Şimşek A ve Ark. Kedi ve Köpeklerde Diabetes Mellitus …Dicle Üniv Vet Fak Derg 2008: 1 (1):23-28
DERLEME
ISSN: 1308-0679
http://www.dicle.edu.tr/fakulte/veteriner/dergi.htm
Kedi ve Köpeklerde Diabetes Mellitus
Aynur ŞİMŞEK*, Hasan İÇEN*
*Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Diyarbakır-TÜRKİYE
Özet: Diabetes mellitus polidipsi, poliüri ve polifaji gibi klinik bulgularla karakterize endokrin bir
hastalıktır. Bu derlemede, kedi ve köpeklerde yaygın olan hastalığın etiyoloji, patogenezis, kliniklaboratuar bulguları, tanı, ayırıcı tanı ve sağaltımına yönelik bilgilerin verilmesi amaçlanmıştır.
Anahtar kelimeler: Diabetes mellitus, glikoz, insülin, kedi, köpek
Diabetes Mellitus in Dogs and Cats
Abstract: Diabetes mellitus is a endocrine disease and characterized by polydipsia, polyuria and
polyphagia such as clinical findings. The aim of this review is to inform etiology, pathogenese, clinicallaboratory findings, diagnosis, differential diagnosis and treatment of disease.
Key Words: Cat, Diabetes mellitus, dog, glucose, insulin
______________________________________________________________________
Giriş
Diabetes mellitus, insülin yokluğuna veya insülinin
etkisine olan dirence bağlı olarak ortaya çıkar (1-3).
Karbonhidrat, protein ve yağ metabolizması bozukluğu ile
karakterize, kedi ve köpeklerde sıkça karşılaşılan endokrin
bir hastalıktır (4-7). Metabolizma bozukluğunun şiddetine
bağlı olarak asemptomatik veya polidipsi, poliüri, polifaji,
kilo kaybı ve güçsüzlük gibi klinik semptomlarla
karakterize olan hastalık birçok organ ve sistemi
etkilemektedir (2, 8-14).
Diabetes
Mellitusun
Sınıflandırılması:
Mevcut
klasifikasyon yöntemleri diabeti dört kategoriye
ayırmaktadır (12, 15, 16). Hayvan türlerine göre yaygın
formları değişmektedir. Tip 1 diabet genelde köpeklerde
görülürken (6, 17-19), Tip 2 daha çok kedilerde görülür.
Diabetin diğer spesifik tipleri ise hem kedilerde hem de
köpeklerde görülür (6, 20).
Tip 1 veya İnsüline Bağımlı Diabetes Mellitus
(IDDM): Köpeklerde en çok karşılaşılan bu diabet tipinde
pankreastaki Langerhans adacıklarının sayı ve büyüklüğü
azalır. Hafif olgularda ß-hücrelerinde yıkımlanma ve
degranülasyon görülürken, şiddetli olgularda adacıklar
saptanamayacak kadar yıkımlanmış olurlar (9, 21).
Bu diabet tipinde ß-hücrelerine immunolojik
tolerans azalmıştır. Aktive olan ß-hücrelerine karşı gelişen
antikorlarla bu hücreler yıkımlanırlar. Son zamanlarda
diabet tanısı konulan köpeklerin yaklaşık %50’sinde ßhücrelerine karşı antikor bulunması bu otoimmun
yıkımlanmayı akla getirmektedir (2, 6, 11,12, 17, 21, 22).
Tip 2 veya İnsüline Bağımlı Olmayan Diabetes Mellitus
(NIDDM): Kedilerde en yaygın diabet tipidir (17, 19, 20,
23-25). İnsülin direnci ve anormal insülin sekresyonu
olmak üzere iki faktör ile karakterizedir (1-3, 6, 10, 11,
26, 27). Hedef dokularda insüline karşı direnç gelişimi
görülür (24, 25, 27, 28). Bu diabet şeklinde insülin
salınımında hem noksanlık hem de artış olabilmektedir.
Hastalığın erken döneminde aslında gerçek bir aşırı
insülin salınımı vardır. Fakat glikoz konsantrasyonu
normaldir. Hastalığın ilerleyen dönemlerinde, insülin
salınımı glikoz konsantrasyonun kontrolünde yetersiz
kalır ve kan glikoz düzeyi artar. Oluşan hiperglisemiye
bağlı olarak ß-hücreleri sürekli ve şiddetli uyarıya maruz
kalırlar. Bu durum ß-hücrelerinde fonksiyon kaybına
neden olur ve yeterince insülin salgılanamaz (4, 6, 26).
Tip 2 diabette pankreasın görünümü normal
olmasına rağmen genellikle Langerhans adacıklarında
belirgin olarak yerleşmiş spesifik dejeneratif lezyonlar
vardır. ß-hücrelerinde dejeneratif değişikliklerle birlikte
adacıklarda belirgin amiloid birikimi diyabetli çoğu
kedide en yaygın pankreatik lezyondur (9, 24, 27, 29, 30).
