Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
12 pages
1 file
Özet: (OY10 Env. 065 Kazı Env. No.lu) krem renkli bir taş (kireçtaşı?) silindir mühür (Res.1, Çiz. 1), Oylum Höyük'te 2010 kazı sezonunda L22 Açması ÖBY 102'den açığa çıkmıştır. Mührün yüksekliği 1. 9 cm., çapı 1 cm ve delik çapı 0.3 cm.dir. Bu mühür Suriyeli-Anadolulu Linear-Kursiv grubuna aittir. Bu grup mühürlerin daha erken Suriyeli mühürlerle ilişkili olduğu düşünülmektedir. Söz konusu silindir mühürler bir bölgede/atölyede üretilmiş gibi görünmektedir. Kuzeyde Anadolu'dan güneyde Filistin'e, batıda Kıbrıs'a kadar geniş bir bölgeye yayılmıştır. Bu silindir mühürlerin ana konusu, belirli fiziksel ve giysi tarzları olan ve bir elini kaldırmış, semboller, çeşitli hayvanlar, bitkiler, altarlarla münavebeli olarak düzenlenmiş olan figürlerdir. Sahnenin alt ve üst kenarını düz bir hat belirler. Oylum mühründe ve diğerlerindeki başak tasvirleri Batı Sami'nin hububat tanrısı Dagan ile ilgili olabilir. Oylum Höyük silindir mührü, M. Ö. 19. Yüzyılın ikinci yarısı ile 18. Yüzyılın ikinci yarısına tarihlendirilebilir.
ÖZET: Kilis, Oylum Höyük Erken Tunç Çağı III-IV Mezarlığındaki bir çocuk mezarından beş silindir mühür bulunmuştur. Bunlardan üçü müzik ve dans sahnelidir. Bir diadem olarak kullanılmış altından bir disk, iskeletin alnı üzerinde durmaktaydı. Bu diskin varlığı çocuğun muhtemelen sosyo-ekonomik durumu yüksek bir aileden biri olduğunu gösterir. Silindir mühürler Kilis Müzesi " ndedir. Bunlar deniz kabuğu özünden, sert diş dokusundan ya da kemikten yapılmışlardır. Uzunlukları 1.45 cm ilâ 1.75 cm ve çapları 0.7cm ilâ 0.8 cm arasındadır, delik çapları 0.3 cm " dir. Mühürlerin sahnelerini müzisyenler ve dansçılar oluşturur. Engin Özgen " in işaret ettiği gibi dansçılarla müzisyenleri bir arada tasvir ettiği için bu silindir mühürler eşsizdir. Silindir mühürler Erken Hanedanlık IIIA (MÖ yaklaşık 2550-2400) Dönemine tarihlendirilebilir. ABSTRACT: Five cylinder seals are found in the grave of a child of Early Bronze Age III-IV cemetery at Oylum Höyük, Kilis. Three of them are with musical and dancing. A golden disc, possibly used as diadem, was located on the forehead of the skeleton. The presence of this disc possibly indicates that the child is of a family with good socioeconomic status. Cylinder seals are in the Kilis Museum. They were made of shell core or ivory or bone. Their lengths range from 1.45 cm to 1.75 cm, their diameters range from 0.7 cm to 0.8 cm, and their perforation diameters are 0.3 cm. Musicians and dancers make up the scenes of the seals. Engin Özgen points out the cylinder seals are unique due to the reason that the musicians and the dancers are depicted together. The cylinder seals can be dated Early Dynasties IIIA Period (around 2550-2400 B. C.).
