Makale Geliş | Received: 09.07.2019.
Makale Kabul | Accepted: 01.08.2019
DOI: 10.18795/gumusmaviatlas.586232
Mavi Atlas, 7(2)2019: 54-87
Araştırma Makalesi | Research Article
Gülsüm ÇALIŞIR
Doç. Dr. | Assoc. Prof. Dr.
Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü, Gümüşhane-TÜRKİYE
Gumushane University, Faculty of Communication, Department of Public Relations and Publicity, GumushaneTURKEY
ORCID: 0000-0003-3631-6819
gulsumcalisir@yahoo.com
İhsan TÜRKAL
Öğr. Gör. | Lecturer
Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü, Gümüşhane-TÜRKİYE
Gumushane University, Faculty of Communication, Department of Public Relations and Publicity, GumushaneTURKEY
ORCID: 000-0002-6302-5622
ihstr@yahoo.com
Burak TÜRTEN
Dr. Öğr. Üyesi | Dr. Teaching Member
Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon Sinema Bölümü, Gümüşhane, TÜRKİYE
Gumushane University, Faculty of Communication, Department of Radio Television Cinema, GumushaneTURKEY
ORCID: 0000-0002-1962-7781
burakturten@gmail.com
Elif KÜTÜKOĞLU
Dr. Arş. Gör. | Dr. Research Assistant
Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü, Gümüşhane, TÜRKİYE
Gumushane University, Faculty of Communication, Department of Journalism, Gumushane-TURKEY
ORCID: 0000-0001-6203-5303
elifkutukoglu@gmail.com
Caner ÖZARSLAN
Doktora Öğrencisi | PhD Student
Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İlişkiler ve Tanıtım Bölümü, Erzurum, TÜRKİYE
Ataturk University, Faculty of Communication, Department of Public Relations and Publicity, Erzurum, TURKEY
ORCID: 0000-0003-4345-470X
ozarslancaner@gmail.com
Gülsüm ÇALIŞIR, İhsan TÜRKAL, Burak TÜRTEN, Elif KÜTÜKOĞLU, Caner ÖZARSLAN,
“Çay İçme Kültürünün Kişilerarası İletişime Katkısı”
Mavi Atlas, 7(2)/2019: 54-87
Çay İçme Kültürünün Kişilerarası İletişime Katkısı1
Öz
Çay, dünyada olduğu kadar ülkemizde de en çok tüketilen içeceklerden birisi haline gelmiştir. Çayın
vazgeçilmez olması, onun aynı zamanda sohbetlerin de ortağı olmasına bağlıdır. İki kişi bir araya
geldiğinde bir çay söyleyip, iki lafın belini kırma derdine girer. Kültürümüzde yaygın olan çay içme
geleneği, özellikle çay ocaklarının, kahvehanelerin ve kafeteryaların artmasıyla birlikte kişilerin
birbirleriyle kurdukları iletişimin de en değerli tanığı haline dönüşmüştür.
Çay, iletişim ve kişilerarası iletişime katkı sağlaması bakımından kültürümüzün önemli içeceklerinden
birisidir. Söz konusu bu içeceğin misafirlerimize ikram aşamasında ilk tercih edilen içecek olması
önemlidir. Yine çayın en çok tüketildiği mekânlardan olan çay ocakları, kahvehaneler ve kafeteryalarda
sohbetin başrol oyuncusu olması ve kişilerarası iletişimdeki rolü tartışma götürmez bir gerçektir.
Bu düşüncelerden hareketle çalışmada en fazla tüketildiği mekânlar başta olmak üzere, içildiği her ortamda
sohbetlerin başkahramanı olan çayın, kişilerarası iletişime ne denli katkı sağladığı araştırılmıştır. Bu
nedenle katılımcılara anket uygulaması yapılmış ve çay içme kültürünün kişilerarası iletişime katkısı
incelenmiştir. Çalışmanın örneklemini Gümüşhane ve Erzurum illeri oluşturmuştur. Böylelikle bu
çalışmada adı geçen illerde gerçekleştirilen anket sonucunda kültürümüzün bir uzantısı olan çayın, iletişim
ve kişilerarası iletişimde oynadığı role ait bilgiler elde edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Çay, Çay İçme, Çay Ocağı, Kahvehane, Kafeterya, Sohbet, İletişim, Kişilerarası
İletişim, Sözlü Kültür.
Contribution of Tea Drinking Culture to Interpersonal Communication
Abstract
Tea has been one of the most consumed beverages in our country as well as in the world. The
indispensability of tea depends on being part of talks as well. When two people come together, they are
occupied with ordering tea and shooting the breeze. Custom of drinking tea which is common in our culture
has become the most valuable witness for the communication of the people each other as a result of the
increase of cafes and cafeterias, especially teahouses.
Tea is one of the significant beverages of our culture in the sense that it makes a contribution to
communication and interpersonal communication. It is important that it is the first preferred beverage when
we welcome our guests. It is an unquestionably fact that teahouses, cafes and cafeterias in which tea is
consumed the most play a significant role in interpersonal communication and chats.
From this point of view, it is researched that the extent of contribution of tea which is leading actor in all
consumed places particularly in the places drunk the most to interpersonal communication. Therefore, it
was conducted a survey with the participants the contribution of tea drinking culture to interpersonal
communication is exemined. The sample of the study is composed of the provinces Gumushane and
Erzurum. On this purpose, the datas about the role of the tea which plays in communication and
interpersonal communication were collected through the survey carried out in the mentioned provinces.
Keywords: Tea, Drinking Tea, Teahouse, Cafe, Cafeteria, Chat, Communication, İnterpersonal
Communication, Verbal Culture.
1 Bu çalışma Gümüşhane Üniversitesi Bilimsel Araştırma Proje Birimi için hazırlanan 17.F3410.02.01 proje kodlu
çalışmanın sonuç raporundan üretilmiştir.
55
Gülsüm ÇALIŞIR, İhsan TÜRKAL, Burak TÜRTEN, Elif KÜTÜKOĞLU, Caner ÖZARSLAN,
“Çay İçme Kültürünün Kişilerarası İletişime Katkısı”
Mavi Atlas, 7(2)/2019: 54-87
“Çay, henüz her şey bitmedi demektir. Cezmi ERSÖZ
Sonra belki çay içeriz. Şansımız varsa yağmur da yağar. Damlalara huzur yüklemece
oynarız. Benim damlam, seninkini alnından öper. Güzel şeyler olur belki, sen gel
bence”. Lale MÜLDÜR
1. Giriş
Literatürde çay ile ilgili daha önceden yapılan çalışmaların varlığı dikkat
çekmektedir. Özellikle yüksek lisans ve doktora tezi olarak araştırılan çay ile ilgili
çalışmalarda, çoğunlukla çay sektörü (Korkmaz 2012), çay üretimi (Genç 2012), çay
yetiştiriciliği (Çimen 2014) ve çayın marka değerine (Ersöz 2017) ilişkin bilgilere
ulaşıldığı görülmektedir. Öte yandan çayın folklorik yönünü (Güneş 2012) ortaya koyan
çalışmalarda da daha ziyade kültürel yönünün ön plana çıkartıldığı anlaşılmaktadır.
Ancak bugüne kadar çay ve iletişim özelinde kişilerarası iletişimi konu alan bir çalışmaya
rastlanmamış olması, böylesi bir çalışma yapılması fikrini ortaya çıkartmıştır.
Ağır ağır yudumlanan çay içme ritüeli, bir dostla yapılan sohbet ile taçlandırılır.
Bu yönüyle bakıldığında çay içme kültürü ve çay içilen mekânlar, kişilerarası iletişime
zemin hazırlaması açısından değerlidir. Sıcacık bir çay içerken hem ısınılır hem hararet
atılır hem gündeme ilişkin konulardan konuşulur hem de toplumda ne olup bittiği
yönünde bilgilenilmiş olunur. Böylelikle çayın çokça tüketildiği mekânlar olan çay
ocakları, kahvehaneler ve kafeteryalar; tanışma, buluşma, kaynaşma, iletişime girme ve
bu iletişimi sürdürme mekânları olarak görülebilir.
Kişilerarası iletişimin oluşabilmesi için en az iki kişinin bir araya gelmesi ve
karşılıklı olarak belli bir konuda sohbet etmesi durumu söz konudur. Bu bağlamda çay
ocakları, kahvehaneler ve kafeteryalar, kişilerin buluşma noktaları olmanın yanı sıra
kişiler arasında iletişim ortamının yaratılmasına da katkı sağlarlar. Bu düşünceden
hareketle bu çalışmada çay ocaklarında, kahvehanelerde ve kafeteryalarda
gerçekleştirilen sohbetlerin kişilerarası iletişime ne şekilde katkı sağladığını araştırmak
amaçlanmıştır. Bu amaca ulaşabilmek için söz konu mekânlarda zaman geçiren kişilerle
yüz yüze görüşmeler eşliğinde anket yapılarak, çayın kişilerarası iletişime katkılarının
neler olabileceği yönünde sorular sorulmuş ve cevaplar alınmıştır. Bu bağlamda bu
çalışmada nicel araştırma yöntemi içinde değerlendirilen yüz yüze görüşme yöntemi
kullanılarak 800 kişi ile gerçekleştirilen anket uygulanmıştır. Anket 20 maddeden oluşan
beşli likert ölçeği ile geliştirilmiştir. Çalışmanın evrenini Gümüşhane ili merkezde ve
Erzurum ili merkez ilçelerde yaşayan 18 yaş üstü bireyler oluşturmaktadır. Örneklemi ise
56
Gülsüm ÇALIŞIR, İhsan TÜRKAL, Burak TÜRTEN, Elif KÜTÜKOĞLU, Caner ÖZARSLAN,
“Çay İçme Kültürünün Kişilerarası İletişime Katkısı”
Mavi Atlas, 7(2)/2019: 54-87
Erzurum ili için % 5 anlamlılık düzeyinde (% 95 hata payı ile) 384 kişi olarak belirlenmiş,
Gümüşhane ili için ise yine % 5 anlamlılık düzeyinde 380 kişi olarak tespit edilmiştir. Bu
kapsamda çay ocakları, kahvehaneler ve kafeteryalar vb. mekânlarda basit tesadüfi
örnekleme yöntemi izlenmiştir.
Çay içme kültürünü ve kişilerarası iletişimi bir arada ele alan bir çalışmanın daha
önce yapılmamış olmaması, bu çalışmadan elde edilen bilgilerin literatüre yeni katkılar
sağlaması ve diğer araştırmacılara fikir vermesi bakımından önemlidir.
Çalışmada öncelikle çay ve çay içme kültürü üzerine literatürde yer alan genel
bilgiler paylaşılmıştır. Sonrasında da çay içme edimi ile kişilerarası iletişim arasındaki
bağlantıyı kolaylaştırabilmek için kişilerarası iletişimin ne anlama geldiği açıklanmıştır.
Yöntem bölümünde, çalışmada anket uygulaması hakkında bilgiler aktarılmıştır.
Çalışmanın bulgular ve tartışma bölümünde ise anket uygulaması sırasında elde edilen
bilgiler paylaşılmış ve bunların yorumlaması yapılmıştır. Sonuç bölümünde ise
çalışmanın genel bir değerlendirmesi yapılarak, bundan sonra yapılacak çalışmalar için
kısaca öneriler sunulmuştur.
2. Literatür Özeti
2.1. Çay ve Çay İçme Kültürü Üzerine
Çay; birçok efsaneye konu olmuş, pek çok diyarda içilmesinden keyif alınan bir
sıvı hâline dönüşmüş, farklı kültürlerde farklı şekillerde içselleştirilerek, uğradığı her
yerde bir iz bırakarak günümüze kadar gelmiş ve kendine has bir kültürü oluşturmuş
içecektir. Günün her saatinde içimi olan çay ile onu içenler arasında sohbet imkânı
oluşurken, aynı zamanda kişilerarası iletişimin gelişimine de katkı sağlanmaktadır.
Çay ve çaya ait kültür, Çin’de ortaya çıkmış ve oradan tüm dünyaya yayılmıştır.
Çay kelimesinin doğuşu da aynı şekilde olmuş, öncelikle Çinçede yer almış ve sonrasında
diğer dillerde kullanılmıştır. Efsaneye göre ilk kullanımının MÖ 3000 yılına kadar
dayandığı belirtilen çayın ne anlama geldiği Batılı kaynaklarda şu şekilde anlatılmıştır:
“Çaygiller familyasından küçük bir ağaç ve bu bitkinin dal uçlarındaki yapraklarından
hazırlanarak, sıcak ya da soğuk tüketilen içecek” (Ana Biritannica 1986-87’den aktaran:
Kuzucu 2012: 3).
