir. Bu durum depo alanının planlamasını doğrudan etkileyen unsurlardan bir tanesidir. 8 Smithsonian Müzeleri Destek Merkezi 8 kurumun 54 milyon eserine ev sahipliği yapan ortak bir depo alanı olduğu için bu kadar büyük bir hacme sahiptir. Detaylı bilgi için bkz. https://www.si.edu/newsdesk/factsheets/museum-support-center 7 312 Nevra Ertürk birlikte, koleksiyondaki eserlerin niteliği ve boyutlarına göre bu ölçülerin değişkenlik göstereceği unutulmamalı; koleksiyonun gelişimi de göz önünde bulundurularak planlama yapılmalıdır. Depo alanları, eserlerle doğrudan temas halinde olacak birim ve uzmanlarla yakın planlanmalıdır. Bu sebeple depo alanları, koleksiyondan sorumlu uzmanların (koleksiyon yönetici ya da küratör9) ofisleri, atölye, laboratuvar ve eser yük asansörüne yakın ve/veya bağlantılı olacak şekilde tasarlanmalıdır. Kolayca tutuşabilen sıvılar kâğıt eserlerin yanmasına, yiyecek ya da çöp alanı da kâğıt eser deposunda zararlıların üremesine neden olabilir. Bu nedenle, atölye ya da laboratuvarlarda kullanılan kimyasallar gibi kolayca tutuşabilen sıvılar, yiyecek ve çöp, depo alanından mümkün olduğunca uzak bir yerde muhafaza edilmelidir. Müzelerin depo alanları sadece koleksiyonlara ev sahipliği yapmalı, “eserler dışındaki tüm malzemeler (sergileme, paketleme malzemeleri vb.) depo alanından ayrı bir yerde saklanmalıdır” (Canadian Conservation Institute, 2002: 1). Örneğin; Metropolitan Müzesi ve J. Paul Getty Müzesi’nin depo alanına yakın sergileme-paketleme malzemelerinin depolandığı ayrı bir oda bulunmaktadır. Bir eser ister kalıcı koleksiyon ögesi, ister ödünç eser olsun, her koşulda eserin depo alanında tabi tutulacağı bir dizi işlem vardır. Bu işlemlere göre de depo alanlarındaki birimler-mekânlar planlanmaktadır. Vatikan Müzeleri, Ulusal Etnoloji Müzesi, Metropolitan Müzesi, Meksika Ulusal Antropoloji Müzesi, J. Paul Getty Müzesi ve Smithsonian Müzeleri Destek Merkezi ziyaretleri sonucunda elde edilen bilgiye göre eser depolarına ek olarak bir müzenin depo alanında bulunması gereken birimler-mekânlar şöyle sıralanabilir:         313 Eser kabul ve eser yükleme-boşaltma platformu Kayıt odası Fotoğraf atölyesi Paketleme odası-alanı Karantina odası Süreli eser deposu Fümigasyon odası Araştırmacı odası Eser kabulü, koleksiyon yöneticisi-küratör, dokümantasyon uzmanı, konservatör-restoratör ve güvenlik görevlisi denetiminde, nakliye şirketi ve müzenin hazırlama ekibi üyeleri 10 tarafından eser yükleme-boşaltma platformundan yapıldıktan sonra, paketi açılmadan dokümantasyon uzmanı tarafından eserin geçici kaydı yapılır, fotoğrafçı tarafından fotoğrafı çekilir. Yazılı ve görsel belgeleme eserle ilgili her aşamada yapılması gereken bir işlem olduğu için depo alanlarında kayıt odası11 ve fotoğraf atölyesine ihtiyaç vardır. Eser paketi açılmadan karantina odasında bekletilir. Karantina odası, müzenin kalıcı koleksiyonuna dâhil olacak edinimler, ödünç alınan/verilen organik eserler ya da paketleme/kutulama malzemelerindeki böceklerin veya mikroorganizmaların başka eserleri istila etmesini engellemek ve Yurt dışındaki müzelerde olduğu gibi Türkiye’deki büyük ölçekli özel müzelerin birçoğunda (İstanbul Modern, Sakıp Sabancı Müzesi, Pera Müzesi gibi) koleksiyondan sorumlu uzmanlar için koleksiyon yöneticisi ya da küratör kavramları kullanılmaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı devlet müzelerinde ise müze uzmanı/araştırmacısı kavramı tercih edilmektedir. 10 Hazırlayıcı (preparator): Eserin taşınması, paketlenmesi, paketlerin açılması ve yerleştirilmesi işlemlerini gerçekleştiren uzmandır. Bu uzman, A.B.D. ve Batı Avrupa’daki birçok müzede istihdam edilmektedir. Örneğin; J. Paul Getty Müzesi, Metropolitan Müzesi, Ulusal Etnoloji Müzesi gibi müzelerde hazırlayıcılar çalışmaktadırlar. 11 Depo alanındaki kayıt odası sadece eser giriş-çıkış sürecinde kullanılan bir odadır. 9 Müzelerde Depo Yönetimi: Kâğıt Eserlerin Depolanması eserle ilgili teşhis amaçlı gözlem yapmak üzere kullanılır (Pinniger, 2004: 7, 61). Karantina odası iyi yalıtılmış olmalıdır. Konservatör-restoratör eserin paketinin açılmasına karar verdikten sonra, koleksiyon yöneticisi/küratör, dokümantasyon uzmanı, fotoğrafçı ve güvenlik görevlisi eşliğinde eserin paketi hazırlama ekibi üyeleri tarafından paketleme odasında-alanında açılır. Eser kalıcı koleksiyon ögesi ise, konservatör-restoratör ile koleksiyon yöneticisi-küratörün ortak görüşü ile ya ilgili depoya ya da konservasyon-restorasyon uygulamaları için atölyeye, analiz çalışmaları için laboratuvara taşınır. Ödünç eserler ise, paketleri açıldıktan sonra süreli eser deposuna nakledilir. Süreli eser deposu, süreli sergiler kapsamında müzeye nakledilen ödünç eserlerin belirli bir zaman dilimi için muhafaza edildiği depo alanıdır. Bazı müzelerin depo alanlarında fümigasyon işleminin gerçekleştirildiği bir fümigasyon odası bulunmakta, bazı müzelerde ise bu işlem için fümigasyon dolabı ya da kontrollü hacim fümigasyonu tercih edilmektedir. “Zararlılarla