Diğer Bozukluklara Bağlı Diabetler (Sekunder
Diabetler): Sekunder diabet olgularında sıklıkla
hiperadrenokortizm (6, 9, 18, 25, 31) ve progesteron etkili
büyüme hormonu bozuklukları önemli rol oynamaktadır.
Bu hormonlar insülin etkisine karşıt olan hormonlardır ve
insülin direncine neden olurlar (18, 25, 32).
Etiyoloji: Diabetes mellitusun oluşumunda genetik ve
çevre faktörlerinin önemli etkisi vardır (6, 17, 33, 34).
Diabetes mellitus daha çok dört yaş ve üzerindeki
köpeklerde görülmekle birlikte yavru köpeklerde de
nadiren görülmektedir. Kedilerde daha çok orta yaşlı ve
yaşlı olanlarda hastalık bildirilmektedir (11, 14, 17, 19,
34, 35).
Hastalık köpeklerde yaklaşık olarak % 0.2 oranında
görülür ve dişi köpeklerde insidans erkeklere göre daha
fazladır (9, 14, 27, 34, 35). Kedilerde ise % 0.5 oranında
görülür. Bu hayvanlarda hastalığın insidansı erkeklerde
daha yüksektir (9, 11, 23, 27, 34).
23
Şimşek A ve Ark. Kedi ve Köpeklerde Diabetes Mellitus …Dicle Üniv Vet Fak Derg 2008: 1 (1):23-28
Genetik faktörlerle birlikte, diyet, fiziksel inaktivite,
ilaçlar (19, 20, 36, 37) ve obesite hastalığın oluşumunda
etkilidir (6,10, 20, 23, 27).
Multifaktöriyel
olduğu
düşünülen
bu
hastalıktan pankreatitis önemli derecede sorumlu olup,
travma, yangı, enfeksiyon, neoplazi ve otoimmunite
pankreas hastalıklarına yol açan başlıca nedenlerdir (9, 17,
18, 38). Langerhans adacıklarındaki hücrelerin köpeklerde
şiddetli pankreatitis, kedilerde ise amiloidosis sonucu
yıkımlanmaları nedeniyle yeteri miktarda insülin
üretilemez. Kronik nüksedici pankreatitiste hem endokrin,
hem de ekzokrin hücrelerinin kaybı ve bunların yerini
fibröz bağdokunun alması Diabetes mellitusa yol açar (6,
9, 24).
Hiperadrenokortizmli çoğu köpekte insüline
dirençli sekunder Diabetes mellitus görülür. Bunun
yanında kedi ve köpeklerde glukokortikoid veya
progestinlerin uzun süreli uygulaması da Diabetes
mellitusa predispozisyon oluşturabilir (4, 6, 9). Kronik
steroid fazlalığı glukoneogenezisi ve buna bağlı olarak
insülin talebini arttırır, uzun süreli ve fazla miktarda
insülin sekresyonu sonucunda da ß-hücreleri dejenere
olurlar (4). Köpeklerde progesteron; hiperglisemi ve
insülin direnci ile sonuçlanan büyüme hormonunun
salınımına yol açar. Kedilerde ise progesteronun bu etkisi
bildirilmemektedir (9, 19).
Glukagon, epinefrin, norepinefrin, ACTH ve
kortizol gibi stres hormonları diabeti şiddetlendirir (12,
17, 35, 36, 39). Bazı subklinik diabetlerin sadece stres
sonucu oluştuğu bunun yanında üreminin de insülin
gereksinimini arttırarak diabete neden olabildiği
bildirilmektedir (4).
Patogenezis:
Diabetes
mellitus;
pankreastaki
bozukluklara bağlı olarak insülin salınımındaki yetersizlik
veya insülin etkisine karşı gelişen direnç sonucu meydana
gelir. İnsülini antagonize eden glukagon, kateşolaminler,
glukokortikoidler ve büyüme hormonunun artışı ve insülin
aktivitesindeki
değişimlerle
Diabetes
mellitus
şekillenmeye başlar (3, 6).
İnsülin glikoz kullanılmasının, glikojen
depolanmasının, yağ sentezinin, aminoasit alımının ve
protein
sentezinin
hızlanmasına
neden
olarak
metabolizmada önemli rol oynar ve karaciğer, kas, yağ
dokuları üzerine etki eder (12, 35, 40, 41). İnsülin
aminoasitlerin hücrelere (özellikle kas hücreleri) girişini
uyarır (1, 4, 41).
İnsülin, kas ve yağ dokusuna glikoz girişini arttırır.
Normalde, vücuda alınan glikozun yarısı glikolitik yolla
enerjiye dönüşür, yarısı ise yağ veya glikojen olarak
depolanır. Glikoliz insülin yokluğunda azalır, glikogenez
ve lipogenez de engellenir. İnsülin yetmezliği olan
diyabetiklerde, gerçekte vücuda alınan glikoz yükünün
sadece %5’i yağa dönüşmektedir (1, 40-43).
İnsülin yetmezliği olan hastalarda artmış lipaz
aktivitesi, lipolizin hızlanmasına, plazma ile karaciğerde
serbest yağ asidi konsantrasyonlarının artmasına neden
olur (35, 36, 40).