Reimertz (2003: 7), Çayın Kültür Tarihi adlı kitabında çayın kökenine ilişkin
bilgiler verirken, “İlk çay içildiğinde ufukta ne Musa ne de öteki peygamberler vardı”
ifadesini kullanmaktadır. Bu ifadeden yola çıkarak çayın tarihinin MÖ 3000 yılına kadar
gittiğini öngörmek mümkündür. Zira çay ile ilgili anlatılan ya da verilen bilgilerden en
57
Gülsüm ÇALIŞIR, İhsan TÜRKAL, Burak TÜRTEN, Elif KÜTÜKOĞLU, Caner ÖZARSLAN,
“Çay İçme Kültürünün Kişilerarası İletişime Katkısı”
Mavi Atlas, 7(2)/2019: 54-87
eskisi MÖ 2737 yılına dayanmaktadır. Çin’de meydana gelen efsaneye göre adı geçen
tarihte İmparator Shen Nung, sarayın bahçesinde sıcak su içerken, rüzgârın da etkisiyle
iki yeşil yaprak fincanının içine düşmüştür. Böylece etrafa güzel bir koku yayılmış ve
suyun tadı da buruklaşmıştır. Bunun sonucunda imparator, yaprakların yetiştiği bitkinin
ne olduğunun bulunması ve her yere ekilmesi talimatını vermiştir. Böylelikle hem çay
bitkisi ekimi hem de tüketimi başlamıştır. Çayı ilk bulan kişinin bir imparator olması
nedeniyle Çinliler çaya soyluluk atfetmişlerdir (Kuzucu 2012: 6-7).
Çayın kökenine bakıldığında ilk içilen çayın keyif alma duygusunun yanı sıra tıbbi
nedenlerle içildiği anlaşılmaktadır. Çünkü çay bin bir derde deva olma özelliğinin
yanında zihni uyanık tutma gibi bir duruma da yol açmaktadır. Çay ilk önce Çinliler,
sonra da Japonlar tarafından belli ritüeller gözetilerek içilmeye başlanmıştır. Japonlar
çayın tarihini belgelendirme konusunda Çin’den daha iyi olmuştur. Böylelikle Japonlar
çay içme ritüelini törensel anlamda derinleştirmiş ve çayı törensel yemek kültürlerine
uygun biçimde dönüştürerek, kendilerine has bir çay içme töreni haline getirmişlerdir. 17.
yüzyılda Avrupa’da keyif maddesi olarak kullanılan çay, 19. yüzyılda Kuzey Denizi
civarlarında halk içeceği olarak tüketilmiştir. İngilizler, 17. yüzyılda sömürgesi olan
Hindistan aracılığıyla çayla tanışmış ve çayı yaşamlarının vazgeçilmez bir içeceği hâline
getirmişlerdir. Rusya’da her öğün çay içilmesi geleneği varken, Fransız entelektüellerinin
özel bir çay sevgisi bulunmaktadır. Moğollar ise biraz yağ, bir tutam tuz, biraz un veya
darı, hatta açık havada kurutulmuş kuzu etini çaya ekleyerek içerler. Çayın yeryüzüne
geliş serüveni, 5000 yıllık bir geçmişe sahiptir (Reimertz 2003).
Dünyada 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başı itibariyle Çin, Japonya, Hindistan,
Assam, Rusya, Anadolu, Cava, Seylan, Brezilya ve ABD’de çay yetiştirilmektedir. Çayın
dünya ölçeğinde tüketiminin yoğun ilgi görmesiyle birlikte çay yetiştiriciliğinden elde
edilen gelirin artmasına ve hatta Avrupa ülkelerinin bu yönde bir sektöre adım atmalarına
neden olmuştur. Ancak her bölgenin ikliminin çay yetiştiriciliğine uygun olmaması
nedeniyle özellikle Avrupa ülkelerinde çay kültürü, yetiştiricilikten ziyade çoğunlukla
tüketimle sınırlı kalmıştır (Kuzucu 2012: 30).
Çayın dünyada geçirdiği serüveni Kacar (2010: 8), şu şekilde özetlemiştir:
-MÖ 2737 Shen Nong döneminde çay keşfedilmiştir,
-MS 479 Moğolistan’da çay ticareti başlamıştır,
-MS 400-600 Çin’de çay, sağlık içkisi olarak kabul edilmiştir,
-MS 593 Budizm ve çay, Çin’den Japonya’ya taşınmıştır,
58
Gülsüm ÇALIŞIR, İhsan TÜRKAL, Burak TÜRTEN, Elif KÜTÜKOĞLU, Caner ÖZARSLAN,
“Çay İçme Kültürünün Kişilerarası İletişime Katkısı”
Mavi Atlas, 7(2)/2019: 54-87
-MS 780 Çinli bilgin Lu Yu Ch’a “Ching” adlı ilk çay el kitabını yazmıştır,
-MS 805 Japonya’da çay tarımına başlanmıştır,
-MS 1211 Japon budist Abbot Eisai, “Kitcha Yojoki” adında Japonca ilk çay kitabını
yazmıştır,
-MS 1559 Venedikliler çayla tanışmıştır,
-MS 1598 İngiliz halkı çay hakkında ilk bilgilere ulaşmıştır,
-MS 1600 çayla ilgili bilgiler Portekiz’e ulaşmıştır,
-MS 1610 Hollandalılar çayı Avrupa’ya getirmiştir,
-MS 1658 çaya ait ilk ilan Londra’da gazetede yayınlanmıştır,
-MS 1684 Java’da çay bitkisinin yetiştirilmesine başlanmıştır,
-MS 1847 çay tarımı SSCB başlamıştır,
-MS 1870 çay tarımı Sri Lanka’da başlamıştır,
MS 1900 Uganda ve Kenya’da çay tarımına başlanmıştır,
-MS 1924 Türkiye’de çayla ilgili kanun çıkarılmış ve Batum’dan tohum getirilmiştir,
-MS 1937 Zihni Derin ile Gürcistan’dan 20 ton tohum satın alınmıştır,
-MS 1939 Gürcistan’dan 30 ton tohum satın alınmıştır,
-MS 1947 Rize’de ilk çay fabrikası işletmeye açılmıştır.
Çaya dair kültür, dünyada böylesi bir tarihsel süreçten geçmiştir. Çayın Türk
kültüründeki yerini gösteren arkeolojik kalıntılara bakıldığında ise çayı ilk kullanan Türk
kavminin Hunlar olduğu görülmektedir. Coğrafi konumlarının Çin’e yakın olması
bakımından onların yeme-içme kültürlerinden etkilendiklerini anlaşılmaktadır. Özellikle
MÖ 1. yüzyılın hemen başında ele geçirilen bulgular, bronzdan yapılmış kapların içinde
çay kalıntılarının olmasına dayandırılmaktadır. Söz konusu kalıntılar, Türklerin çay içme
kültürüne dair en eski bulgular olarak değerlendirilmektedir. Çin’in Tang hanedanının ilk
yıllarında (618-907) saray çevresinde tüketimine başlanılan çay, gündelik hayatın bir
parçası olmuştur. Bununla birlikte kuzey-güney sınırlarında göçebe olarak yaşayan
Moğol, Tatar ve Türk kabileleri arasında sıklıkla tüketilmeye başlanmıştır (Kuzucu 2012:
40).
59
Gülsüm ÇALIŞIR, İhsan TÜRKAL, Burak TÜRTEN, Elif KÜTÜKOĞLU, Caner ÖZARSLAN,
“Çay İçme Kültürünün Kişilerarası İletişime Katkısı”
Mavi Atlas, 7(2)/2019: 54-87
Çinlilerden öğrendikleri çay kültürünü gittikleri her bölgeye taşıyan Uygurlar,
Cengiz Han tarafından egemenliklerinin sonlandırıldığı 1209 yılına kadar çay tüketimine
devam etmişlerdir. Zaman zaman başka siyasi oluşumlar içerisinde yer alan Uygur
Türklerinin, çay ile ilgili kültürlerini sürdürdükleri yönünde varsayımlar bulunmaktadır
(Baykara 2001: 107).
Türklerin Anadolu’ya gelmeden önce de çayı bildikleri, hatta çay ile ilgili
oluşturulan kültürün İranlılar ve Ruslardan daha eski olduğu yönünde bilgiler mevcuttur.
Ama çayın Türkiye’ye gelerek, Anadolu’da tüketilmeye başlaması 19. yüzyıla
rastlamaktadır. Türklerde çayın 12. yüzyılda yaygınlaşmasına ilişkin bir hikâye, Mehmet
Fuad Köprülü’nün (2003) Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar adlı eserinde şu şekilde
anlatılmaktadır:
Hoca Ahmet Yesevi bir gün Hıtay sınırında Türkistan karyelerinden birine
misafir olur. O gün hava çok sıcak olduğu için çok yorulmuştur. Evine misafir
olduğu Türkmenin komşusunun zevcesi doğum yapmak üzeredir. Türkmen Hoca
Ahmet Yesevi’den dua ister, Ahmet Yesevi de dua eder. Allah’ın izniyle
Türkmenin isteği hemen olur. Türkmen bu duruma çok memnun olur. O yörenin
önemli bir ikramı olan çay kaynatıp getirir. Hoca Ahmet Yesevi çayı sıcak sıcak
içince terler ve yorgunluğu gider. Sonra ‘Bu şifalı bir şey imiş, hastalarınıza
bundan içirin ki şifa bulsunlar. Allah kıyamete kadar buna revaç versin’ diye dua
etmiştir. İşte çay bundan sonra bütün Türkler arasında kullanılmaya başlamış ve
şifa verici bir içecek olmuştur.
12. yüzyılda Türklerde doğu ile batı arasındaki çay ticareti İpek Yolu üzerinden
gerçekleştirilmekteydi. Adı geçen yüzyılda kervanların geçtiği yollara çay tuğlaları
denilen tabletler kullanılmıştır. Bunlar, o güzergâhta gerçekleştirilen ticarette çayın
değeri hakkında bilgi vermektedir. Mücevher, ipek vb. değerli ticari malları taşıyan
kervanların, dinlenmek için verdikleri molalarda çay pişirdikleri ve diğerlerine de ikram
ettikleri yönünde bilgiler mevcuttur. Çayı daha önceden bilenlerin yanında ilk kez tadına
bakanların da zevkle içtikleri mola yerleri arasında Buhara, Pekin ve Semerkand’da
kurulan çayhaneler ilk örnekler olması bakımından önemlidir (Gürsoy 2005: 29-30).
Çayın Anadolu’ya gelişinin 12. ve 13. yüzyılda Haçlı ordularının Anadolu’ya ve
Orta Doğu’ya düzenledikleri seferlerle eş zamanlı olduğunu söylemek mümkündür
(Oğuz, 1976). 15. yüzyılda çay, Osmanlı’nın çağdaşı olan başka Türk Devletleri arasında
başta Moğollar olmak üzere Tatarlar, Kalmuklar ve Buryatlar tarafından da tüketilen
başlıca içecek olarak bilinmektedir. Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde, Asya’nın orta
ve batı bölgelerinde yaşayan Türklerin çay içme alışkanlıklarından söz edilmektedir.
Ayrıca Türklerin bu kültürü Tatarlardan öğrenmiş olabilecekleri anlatılmaktadır. Aynı
60
Gülsüm ÇALIŞIR, İhsan TÜRKAL, Burak TÜRTEN, Elif KÜTÜKOĞLU, Caner ÖZARSLAN,
“Çay İçme Kültürünün Kişilerarası İletişime Katkısı”
Mavi Atlas, 7(2)/2019: 54-87
kültürü Rusların da Tatarlardan edindikleri söylenmektedir. Zira 18. yüzyılda İstanbul’a
göç eden Kırım ve Buharalıların da Osmanlıda çay kültürünün yaygınlaşmasına katkı
sağladığı ve hatta İstanbul’daki ilk çay ticaretinin söz konusu topluluklarca yapıldığı
bilinmektedir (Kuzucu 2012: 46-47).
Osmanlı Kültürü ve Gündelik Yaşam adlı eserinde Faroqhi (1997: 234), Osmanlı
Devleti’ne çayın giriş yolunu açıklarken, Çin’den Rusya kanalıyla ya da Güneydoğu Asya
ile Hicaz güzergâhının kullanıldığını anlatmaktadır. Böylesi bir bakış açısıyla
değerlendirildiğinde Van ve Hakkari’de çayın çok demlenmiş olarak ve koyu renkli
tüketilmesi, İran’daki içim tarzı ile paralellik göstermektedir. Osmanlı Devleti’nin doğu
bölgelerinde çay tüketiminin yoğunluk kazanması, İran ve Rusya gibi çay tüketiminin
çok olduğu iki toplumla sınır komşusu olması şeklinde açıklanmaktadır. Örneğin 19.
yüzyılda Erzurum eyaletinin sancağı olan Kars, Rusya ve İran ile ticari ilişkilerini çok
geliştirmiştir. Bunun sonucu olarak da günümüzde bile Kars ve Erzurum illerinin çay
içme alışkanlığının en yaygın yerler olduğu bilinmektedir. Ayrıca Kuzeydoğu
Anadolu’da açık ve limonlu çay içilmesi, çayın kıtlama içimi yapılması ve semaver
kullanılması gibi alışkanlıkların Rusya’dan Anadolu’ya geçen bir kültür olduğu
söylenmektedir (Kuzucu 2012: 50).