mücadelede böceklerin herhangi bir biyolojik dönemi (yumurta, larva, pupa, ergin) üzerinde gaz halinde etkili olan zehirli kimyasal maddeler fümigant olarak tanımlanmaktadır” (Yıldırım, 2013: 143). Fümigantla yapılan işlemin gerçekleştirildiği odaya fümigasyon odası adı verilmektedir. Fümigasyon odası gaz sızıntısına karşı iyi yalıtılmış olmalıdır. Müzelerin depo alanlarında araştırmacı odası adı verilen bir oda bulunmaktadır. Araştırmacı odası, müze içindeki uzman veya özel izinle müze dışından gelen araştırmacıya açık, kalıcı koleksiyonla, özellikle depodaki eserlerle ilgili bir çalışma alanıdır. Dünyadaki müzelerde olduğu gibi Türkiye’deki devlet müzelerinde de koleksiyondaki eser sayısı her geçen yıl artmaktadır. Bu durum müzeler için doğal bir süreç olup, koleksiyonların büyümesi ve gelişmesi koleksiyon yönetiminin bir parçasıdır. Öte yandan, koleksiyondaki eser sayısındaki artış göz önünde bulundurularak, müzelere yeni depo alanı ilave edilmesi, mevcut depo alanlarının daha verimli kullanılması için yeniden düzenlenmesi ya da daha büyük depo alanlarının inşa edilmesi planlanmaktadır. Nitekim Kültür ve Turizm Bakanlığı son on yılda mevcut müze binalarının restorasyonunu yapmakta ya da yeni müze binası inşa etmektedir. Bu çalışmalar, mevcut depo alanlarının yeniden düzenlenmesi ya da yeni depo alanlarının planlanması açısından önemlidir. “Antalya Elmalı Müzesi, Milet Müzesi, Aydın Arkeoloji Müzesi, Batman Müzesi, Eskişehir Eti Arkeoloji Müzesi, Zeugma Mozaik Müzesi, Kaman Kalehöyük Müzesi, Kilis Müzesi, Tokat Arkeoloji ve Etnografya Müzesi gibi müzeler yeni inşa edilen müzeler arasında yer almaktadır” (Harmanda ve Ateşoğulları, 2014: 7). Söz konusu müzeler ile ulusal mimari proje yarışması sonucunda tasarlanan Troya Müzesi’nin depo alanlarında Bakanlık, eser kabul, kayıt odası, fotoğraf atölyesi, paketleme alanı, süreli eser deposu ve araştırmacı odası gibi birimler de planlamıştır. Müze depo alanlarında mekânsal planlama ile çevresel koşulların denetimi birbiriyle bağlantılı konulardır. Depolar ziyarete kapalı alanlar olduğundan iklim denetiminde insan konforundan ziyade eser konforu önem kazanmaktadır. Bu bağlamda depo alanı müzenin zemin katında planlanmalıdır. “Depo alanı çatı katı ya da bodrum katında planlanırsa, sıcaklıkta yaşanabilecek dalgalanmalar, bağıl nemin aşırı derecede yükselmesi, düzenli denetim yapılmayan depo alanlarındaki potansiyel su sızıntısı ya da su baskını koleksiyonu olumsuz yönde etkileyecektir” (Canadian Conservation Institute, 2002: 1) (Fotoğraf 1). Nitekim bağıl nem ve sıcaklık değerlerindeki dalgalanmalar, su kaynaklı riskler, özellikle organik eserleri tehdit etmekte; organik eserler grubunda da en fazla kâğıt eserler hasar görebilmektedir (Canadian Conservation Institute, 1995: 3). Müzenin koleksiyonuna göre depo alanlarındaki bağıl nem ve sıcaklık oranları değişkenlik göstermekle birlikte, depo alanlarındaki sıcaklık, nesnelerin kimyasal durağanlığını temin etmek ve enerji tasarrufu sağlamak amacıyla sergi salonlarından daha düşük tutulmaktadır (Erhardt, Tumosa ve Mecklenburg, 2007: 15). Kâğıt eser depolarında kabul edilebilir azami sıcaklık 21 santigrat derece 314 Nevra Ertürk 315 (Canadian Conservation Institute, 1995: 3) olup, ideal sıcaklık ise, 13-18 santigrat derecedir (Bottemley, 2012, 254). %60’ın üzerindeki bağıl nem kâğıt eserlerde kimyasal ve biyolojik bozulmayı hızlandırdığı gibi, kâğıdın bozulmasına da neden olur. Bu çerçevede, kâğıt eserler için önerilen bağıl nem değeri %50’nin altıdır. Düşük bağıl nem ve sıcaklık kâğıdın ömrünü uzatsa da, kâğıdın daha kırılgan olmasına da neden olur. Bu nedenle, depolarda muhafaza edilen kâğıt eserler belirli aralıklarla takip edilmelidir (Canadian Conservation Institute, 1995: 3). Canadian Conservation Institute (2002: 2) tarafından hazırlanan General Precautions for Storage Areas başlıklı yazıya göre; “depo alanlarındaki aydınlık düzeyinin 150 lüks veya altında olması gerektiği belirtilmektedir. Sergileme alanlarından farklı olarak depo alanları kullanılmadığında ışıklar kapalı tutulmalı; güneş ışığının zararlı ışınımlarını önlemek amacıyla pencereler perde veya stor ile kapatılmalıdır”. Nitekim hem doğal hem de yapay ışığa maruz kalma, kâğıdın bozulmasına neden olabilir. Bu nedenle, gün ışığı ve floresan ışıklarda bulunan zararlı ultraviyole ışınları filtrelenmelidir. Sulu boyalar, renkli baskılar, diğer kâğıt eserler için önerilen aydınlık düzeyi 50 lüks (lux) veya daha altıdır (Canadian Conservation Institute, 1995: 3). Müzelerin depo alanlarında uygun fiziksel ve çevresel koşulların sağlanabilmesi ve depo yönetiminin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için depo yöneticisi ya da konservatör-restoratöre ihtiyaç vardır. Los Angeles’taki J. Paul Getty Museum ya da Leiden’daki Ulusal Etnoloji Müzesi (Museum Volkenkunde) gibi ABD ve Avrupa’daki müzelerde konservasyon-restorasyon alanında eğitim almış uzmanlar depolardan sorumlu depo yöneticisi olarak istihdam edilirken, Türkiye’de