İnsülin hücre membranından glikozun taşınmasını
kolaylaştırdığı gibi aminoasitlerin de taşınmasını
kolaylaştırmaktadır. Protein sentezini uyarması ve protein
yıkımını geciktirmesinden ötürü insülinin protein
metabolizması üzerinde genelde anabolik bir etkisi vardır.
İnsülin yokluğunda protein anabolizması azalırken protein
katabolizması ise artmaktadır (1, 35, 43).
Gıdalarla alınan veya hepatik glikoneogenezis
sonucu ortaya çıkan glikozun, hücrelerdeki yetersiz
insülin nedeniyle yağ ve kas dokusunda veya bizzat
karaciğerdeki kullanımı engellenir ve kanda birikir (17,
35, 41, 44). Kanda biriken glikoz renal eşiği aşınca idrara
geçerek glikozüriye (17, 23, 40, 41, 43, 44) bu da ozmotik
diüreze neden olarak poliüriye neden olur. Poliüri
hipotalamustaki susama merkezini aktive ederek
polidipsiye yol açar (17, 23, 33, 34, 41, 43, 44).
Hiperglisemiye rağmen vücut gerçekten açlık çektiği için
polifaji ortaya çıkar. Poliüri, polidipsi ve polifaji ile
birlikte hastada kilo kaybı görülür (17, 23, 40, 44). Lense
aşırı glikoz girişine bağlı olarak fazla miktarda sıvı
çekilir, lens fiberleri tahrip olur ve normal ışık geçişi
bozularak diabetik katarakta neden olur (9, 17, 45, 46).
Vücut glikozu metabolize edemediğinden vücut
için gerekli olan enerjiyi yağ depolarından yağ asitlerini
serbest hale geçirerek sağlar. İnsülin yetersizliği,
antagonisti olan epinefrin ve glukagonun artışına sebep
olur (1, 35). Fazla yağ asitlerinin yıkımlanmasından
dolayı hastalık ketozisle komplike olabilir (34, 40-44).
Aminoasitlerin çevre dokularda alımı ve taşınması
yavaşlarken glikoneogenezde rol alan alanin ve diğer
aminoasitlerin dolaşımdaki seviyeleri artar (1, 35).
Klinik Bulgular: Diabet sinsi olarak başlar ve kronik
seyreder (9, 28). Polidipsi, poliüri, polifaji ile birlikte kilo
kaybı, güçsüzlük (10, 14, 23, 25, 34, 44, 47) ve katarakt
(kedilerde nadir) (17, 23, 38, 44, 48, 49) hastalığın yaygın
klinik bulgularıdır. Ancak obez hayvanlarda kilo kaybı
gizlidir (9, 17, 48).
Hepatomegali diabetik kedi ve köpeklerde
yaygındır (9, 17, 34). Karaciğer hasarı büyük olduğunda
ya da pankreatitis varlığında sarılık ve abdominal sancı
görülür (4, 50).
Kedilerde ayakların distal bölgelerinde nöropatik
bozukluklar gelişebilir (23, 44, 49, 51). Bu nöropatik
bozukluklar sonucu yavaş gelişen topallık ve yere
basamama, ayaklarda zayıflık, patella refleksinde azalma,
parestezi ve değişik derecede ağrı bulunur (19, 44).
Diabetik ketoasidozlu hayvanlarda dehidrasyon,
depresyon, kusma, taşipnea ve respirasyon sırasında
aseton kokusu belirlenir (14, 17, 34).
Diabetli hayvanlarda bakteriyel ve fungal
enfeksiyonlara karşı direnç azalır (9, 17, 24). Dolayısıyla
üriner sistem ile solunum sistemine ait semptomlar ve
deri lezyonları gözlenir (15, 24, 34).
Hastalık haftalar, aylar, hatta yıllarca sürer. Hafif
seyreden olgularda önemli klinik bulgu görülmeyebilir.
Ancak katarakt zamanla körlüğe kadar ilerleyebilir.
Ölüm; zayıflık, diyabet koması ve sekunder enfeksiyonlar
sonucu meydana gelir (17, 44).
24
Şimşek A ve Ark. Kedi ve Köpeklerde Diabetes Mellitus …Dicle Üniv Vet Fak Derg 2008: 1 (1):23-28
Laboratuar Bulgular: Hiperglisemi, glikozüri, karaciğer
enzim aktivitelerinde artış, hiperkolesterolemi ve
hiperproteinemi yaygın laboratuar bulgulardır (10, 34,
52).
Karbonhidratlardan fakir gıdalarla beslenen
hayvanlarda glikozüri görülmeyebilir (44). Kan glikoz
düzeyi çoğunlukla 200 mg/dl’nin üzerinde iken
asemptomatik diabette glikoz düzeyi 125-180 mg/dl’dir
(4).
Kan glikozu renal eşiği aştığında (köpeklerde 180
mg/dl, kedilerde 200 mg/dl) glikozüri şekillenir ancak
glikozüriye tüm diyabetiklerde rastlanmayabilir (4, 36).
