Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
17 pages
1 file
Çalışmada Reşat Nuri Güntekin’in aynı adlı eserinden uyarlanmış yönetmenliğini Çağan Irmak’ın, senaristliğini Sevgi Yılmaz’ın üstlendiği 2013 yapımı Çalıkuşu dizisinin ilk bölümünden 3 sahne seçilerek göstergebilimsel açıdan analiz edilmiştir. ○ Kayısı Çekirdeği - Mezarlık Sahnesi ○ Anne Yüzü ve Yıldız Kayması Sahnesi ○ Çamur Atma Sahnesi Bu üç sahne özellikle geçmiş - şimdi bağlantısı olan sahnelerden seçilmiştir. Çalışmada seçilen sahneler gösterilenin öznelliğini, özne ve duruma göre subjektif yorumlanabilir olmasını örneklemek için tercih edilmiştir. Ayrıca çalışmada özellikle edebi esere dayanan bir dizi tercih edilmiştir. Bu sayede gösterenin yani işitim imgesinin dile dayanışı üzerine odaklanılmıştır. Çalışmada incelenen sahnelerdeki diyalogların ve monologların tümüne yer verilmiştir. Yukarı bahsedilen subjektif yorumlamanın aşılabilir olması için yani göstergelerin izleyici dışında, dizideki karakterler için de yorumlanabilmesi için çalışma boyunca senaryo metnine yer verilmiştir.
Edebiyat Otağı, 2008
Bir yazar, metin kurgusuna kendi hayatından seçtiği küçük bir kesiti yansıtabileceği gibi, etkilendiği önemli bir olaya veya tanınmış bir şahsiyetin hayat hikâyesine de eserinde yer verebilir. Benzer bir uygulama, Reşat Nuri’nin Çalıkuşu romanında dikkati çekmektedir. Romanda yer alan Nizamettin Bey ile Güzide Hanım’ın hayat hikâyeleri ile Tanzimat Dönemi’nin büyük şairi Abdülhak Hamid ve ilk eşi Fatma Hanım’ın hayat hikâyeleri arasında büyük benzerlikler bulunduğu görülmektedir. Eseri dikkatle incelediğimizde, Reşat Nuri’nin bazı çağrışımlar yoluyla Abdülhak Hamid ve ilk eşi Fatma Hanım’ın hayat hikâyesine küçük göndermeler yaptığı hissine kapılmaktayız. Bu çalışmada, Abdülhak Hamid ile ilk eşi Fatma Hanım’ın Çalıkuşu romanındaki izleri ortaya konulacaktır.
Çalıkuşu ve Yeşil Gece romanlarında Anadolu'ya yöneliş
Abduction (T…., Fr. Abduction): I.Man. Charles Peirce tarafından, bir varsayımın (hypothesis) biçimlendirildiği ya da üretildiği çıkarım sürecini belirtmek için kullanılan bir terim. Peirce, 1900'den önceki çalışmalarında "bilinen kurallardan hareket ederek bir olguyu açıklamak" anlamında varsayım (hypothesis) terimini kullanıyordu. Mesela yerlerin ıslak olduğunu görüp, "yağmur yağınca sokaklar ıslanır" gibi bilinen bir kuraldan hareketle, yağmurun yağmış olduğunu çıkarmak gibi. Ancak Peirce, daha sonraki çalışmalarında şunu fark etti: Bu konudaki bazı örneklerde farklı bir süreç söz konusuydu yani yeni ve şaşırtıcı bir olguyu açıklamak için bilinen bir kuraldan hareket etmek yerine yeni bir kural yaratmak gerekiyordu. Peirce bunu fark ettikten sonra abduction terimini kullanmaya başladı ve bu terimin, "yeni" bir şeyler yaratan tek mantıksal çıkarım (logical inference) olduğunu vurguladı. Mesela bilinen kurallardan hareketle deneyerek ya da seçerek sonuca ulaşılan bulmacalar (puzzle) abduction teriminin kapsamına girmez çünkü burada yeni kurallar yaratmak yani yaratıcılık söz konusu değildir. II.Sem. Gösterene (signifier) yakın olan bir düzgüyü (code) bir kural örneği (instance of a rule) olarak kabul etmek ve bu kuralı uygulayarak o gösterenin ne gösterdiğini çıkarmak. (50; 89; 106; 34-190) Bkz. Deduction, Induction Absent Signifiers (T. Görünmez Gösterenler*, Fr. Signifiants