Berkay Necati Tanrısever
SEVAHİLİ TOPLUMU (1100-1500)
Sevahili, Afrika’nın doğusundaki bir coğrafi bölgeyi, bu topraklarda yaşayan halkı ve
bu halkın konuştuğu dili ve kültürü tanımlar. Kelime kökeni ve anlamı olarak Sevahili,
Arapça “kıyı” anlamına gelen “sahil” kelimesinden türemiştir ve “kıyılara ait” anlamına
gelir. Coğrafi olarak; Babülmendep Boğazı’ndan başlayıp Afrika Boynuzu’ndan Güney
Afrika Cumhuriyeti’ne kadar olan bölgeyi kapsar. Kuzeyden güneye; Cibuti, Somali, Kenya,
Tanzanya, Mozambik, Malavi ve Komor Adaları ile beraber; Lamu, Mombasa, Pemba,
Zengibar, Kilve, Pate ve Mafia gibi kıyıya yakın adalarını içine alır. Bu bölgede yaşayan halk
“waswahili”, halkın konuştuğu ana dil ise “kiswahili” olarak adlandırılır. Sevahili, yabancı
literatürde ise swahili olarak geçmektedir1. Bu makalenin konusu, sevahili toplumunun ortaya
çıkışı ve 1500 yılındaki İspanyol istilasına kadarki olan dönemin kültür tarihidir.
Sevahili Toplumunun Oluşumu ve Ekonomik Yapısı
Sevahillerin ilk ne zaman ortaya çıktıkları tam olarak bilinmemektedir. 12. yüzyılda
Sevahili halkı etnik ya da sosyal olarak homojen bir topluluk oluşturmuştur demek mümkün
değildir. Onlar, etnik olarak, bölgenin Bantu2 konuşan nüfusu üzerine kurulmuş bir
topluluktu. Bu temel, hinterlandın komşu bölgelerinden insanlar ve Umman Denizi'nin kuzey
kıyısı ve Araplar, Persler3 ve Hintlilerden oluşan Hint Okyanusu ülkelerinden gelen
göçmenler tarafından
meydana gelmekteydi.
Bu oluşumun
bir
“Kültürü” olarak
adlandırılması, yazı kullanmamış olmalarından kaynaklanır. Bu noktayı aydınlatmakta fayda
var.
Özellikle yazının kullanılmadığı dönemlerle ilgili yapılan araştırmalarda ortaya konulan
çalışmalar, milattan sonra dönemler için de geçerli olmak üzere, madencilikte kat edilen veya
taş alet yapımındaki gelinen noktayı değil de, yerleşim yeri ve karakteri, kullanılan teknoloji,
moda olmuş çanak çömlek tipleri gibi kültürel unsurlarla anılır. Bu kültürlere de genel olarak
Hatice, Uğur, “Sevahili”, TDV İslam Ansiklopedisi, 36.cilt, s. 579-581 , İstanbul, 2009.
Detaylı bilgi için bkz: Keisuke Wakizaka, “Afrika’nın Etnik Yapısı”, Afrika Politikası 21. Yüzyılda
Güvenlik, Refah ve Demokrasi Arayışı, Beta Yayınları, s.63-69, İstanbul, 2017.
3
. Kastedilen dönemde İran adında bir devlet mevcut olmadığı için “Pers” ifadesinin kullanılması daha
uygundur.