Tip 1 Diabetes Mellituslu hastalarda serum insülin
düzeyi <20 µU/ml iken, Tip 2 Diabetes Mellituslu
hastalarda serum insülin düzeyi >26 µU/ml’dir (33).
Yağ mobilizasyonunun fazla oluşuna bağlı olarak
lipemi oluşur (14, 24, 34, 52). Açlık plazma örnekleri
bulanıktır (4, 33). Kolesterol değeri hastalığın erken
dönemlerinde 300 mg/dl iken ileri dönemlerinde 900
mg/dl’dir (4). İleri olgularda kolesterol düzeyi artışı ile
birlikte plazma trigliserit, lipoprotein ve serbest yağ asidi
konsantrasyonları da artar (4, 17, 33). Hepatik lipolizis
sonucu serum ALT ve ALP aktiviteleri çoğunlukla
yüksektir (4, 17, 33, 36, 44).
Diabetetik ketoasidoziste ketonemi ve ketonüri
saptanır (24, 33). Şekillenen metabolik asidozis nedeni ile
kan pH’sı düşer (12, 53). Asit-baz dengesindeki
bozukluklarla birlikte sıvı-elektrolit bozuklukları da
görülür (17, 34).
Kan üre düzeyleri ve serum kreatinin değeri primer
böbrek yetmezliği ve prerenal üremi olmadıkça normaldır
(4, 17).
Akut ve kronik pankreatitisli köpeklerde serum
lipaz ve amilaz aktiviteleri yüksektir. Kronik yangı ve
böbrek yetmezliği durumlarında da serum pankreas
enzimlerinin konsantrasyonlarının yüksek olabileceği
unutulmamalıdır (1, 17). Diabetli hastaların idrar
muayenelerinde sekunder olarak şekillenen üriner sistem
enfeksiyonları nedeni ile proteinüri olabilir (4, 12, 17).
Diabetik hayvanlarda kan vitamin D ve osteokalsin
düzeylerinde önemli bir azalma meydana gelmekte ve
bunun sonucu olarak paratiroid hormon salınımı
artmaktadır.
Hiperglisemi
barsaklardan
kalsiyum
emilimini azaltırken, idrarla kalsiyum ve fosfor atılımına
neden olur (54).
Diabetli hastaların hemogramı komplike olmayan
olgularda genellikle normal olmakla birlikte eritrosit,
lökosit ve plateletlerin yapı ve fonksiyonlarındaki
bozulmalar diabetin hematolojik komplikasyonlarını
gösterir. Komplikasyonların çoğu uzun süreli seyreden
hiperglisemiye, daha azı ise ketoasidoza bağlı olarak
meydana gelir (4, 17, 55).
Tanı: Hastalığın tanısı anamnez, klinik ve laboratuar
bulgulara göre konur (9, 17, 44, 56). Kedi ve köpeklerde
kesin tanı klinik belirtiler, hiperglisemi ve glikozürinin bir
arada bulunması ile konur (17, 23, 56). Her zaman için
kanda glikoz tayini yeterli olmayabilir. Bu durumda oral
veya intravenöz glikoz tolerans testi yapılır (4, 11, 33, 35).
Hastalığın tanısında serum fruktozamin, glikoz ve
hemoglobin konsantrasyonlarının belirlenmesinden de
yararlanılır (9-12, 14, 57, 58). Bu testler özellikle strese
bağlı olarak şekillenen hiperglisemi olgularının diğer
diabet olgularından ayırt edilmesinde önemlidir. Çünkü
bu testler kısa süreli stresten etkilenmezler (11, 33, 51).
Ayırıcı Tanı: Primer renal glikozüri, stres,
hiperadrenokortizm, pankreatitis, renal yetmezlik,
ekzokrin pankreatik neoplazi, pheochromocytoma,
diöstrus, postprandial hiperglisemi hastalığın ayırıcı
tanısında göz önünde bulundurulmalıdır. Hiperglisemi
diabetes mellitusu primer renal glikozüriden ayırır.
Glikozüri hastalığı renal yetmezlik, ekzokrin pankreatik
neoplazi, pheochromocytoma, diöstrus ve postprandial
hiperglisemi
gibi
hiperglisemiye
neden
olan
hastalıklardan ayırır (9, 17, 34).
Sağaltım: Hasta sahibi ile işbirliği sağaltımda başarıyı
arttırır. Sağaltım diet, obez hayvanlarda canlı ağırlığın
azaltılması, insülin ve hipoglisemik ilaç uygulamalarını
içerir. Kedilerde yüksek proteinli ve düşük karbonhidratlı
diyetler, köpeklerde ise fiber oranı yüksek ve kompleks
karbonhidratlı diyet tercih edilir (19, 20, 30, 59)
Diabetin sağaltımında lente insülin, ultralente
insülin, NPH insülin (Nötral Protamine Hagedorn) ve PZI
insülin (Protamine Zinc İnsülin)’den yararlanılır (23, 51).
Köpeklerde genellikle NPH veya lente tercih edilir.
Başlangıç dozu 0.5 U/kg olup günde iki defa uygulanır.