Absent): Sem. Bir metnin içinde bulunmadığı halde o metinde kullanılan ve kendisiyle aynı dizide (paradigm) yer alan bir gösterenin anlamını etkileyen gösterenler. (50) Bkz. Paradigm, Paradigmatic Analysis, Signifier. Abstract Concept (T. Soyut Kavram, Fr. Concept Abstrait): Dış dünyaya ait göndergesi (referent) doğrudan gösterilemeyen ya da görülemeyen zihinsel bir biçimdir. Soyut kavramın görülebilir fiziksel nitelikleri yoktur ancak anlamsal özelliği (semantic feature) ile bilinir. Umut, sevgi, nefret vb. gibi. (34-190; 44-234) Bkz. Abstraction, Concept, Concrete Concept, Referent Abstraction (T. Soyutlama, Fr. Abstraction): İnsanların algıladıkları verileri (data) ya da bilgileri eleyip, organize ettikleri süreç. Göstergeler bir anlamda, soyutlamadır. Çünkü bir gösterge, nesne (object) değildir ancak nesneye gönderme yapan algısal bir veridir. Bir göstergenin algılanmasında, bir nesnenin kendisinin algılanmasında olduğu kadar çok ayrıntı elde edilemez. Soyut göstergeleri bildirişimde kullanırken bağlam (context ) ve uzlaşım (convention) önem kazanır. Soyutlamanın daha fazla olması, ayrıntıların daha az olması demektir. Soyutlamanın düzeyinin ayarlanması, insan bildirişiminin temel özelliklerinden biridir. Eğretileme (metaphor), düzdeğişmece (metonymy) ve mit, özel soyutlama kategorileri arasında yer alır. (59) Bkz. Abstract Concept, Metaphor, Metonymy, Myth Acceptable (T. Geçerli, Fr. Acceptable): Dil. Üretici-dönüşümsel dilbilgisi anlayışında, geçerlik taşıyan sözceler için kullanılır. Buna göre bir sözce, belli bir durum ve bağlam içinde uygun görülürse geçerli olur. (41-105) Acronym (T. Akronim, Fr. Acronyme): Bir tümce dizisinin baş harflerinin ya da ilk hecelerinin birleştirilmesiyle oluşturulan kelimedir. TBMM, NATO vb. gibi. (44-234) Actant (T. Eyleyen, Fr. Actant): I.Dil. L. Tesnière'in kuramında eylemin belirttiği oluşa etken ya da edilgen biçimde katılan varlık ya da nesnelerden her biri. Örneğin "Öğretmen çalışkan öğrenciye ödül verdi" cümlesinde üç eyleyen vardır: Öğretmen, öğrenci ve ödül. Eyleyenler ad nitelikli sözcüklerdir ve tümü de eyleme bağlıdır; Tesnière'e göre bir oluş, çoğu kez çeşitli oyuncular ve tümleyenler içeren tümcenin odak noktası, eylemdir. II.Sem. Her çeşit hikâyede görülen anlatı öğesi (kahraman, karşı-kahraman vb.). Greimas'ın kuramına göre ise varlık ya da nesnenin gerçekleştirdiği eylem önemli olduğundan, eyleyen kavramı kişi kavramından çok daha kapsamlıdır: insan da olabilir, nesne de, tekil de olabilir, çoğul da, soyut da olabilir somut da. Öte yandan, gene eylemin ya da işlevin önde gelmesi nedeniyle, belirim düzleminde tek bir varlık ya da nesne olarak tanımlanan bu öğe içerik düzleminde birkaç eyleyen işlevini birden yüklenebilir, bir başka deyişle, aynı zamanda birkaç eyleyenin karşılığı olabilir. Greimas altı tane eyleyen tipi sıralar ve bu eyleyenler karşılıklı ilişkileri çerçevesinde üç farklı eylem alanında incelenir: 1. İsteyim ekseni üzerinde Özne-Nesne karşıtlığı 2. İletişim ekseni üzerinde Gönderici-Alıcı karşıtlığı 3. Güç ekseni üzerinde Yardımcı-Engelleyici karşıtlığı Anlatıda bir kahraman, iki ya da daha fazla eyleyensel rol üstlenebilir; yani bir kahraman hem destekleyici hem de gönderici olabilir. Ya da bir eyleyensel rolü birçok kahraman üstlenebilir. Destekleyici, engelleyici, alıcı