gerek devlet müzelerinde gerekse özel müzelerde böyle bir kadro ya da unvan mevcut değildir. Türkiye’deki üniversitelerde kültür varlıklarının koruma ve onarım alanında lisans ve lisans üstü düzeyde eğitim veren bölümlerin açılması, konservatör-restoratör sayısının artmasını ve bu uzmanların müzelerde ya da Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı devlet müzelerine hizmet veren restorasyon ve konservasyon merkez ve bölge laboratuvarlarında istihdam edilmesini sağlamaktadır. Nitekim Troya Müzesi, Mardin Müzesi, Aydın Arkeoloji Müzesi gibi az sayıda devlet müzesi ile merkez ve bölge laboratuvarlarında konservatör-restoratörler çalışmaktadır. Restorasyon ve Konservasyon Merkez ve Bölge Laboratuvarları Müdürlükleri Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliği’ne (2019: s.y.) göre, laboratuvarların öncelikli çalışma alanları arasında müze depo alanlarını yılda en az iki defa inceleyerek gerekli önleyici koruma çalışmalarını gerçekleştirmek ifadesi vardır. Merkez ve bölge laboratuvarlarında çalışan konservatörrestoratörlerin iş yükü göz önünde bulundurulduğunda, gerek müzelerdeki önleyici koruma çalışmalarının gerekse depo yönetiminin daha sağlıklı koşullarda yürütülebilmesi için devlet müzelerinde istihdam edilen konservatör-restoratör sayısının artırılması ihtiyaçtır. KÂĞIT ESERLERİN DEPOLANMASI: DEPOLAMA SİSTEMLERİ, YÖNTEMLERİ VE MALZEMESİ Kâğıt eserler depolanırken açık depolama sistemlerine göre daha korunaklı olan kapalı depolama sistemleri (dolap veya çekmece içinde depolama, kompakt depolama sistemi 12 gibi) tercih edilmelidir. Depolama sistemleri eserlerin ağırlığını taşıyabilecek mukavemete sahip olmalı, bu nedenle koleksiyon göz önünde bulundurularak depolama sistemleri planlanmalıdır. Açık depolama sistemleri tercih ediliyorsa, bir sarsıntı sırasında eserlerin raflardan düşmesini engellemek için rafların önlerine dayanıklı bir malzeme olan metal engeller yerleştirilmeli; keza kompakt depolama sistemlerinde de 12 Kompakt depolama sistemi, diğer depolama sistemlerine göre birim alanının daha çok eser depolamaya izin vermesi, istenilen ölçüde imal edilebilmesi, eserlerin kapalı hacimlerde depolanmasına imkân vermesi, dolap yanlarındaki etiketlere kodlama yapılarak eser grubunun daha kolay bulunabilmesi açısından müzelerde son yıllarda yaygın bir şekilde tercih edilen depolama sistemidir. Müzelerde Depo Yönetimi: Kâğıt Eserlerin Depolanması eserlerin ya da eserlerin içinde bulunduğu kutuların önüne de metal engeller konulmalıdır. “Engellerin yüksekliği rafın 1/3’ünü kapsayacak ölçüde olmalıdır. Kapalı depolama sistemlerinde dolap kapaklarının bir sarsıntı sırasında açılmasını engellemek için mekanik dolap kilitleri tercih edilmeli; olası bir su baskınına karşı depolama sistemleri yerden 15-20 cm yükseklikte tasarlanmalıdır” (Ertürk, 2012: 163-164). Duvarlar ve raflar arasında en az 5 cm boşluk bırakılmalıdır (Biasiotti, 2016: 4). Tüm eserlerde olduğu gibi kâğıt eserlerin de depolama sistemlerinin yüksekliği iki metreyi aşmamalıdır. Söz konusu yükseklik eserlerin görülebilmesi ve düzenli denetimi açısından önemlidir (Johnson ve Horgan, 1979, 35). UNESCO’nun “Handling of Collections in Storage” başlıklı kitabında (Denis, Egger, Gipolou, Boudjemal, Arreto ve Ruijter, 2010: 26), “depolama sistemleri arasındaki koridor genişliğinin eserlerin genişliğine bağlı olarak 70 ile 120 cm arasında değişebileceği” belirtilmektedir. Öte yandan eserlerin güvenli bir şekilde taşınması ve sirkülasyonu göz önünde bulundurularak koridor genişliği bir metrenin altında olmamalıdır. Kâğıt eserlerin depolama sistemleri için en uygun malzeme paslanmaz çeliktir. Ahşap depolama sistemleri, ahşabın açığa çıkardığı zararlı gazlar nedeni ile özellikle kâğıt eser depolarında tercih edilmemelidir. “Paslanmaz çelik (krom çeliği vb.) zararlı uçucu maddeler açığa çıkarmaması sebebiyle ahşap ve ürünlerine kıyasla daha uygun bir malzemedir” (Uğuryol, 2012b: 128). “Bu tür depolama sistemleri genellikle epoksi, akrilik veya polyester toz boya ile kaplanmış çelikten üretilmektedir” (Duyck ve Bacharach, 2012: 13). Büyük ve ağır eserler aşağı raflarda muhafaza edilmeli; eserler doğrudan yere koyularak depolanmamalıdır (Fotoğraf 2 ve 3). Müzelerde eserin malzemesi, büyüklüğü ve kondisyonuna göre en uygun depolama yöntemi tercih edilmelidir. Buna göre kâğıt eserler, rafta ve çekmecede dikey veya yatay bir şekilde ya da kutulanarak, asılarak, rulo yapılarak depolanabilir. Rafta depolama: Kitapların depolanmasında tercih edilebilecek olan rafta depolama yönteminde, kitaplar raflara çok sık ya da aralarında fazla boşluk kalacak şekilde yerleştirilmemelidir. Büyük boyutlu ciltler yatay depolanmalı ve en fazla üç ya da dört kitap üst üste muhafaza edilmelidir (Fotoğraf 4, 5 ve 6) Sırtı bombeli olan kitaplar ön kenarları ya da sırtı üzerine yerleştirmemelidir çünkü bu yerleştirme şekli kitapların sırtı ya da cildine baskı yapabilir. Yalnızca iyi durumundaki küçük boyutlu kitaplar kitap destekleri ile