1917 yılında Halkalı Yüksek Ziraat Mektebi Müdür Vekili Ali Rıza Erten ve ekibi,
çayın Anadolu topraklarında yetiştirilmesi için çay tarımının geliştiği Batum’a teknik bir
gezi düzenlemiştir. Bu gezinin amacı, Rize yöresinin toprak ve iklim özelliklerinin
Batum’a benzerlik göstermesinden kaynaklı olarak burada da çay yetiştirilebileceğini
araştırmak olmuştur. Bu konuda İktisat Vekâleti’ne “Şimali Şarki Anadolu ve
Kafkasya’da Tetkikatı Zirai” adlı bir rapor sunulmuştur. Adı geçen rapor ilerleyen süreçte
1. Dünya Savaşı yaşanması gerekçe gösterilerek, 1924 yılına kadar dikkate alınmamıştır.
Söz konusu tarihte ise çay, mandalina, portakal yetiştirilmesini teşvik etmek amacıyla
407 sayılı Kanun çıkarılmıştır. Dönemin Ziraat Umum Müdürü Zihni Derin’in çay
üretimine ilişkin katkıları olmuş ve ilk ürün 1938 yılında alınmıştır. 1940 yılında çay
tarımı ve üretimini desteklemek için “Çay Kanunu” çıkarılmış, 1942 yılında 4223 sayılı
Kanun’la çay üretimi, işlenmesi ve pazarlanması devlet tekeline alınmış ve ilk çay
fabrikası 1947 yılında Rize’de kurulmuştur. 1984 tarih 3092 sayılı Çay Kanunu ile çay
üzerindeki devlet tekeli kaldırılmış ve çay üretimi, işlenmesi ve pazarlanmasının özel
sektöre de açılmasıyla çay sektöründe köklü değişiklikler yaşanmıştır (Kalça-Toksoy
2006, Taşkın 2007 ve Duman 2008’ten aktaran: Güneş 2012: 236).
61
Gülsüm ÇALIŞIR, İhsan TÜRKAL, Burak TÜRTEN, Elif KÜTÜKOĞLU, Caner ÖZARSLAN,
“Çay İçme Kültürünün Kişilerarası İletişime Katkısı”
Mavi Atlas, 7(2)/2019: 54-87
Türklerin tarihinde çay ve çaya dair kültür, dünyanın çeşitli ülkelerine göre daha
geç oluşmuştur. Ancak söz konusu kültürün izleri kalıcı olmuştur. Çünkü Türklerin
yaşamına geç girmesine karşın çay, bugün oluşturduğu kültürü ile birlikte sosyal yaşamda
yeri doldurulamayacak bir değer hâline gelmiştir. Böylece birçok kültür tarafından el
üstünde tutulan bu içecek, Türk kültürüne hızlı uyum sağlamıştır. Bu kaynaşmanın
sonucunda çayın üretilmesinden tüketilmesine kadar olan süreçte Türkler tarafından
birçok düşünsel yenilik sunulmuştur. Gün boyu çay içme geleneğinin yaygınlaşmasıyla
birlikte, Türklerin çay içme kültürünün oluşmasına da ciddi katkıları olduğu ileri
sürülmektedir. Buna göre çay demleme usulü, çay içilen bardakların inceliği vb.
konularında adı geçen kültüre, Türkler tarafından zenginlik kazandırılmıştır
(http://www.kerimusta.com, 2018).
Halk kültürü ve etnografyasında çay önemli bir yer tutmaktadır. Çay, bugün
sosyal hayatımızda yerini dolduramayacak derecede sağlamlaştırmış onun etrafında
oluşan kültürüyle birlikte yaşamaktadır. Sabah kahvaltısından gecenin geç saatlerine
kadar hayatımızın içinde bulunan çay, değişik kültürel değerlerin ortaya çıkmasına sebep
olmuştur. Yetiştirilmesinden hazırlanıp tüketilmesine varana kadar olan çay kültürü, bir
çay etnografyasını da ortaya çıkarmıştır. Çay kesilmesine yarayan makaslar, sepetler,
kutular, demlikler, semaverler, çay kazanları, bardaklar, fincanlar, kaşıklar, tepsiler vb.
hepsi çay kültürünün etrafında oluşan etnografik maddelerdir (Güneş 2012: 235).
Türkler, dünden bugüne gün boyunca içilen çaya kendi yaşam şartlarının uzantısı
olarak yeni kültürel değerler kazandırmıştır. Bunlardan en çok dikkat çekeni demli çay,
çayı ince belli bardakta içme ve kıtlama çay içme geleneğidir. Bu unsurlar Türkler
tarafından çay kültürüne eklemlenen öğeler olmuştur. Bunun yanı sıra çay ve çay içme
kültürü denildiğinde ülkemizde Erzurum ve Rize illeri dikkat çekmektedir. Çünkü çay
Rize’de yetiştirilir; ama en çok da Erzurum’da içilir, durumu söz konusudur. Tezcan
(1987: 280) Erzurum’daki çay içme geleneği ve çay kültürüne dair düşüncelerini şu
şekilde anlatmaktadır:
Erzurum kültürünün karakteristik özelliklerinden birisi de çay içme geleneğidir.
Çay, bir kültür karmaşığı oluşturmuştur. Çünkü çay içemeye ilişkin gelenekler,
davranışlar mevcuttur. Ülkemizde en çok çay içilen ve çayı seven illerimizden
birisidir. Karadeniz’de yetiştirilen çay, Doğu Anadolu’da içilir. Erzurum,
bunların başında gelmektedir. Erzurum’da çay şekeri de farklıdır. Erzurum
fabrikasında yapılan ve çuvallarla satılan kelle şeker, özel bir çekiçle ‘taka tuka’
denilen özel bir kabın içinde kırılır. Bu şekerin bir parçası çaya batırılıp, dilin
altına konur ve çay, yudum yudum içilir. Dil altındaki şeker de bardaktaki çay
bitince erir. Çay koymak anlamında ‘çay dökmek’ veya ‘çay tazelemek’
62
Gülsüm ÇALIŞIR, İhsan TÜRKAL, Burak TÜRTEN, Elif KÜTÜKOĞLU, Caner ÖZARSLAN,
“Çay İçme Kültürünün Kişilerarası İletişime Katkısı”
Mavi Atlas, 7(2)/2019: 54-87
deyimleri kullanılır. Çay ikramı kabul etmemek, ayıp sayılır. Çay içmek, bir
alışkanlık haline gelir. Bir Erzurumlu ‘Bir çay içim de kendime gelim’ sözünü
sıklıkla kullanır.
Çay içme geleneği ve kültürü, Türklerin gündelik yaşantısında çok yer
kaplamaktadır. Hatta öyle ki, folklorik değerlerine bile konu olmuştur. Tezcan’ın (1987:
282) İhsan Coşkun Atılcan’dan aktardığı “Çayname” adlı şiiri, çay kültürüne dair bilgiler
vermektedir:
Akar gider Akpınar’ın suları,
Yazıcısı daha birçok pınarı,
Tabakhane, Cennet, çeşme suları,
İçmezler de ile de olsun “taze çay”.
Dilde destan kışları ve barları,
Yaylasında kısrakları tayları,
Sularından nefis olur çayları,
Dadaşların tutkusudur burada çay.
Çay üretiminde Türkiye, dünyada büyük bir pazara sahiptir. Çay üretiminde
olduğu kadar tüketiminde de Türkiye dikkat çeken bir noktadadır. Bu anlamda Türkiye’de
siyah çay içimi Türk yaşam tarzı ve kültürünün ayrılmaz bir parçası olmuştur. Çayın,
kahveye oranla daha ucuz ve hazırlık evresinin daha kolay olması, kısa sürede
yaygınlaşmasına ve halkın en sevdiği içecek olmasına neden olmuştur (Duman, 2008).
Çay aynı zamanda dostluk ve misafirperverliğin de bir göstergesi olarak kullanılmaktadır.
Washington Times gazetesi yazarlarından Gerald Robins, çayın Türk hayatındaki
önemine dair şunları dile getirmiştir: “Türkiye’de her iş kültürel alışkanlıkların
çevresinde sonuçlandırılır. Ankara’da bürokrasi ile tanışanlar bunu çok iyi bilirler.
Örneğin başkent Ankara’da Türk tipi bardaklarda sunulan çay ikramından önce hiçbir şey
başlamaz. Çayın yanında sigara sunulması, ardında dostça ve filozofça uzun uzun laf
edilmesi, yerleşik iş kültürünün uzantısı olmuştur.” (Aktaran: Güneş 2012: 238).
Türkiye’de çay kültürünün yaygınlığı, hemen her ortamda çay ikram edilmesi ile
anlaşılmaktadır. Hatta öyle ki sadece çay hazırlamak ve ikram etmek için çay ocakları,
çayhaneler ve bu işi meslek edinmiş çaycılar bulunmaktadır. Günümüzde adı kahvehane
olan yerlerde bile artık çoğunlukla çay tüketilmektedir. Tüketim geleneğinin kahveden
çaya evrilmesinin birkaç nedeni vardır. Bunlar arasında 2. Dünya Savaşı sonrasında
63
Gülsüm ÇALIŞIR, İhsan TÜRKAL, Burak TÜRTEN, Elif KÜTÜKOĞLU, Caner ÖZARSLAN,
“Çay İçme Kültürünün Kişilerarası İletişime Katkısı”
Mavi Atlas, 7(2)/2019: 54-87
kahvenin ithalatında yaşanan sıkıntılar, ülkemizde özellikle de Doğu Karadeniz’de çay
üretiminin yaygın olması ve sıvı ihtiyacının çoğunun çayla karşılanması gibi özellikler
bulunmaktadır (Gürsoy 2005: 14).
Akdeniz kültürünün bir uzantısını yaşayan Türk insanı, sıcakkanlı olması
nedeniyle sohbet etmeyi de çok sevmektedir. Türkiye’de insanların bir araya gelerek
sohbet ettiği, zaman geçirdiği, dinlendiği, eğlendiği, günün sıkıntısını atmaya çalıştığı
mekânların başında çay ocakları gelmektedir. Hal hatır sorma ile başlayan, sonrasında
dünya ve Türkiye gündemine ilişkin pek çok politik konuyu da içeren sohbetlere eşlik
eden çay içme geleneğinden söz etmek mümkündür. Çay ayrıca Türk ev kültürünün de
bir uzantısıdır. Çünkü sabah kahvaltısı ile başlayan çay içme kültürü, günün ilerleyen
saatlerinde de devam etmektedir. Türkler, çayı sırf içmek için içmezler ve ona bir anlam
yüklerler. Çay, Türkler için koyu sohbetlerin ortağı konumundadır. Bu yönüyle
bakıldığında çay, iletişim ortamının doğmasına ve gelişmesine katkı sağlayan araçlardan
biri haline gelmiştir.
Çay ve ona ait kültürün kişilerarası iletişime katkılarına ilişkin olarak anlatılan
güzel bir hikâyesi vardır. Çeşitli ortamlarda anlatılan bu hikâyede özneler, aile
bireyleridir. Hikâye şu şekildedir:
Üst demlik; gelindir, alt demlik kaynadıkça onun harareti artar; ama
aynı zamanda olgunlaşır ve çay demlenir. Bardak; gelinin kocasıdır. Her iki
çaydanlıktan da yeterince nasibini alır. Biraz kaynana doldurur, biraz da gelin.
Bu nedenle denge unsuru çok önemlidir. Açık ya da demli çayın hoşa gitmemesi
bundandır.
Çayın şekeri; ise çocuklardır.
Çaya tat
verir;
fakat
çok şeker çayın lezzetini bozar. Şekersiz çaya alışanlar için ise bir tanesi bile
fazla gelebilir. Çay kaşığı; görümcedir. Arada bir gelir karıştırır ve gider.
Kayınpedere gelince; o da çay tabağıdır. Çayın demine suyuna hiç karışmaz, bir
köşede sessiz sedasız bir şekilde oturur. Sadece dökülenleri toplar ve çevreye
zarar vermesini engeller. Ancak ara sıra boşaltmak gerekir; yoksa taşıp her şeyi
berbat edebilir. Çay süzgeci; ailenin sahip olduğu değerlerdir. Aileyi dış
müdahalelerden korur. Delikleri büyük olursa çayın tadı kaçabilir. Suyu ısıtan
ateş ise hoşgörüdür, o olmadan hoşgörü de olmaz. Kısacası bir bardak
çay, ailedir ve ağız tadıyla içilen bir bardak çayın üstüne yoktur...
(http://medyamutfagi.blogcu.com, 2018)
Bu yönüyle de bakıldığında çay, birileriyle birlikte içilmesinden ve sohbetlerin baş
taşı olmasından kaynaklı olarak, kişilerarası iletişime de katkı sağlayan bir araç olarak
düşünülebilmektedir. İnsanlar arasındaki samimi ortamın yaratılması, bu samimiyetin
sürdürülebilmesi yeri geldiğinde bir bardak çayla mümkün olabilmektedir. Böylelikle çay
ile kişilerarası iletişim arasında bir bağlantıdan söz etmek mümkün olmaktadır. Bu
64
Gülsüm ÇALIŞIR, İhsan TÜRKAL, Burak TÜRTEN, Elif KÜTÜKOĞLU, Caner ÖZARSLAN,
“Çay İçme Kültürünün Kişilerarası İletişime Katkısı”
Mavi Atlas, 7(2)/2019: 54-87
bağlamda konunun kişilerarası iletişim boyutunun da ele alınması, iki kavram arasındaki
bağlantıyı gösterebilmek adına gerekli görülmüş ve ilgili kavram aşağıda açıklanmıştır.
2.2. Kişilerarası İletişim
Kişilerarası iletişim, insanoğlunun yaşamı boyunca vazgeçemeyeceği bir olgudur.