1
2
ilk ortaya çıkartıldıkları coğrafi alanın adını almışlardır.4 İşte bu nedenle, Doğu Afrika
kıyılarındaki gelişmeler, yaklaşık olarak 1000’li yıllardan itibaren “Sevahili Kültürü” adı
altında takip edilir. Bu noktada, arkeolojik kazılar sonucunda ortaya çıkarılan materyaller,
dönemi anlamamız açısından en büyük kaynakları teşkil etmektedir. Yazılı kaynaklarımız ise,
eski çağlardan Periplus Maris Erythraei isimli yazarı bilinmeyen bir belgeye5, İskenderiyeli
matematikçi, müzisyen ve coğrafyacı Ptolemaios6, İslam coğrafyacısı İdrîs7î, İranlı denizci
Büzürg b. Şehriyâr8, Bağdatlı denizci, coğrafyacı ve seyyah Ali b. Hüseyin el-Mes‘ûdî9,
Anadolulu coğrafyacı ve seyyah Yâkūt el-Hamevî10 ve dünyaca ünlü seyyah İbn Battûta11’nın
eserlerine dayanmaktadır. Günümüzde, 1950’li yıllarda başlayan arkeolojik çalışmalar12 halen
birçok yerde devam etmekte, ancak, tüm bu çalışmalar dönemi aydınlatma noktasında hala
oldukça yetersiz kalmaktadır.
Konumuza devam edecek olursak; arkeolojik kazılar sonucunda çıkan malzemeler ve az
da olsa yazılı kaynaktan anlaşıldığı kadarıyla, Doğu Afrikalılar hayatlarını üç temel uğraşı
çerçevesinde sürdürüyordu: Tarım, balıkçılık ve deniz ürünleri toplama ve ticaret.
Çiftçilik sıradan insanlar tarafından sürdürüldü. Balıkçılık ve deniz ürünlerinin
toplanması ile birlikte, çiftçilik Sevahili toplumunun varlığının temeliydi. Muz, durian,
patates, hindistancevizi, hindistan cevizi hurması, şeker kamışı, demirhindi, tatlı portakal,
limon, çeşitli sebzeler, küçük soğan, aromatik otlar, fındık, çeşitli bezelye ve mısır türleri13
toplumun üretimini yaptığı ürünlerdi. Ayrıca sığır, koyun ve keçi de dahil olmak üzere bazı
evcil hayvan yetiştiriciliği yapıldığı da kaynaklarda geçmektedir. Balıkçılığın varlığı ve önemi
ve deniz ürünlerinin toplanması, yerel olarak balık, deniz hayvanları ve yumuşakça tüketimine
atıfta bulunan Arap yazarlar tarafından belirtilmektedir. Okyanusun kaynakları sadece
yiyecek sağlamıyordu. Arapça kayıtlardan inciler, kabuklar, kaplumbağa kabukları ve
kehribarların toplandığını ve satıldığını biliniyor. Balık avı sadece tüketilmekle kalmadı, aynı
Kemalettin Köroğlu, Eski Mezopotamya Tarihi Başlangıcından Perslere Kadar, İletişim Yayınları, s. 4250, İstanbul, 2013. Ayrıca bu adlandırmalara örnek olarak: Hassuna Kültürü, Samarra Kültürü, Halaf Kültürü,
Ubeyd Kültürü ve Uruk Kültürü.
5
Anlamı, “Erytrea Denizi seyir defteri”dir.
6
Cengiz Aydın, Gülseren Aydın, “Batlamyus”, TDV İslam Ansiklopedisi, cilt. 5, s. 196-199, İstanbul, 1992.
7
Ramazan Şeşen, “İdrîsî, Şerif”, TDV İslam Ansiklopedisi, cilt. 21, s. 493-495, İstanbul, 2000.
8
Mustafa L. Bilge, “Büzürg b. Şehriyār”, TDV İslam Ansiklopedisi, cilt. 6, s. 522, İstanbul, 1992.
9
Casim Avcı, “Mes‘ûdî, Ali b. Hüseyin”, TDV İslam Ansiklopedisi, cilt. 29, s. 353-355, Ankara, 2004.
10
Casim Avcı, “Yâkût el-Hamevî”, ”, TDV İslam Ansiklopedisi, cilt. 43, s. 288-291, İstanbul, 2013.
11
A. Said Aykut, “İbn Battûta”, TDV İslam Ansiklopedisi, cilt, 19, s. 361-368, İstanbul, 1999.
12
Peul J.J. Sinclair, Thouns Harnnsson, “The Swahili State-Culture” , A Comparative Study of Thirty CityState Cultures, s. 466, Copenhagen, 2000.