Oylum Höyük'ten açığa çıkarılmış kireçtaşından iki silindir mühür, Yeni Assur mühür sanatının çizgisel üslûbundadır. 8.50.1995 Müze Env. No.lu silindir mühür üzerinde okçu ile yılan ejderhasının mücadelesi konu edilmiştir. 11.29.1998 Müze Env. No.lu ikinci silindir mühür üzerinde ise bir okçunun yaban keçisini avlaması tasviri yer alır. Okçunun yılan ejderhası ile mücadelesini konu eden silindir mühürler, Assur merkez olmak üzere İran'dan Doğu Anadolu'ya, batıda Yunanistan'a kadar Suriye ve Mezopotamya'da çok sevilerek kullanılmıştır. Assur'da mühür yapımında, elle tutulan aletlerle yontulabilen en başta serpantin olmak üzere yumuşak taşlar kullanılmıştır. Dominique Collon sonuç olarak linear/çizgisel üslûp gelişmiştir diyor 2. Gövdeler kabaca düz şekilde yontulmuş ve ayrıntılar oluk ağızlı kalemle kabaca verilmiş ve bazı detaylar modele/kabarık gösterilmiştir 3. Yeni Assur çizgisel üslûplu mühürlerin konu malzemesi doğudan ve batıdan olmak üzere iki kaynaktan gelmiş gibi görünmektedir 4. Hayvanlar ve avlanmayı tasvir eden sahneler Assurlular'a batıdan miras kalmıştır. Bu gruba ait mühürlerin sahnelerini genellikle üstte ve altta düz bir hat sınırlandırır. En çok av sahneleri tasvir edilmiştir. Canavarlarla mücadelede okçu çoğunlukla avına bakar, hayvanlar ise daha sıklıkla arkadan avlanır. Hayvan bazen arkaya saldırganına doğru omuzunun üzerinden bakar. Okçu ve av, Assur'da merkezileşmiş bir yayılımla M. Ö. Dokuzuncu yüzyıldan sonra popüler hale gelmiş gibi görünür. Okçu bir dizi üzerine çökmüş veya ayakta durur şekilde tasvir edilmiştir 5. Bu makalenin konusunu oluşturan iki mühür, Yeni Assur Dönemi'ne aittir ve çizgisel üslûpta oyulmuştur. 8.50.1995 Müze Env. No.lu silindir mühür (Res. 1) 1995 Oylum Höyük kazı çalışmalarında R 15 Açmasından açığa çıkarılmıştır (Kazı Env. No.su: OY95/8). Kireçtaşı mühür, 2.40 cm yüksekliğinde, 0.90 cm çapındadır ve 0.15 cm ila 0.20 cm çapında ip deliklidir. Mührün yüzeyinde bozulmalar vardır 6. Sahneyi üstten ve alttan bir hat sınırlar. Konusu ayakta duran bir okçu ile yılan ejderhasının (bašmu'nun) 7 mücadelesidir 8. Bu konu en çok frit 9 mühürlerde görülür 10. Sahnenin sol tarafındaki okçu sakallı ve uzun giysilidir. Başının arka tarafında ve oku atmak için gerilmiş kolunun üst kısmındaki üç sıra kısa çizgi muhtemelen sırtında taşıdığı sadağın içindeki oklarıdır. Diğer eliyle yayı sıkıca kavramış ve yılan ejderhasının üst gövdesine nişan almıştır. Ejderhanın boyu ve üç sorguçlu başı okçudan yaklaşık iki kat daha büyüktür. Ağzını açmıştır. Kalın üst gövdesi kuyruk ucuna doğru incelmektedir. Bütün gövdesi yatay çizgilerle taralıdır. İki ayaklıdır ve kıvrık kuyruğu üzerinde bir ay motifi görülür. Okçu ile yılan ejderhası arasında bir çalı/ağaç yer alır. Ok ve yay, tanrı Tişpak'ı akla getirmektedir. Bu tanrının köken olarak Hurriler'in Fırtına tanrısı Tešup ile özdeş olabileceği düşünülmektedir 11. Bu savaşcı tanrı, bir tasvirinde yay, ok ve topuz taşır. Akkad Döneminde veya Eski Babil Döneminin başlarında Eşnunna (Tell Asmar) şehrinin yerel tanrısı olarak Ninazu'nun yerini almıştır. Tanrı Tişpak'ın simgesi olan hayvan yılan ejderhadır. Akkadca adı mušhuššu olan bu
AHBV Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2020
Çokkültürcülük ilk toplumlardan itibaren hemen hemen her dönem de görülen bir olgu olmasına rağmen son dönemde artan kitle iletişim ve ulaşım teknolojileri, küreselleşme, ulus aşırı göçler, artan mobilizasyon ve genişleyen sosyalizasyon süreçlerinden dolayı günümüz toplumları daha fazla çokkültürlü bir yapıya sa-hiptir. Bu durum hâkim toplum yapısı içinde daha fazla farklı sosyolojik azınlıkların bir arada varlığını sürdür-mesi anlamına gelmektedir. Farklı kökenlerden gelen etnik azınlık ve hâkim toplum yapısı içinde kendini farklı konumlandıran sosyolojik azınlık gruplarının uyumu tarihsel olarak farklı dönemlerde farklı şekilde tar-tışılmıştır. Birçok nedenden dolayı farklı ülkelere göç eden veya göç etmek zorunda kalan göçmen grupların hâkim topluma uyumu noktasında siyasal erki elinde bulunduran yöneticiler dönemsel olarak farklı politikalar üretmiştir. Ulus devlet anlayışının egemen olduğu dönemde göçmen grupların sahip olduğu bütün farklılıkları arkada bırakarak hâkim topluma uyum sağlanacağına yönelik politikalar yerine son dönemlerde salata mo-deli anlayışına geçilerek göçmen grupların kökenlerinden getirdikleri farklılıkları koruyarak hâkim topluma uyumuna imkân veren çokkültürlü politikalar uygulanmaya başlanmıştır. Çokkültürlü politikalar toplumsal bü-tünleşmeyi sağlamayı amaçlamasına rağmen, artan kitle iletişim ve ulaşım teknolojileri göçmen grupların sosyolojik azınlıklar olarak kökenleri ile olan bağlarını sürdürmesine/güçlendirmesine yardımcı olmakta ve bu grupların ev sahibi topluma uyumu zorlaşmaktadır. Bu bağlamda sosyolojik azınlık grubu olarak göçmen-lerin hâkim topluma uyumu karmaşık bir hal almaktadır. Çalışma kapsamında sosyolojik azınlık grubu olarak göçmenlerin ana akım toplum yapısına uyumu tartışılmıştır.