İnsan, doğası gereği sosyal bir varlıktır. Bu özelliği nedeniyle birçok ihtiyacı
bulunmaktadır. Söz konusu ihtiyaçlar arasında açlık, susuzluk, cinsellik gibi temel
ihtiyaçlar başı çekmektedir. Ancak insanın sevmek, sevilmek, paylaşmak, başka
bireylerle ilişki kurmak gibi sosyal ihtiyaçları da vardır. Bunun için diğer insanlarla
kurulan ilişki ve iletişimin niteliği, kişinin yaşamı üzerinde önemli etkilere sahiptir. İnsan,
yaşamı boyunca pek çok sorunla karşı karşıyadır ve bunların çoğunun da diğer insanlarla
kurulan iletişimle bağlantılı olduğunu ifade etmek mümkündür. Bu durumun kişinin
lehine sonuçlandırılmasında, insanın çevresindekilerle sağlıklı bir iletişim
gerçekleştirmesi önemli bir rol oynamaktadır. Görüldüğü gibi sağlıklı bir iletişimin
kurulması ve sürdürülebilir olmasında kişilerarası ortamda sergilenen tavrın önemi
büyüktür. Bu nedenle kişilerarası iletişim önemlidir.
Kişilerarası iletişim, kaynağını ve hedefini insanların oluşturduğu ve en az iki kişi
arasında bilgi ve sembol üreterek, bunları aktarmak ve yorumlamak için yüz yüze
gerçekleşen iletişime denilmektedir (Dökmen 2001: 23; Hartley 2010: 41). Bir iletişimin
kişilerarası iletişimin sayılabilmesi için; kişilerarası iletişime katılanlar belli bir yakınlık
içinde yüz yüze olmalıdır; katılımcılar arasında tek yönlü değil karşılıklı bir mesaj
alışverişi olmalıdır, söz konusu mesajlar sözlü ve sözsüz nitelikte olmalıdır (Tubbs ve
Moss, 1991’den aktaran: Dökmen 2001: 24).
Kişilerarası iletişim, iki ya da daha fazla kişi arasında gerçekleşen, kimsenin
aracılık etmediği, kişilerarası ilişkilerin bir sonucu olarak karşılıklı ilgi, samimiyet ve
açıklığın vurguladığı bir iletişim şeklidir. Bu yönüyle kişilerarası iletişim, insanlar
arasında gerçekleşen ve insana dair bir iletişim olarak ifade edilmektedir (Ruffner ve
Burgoon 1981: 9). Usluata’nın (1994: 51), Katz (1964)’tan yaptığı aktarıma göre
kişilerarası iletişim, “etkileşim” demektir. Buna göre iki ya da daha çok kişinin
birbirlerinin sözlü ya da sözsüz etkinliklerini göz önünde bulundurduklarında, ilişkinin
biçimlenmesi ve gelişmesi sonucunda ortaya çıkan ilişkinin türüne kişilerarası iletişim
denilmektedir.
Gürüz ve Temel Eğinli (2012: 54), kişilerarası iletişimi iki kişi arasında
gerçekleşen etkileşim sonucunda anlam yaratılması ve anlamın paylaşılması süreci olarak
tanımlayarak, adı geçen süreçle ilgili olarak şu şekilde bir açıklamaya gitmişlerdir:
65
Gülsüm ÇALIŞIR, İhsan TÜRKAL, Burak TÜRTEN, Elif KÜTÜKOĞLU, Caner ÖZARSLAN,
“Çay İçme Kültürünün Kişilerarası İletişime Katkısı”
Mavi Atlas, 7(2)/2019: 54-87
Bu tanımın içerisinde süreç, mesaj etkileşimi, anlam paylaşılması olmak üzere üç
bileşen bulunmaktadır. Kişilerarası iletişim bir süreçtir; yani sürekliliği olan,
sonu bulunmayan, coşkulu bir aktivite olup sürekli değişmektedir. İki kişi
arasında geri çevrilemez bir süreçtir. Diğer bir nokta mesajların değişimi, iki kişi
arasında karşılıklı olarak sözlü ve sözsüz mesajların gönderilmesi ve alınması söz
konusudur. Hem sözlü hem de sözsüz mesajlar, bir daire olarak etkileşimde
bulunmakta, iletişimde bulunanları etkilemektedir. Ancak mesajların
kişilerarasında aktarılması yeterli değildir, mesajların anlam yaratması
gerekmektedir. İlişkisel süreç içinde iki kişi arasında anlam yaratılması ve anlam
paylaşılması söz konusu olmaktadır. Bununla birlikte, kişilerarasında iyi ya da
kötü ilişkisel deneyimlerin var olması, mesajların anlamlandırılmasını
etkilemektedir.
Kişilerarası iletişim en az iki kişi arasında mesajların formüle edilerek alıcı ve
kaynak arasında algılama ve anlamlandırma yoluyla gerçekleşmektedir. Kişilerarası
iletişimde kişinin kim olduğu, ne bildiği, neye inandığı, ne söylediği, ne istediği, nasıl
söylediği, neler duyduğu, mesajları nasıl aldığı ve cevapladığı önemlidir. Çünkü verilen
tepkiler bu ölçülere göre değişmektedir. Bu durum kişilerarası iletişim sürecinin nasıl
işlediği ve öğelerinin neler olduğu konusunda bize bilgiler vermektedir (Devito 1995: 1019). Ayrıca bir iletişimin kişilerarası iletişim sayılabilmesi için; iletişimi
gerçekleştirenlerin yüz yüze ve bir etkileşimde olmaları; tek yönlü değil, çift yönlü ileti
alışverişinde bulunmaları; iletilerini sözlü ya da sözsüz olacak şekilde zaman ve mekân
bağlamında iletmeleri gerekmektedir (Özgüven 2001’den aktaran: Siyez 2015: 62).
Gürüz ve Temel Eğinli (2012: 70), kişilerarası iletişim araştırmacıları olan Paul
Watzlawick, Janet Helmick Beavin, Don D. Jackson tarafından ifade edilen kişilerarası
iletişim sürecinde, sürecin nasıl işlediğine ve temel özelliklerin neler olduğuna dair
varsayımları şu şekilde özetlemişlerdir:
Kişilerarası iletişim, karşılıklı bir etkileşim sürecidir.
o Kişilerarası iletişim, bir süreçtir.
o Kişilerarası iletişim unsurları, birbirine bağlıdır.
Kişilerarası iletişim, kaçınılmazdır.
Kişilerarası iletişim, tersine çevrilemez ve tekrarlanamaz.
Kişilerarası iletişim, kültür temellidir.
Kişilerarası iletişim, bir düzenleme sürecidir.
Kişilerarası ilişkiler, simetrik ve tamamlayıcıdırlar.
Kişilerarası iletişimlerde içerik ve ilişki boyutları bulunmaktadır.
66
Gülsüm ÇALIŞIR, İhsan TÜRKAL, Burak TÜRTEN, Elif KÜTÜKOĞLU, Caner ÖZARSLAN,
“Çay İçme Kültürünün Kişilerarası İletişime Katkısı”
Mavi Atlas, 7(2)/2019: 54-87
Görüldüğü gibi sosyal bir varlık olan insanın çevresiyle ilişki kurma isteği, onu
kişilerarası iletişimin öznesi konumuna getirmiştir. Çünkü adı geçen iletişim türünde en
az iki insanın varlığı söz konusudur. Bir araya gelen iki insanın aralarında gerçekleşen
iletişim bu anlamda bir süreçten meydana gelirken, kaçınılmaz bir şekilde ortaya
çıkmakta ve içinde var olduğu kültürün uzantılarını taşımaktadır.
3. Gereç ve Yöntem
Bu çalışmadaki amaç, çay içme kültürünün kişilerarası iletişime katkısının ne
olduğunu araştırmaktır. Bir başka deyişle, araştırmada bireylerin çay içme kültürlerinin
onların diğer insanlarla olan iletişimleri üzerinde bir katkısı olup olmadığı karşılaştırmalı
olarak saptanmak istenmiştir. Aynı zamanda seçili demografik değişkenler ile çay içme
kültürü arasında bir ilişki olup olmadığı ölçülmeye çalışılmıştır. Araştırma kapsamında,
gerekli bilgiler yüz yüze görüşme yapılarak anket yöntemi ile toplanmıştır. Bu doğrultuda
20 maddeden oluşan beşli likert ölçeği (1=kesinlikle katılmıyorum, 5=kesinlikle
katılıyorum) kullanılmıştır. Araştırmacılar tarafından geliştirilen ölçek formu ilk olarak
100 kişiye uygulanmış, geçerlik ve güvenirlik testlerine tabi tutulmuştur. Güvenlik ve
geçerlik testleri sonucunda ölçeğin araştırma için uygun olduğuna karar verilerek,
araştırma anketinin uygulanmasına geçilmiştir.
Araştırmanın evrenini Gümüşhane ili merkezde (39.150) ve Erzurum ili merkez
ilçelerde (265.200) yaşayan 18 yaş üstü bireyler oluşturmaktadır. Örneklemi ise Erzurum
ili için % 5 anlamlılık düzeyinde (% 95 hata payı ile) 384 kişi olarak belirlenmiş,
Gümüşhane ili için ise yine % 5 anlamlılık düzeyinde 380 kişi olarak tespit edilmiştir. Bu
kapsamda çay ocakları, kahvehaneler ve kafeteryalar vb. mekânlarda basit tesadüfi
örnekleme yöntemi izlenmiştir. Bir kısım anketlerin geçersiz olabileceği de göz önünde
bulundurularak, söz konusu mekânlarda 800 kişi üzerinde anket uygulanmıştır.
Araştırma kapsamında oluşturulan hipotezler aşağıdaki gibidir:
H1: Katılımcıların cinsiyetlerine göre çay içme kültürleri farklılaşmaktadır.
H2: Katılımcıların medeni durumlarına göre çay içme kültürleri farklılaşmaktadır.
H3: Katılımcıların eğitim durumlarına göre çay içme kültürleri farklılaşmaktadır.
H4: Katılımcıların gelirlerine göre çay içme kültürleri farklılaşmaktadır.
H5: Katılımcıların yaşlarına göre çay içme kültürleri farklılaşmaktadır.
H6:Katılımcıların bulunduğu mekâna göre çay içme kültürleri farklılaşmaktadır.
H7:Katılımcıların çay içme saatlerine göre çay içme kültürleri farklılaşmaktadır.
67
Gülsüm ÇALIŞIR, İhsan TÜRKAL, Burak TÜRTEN, Elif KÜTÜKOĞLU, Caner ÖZARSLAN,
“Çay İçme Kültürünün Kişilerarası İletişime Katkısı”
Mavi Atlas, 7(2)/2019: 54-87
4. Bulgular ve Tartışma
Araştırma kapsamında kullanılan anket ölçeğine katılımcıların verdiği yanıtlara
ilişkin betimsel istatistikler Tablo 1’de verildiği şekliyledir. Tabloda ölçeğe ilişkin bazı
maddelerin verilmediği görülmektedir. Bunun temel nedeni ise tablo oluşturulurken
faktör analizi sonuçlarının göz önünde bulundurulmasıdır.
Tablo 1. Ölçek maddelerine ilişkin betimsel istatistikler
Gümüşhane
Erzurum
N
Min.
Max.
Ort.
S. S.
Ort.
S. S.
Çay içmek beni rahatlatır.
399
1
5
3.95
1.169
4.08
1.137
Çay içmek insanı rahatlatır.
399
1
5
3.90
1.069
3.95
1.082
Stresli ve gergin olduğumda çay içmek iyi gelir
399
1
5
3.71
1.205
3.70
1.236
Sorunları çözerken çay içmek, insanı sakinleştirir.
399
1
5
3.60
1.154
3.59
1.191
Başkaları ile birlikte çay içmek, insanı mutlu eder.
399
1
5
4.09
1.059
4.16
1.069
Arkadaşlarımla çay içmek keyiflidir.
399
1
5
4.21
.937
4.30
.989
Aile bireyleri ile çay içmek keyiflidir.
399
1
5
4.28
.922
4.33
1.019
Çay içmek, kişiler arasındaki iletişimin devam
etmesine yardımcı olur.
399
1
5
3.87
1.144
Çay içmek, kişiler arasındaki samimiyetin
gelişmesine yol açar.
399
1
5
3.90
1.087
Çay içmek, sohbetlerin derinlik kazanmasına yol
açar.
399
1
5
3.87
1.090
3.95
1.086
Çay içmek, kişiler arası iletişim aracı olarak
kullanılabilir.
399
1
5
3.73
1.124
3.78
1.112
Çay içmek, sırların paylaşılmasına yardımcı olur.
399
1
5
3.31
1.268
3.20
1.298
Çay içmek, dertlerin paylaşılmasına yardımcı olur.
399
1
5
3.55
1.208
3.60
1.217
Çay içmek, dostluk ilişkilerini güçlendirir.
399
1
5
3.78
1.099
3.79
1.183
68
Gülsüm ÇALIŞIR, İhsan TÜRKAL, Burak TÜRTEN, Elif KÜTÜKOĞLU, Caner ÖZARSLAN,
“Çay İçme Kültürünün Kişilerarası İletişime Katkısı”
Mavi Atlas, 7(2)/2019: 54-87
Çay içmek, insan ilişkilerine olumlu katkı sağlar.
399
1
5
3.85
1.027
Çay içmenin insanları bir araya getirme/toplama
özelliği vardır.