13
Sarah Catherine Walshaw, “Swhili Urbanization, Trade, And Food Production:
Botanical Perspectives From Pemba Island-Tanzania”, A.D. 600-1500, Washington Üniversitesi, s. 236-244,
Missouri, 2005.
4
zamanda satışa sunuldu, bu da yakalamaların oldukça önemli olduğunu gösteriyor.
Kabukların kap, kaşık ve boncuk yapımında kullanıldığı bilinmektedir.
Tekne yapımındaki gelişmeler ve denizcilik tekniklerinin, özellikle seyir astronomisinin
iyileştirilmesi ve navigasyonun, yani yön bulma tekniklerinin gelişmesi ile birlikte uzun
mesafeli deniz seferleri düzenlemek mümkün hale geldi. Bu alanda Sevahili denizcilerin
mtepe14 ile yaptıkları seferler ile bu gelişmelere katkılarda bulunmuşlardır. Bununla beraber,
Doğu Afrika’nın, Afrika’nın Akdeniz kıyıları hariç diğer kıyı bölgelerine göre denizcilikte
ilerleyip kısa sürede zenginleşmesinde ve özel bir kültür sahası oluşturmasındaki en büyük
etken Muson rüzgarlarıdır diyebiliriz15. Doğu Afrika kasabalarının ticareti son derece kârlıydı
ve servetlerinin temelini oluşturuyordu. Ticaret temasları Sevahili halkını Araplar, Persler ve
Hintliler de dahil olmak üzere diğerlerinin kültürel değerleriyle tanıştırdı. Arkeolojik kazılar
sırasında Çin menşeli büyük miktarda mal olmasına rağmen, Çinliler, 16. yüzyılın başlarına
kadar Afrika ile ticarette doğrudan yer almadılar. Çin filolarının Doğu Afrika sahillerine
bilinen ilk seferleri Cheng-Ho16 komutası altında 1417-19 ve 1421-2 yıllarında gerçekleşti17.
Bu zamana kadar deniz ticareti, elbette, büyük ölçekte olmasa da yapılmaktaydı. Ancak,
yukarda bahsedilen teknik gelişmeler sonucu Muson rüzgarlarının da etkisiyle uzun mesafeli
deniz ticaretine başlayan Sevahili toplumunda gözle görülür bir değişim başladı.
Sevahili Şehirleri
1350’li yıllara kadar Sevahili evlerinin ana malzemesi ahşaptı. Ama bu tarihten sonra
uzun mesafeli deniz ticareti kaynaklı artan refah seviyesi sonucunda zenginleşenler, farklı
tarzda evler inşa etmeye başladılar. Bu yeni evler iki katlı, mangrov ağacından kirişli ve düz
çatılıydı. Zamanla bu evler zenginliğin bir göstergesi oldu. Ticaret ile uğraşmayan halk ise
aynı tarzda evlerinde, şehir ve kasabalarda yaşamaya devam ettiler. Zenginleşmenin bir başka
sonucu ise, başlangıçta küçük yerleşim yerlerinin büyük kasabalara, büyük kasabaların da
şehirlere dönüşmesiydi. Lamu takımadaları, Tana'daki Ungwana, Malindi, Gedi, Mombasa,
Sevahili dilindeki anlamı “tekne”. Ayrıntılı bilgi için bkz: “The Mtepe ‘Shungwaya’ Sails Again” Abdul
Sheriff, Khamis A. Abdalla & Ame I. Mshenga, Ziff Journal 2006.
15
Jonathan T. Reynolds, Tarih Öncesinden Günümüze Dünya Tarihinde Afrika, Küre Yayınları, s. 201-203,
İstanbul, 2019,
16
“Zheng He” şeklinde de yazılır, “Cing-Hı” şeklinde okunur.
17
Mürsel Bayram, Güç ve Kimlik Perspektifinden Çin-Afrika İlişkileri, Savaş Yayınevi, s.74-75, Ankara,
2018.
