Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
1 page
1 file
Test pertama memakai akun di academia edu
2020
Bu kitab›n bas›m, yay›m ve sat›fl haklar› Anadolu Üniversitesine aittir. "Uzaktan Ö¤retim" tekni¤ine uygun olarak haz›rlanan bu kitab›n bütün haklar› sakl›d›r. ‹lgili kurulufltan izin almadan kitab›n tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kay›t veya baflka flekillerde ço¤alt›lamaz, bas›lamaz ve da¤›t›lamaz.
Yeditepe Fatih Kültür Sanat Yaşam Dergisi, 2023
İstanbul… Başlı başına birçok uygarlığın hayalini kurduğu ve kuşattığı o güzelim şehir. Fatih’e kadar Yunanlılar, Romalılar, İranlılar, Avarlar, Bulgarlar, İslavlar, Ruslar, Araplar ve Türkler tarafından 29 defa kuşatılmış, 7 defa düştükten sonra ancak 1453 yılında İstanbul’un fethiyle Bizanslıların elinden çıkarak sahip değiştirmiştir. Bizans’ın mukadderatının bu kadar geç değişmesini temin eden etken şüphesiz şehrin dayanıklılığıyla nam salmış surlarıydı. Ta ki Fatih’e kadar. Istanbul… A magnificent city that has been the subject of dreams and sieges by numerous civilizations throughout history. Until the era of Fatih Sultan Mehmet, it was besieged 29 times by the Greeks, Romans, Persians, Avars, Bulgars, Slavs, Russians, Arabs, and Turks, and fell seven times before finally being captured in 1453 during the conquest of Istanbul, which marked the city's transition from Byzantine rule. The key factor delaying this change in Byzantium's fate was undoubtedly the city's renowned fortifications, celebrated for their resilience—until the time of Fatih Sultan Mehmet.
DergiPark (Istanbul University), 2018
Osmanlı Devleti, 19. yüzyılda siyasi, iktisadi ve kültürel başta olmak üzere birçok alanda değişim ve dönüşüme sahne olmuştur. Tanzimat ile başlayan değişim ve dönüşüm II. Meşrutiyet ile hız kazanmıştır. II. Meşrutiyet'in ilan edilmesiyle hürriyet ortamı doğmuştur. II. Meşrutiyet, II. Abdülhamid'in istibdat dönemini yıkmış yerine Jön Türkleri iş başına getirmiştir. Meşrutiyet, Türkiye'nin demokratikleşme noktasında attığı önemli bir adımdır. Bu dönemin sağladığı hürriyet ortamı, Osmanlı coğrafyasının birçok yerinde coşku ve sevinçle karşılanmıştır. Bununla birlikte Diyarbakır'da da Ziya Gökalp öncülüğünde Meşrutiyet'in ilan edilmesi sevinç ve gösterilerle kutlanmıştır. Bu hürriyet ortamında Osmanlı topraklarının pek çok yerinde olduğu gibi Diyarbakır'da da çeşitli dernek ve cemiyetler kurulmuş aynı zamanda gazete ve dergiler çıkarılmıştır. Bu dönemde aydınlar, Diyarbakır'da basın yayın aracılığıyla fikirlerini özgür bir şekilde dile getirmişlerdir. Böylece doğu bölgesinin siyasi, sosyal ve iktisadi gibi birçok alanda ihmal edildiğini belirterek bölgenin kalkınması noktasında çaba göstermişlerdir.Bu dönemde farklı etnik unsurlar arasında milliyetçilik belirginleşmeye başlamıştır. Bu milliyetçilik akımından doğu vilayetleri özellikle de Diyarbakır'da bulunan farklı etnik unsurlar etkilenerek, etnik bir arayış içerisine girmişlerdir.Bu çalışmada birinci ve ikinci el kaynaklardan yararlanılarak, II. Meşrutiyet'in Diyarbakır'a yansımaları üzerinde durulmuş ayrıca Diyarbakır ve çevresinin Meşrutiyete karşı verdiği tepkilerin incelenmesi hedeflenmiştir.