399
1
5
4.13
.997
Çay içmek, başkaları ile olan ilişkileri pekiştirir.
399
1
5
3.77
1.122
3.86
1.147
3.85
1.126
Tablo 1 incelendiğinde katılımcıların anket sorularına vermiş oldukları yanıtların
ortalamasının oldukça yüksek olduğu görülmektedir. Buradan hareketle katılımcıların
anket sorularını anlayarak cevaplandırdıkları sonucunu çıkarmak mümkündür.
İstatistiksel bulgulara göre her iki örneklem grubundaki katılımcıların aileleri, arkadaşları
ve diğer insanlar ile çay içmeyi çok önemsedikleri (her iki örneklem grubunda ilgili
maddelere verilen yanıtların ortalaması 4’ün üzerindedir) görülmüştür. Bu durum, çayın
kalabalık gruplarla birlikte içilmesinin tercih edilen bir durum olduğunu göstermesi
bakımından önemli bir bulgu olarak değerlendirilebilir. Bu yönüyle değerlendirildiğinde
ilgili bulgu, araştırmanın çıkış noktasıyla da bağlantı kurması bakımından değerli bir
sonuç olarak yorumlanabilir. Zira çay içme edimi gerçekleştirilirken genellikle yanımızda
tanıdıklarımızın olmasını tercih etmek istememiz, iletişim ortamının yaratılması
hususunda da önemli gelişme olarak değerlendirilebilir.
Araştırmaya katılan katılımcıların frekans istatistiklerine yönelik bilgiler ise
aşağıda gösterilen Tablo 2’de verildiği gibidir.
Tablo 2. Katılımcıların demografik bilgilerine ilişkin frekans istatistikleri
Değişken
Gümüşhane
Erzurum
Yaş
Sayı (N)
Yüzde (%)
Sayı (N)
Yüzde
(%)
18-25 arası
105
26.3
179
35.2
26-30 arası
68
17.0
68
13.4
31-45 arası
142
35.6
112
22.0
46-55 arası
40
10.0
27
5.3
56 ve üstü
43
10.8
12
2.4
Gelir
69
Gülsüm ÇALIŞIR, İhsan TÜRKAL, Burak TÜRTEN, Elif KÜTÜKOĞLU, Caner ÖZARSLAN,
“Çay İçme Kültürünün Kişilerarası İletişime Katkısı”
Mavi Atlas, 7(2)/2019: 54-87
750-1750 arası
63
15.8
57
11.2
1755-3500 arası
182
45.6
124
24.4
3550-4500 arası
78
19.5
66
13.0
4550-5500 arası
32
8.0
45
8.8
5550 ve üstü
44
11.0
98
19.3
Erkek
183
45.6
226
44.4
Kadın
216
54.1
171
33.6
Evli
229
57.4
156
30.6
Bekâr
170
42.6
243
47.7
İlköğretim
65
16.3
32
6.3
Lise
104
26.1
84
16.5
Ön lisans
77
19.3
54
10.6
Lisans
110
27.6
164
32.2
Lisans Üstü
43
10.8
65
12.8
Çay ocağı
67
16.8
56
11.0
Kahvehane
33
8.3
69
13.6
Kafe
35
8.8
49
9.6
Okul-kantin
23
5.8
40
7.9
Ev
146
36.6
137
26.9
Cinsiyet
Medeni Durum
Eğitim Durumu
Çayın en fazla içildiği mekân
70
Gülsüm ÇALIŞIR, İhsan TÜRKAL, Burak TÜRTEN, Elif KÜTÜKOĞLU, Caner ÖZARSLAN,
“Çay İçme Kültürünün Kişilerarası İletişime Katkısı”
Mavi Atlas, 7(2)/2019: 54-87
İşyeri
95
23.8
48
9.4
05.00-09.00
19
4.8
26
5.1
09.01-13.00
106
26.6
85
16.7
13.01-17.00
114
28.6
102
20.0
17.01-21.00
128
32.1
134
26.3
21.01-01.00
27
6.8
45
8.8
01.01-04.59
5
1.3
7
1.4
Çayın en fazla içildiği saatler
Tablo 2 incelendiğinde Gümüşhane ilinden araştırmaya katılanların büyük
çoğunluğunu 31-45 yaş aralığındaki orta yaş grubunun oluşturduğu görülmüştür (N=142,
%35.6). Buna karşın Erzurum ilinden katılanların büyük çoğunluğunu ise 18-25
aralığında bulunan gençler oluşturmuştur (N=179, %35,2). Erzurum ilinden araştırmaya
katılan kişilerin büyük çoğunluğunun genç olmasının temel nedeni olarak il merkezinde,
araştırmanın uygulandığı mekânlarda gençlerin oranının çok fazla olması gösterilebilir.
Gümüşhane il merkezinde ise araştırmaya katılanların büyük çoğunluğunun orta yaş
grubuna mensup kişilerden oluşmasının temel nedeni olarak da il merkezindeki çay
ocaklarının büyük oranda orta yaş grubundaki kişiler tarafından tercih edildiği
gösterilebilir. Aslına bakılırsa her iki bulgu da şunu göstermektedir ki; sosyal mekânlarda
çay içmek çok tercih edilmekte ve çay, iletişim kurulması için gerekli ortama zemin
hazırlayan bir içecek olarak görülmektedir.
Tablo 2’den elde edilen bir bulgu da her iki örneklem grubunda da araştırmaya
katılanların büyük çoğunluğunu 1755-3500 arası gelir sahip orta gelir grubuna
(Gümüşhane için N=182 (% 45,6), Erzurum için N=124 (%24,4)) sahip olan kişilerin
oluşturmasıdır. Buna göre sohbetlerin vazgeçilmezi olan çayı en fazla tüketen grubun orta
gelir grubuna sahip kişiler olduğu görülmektedir. Bu bakımdan çayın ekonomik bir içecek
olduğu da söylenebilir.
Adı geçen tablodan ulaşılan bir diğer bulgu da çayın Gümüşhane il merkezinde
daha ziyade evli insanlar tarafından tüketilirken (N=229, % 57,4), Erzurum il merkezinde
ise bekâr kişiler tarafından (N=243, %47,7) tüketilmesi yönündedir. Bunun temel nedeni
olarak yine Erzurum il merkezinde araştırmanın uygulandığı mekânlarda gençlerin
71
Gülsüm ÇALIŞIR, İhsan TÜRKAL, Burak TÜRTEN, Elif KÜTÜKOĞLU, Caner ÖZARSLAN,
“Çay İçme Kültürünün Kişilerarası İletişime Katkısı”
Mavi Atlas, 7(2)/2019: 54-87
ağırlıkta olması ve buna karşın Gümüşhane il merkezinde araştırmanın uygulandığı
mekânlarda ise orta yaş grubunun fazla olması gösterilebilir.
Araştırmaya katılan kişilerin cinsiyetleri incelendiğinde de Gümüşhane ilindeki
deneklerin büyük çoğunluğunu kadınların (N=216, % 54,1), Erzurum ilindeki deneklerin
büyük çoğunluğunu ise erkeklerin oluşturduğu (N=226, % 44,4) görülmektedir.
Tablo 2’ye bakıldığında araştırmaya katılanların eğitim durumları incelendiğinde ise her
iki örneklem grubu içinde deneklerin büyük çoğunluğunu lisans mezunlarının
(Gümüşhane için N=110 (% 27,6), Erzurum için N=164 (%32,2)) oluşturduğu
izlenmektedir.
Tablo 2’den elde edilen bilgilere göre katılımcıların çayı en fazla tükettiği
mekânın her iki örneklem grubu için de ev ortamı olduğu anlaşılmaktadır (Gümüşhane
için N=146 (% 36,6), Erzurum için N=137 (% 26,9)). Ev ortamında kişilerin zamanları
daha fazla olduğu için çayın en fazla tüketildiği mekân olarak ev ortamı sonucunun
çıkması, beklenen bir bulgudur. Buna karşın ev ortamından sonra kişilerin en fazla çay
tükettikleri mekânın Gümüşhane için iş yerleri (N=95, % 23,8), Erzurum için ise
kahvehaneler olduğu (N=69, % 13,6) görülmektedir. Bu bulguyu, Gümüşhane ilindeki
katılımcı kişilerin büyük çoğunluğunu orta yaş gelir grubuna sahip insanların oluşturması
ve bu insanların büyük bölümünün iş sahibi olması nedeniyle çayı evlerinden sonra en
çok vakit geçirdikleri iş yerlerinde tükettiklerini şeklinde yorumlamak mümkündür.
Bunun yanı sıra Erzurum ilinden katılan kişilerin büyük çoğunluğunu 18-25 yaş arası
genç grubu oluşturduğu ve bunların arasında iş sahibi olanların daha az olduğu
varsayılırsa, bu insanların evlerinden sonra en çok zaman geçirdikleri mekânlar olan
kahvehanelerde çay tüketme oranlarının daha yüksek olduğu ileri sürülebilir. Aynı
zamanda Erzurum il merkezindeki insanlar arasında kahvehane kültürünün çok yaygın
olması, bu mekânlarda çayın çok tüketilmesinin sebebi olarak da gösterilebilir.
Tablo 2’de verilen bir diğer bilgi de çayın tüketim saatine yöneliktir. Buna göre
her iki örneklem grubunda da çayın en fazla tüketildiği saat 17:01-21:00 aralığında kalan
zaman dilimidir (Gümüşhane ili için N=128 (% 32,1), Erzurum ili için N=134 (% 26,3)).
Başka bir ifadeyle araştırmaya katılan kişiler, çayı daha çok akşam saatlerinde
tüketmektedirler. Bu bağlamda bir yorum yapmak gerekirse, katılımcıların çayı daha çok
akşamları ev ortamlarında günün yorgunluğunu atarken aile bireyleri ile sohbet aracı
olarak tükettikleri söylenilebilir. Katılımcılar çayı daha çok aile bireyleri birlikte
tüketmeyi tercih etmektedirler. Analiz bulgularına göre kişiler çayı en fazla ev ortamında
ve aksam vakti (17:01-21:00) aile bireyleri ile birlikte tüketmeyi tercih etmektedirler. Bir
72
Gülsüm ÇALIŞIR, İhsan TÜRKAL, Burak TÜRTEN, Elif KÜTÜKOĞLU, Caner ÖZARSLAN,
“Çay İçme Kültürünün Kişilerarası İletişime Katkısı”
Mavi Atlas, 7(2)/2019: 54-87
başka deyişle kişiler çayı, daha çok aile bireyleri ile gerçekleştirdikleri iletişimlerinde bir
araç olarak kullanmaktadırlar. Buna göre “Çay içmek, kişilerin aile bağlarını
güçlendirmede olumlu bir rol oynamakta ve sohbetlerin ortağı olmaktadır.” şeklinde bir
yoruma gitmek pek de yanıltıcı olmayacaktır. Bu yönüyle değerlendirildiğinde de aslında
araştırmanın çıkış amacını doğrulayan bir bulguya ulaşıldığını ifade etmek mümkündür.
Araştırma kapsamında kullanılan 20 maddelik ankette ölçek yoluyla
katılımcılardan elde edilen verilerin hangi faktörler altında toplandığını tespit edebilmek
amacıyla “Keşfedici Faktör Analizi” uygulanmıştır. Bu doğrultuda Gümüşhane ölçeği
için varimax dönüştürmesi kullanılarak, öz değeri 1’in üstünde olan 3 faktör ortaya
konmuştur. Ölçekte bulunan 5 soru, birden fazla faktöre yüklendiği için ölçekten
çıkarılmıştır. Bu üç faktör, toplam varyansın % 69’unu açıklamaktadır. Söz konusu
faktörler incelendiğinde birinci faktöre, içerdiği 4 sorunun niteliğinden dolayı “kişisel
boyut” adı verilmiştir. 3 ve 8 sorudan oluşan İkinci ve üçüncü faktörlere ise sırasıyla;
“birliktelik boyutu” ve “iletişim boyutu” isimleri verilmiştir. Örneklemin yeterliliğini ve
kullanılan değişkenlerin faktör analizine uygunluğunu gösteren “Kaiser-Meyer-Olkin
(KMO)” ile “Barlett Testi” kabul edilebilir sınırlar içerisinde bulunmuştur. Aynı zamanda
kullanılan ölçeğin güvenirliğini gösteren Croanbach’s Alpha değerleri “kişisel boyut”
için, .891, “birliktelik boyutu” için .813 ve “iletişim boyutu” için .917 bulunmuştur.
Gümüşhane ili için Keşfedici Faktör Analizine ilişkin bilgiler Tablo 3’te sunulduğu
gibidir.
Tablo 3. Gümüşhane için keşfedici faktör analizi bulguları
Faktör Yükü
Maddeler
Bir
likt
eli
Kişisel Boyut
F1
Çay içmek beni rahatlatır.
.787
Çay içmek insanı rahatlatır.
.792
Stresli ve gergin olduğumda çay içmek iyi gelir
.837
Sorunları çözerken çay içmek, insanı sakinleştirir.
.739
Başkaları ile birlikte çay içmek, insanı mutlu eder.
F2
F3
.669
73
İletişim Boyutu
Gülsüm ÇALIŞIR, İhsan TÜRKAL, Burak TÜRTEN, Elif KÜTÜKOĞLU, Caner ÖZARSLAN,
“Çay İçme Kültürünün Kişilerarası İletişime Katkısı”
Mavi Atlas, 7(2)/2019: 54-87
Arkadaşlarımla çay içmek keyiflidir.