14
Tongoni ve Zanzibar ve Pemba adalarındaki kasabalar, aralarında çok sayıda küçük köy
bulunan yoğun nüfuslu kıyılarda, nüfus çekim alanlarını temsil ediyorlardı.18
Bu yeni şehirlerin siyasi örgütlenme hakkında bildiklerimizin çoğu, Ali b. Hüseyin elMes‘ûdî (10. yy), İdrîsî (12. yy), Yâkūt el-Hamevî (13. yy) ve İbn Battûta (14. yy) gibi Arapça
ile yazılmış bazı gezginlerin dağınık yazılarından geliyor. Şehirlerin siyasi yapısını tam
berraklığıyla açıklamak çok zor, ancak anlaşılan o ki, eskiden beridir yönetimi elinde
bulunduran, soya dayanan ayrıcalıklı kesim ve onun politik sistemi, gittikçe büyüyen, varlıklı
tüccar topluluğu tarafından devrilmiş gözüküyor19.
Önemli Sevahili şehirlerini gösteren bir harita.
18
Peul J.J. Sinclair, Thouns Harnnsson, a.g.e, s. 472.
Chapurukha M. Kusimba, Rahul C. Oka, “Trade and Polity in East Africa: Re-Examining Elite Strategies for
Acquiring Power”, ?, s. 45.
19
İslam’ın Gelişimi
İslam'ın yayılmasının başlaması muhtemelen 12. yüzyılın son on yıllarından daha geç
olmamalıdır ve tam gelişimi 14. ve 15. yüzyıllarda gerçekleşmiş olmalıdır. Böylece 1331'de
İbn Battûta Mogadişu'yu derinden İslamlaşmış bir kasaba olarak tanımlıyor. Kilve
sakinlerinden 'inanç ve doğruluk onların en önde gelen nitelikleri olduğunu ve sultanlarının
sadık ve asilleri yücelttiğini söylüyor. Sürecin ne kadar aşamalı olduğu, hem Müslüman hem
de Afrikalı “sultan” ve “mfalme” gibi yeni ve eski başlıkların yan yana mevcut olduğu
gerçeğinden açıktır; daha sonra Afrika unvanları kullanılmamaya başlandı. İslam'ı
benimseyen ilkler muhtemelen zengin tüccarlardı. Sevahili toplumu Müslüman hukukunun
bazı unsurlarını asimile etti, ancak muhtemelen tüm yasal sistemi değil20.
İslam’ın yayılması mimari yapılarda da etkisini gösterdi. Kilve Ulu Camii, bölgedeki
bina ve mimarinin gelişimine ilişkin genel bir resim sunmaktadır. Ancak birkaç kez yeniden
inşa edilmiştir ve şimdi tamamen farklı bir yapıdır. Zanzibar'daki Kizimkazi ve Mogadişu
yakınlarında iki minareli Fakr ad-Din Camii önemli eserlerdir.
Kilve Sultanlığı
Doğu Afrika sahilinde zenginleşip büyüyen şehirler arasında Kilve, farklı bir yere
sahiptir. Kilve, zenginliği ve güzelliğiyle bir çekim merkeziydi. Bu durum Müslüman
kimliğiyle birleşince Arap seyyahların ve tüccarların sık uğradığı bir yer haline geldi. İşte bu
seyyahların, az da olsa, kayıtlarından, yazarı belli olmayan Arapça yazılmış bir “Kilve Tarihi”
mevcut olmasından21 ve günümüzde de kapsamlı arkeolojik çalışmalar yapılmasından
kaynaklı olarak Kilve hakkında diğer Sevahili şehirlerine oranla daha fazla bilgi sahibiyiz.
Arapça Kilve Tarihi, kurucuların Şiraz’dan geldiğinde dair bilgiler sunar, ancak,
Şiraz’ın İran’ın bir iç şehri olması nedeniyle, genel görüş, bunun kendi dönemlerinin en ünlü
ve en zengin şehirlerinden biriyle köken itibariyle kendilerini ilişkilendirme yoluna giderek
V. V. Mattveiev, “The Development of Swahili Civilication”, UNESCO General History of Africa IV,
UNESCO Yayınları, s. 462, Paris, 1984
21
Jonathan T. Reynolds, a.g.e, s. 209.