eyleyensel rolleri bir kahramanda odaklanabilir. (41-102; 34-190; 3) Actualization (T.Gerçekleşme, Gerçekleştirme, Fr. Actualization): I.Dil. Bir dil birimini, belli bir bağlam ve durum içinde kullanma. II.Sem. Dizgeden sürece geçiş. Mesela dil (langue), sözde (parole) ve söylemde (discourse) gerçekleşen gücül (virtuel) bir dizgedir. (89; 41-107) Adressee (T. Gönderilen, Fr. Destinataire): Bildirişim modellerinde bildiriyi yani mesajı alan kişi (receiver). (50; 41-110) Bkz. Code, Functions of Signs, Enonciation. Adresser (T. Gönderen, Fr. Destinateur): Bildiri oluşturup dinleyiciye yönelten kişi (sender). (50; 41-110) Bkz. Code, Functions of Signs, Enonciation. Aesthetic Codes (T. Güzelduyusal Düzgüler, Fr. Codes Esthétique): Sem. Şiir, tiyatro, resim, heykel, müzik gibi anlatımsal (expressive) sanatlardaki düzgüler ya da herhangi bir metnin çağrıştırdığı anlatımsal ya da şiirsel işlevler. Güzelduyusal düzgüler, kişisel ve bütünüyle öznel gerçeklik karşısında ruhu coşturan duyguyla ilgilidir. Bu düzgüler, mantıksal ve bilimsel düzgülerin aksine, çağrışıma ve farklı yorumlamalara sonuna kadar açıktır. (20-85; 50) Bkz. Code, Logical Codes, Poetic Function, Representational Codes Affective Fallacy (T….): Bir metnin anlamını, okuyucuların yorumlarıyla ilişkilendirme yanılgısı. Bu terimi ortaya atan araştırmacılar, anlamın okuyucuda değil metnin içinde yattığını düşünürler. (50) Bkz. Literalism, Meaning, Textual Determinism Agent (T. Kılıcı, Fr. Agent): Dil. Etken biçimde oluşa katılan öğe. Kendi iradesiyle bir şeyler yaptığı için kılıcının mutlaka canlı (animate) olması gerekir. Mesela "Kedi fareyi kovaladı" cümlesinde "kedi" kılıcıdır çünkü kovalama eyleminin sorumlusudur. (41-91; 21-224) Allegory (T. Yerine, Alegori, Fr. Allégorie): Ret. Bir anlatının ya da söylemin tamamı boyunca devam eden bir tür genişletilmiş metafor. Alegoride, bir anlatıdaki nesneler, kişiler ve olaylar, anlatının dışındaki anlamlarla örtüşür. Yani alegoride iki anlam vardır: Birincisi yüzeysel ya da gerçek anlam, ikincisi ise bunun altında yatan daha derin ve genel bir sembolik anlamdır. Alegorik bir metinde gerçek anlamın dışındaki derin ve sembolik anlamı ortaya çıkarmak için metni kelime kelime çözümlemek gerekir. Alegoride çoğunlukla altta yatan anlamın ahlaki,
Fotografa göstergebilimsel açıdan bakmak
DergiPark (Istanbul University), 2012
Çalıkuşu ve Yaban: Aydın Diktatörlüğü
Bu çalışmada, Halikarnas Balıkçısı’nın öyküleri arasında en az diğerleri kadar edebi değer taşıyan Çiçeklerin Düğünü öyküsü yapısal açıdan incelenmiştir. Halikarnas Balıkçısının Çiçeklerin Düğünü adlı eserini göstergebilimin sunduğu araçlarla çözümleyerek eserin edebi değerini ortaya koymak amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda eserin çözümlenmesinde göstergebilim kuramı yöntem olarak kullanılmıştır. Eserde, çiçeklerin dünyasının ortaya konması ve doğa ile ilişkilendirilmesi öykünün yapısal biçimlenmesi açısından ilginç bir durum sunmaktadır. Metnin üretim süreci söylem düzeyi, anlatı düzeyi ve temel düzey olarak ele alınmıştır. Söylem düzeyi üç aşamada incelenmiştir: Kişi, süre ve uzam. Anlatı düzeyinde; anlatı sözdizimi ve anlatı şeması kullanılırken temel düzeyde de göstergebilimsel dörtgen kullanılmıştır. Böylelikle çalışmada metnin yüzeyden derine yapılanış biçimi ortaya konmuştur.