dikey olarak depolanabilir (Biasiotti, 2016: 16-19). Çekmecede depolama (Fotoğraf 7): Kâğıtlar katlanmadan ya da rulo yapılmadan çekmecede yatay bir şekilde depolanabilir. Çekmecelerin her birinin yüksekliği ve derinliği koleksiyondaki eser sayısına göre ayarlanmaktadır. Çekmeceler tamamen doldurulmamalı; bir çekmecede mümkün olduğunca aynı büyüklükte en fazla beş adet eser depolanmalıdır (Fotoğraf 8). Her bir kâğıt eser arasına asitsiz kâğıt13 yerleştirilmeli, ayrıca hem çekmecenin tabanına hem de en üstte yer alan eserin üstüne asitsiz kâğıt örtülmelidir. Kutuda depolama: Kâğıt eser, eser boyutundan biraz daha büyük üretilmiş asitsiz karton kutularda depolanabilir. Eserler kutu içinde muhafaza edilirken, her bir eser arasına ve en üstteki eserin üstüne asitsiz kâğıt, melinex ya da mylar yerleştirilmeli; ayrıca eserin temas edeceği kutu yüzeyi yine tampon malzeme ile örtülmelidir (Fotoğraf 9 ve 10). Kutular ağzına kadar doldurulmamalıdır. Eğer kutular açık ya da kapalı raflarda yer alacaksa, kutuların önlerine engeller konulmalıdır. Böylece bir sarsıntı anında kutuların raflardan düşmesi önlenmiş olur. Asarak depolama: Kâğıt üzerine sulu boya, kara kalem gibi resimler çerçeveli ise, resimlerin asılabileceği raylı ve kafesli depolama sistemlerinde çerçeveler hem üst hem de alt kısımlarından ve her Kâğıt eserlerin depolanmasında tampon malzeme olarak asitsiz kâğıdın yanı sıra melinex, mylar da tercih edilebilir. Öte yandan melinex ve mylar, harita, belge, poster ya da mektup gibi arşiv malzemelerinde tampon malzeme kullanılabileceği gibi, kara kalem, pastal, tebeşir ve sulu boyalarda kullanımı uygun değildir (Canadian Conservation Institute, 1995: 2). 13 316 Nevra Ertürk köşesinden karabina kancalarla kafesli depolama sistemine asılmalı, böylece herhangi bir sarsıntıda eserin yerinden çıkması engellenmelidir. İdeal olan, her bir eser arasında 30 cm boşluk bırakarak eseri asmaktır, ancak her iki eser arasındaki mesafe eserlerin boyutuna göre de değişkenlik göstermektedir. Dikkat edilmesi gereken diğer bir husus, raylar üzerinde hareket eden kafesli depolama sistemine asılacak eserlerin ağırlıklarının hesap edilmesidir. Her bir kafes sistemine rayların taşıma kapasitesini aşmayacak ağırlıkta eser asılmalıdır. Rulo yaparak depolama: Bazı ferman, berat ya da şecerelerin orijinali rulo ise, eserin formunu bozup, çekmecede düz bir şekilde depolamak yerine, özgün hallerinde silindirik tüpler içinde depolanmalıdır. Asitsiz karton ya da yüksek yoğunluklu polietilen malzemeden üretilen depolama tüplerinin çapları ve uzunlukları farklıdır. Her bir depolama tüpünde bir kâğıt eser muhafaza edilmeli, tüpün boyutu eserin büyüklüğüne göre seçilmelidir. Kâğıt eserler asitsiz kâğıtlara sarılarak tüplere yerleştirilmeli, tüpler yatay bir şekilde çekmece ya da dolaplarda depolanmalıdır. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı devlet müzelerinde eserlerin malzemesi, türü, boyutu ve ağırlığına göre farklı depolama sistem ve yöntemleri kullanılmakla beraber, kâğıt eserler ağırlıklı olarak çekmecelerde, çerçeveli kâğıt eserler asılarak, kitaplar ise raflarda depolanmaktadır. 317 MÜZELERDE YENİ DEPOLAMA YAKLAŞIMLARI Mevcut depo alanlarının doluluk sorununu ve depolama koşullarını iyileştirilmek için yurt dışındaki müzelerde alternatif yaklaşımlar uygulanmaktadır. Bu yaklaşımlar açık depo, ortak depo ya da müze dışında kurulan depo alanıdır. İngilizce’de open storage, visible storage veya study storage olarak adlandırılan (Thistle, 1994: 187) açık depo yaklaşımında, depolarda yıllarca muhafaza edilen ve sergilenemeyen eserler bir cam arkasında ve sergi kurgusu içinde, sergi alanlarında oluşturulan raflarda ya da çekmecelerde teşhir edilmektedir. Eserlerin depolarda açık bir şekilde depolanması ile sıklıkla karıştırılan bu kavram, depoları dolu olan ve kalıcı koleksiyon sergilerini bütçe ya da personel sayının azlığı nedeni ile belirli aralıklarla değiştiremeyen müzelerin tercih ettiği bir uygulamadır. “Açık deponun ilk örneği 1976 yılında koleksiyonunda kâğıt eserlerin de bulunduğu Vancouver’deki University of British Columbia’nın Antropoloji Müzesi’nde uygulanmıştır” (Ames, 1981: 21). Washington D.C.’deki Metropolitan Müzesi, New York’taki Brooklyn Müzesi, St. Petersburg’taki Hermitaj Müzesi, Londra’daki Victoria & Albert Müzesi, Lima’daki Larco Müzesi, Viyana’daki Yahudi Müzesi gibi kâğıt eser koleksiyonuna sahip müzelerde de açık depo bulunmaktadır (Czop, 2019: 152-153). Açık depo yaklaşımına Türkiye’den ilk ve tek örnek 2008 yılında Milli Saraylar Daire Başkanlığı’na bağlı olarak İstanbul’un Beşiktaş ilçesinde Dolmabahçe Sarayı Matbah-ı Âmire binasında açılan “Depo-Müze"dir. Depo-Müze’de, Milli Saraylar Daire Başkanlığı bünyesindeki tüm saray, köşk ve kasırların depolarında bulunan eserler merkezi bir depoda korunmuş, depolardaki koleksiyon hem depolama hem de sergileme yaklaşımı içinde ziyarete açılmıştır (Fotoğraf 11-15). Böylece depolarda uzun yıllardır korunan ve sergilenmemiş birçok esere fiziksel erişim sağlanmıştır. İlerleyen yıllarda T.C. Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki Milli Saraylar İdaresi’ne bağlı olarak hizmet vermeye başlayan DepoMüze’de işlev değişikliğine gidilmiş; Depo-Müze, müze, sanat galerisi ve depo alanlarının yer alacağı “Saray Koleksiyonları Müzesi” adıyla ziyarete açılmıştır. Açık depo alanlarında depolama ve sergileme yaklaşımı bir araya gelmekte, öte yandan koleksiyonlar bilgi metinleri olmadan sergilenmekte, eserin sadece envanter bilgisi yer almaktadır. Açık deponun en olumlu tarafı, depolarda korunan ve ziyaretçinin göremediği eserlere fiziksel erişimin sağlanmış olmasıdır. Açık depo ile birlikte ek depo alanı ihtiyacı da azalmaktadır. Öte yandan, özellikle çekmecelerde sergilenen eserler çekmecelerin açılıp kapatılması nedeni ile titreşime maruz kalmaktadır. Bu sebeple açık depo sistemlerinde teşhir edilen eserler, sergilenen eserlerden daha fazla bakım ve Müzelerde Depo Yönetimi: Kâğıt Eserlerin Depolanması onarıma ihtiyaç duymaktadır. Eserlerin sergi metinleri olmadan teşhir edilmesi ise, ziyaretçinin eseri anlaması ve yorumlamasını zorlaştırmaktadır (Thistle, 1994: 187-189). Bir diğer depolama yaklaşımı, ortak depo alanı uygulamasıdır. Bu yaklaşımın ilk örneği, 1983’te ABD’nin Maryland Eyaleti’nde kurulan Smithsonian Müzeleri Destek Merkezi’dir (Smithsonian’s Museum Support Centre). Destek Merkezi’nde, Smithsonian Enstitüsü’ne bağlı olan Ulusal Doğa Tarihi Müzesi, Hirshorn Müzesi ve Heykel Bahçesi, Freer Sanat Galerisi, Arthur M. Sackler Galerisi, Ulusal Amerikan Tarihi Müzesi, Ulusal Afrika Sanat Müzesi, Ulusal Posta Müzesi ve Ulusal Antropoloji Arşivi olmak üzere toplam 8 kurumun 54 milyon eserine ortak hizmet verilmektedir. 55.700 metrekarelik Destek Merkezi, aynı zamanda konservasyon-restorasyon çalışmaların da gerçekleştirildiği bir yerdir (Wilcox, 1995: 18; Museum Support Centre, 2018). Smithsonian Müzeleri Destek Merkezi, birden fazla müzenin farklı türde koleksiyonlarını tek ve ortak bir depo alanında muhafaza eden dünyadaki ilk örnektir. Böylece müzelerin koleksiyonlarındaki eser sayısının artmasına paralel olarak, depo alanlarındaki doluluk sorunun giderilmesi yönünde bir adım atılmış; müzelerin mevcut depo alanlarını yeniden düzenlemek yerine müze binası dışında, genişlemeye müsait bir arazide Smithsonian Müzeleri Destek Merkezi inşa edilmiştir. İngiltere’nin Edinburg şehrindeki Ulusal Müzeler Koleksiyon Merkezi (National Museums Collection Centre) ve Glasgow şehrindeki Glasgow Müzeleri Kaynak Merkezi (Glasgow Museums Resource Centre)14 ile Hollanda’nın Antwerp şehrindeki MAS (Museum aan de Stroom) Müzesi ortak depo alanına sahip müzelerdir (Czop, 2019: 151-152). Smithsonian Enstitüsü tarafından başlatılan ortak depo alanı yaklaşımı koleksiyonların bütüncül bir yaklaşımla korunmasında önemli bir adım olmuştur. Destek merkezi, koleksiyon merkezi ya da kaynak merkezi olarak da adlandırılan ortak depo alanlarında, sadece depo alanı değil, aynı zamanda dokümantasyon bölümü, araştırma bölümü, konservasyon-restorasyon atölyeleri ve analiz laboratuvarları da yer almakta, eserler ve konservasyon-restorasyon uygulamalarına ilişkin turlar düzenlenmektedir. Böylece ortak depo alanındaki eserlerin dokümantasyon, koruma ve araştırma çalışmalarına ilişkin her türlü faaliyet bir arada gerçekleştirilmektedir. Her müzede dokümantasyon, koruma, araştırma konusunda çalışacak uzman yerine, ortak bir depo alanında uzmanlar istihdam edilmektedir. Ortak depo alanlarının tek olumsuz tarafı, bu alanların müzeye uzak bir mesafede planlanmasıdır. Bu durum, eserlerden sorumlu olan küratör ya da koleksiyon yöneticisi için fiziksel ve entelektüel erişim açısından sorun teşkil etmektedir. Türkiye’deki müzeler için ortak depo alanlarıyla ilgili ilk ön çalışma İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Kültürel Miras ve Müzeler Direktörlüğü tarafından yapılmış ve hazırlanan “Türkiye Müzeleri İçin Yönetim ve İşletim Modeli Öneri Raporu”nda Türkiye’deki müze depolarının geliştirilmesi; bölgesel depo ve destek merkezi kurulması, müze depolarının ziyaretçiye, araştırmacıya açık depo-müze olarak düzenlenebilmesi yönünde öneriler sunulmuştur (İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Kültürel Miras ve Müzeler Direktörlüğü, 2010: 41, 67, 120, 124). Öte yandan bu öneriler devlet ve özel müzeler kapsamında henüz gerçekleştirilmemiştir. Müze depo alanları her ne kadar müzenin içinde tercih edilse de, son yıllarda depolardaki doluluk sorunu ve depo alanlarının genişlemeye müsait olmaması nedeniyle depolar müzeden farklı bir noktada ve mümkün olduğunca büyümeye müsait bir arazide planlanmaktadır. Fransa’nın kuzeyindeki Liévin şehrinde bulunan Louvre Konservasyon ve Depo Merkezi (Centre de Conservation du Louvre, 2019)15, Avusturya’nın başkenti Viyana yakınlarındaki Himberg şehrinde yer alan Sanat 14 6000m2’lik bir alanda kurulmuş olan Glasgow Müzeleri Kaynak Merkezi 1 milyon esere ev sahipliği yapmaktadır (Barbour Product Research, 2012). 