Deri altı uygulama uzun süreli kullanım için ideal
olmasına rağmen özellikle orta derecede dehidrasyonlu ve
ketotik hayvanlarda başlangıçta kas içi uygulama
yapılabilir. İnsülin uygulaması sırasında eşit kalorili iki
öğün verilir (9, 34).
Kedilerde genellikle PZI, ultralente (9, 17, 34)
veya lente tercih edilir. Başlangıç dozu 1-3 U’dir (9, 23).
Sağaltımın başlangıcında ultralente insülinden yararlanılır
ancak yanıt alınamayan olgularda lente insülin tercih
edilir. PZI insülin kan glikoz konsantrasyonunu 1-3 saat
içerisinde düşürmeye başlar ve etkisi 4-10 saat içerisinde
pike ulaşarak 12-24 saat devam eder. Günde bir ya da iki
kez uygulanır (20, 30, 60) .
Enfeksiyon, gebelik ve ketoasidozis olgularında
insülin gereksinimi artar. Bu nedenle dişi köpeklerde daha
sonra
insülin
rezistansı
gelişmemesi
için
ovariohisterektomi yapılmalıdır (14, 34).
Kan glikoz düzeyindeki hızlı ve ani düşüşe neden
olmamak için insülinin dozu tedrici olarak arttırılmalıdır.
Çoğu olguda insülin dozu, hipergliseminin şiddeti ve
vücut ağırlığına bağlı olarak her enjeksiyonda 1-4 U
arttırılır (34, 51).
Kan glikozu ölçümlerine göre insülinin dozu, tipi,
uygulama sıklığı ve gıda zamanı değiştirilebilir. Kan
glikoz düzeyi ideal olarak 90-162 mg/dl arasında
sürdürülmelidir. Sabah alınan idrar örneklerinde az
düzeyde glikozüri kabul edilebilir ancak günün diğer
zamanlarında alınan idrar örneklerinde ise glikozüri
negatif olmalıdır (4, 17, 34).
Sağaltımı yapılan hayvanlarda yeme içme ve
ürinasyon normal ise hastalığın iyi kontrol edildiği
25
Şimşek A ve Ark. Kedi ve Köpeklerde Diabetes Mellitus …Dicle Üniv Vet Fak Derg 2008: 1 (1):23-28
söylenebilir. Fruktozamin ve glikozile hemoglobin
konsantrasyonlarının belirlenmesi sağaltıma yanıtın
kontrolü açısından önemlidir. Hayvanlar 5-7 gün içinde
tekrar değerlendirilirler. Bu süre içinde hastanın
hospitalize edilmesi, özellikle aşırı doz ve hipogliseminin
önlenmesi açısından önemlidir (4, 17, 34, 49).
Sulfonilüre gibi insülin salgılanmasını ve reseptöre
bağlanmasını arttıran oral hipoglisemik ajanlar Tip 2
diabetli (NIDDM) kedilerde kullanılabilir. Ancak
köpeklerde genellikle Tip 1 diabet mevcut olduğundan
kullanımı önerilmemektedir (12, 19). Bunlardan glipizide,
absolut insülin noksanlığının olası olduğu ketonürik ve
zayıf kedilerde kullanılmamalıdır. Glipizide diyet
uygulaması ile birlikte 2,5 mg başlangıç dozunda peros
verilir. Glimepiride ise günde 2 mg dozunda kedilerde
uygulanabilir. Bir oral α-glikozidaz inhibitörü olan
acarbose, hiperglisemiyi konrol etmek için diyet ve/veya
insülinle birlikte 12,5-25 mg dozunda kedilere verilebilir
(9, 19, 59).
Diabetik ketoasidozis, Diabetes mellitusun ciddi bir
komplikasyonudur ve acil sağaltım gerektirir. Sağaltımın
hedefi sıvı-elektrolit kaybını gidererek metabolik kontrolü
yeniden sağlamaktır (12, 61). %0.9’luk NaCl veya
Laktatlı Ringer gibi solüsyonların intravenöz uygulanması
ile dehidrasyon giderilmelidir (9, 34, 61). NaCl solüsyonu,
Laktatlı Ringer solüsyonuyla veya kan glikoz düzeyi
180.2 mg/dl’nin altına düşmüşse %0.18 NaCl ve %4
Glikoz içeren bir solüsyonla değiştirilebilir (34). Eğer
şiddetli düzeyde metabolik asidoz varsa sodyum
bikarbonat ile giderilmelidir. Ancak asidozisin bikarbonat
ile kısa sürede giderilmesi metabolik alkalosis, doku
anoksisi ve paradoksikal serebral asidozise yol açtığından
sodyum bikarbonat kullanımı tartışmalıdır ve yalnızca
arterial
pH<7.0
olduğu
zaman
kullanılması
önerilmektedir. Renal fonksiyonlar düzeltilip yeterli sıvı
sağaltımı yapıldığı takdirde, bikarbonat verilmeksizin
asidozis giderilebilir (9, 17, 34).