.851
Aile bireyleri ile çay içmek keyiflidir.
.721
Çay içmek, sohbetlerin derinlik kazanmasına yol açar.
.626
Çay içmek, kişiler arası iletişim aracı olarak kullanılabilir.
.662
Çay içmek, sırların paylaşılmasına yardımcı olur.
.822
Çay içmek, dertlerin paylaşılmasına yardımcı olur.
.812
Çay içmek, dostluk ilişkilerini güçlendirir.
.726
Çay içmek, insan ilişkilerine olumlu katkı sağlar.
.711
Çay içmenin insanları bir araya getirme/toplama özelliği
vardır.
.641
Çay içmek, başkaları ile olan ilişkileri pekiştirir.
.711
Barlett’s test of Sphericity: 3994,367 (p<.000)
KMO Değeri: .925
Varyansın Açıklanma Oranı (%)
10.279
7.022
52.681
Croanbach’s Alpha
.891
.813
.917
Erzurum ölçeği için varimax dönüştürmesi kullanılarak, öz değeri 1’in üstünde 2
faktör ortaya konmuştur. Ölçekte bulunan 4 soru birden fazla faktöre yüklendiği için
ölçekten çıkarılmıştır. Bu iki faktör toplam varyansın % 66’sını açıklamaktadır. Söz
konusu faktörler incelendiğinde birinci faktöre içerdiği 7 sorunun niteliğinden dolayı
“kişisel ve birliktelik boyutu” adı verilmiştir. 9 sorudan oluşan ikinci faktöre ise “iletişim
boyutu” adı verilmiştir. Örneklemin yeterliliğini ve kullanılan değişkenlerin faktör
analizine uygunluğunu gösteren “Kaiser-Meyer-Olkin (KMO)” ile “Barlett Testi” kabul
edilebilir sınırlar içerisinde bulunmuştur. Aynı zamanda kullanılan ölçeğin güvenirliğini
gösteren Croanbach’s Alpha değerleri birinci faktör için, .910, ikinci boyut için .936
74
Gülsüm ÇALIŞIR, İhsan TÜRKAL, Burak TÜRTEN, Elif KÜTÜKOĞLU, Caner ÖZARSLAN,
“Çay İçme Kültürünün Kişilerarası İletişime Katkısı”
Mavi Atlas, 7(2)/2019: 54-87
bulunmuştur. Erzurum ili için Keşfedici Faktör Analizi ile bilgilerin detaylı dökümü
Tablo 4’te gösterildiği şekliyle aşağıda verilmiştir.
Tablo 4. Erzurum için keşfedici faktör analizi bulguları
Maddeler
Faktör Yükü
İletişim Boyutu
Kişisel ve Birliktelik
F1
Çay içmek beni rahatlatır.
.824
Çay içmek insanı rahatlatır.
.807
Stresli ve gergin olduğumda çay içmek iyi gelir
.782
Sorunları çözerken çay içmek, insanı sakinleştirir.
.699
Başkaları ile birlikte çay içmek, insanı mutlu eder
.687
Arkadaşlarımla çay içmek keyiflidir.
.767
Aile bireyleri ile çay içmek keyiflidir.
.727
F2
Çay içmek, kişiler arasındaki iletişimin devam etmesine yardımcı
olur.
.683
Çay içmek, kişiler arasındaki samimiyetin gelişmesine yol açar.
.761
Çay içmek, sohbetlerin derinlik kazanmasına yol açar.
.734
Çay içmek, kişiler arası iletişim aracı olarak kullanılabilir.
.743
Çay içmek, sırların paylaşılmasına yardımcı olur.
.793
Çay içmek, dertlerin paylaşılmasına yardımcı olur.
.820
Çay içmek, dostluk ilişkilerini güçlendirir.
.806
Çay içmek, insan ilişkilerine olumlu katkı sağlar.
.742
Çay içmek, başkaları ile olan ilişkileri pekiştirir.
.728
Barlett’s test of Sphericity: 4974,499 (p<.000)
75
Gülsüm ÇALIŞIR, İhsan TÜRKAL, Burak TÜRTEN, Elif KÜTÜKOĞLU, Caner ÖZARSLAN,
“Çay İçme Kültürünün Kişilerarası İletişime Katkısı”
Mavi Atlas, 7(2)/2019: 54-87
KMO Değeri: .930
Varyansın Açıklanma Oranı (%)
11.399
55.104
Croanbach’s Alpha
.910
.936
Araştırma kapsamında katılımcıların çay içme kültürlerinin cinsiyet ve medeni
durum değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediği Bağımsız Tek
Örneklem T Testi ile test edilmiştir. Gümüşhane ili için katılımcıların cinsiyetlerine göre
çay içme kültürleri arasında anlamlı bir farklılaşma bulunmamıştır. Buna göre
Gümüşhane il merkezindeki insanlar için çay içmek her iki cins açısından da ortak bir
değer ifade etmektedir. Başka bir ifadeyle Gümüşhane’de cinsiyet farklılığının, çay içme
kültürü üzerinde hiçbir etkisi olmadığı sonucu ortaya çıkmıştır. Buna karşın katılımcıların
medeni durumlarına göre çay içme kültürleri arasında anlamlı bir farklılaşma
bulunmuştur. Söz konusu bulgular Tablo 5’te verilmiştir. İlgili tablo incelendiğinde,
katılımcıların çay içme kültürleri ile medeni durumları arasında “kişisel boyut” ve
“iletişim boyutu” açısından anlamlı bir farklılaşma olduğu görülmektedir. Buna göre
Gümüşhane ilinde kişilerin medeni durumları, çay içme kültürleri üzerinde etkili olan bir
faktör olarak dikkat çekmektedir.
Tablo 5. Gümüşhane için katılımcıların medeni durumuna ilişkin bağımsız tek örneklem T testi
B
Kişisel Boyut
Birliktelik B.
İletişim B.
N
Ort.
S.S.
F-İstatistik
Evli
229
3.8865
.93582
8.921
Bekâr
170
3.6574
1.06616
Evli
229
4.2504
.79374
Bekâr
170
4.1137
.87639
Evli
229
3.8401
.81977
Bekâr
170
3.6265
.96557
t-İstatistik
SD.
Prob.
2.235
336.104
.026**
.827
1.626
397
.105
6.462
2.328
328.527
.021**
** p<=0.05
76
Gülsüm ÇALIŞIR, İhsan TÜRKAL, Burak TÜRTEN, Elif KÜTÜKOĞLU, Caner ÖZARSLAN,
“Çay İçme Kültürünün Kişilerarası İletişime Katkısı”
Mavi Atlas, 7(2)/2019: 54-87
Erzurum ilinden katılımcıların cinsiyet ve medeni durumlarına göre çay içme
kültürleri arasında ise anlamlı herhangi bir farklılaşma bulunmamıştır. Buna göre
Gümüşhane ili için H1 reddedilip H2 hipotezi kabul edilirken, Erzurum ili için her iki
hipotez de reddedilmiştir.
Araştırma kapsamında katılımcıların gelir, yaş, eğitim durumu ve çayı en çok
içtikleri mekân ve saat dilimleri değişkenlerine göre çay içme kültürleri arasında anlamlı
bir farklılaşma olup olmadığı Tek Yönlü Anova Testi ile saptanmaya çalışılmıştır.
Erzurum için bütün değişkenler ile çay içme kültürü arasında herhangi bir anlamlı ilişkiye
rastlanılmamıştır. Erzurum il merkezi için bağımsız tek örneklem T testi ve tek yönlü
Anavo test bulguları bir arada değerlendirildiğinde, bu şehirdeki insanlar için çay içmenin
eğitim seviyesi ve yaş grubu ne olursa olsun, ister evli ister bekâr olsun ya da ister kadın
ister erkek olsun toplumun tüm gelir gruplarına sahip olan insanlar tarafından ortak bir
değere sahip olduğu tespit edilmiştir. Literatür özeti bölümünde de verilen bilgiler bize
çayın en fazla Erzurum’da tüketildiğini söylemektedir. Bu bilgiden de yola çıkarak
Erzurum ilinde çayın toplumun her kesimine hitap eden bir içecek olduğunu söylemek
mümkündür. Aynı zamanda araştırma bulgularından hareketle çayın Erzurum ilinde
toplumun tamamını kuşatan, kişiler arasındaki iletişimi başlatan ve bu iletişimin devamını
sağlayan bir içecek olduğunu ifade etmek mümkündür. Bu bulgu ayrıca, Erzurum ili ile
ilişkili olarak yapılan çay araştırmalarında literatürdeki bulguları desteklemesi bakımında
da değerli ve önemli olarak görülmektedir. Sonuç olarak Erzurum ili için H3, H4, H5,
H6 ve H7 hipotezleri reddedilmiştir.
Gümüşhane ili örneklemi için çay içme saati değişkenine göre çay içme
kültürlerinin “kişisel boyut” açısından anlamlı farklılaştığı tespit edilmiştir. Söz konusu
bulgular Tablo 6’da verilmiştir. Bulgular incelendiğinde söz konusu boyuta göre kişilerin
öğleden önce ve öğleden sonra çay içme edimleri farklıdır. Bunun temel sebebi olarak
sabah saatlerinde içilen çayın kahvaltı amaçlı olduğu, öğleden sonra içilen çayın ise daha
çok sohbetlere ortak edilme amaçlı olduğu gösterilebilir. Sonuç olarak Gümüşhane ili
örneklemi için H7 hipotezi kısmen doğrulanmıştır.
Tablo 6. Gümüşhane ili için çay içme saatine ilişkin tek yönlü anova test B
Kişisel Boyut
KT.
SD.
KO.
F
Prob.
05:00-09:00
Gruplar Arasında
12.385
5
2.477
2.532
.028**
09:01-13:00
Grup İçinde
384.513
393
.978
77
Gülsüm ÇALIŞIR, İhsan TÜRKAL, Burak TÜRTEN, Elif KÜTÜKOĞLU, Caner ÖZARSLAN,
“Çay İçme Kültürünün Kişilerarası İletişime Katkısı”
Mavi Atlas, 7(2)/2019: 54-87
13:01-17:00
Birliktelik
Boyutu
17:01-21:00
Gruplar Arasında
2.015
5
.403
21:01-01:00
Grup İçinde
273.254
393
.695
01:01-04:59
İletişim Boyutu
Gruplar Arasında
1.940
5
.388
Grup İçinde
313.294
393
.797
.580
.716
.487
.786
Post Hoc Test Bulguları
Bağımlı Değişken
Test Adı
(i)
(j)
OF (i-j)
S. Hata
Prob.
Kişisel Boyut
Tukey HSD
09:01-13:00
13:01-17:00
-.45300
.13346
.010***
Scheffe
09:01-13:00
13:01-17:00
-.45300
.13346
.044**
*** p<=0.01, ** p<=0.05, *p<=0.10
Gümüşhane ili için katılımcıların yaşlarına göre çay içme kültürleri arasında tüm
faktör boyutları açısından anlamlı bir farklılaşma olduğu tespit edilmiştir. Test bulguları
Tablo 7’de verilmiştir. Bulgular incelendiğinde 18-25 arası yaş grubu gençlerin çay içme
kültürleri, 26-30 ve 31-45 arası yaş grubu kişilerin çay içme kültürlerine göre
farklılaşmaktadır. Aynı zamanda 26-30 arası yaş grubun çay içme kültürleri, 31-45 arası
yaş grubuna göre anlamlı farklılaşma göstermektedir. Gümüşhane ili örneklemi için H5
hipotezi doğrulanmıştır.
Tablo 7. Gümüşhane ili için yaş değişkenine ilişkin tek yönlü anova test B
Kişisel Boyut
KT.
SD.
KO.
F
Prob.
18-25 arası
Gruplar Arasında
15.799
4
3.950
4.073
.003**
26-30 arası
Grup İçinde
381.098
393
.970
78
Gülsüm ÇALIŞIR, İhsan TÜRKAL, Burak TÜRTEN, Elif KÜTÜKOĞLU, Caner ÖZARSLAN,
“Çay İçme Kültürünün Kişilerarası İletişime Katkısı”
Mavi Atlas, 7(2)/2019: 54-87
31-45 arası
Birliktelik
Boyutu
46-55 arası
Gruplar Arasında
6.695
4
1.674
56 ve üstü
Grup İçinde
268.348
393
.683
Gruplar Arasında
8.385
4
2.096
Grup İçinde
305.280
393
.777
2.451
.046**
2.699
.030**
İletişim Boyutu
Post Hoc Test Bulguları
Bağımlı Değişken
Test Adı
(i)
(j)
OF (i-j)
S. Hata
Prob.