Prof. Dr. Nuran Şahin’e Armağan Kitabı/A Festschrift for Prof. Dr. Nuran Şahin from her Colleagues, Friends and Former Students: EPIPHANEIA, , 2018
Metinler ve söylemler, dil bilimlerin sunduğu yöntemlerle, öznel eleştirilerden kurtulup nesnel çözümleme olanaklarına kavuşmuştur. Anlatısal göstergebilim, bir metnin ya da söylemin yüzey yapısından hareketle derin yapısına ulaşmak ve anlamlandırmak amacıyla, çeşitli ulamlar ve kavramlara dayanarak çözümleme yöntemleri sunmuştur. Bu makalede, özellikle A. J. Greimas’ın geliştirdiği anlatısal göstergebilimin çözümleme yönteminde yer alan bazı kavram ve çözümleme araçlarından yararlanılarak, bir metin ya da söylem türü olan “Tembel Adam Masalı” incelenmiştir. Masal öncelikle kurgusal bir anlatı türüdür. Bazı istisnalar dışında, önce kulaktan kulağa aktarılan ve sonunda yazıya dökülen masalların ortak bazı özellikleri saptanmıştır. Anlatısal göstergebilim, diğer anlatı türleri kadar masalların da yapısal ve anlatısal özelliklerini konu edinmiştir. Buna göre, bu makalede öncelikle her anlatıda yer alan üç temel anlatı öğesi, yani kişi, uzam ve zaman ele alınmıştır. Ardından “anlatının düzenlenişi” başlığı altında, masalın başlangıç durumu, aksaklıklar ve sonuç durumu irdelenmiştir. Bu masalın çözümlenmesinde önemli araçlardan olan karşıtlıkların ve istemek, bilmek, yapabilmek gibi kipliklerin ayrıntılı olarak incelenmesi, metnin anlamlandırılmasına yardımcı olmuştur. Göstergebilimsel çözümlemenin sonucunda, ele alınan metinde yer alan anlamsal karşıtlıkların yanı sıra, değerbilimsel açıdan bir çelişki de ortaya çıkmıştır. Buna göre, esenlikli değerler taşıyan öğeler, yani iyi niyetli, dürüst, gururlu ve çalışkan kişiler masalın sonunda esenliksiz bir duruma düşmüştür; bunun aksine, esenliksiz değerler taşıyan öğeler, yani kurnaz, aldatıcı, tembel kişiler ise esenlikli bir durum elde etmişlerdir.
Studies in Higher Education, 2023
Avicenna Journal of Nursing and Midwifery Care, 2017
Religious Studies Review, 2012
D3.4 eCHOIng Methodology
Oxford University Press, 2024
JOURNAL OF CLINICAL AND DIAGNOSTIC RESEARCH, 2013
Engineering and Technology Journal
Value in Health, 2012
Journal of Racial and Ethnic Health Disparities, 2019
Food Additives & Contaminants: Part A, 2020
Journal of Applied Business, Taxation and Economics Research, 2024