15 Louvre Konservasyon ve Depo Merkezi 18,500 m2’lik bir alana sahip olup, bu alanın 9600m2’si eserlerin depolanması, 318 Nevra Ertürk Tarihi Müzesi (2009) ve Danimarka’nın Vejle şehrinde bulunan Vejle Depo ve Konservasyon Merkezi (2003) bu tür depo alanlarına örnektir (Czop, 2019: 152). Ortak depo alanlarında olduğu gibi, bu örneklerdeki depo alanlarında da, dokümantasyon bölümü, araştırma bölümü ve konservasyonrestorasyon atölyeleri yer almaktadır. Dolayısıyla koleksiyonun bakımı, onarımı, korunması, dokümantasyon ve araştırma faaliyetleri bir arada yürütülmektedir. Öte yandan ortak depo alanlarında olduğu gibi, koleksiyondan sorumlu uzmanların bulunduğu müze ile depo alanları arasında mesafe bulunması fiziksel ve entelektüel erişimi sınırlandırmaktadır. Açık depo uygulamasının mevcut olumsuz yönleri nedeniyle depo alanı sorunu olan müzelerin ortak depo alanı ya da müze dışında depo kurmaları daha çok tercih edilebilir. Özellikle açık depo uygulamalarında çekmecelerde muhafaza edilen kâğıt eserlerin ziyaretçilerin çekmeceleri açmaları nedeni ile titreşime ve ışığa sürekli maruz kalmaları esere zarar verecektir. Bütçe, personel istihdamı, koleksiyon türü göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye’deki devlet müzeleri için birden fazla müzenin bir araya geldiği ortak depo alanı uygulaması planlanabilir ve ortak depo alanları mevcut bölge laboratuvarları ile işbirliği içinde çalışabilir. Bu çerçevede, depo alanlarının müze dışında planlanması tercih edilirse, münferit müze depo alanları yerine ortak depo alanlarının Türkiye’deki devlet müzeleri için daha doğru bir çözüm olacağı öngörülmektedir. 319 SONUÇ VE ÖNERİLER Koleksiyonların niteliği, niceliği ve boyutlarına göre depo alanlarının mekânsal ve çevresel koşullarının planlaması, depolama sistemleri ve yöntemleri farklılık göstermekle birlikte, depo yönetimi ile ilgili ilkeler ve standartlar belirlidir. Depo yönetimi, müzelerin en temel işlevlerinden biri olan dokümantasyon standartlarından başlayarak koruma alanının pek çok alt çalışma alanını bir araya getiren bir süreç yönetimidir. Kâğıt eserler inorganik malzemelere göre daha hassas olduklarından depo alanının mekânsal planlamasının doğru yapılması; bağıl nem ve sıcaklık değerleri ile aydınlık düzeyinin esere göre belirlenmesi; depolama sistemi ve yöntemi ile güvenli depolama malzemelerinin doğru tercihi önemlidir. Kâğıt eserlerde söz konusu hususlar dikkate alınmaz ise fiziksel, kimyasal, mekanik ve biyolojik bozulmalar meydana gelebilir. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı devlet müzelerinde kâğıt eserlerin koruma koşulları eserin hassasiyeti göz önünde bulundurularak yapılmakta; kâğıt eserler daha korunaklı olan kapalı depolama sistemlerinde muhafaza edilmekte; eserin türüne, boyutuna ve miktarına göre depolama yöntemleri tercih edilmektedir. Bakanlığın son yıllarda inşa ettiği yeni müzelerin depo alanları, koleksiyondaki eser sayısı artışı öngörülerek planlanmakta; uluslararası standartlara uygun bir şekilde depolama sistemleri tasarlanmaktadır. Öte yandan, yurt dışındaki müzelerde olduğu gibi Türkiye’deki devlet müzelerinde de depolarının doluluğu en önemli sorundur. Bu sorunu çözmek üzere geliştirilen yeni depolama yaklaşımları yurt dışındaki küçük, orta ve büyük ölçekli müzelerde uygulanmaktadır. Özellikle ortak depo alanı yaklaşımı Türkiye’deki devlet müzeleri için uygulanabilir niteliktedir. Ortak depo alanı, birden fazla sayıda müzenin koleksiyonuna ev sahipliği yapacak bir alan olarak tasarlanacağından, her müze için yapılacak ayrı planlama, bütçe ve personel istihdamı yerine, ortak kararlar alınarak, bütçe, mekân ve zamandan tasarruf edilecektir. Bölgesel ölçekte hizmet verebilecek depo alanları, bölge laboratuvarları ile eşgüdümlü çalışarak, eserlerin konservasyon-restorasyon sürecine de daha etkili bir şekilde katkı sağlanabilecektir. Devlet müzelerinde koleksiyon müze uzmanı üzerine zimmetli 1700m2’si ise araştırma ve koruma-onarım çalışmaları için ayrılmıştır (Louvre, 2019: s.y.). Müzelerde Depo Yönetimi: Kâğıt Eserlerin Depolanması olduğundan, müze dışındaki bir alanda eserlerin muhafaza edilecek olması, güvenlik ve erişim sorunlarını gündeme getirecek olsa da, depo alanları için geliştirilen güvenlik tedbirleri ortak depo alanlarına da uygulanabilecek niteliktedir. Sonuç olarak ortak depo alanı modeli, kâğıt eserler gibi hassas koleksiyon öğelerinin daha sağlıklı koşullarda bütüncül bir yaklaşımla korunması ve yönetimini sağlayacaktır. KAYNAKÇA Alpaslan, A. S. (2009). Topkapı Sarayı Müzesi Kumaş Deposundaki Tekstilin Korunmasına Yönelik Yapılan Çalışmalar, 17. Müze Çalışmaları ve Kurtarma Kazıları Sempozyumu, 28 Nisan - 1 Mayıs 2008, Ankara. Ambrose, T. ve Crispin, P. (1993). Museum Basics. London ve New York: ICOM ve Routledge. Ames, M. M. (1981). Preservation and Access: A Report on An Experiment in Visible Storage. Gazette, 0(14), 21-32. Arslan, A. (2001). Askeri Müze’de Tarihi Eserlerin Depolanması, 