III ÖNSÖZ Mimarî, yüzyıllar boyunca insanoğlunun çok çeşitli yapı elemanları ile öncelikli olarak barınma ihtiyacına binaen inşa ettikleri hanelerle şekillenmeye başlamıştır. İnsanoğlu bir arada yaşamaya ve toplum olgusunu oluşturmaya başladıkça bireyin ihtiyaçlarını karşılayan haneler ile sınırlı kalmamış, toplumsal ihtiyaçların da karşılanabileceği ortak mekanlar geliştirmeye başlamıştır. Coğrafi şartlar, yüzyılların biriktirdiği kültürel değerler, inançlar ve toplum etkileşimleri inşa edilen yapılara bir iz olarak yansımıştır. Bu izler ortaya çıktıkları toplumlarda ortak temsiliyetler oluşturarak bir üslup meydana getirmiştir. Şüphesiz ki toplum üzerindeki en büyük egemen güç devlettir. Devlet aynı zamanda toplumu oluşturan unsurların bütünü ve yönetim mekanizmasıdır. Bu yönetim kimliği devletin hakimiyetini simgeleştirerek meşru hale getirmektedir. Bu meşru hakimiyeti vurgulamanın da en akılcı yolu mimaridir. Tarih boyunca hüküm süren hemen hemen her medeniyet güç unsuru olarak mimariyi kullanmış ve anıtsal yönetim binaları inşa etmiştir. Yeni kurulan bir devlet olarak Türkiye Cumhuriyeti "hakimiyet milletindir" ilkesi doğrultusunda güç unsurunu meclis binasına yansıtmıştır. Cumhuriyet ile birlikte Türk/Türklük kavramı üst kimlik olarak ön plana çıkmıştır. Bu kavram devletin ideolojisini şekillendirerek kültürel değerlerde de etkisini hissettirmiştir. Böylece mimari anlamda ulus-devlet anlayışıyla bütünleşen bir üslup olan Birinci Ulusal Mimarlık Akımı benimsenmiştir. Bu üslubun Ankara'daki ilk örneklerinden biri olan İkinci Meclis Binası (Halk Fırkası Mahfeli) bu tez çalışmasında yapı monografisi oluşturularak sunulmuştur. Üç bölümde tamamlanan tez çalışmasının ilk bölümü olan Giriş'te, araştırmanın hazırlanması ve sunulması ile ilgili genel bilgilere yer verilmiştir. İkinci bölümde, Birinci Ulusal Mimarlık Akımı'nın gelişim süreci ve mimarlarına değinilmiştir. Üçüncü bölümde ise yapının inşa süreci ve geçirdiği onarımlar, mimarın yaşadığı sorunlar ve süsleme programı ele alınmıştır. IV Bu tezin, konusunun belirlenmesi, çerçevesinin çizilmesi ve hazırlanmasında önerileriyle bana farklı bakış açıları kazandıran ve tüm özverisiyle beni destekleyen, karşılaştığım zorluklarda bana sabır gösteren değerli danışman hocam Dr. Öğr. Üyesi Elif Kök'e çok müteşekkir olduğumu belirtir, saygılarımı sunarım. Lisans eğitimimden bu yana desteklerini esirgemeyen ve üzerimde emekleri olan, Marmara Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü'nde görevli, başta Bölüm Başkanı Prof. Dr. Abdülhamit Tüfekçioğlu olmak üzere, Prof. Dr. Fatma Nalan Türkmen'e, Doç. Dr. Selman Can'a, Dr. Öğr. Üyesi Nuriye Özlem Çuhadar'a ve Arş. Gör. Zeki Boleken'e teşekkürü borç bilirim. İstanbul Medeniyet Üniversitesi'nde Araştırma Görevlisi olarak görev yapmakta olan, üniversitenin ilk yılından beri her ihtiyacımda yardımıma koşan değerli dostum Kubilay Arpacı'ya