20
statü yükseltmeye gidilmiş olduğu yönündedir22. Bununla birlikte gerçekten de Şiraz’dan bazı
yerleşimcilerin gelmiş olması da mümkündür.
Kilve Tarihi’nde, yarı efsanevi kuruluş hikayesine ek olarak çok sayıda sultanın, önemli
tüccarların ve bunların soylarına dair detaylı bilgiler mevcuttur. Ancak, sosyal yaşam,
ekonomi ve tarihi olaylar hakkında çok az bilgi vardır.
14. yüzyılın başlarında, Kilve ve güneydeki Sofala şehri arasında bir dizi savaşlar
meydana geldi. Savaşlar sonucunda Kilve galip geldi ve Sofala ile beraber iç bölgelere doğru,
özellikle Büyük Zimbabve Krallığı’na uzanan ticaret yollarını ele geçirmiş oldu. Zimbabve
Krallığı tam da o dönemlerde önemli miktarda altın üretimine başlamıştı ve Sofala onlar için
önemli bir ihraç limanıydı. Böylece, Kilve oldukça zenginleşmeye başladı23. Yine aşağı
yukarı bu yıllarda, 1331 yılında, İbn Battûta’nın Kilve seyahati gerçekleşti. Çok detaylı
olmasa kayıtlarından değerli bilgiler edinmekteyiz. Söylediğine göre; bölgede pek çok limon,
portakal, muz ve zeytine benzeyen, halkın “camun” dediği ağaçları mevcuttu. Genel olarak
balık ve muz ile beslenmekteydi. Şehir, oldukça güzel ve evleri ahşaptandı. Halk, kara derili,
yumuşak huyluydu. Sultan Ebu'l Muzaffer Hasan çok cömert biriydi; hatta bir gün, namaz
çıkışı beraber yürürlerken dilencinin biri yaklaşıp sultanın giymekte olduğu hırkayı istedi ve
sultan hiç tereddüt etmeden ona hırkasını, daha pek çok erzakla beraber, hediye etti. Sultan,
çok mütevazi, yoksullarla beraber yemek yiyen, din bilginlerine saygılı ve zenci kafirlere
karşı cihat eden biriydi24.
1600’lü yıllara doğru, Portekizli denizcilerin kayıtları dikkate değerdir. Söylediklerine
göre şehirde 12000 kişi yaşamaktaydı25.
Sonuç
Sevahili topluluğu, zaten bölgede var olan Bantu topluluklarının üzerine inşa edilmiş,
Afrika Boynuzu’ndan Güney Afrika Cumhuriyeti’ne kadarki sahil şeridinde ve kıyıa yakın
adalarda yaşamış bir topluluktur. Yaklaşık 1100’lü yıllarda farklı bir kültür geliştirmeye
başladıkları kabul edilmekle beraber bu tarihi 900’lü yıllara çekenler de vardır. Sevahili halkı
uzunca yıllar yazıyı kullanmadıkları için onlar hakkındaki bilgilerimiz oldukça sınırlı, dağınık
ve yetersizdir. Arkeolojik kazılar sonucu ortaya çıkarılan materyaller ana kaynakları teşkil
22
Chapurukha M. Kusimba, Rahul C. Oka, a.g.e, s. 49-51.
Jonathan T. Reynolds, a.g.e, s. 213.
24
İbn Battûta Tancî, İbn Battuta Seyahatnamesi, (çev. A. Sait. Aykut), YKY Yayınları Kazım Taşkent Klasik
Yapıtlar Dizisi, sayfa 758-762, İstanbul.
25
Jonathan T. Reynolds, a.g.e, s. 213.
23
ederken, çoğunluğu Arap olan seyyahların kayıtları da bize sosyal hayat hakkında önemli
bilgiler vermektedirler.