Kişisel Boyut
Games-Howell
18-25 arası
26-30 arası
-.45070
.15510
.033**
31-45 arası
-.47783
.13702
.005***
Birliktelik Boyutu
Tukey HSD
26-30 arası
31-45 arası
-.31248
.12186
.079*
İletişim Boyutu
Tukey HSD
18-25 arası
31-45 arası
-.36916
.11344
.011**
Scheffe
18-25 arası
31-45 arası
-.36916
.1134
.033**
*** p<=0.01, ** p<=0.05, *p<=0.10
Gümüşhane ili için katılımcıların eğitim durumlarına göre çay içme kültürleri
arasında “birliktelik Boyutu” açısından % 10 anlamlılık düzeyinde bir farklılaşma
bulunmuştur. Test bulguları Tablo 8’de verilmiştir. Bulgular incelendiğinde ön lisans
grubuna mensup kişilerin çay içme kültürleri, lisansüstü grubuna mensup kişilerin çay
içme kültürlerine kıyasla farklılaşmaktadır. Gümüşhane ili örneklemi için H3 hipotezi
doğrulanmıştır.
Tablo 8. Gümüşhane ili için eğitim değişkenine ilişkin tek yönlü anova test B
Kişisel Boyut
KT.
SD.
KO.
F
Prob.
79
Gülsüm ÇALIŞIR, İhsan TÜRKAL, Burak TÜRTEN, Elif KÜTÜKOĞLU, Caner ÖZARSLAN,
“Çay İçme Kültürünün Kişilerarası İletişime Katkısı”
Mavi Atlas, 7(2)/2019: 54-87
İlköğretim
Gruplar Arasında
3.113
4
.778
Lise
Grup İçinde
393.785
394
.999
Ön lisans
Birliktelik
Boyutu
Gruplar Arasında
5.621
4
1.405
Grup İçinde
269.647
394
.684
Gruplar Arasında
6.214
4
1.554
Grup İçinde
309.020
394
.784
Lisans
Lisans Üstü
.779
.540
2.053
.086*
1.981
.097a
İletişim Boyutu
Post Hoc Test Bulguları
Bağımlı
Değişken
Test Adı
(i)
(j)
OF (i-j)
S. Hata
Prob.
Birliktelik
Boyutu
Games Howell
Ön lisans
Lisans Üstü
-.39625
.14398
.052**
** p<=0.05, *p<=0.10
a; İletişim boyutuna ilişkin Prob değeri 0.97 olmasına karşın %10 anlamlılık düzeyinde
bir farklılaşma gözlenmemiştir.
Gümüşhane ili örneklemi için çay içilen mekân ve gelir değişkenlerine göre
katılımcıların çay içme kültürleri arasında anlamlı farklılaşma bulunmamıştır. Başka bir
ifadeyle Gümüşhane ili için H4 ve H6 hipotezleri reddedilmiştir.
Sonuç
Binlerce yıl önce Uzak Doğu’da başlayan serüveni ile dikkati çeken ve
yolculuğunun önemli duraklarından biri olan Anadolu topraklarına geldiğinde ise büyük
beğeni toplayan ve neredeyse en çok tüketilen içecek olan çay, dünden bugüne gelinen
süreçte vazgeçilmez içeceklerden birisi olmuştur. Soğuk kış günlerinde içimizi ısıtırken,
kavurucu sıcaklarda da hararetimizi alması için tükettiğimiz çay, öylesine geçiştirilecek
bir içecek olmadığını zaman içerisinde bize göstermiştir. Literatürde verilen bilgiler
göstermiştir ki, çayın uzun yıllar önce başlayan yolculuğu pek çok durakta kendine yer
bulmuştur. Söz konusu duraklar içerisinde de en çok kaldığı ve benimsendiği topraklar
80
Gülsüm ÇALIŞIR, İhsan TÜRKAL, Burak TÜRTEN, Elif KÜTÜKOĞLU, Caner ÖZARSLAN,
“Çay İçme Kültürünün Kişilerarası İletişime Katkısı”
Mavi Atlas, 7(2)/2019: 54-87
Anadolu olmuştur. Anadolu kültürüne kahveden sonra girse de girdiği andan itibaren
halkın çoğunluğunu kendine bağlayan bir içecek olmuştur çay.
Türkiye’de çayın yetiştirilmesi 1940’lı yıllara dayanmaktadır. Geçtiğimiz yıllar
boyunca bu lezzet kendine önemli yer edinmiş ve sosyal yaşamın vazgeçilmez bir parçası
haline gelmiştir. Kısacası çay ve ona ait olan kültür, bizden birisi olmuştur ve bizi kısa
sürede sarıp sarmalayan bir içecek olmuştur. Anadolu’da hemen her çatının altında günde
en az bir kez çay demlendiği ve tüketildiğini söylemek pek de abartı olmasa gerek. Çay
artık bizim kültürümüzün bir parçası olurken, kendine ait de bir kültür oluşturarak Türk
kültürünün en başat aktörlerinden birisi haline dönüşmüştür.
Türk kültüründe var olan bir söz şöyle der: “Çaysız sohbet, aysız gökyüzü
gibidir.” Bir diğer söz de “Neyse ki çayın demi var, yaşamın gamına inat.” Haşmet
Babaoğlu ise “Çayın kalabalıkla arası iyidir, kahve yalnızlık ister” diyerek, aslında bu
çalışmanın amacını doğrulamaktadır. Burada verilen bu sözler de göstermektedir ki çay,
toplumun geneline hitap eden bir içecek olmanın yanı sıra, toplumu kucaklamakla
kalmayıp, toplumun bireylerini birbirine yaklaştıran, kaynaştıran, bu yönüyle de
iletişimin devamına olanak tanıyan bir özelliğe sahip olmaktadır.
Çay söz konusu olduğunda literatürde yetiştirilmesinden, tüketimine, sektördeki
durumundan, kültür içinde nasıl yer aldığına dair pek çok sayıda çalışma yapıldığı
görülmektedir. Ancak çay ve iletişim bağlamında bir çalışmanın yapılmamış olması,
araştırmacıların dikkatini bu yöne çekmiştir. Bir de araştırmacıların çayın en çok
üretildiği ve tüketildiği bölgelere yakın bir yerde yaşıyor olması, böylesi bir çalışma
yapma fikrini ortaya çıkartmıştır. Bu düşüncelerden hareketle çayın kişilerarası iletişime
ne yönde katkı sağladığı merak edilmiş ve bu merakın giderilebilmesi için bu çalışma
gerçekleştirilmiştir.
Bu çalışmada, öncelikle çay içme kültürünün kişilerarası iletişime katkısının olup
olmadığı yönünde bilgilere ulaşılmak istenmiştir. Araştırmacıların Gümüşhane’de
yaşıyor olması ve çayın en çok tüketildiği Erzurum iline yakın olması nedeniyle
çalışmada örneklem olarak, adı geçen iki il seçilmiştir. Söz konusu illerde kişilerin çay
içme kültürüne dair sahip olduğu değerler ile çay ve iletişim arasında nasıl bir ilişki
kuruduklarını anlamaya yönelik olarak bir ölçek geliştirilmiştir. Akabinde de her iki ilde
toplamda 800 katılımcı ile yüz yüze görüşmeler yapılmış ve kendilerine anket
uygulanmıştır.
Anket uygulaması sırasında katılımcılarla gerçekleştirilen görüşmelerde elde
edilen sözel bilgilere göre her iki ilde de çay fazlasıyla tüketilmektedir. Anket soruları
81
Gülsüm ÇALIŞIR, İhsan TÜRKAL, Burak TÜRTEN, Elif KÜTÜKOĞLU, Caner ÖZARSLAN,
“Çay İçme Kültürünün Kişilerarası İletişime Katkısı”
Mavi Atlas, 7(2)/2019: 54-87
içerisinde çayın en çok hangi ilde tüketildiğini belirlemeye yönelik bir soru olmamasına
rağmen, katılımcıların söylemlerinden edilen bilgi, bu sonucu da görünür kılmaktadır.
Yazılı olarak görülmese de sözel olarak bizzat anketi uygulayan araştırmacıların kayıt
altına aldığı bu bilgiye göre çay çok tüketilmekte ve çok sevilen içecekler listesinde ilk
sıralarda yer almaktadır. Hatta öyle ki çay, toplumun hemen her kesimi (genç-yaşlı, gelir
seviyesi düşük-yüksek, kadın-erkek, eğitim seviyesi düşük-yüksek, çalışan-çalışmayan
vb.) tarafından içimi tercih edilen bir içecek durumundadır. Türkiye’de çay tüketimi
davranışı incelendiğinde, söz konusu davranışın bölgelere göre farklılık gösterdiği
görülmektedir. Örneğin Güneş’in (2012) belirttiği gibi Erzurum’da kişiler açık demli çayı
tüketmeyi tercih ederlerken, Gümüşhane ilinde kişiler orta demli çay içmeyi tercih
etmektedir.
Bu araştırmada anket sorularına verilen cevaplardan elde edilen bilgiler bize
sadece katılımcıların demografik bilgilerini vermekle kalmıyor. Çalışmada çayın kimler
tarafından tüketildiğini gösteren bilgilerin dışında, sorulan daha detaylı sorularla
katılımcılardan çay ve kişilerarası iletişim başlıkları ile ilgili neler düşündüklerini ortaya
koyan bilgiler de alınmaya çalışılmıştır. Buna göre katılımcıların çay içme edimlerini
genellikle yanlarında aile bireyleri, arkadaşları vb. kişiler olduğunda gerçekleştirmekten
hoşnut oldukları yönünde bilgilere ulaşılmıştır. Bu durum bizi çalışmanın çıkış noktasını
doğrulayan bilgilere götürmektedir. Zira katılımcılar verdikleri cevaplar ile çay içme
kültürünün kişilerarası iletişime zemin hazırlayan ve bu eylemin gerçekleşmesine olanak
tanıyan bir durum olduğunu dile getirmişlerdir. Bu bilgiden hareketle çayın birlikte
içilmekten keyif alınan ve kişileri bir araya toplama ve iletişimi sürekli hale dönüştürme
özelliğine sahip bir içecek olduğundan söz etmek mümkündür.
Araştırmada ilk olarak katılımcıların anket sorularına verdikleri cevapların
ortalaması incelenmiştir. Buna göre her iki ilde katılımcıların anket ölçeklerine verdikleri
yanıtların ortalamasının çok yüksek olduğu görülmüştür. Dolaysıyla katılımcıların anket
sorularını anlayarak cevapladıkları söylenebilir. Hem Gümüşhane ili için hem de
Erzurum ili için ölçeğe verilen yanıtların ortalaması incelendiğinde kişilerin aile bireyleri,
arkadaşları ve başkalarıyla çay içmeyi çok önemsedikleri ve dolaysıyla da çayı iletişim
kurmada önemli bir araç olarak gördükleri sonucuna varılmıştır. Bu önemli bir bulgudur.
Zira toplumların kültürel tarihleri incelendiğinde belirli değerler, adet, gelenek-görenek
ve yerel lezzetler gibi unsurların toplumun kendisiyle özdeşleştiği ve her bir bireyin ortak
paydası haline geldiği anlaşılmıştır. Bu bakımdan çay her ne kadar küresel bir lezzet
olarak kabul edilse de Türk toplumu tarafından milli bir lezzet (içecek) olarak
içselleştirilmiştir. Buna göre kişiler günlük yaşamlarında iletişim kurmada çayı önemli
82
Gülsüm ÇALIŞIR, İhsan TÜRKAL, Burak TÜRTEN, Elif KÜTÜKOĞLU, Caner ÖZARSLAN,
“Çay İçme Kültürünün Kişilerarası İletişime Katkısı”
Mavi Atlas, 7(2)/2019: 54-87
bir araç olarak görmenin yanında, bu içeceği vazgeçilmez bir lezzet olarak
benimsemişlerdir.
Araştırmada elde edilen bulgular kişilerarası iletişim bağlamında
değerlendirildiğinde, çay içme kültürü ve kişilerarası iletişim ile aralarında bir bağ
kurulduğu belirlenmiştir. Zira çay tüketimi Türk toplumunda çift yönlü iletişime zemin
hazırlamaktadır. Bu durum aynı zamanda kişilerarası iletişimin varlığına işaret
etmektedir. Nitekim söz konusu iletişim türü, en az iki kişi arasında gerçekleşmektedir ve
iletiler karşılıklı olarak iletilmektedir (Gürüz ve Temel Eğinli, 2012). Bu yönüyle
bakıldığında çayın özellikle başkalarıyla birlikte tüketilmesi, kişilerarası iletişime olanak
sağlamasının yanında sosyalleşmeyi de beraberinde getirmektedir. Ayrıca elde edilen
bulgular, çay tüketim şeklinin bu iki il içinde farklı olmasına rağmen her iki ilde yaşayan
kişiler için çayın birleştirici rolünü ön plana çıkarttığını göstermiştir. Araştırmadan elde
edilen bu bulgu, Türk toplumunun birlikte yaşama ve paylaşma arzusunun gücünü ve de
misafirperverliğe ne kadar önem verdiğini göstermesi bakımından da önemlidir. Çayın
birliktelik özelinde Türk toplumunda önemli bir yere sahip olduğunu ortaya koyması
literatürdeki Yağbasan ve Ustakara (2008), Güneş (2012) ile Ustakara ve Burhan
(2017)’ın çalışmalarını desteklemektedir. Zira Güneş (2012) çayın Türk toplumu
içerisinde ne denli önemli olduğunu tarihsel olarak ortaya koyarken, Ustakara ve Burhan
(2017) ile Yağbasan ve Ustakara (2008) kahvehanelerin, ki Türk toplumunda bu
mekanlarda neredeyse sadece çay tüketilmektedir, iletişim kurmada önemli bir araç
olduğunu göstermişlerdir.