teşekkür ederim. Ayrıca bu tez çalışmasını hazırlarken hep desteğini gördüğüm değerli arkadaşım Sanat Tarihçisi Öykü Naz Erdiman'a teşekkürü bir borç bilirim. Bazı kaynaklara ulaşmamda yardımcı olan ve yorumlarıyla katkıda bulunan arkadaşım Anılcan Sıçrayık'a da teşekkür ederim. Tez çalışması boyunca sunduğu imkanlardan yararlandığım Koç Üniversitesi VEKAM Arşivi'ne, Bodrum Mimarlık Kütüphanesi ve onun özelinde Prof. Dr. Süha Özkan'a, Vedat Tek hakkında bazı belgeleri benimle paylaşan İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü'nde görevli Arş. Gör. Dr. Müjde Dila Gümüş'e ve Ankara Cumhuriyet Müzesi çalışanlarına teşekkür ederim. Son olarak hayatım boyunca yanımda olan, verdiğim kararlarda beni destekleyen ve cesaretlendiren, babam Selçuk Kılıç'a, annem Esma Kılıç'a, kardeşim Enes Kılıç'a ayrıca çizimlerde bana yardımcı olan kardeşim Selinay Kılıç'a ve kardeşim olarak gördüğüm aile dostumuz Yunus Emre Şiranlı'ya sonsuz teşekkür ederim. V ÖZET Tarihsel süreçte yaşanan önemli olaylar, ortaya çıktığı coğrafyalarla ve yaşandıkları mekanlarla anılır. Bu mekanlar, olayların somut bir tanığı olarak ayakta durmaktadır. Anlatımların güçlenmesi, tarihi doku ve zihindeki canlandırmalar mekandan bağımsız düşünülemez. Kendi tarihimize baktığımızda son iki asırdır çok büyük değişimlerin yaşandığını görmekteyiz. İmparatorluğun çökmesi o dönemin anıtsal binalarına daha farklı anlamlar yüklerken, yeni kurulan Cumhuriyet'in de anlamını taşıyan binalar inşa edilmiştir. Bu binalar içinde şüphesiz ki II. Meclis Binası büyük bir öneme sahiptir. Böylesine simge yapının, soyut arka planında ve somut olan kütlesinde yaşadığı süreçleri ve değişimleri aydınlatmak ve tanıtabilmek adına bu tez çalışması hazırlanmıştır. Gazete haberleri ve fotoğraflardan yararlanılarak bu değişimlerin analizleri yapılmış ve yılları tespit edilmiştir. Sonuç olarak II. Meclis Binası inşa edildiği dönemin sosyo-ekonomik ve kültürel ortamıyla bağdaştırılarak bütüncül bir şekilde ele alınmıştır.
Hazırlık çalışmaları, İdarenin olanaklarının, ihtiyaçlarının ve taleplerinin belirlenmesi, imar durumu, kadastro, altyapı-enerji, arsanın doğal ve zemin özelliklerinin saptanması ve gerekli belgelerinin derlenmesi, tasarım ve uygulama aşamalarında izlenecek yol ve uygulanacak çalışma yönteminin kararlaştırılması, tasarım ve uygulama çalışmalarına Proje mimarı'nın yardımcısı olarak katılacak mühendisler ve diğer uzmanların yapacağı çalışmaların ve bunların koordinasyon şeklinin saptanması amacı ile Proje koordinatörü (mimar) tarafından yapılan çalışmalardır.
2020
Bu kitab›n bas›m, yay›m ve sat›fl haklar› Anadolu Üniversitesine aittir. "Uzaktan Ö¤retim" tekni¤ine uygun olarak haz›rlanan bu kitab›n bütün haklar› sakl›d›r. ‹lgili kurulufltan izin almadan kitab›n tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kay›t veya baflka flekillerde ço¤alt›lamaz, bas›lamaz ve da¤›t›lamaz.