Sevahili halkı, tarım, hayvancılık ve balıkçılık ile geçimlerini sürdürmekteydi. Ancak,
denizcilik alanındaki gelişmeler sonucu uzun mesafeli deniz ticaretin başlamasıyla beraber
toplumun yapısı oldukça değişti. Arap Yarımadası, Hindistan ve Güneydoğu Asya ile yapılan
ticaret sonucu, kasabalar şehirlere dönüştü, zengin bir tüccar sınıfı ortaya çıktı. Bu yeni ortaya
çıkan şehirler birer şehir-devlet görünümündeydi. İslam’ın da etkisiyle Arap tüccar ve
seyyahların bölgeye ilgisi arttı. Kilve şehri, şimdiye kadarki bilgiler ışığında, en ünlü ve
zengin şehirlerden biriydi. Tüm bu gelişmeler sonucunda, kendine özgü bir Sevahili kültürü,
toplumu ve halklı ortaya çıkmış oldu.
Bu, zengin ve refah seviyesi yüksek dönem Portekizlilerin bölgeyi istilasına kadar
devam etti.
KAYNAKÇA
-
A. Said, Aykut, “İbn Battûta”, TDV İslam Ansiklopedisi, cilt, 19, İstanbul, 1999.
-
Avcı, Casim, “Mes‘ûdî, Ali b. Hüseyin”, TDV İslam Ansiklopedisi, cilt. 29, Ankara,
2004.
Avcı, Casim, “Yâkût el-Hamevî”, TDV İslam Ansiklopedisi, cilt. 43, İstanbul, 2013.
-
Aydın, Cengiz, Aydın, Gülseren, “Batlamyus”, TDV İslam Ansiklopedisi, cilt. 5,
İstanbul, 1992.
-
Bayram, Mürsel, Güç ve Kimlik Perspektifinden Çin-Afrika İlişkileri, Savaş
Yayınevi, Ankara, 2018.
-
Bilge, L. Mustafa “Büzürg b. Şehriyār”, TDV İslam Ansiklopedisi, cilt. 6, İstanbul,
1992.
-
İbn Battûta Tancî,
İbn Battuta Seyahatnamesi, (çev. A. Sait. Aykut), YKY
Yayınları Kazım Taşkent Klasik Yapıtlar Dizisi, İstanbul.
-
Khamis, Abdul Sheriff, Abdalla, A, Msenga, Ame, I, “The Mtepe ‘Shungwaya’ Sails
Again”, Ziff Journal, 2006.
-
Kusimba, Chapurukha M., Oka, Rahul C., “Trade and Polity in East Africa: ReExamining Elite Strategies for Acquiring Power”, ?.
-
Köroğlu, Kemalettin, Eski Mezopotamya Tarihi Başlangıcından Perslere Kadar,
İletişim Yayınları, İstanbul, 2013.
-
Mattveiev, V. V., “The Development of Swahili Civilication”, UNESCO General
History of Africa IV, UNESCO Yayınları, Paris, 1984.
- Reynolds, Jonathan T. Tarih Öncesinden Günümüze Dünya Tarihinde Afrika,
Küre Yayınları, İstanbul, 2019.
- Sinclair, Peul J.J., Harnnsson, Thouns, “The Swahili State-Culture” , A Comparative
Study of Thirty City-State Cultures, Copenhagen, 2000.
-
Şeşen, Ramazan “İdrîsî, Şerif”, TDV İslam Ansiklopedisi, cilt. 21, İstanbul, 2000.
-
Uğur, Hatice, “Sevahili”, TDV İslam Ansiklopedisi, 36.cilt, İstanbul, 2009.
-
Wakizaka, Keisuke, “Afrika’nın Etnik Yapısı”, Afrika Politikası
21. Yüzyılda
Güvenlik, Refah ve Demokrasi Arayışı, Beta Yayınları, İstanbul, 2017.
-
Walshaw, Sarah Catherine, “Swhili Urbanization, Trade, And Food Production:
Botanical Perspectives From Pemba Island-Tanzania”, A.D. 600-1500, Washington
Universty, Missouri, 2005.