Araştırma kapsamında aynı zamanda her iki ilde çay içme kültürünün iletişime
katkısının demografik faktörler tarafından belirlenip belirlenmediği saptanmaya
çalışılmıştır. Buna göre Erzurum ilinde çay tüketimi cinsiyete ve medeni duruma göre
farklılaşma göstermemektedir. Başka bir ifadeyle bu ilde yaşayan kişilerin çay içme
kültürleri üzerinde cinsiyet ve medeni durumun bir etkisi söz konusu değildir.
Gümüşhane ili içinse çay tüketimi cinsiyete göre farklılaşma göstermezken, medeni
duruma göre anlamlı bir farklılaşma söz konusudur. Buna göre bu ilde çay içme kültürü
üzerinde kişilerin medeni durumunun önemli bir etkisi vardır. Çay içme kültürü üzerinde
Erzurum ili için gelir, yaş, eğitim durumu, mekân ve zaman faktörlerinin anlamlı herhangi
bir etkisi tespit edilmemiştir. Bu bağlamda Erzurum’da çay tüketiminin toplumun bütün
kesimleri tarafından benimsendiği ve ortak bir değer olarak görüldüğü söylenebilir. Başka
bir ifadeyle çay içme kültürünün bu ildeki kişiler tarafından cinsiyet, eğitim düzeyi, gelir
durumu ve zaman ile mekân algısı gibi unsurlardan etkilenmeyecek kadar içselleştirdiği
bir lezzet olduğunu göstermektedir.
83
Gülsüm ÇALIŞIR, İhsan TÜRKAL, Burak TÜRTEN, Elif KÜTÜKOĞLU, Caner ÖZARSLAN,
“Çay İçme Kültürünün Kişilerarası İletişime Katkısı”
Mavi Atlas, 7(2)/2019: 54-87
Gümüşhane ilinde ise çay içme kültürü kişilerin yaşları, eğitim düzeyleri ve
tüketim zamanına göre anlamlı bir şekilde farklılaşmaktadır. Buna göre bu ilde yaşayan
kişilerin çay tüketimi davranışları üzerinde söz konusu faktörlerin önemli bir etkisi
bulunmaktadır. Gümüşhane ili özelinde elde edilen bulgulardan en dikkat çekenlerini şu
şekilde özetlemek mümkündür: İlk bulgu, çay içme saati değişkenine göre çay içme
kültürü ile ilişkili olarak katılımcıların öğleden önce ve öğleden sonra çay içme
edimlerinin birbirinden farklı olduğu yönündedir. Elde edilen bilgiler, çayın öğleden
sonra daha fazla tüketildiğini göstermektedir. Bunun temel gerekçesini, sabah tüketilen
çayın kahvaltı amaçlı olarak, öğleden sonra tüketilen çayın ise daha çok iletişim
ortamlarını zenginleştirmesi amacıyla olabileceği şeklinde açıklamak mümkündür. Bu
bulgu da çalışmanın başlığını doğrulayan ve çalışmanın gerçekleştirme amacı ile
uygunluk göstermesi bakımından değerlidir. Zira katılımcılar, ankette soruları
cevaplarken çayı hem öğleden sonra hem de tanıdıkları ile daha fazla tükettikleri yönünde
bilgiler vermiştir. İkinci bulgu da Gümüşhane’de bulunan katılımcıların yaşlarına göre
çay içme kültürleri arasında tüm faktör boyutları açısından anlamlı bir farklılaşma olduğu
ile ilgilidir. Araştırma bulgularına göre Gümüşhane ilinde yaş gurubu ile çay içme
edimleri arasındaki farka bakıldığında, orta yaş grubunda bulunan katılımcıların daha
yoğunlukta olduğu görülmektedir. 31-45 yaş aralığında yer alan katılımcıların, diğer yaş
aralığında bulunan katılımcılara göre fazla olmasını, Gümüşhane’de genç nüfus oranının
Erzurum iline göre daha az olması şeklinde açıklamak yerinde olacaktır. Keza, Erzurum,
hem büyük şehir olması hem de merkez il sınırları içerisinde iki üniversite bulundurması
bakımıyla genç nüfusun daha yoğun olarak yaşadığı bir il konumundadır. Oysa
Gümüşhane, hem Erzurum’a göre küçük bir ildir hem de il merkezinde üniversite öğrenci
sayısı Erzurum kadar çok değildir. Nitekim Erzurum Atatürk Üniversitesi 1957 yılında
(https://atauni.edu.tr/kurulus-oykusu, 2018) kurulan köklü bir üniversite iken;
Gümüşhane Üniversitesi 2008 yılında (http://www.gumushane.edu.tr/tarihce, 2018)
kurulmuş, nispeten daha yeni bir üniversitedir. Üniversite öğrencilerinin yaş
ortalamalarının da 18-25 aralığında olduğu göz önünde bulundurulduğunda,
Gümüşhane’de bu yaş aralığında bulunan katılımcı sayısının göreli olarak daha az
olduğunu söylemek yanlış bir bilgi olmayacaktır. Gümüşhane’de çay içme kültürü mekân
ve gelir dağılımına göre anlamlı bir farklılaşma göstermemektedir.
Araştırma genel olarak değerlendirildiğinde, çay içme kültürünün kişilerarası
iletişime katkısını somut bir şekilde ortaya koyması bakımından önemlidir ve aynı
zamanda özgün bir yapıya sahiptir. Çalışmadan elde edilen bulgular, bundan sonra bu
konuyla ilgili yapılacak konulara veri oluşturması bakımından değerlidir. Bunun yanında
84
Gülsüm ÇALIŞIR, İhsan TÜRKAL, Burak TÜRTEN, Elif KÜTÜKOĞLU, Caner ÖZARSLAN,
“Çay İçme Kültürünün Kişilerarası İletişime Katkısı”
Mavi Atlas, 7(2)/2019: 54-87
farklı iki toplum arasında çay tüketimi davranışı üzerinde cinsiyet, gelir dağılımı, yaş,
eğitim düzeyi ve mekân ile zaman dilimi gibi faktörlerin anlamlı bir farklılaşmasının olup
olmadığını göstermesi bakımından diğer çalışmalardan ayrışmaktadır. Ancak bundan
sonra bu konunun farklı boyutları da ele alınıp incelenebilir. Örneğin bu çalışma sadece
Gümüşhane ve Erzurum özelinde gerçekleştirilmiştir. Bundan sonra bu konuda yapılacak
olan çalışmalar, araştırmacılar tarafından Türkiye’nin yedi bölgesini de kapsayacak
şekilde irdelenebilir. Bunun yanı sıra bu çalışmada nicel araştırma yöntemi tercih
edilmiştir. Daha sonra bu konuda araştırma yapmak isteyen araştırmacılar, konunun bu
yönüne nitel araştırma yöntemlerinden olan derinlemesine görüşme ve yarı
yapılandırılmış görüşme yöntemlerini de kullanarak, çalışmalarında daha derinlemesine
bilgilere de ulaşabilirler. Konu ele alınıp incelenmesi geniş kapsamlı bir konu olması
bakımından, bundan sonra da çay içme kültürünün farklı bilim alanları ile bağlantısı
kurulabilir. Bu anlamda zengin bir literatür bilgisi ve geniş bir araştırma alanı olması
bakımından çay içme kültürü, bundan sonra da pek çok çalışmaya konu ve malzeme
olabilir. Özetle; bundan sonra bu konu ile ilgili gerçekleştirilecek araştırmaların gerek
Türk toplumunda çay tüketiminin yerini daha net bir şekilde ortaya koyması ve gerekse
de literatürün ilgili alanına katkı sağlaması düşünülmektedir.
Kaynakça
Periyodik Yayın:
GÜNEŞ, Serkan (2012). “Türk Çay Kültürü ve Ürünleri”, Milli Folklor Dergisi,
Yıl: 24, Sayı: 93: 234-251.
USTAKARA, Fuat ve E. BURHAN (2017). “Toplumsal İletişim Kurumu Olarak
Kahvehanelere Dair Bir Araştırma: Gaziantep Örneği”, Erciyes İletişim Dergisi academia
2017, Cilt: 5, Sayı: 2: 210-226.
YAĞBASAN, M. ve Fuat USTAKARA (2008). “Türk Toplumunda Kahvehane
ve Kafelerde İletişimsel Ortamı Belirlemeye Yönelik Bir Alan Araştırması (Gaziantep İli
Örneği), Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 18, Sayı: 1: 233-260.
Kitaplar:
BAYKARA, Tuncer (2001). Türk Kültür Tarihine Bakışlar, Ankara: Atatürk
Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları.
DEVITO, Joseph A. (1995). The Interpersonal Communication Book, (Seventh
Edition), New York: Harper Collins Collage Publishers.
85
Gülsüm ÇALIŞIR, İhsan TÜRKAL, Burak TÜRTEN, Elif KÜTÜKOĞLU, Caner ÖZARSLAN,
“Çay İçme Kültürünün Kişilerarası İletişime Katkısı”
Mavi Atlas, 7(2)/2019: 54-87
DÖKMEN, Üstün (2001). İletişim Çatışmaları ve Empati, İstanbul: Sistem
Yayıncılık.
DUMAN, Mustafa (2008). Çay Kitabı, İstanbul: Kitabevi Yayınları.
GÜRSOY, Deniz (2005). Demlikten Süzülen Kültür: Çay, İstanbul: Oğlak
Yayınevi.
GÜRÜZ, Demet ve Ayşe TEMEL EĞİNLİ (2012). Kişilerarası İletişim BilgilerEtkiler-Engeller, (3. Basım), Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık.
HARTLEY, Peter (2010). Kişilerarası İletişim, (Çevirenler: Ülkü Doğanay,
Melike Aktaş Yamanoğlu, Burcu Şimşek, Pınar Özdemir, Halise Karaaslan Şanlı, İnan
Özdemir Taştan), (1. Baskı), Ankara: İmge Kitabevi.
KAÇAR, Burhan (2010). Çay Bitkisi, Biyokimyası, Gübrelenmesi, İşleme
Teknolojisi, Ankara: Nobel Yayınları.
KÖPRÜLÜ, Mehmet Fuad (2003). Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar, Ankara:
Akçağ Yayınları.
KUZUCU, Kemalettin (2012). Bin Yılın Çayı, Osmanlı’da Çay ve Çayhane
Kültürü, İstanbul: Kapı Yayınları.
OĞUZ, Burhan (1976). Türkiye Halkının Kültür Kökenleri, Cilt 1, İstanbul:
İstanbul Matbaası.
REIMERTZ, Stephan (2003). Çayın Kültür Tarihi, (Çeviren: Mustafa Tüzel), (2.
Baskı), Ankara: Dost Kitabevi.
RUFFNER, Michael and BURGOON
Communication, Harcourt School Publication.
Michael
(1981).
Interpersonal
SİYEZ, Diğdem (2015). Kişilerarası İlişkilerin Başlangıcı ve Gelişimi,
Kişilerarası İlişkiler ve Etkili İletişim, (7. Baskı), Editör: Kaya, A., Ankara: Pegem
Akademi.
USLUATA, Ayseli (1994). İletişim, Cep Üniversitesi, (1. Baskı), İstanbul:
İletişim Yayınları.
86
Gülsüm ÇALIŞIR, İhsan TÜRKAL, Burak TÜRTEN, Elif KÜTÜKOĞLU, Caner ÖZARSLAN,
“Çay İçme Kültürünün Kişilerarası İletişime Katkısı”
Mavi Atlas, 7(2)/2019: 54-87
Tezler:
ÇİMEN, Kemal (2014). Türkiye’de Çay Yetiştiriciliği ve Çay Sanayii,
(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
İstanbul.
GENÇ, Fatma (2010). Türkiye’de Çay Üretimi ve Değişen Sosyal İlişkiler,
(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
İstanbul.
KORKMAZ, Furkan (2012). Türkiye Çay Sektörünün Mevcut Durumu ve Bir
Çay Fabrikasında Enerji Verimliliği, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul
Teknik Üniversitesi, Enerji Enstitüsü, İstanbul.
TATOĞLU, Mehmet (2017). Küresel Marka Oluşturmada Yürütülen İletişim
Stratejileri: Çaykur ve Lipton Örneği, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Maltepe
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
İnternette Yer Alan Metinler:
“Atatürk
Üniversitesi”,
(https://atauni.edu.tr/kurulus-oykusu).
Erişim
Tarihi:
25
“Bir Bardak Çayın Hikayesi”, Erişim Tarihi: 21
(http://medyamutfagi.blogcu.com/bir-bardak-cayin-hikayesi/12106400)
“Gümüşhane
Üniversitesi”,
(http://www.gumushane.edu.tr/tarihce).
Erişim
Nisan
Ocak
2018,
2018,
Tarihi:
25
Nisan
2018,
“Kültüre
Göre
Çay”,
Erişim
Tarihi:
(http://www.kerimusta.com/kulturlere-gore-cay/?print=pdf).
20
Ocak
2018,
TEZCAN, Mahmut (1987). “Erzurum Kültürü ve Kişiliği”, 11-14 Mart tarihleri
arasında Erzurum’da gerçekleştirilen ‘Tarihi Akış İçinde Erzurum’ konulu sempozyumda
sunulan
tebliğ,
Erişim
Tarihi:
23
Ocak
2018.
(http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/40/518/6487.pdf).
87