İdealKent (Kent Araştırmaları Dergisi), 15. Sayı: Göç-II
INTRODUCCIÓN Frank introduce el vocablo Técnicas Proyectivas para describir una categoría de pruebas para el estudio de la personalidad en las que el individuo da respuestas libremente a series de estímulos tales como manchas de tinta, láminas o frases incompletas, basándose en el supuesto de que las personas proyectan en sus respuestas sus percepciones, sentimientos, estilos o conflictos. En la interpretación de las respuestas individualizadas ha tenido gran influencia la teoría psicoanalítica. La proyección como término psicoanalítico es considerada diferente de la proyección ante estímulos. Frank encuadra el concepto en el modelo lewiniano de la conducta, en cuanto proceso de organización del campo perceptivo, y más tarde añade que se trata de una modificación activa por parte del individuo sobre los estímulos, personas y situaciones del entorno. Murray considera que la proyección puede ser consciente o inconsciente, de aspectos favorables o desfavorables, de sí mismo o del entorno. Zubib, Eron y Schumer señalan que la proyección no tiene necesariamente que implicar componentes defensivos, inconscientes, inaceptables o de evitación de la ansiedad. Desde la perspectiva holista-funcional, se sostiene que toda conducta es activa, propositiva, orientada a unos objetos y para evaluarla y comprenderla se necesita una aproximación holista, lo que requiere un esfuerzo por comprender la personalidad en su totalidad. El término proyección es sustituido en este modelo por el de apercepción. El desarrollo desde finales de los 70 de la perspectiva cognitiva para el empleo y análisis de las técnicas proyectivas entiende la proyección como la manifestación de conductas encubiertas del paciente, en relación con estímulos pictóricos que le son relevantes. A partir de estos supuestos las técnicas proyectivas son entendidas como tareas facilitadoras de componentes o aspectos de la conducta difícilmente accesibles por métodos directos. Las técnicas proyectivas desvelan las partes más profundas de la estructura de la personalidad, de las cuales el individuo ni siquiera es consciente. Penetran en el mundo interior de la persona, lo que Dana llamaexperiencia subjetiva compartida. Aiken y Cronbach afirman que la aplicación y calificación de una prueba proyectiva requiere más capacidad y sensibilidad que para un inventario de informe de sí mismo. Habitualmente se recomienda que los psicólogos clínicos consideren las interpretaciones de las respuestas de proyección sólo como explicaciones sugeridas que pueden o no confirmarse por medio de otras fuentes de información sobre la persona. La mayor parte de las veces son utilizadas en el ámbito clínico y como complemento de las técnicas conductuales o de rasgos. 1. DEFINICIÓN DE LAS TÉCNICAS PROYECTIVAS Las Técnicas Proyectivas son definidas como instrumentos sensibles para revelar aspectos inconscientes de la conducta, que provocan una gran variedad de respuestas subjetivas; son altamente multidimensionales y evocadoras de datos inusualmente ricos con un mínimo conocimiento por parte del sujeto del objetivo de test. También han sido eficaces para evaluar aspectos del mundo cognitivo y afectivo que pueden servir de indicadores para el diagnóstico o la descripción del individuo. El Educational Testing Service las considera como aquellas medidas que requieren una respuesta no estructurada en orden a efectuar una evaluación de la personalidad o cognición del sujeto examinado. Su objetivo es la evaluación global de la personalidad, es decir, no concentran la atención en la medición de rasgos separados, sino en una imagen compuesta de la personalidad, y su apoyo es la teoría psicodinámica, aunque también han sido conceptualizadas desde la teoría de la Gestalt. 2. CARACTERÍSTICAS Y CLASIFICACIÓN DE LAS TÉCNICAS PROYECTIVAS Se admite la existencia de una serie de supuestos básicos comunes en las técnicas proyectivas: La ambigüedad del estímulo y la libertad de respuesta permiten afirmar que las respuestas emitidas no TEMA 8: TÉCNICAS PROYECTIVAS
Revista Estado, Gobierno y Gestión Pública, 2022
Funds of Archaeological Proceeds Athens , 2021
Language and Health, 2023
izlazi u samo …, 2010
Transmission: Journal of the Awareness Field - Vol. 1 The Awareness Issue, 2011
Estuarine, Coastal and Shelf Science, 2019
Physical Review E, 2008
Journal of Physics: Conference Series, 2020