Şiddetli diabetik ketoasidozlu kedi ve köpeklerde
hipofosfatemi oluşabilir ve hipofosfatemi hemolitik
anemiye yol açabilir. Bu hayvanlarda hipofosfatemi
tablosu düzelinceye kadar intravenöz 0.01-0.03
mmol/kg/saat potasyum fosfat önerilmektedir (17, 24, 34).
Yeme içmesi olmayan, kusan ve sıvı elektrolit
dengesizliği olan hayvanlarda uzun etkili insülinler (lente,
ultralente) kullanılmamalıdır. Eğer hayvanlar klinik olarak
sağlıklı görünüp orta düzeyde ketonüri mevcut ise
ketonüri giderilinceye kadar kısa etkili insülin günde üç
kez deri altı verilebilir. İnsülinin dozu kan glikoz
konsantrasyonuna göre ayarlanır (17, 61).
İnsülinle agresif sağaltım süresince kan glikoz
düzeyi hızlıca düşebilir (23, 47, 51). Hipoglisemide
güçsüzlük, titremeler, letharji ve şiddetli koma gibi
semptomlar görülür. Hipoglisemik hayvanlara şekerli
içecekler (17, 23, 51) veya intravenöz yolla %2,5-5’lik
dekstroz solüsyonu verilebilir. İnsülin terapisi başlatıldığı
zaman kan glikoz seviyesi, yeterli doz uygulaması
belirleninceye kadar, sık sık kontrol edilmelidir. Terapi
süresince hayvanın klinik ve laboratuar verileri
sabitleştikten sonra durumu her 4-6 ayda bir kontrol
edilmelidir (9, 61).
Teşekkür:
Bu
derlemenin
hazırlanmasındaki
katkılarından dolayı Prof. Dr. Servet SEKİN’e teşekkürü
bir borç biliriz.
Kaynaklar
1. Ersöz B. (1990). Pankreas ve GI Traktus Hormonları.
(Alınmıştır) Harper’ın Biyokimyası. Çevirenler Menteş
G, Ersöz B, 22. Uluslararası Baskısı, s.666-686, Sistem
Yayıncılık, İstanbul.
2. Kuzuya T, Nakagawa S, Satoh J et al. (2002). Report of
Committee on Clasification and Diagnostic Criteria of
Diabetes Mellitus. Diabetes Res Pract Jan. 55 (1): 65-85.
3. Reusch CE, Tschour F, Kley S, Boretti S, SieberRuckstuhl N. (2006). Diabetes Mellitus in the Cat: A
Review. Schweiz Arch Tierheilkd. 148: 130-138.
4. Aytuğ N. (1998). Metabolizma Hastalıkları. Kedi ve
Köpek Hastalıkları. İmren HY (editör). s.345-346.
Medisan Yayınları, Ankara.
5. Şekeroğlu MR, Topal S, Algün E, Tarakçıoğlu M,
Dülger H. (2000). Lipoprotein (a), Plasma Cholinesterasa
and Other Risk Factors in Patients with Type 2 Diabetes
Mellitus. YYÜ Sağ Bil Derg. 6 (1-2): 1-4.
6. Rand JS, Fleeman LM, Farrow HA et al. (2004).
Canine and Feline Diabetes Mellitus Nature or Nuture, J.
Nutr. 134: 2072-2080.
7. Hoenig M. (2002). Comparative Aspects of Diabetes
Mellitus in Dogs and Cats, Mol Cell Endocrinol. 197 (12): 221-229.
8. Aktürk M, Olcay I, Karaahmetoğlu S, Berk F. (2002).
Diabetes Mellitus ve Akciğer. Toraks Dergisi. 3: 217219.
9. Fraser CM. (1986). The Merck Veterinary Manual.
Sixth edition, Merck and Co Inc., Rahway N.J, U.S.A.
10. Elliott DA, Nelson RW, Feldman EC, Neal LA.
(1997). Glycosylated Hemoglobin Concentration for
Assesment of Glycemic Control in Diabetic Cats. J Vet
Intern Med. 11 (3): 161-165.
11. Hoenig M. (2005). Diabetes Mellitus and Testing in
the Dog and Cats, In: 56 th Annual Meeting of the
American College of Veterinary Pathologist (ACVP) and
40th Annual Meeting of American Society for Veterinary
Clinical Pathology (ASCVP), Boston.
12. Özyener F. (1998). Karbonhidrat Metabolizması.
(Alınmıştır) Tıp Öğrencileri İçin Klinik Biyokimya,
Ulukaya E (çeviri editörü). s.1-20. Nobel&Güneş
Yayınları, Bursa.
13. Nelson RW, Griffey SM, Feldman EC, Ford SL.
(1999). Transient Clinical Diabetes Mellitus in Cats: 10
Cases (1989-1991). J Vet Intern Med. 13 (1): 28-35.
14. Catchpole B, Ristic JM, Fleeman LM, Davison LJ.
(2005). Canine Diabetes Mellitus: can Old Dogs Teach us
New Tricks? Diabetologia. 48 (10): 1948-1956.