Oylum Höyük , 2021
Oylum Höyük 2021 yılı kazı çalışmaları [Proje numarası-CK017901(2021)] 04.07.2021 –05.11.2021 tarihleri arasında, gerçekleştirilmiştir. Kazı çalışmaları sonunda, ele geçirilen 44’ü envanterlik, 54’ü etütlük nitelikte olan toplam 98 arkeolojik eser Kilis Müzesi’ne teslim edilmiştir
41. Kazı Sonuçları Toplantısı - I, 2020
Oylum Sarayı’nın açığa çıkartılan bölümleri, M.Ö. 2. binyılın başlarında geleneksel Suriye saray mimarisi özellikleri gösterirken, bu dönemde Kilis Ovası’nda önemli bir yönetim merkezinin de varlığına işaret etmektedir. Sürdürülecek kazılarla sarayın açığa çıkartılacak bölümleri ve elde edilecek muhtemel buluntular ve bulgular, bölge arkeolojisine daha fazla katkı sağlayacaktır.
TARİHTE MÜSLÜMANLAR, 2020
20. yy.'da öne çıkan Müslüman Düşünürler'den Ahmet Yüksel Özemre (1935-2008)
2019
GİRİŞ İnsanların doğal, ekonomik, sosyal ve siyasal nedenlerden dolayı sürekli yaşadığı yerden başka yerlere bireysel veya toplu, kalıcı veya geçici şekilde yerleşmelerine göç adı verilmektedir. Göç insanlık tarihi kadar eski bir durumdur. Günümüzde küreselleşme sürecinin başlamasıyla birlikte ulaşım ve iletişim imkânları da artmıştır. Doğdukları ülkeden başka bir ülkeye göç etmek iç göç kadar kolay hale gelmiştir. Bu nedenle kalıcı ya da geçici olarak göç edenlerin sayısı günden güne artmaktadır. Uluslararası Göç Örgütü ve OECD'nin tahminlerine göre dünyada göçmen sayısı 30 milyonun üzerindedir (Arslan, 2002: 82). Dünyanın hemen hemen her ülkesinde 'göç' hareketleri yüzyıllardan beri süregelen bir hareketliliktir. 20. yy içerisine bakıldığında toplu göç olayları hızla devam etmektedir. Çok sayıda insanın göç etme nedenleri savaşlar, ekonomik krizler, sosyal ve siyasal nedenler olarak tanımlanmaktadır. Buna ek olarak göçmenlerin kaynak ülkeden hedef ülkeye gitme sebepleri; işsizlik, doğal afet, eğitim, kuraklık, demokrasinin yoksunluğu, cinsel yönelimin farklı olması gibi çeşitli nedenlerden dolayı olabilmektedir. Göç ve Kültür kavramlarının birlikte düşünülüp araştırılması oldukça zordur. Göç başlı başına bir hareket, değişim, dönüşüm içermektedir fakat diğer taraftan kültür kavramı içinde stabil olma, istikrar ya da durağanlık hali mevcuttur. Tarihe bakıldığında göç eden göçmenlerin karşılaştığı en büyük sorunlardan birisi ulusal kimliklerini kaybetme korkusudur. Bu kavram göç ile kültür arasına mesafe koyan ama diğer taraftan bu mesafeyi daraltan bir yapı içerisinde karşımıza çıkmaktadır. Paradoks gibi gözükmekte olan bu kavram ilişkisi hem araştırmacı hem de göçmenler için birçok sorunu da beraberinde getirmiştir. Göç sorunu hem birey göçmeni hem de kurumları ilgilendiren bir sorundur. Tamda bu nedenle göç olgusu kültür kavramı etrafında tanımlanmaktadır. Göçmenin karşılaştığı sorunlar arasında hedef ülkenin dilini bilmeme, sosyal güvenlik haklarından yeterince yararlanama, konut sorunları, yabancı çevreye uyum sağlayamama bunların başında gelmektedir. Sosyal Politika, işgücü göçüne, buna paralel olarak göç eden
HADİM ÇEVRESİNDE YÖRÜKLER ve YÖRÜK KÜLTÜRÜ, 2019
Bu çalışmada, Konya'nın otuz üç ilçesinden biri olan Hadim'i, coğrafi konum ve tarihsel süreç ve yöre yaşantısı üzerinden değerlendirmeye çabalandı.
Forme relative ed assolute di tempo negativo, 2024
Fonseca: Journal of Communication, 2022
Controlled Nuclear Fusion, 1992
BMC Public Health, 2009
Journal of Physics: Conference Series, 2009
Scientific Reports, 2020
Frontiers in Microbiology, 2015
Physics Letters B, 1998
ASME 2010 Dynamic Systems and Control Conference, Volume 1, 2010