5. Müzecilik Semineri, 20-22 Eylül 2000, İstanbul. Barbour Product Research (2012). The Glasgow Museums Resource Centre (GMRC). https://www.barbourproductsearch.info/the-glasgow-museums-resource-centre-gmrcnews016067.html?gclid=Cj0KCQjwnoqLBhD4ARIsAL5JedLQJLFdA7UUzSXopSLikVFP_AZtUtU0cn sgg2M0w3XakQk_spsDhyQaAqH5EALw_wcB adresinden 10.10.2021 tarihinde erişildi. Baydar, N. (2001). Müzelerdeki Organik Eserler Hangi Koşullarda Depolanmalı ve Eserlere Nasıl Muamele Edilmelidir?, 5. Müzecilik Semineri, 20-22 Eylül 2000, İstanbul. Biasiotti, A. (2016). Yazma Eserlerin Bakımı ve Elleçlenmesi, (Çev. M. Aydın). İstanbul: Kültürel Mirasın Dostları Derneği. Bottemley, M. (2012). Conservation and Storage: Archival Paper. (Ed. J. M. A. Thompson). Manual of Curatorship: A Guide to Museum Practice İçinde (s. 252-258). New York: Routledge. Brusius, M. ve Singh, K. (Ed.). (2019). Museum Storage and Meaning: Tales From The Crypt. New York: Routledge. Canadian Conservation Institute (1995). Storing works on paper. Canadian Conservation Institute Notes 11/2. https://www.canada.ca/content/dam/cci-icc/documents/services/conservation-preservationpublications/canadian-conservation-institute-notes/11-2-eng.pdf?WT.contentAuthority=4.4.10 adresinden 23.03.2021 tarihinde erişildi. Canadian Conservation Institute. (2002). General precautions for storage areas. Canadian Conservation Institute Notes 1/1. https://www.canada.ca/content/dam/cci-icc/documents/services/conservationpreservation-publications/canadian-conservation-institute-notes/1-1eng.pdf?WT.contentAuthority=4.4.10 adresinden 20.03.2021 tarihinde erişildi. Czop, J. (2019). Central Storage Facility for Museum Collections: A New Task for the National Institute for Museums and Public Collections. Muzealnictwo, 0(60), 149-159. Denis, N. H.; Egger, B.; Gipolou, H.; Boudjemal, N.; Arreto, M-C. ve Ruijter, M. (2010). Handling of Collections in Storage. Paris: UNESCO Publications. Duyck, E. D. ve Bacharach, J. (2012). Museum Collection Storage. The Museum Handbook: Part I: Museum Collections. https://www.nps.gov/Museum/publications/MHI/MHI.pdf adresinden 20.03.2021 tarihinde erişildi. Elkin, L. ve Norris, C. A. (Ed.). (2020). Preventive Conservation: Collection Storage. Washington D.C.: American Institute for Conservation. Erhardt, D.; Tumosa, C. S. ve Mecklenburg, M. F. (2007). Applying Science to the Question of Museum Climate. (Editörler: T. Padfield ve K. Borchersen). Museum Microclimates İçinde (s. 11-18). Copenhagen: Denmark. 320 Nevra Ertürk 321 Erkan, K. (2016). Edirne Arkeoloji Müzesi Eser Depolama Teşhir Tanzim ve Çevre Düzenleme İşi, 24. Müze Kurtarma Kazıları Sempozyumu ve 1. Uluslarararası Müzecilik Çalıştayı, 23-25 Mart 2015, Ankara. Ertürk, N. (2012). Müze Koleksiyonlarının Depreme Karşı Korunması. (Editörler: N. Ertürk ve H. Uralman). Müzebilimin ABC’si İçinde (s. 157-168). İstanbul: Ege Yayınları. Gürsoy, F. S. Ş. (2019). Sanat Müzelerinde, Depo ve Sergileme Alanlarındaki Koruma, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), (Danışman: Dr. Öğr. Üyesi Nuri Özer Erbay), İstanbul: İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Harmanda, Y. ve Ateşoğlulları, S. (Ed.). (2014). Değişen ve Gelişen Türkiye Müzeleri: Türkiye’nin Müzeleri - Yeni Müzeler. Ankara: Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Yayınları. ICCROM. (2021). RE-ORG. https://www.iccrom.org/sites/default/files/RE-ORG%20Infographic%20%20hig%20res.pdf adresinden 18.03.2021 tarihinde erişildi. Işık, U. (2008). Müzelerde Depolama Düzenleri: Şanlıurfa Müzesi, (Yayımlanmamış Uzmanlık Tezi), Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Ankara. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Kültürel Miras ve Müzeler Direktörlüğü. (2010). Türkiye Müzeleri İçin Yönetim ve İşletim Modeli Öneri Raporu. İstanbul: İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı. Johnson, E. V. ve Horgan, J. C. (1979). Museum Collection Storage. Paris: UNESCO Publications. Kızık, M. N. (2005). Yazma Eserlerin Müze ve Kütüphanelerde Koruma Yöntemleri, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), (Danışman: Öğr. Gör. Sedat Göksu), İstanbul: Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Kocaeli, F. ve Eskici, B. (2017). İç Anadolu Bölgesi Müzelerinde Önleyici Koruma Sorunları Üzerine Bir Değerlendirme. Restorasyon ve Konservasyon Çalışmaları Dergisi, 0(20), 52-64. Koçak, E. ve Eskici, B. (2019). Müzelerde Korumaya Etkiyen Faktörler. Sanat ve Tasarım Dergisi, 0(24), 235-259. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü. (2018). Müze İstatistikleri. https://kvmgm.ktb.gov.tr/TR43336/muze-istatistikleri.html adresinden 20.03.2021 tarihinde erişildi. Lambert, S. (2011). RE-ORG: A methodology for Reorganizing Museum Storage Developed by ICCROM and UNESCO. https://doi.org/10.4000/ceroart.2112 adresinden 16.03.2021 tarihinde erişildi. Lambert, S. (2012). The crisis in storage: An old tale… With a New Ending?. International Preservation News, 0(57), 14-17. Lord, B. ve Lord, G. D. (2002). The Manual of Museum Exhibitions. New York: Altamira Press. Lord, M. (1995). Editorial. Museum International, 4(188), 3. Louvre. (2019). Inauguration of the Louvre Conservation Centre. https://presse.louvre.fr/inauguration-of-thelouvre-conservation-center/ adresindne 10.10.2021 tarihinde erişildi. Museum Support Centre. (2018). Smithonian. https://www.si.edu/newsdesk/factsheets/museum-supportcenter adresinden 16.03.2021 tarihinde erişildi. Pazarcı, S. (2002). Kütahya Arkeoloji Müzesi Depo Düzenleme Çalışmaları 2000, 12. Müze Çalışmaları ve Kurtarma Kazıları Sempozyumu, 25-27 Nisan 2001, Ankara. Pinniger, D. (2004). Pest Management in Museums, Archives and Historic Houses. London: Archetype Publications. Restorasyon ve Konservasyon Merkez ve Bölge Laboratuvarları Müdürlükleri Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik. (2019). Kültür ve Turizm Bakanlığı. https://teftis.ktb.gov.tr/Eklenti/67945,restorasyonvekonservasyonmerkezvebolgelaboratuvarimudur.pdf?0 adresinden 20.03.2021 tarihinde erişildi. Rujiter, M., Antomarchi, C. ve Isabelle Verger, I. (2016). Depodaki Koleksiyonların Elleçlenmesi (Çev. M. Uğuryol ve M. Aydın). İstanbul: Kültürel Mirasın Dostları Derneği. Sancaklı, S. (2016). Tekstil Eserlerde Depolama ve Önleyici Konservasyon Uygulamaları, 25. Müze Kurtarma Kazıları Sempozyumu ve II. Uluslararası Müzecilik Çalıştayı, 11-15 Nisan 2016, Ankara. Müzelerde Depo Yönetimi: Kâğıt Eserlerin Depolanması Saraç, E. (2017). Ankara Etnografya Müzesi El Yazmalarında Filigran, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), (Danışman: Yrd. Doç. Dr. Rüstem Bozer), Ankara: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü. Sirkecioğlu, H. (1998). Malatya Müzesi Örneğinde Tekstil Ürünlerinin Konservasyonu Sorunları ve Çözüm Önerileri, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), (Danışman: Yrd. Doç. Dr. Şerife Sezgşn), İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Şahin, E. (1992). Müze Olarak Kullanılan Tarihi Binalarda Sergileme ve Depolama Koşullarının M.S.Ü. İstanbul Resim ve Heykel Müzesi Örneği Üzerinde İrdelenmesi, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), (Danışman: Öğr. Gör. Sedat Göksu), İstanbul: Yıldız Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü. Thistle, P. C. (1994). Visible Storage for the Small Museums. (Ed. S. Knell). Care of Collections İçinde (s. 187196). New York: Routledge. Tokyürekli, E. (1997). İstanbul Askeri Müzesi’nde Depolamanın Değerlendirilmesi ve Öneriler, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), (Danışman: Dr. Sümer Atasoy), İstanbul: Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Uçar, F. B. (2008). 19. Yüzyıl Endüstriyel Kâğıt Belgelerde Ayrışma ve Koruma Önerileri, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), (Danışman: Prof. Dr. Sait Başaran), İstanbul: İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü. Uğuryol, M. (2012a). Müzelerde İklim Denetimi. (Editörler: N. Ertürk ve H. Uralman). Müzebilimin ABC’si İçinde (s. 94-114). İstanbul: Ege Yayınları. Uğuryol, M. (2012b). Müzelerde Kirlilik Denetimi. (Editörler: N. Ertürk ve H. Uralman). Müzebilimin ABC’si İçinde (s. 115-133). İstanbul: Ege Yayınları. Uygur, A. (1999). Tekstil Ürünlerinin Depolama Esnasındaki Sararma Nedenleri ve Önleme Yöntemleri, 4. Müzecilik Semineri, 16-18 Eylül 1998, İstanbul. Wilcox, U. V. (1995). Detached storage: The Smithsonian Institution’s Museum Support Center. Museum International, 0(47), 18-22. Yıldırım, N. (2013). Müzelerde ve Tarihi Yapılarda Böceklerin Tespiti, Önlenmesi ve Mücadelede Kullanılan Yöntemler. Milli Saraylar Sanat-Tarih-Mimarlık Dergisi, 0(11), 131-148. Şekil Listesi Fotoğraf 1: Bodrum Katındaki Depo Alanında Nem Sorunu, Roma Kent Müzesi, İtalya (Kaynak: ICCROM, 2005). Fotoğraf 2: Resim Koleksiyonunun Açık Raf Sisteminde Üst Üste Depolanması, Roma Kent Müzesi, İtalya (Kaynak: ICCROM, 2005). Fotoğraf 3: Resim Koleksiyonunun Yerde Depolanması, Roma Kent Müzesi, İtalya (Kaynak: ICCROM, 2005). Fotoğraf 4: Kitapların Dolap İçinde Rafta Depolanması, Roma Kent Müzesi, İtalya (Kaynak: ICCROM, 2005). Fotoğraf 5: Kitapların Rafta Depolanması, Antropoloji Kütüphanesi Nadir Eserler Deposu, British Museum (Kaynak: Trustees of the British Museum, 2021). Fotoğraf 6: Kitapların Rafta Depolanması, Antropoloji Kütüphanesi Nadir Eserler Deposu, British Museum (Kaynak: Trustees of the British Museum, 2021). Fotoğraf 7: Paslanmaz Çelik Çekmecede Depolama Örneği, Roma Kent Müzesi, İtalya (Kaynak: ICCROM, 2005). Fotoğraf 8: Çekmeceye Fazla Sayıda Kağıt Eser Yerleştirilmesi, Roma Kent Müzesi, İtalya (Kaynak: ICCROM, 2005). Fotoğraf 9 ve 10: Kağıt Eserlerin Kutulanarak Depolanması, J. Paul Getty Müzesi (Nevra Ertürk, 2005). Fotoğraf 11 ve 12: Milli Saraylar Daire Başkanlığı Bünyesindeki Depo-Müze’den Genel Görüntü (Nevra Ertürk, 2010). Fotoğraf 13-15: Milli Saraylar Daire Başkanlığı Bünyesindeki Depo-Müze’deki Depolama Sistemleri (Nevra Ertürk, 2010). 322