15. Çelik S, Bal R. (2002). Köpek ve Kedilerde Diabetes
Mellitus: Böbrek Fonksiyon Bozuklukları ve İdrar Taşı
26
Şimşek A ve Ark. Kedi ve Köpeklerde Diabetes Mellitus …Dicle Üniv Vet Fak Derg 2008: 1 (1):23-28
Oluşumu ile İlişkisi. Uludağ Univ., J., Fac., Vet. Med, 21:
43-48.
16. Expert Committee on the Diagnosis and Classification
of Diabetes Mellitus (1997). Report of the Expert
Committee on the Diagnosis and Classification of
Diabetes Mellitus. Diabetes Care. 20: 1183–1197.
17. Nelson RW. (1995). Diabetes Mellitus. (in) Textbook
of Veterinary Internal Medicine. Ettingen SJ, Feldman EC
(eds), pp: 1510-1537. 4.ed.WB Saunders, Philadelphia.
18. Stogdale L. (1986). Definition of Diabetes Mellitus.
Cornell Vet. 76 (2):156-174.
19. Zerbe CA. (2001). What is so Special about Feline
Diabetes Mellitus? Journal of Feline Medicine and
Surgery. 3: 99-103.
20. Rand JS, Marshall RD. (2005). Diabetes Mellitus in
Cats. Vet Clin North Am Small Anim Pract. 35 (1): 211224.
21. Manns JG, Martin CL. (1972). Plasma Insulin,
Glucagon and Nonesterified Fatty Acids in Dogs with
Diabetes Mellitus. Am J Vet Res. 33: 981-985.
“Alınmıştır’’ Çelik S, Bal R. (2002). Köpek ve Kedilerde
Diabetes Mellitus: Böbrek Fonksiyon Bozuklukları ve
İdrar Taşı Oluşumu ile İlişkisi. Uludag Univ. J. Fac. Vet.
Med. 21: 43-48.
22. Atkinson MA. (2000). Type 1 Diabates (in) Atlas of
Clinical Endocrinology. Koreman GS (ed). Vol 2,
Diabetes. Current Medicine. 45-58. Philadelphia.
23. Lust E. (2002). Diabetes Mellitus in Canines and
Felines. U.S Pharmacist. Vol. 27: 11.
24. Başoğlu A, Sevinç M (2004). Evcil Hayvanlarda
Metabolik ve Endokrin Hastalıklar. Pozitif Matbaacılık,
Konya.
25. Reusch CE. (2000). An Overview of Feline Diabetes
Mellitus. Feline Clinical Nutrition Smposium, April 25,
Amsterdam.
26. Warram JH, Martin BC, Krolewski LS. (1990). Slow
Glucose Removal Rate and Hyperinsulinemia Preceede
the Development of Type II Diabetes in the Offspring of
Diabetic Parents. Ann Intern Med. 113: 909-915.
27. Lutz TA, Rand JS. (1995). Pathogenesis of Feline
Diabetes Mellitus. Veterinary Clinics of North America:
Small Animal Practice. 25 (3): 527-552.
28. Steppan CM, Bailey ST, Bhat S et al. (2001). The
Hormone Resistin Links Obesity to Diabetes. Nature.
409:307-312.
29. O’Brien TD. (2002). Pathogenesis of Feline Diabetes
Mellitus. Mol Cell Endocrinol. 197 (1-2): 213-219.
30. Weaver KE, Rozanski EA, Mahony OM, Chan DL,
Freeman LM. (2006). Use of Glargine and Lente İnsulins
in Cats with Diabetes Mellitus. J Vet Intern Med. 20 (2):
234-238.
31. Peterson ME. (1984).Decreased Insulin Sensitivity
and Glucose Tolerance in Spontaneous Canine
Hyperadrenocorticism. Res Vet Sci. 36: 177-182.
“Alınmıştır’’ Çelik S, Bal R. Köpek ve Kedilerde
Diabetes Mellitus: Böbrek Fonksiyon Bozuklukları ve
İdrar Taşı Oluşumu ile İlişkisi. (2002). Uludag Univ. J.
Fac. Vet. Med. 21: 43-48.
32. Kahn SE, Horber FF, Prigeon RL. (1993). Effect of
Glucocoricoids and Growth Hormone Treatment on
Proinsulin Levels in Humans. Diabetes. 42: 1082-1085.
33. Turgut K. (2000). Veteriner Klinik Laboratuar
Teşhis.1. Baskı, Bahçıvanlar Basım Sanayi AŞ, Konya.
34. Schaer M. (2003). Diabetes Mellitus, (in) Clinical
Medicine of the Dog & Cat. Manson Publishing Ltd,
London.
35. Karagül H, Fidancı UR, Altıntaş A, Sel T. (2000).
Klinik Biyokimya, 1. Baskı, Medisan Yayınları, Ankara.
36. Bush BM. (1991). Interprectation of Laboratory
Results for Small Animal Clinicians. Blackwell Scientific
Publications, London.
37. Rand J. (1999). Current Understanding of Feline
Diabetes: Part 1, Pathogenesis. Journal of Feline
Medicine and Surgery. 1:143-153.
38. Fleeman LM, Rand JS. (2001). Management of
Canine Diabetes. Vet Clin North Am Small Anim Pract.
31 (5): 855-880.
39. Nonogaki K. (2000). New Insight Into Sympathetic
Regulation of Glucose and Fat Metabolism. Diabetologia.
43: 45.
40. Guyton AC, Hall JE. (2000). Textbook of Medical
Physilogy. 10th ed, WB Saunders, Philadelphia.
41. Kaymak K. (1996). Pankreasın Endokrin
Fonksiyonları ve Karbonhidrat Metabolizmasının
Düzenlenmesi. (Alınmıştır) Tıbbi Fizyoloji, s. 411-441.
1.Cilt, 17. Baskı, Barış Kitabevi, Ankara.
42. Berne RM, Matthew NL, Koeppen BM, Stanton BA.
(1998). Hormones of the Pancreatic Islets, in Physiology,
Fourth ed, Mosby Inc, Philadelphia.
43. Bilge M. (1975). Hormonlar Bilimi, Cerrahpaşa Tıp
Fakültesi Yayınları, Çeltüt Matbaacılık Koll. Şti, İstanbul.
44. İmren HY, Şahal M. (1996). Veteriner İç Hastalıkları,
4. Baskı, Medisan Yayınları, Ankara.
45. Kinoshita JH. (1965). Cataract in Galactosemia.
Investigative Opthalmology. 4, 768-799.
46. Peiffer RL, Gelatt KN, Gwin RM. (1977). Diabetic
Cataract in the Dog. Canine Practice. 2:18-22.
47. Graham PA. (1995). Diabetes Mellitus.
Erişim:
http://www.petdiabetes.com/caninediabetespg.html
Erişim tarihi:05.02.2008.
48. Salgado D, Reusch C, Spiess B. (2000). Diabetic
Cataracts: Different Incidence between Dogs and Cats,
Schweiz Arch Tierheilkd, 142 (6): 349-353.
49. Bennett N. (2002). Monitoring Techniques for
Diabetes Mellitus in the Dog and the Cat, Clin Tech
Small Anim Pract. 17 (2): 65-69.
50. Marks SL. (2003). Update on the Diagnosis and
Management of Feline Pacreatic Disease. Feline Medicine
Symposium.Waltam USA.
51. Complications of Insulin Therapy in Diabetic
Cats.Erişim:
http://www.walthamusa.com/articles/NELSON.pdf
Erişim tarihi: 07.02.2008.
52. Moise NS, Reimers TJ. (1983). Insulin Therapy in
Cats with Diabetes Mellitus. 188 (2): 158-164.
27
Şimşek A ve Ark. Kedi ve Köpeklerde Diabetes Mellitus …Dicle Üniv Vet Fak Derg 2008: 1 (1):23-28
53. Thoresen SI, Bjerkas E, Aleksandersen M, Peiffer RL.
(2002). Diabetes Mellitus and Bilateral Cataracts in a
Kitten. Journal of Feline Medicine and Surgery. 4:115122.
54. Nagasaka S, Murakami T, Uchikawa T, Ishikawa SE,
Saito T. (1995). Effect of Glycemic Control on Calcium
and Phosphorus Handling and Parathyroid Hormone
Levels in Patients with Noninsulin Dependent Diabetes
Mellitus. Endocr J. 42 (3): 377-383.
55. Christopher MM. (1995). Hematologic Complications
of Diabetes Mellitus. Veterinary Clinics of North
America: Small Animal Practice, 25 (3): 625-637.
56. Peterson ME. (1994). Endocrine diseases. (in) The
Cat, Diseases and Clinical Management. Sherding RG
(ed). 2 ed, pp: 1465-1470. Churchill Livingstone, New
York.
57. Elliot DA, Nelson RW, Reusch CE, Feldman EC,
Neal LA. (1999). Comparison of Serum Fructosamine and
Blood Glycosylated Hemoglobin Concentrations for
Assessment of Glycemic Control in Cats with Diabetes
Mellitus. J Am Vet Med Assoc. 214 (12): 1794-1798.
58. Lutz TA, Rand JS. (1993). A review of New
Developments in Type 2 Diabetes in Human Beings and
Cats. Br Vet J. 149 (6): 527-536
59. Mazzaferro EM, Greco DS, Turner AS, Fettman MJ.
(2003). Teratment of Feline Diabetes Mellitus Using an
Alpha-Glucosidase Inhibitor and a Low-Carbohydrate
Diet. J Feline Med Surg. 5 (3): 183-189.
60. Bertoy EH, Nelson RW, Feldman EC. (1995). Effect
of Lente İnsulin for Treatment of Diabetes Mellitus in 12
Cats. J Am Vet Med Assoc. 1; 206 (11): 1729-1731.
61. Martin G, Rand J. (2000). Current Understanding of
Feline Diabetes: Part 2, Treatment. Journal of Feline
Medicine and Surgery. 2: 3-17.
Yazışma Adresi: Arş. Gör. Aynur ŞİMŞEK
Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi
İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Diyarbakır
28